YENİDOĞAN SERVİSLERİNİN DÜZENLENMESİ PROF. DR. NURSAN ÇINAR Eylül 2015
Yenidoğan yoğun bakım üniteleri kritik derecede medikal veya cerrahi sorunu olan ve özel bakım gerektiren term yeni doğanlar ile prematürelere, yenidoğana özgü kritik bakım bilgisi doğrultusunda bakımın eksiksiz olarak verildiği yerlerdir.
Yeni doğan servislerinin düzenlenmesi toplumdaki doğurganlık hızı, yıllık nüfus artışı, yeni doğan hasta özellikleri ve neonatal-perinatal mortalite oranlarına göre üç düzeye ayrılır. Birinci Düzey Yenidoğan Üniteleri İkinci Düzey Yenidoğan Üniteleri Üçüncü Düzey Yenidoğan Üniteleri
Birinci Düzey Yenidoğan Üniteleri Bu düzeyde yeni doğan bakımını sağlayan hastaneler genellikle yıllık doğum sayısı 1000’in altında olan yerler olup, komplikasyonsuz bir gebelik ve doğum ile birlikte normal, sağlıklı bir yeni doğanın bakımı için düzenlenmiştir.
İleri tanı, tedavi ve özel bakım desteği gerektirmeyen, nispeten minör problemleri olan yeni doğanların bakımları sağlanır. I.düzey ünitelerde postpartum komplikasyonu olan veya olmayan tüm annelerin bakımı da yapılır.
Ayrıca doğum ağırlığı 2000 g üzerinde olan ve herhangi bir sorunu olmayan pretermlerede (35-37GW) hizmet veren bu ünitelerde hiperbilirubinemili bebeklerin fototerapi tedavisi de yapılmalıdır.
Birinci düzey bakım sağlayan yeni doğan ünitelerinde yüksek riskli hastaların erkenden tanımlanması ve yüksek riskli yeni doğanların II. Veya III. düzey YYBÜ’ne transferi yapılana kadar bakımlarının sağlanması gerekir.
İkinci Düzey Yenidoğan (Özel Bakım) Üniteleri II. Düzey: Orta derecede riskli gebelikler ile bu gebeliklerden doğan ve sorunları olan yeni doğanların bakımının yapıldığı ünitelerdir. Yıllık doğum sayısı 1000’ in üzerinde olan hastanelerde kurulması önerilir.
I. düzey özelliklerine ilave olarak komplikasyonlu gebelikler için prenatal bakım, komplikasyonlu doğumların yaptırılması, ileri derecede yoğun bakım gerektirmeyen bebeklerin bakımının yapılmasıdır.
Orta derecede düşük doğum tartılı (1500-2500 g) bebekler, Gestasyon yaşı 32-36. hafta olan pretermlerde, Hafif veya orta derecede RDS gelişenler, Hipoglisemili bebekler, Diyabetik anne çocukları, Yeni doğan sepsisinden şüphe edilenler ve hipoksi-iskemili bebeklerdir.
I. düzey YYBÜ’ ne transfer oluncaya kadar komplikasyonlu, yüksek riskli yeni doğanların bakımı yapılmalıdır.
Üçüncü Düzey Yenidoğan (Yoğun Bakım) Üniteleri Yüksek riskli gebelik ve yeni doğan bakımı konusunda planlanmış bütün hizmetleri verebilecek neonatal ve maternal servislerin bir arada olduğu prenatal merkezler III. düzey üniteler olarak kabul edilir.
Yıllık doğum sayısı 4000’ den fazla olan hastanelerde kurulması önerilir. III. düzey üniteler yoğun bakım yanında birinci ve ikinci düzey bakımında yapıldığı ünitelerdir.
Bu nedenle üçüncü düzey ünitelerin sahip olması gereken olanaklar birinci ve ikinci düzey olanaklarına ek olarak şunlardır: Yüksek riskli gebelere yönelik uygulamalar (ultrasonografi, genetik tanı, genetik danışma, koryon villus biopsisi, kordosentez vb.) yapılabilmelidir.
Postpartum komplikasyonlu annelerin tedavi ve bakımı yeni doğan yoğun bakımı ve yeni doğan cerrahisi yapılabilmelidir. Ayrıca pediatrik kardiyoloji, genetik, hemotoloji, perinatal patoloji, toksikoloji, farmakoloji, pediatrik nöroloji ile ilgili sorunlar tedavi edilebilmelidir.
III. düzey yeni doğan ünitelerinde yüksek riskli yeni doğanlar; Gestasyon yaşı 32 haftadan küçük ve doğum ağırlığı 1500 g dan az olan bebekler Ağır derecede immün yetmezliği olan Ağır RDS (Respiratuar Distres) Önemli derecede ağır konjenital anomalisi olan Ağır tıbbi komplikasyonları olanlar (asfiksi sekeli vb.), sebsisli bebekler ile uzayan pulmoner hiper tansiyonlu ve nonataloji dışında spesifik bir bilim dalı konsültasyonuna gereksinimi olan bebeklerdir.
