Devlet borçlanması-3.Hafta 15.10.2015
DEVLETİN BORÇLANMA NEDENLERİ Kuşkusuz kamu harcamalarının temel finansman kaynağı vergilerdir. Ancak, devlete yüklenen fonksiyonların değişmesiyle beraber, kamu harcamalarının milli gelirden daha hızlı bir şekilde artış göstermesi, kamu harcamalarının finansmanı için devlet borçlarının kullanımını zorunlu kılmaktadır. Özellikle devlet borçlarının maliye politikasının önemli araçlarından birisi olarak kabul edilmesi, siyasi iktidarların vergi gelirlerini artırarak kamu harcamalarını finanse etmek yerine, borçlanmayı tercih etmelerine neden olmaktadır. Zira, vergileri artırmak oy kaybına neden olabilecek bir çabadır.
B.nın mali (fiskal) nedeni, k.h.nı finanse etmektir. K.h.nın milli gelirden daha hızlı bir şekilde artması b. siyasi iktidarlar vergileri arttırmak yerine, b.yı tercih ederler vergi artışı= oy kaybı
B.nın ekonomik nedenleri; -Makro ek. istikrar (fiyat istikrarı ve tam istihdam), -Tasarrufların yatırıma yönlendirilmesi, -Kaynak tahsisinde etkinlik, -Ek. büyüme ve kalkınma, -İstikrar programları
B.nın sosyal nedenleri; -Gelir dağılımında adaletin, -Aktüeryal (Sosgüvsis.dengesinin) sağlanması, -Sanayileşme, nüfus artışı ve kentleşmenin finansmanı. -1.ve 2.D.S’nın tahribatının giderilmesi +soğuk savaş yılları,
B. nedenleri, ülke/dönem değişir. Gelişmekte olan; Alt yapı ve büyük yatırımların, Askeri, Teknoloji ve hammade ithalatının, Dış ticaret açıklarının finansmanı nedeniyle. Gelişmiş ülkeler; geçici bütçe açıkları, büyük projeler-o.ü giderlerin finansmanı
1-Bütçe Açıkları bütçe açıklarını oluşturan temel nedenler; -hızlı nüfus artışı, -mali disiplinin sağlanamaması, -harcama ve gelirlerdeki denetim eksikliği, -tasarrufların büyüme hızını karşılayamaması, -ekonomik krizler, -kamu işletmelerinin ve sosyal güvenlik harcamalarının, -yüksek enflasyon ve faiz oranlarının bütçede yarattığı baskılar, -vergi sisteminden kaynaklanan sorunlar (vergi bilincinin yaygın olmaması, kayıt dışılık.)
1970’li yıllardan itibaren birçok ülkede, Türkiye’de de 2000-2011 arasında bütçe sürekli açık vermiştir. yetersiz tasarruflar ve vergi politikalarında değişiklikler ile geliri artırmak zaman alıcı =b.
A-Geleneksel açık (Finansman Gereksinimi)= harcamalar-gelirler. Bu tanımda yer alan G ve H kalemlerinin eşitliğin hangi tarafına yazılacağını belirlemede 2 kriter: a)yükümlülüklerde herhangi bir değişme meydana getirmeyen harcamalar sol tarafa yazılır: borç faiz ödemeleri sağ-harcamalar, anapara ödemeleri sol-finansman gereksinimi.
? Borç faiz ödemelerindeki artış, toplam talebi etkiler; Anapara ödemeleri yeni gelir yaratmadığı için talebi etkilemez=> Borç faiz ödemeleri bütçede, Anapara ödemeleri Hazine trf özel hesaplarda izlenir.
b)Maliye politikası kriteri: devlet yalnızca gelir amaçlı değil, fonksiyonel maliye pol.aracı ol.b.ya başvurabilir=> Borçlanılan piyasa ya da kuruluşlara göre de G ve H kalemleri farklılık taşıyabilir:
Geleneksel açık (Finansman Gereksinimi)= harcamalar-gelirler. Piyasa yerine MB’ndan borçlanma (karşılıksız para basımı ise) sağlanan kaynaklar gelirler kısmına, Piyasadan borçlanma finansman gereksinimi kısmına kaydedilir. G ve H bu 2 kritere göre sınıflandırılıp kaydedildikten sonra ortaya KKBG çıkar.
