ENGELLİLERİN İSTİHDAMI Av. J. Işıl BAĞATUR
1789 tarihli İnsan Hakları Bildirgesi’nin 1. Maddesi; “İnsanlar özgür ve haklar bakımından eşit doğarlar” “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme” nin amacı; engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmek 27. maddesi engellilerin çalışma ve istihdamı ve taraf Devletler engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında çalışma hakkına sahip olduğunu kabul eder. Bu hak, engellilerin, açık, bütünleştirici ve erişilebilir bir iş piyasası ve çalışma ortamında serbestçe seçtikleri bir işle hayatlarını kazanmaları fırsatını da içerir.
1982 Anayasası’nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devletidir’ ve sosyal devlet olmanın gereği olarak sakat ve engelli vatandaşları topluma kazandırmakla ve onların kimseye avuç açmadan yaşayabilmelerini sağlamakla yükümlüdür. 42. maddenin 8. fıkrasında, “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır”. 49. maddesine göre, “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.” 50. maddenin 2. fıkrasında da, bedenî veya ruhî yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacakları öngörülmüştür.
1) Serbest meslek erbabı ve ücretli çalışan özürlü vatandaşlarımız ile kendisi özürlü olmasa bile ailesinde özürlü bulunan serbest meslek erbabı ile ücretliler vergi indirimden yararlanırlar. 2) Kamu kurumlarının sakat memur çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı sorumlu ve yetkilidir. 3) Kurumlarca özürlü vatandaşlarımıza ayrılan boş devlet memuru kadroları için her yılın Nisan-Mayıs, Temmuz- Ağustos veya Ekim-Kasım dönemlerinde sınav açılmaktadır. 4) İşverenlerin belirli bir mesleği olan özürlüleri öncelikle meslekleri ile ilgili işlerde çalıştırmaları gerekmektedir.
5) Kurum ve kuruluşlar çalışma yerlerini özürlü vatandaşlarımızın çalışmasını kolaylaştıracak şekilde düzenlemek gerekli tedbirleri almak ve özürlü vatandaşlarımızın çalışmaları ile ilgili özel araç ve gereçlerini temin etmek zorundadır. 6) Özürlü vatandaşlarımızın çalıştığı kamu kurum ve kuruluşu özelleştirme kapsamındaysa, kapatma ve tasfiye halleri dışında özürlü vatandaşlarımız işten çıkartılamaz. 7) Meslek edindirme kurslarından yararlanan özürlü vatandaşlarımıza işe yerleştirmede öncelik tanınır. 8) 50 ve daha fazla işçi çalıştıran kamu %4, özel sektör işletmeleri ise %3 özürlü çalıştırmak zorundadır. Yasal kotanın üstünde çalıştırılan işverenleri sigorta primlerinin yarısı devlet tarafından karşılanmaktadır.
Özürlü, eski hükümlü, terör mağdurlarına istihdam sağlamaya yönelik sosyal içerikli bir hükümdür. Aynı il sınırları içinde birden çok işyeri bulunan işverenin işçi sayısının 50 ve daha fazla olması durumunda Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranda özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırmak zorundadır. 1.Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru Çalıştırma Zorunluluğu İş kanunun 30. maddesinin 5.fıkrası gereğince, İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri, “Türkiye İş Kurumu” aracılığıyla sağlamaları gerekir. Özürlü Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmeliğin 3.maddesine göre özürlü, “bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerindeki engeller sebebiyle çalışma gücünün en az yüzde 40’ından yoksun olduğu belgelenen kişidir. Eski hükümlü ve terör mağdurlarının kimler olduğu da aynı maddede tanımlanmıştır.
Özürlü olduğunu öne sürerek bu Yönetmelik hükümlerine göre Kurumdan işe yerleştirilmesini isteyenler Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”te belirtilen yetkili sağlık kuruluşlarından alınmış sağlık kurulu raporu ile belgelemek zorundadır. Özürlülerin Çalıştırılabilecekleri İşler; Çizelgede gösterilmiştir.
