Kültüre dair Örgüt kültürü, işletme kültürü, toplum kültürü ya da firma kültürü şeklinde adlandırılan değerler toplamı, çeşitli yönetim ve organizasyon kavram ve tekniklerinin uygulanma ve başarılı olma olanaklarını etkileyebilmektedir. Bu nedenle, tüm yönetim, kavram ve tekniklerin uygulanması, örgüt kültürü ile birlikte değerlendirilmelidir.
Değerler Takım çalışmasını koruyan davranış sergileyenleri takdir etmek, ortak performansı ödüllendirmek Değerler Kurum Kültürü Davranışlar, İş yapma biçimleri Varsayımlar
Kültür, işi nasıl etkiliyor? İşin, görevin algılanması, yorumlanması, İnsanların hareketleri, uygulamaları ve iletişimleri, öğrenilen şeyler. . Kültürün en önemli yönü iletişim, iş rollerinin ve sorumluluklarının algılanması, bilgilendirme ve güvenle ilgili. (Mylett, 2012)
Bir bakış açısı: Hofstede’nin kültürel boyutlar kuramı Azdan çoğa doğru değişen “güç aralığı” “Bireycilik”e karşı “kolektivizm” ya da “ortaklaşa davranışçılık” “erillik”e karşılık “dişillik” Azdan çoğa doğru değişen “belirsizlikten sakınma”
Bir bakış açısı: Hofstede’nin kültürel boyutlar kuramı
güç aralığı Hofstede “güç aralığı”nı grubun daha az güce sahip üyelerinin güç dağılımındaki eşitsizliği kabul etme derecesi olarak tanımlamaktadır. Birçok toplumda güç, toplumsal tabaka, eğitim düzeyi ve meslekle sıkı sıkıya ilişkilidir. Güç aralığının büyük olduğu kültürlerin üyelerinin çocukları birey olarak yetiştirilmez, büyüğe saygı beklenir. Ebeveynlerin ya da büyük çocukların küçük çocuklara karşı daha şefkatli olduğu görülür.
güç aralığı Güç aralığının az olduğu kültürlerde, aktif olarak reaksiyon vermeğe başladıktan sonra, çocuklara yetişkinlere davranıldığı gibi davranma eğilimi gözlenir. Öğretmenden öğrencilere eşit bireyler olarak davranması beklenir. Kurumlardaki ast-üst ilişkileri güç aralığı büyük toplumlarda çoğunlukla duygusal temellere bağlanır. Güç aralığının az olduğu toplumlarda ise ast ile üst doğal olarak aynı hak ve görevlere sahip olarak görülür
güç aralığı Hofstede kültürler arasında güç aralığı farklılığının nedenlerini karşılaştırılan ülkenin; Coğrafi genişliği (ülke ne kadar genişse, güç aralığı o kadar yüksek) Nüfusu (nüfus ne kadar çoksa güç aralığı o kadar yüksek) Refah düzeyi (refah düzeyi ne kadar yüksekse güç aralığı o kadar az) olarak sıralamıştır.
bireycilik – ortaklaşa davranışçılık Hofstede, toplum çıkarlarının onu oluşturan bireyleri çıkarlarından üstün tutulduğu kültürleri kolektivist kültürler olarak adlandırmakta ve insanların büyük çoğunluğunun bu tür kültürlere mensup olduğunu belirtmektedir. Burada belirtilmek istenen “grubun birey üstündeki gücü”dür. Bireyin çıkarlarının toplumun çıkarlarından üstün tutulduğu kültürleri bireyci kültürler olarak adlandırmaktadır.
bireycilik – ortaklaşa davranışçılık Kültürün bireycilik – ortaklaşa davranışçılık boyutu iletişim davranışları üzerinde önemli rol oynamaktadır. Bireyci kültürlerin üyeleri sözlü iletişimi tercih ederler ve duygular sözle ifade edilir. Ortaklaşa davranışçı kültürlerde ise sözlü iletişim genellikle sözsüz öğelerle desteklenir.
bireycilik – ortaklaşa davranışçılık Bireyci kültürlerde toplumsal kurallara aykırı davranan bireyler kendilerini “suçlu” hissederler. Ortaklaşa davranışçı kültürlerde aynı durumdaki bireyler “utanır”lar. Hofstede, bireyci kültürleri “suç kültürleri”, ortaklaşa davranışçı kültürleri de “utanma kültürleri olarak tanımlar.
