HİNDİSTAN “Borç Esareti Altında Bitmeyen Kölelik”
Hindistan, Güney Asya'da bulunan bir ülkedir. Yüzölçümü açısından dünyanın en büyük yedinci ülkesidir. Nüfusu en kalabalık ikinci ülkedir. Güneyinde Hint Okyanusu, batısında Umman Denizi ve doğusunda Bengal Körfezi bulunmaktadır.
Dünya nüfûsunun % 15’ine sahiptir. Nüfûsu 1,225,000,000’dir (2007) Dünya nüfûsunun % 15’ine sahiptir. Nüfûsu 1,225,000,000’dir (2007). Resmi dili Hintçe olmasına rağmen, 850 çeşit dil vardır. 1950’de kabul edilen anayasa ile parlamenter sisteme geçildi. Hindistan 9 tanesi merkezî hükûmetçe, 18’i eyalet merkezince yönetilen 27 eyaletten meydana gelmiştir.
Hindistan’ın iş gücünü meydana getiren nüfûsun % 80’i tarımla, % 10’u endüstri ile uğraşır. Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler toplam nüfusta: %59.5 erkekler: %70.2 kadınlar: %48.3 (2003 verileri) Para birimi: Hindistan Rupisi
HİNDİSTAN’DA KÖLELİK Hintli bir tarım işçisinin günlük yemeği nelerden mi oluşuyor? Peki ya emeğin karşılığı? Neden çalışanlar borç esareti altında? “Koliya” nedir?
Peki ya çocuklar... Bölgedeki bütün çocukların isimleri, zamanında ailelerine avans para vererek çocukları köleleştiren, fabrikanın o bölgedeki sorumluları tarafından listelenmiş durumda
Ölümün ruhları taşıdığı yer Burası Uttar Pradeş... Bir erkeğin borcuna karşılık, aileler parçalanıp, kadınlar ve çocuklar köle pazarlarında haraç mezat satılıyorlar. Toprak sahipleri hükümetin sivil temsilcisi olarak görüldüklerinden, yasaları da keyiflerine göre kullanabiliyorlar. Köle olmayanlarda burada başlık parası için aynı çarkın içine düşüyorlar.
Erkekler, borçlarını biraz olsun kapatabilmeleri için eşlerini ya da kızlarını genelevlere satıyorlar. Burada, köle işçinin kaçtığı durumlarda, borç faiz karşılığında en büyük oğula aktarılıyor. Okuma-yazma oranı yok denecek kadar az..
MUNSİ’NİN HİKAYESİ Munsi de dedesi, babası ve kardeşi gibi uzun yıllardır aynı toprak sahibi için çalışıyor. Hikayesi, sahibinin dostane yaklaşımına inanıp ne olduğunu bilmediği belgeleri imzalamasıyla başlıyor. Munsi şimdi köşeye sıkışmış durumda..
KÖLELİKTEN KURTULMANIN YOLU YOK MU? Başta devlet çalışanlarının dürüstlüğü ve işçilerin mücadele etmesi çok önemli Şansı yaver gidenler yarı bağlı olma imkanı yakalayabiliyor. 1970’li yılların sonlarında “köle işçilere özgürlük” kampanyası başlatılıyor. Ancak sonuç alınamıyor.
Bir toprak sahibinin sözleri: “Köle işçilerimin bana borçları var (asla miktarını telafuz etmiyor) para ödenene kadar benim tarlamda çalışırlar, ne kadar yaşlanırlarsa yaşlansınlar beni ilgilendirmez.” “Kölelik iyidir, insanların güvenliğini sağlar.” “Kölelerimin babaları sayılırım. Onları koruyor ve yol gösteriyorum.”
Ölü öküzle rehabilitasyon olmaz! Bu rehabilitasyon işi ile fırsatçılara adeta gün doğmuştur. Kölelik, belki akıl hastanesinde veya hapishanede yatmaya benzetilebilir. Hindistan Ulusal Yönetim Akademisi, köle işçiler ve rehabilitasyon üzerine 1989-90 yıllarında çok geniş kapsamlı bir araştırma yürütmüştür.
TEŞEKKÜRLER.. NURSEL DURMAZ 08932017