Özürlülere Yeni İstihdam Alanları Oluşturulmasına Dair Çalışmalar; Kurum, işyerinde yapılan işlerin, bir insanın hangi organlarıyla görülebileceğini belirlemek üzere, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlarla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üniversitelerle işbirliği yaparak, iş analizi yapabilir veya varsa işyerlerinden buna ilişkin rapor ve listeler isteyebilir. Özürlülerin Mesleğe Kazandırılmaları, Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdam Danışmanlığı Hizmeti; Kurum, işverenlerden gelecek bilgilere ve yapacağı araştırmalara göre, özürlülerin hangi işi yapabileceklerini belirleyerek, işkolu ve meslek için gerekli olan nitelikleri de göz önüne alarak, özürlüyü mesleğe kazandırma eğitimi ve rehabilitasyon programlarından geçirir. Bu eğitim sonunda özürlüye başarılı olabileceği iş ve meslekleri gösterir belge verir.
Korumalı işyerleri;2005 tarihli Özürlüler kanununa göre; Normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için mesleki rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla devlet tarafından teknik ve mali yönden desteklenerek çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyerleridir. Korumalı işyerleri özellikle en çok özürlülük durumu sebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan; zihinsel özürlüleri, ağır dereceli özürlüleri, eğitim seviyesi düşük özürlüleri, kadın özürlüleri öncelikle hedeflemektedir., Korumalı işyerleri hakkında yönetmeliğin amacı ise; Bu Yönetmeliğin amacı, normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için açılacak olan gerekli teknik donanımı devletçe sağlanacak olan işyerlerinin korumalı işyeri statüsü kazanması, işleyişi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir( KİHY 1.md). İşte bu yönetmelik doğrultusunda, gerçek ve tüzel kişiler, normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için mesleki rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla çalışan sayılarının büyükşehir belediye sınırları içinde en az 30, büyükşehir belediye sınırları dışında en az 15 olduğu ve açılanlarının yüzde 75’ini özürlülerin oluşturduğu korumalı işyerlerini İŞKUR il müdürlüğünün onayı ile açabilirler.
Korumalı işyerleri hakkında yönetmelik sayesinde özürlüler için belli imkânlar da sağlanmıştır. Bu işyerleri için gerekli teknik donanım devletçe sağlanacak ve mali yönden desteklenecek olması söz konusu yönetmeliğin güçlü yanlarının oluşturmaktadır. Ayrıca bu yönetmelik sayesinde işgücü niteliği taşıyan bütün özürlüler topluma faydalı birer fert olmaları ve tüketici konumdan üretici konuma geçmeleri sağlanacaktır. Aynı zamanda bu vesile ile özürlü işgücü sayesinde, devletçe ödenen özürlülük maaşına ihtiyaç duymayacaklardır. Yönetmeliğin eksik kaldığı taraflarda devlet tarafından teknik sağlanacağını ve mali yönden destekleneceğini belirtiyor. Fakat yönetmelikte bu teknik yardımın ve mali desteğin kimlere, nasıl yapılacağı, hangi miktarda verileceği gibi konularda herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Korumalı işyerlerinin özürlü istihdamı konusunda etkin bir rol oynayabilmesi bakımından bu hususların açıklığa kavuşturulması ise, büyük önem taşıyor. Yönetmelik büyük yatırımlar gerektiren bu tür işyerlerinin kurulmasını teşvik için herhangi bir hüküm içermiyor. Avrupa ülkelerinde ise korumalı işyerlerinin kurulmasını teşvik için işverene başka bazı imkânlar tanıyor.
Zorunluluk yerine Avrupa ülkelerindeki gibi korumalı işyerlerinin kurulmasına teşvik sağlanması özürlülerin istihdamı için daha doğru bir çözüm yolu olacaktır. Ayrıca STK’lar açısından da STK’ ların insiyatifi ile bu gibi korumalı işyerlerinin açılması ve işletilmesi söz konusudur(vakıf senedi veya dernek tüzüğünde amaçları arasında eğitim ve üretim faaliyetlerinin yer alması durumunda). Bu durum özellikle emek piyasasında iş bulamayan özürlülerin istihdamı ve sosyal hayata katılımı açısından son derece önemlidir. STK’ nın himayesinde ve organizasyonu altında açılan bir korumalı işyeri, aynı zamanda özel işletmelerin de sosyal sorumluluk üstlenmelerine yardımcı olacaktır ve sosyal sorumluluk bilincinin özel sektörde de gelişmesini sağlayacaktır. Korumalı işyerleri normal işgücü piyasasında yer alamayan ağır, zihinsel engelliler için oluşturulmalı ve işyerleri özürlülerin normal işgücü piyasasında çalışabilmelerini sağlayacak şekilde oluşturulmalıdır. Korumalı işyerlerinde tıbbi, sosyal ve psikolojik destek sağlayacak personel mutlaka sağlanmalı, özürlünün özellikleri ile işin gereklilikleri ve iş organizasyonu birbiri ile uyumlu olmalıdır.