Yoğun Bakım Ünitelerinin Standartları
Yatak sayısı, hemşire/hasta oranı, ünite düzeni I. düzeyde bakım veren ünitelerde 6-8 bebeğe bir hemşire, rooming-in uygulanıyorsa 4 anne ve bebeğe 1 hemşire düşmelidir.
Odada 6-8 yatak olmalı, küvöz başına ayrılması gereken alan 2-2,5 m2 olmalı, her odada O2 çıkışı, basınçlı hava çıkışı ve aspiratör bulunmalıdır.
Genelde I. düzeyde hizmet veren yenidoğan ünitelerinde transportları yapılana kadar özel bakım gereksinimleri olan bebekler için ayrılmış 1-2 yatak bulunmalıdır.
II. Düzey yoğun bakım ünitelerinde toplam 6-8 yoğun bakım yatağı (küvöz) bulunmalı, odalarda 3-4 yatak olmalı, 2’şer O2 çıkışı, basınçlı hava, aspiratör olmalı ve her bir hasta için toplam 8 çıkış bulunmalıdır. Kot/küvöz başına düşen alan 3-4,5 m2 olmalıdır. Bir hemşire en fazla 3-4 hastaya bakmalıdır.
III. düzey yoğun bakım ünitelerinde en az 10 küvöz olmalı, her bir küvöz için 8-10 m2’ lik bir alan ayrılmalıdır. Odaların ortasında merkezi bir boş alan da bulunmalı, koridor genişlikleri 240 cm. olmalıdır.
Bu ünitelerde 1 hemşireye düşen hasta sayısı ideal olarak 1 olmalıdır Bu ünitelerde 1 hemşireye düşen hasta sayısı ideal olarak 1 olmalıdır. Odalarda her küvözün başında 12-16 çıkış olmalı, bunlardan 2-4’ü O2 ve basınçlı hava çıkışı, 2-4’ü aspirasyon kaynağı, diğerleri elektrik çıkışı olmalıdır.
El yıkama alanları Her düzeydeki ünitenin servis girişlerinde ve oda girişlerinde ayakla, pedalla veya kolla kumanda edilen musluklar, sıvı sabun ve kağıt havlu olmalıdır. Her bir yatağın lavaboya uzaklığı 6 m’den fazla, 0,9m’den az olmamalıdır. Görülebilecek şekilde resimli el yıkama talimatları asılmalıdır
Genel destek alanları Ünitenin iç kısımlarında laboratuar, mama mutfağı, anneler için emzirme odası vb. odalarda bulunur. Kirlenen aletlerin konulduğu bir kirli oda ile temizlenen aletlerin montajının yapıldığı bir temiz odanında bulunması yararlıdır.
Ayrıca nöbetçi doktor odası, dinlenme odası, eğitim odası, malzeme deposu, tamir odası, ziyaretçi odası, soyunma-giyinme odası, arşiv ve bilgisayar odası yoğun bakım ünitelerinde bulunması gereken bölümlerdir.
Duvar Yüzeyleri Duvarlar ideal olarak beyaz renkte olmalı, parlak mavi ve sarı renkli duvarlar bebeğin cilt renginin gözlenmesini zorlaştıracağından tercih edilmemelidir. Duvarlar kolay temizlenebilir, dayanıklı cinste olmalıdır. Yüzeyler teratojenik, mutajenik, karsinojenik veya insan sağlığına zararlı diğer maddeleri içermemelidir.
Zemin Yüzeyleri Kolay temizlenebilir, antimikrobiyal, antistatik olmalıdır. Zeminin geçiş yüzeyleri hareketliliği engellememeli, dayanıklı olmalı, gürültüyü en aza indirmeli, cihazları sarsmamalıdır. Bebeklerin ve çalışanların göz sağlığı açısından ışığı %40’dan fazla yansıtmayacak matlıkta olmalıdır.
Ortam Isısı ve Havalandırma Ortam ısısı 22-26 °C, nem %30-60 olmalıdır. Saatte en azından 6 kez hava değişimi yapılmalı, bunun en az ikisi dış ortamla olmalıdır. Servis içine verilen hava en az %90 filtre edilmelidir. Bazı ünitelerde alarmlı havalandırma sistemi vardır.
Gün ışığı En azından bir tane günışığı kaynağı olmalıdır. Pencereler radyant ısı kaybını veya artımını önlemek amacıyla bebekten en az 60 cm uzakta olmalı, izole edici malzemeyle kaplanmalıdır. Pencerelerin çalışanlar ve aileler için önemli psikolojik faydaları vardır.
