ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Çevre Kirliliği: Çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilir. Çevre: Dünya üzerinde yaşamını sürdüren canlılarının hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Diğer bir deyişle "ekosistem" olarak tanımlanabilir. Hava, su ve toprak bu çevrenin fiziksel unsurlarını, insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir.
Çevrenin canlı ögelerinin hayati aktivitelerini olumsuz yönde etkileyen, cansız ögelerin üzerinde ise yapısal zararlar meydana getiren ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışması olayına "çevre kirliliği" adı verilmektedir. Hızla artan insan nüfusu ihtiyaçları arttırmakta, insan eliyle yaratılan kirliliğin tabiata ve çevreye verdiği zararın boyutu her geçen gün artmaktadır. Yaşamı daha mükemmel hale getirmek, daha sağlıklı ve uzun bir ömür sağlayabilmek amacına dönük bazı gelişmelerin, kırsal ve kentsel alanlarda doğal kaynakları bozduğu, su, hava, toprak kirlenmesine yol açtığı, bitki ve hayvan varlığına ve sağlığına zarar verdiği açıkça görülebilen bir gerçek haline gelmiştir.
Toprak KİRLİLİĞİ
Toprağın kimyasal maddelerle veya atıklarla kirlenmesidir Toprağın kimyasal maddelerle veya atıklarla kirlenmesidir. Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilebilir. Örneğin, kükürt dioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları “asit yağışları” halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller, ağır metaller, sanayi atıkları toprağı kirleten madde ve kaynaklardır.
HAVA KİRLİLİĞİ
Atmosferde toz, duman ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi, “Hava Kirliliği” olarak nitelenmektedir. Havayı kirleten maddelerin sınır değerleri (havada zararlı olmayacak derecedeki en yüksek değerleri), her ülkenin ilgili kuruluşları tarafından yönetmeliklerle belirlenir. Kirletici maddelerin niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil ve dereceleri de değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik kaynağına göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çok çeşitlidir. Birçok ülkenin hava kirliliğinin sınırı vardır fakat gelişmiş ülkeler bu sınırı aşmakta ve aşmaya devam ediyor.
SU KİRLİLİĞİ
Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları (pestisitler), tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir. Suların kirlenmesine karşı alınabilecek önlemler: Suların tarımsal olarak kirlenmesini önlemek; bilinçli gübre kullanımı, Evsel kirlenmeyi azaltmak; doğada çözülen deterjan kullanımı, eskiyen yağların kanalizasyona verilmemesi (Yağlar su üzerinde bir film tabakası oluşturarak sudaki oksijen miktarını azaltır) Su kullanımında tasarruf sağlayacak önlemler (ev idaresi, tarımsal sulama, sanayide su kullanımı vb... Suları temizleyen teknik önlemler. Birinci gruba giren önlemler, atık kirli su miktarını azaltmayı ön görmektedir.Teknik önlemler ise, suyun kirlenmesini önler ve kirlenmiş suların arıtılmasını sağlarlar.
AMBALAJ ATIKLARI
Çevrede oluşturduğu görüntü kirliliği yanında, rüzgar ve akarsularla sürüklenen ve çevrede bozunmayan ambalaj atıkları deniz hayvanları için ciddi bir tehdittir. Köpüğümsü atıkların ,deniz canlılarınca dişlenmesi ve yutulması, bu canlıların ve bunları tüketen diğer canlıların yaşamı açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Petrol bazlı ve yüzlerce yıl bozunmayan eski poşet ve plastiklerin yerine, organik materyal kaynaklı ve birkaç yılda doğal ortamda CO2 [Karbondioksit] ve suya kadar tamamen bozunarak dönüşüme giren bioplastikler ambalaj atık kirliliğini önlemede önemli gelişmelerdendir.
SES KİRLİLİĞİ
Yoğun şehir yaşamında özellikle insanların istirahat vakitlerinde yayılan motorlu araç, makina sesleri, inşaat, eğlence, bazı dini- sosyal aktiviteler, maçlar diğer kişilerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilecek gürültü kaynaklarıdırlar.