İstihdam alanında özürlülüğün çalışmaya engel olmadığı, uygun iş ve işyeri ortamı ile her özürlünün çalışabilen ve bu noktada toplumsal üretime katkıda bulunması gereken birey olduğu bugün genel kabul gören bir düşüncedir. İstihdama katılımın sağlanması bakımından kabul edilmiş çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ülkemizde de uygulanan kota yöntemi, korumalı işyeri düzenlemesi, devletin işverenleri finansal yönden destek ve teşviki, temel ve mesleki eğitimin sağlanması, özellikle kamu sektöründe bazı iş ve mesleklerin özürlüler için tahsisi, istihdamın sağlanmasında benimsenen başlıca tedbirleri oluşturmaktadır. AB’de civarında özürlü işçi istihdam eden işverenlerden oluşan European Group – IPWH’nın bu konudaki üç aşamalı modeli de gerek gelişimi gerekse yöntemlerin tamamlayıcılığını göstermesi bakımından önemlidir. Bu model çerçevesinde ilk adım eşitliğin sağlanmasıdır. Diğerleri ile birlikte özürlülerin iş pazarında eşit şartlarla çalışması dağlanmalıdır. Bu aşamada temel ve mesleki eğitimin sağlanması önemlidir. İkinci aşama özürlü çalıştıran işverenlerin destek ve teşvikidir. Destek ve teşvikler ortaya çıkan ilave maliyetin karşılanması amacıyla ücret yardımları ve vergi indirimlerinden oluşur. Üçüncü aşama ise özürlü kişiler içn özel organize edilmiş işyerlerinin kurulmasıdır. Korumalı işyerleri bu kapsama dahildir. Bu işyerleri normal istihdama hazırlayıcı nitelikte olmalıdır.
Son yıllarda Türk Hukukunda özürlülere yönelik ciddi adımlar atılmış, 2005 yılı özürlülerin istihdam yılı olarak kabul edilmiştir tarihinde “Özürlüler Hakkında ve Bazı Kanun ile Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiş, “ Özürlülerin İstihdam Eylem Planı”’nda temel hedefler belirlenmiştir.Bu noktada, kota, kota-ceza sisteminin işverenlere verilen desteği arttıracak şekilde yeniden düzenlenmesi, mesleki rehabilitasyon merkezleri ile korumalı işyeri uygulamasının geliştirilmesi öngörülmüştür. Nihayet, tarihinde “Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır. Korumalı İstihdam ve Korumalı İşyeri Kavramı Korumalı istihdam, özürlülükleri nedeniyle çalışma hayatına katılımları veya çalışma yaşamında kalabilmeleri güç olan grupların istihdamlarının, özel koşullar çerçevesinde sağlanabilmesini öngören sistem. Bu sistem, bir yandan istihdamı hedeflerken aynı zamanda rehabilitasyon işlevini de içerir. Korumalı istihdam uygulandığı ülkeler bakımından yeknesak tek bir sistem olarak belirlenmez.
Korumalı işyeri, özürlülükleri nedeniyle normal işyerlerinde çalışmaları güç olan özürlülerin çalışma yaşamına katılımları için özel olarak düzenlenen, aynı zamanda rehabilitasyon amacı izleyen işyerlerini ifade eder. Desteklenmiş istihdamda, kural olarak normal işyerlerinde işverenlerin özürlü işçi çalıştırmaları için devlet tarafından gerekli destek ve teşvikin yapılması söz konusudur. Bu destek ve teşvikler, ücretin bir kısmının devlet tarafından karşılanması, belirli bir süre ile mali yardım sağlanması, vergi indirimleri, sigorta primlerinin azaltılması veya işyeri donanımının özürlüye uygun hale getirilmesi gibi parasal veya ayni nitelikte olabilir. Korumalı istihdamda ise, daha ağır özürlülük oranına sahip işçiler için kurulmuş, özel donanıma sahip ve birincil amacı istihdam ile rehabilitasyon sağlamak olan işyerleri söz konusudur. Sosyal ve mesleki entegrasyon ile rehabilitasyon amacı çoğu kez fiilen ticari amacın önünde yer alır. Burada devletin destek ve teşviki ise çok daha önemli miktarlardadır.