Ünitenin yoğunluğu Ünitenin trafiği; hastanın üniteye taşınırken ve üniteden dışarıya çıkarılırken halkın kullandığı koridorları, hasta ve ziyaretçi odalarını engellemeyecek şekilde düzenlemek gerekir.
Hemşire istasyonu, depolar merkezde yer almalı, hemşire tüm hastaları dolaylı veya dolaysız yoldan izleyebilmelidir. Ziyaretçilerin kontrolü hemşire istasyonundan yapılabilmeli, kirlenen materyal üniteden kolaylıkla çıkarılabilmelidir.
Aydınlatma Ortamdaki ışık, bebekte renk değişikliğini fark ettirecek düzeyde olmalıdır. Girişimlerde hasta başı aydınlatma kullanılmalıdır.
Parlak ışık bebekte irritabiliteye neden olur. Bu dönemde O2 satürasyonunda değişiklikler, apne, bradikardi görülebilir. Bu nedenle ışık kaynağı, küvözleri yandan ve indirekt aydınlatacak şekilde yerleştirilmelidir.
Gürültü Kontrolü Teröpatik bir ortamın özelliklerinden biri de gürültüsüz olmasıdır. İdeal olarak gürültü şiddeti 60-75 desibel altında olmalıdır. Bazı ünitelerde hafif bir müzik kullanılırken bebeklerin ve çalışanların rahatsız olmaması sağlanmalıdır.
Küvözler Bebeğin ısı izolasyonu, gözlemi ve bakımı açısından servo kontrollü küvözler tercih edilmelidir.
İnfeksiyon Kontrolü Yeni doğan yoğun bakım üniteleri nozokomial infeksiyon açısından risk altındadır. Yeni doğan bebek, doğumdan sonra bakıldığı ünitede, bakteriyel veya diğer mikrobiyal patojenlerle karşılaşıp infekte olabilir.
İnfeksiyon kontrolünde; Genel olarak çevre düzenlerinin sağlanması Hemşire sayısının yeterli tutulması Deri ve göbek kordonu bakımı Göz proflaksisi ile birlikte etkili el yıkamaya özen gösterilmesi
Servise girerken elbiseler çıkarılarek boks gömleği giyilmeli Eller dirseğe kadar yıkanmalı ve ayaklara galoş giyilmelidir. Hastaya yakın temas gerektiğinde (kan değişimi, kateter uygulama) maske takılmalıdır.
Ünitede devamlı akarsu, mümkünse sıcak su olmalıdır. El yıkamada eller dirseğe kadar en az 2 dakika süre ile yıkanmalı, daha sonraki yıkamalar her hastada en az 15-30 saniye kadar sürmelidir.
maksimum gözlem, minimum elleme Yenidoğanlar infeksiyon açısından “maksimum gözlem, minimum elle” prensibine göre izlenmeli, gereksiz müdahalelerden kaçınılmalıdır.
Aile- Yenidoğan İlişkisi
Aile; anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim.
Ailenin önemi Bireylerin en önemli ihtiyaçları, sıcaklık,yiyecek, barınma kadar sevgi, şevkat ve anlayıştır. Çağımızın en önemli ihtiyaçlarından biri sevgidir. Sevgi anlayışı temelde aileden alınır. Özellikle bebeklik çağında annenin sıcaklığı ve şefkati birey için hayati bir önem taşır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, sevgi: çocuğun gelişim ve eğitimi için gerekli su ve gübredir. Bunlarında temelleri ailede atılmaktadır.
Anne olmak; yoğun duygusal ve entelektüel ilgi, bakım, dikkat ve çaba gerektiren, stresli, anksiyeteyi artıran, bir insanın tüm sorumluluklarının üzerinde aldığı yoğun, doyurucu bir görevdir. Annelik bilgi, beceri ve motivasyon gerektirir.
Anne-baba- yenidoğan etkileşimi; Annenin hamile kaldığını öğrendiğinde bebeğinin farkına varması ile başlar.
Babanın annenin karnını sevip okşaması, bebeğin hareketlerini anne ile birlikte izlemeleri "Sen şu andan itibaren bizim hayatımızın önemli bir parçasısın" iletisini sevgi ile yüreklerinden geçirmeleri bebekleri ile ilk iletişimlerini başlatır.
Bu etkileşim, bebeğin doğumu ile daha aktif hale gelir. Gebelik aşamasında pasif olan annelik ve babalık rolleri aktif hale gelir.
Etkin yenidoğan aile etkileşiminde, ailenin tüm üyelerinin bakıma katılması ve sorumlulukları paylaşması yeni rollere uyumu kolaylaştırır. Annenin, kendi ve bebek bakımındaki güveni geliştirerek, cesaretlendirilmelidir.
TEŞEKKÜRLER