FARKLILILAR
DİN FARKLILIKLARI Din anlayışı içinde farklı görüşleri ortaya çıkaran çeşitli sebepler bulunmaktadır. İnsanların zeka seviyeleri, kabiliyetleri, ilgileri farklı olduğu gibi olaylara bakışları ve yorumlayışları da değişiktir. İnsanların mizaçları, arzu ve istekleri de birbirinden farklıdır. Diğer yandan siyaset, dinî anlayışı şekillendiren, anlayışları birbirinden uzaklaştıran en önemli etkenlerden biridir. Siyasi amaçları olan biri, dini, doğru anlamaktan çok, kendi güttüğü siyasete en yarayışlı bir şekilde nasıl anlaşılması gerekiyorsa o şekilde anlamayı tercih etmektedir.
İnsanın içinde yaşadığı toplum ve kültür, o insan henüz doğmadan önce, onun için çeşitli inançlar, sevgiler, nefretler, korkular... hazırlamıştır bile. İnsan dünyaya geldiğinde toplum kendi değerleri ve kültürüyle o bebeği besler ve ölünceye kadar ondan ilgisini eksik etmez. Bu durum, insanın din algılayışını da etkilemektedir. Din anlayışını etkileyen diğer önemli bir etken de ekonomidir. İnsanların ekonomik güçleri aynı değildir. İnsanların gelirlerinin az olması, onların iyi eğitim almalarını, eğitimle ilgili araç ve gereçlere kolayca ulaşabilmelerine engel olmaktadır. Eğitim düzeyinin düşük kalması ise insanların cahilce anlayışlara saplanmalarına yol açabilmektedir.
IRK FARKLILIKLARI Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. Ortaya çıkış nedenleri arasında çoğunlukla ekonomik nedenleri olması yanı sıra düşünsel nedenlere de dayanmaktadır.
Irkçılık, sosyal ayrımcılığı, ırklar arasında fark gözetilmesini ve soykırıma kadar varabilen şiddeti haklı göstermektedir. Irkçılık genel hatlarıyla incelendiğinde kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan, ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması olarak algılanır. ırkçı kavramı, tarihte normal karşılansa da, günümüzde olumsuz değerlendirilmektedir.
ENGELLİ FARKLILIKLARI Engelli, yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyguları veya işlevleri kısıtlanan (kişi). Engeller doğuştan gelebilir veya sonradan geçirilen hastalıklar veya kazalar sonucu ortaya çıkabilir. Engellilerin en büyük problemlerinden biri, sosyal çevrenin bireye yaklaşma biçimidir. Hafif engelli durumda olanlar kendi özel ihtiyaçlarını (yemek,tuvalet vs.) karşılayabilirler. Ağır engelliler ise özel veya yaşamsal ihtiyaçlarını ancak bir başkasının yardımıyla karşılayabilirler.
Genel hatlarıyla ele alınırsa 3 ana türde engellilik durumu söz konusudur. Vücudun bütünselliği anlamındaki bir engelin dolaylı olarak birçok farklı ve değişik şekillerde bireye engeller oluşturduğu görünmektedir
KÜLTÜR FARKLILIKLARI Toplumları birbirinden ayıran kültürel özelliklerin bütününe kültürel farklılık adı verilir. Toplumda farklı kültürel grupların olması o toplumun kültürel zenginliğini gösterir. Kültürel farklılıklar da ancak kültürel hoşgörüyle geliştirilip zenginleştirilir. Toplumlar, kültürel farklılıklarını koruyup geliştirdikleri gibi ortak kültürel özellikleri de geliştirmeye çalışırlar. Bir ülkede farklı kültürlerin birbirleriyle kaynaşması kültürel benzeşmeyi geliştirir. Özellikle kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygın kullanılması, kültürlerin birbirlerini daha yakından tanımasını sağlamıştır.
Farklılıklarla birlikte yakınlaşma ya da benzeşme gerek ulusal gerekse de uluslar arası kültürü zenginleştirir. Örneğin; bir insanın gerek ana dilini konuşması gerekse de bir başka dili öğrenmesi kültürel yakınlaşmayı ve zenginliği gösterir. Bireylerin farklı kültürel özelliklere hoşgörü ve saygıyla bakmaları, toplumsal uyumun ve beraberliğin sağlanmasında önemlidir.
KADIN ERKEK FARKLILILARI Cinsel ayrımcılık temel olarak belli bir varlığın karakteristik özelliklerinin her zaman kendine özgü sınırlar içinde kalmaya mahkûm olduğu düşüncesine dayanır. Kendi içinde ise; erkeğe, kadına, çift cinsiyetli olana ve cinsiyet değiştirene karşı ayrımcılık olarak bölümlendirilebilir. Bu türlerden her biri faklı bir tarihî gelişime sahiptir ve farklı davranış biçimleriyle kendini gösterir. Cinsel ayrımcılığın belirli türleri birçok ülkede yasa dışı olduğu halde bireylere cinsiyete dayanan bazı özel haklar, öncelikler veya sorumluluklar verilmesi oldukça yaygındır.
Cinsel ayrımcılık kavramı aslında genellikle kadınlara karşı olan ayrımcılıklarla eş tutulur. Bunun nedeni, kadınlara karşı ayrımcılığın ortaya çıkan ilk şekil olmasıdır. Şovanizm kavramı en geniş haliyle bu ayrımcılığı da kapsar. Erkek egemen, ailedeki baba figürünün ağırlık bastığı toplumlarda bu tür ayrımcılık, kadının zayıf olduğu yaygın kanısı ile kendini belli eder; bazı toplumlarda kadın, kanunen bir birey olarak dahî görülmemiştir. Feminist bazı oluşumlar; kanun önünde eşitlik, politik alanda kadının temsil edilmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesi, eğitim ve iş fırsatları gibi konular üzerine giderek kadın haklarını gözetmektedirler.
Erkeklere karşı cinsel ayrımcılık içinde erkek düşmanlığı ve androfobiden bahsedilebilir. Erkek düşmanlığı, adından da anlaşılabileceği gibi nefret duygusunu içerir. Androfobi ise "erkeklere karşı korku" anlamına gelir ve psikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Kadının kendini erkekten üstün hissetmesi de bir cinsel ayrımcılık türü olmasına rağmen kavram, yakın zamanda yaygınlaşmıştır.
AÇELYA NEGİZ 1225 12-B