Korumalı İstihdam Modelleri Korumalı istihdam modelleri amaç ve uygulama koşulları bakımından farklılık gösterir. Ülkelerde bu modellerin bazen biri tercih edilirken, bazı durularda iki veya daha fazla model bir arada bulunabilmektedir. 1.Tedavi Edici Model (İşçi statüsüne karşı koruma) Bu model genelde zihinsel özürlü kişilerin çalıştığı kurumlarda uygulanır ve zihinsel özürlü kişilerin birlikleri veya bunların aileleri bu kurumlarda çok aktiftir. Tedavi edici model çerçevesinde işçi statüsünden ziyade, yararlanan hak sahibi veya eğitim gören olarak değerlendirilir. Dolayısıyla bir iş sözleşmesi ile çalışma söz konusu değildir. Çalışanlar çalışma dolayısıyla sosyal güvenlik hakkından yararlanmaz, ancak özürlülük nedeniyle sosyal güvenlik yardımlarına hak kazanırlar. Yine özürlü işçilerin gelirleri geniş ölçüde sosyal yardım, bağış veya özürlü aylığından oluşur. Bu modelde iş süreleri normal iş sürelerinden daha kısadır.
2- Ara Model (Özürlünün işçi benzeri olarak kabul edilmesi) 1.Tedavi Edici Model (İşçi statüsüne karşı koruma) Bu modelde uygulanan çalışma koşulları özürlünün bizzat işçi olarak çalışmasını mümkün kılmamakla birlikte, burada saf tedavi edici işlem de gözlenmez. Bu model çerçevesinde çalışanlar genelde işçi olarak dikkate alınırlar, ancak ücret karşılığı çalışmaya ilişkin tüm hükümlere tabi değildirler. Bir iş sözleşmesi tavsiye edilirse de, uygulamada yaygın Değildir. Ücretler için asgari miktarlar öngörülmüştür. Ücret miktarı özürlülük aylığının mevcudiyetine göre değişebilmektedir. Çalışma süreleri saat arasındadır. Ara model tedavi edici modelden daha çok ücretli istihdam modeline yaklaşmaktadır.
3- Karma (ikili) Model Bu sistemde genellikle iki, bazen daha fazla korumalı istihdam tipi bir araya gelir. İş temelli yardım merkezlerinde tedavi amacı gözlenir. Korumalı işyerlerinde ise ücretli istihdam bakış açısı izlenir. Çalışma koşulları bakımından ise, özürlülük seviyesine göre yapılan iş belirleyicidir. Yüksek seviyeli olarak adlandırılan işlerde çalışanlar işçi olarak kabul edilir ve bu kişiler bir iş sözleşmesi imzalarlar. Düşük seviyeli olarak adlandırılan işlerde ise genelde zihinsel özürlüler çalıştırılır. Bu kişiler işçi olarak kabul edilmez ve sendika üyeliği söz konusu değildir. Ücret bakımından tüm ülkelerde asgari bir miktardan hareket edilir. Ücretlendirme devlet tarafından bağlanan bir aylık ve işverence yapılan ödemeden oluşur. Yine ücretin miktarına göre, özürlüye devlet tarafından ödenen aylık azalır veya çoğalır. İkili sistemin avantajı iki tip istihdam arasında geçişe izin vermesidir.
4- Ücretli istihdam modeli Bu modelde belirli oranda özürlü işçi istihdam eden işyeri korumalı işyeri statüsünü elde eder. Korumalı işyerlerine vergi, sigorta primi, teknik donanım gibi avantajlar sağlanır. Yapılan işin türü veya faaliyet sektörü bakımından diğer modellerden farklılık bulunmaz. Ancak bu modelde kişi özürlü olmayanlar gibi haklardan yararlanır ve borçları yerine getirmekle yükümlüdür. Bu işyerleri diğer işyerleri gibi büyük ölçüde benzer işlev görürler, işçiler diğer işçiler gibi iş sözleşmesi ile çalışırlar, sendikalaşma oranı yüksek olmasa da mevcuttur. Bu sistemde zihinsel özürlülerin oranı azdır.
