1. Giyim ve Kuşamda Temizliğin Önemi
“Ey Âdemoğulları. Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin “Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf sûresi, 31. ayet.) Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Temizlik, imanın yarısıdır.” (Müslim, Tahâre, 1)
İnsanlığa gönderilmiş en güzel örnek Peygamber Efendimizdir İnsanlığa gönderilmiş en güzel örnek Peygamber Efendimizdir. Yeryüzünün tamamında geçerli olan bütün ahlaki güzellikler onun şahsında bize ulaşmıştır. Rabb’imiz, “Allah’ın Resûlünde sizin için pek güzel bir örnek vardır.” buyurarak Peygamber Efendimizin bizim için her konuda örnek olduğunu vurgulamıştır. Peygamberimizin giyim kuşam konusunda dikkat ettiği hususlar da bizlere örnektir. Günümüzde insanın, özellikle sosyal çevreyle bağlarını oluşturan unsurlardan biri de giyim tercihleridir.
Peygamber Efendimizin giyim konusunda dikkat ettiği hususların başında temizlik gelir. “Elbiseni temiz tut.” ayetinde kendisine ve bütün Müslümanlara tavsiye edilen kıyafet temizliğini kendi hayatında uygulayarak bizlere örnek olmuştur.
“Ey örtüsüne bürünen. Kalk ve (insanları) uyar “Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve (insanları) uyar! Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir. Elbiseni tertemiz tut. Her türlü pislikten uzak dur.” ayetleri ile Allah Teâlâ bizlere de seslenmekte ve adeta temizliğin tebliğ vazifesi ile bütünleşmiş bir özellik olduğunu anlatmaktadır.
Yine bir başka ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “…Muhakkak ki Allah, kendisine yönelip tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.” Peygamberimiz, elbiselerin temiz olmasına dikkat ettiği kadar giysinin kendisine yakışmasına da dikkat etmiştir. Bulunduğu ortama göre elbise tercihinde bulunmuştur. Bera b. Azib şöyle anlatır:
“Resûlullah orta boyluydu “Resûlullah orta boyluydu. Onun bir seferinde üzerine kırmızı bir cübbe giydiğini görmüştüm; (cübbe ona o kadar yakışmıştı ki) o güne kadar ondan daha güzel hiç kimse görmemiştim.” Başka bir rivayette Ebu Ramse: “Ben, Resûlullah’ın üzerine yeşil renkli bir takım giymiş olduğunu görmüştüm.” diye Peygamberimizi anlatır.
Bizlere ulaşan bilgilerden Peygamberimizin aşırıya ve israfa kaçmadan, çeşitli renklerde kendisine yakışan elbiseler giydiğini anlamaktayız. Bir başka hadiste Peygamberimizin uzun kıyafetleri tercih ettiğini görmekteyiz. Ümmü Seleme şöyle anlatır: “Resûlullah’ın en çok hoşlandığı giysi, gömlekti.” O zaman giyilen gömlekler boydan boya insanı örten elbiselerdi.
2. Giyim ve Kuşamda İsraftan Kaçınmak İsraf; gereksiz yere para, zaman, emek harcamak; savurganlık ve tutumsuzluk olarak tarif edilir. İsrafı, her çeşit nimetin boşu boşuna harcanması olarak da değerlendirmek mümkündür. Dolayısıyla, giyim kuşamda, içinde oturulan evin düzenlenmesinde ve teknolojik alet kullanımında olduğu gibi, zaman ve sağlık gibi nimetlerde de israf söz konusudur. İsraftan kaçınmak nimetlerin boşa gitmesini engellediği için toplumun ekonomik olarak kalkınmasına da yardımcı olmaktadır. Bu açıdan sosyal dayanışmaya da katkı sağlamaktadır.
Rabb’imiz, “Allah’ın Resûlünde sizin için güzel örnekler vardır Rabb’imiz, “Allah’ın Resûlünde sizin için güzel örnekler vardır.” buyurarak Peygamber Efendimizin bizim için örnek olduğunu bildirmiştir. Bir başka ayette, “(Resûlüm) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana (Peygambere) uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” buyurarak Peygamber Efendimize itaat etmemizi istemiştir.
Peygamber Efendimiz diğer konularda olduğu gibi giyim ve kuşamda israftan kaçınmak konusunda da bizim için en güzel örnektir. Onun hayatına baktığımızda israftan kaçınmayı giyim kuşam konusunda temel ölçülerden biri olarak kabul ettiğini görüyoruz.