Türkiye’de toplam kamu kesimi finansman açığı; merkezî yönetimin, KİT’lerin, mahalli idarelerin, döner sermaye işletmelerinin, sosyal güvenlik kuruluşlarının, işsizlik sigortası fonu ve diğer fonların açıkları toplamından oluşur.
KKBG, toplam kamu kesimi finansman açıklarının GSYH’ye oranlanması ile bulunur. Kamu kesiminin fazla verdiği yıllarda Kamu Sektörü Borç Geri Ödemesi (KSBÖ) biçimini alır.
TC’de KKBG’nin hesaplanmasında kullanılan 2.yöntem: +vergiler+vergi dışı normal gelirler+faktör gelirleri+sosyal fonlar-cari transferler=Kamu harcanabilir geliri-cari giderler=kamu tasarrufları-kamu yatırımları=tasarruf- yatırım farkı +/-sermaye transferleri= kasa-banka/borçlanma +/-stok değişim fonu=KKGB Ücret, faiz,rant, kar/ cari tranferler, tarımsal destekleme harcamaları, devlet sosyal güvenlik katkısı.
2-Birincil Açık (Faiz Dışı Açık) K.H= Faiz dışı H(olağan)+ Faiz H(geçmiş fin.tercihinin sonucu) Birincil açık=Geleneksel Açık-Borç Faiz Ödemeleri Birincil açık= Faiz dışı H- G. Eğer G> Faiz dışı H= Faiz dışı fazla
110 FDH 20 FH 110 gelir Geleneksel açık: 130-110:20 Birincil açık: 110-110:0
Önemlidir çünkü .Uygulanan mal. pol.nın kamu borç stokunu +/- yönündeki etkisini belirleme .H- Faiz ödemeleri= birincil H.ın olağan G. İle finanse edilmesi borçların sürdürülebilirliğini =Olağan H+ borç anapara ödemeleri için b. normal, borç faiz ödemeleri için b. ilerde borçların ödenemeyeceğini gösterir.
Borçların sürdürülebilirliği için faiz dışı fazla/GSMH oranı + ekonomik büyüme oranı borçlanma için ödenen reel faiz =>Eğer faiz ödemesi olmasaydı bütçe açık mı verirdi fazla mı? Yanıtı Bu denge açık veriyorsa bütçe, faiz ödemeleri olmasa bile açık veriyor demektir ki o zaman ya gelirleri +ya da giderleri -gerekir.
Eğer faiz dışı fazla söz konusuysa o zaman bütçe gelirleri faiz dışı giderleri karşılayabilmekte ve faiz ödemeleri için de bir miktar fazla elde edebilmektedir. = b. ihtiyacı en azından o faiz dışı fazla miktarı kadar düşüyor demektir.
Reel faizlerin yüksek ve büyüme oranının düşük olması, borç stokunun artma ihtimalini yükseltir. F.d.f/GSMH+büyüme r.f.o faiz dışı bütçe dengedeyse, Borç stokunun değişmemesi için reel faiz oranının büyüme oranına eşit olması gerekir. Reel faizler, büyüme oranından yüksekse buradan doğacak faiz ödemesi için faiz dışı fazla verilmesi gerekir.
Diğer formül; BS=BS (R-g) –FDF BS: Borç stoku R: reel faiz oranı g: büyüme oranı FDF: Faiz dışı fazla BS 0/değişmemesi için FDF= BS (R-g) => BS ve R ne kadar yüksekse, borcun sürdürülebilmesi için daha fazla FDF verilmesi gerekir. X g.nin yüksekliği FDF ihtiyacını azaltmaktadır.
FDF= BS (R-g) BS: 500MTL, R:%7, g:%4 => FDF= 500 (0,07-0,04)= 15 MTL. (borç stoku sabit kalacaktır) (15 MTL üstü BS’nu azaltır)
Mali uyumda optik kırılma:hükümetlerin FDF verilmesine odaklanarak ülkenin varlık stokundaki aşınmanın ve büyüme potansiyelindeki düşüşün ihmal edilmesidir. (dolaylı vergiler, özelleştirme-o.ü gelir artışı, beşeri sermaye/altyapı yatırımlarda azalma)