Yönetmelikte korumalı işyeri statüsünün kazanılması bakımından öncelikle işyerinin çalıştırdığı toplam işçi ve özürlü sayısı bakımından belirli bir büyüklüğe ulaşması aranmıştır. Buna göre; işyerinin büyükşehir belediye sınırları içinde bulunması durumunda en az otuz, büyükşehir belediye sınırları dışında en az onbeş işçi çalıştırması ve çalışanlarının yüzde yetmiş beşini Yönetmelikten belirtilen nitelikte özürlülerin oluşturduğu işyerleri korumalı işyeri statüsü kazanabileceklerdir. İşyerinde çalışma işçilerin tespitinde belirsiz süreli ve belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçiler dikkate alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. a)Korumalı İşyeri statüsünün kazanılabilmesi ve işyerine kabul bakımından özürlü kavramı Korumalı işyeri statüsünün kazanılması gerekse korumalı işyerine kabul bakımından özürlü kavramı yönetmelikte tanımlanmıştır. Buna göre; En az %40 oranında zihinsel, ruhsal-duyusal ve davranışsal özürlü olmak veya diğer özür gruplarından ise %60 ve üzeri özürlü olmak” yönetmelik kapsamında özürlü kavramını ifade eder (madde 17). özürlülük oranı bakımından İş Kn. Madde 30 uyarınca çıkarılmış bulunan özürlü eski hükümlü ve terör mağduru istihdamı hakkında yönetmelikten farklı bir düzenleme getirilmiştir.
Özürlü çalıştırma yükümlülüğüne ilişkin düzenleme bedensel, zihinsel ruhsal, duygusal ve sosyal yetenekteki engelleri nedeniyle çalışma gücünün en az %40’ından yoksun olanları kapsamaktadır. Korumalı işyeri ise, normal işyerinde çalışmaları güç olan yani özürlülük oranları yüksek olan özürlülerin istihdamının sağlanmasına yöneliktir. Bu noktada zihinsel duygusal ve davranışsal olarak özürlüler bakımından %40 oranı yeterli görünmüş iken diğer özürlü grupları -bunların içinde özellikle bedensel özürlüler yer almaktadır- bakımından %60 özürlülük aranmaktadır. İkinci koşul özürlünün kuruma kayıtlı olmasıdır, yine İş Kn. Madde 30 ve özürlü eski hükümlü ve terör mağduru istihdamı hakkında yönetmelikten ayrılındığı İş Kn. Madde 30 kapsamında özürlü istihdamında özürlünün kurum ayrıcalığı ile sağlanması öngörülmekle birlikte yönetmelik işverenin mutlaka kuruma başvurmasını aramış özürlünün işe alınmasından itibaren bir ay içinde kuruma bildirimde bulunması kabul edilmiştir. Korumalı işyeri statüsünün kazanılması ve işyerinde çalışabilmesi açısından özürlünün kuruma kayıtlı olması aranmaktadır. Üçüncü koşulda iş yasasındaki asgari çalışma yaşının oluşturan 15 yaşın bitirilmesidir.
b)Korumalı İşyeri Statüsünün kazanılması için istenecek belgeler 3- Korumalı İşyerinde Çalıştırılacak personelin niteliği Korumalı işyerinde; işyeri yöneticisi, eğitici personel, bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde belirlenen sayıdan az olmayacak şekilde özürlü ve diğer personel istihdam edilir. 4- Fiziksel Koşullar ve donanım İşyerinin bulunduğu yer, özürlülerin geliş ve gidişlerinde trafik yönünden uygun ve emniyetli olmalıdır. İşyeri tarafından, yararlanıcılar için servisle taşıma hizmeti sağlanmalıdır. (madde 11) İşyerinde yangından korunma için yeterli sayıda yangın söndürme cihazı ve malzemesi ile sesli ve ışıklı alarm sistemi bulunmalı, yangın için gerekli önlemler alınmalıdır.
5- Korumalı İşyeri Statüsünün Sona Erdirilmesi Valilikçe korumalı işyeri statüsü verilen işyerleri, denetim raporları sonucunda belirlenen ve bu Yönetmelikte belirtilen koşulların bir veya birkaçını yerine getirmediği tespit edildiği takdirde İl Müdürlüğü tarafından yazılı olarak uyarılır. Otuz gün içerisinde belirtilen eksiklikleri tamamlamayan işverenlerin korumalı işyeri belgesi Komisyonun görüşü doğrultusunda Valilikçe iptal edilir. İşyeri taşınma, devir, kapanma gibi durumlarını onbeş gün öncesinden İl Müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Sonsöz Korumalı istihdam nihai amaç olarak değil, açık istihdama geçişte bir ara vasıta olarak değerlendirilmeli ve özürlünün ihtiyaç hissedilen alanlarda eğitilerek bu hedefin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
TEŞEKKÜRLER* Av. J. Işıl BAĞATUR