İsraftan kaçınmak, kirli ve eski giymek manasına gelmez İsraftan kaçınmak, kirli ve eski giymek manasına gelmez. Dinimiz bize sade ve güzel giyinmeyi emreder. Abdullah b. Mes’ud bu konuda şu hadis-i şerifi nakletmektedir:
Resûlullah, “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez Resûlullah, “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” buyurdu. Bir sahabe, “Ey Allah’ın Resûlü! Ben elbisemin, ayakkabımın güzel olmasını isterim. Bu da kibirden midir?” dedi. Allah Resûlü, “Hayır, Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir, ancak büyüklenerek hakkı kabul etmemek ve insanları küçük görmektir.” buyurdular. Güzel görülen ve istenilen şey, israftan kaçmak ve cimrilik yapmamaktır.
“Ey Âdemoğulları! Her mescitde ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.” ayet-i kerimesinin devamında, “De ki: Allah’ın kulları için yarattığı süsü ve helal rızıkları kim haram kılabilir?” buyrulmuştur. Bu ayetler ile Rabb’imiz bizlere güzel giyinmeyi, helalinden yemeyi, israftan kaçınmayı emretmiştir.
Başka bir ayette Allah Teâlâ, israftan kaçınarak dünya nimetlerini kullanmak gerektiğini vurgulamaktadır. “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.”
Peygamber Efendimiz de, “Kibirlenmeden ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, giyiniz ve sadaka veriniz.” buyurmuşlardır. Dinimiz İslam, başta yeme içme, giyim kuşam, araba, ev ve eşya gibi maddi ihtiyaçlar olmak üzere her türlü nimetlerden istifade ederken aşırılıktan kaçınmayı bizlere emretmiştir. Savurganlık, gösteriş ve lüks arayışından sakındırarak dengeli bir hayat tarzına yönlendirmiştir.
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:“Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma ki herkes tarafından ayıplanan, kaybettiklerine hasret çeken bir hale düşmeyesin.”Ayrıca, “Rahman’ın o has kulları, harcamalarında ne israf eder ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.” ayetiyle de müminlerin bu mühim özelliğine vurgu yapılır.
3. Giyim ve Kuşamda Sadelik Peygamberimiz insani yönü ile de yaşadığı dönemde örnek bir insandı. O, hayata kattığı değerlerle, çağları aşan bir rehberdi. Bu yönüyle günümüz insanının da örnek aldığı bir rehberdir. Onun evrensel yönü dünyanın neresinde olursak olalım, hangi zamanda yaşarsak yaşayalım, bizler için huzur kaynağı demektir. Giyinmek konusundaki tavsiyeleri, gereğinden fazla kıyafet kullanmamak konusundaki öğütleri, bizlere sade bir hayatın daha huzur verici olduğu mesajını Vermektedir.
Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazı davranarak lüks elbise giymeyi terk ederse, Allah kıyamet gününde o insanı yarattıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu iman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır.”
Tevazu, alçakgönüllülüktür Tevazu, alçakgönüllülüktür. Başkalarına karşı büyüklük taslama ve kendini beğenmenin zıddıdır. Tevazu güzel ve üstün ahlak sahibi oluşun bir göstergesi, kibir ve kendini beğenmişlik ise kötü ahlaklı oluşun ve günahkârlığın işaretidir. Bu sebeple tevazu ne kadar övülmüşse, kibir de o kadar eleştirilmiştir. Tevazunun ve kibrin en önemli göstergesi dış görünüş olduğuna göre biz Müslümanlar en çok kıyafetlerimizde bu konuya dikkat etmeliyiz.
Peygamber Efendimiz, sahibi olduğu elbiselerin şükrünü yerine getirmek için nasıl bir yöntem izleyeceğimizi de kendi hayatında bizzat uygulayarak bizlere göstermektedir. “Allah’ım! Bana bunu giydirdiğin için sana sonsuz hamd ve senalar olsun. Ondan ve onu giyen azanın şerrinden sana sığınırım.” şeklindeki duasıyla hem yeni elbiseye kavuştuğunda onu bir şükür vesilesi olarak görmüş hem de kendisini gururdan uzak tutması için Rabb’ine dua etmiştir.
Peygamberimiz sadece kıyafette değil, her hususta çok sade bir hayat sürdürmüştür. O gençliğinde ve Hz. Hatice ile evlendikten sonra da ticaret yapmış ve varlıklı biri hâline gelmiştir. Buna rağmen hiçbir zaman hayatında sadeliği terk etmemiştir. Onun kıyafetleri, sade ve gösterişten uzaktı. Peygamber Efendimizin sadeliğe verdiği önemi anlatan şu hadis de oldukça önemlidir.
Bir gün ashâb-ı kirâm, Peygamber Efendimizin yanında dünyadan bahsettiler. Bunun üzerine Allah Resûlü şöyle buyurdu: “Siz işitmiyor musunuz, siz işitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır, sade yaşamak imandandır.”
Günümüz dünyasında imaj oluşturmak için dış görünüşe önem verilmektedir.Bu durumda bizler de elbiselerimizin üzerimize yakışmasına, temiz ve tertipli olmasına dikkat etmeliyiz. Bunu yaparken insanlara üstünlük taslamakgibi bir art niyet taşımamalıyız.