RADYOAKTİF KİRLİLİK
Nükleer enerji santralleri, nükleer silâh üreten fabrikalar, radyoaktif madde artıkları radyoaktif kirlenme yaratan başlıca kaynaklardır. Radyoaktif maddelerhava, su, toprak ve bitkilere zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip (radyasyonlu) hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara ve diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizmasını felce uğratmak, organları zedelemek gibi tedavisi olanak dışı olan hastalıklar meydana gelir.
IŞIK KİRLİLİĞİ
Yeryüzündeki teleskoplar gök cisimlerini gözlemleyemez. Işık kirliğinin sebepleri lazerler ve gereksiz aydınlatmalardır. Işık kirliliği gece havada aşırı aydınlık oluşmasıdır. Aşırı aydınlık canlılara zarar vermektedir. Örneğin: Deniz kaplumbağaları yumurtadan çıktıklarında denizin üzerindeki ay yansımasını ararlar ama aşırı aydınlatmalardan dolayı bir kısmı ayın yansıması ayırt edemez sonuç olarak açlıktan veya avlanmaktan dolayı ölürler. Kuşlar uçarken aya göre yön bulurlar. Ama aşırı aydınlatmalardan dolayı hangisinin ay olduğunu bilemezler ve göç edemeyip ölürler. Yeryüzündeki teleskoplar gök cisimlerini gözlemleyemez.
Gereken ÖNLEMLER Tarım ve diğer üretimlerde çevreye zarar vermeyen metotların geliştirilmesi. Atıkların azaltılması, dönüştürülmesi, yeniden işlenmesi, zararlı atık üreten teknolojiler yerine daha zararsız teknolojilere geçilmesi. Atık su arıtma tesislerinin kurulması, sanayi atıklarının temizlenmesi. Geri dönüşüme önem vererek oluşturulan çöplerin azaltılması. Naylon poşetlerin gerekli olduğunda kullanılması.
ÇEVREYİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ ?
• Her yere çöp atıp çevreyi kirletenleri mutlaka uyarınız • Her yere çöp atıp çevreyi kirletenleri mutlaka uyarınız. • Açığa atılan pillerin içindeki kimyasal maddeler toprağa ve suya karışarak bizlere zehir olarak geri döneceğinden, açığa pil atmayınız. • Çöpü kaynağında azaltmalıyız, yoksa çöp dağlarında nefes alamaz hale geliriz.
• Doğal bileşenli temizlik ürünleri kullanınız. • Şarj olunabilir pilleri tercih ediniz. • Herhangi bir ürünü alırken geri dönüşümlü olmasına dikkat ediniz. • Bir defa kullanılıp atılan poşetler yerine, sürekli kullanılabilen bez torba ve fileleri tercih ediniz.
• Plastik ve naylon atıkları yakmayınız • Plastik ve naylon atıkları yakmayınız. • Alışverişlerinizde cam şişe ve kapları tercih ediniz. • Bahçenizde kimyasal gübre yerine, organik atıklar (hayvan-bitki atıkları) kullanınız. • Tıbbi atıklarınızı mutlaka belediye görevlilerine teslim ediniz.
• Aşırı gürültü yapmayınız, yapanları uyarınız • Aşırı gürültü yapmayınız, yapanları uyarınız. • Gidilebilecek yerlere yaya giderek, oto egzoz gazı atılımını önleyiniz. • Gereksiz yere elektrik enerjisi kullanmayınız. • Temiz su israfından kaçınınız. • Atık sularınızı açığa akıtmayınız.
Çünkü kirli bir çevre birçok hastalığın kaynağıdır. Çevremi temiz tutarım, çünkü; Günlük hayatımızda sürekli olarak çevreyle iç içe yaşarız. Temiz bir çevre insana huzur ve mutluluk verir. Sağlıklı olmak için çevremi temiz tutarım. Çünkü kirli bir çevre birçok hastalığın kaynağıdır.
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ 1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.