Bağlılık kültürü Birçok kültürlerarası araştırma özellikle bireyciliği ve toplulukçuluğu vurgulayarak insanlar arasındaki farklı ilişki biçimlerini anlatmaya çalışmıştır. Batılı olmayan dünyanın büyük bölümünde insan ilişkileri “bağlılık kültürü” kavramı ile tanımlanabilir. (Kağıtçıbaşı, 1991)
erillik – dişilik sosyal ve kültürel roller Erillik, “cinsiyete dayalı rollerin belirgin olarak birbirinden ayrıldığı; erkeklerin kararlı, sert ve maddi yönelimli, kadınların alçakgönüllü, duyarlı oldukları ve yaşam kalitesine önem verdiği kültürleri” niteler. Dişillik, “cinsiyete dayalı rollerin birbiriyle kesiştiği, hem kadınların, hem de erkeklerin alçakgönüllü, duyarlı oldukları ve yaşam kalitesine önem verdiklerini kültürleri” niteler. Eril kültürlerde çocuklar “güçlü”ye hayranlık duymayı öğrenir. Dişil kültürlerde ise “zayıftan ve ezilenden” yana olmak fikri aşılanır
belirsizlikten kaçınma Hofstede, belirsizlikten sakınma derecesini “bir kültürün üyelerinin tanımadıkları durumlarda kendilerini ne kadar tehdit ediliyor hissettikleri” ile ilişkilendirmektedir
belirsizlikten kaçınma Her kültürün belirsizlikleri farklı yollarla ortadan kaldırmaya ya da onlardan kaçınmaya çalıştıkları saptanmıştır. Aşırı belirsizlik korku yaratır ve her insan topluluğu bu korkuyu azaltmanın yollarını aramıştır. Farklı kültürlerin üyelerinin aynı mesajı farklı şekillerde algıladıkları gerçeğinden hareket edilirse, doğal olarak kültürler arasında “korku” derecesinin de farklı olmasını beklemek gerekmektedir.
belirsizlikten kaçınma Korku derecesinin yüksek olduğu kültürlerde mesajları birkaç kanaldan birden iletmek eğilimi gözlenir. Gönderen bir taraftan konuşurken, diğer taraftan da jestlerle sözlerini desteklemek gereksinimini hisseder. Bu kültürlerde yüksek sesle konuşmak, duygularını çeşitli şekillerde belli etmek ve söz gelişi kararlılığını göstermek için masaya vurmak gibi iletişim davranışları toplumsal kabul görür.
belirsizlikten kaçınma Belirsizlikten sakınma derecesinin yüksek olduğu kültürlerin üyeleri iletişim sürecinde duygusal, huzursuz, aktif ve saldırgan davranışlar gösterirler. Belirsizlikten sakınma derecesinin düşük olduğu kültürlerde ise bireyler sakin, kontrollü ve tembelliğe eğilimli izlenimi uyandırırlar
Kültür iletişim, iletişim de kültürdür Edward T.Hall Kültürle ilintili olmayan ve onun tarafından etkilenmeyen hiçbir şey yoktur.
İletişim ve kültür arasında doğrudan bir ilişki var
Belirli bir iletişim tarzı belirli bir kültüre özgüdür. Bütün insan eylemleri, bir etkileşim durumu içinde belirli bir değer taşıyan bir mesaja sahiptir.
Her mesaj paylaşılmış semboller sistemidir ve kültürel anlamlar taşımaktadır.
Biri varsa ümit vardır toprağın tuzu Yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şey tutmaz
Organizasyondaki kültürü tanımlayan önemli unsurlardan biri, toplantı odalarından mola yerlerine kadar çalışanlar ve yöneticiler arasında nasıl konuşulduğudur. (Geller, 2005)