4. Tertipli ve Uyumlu Giyinmek Peygamber Efendimiz, Peygamberlik döneminden önceki hayatında da çevresindeki insanlar tarafından saygıyla karşılanan bir insandı. Herkes onu “Muhammedü’l-Emin” olarak bilir ve her yönüyle örnek gösterirdi. Peygamber Efendimiz, gençliğinde olduğu gibi peygamberlik vazifesinden sonra da elbiselerinin temiz, tertipli ve uyumlu olmasına dikkat ederdi. Gerek cuma ve bayramlarda, gerekse yerli ve yabancı heyetleri kabul ederken, resmî kıyafet diyebileceğimiz özel bir kıyafet de kullanmışlardır.
Peygamberimiz, “Allah güzeldir, güzelliği sever; güzel giyinmek kibir değildir.” buyururdu. Bilhassa misafirlik gibi durumlarda dış görünüşümüze daha dikkat etmemiz gerektiğini Peygamberimiz şu güzel sözleri ile vurgulamaktadır:
“Sizler kardeşlerinizin yanına varacaksınız; binek hayvanlarınızı düzene koyunuz, elbiselerinize çekidüzen veriniz! Çünkü Allah, çirkin davranışı, çirkin görünüşü, kötü sözü ve bunlarda ısrar etmeyi sevmez.”
Resûlullah Efendimiz, giydikleri elbisede herhangi bir renk üzerinde ısrar etmemişlerdir. Öyle ki beyaz, siyah, sarı, yeşil ve kırmızı renklerden yapılmış elbiseleri çeşitli zamanlarda giymişlerdir. Ancak kendileri iklim gereği, beyaz rengi tercih ettikleri gibi Müslümanların da beyaz giymesini tavsiye etmişlerdir. Bunun dışında, renk tercihini zevklere bırakmışlardır.
Peygamberimiz giydiği elbisenin türü konusunda da değişik tercihlerde bulunmuştur. Pamuktan olduğu gibi yünden dokunmuş elbise giydikleri de olmuştur. Ancak ipek elbise ve altın kullanmanın erkeklere haram olduğunu bildirmiştir.
Hz. Peygamber sarık, gömlek, hırka gibi yeni bir elbise giydiğinde onun bizzat ismini söyleyerek, şöyle dua ve niyazda bulunurlardı: “Allah’ım, bana bunu giydirdiğin için sana sonsuz hamd ve senalar olsun! Onun ve onu giyen âzanın hayırlı olmasını niyaz ederim. Aynı şekilde, onun ve onu giyen âzanın şerrinden de sana sığınırım Allah’ım!” (Ebu Davud, Libâs, 1)
Peygamber Efendimiz, kadınların ipek elbiseyi rahatlıkla giyebileceklerini belirtmiştir. Ancak kadın elbisesinin temel niteliğinin “vücut hatlarını belli etmemesi” olduğuna dikkat çekmiştir. Dolayısıyla teni gösterebilecek veya vücut hatlarını belli edecek elbisenin altına veya üstüne mutlaka başka bir şeyin giyilmesi gerekmektedir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ey Peygamber Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ey Peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de (toplum içine çıktıklarında) dış kıyafetlerini üzerlerine alsınlar! Bu, onların (iffetli kadınlar olarak) tanınmalarını ve rahatsız edilmemelerini temin eder. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet edicidir.”
Resûlullah, “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez Resûlullah, “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.”buyurdu. Bir sahabe, “Ey Allah’ın Resûlü! Ben elbisemin,ayakkabımın güzel olmasını isterim. Bu da kibirden midir?” dedi. Allah Resûlü, “Hayır, Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir, ancak büyüklenerek hakkı kabul etmemek ve insanları küçük görmektir.” buyurdular. (Müslim, İman, 147)
Elbiselerimizi Kullanırken Nelere Dikkat Etmemiz Gerekir? Bu konuda Hz. Aişe, Peygamberimizin saç sakal tararken, pabuçlarını giyerken, abdest alırken, hep sağ taraftan başlamayı ve önce sağ tarafı kullanmayı sevdiğini bildirerek bizim de ayakkabı ve elbise giyerken sağ tarafımızdan başlamamız gerektiğini öğütlemiştir.
Giyim kuşamda kadınlarla erkeklerin birbirlerine benzemeleri de yasaklanmıştır. Resûl-i Ekrem Efendimiz, kadın gibi giyinen erkeklerin ve erkek gibi giyinen kadınların, Allah’ın rahmetinden uzak kalacaklarını bildirmiştir
Peygamber Efendimize ait başlıca temizlik malzemeleri ayna, tarak, makas, misvak ve sürmelikti. O, yolculuk sırasında bu tür eşyalarını yanında bulundururdu. (İbn-i Sa’d, I, 484)