DİYABET ŞEKER HASTALIĞI
Diyabetlilerin yüzde 32’si hastalığının farkında bile değiller
Dünyada Türkiye nüfusunun yaklaşık 4 katı kadar diyabet yani şeker hastası olduğunu biliyor musunuz
Her yıl 7 milyon kişiye diyabet tanısı konuluyor. Dünyada 246 milyon Türkiye de ise 6 milyon insan ŞEKER HASTASI Her yıl 7 milyon kişiye diyabet tanısı konuluyor.
Şeker (diyabet) Nedir? Belirtileri Nelerdir?
BELİRTİLERİ Çok su içme Sık sık idrara çıkma Çok yeme Kilo kaybı Görme bulanıklığı Aşırı kaşıntı Tekrarlayan enfeksiyon, mantar enfeksiyonu
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; bir gecelik açlıktan sonra kan şekerinin 126mg/dl olması tanı için yeterlidir Şeker hastalığı neye bağlı meydana gelir isterseniz bir de bu konuya değinelim. Şeker hastalığı pankreasın üretmiş olduğu insülin hormonunun yetersizliğinden veya üretilen insülinin etkisiz olmasından meydana gelir.
İnsülin hormonu Pankreasda üretilir Ve Şeker metabolizmasında Kanda yükselen Şekeri düşürür
Sindirim sistemi sayesinde sindirilip kana geçmiş olan Glukoz(karbonhidrat) halk arasında bilinen şekliyle şeker İnsülin- glukagon hormon çifti tarafından kontrol edilir.
Bu arada şeker(glikoz) vücudun temel enerji kaynağıdır
Kandaki şeker miktarı arttıkca İNSÜLİN hormonu devreye girer ve şeker seviyesini düşürür Kandaki şeker seviyesi düşerse GLUKAGON hormonu Şeker seviyesini Olması gereken seviyeye çıkarır. Bu sistem bozulunca vücudun ihtiyacı şeker seviyesi ile kandaki şeker seviyesi bozulur.
Vücutta insülin olmayınca besinler yoluyla aldığımız şeker ve diğer besin ögeleri ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Bunun sonucunda hücreler şekersizlik çekerken kandaki şeker miktarı normalin üzerine çıkar. Kandaki şekerin normalden fazla olması ise zehir etkisi yaratarak vücudun tüm hücrelerine yayılarak bu hücreleri tahrip eder.
Tip 1 Diyabet Daha çok çocuk ve gençlerde görülen Şeker hastalığıdır.
Bu hastalarda günlük enjeksiyonlarla insulin eksikliğinin telafi edilmesi gereklidir.
Tip 1 diyabet, bu hastalığa genetik yatkınlığı olan kişilerde genellikle enfeksiyonlar, stres veya travma gibi bir olay sonrasında tetiklenmektedir Tüm diyabet hastalarının %5-10'u tip 1 diyabetlidir.
Tanı sırasında Tip 1 hastaların da ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, sürekli açlık hissi, kilo kaybı, bulanık görme, yorgunluk ve halsizlik gibi yakınmaları vardır Bu yakınmalar çoğunlukla son birkaç gün ya da birkaç hafta içinde ortaya çıkar.
Son yıllara dek diyabetin bu tipi yalnızca çocuklarda görülmekte iken günümüzde yetişkin yaşlarda da görülmeye başlanmıştır. Tip 1 diyabet olgularının yarısı 15 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır Tip diyabetli hastaların bir kısmı bebeklik yaşlarında da gelişebileceği için bu yaş gruplarında hastanın şeker tedavisi kadar vücut gelişimlerinin de yakından takibi gerekir.
ÇOCUKLARDA DİYABET SIK MIDIR?
Çocuklarda diyabet, uzun süreli hastalıklar arasında görülme sıklığı açısından birinci sıradadır. Dünyada son 30 yıldan bu yana sıklığı giderek artmaktadır. Diyabet sıklığı açısından ülkeler arasında büyük farklar bulunmaktadır. Son yıllarda özellikle 5 yaş altında görülen yeni diyabetli sayısında büyük artış vardır. Her yıl ortalama 3000 çocuktan biri diyabete yakalanmakta olup, 0 - 18 yaş arası her 300 - 1500 çocuktan biri diyabetiktir.
Tip 2 Diyabet
Gecmişte "insuline bağımlı olmayan diyabet", "erişkin diyabet" veya "tip II diyabet" olarak da isimlendirilen hastalık, en yaygın görülen diyabet formudur.
Tüm dünyada tanı konulan diyabet vakalarının %90'dan fazlasını tip 2 diyabet oluşturmaktadır.
Tip 2 diyabet genetik zeminde genellikle obezite ve fiziksel inaktiviteye bağlı olarak görülmektedir. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen insulin direnci ve zamanla azalan insulin çalışmasının azalması söz konusudur. Gelişmiş ülkelerde toplumun %5-10'u tip 2 diyabetlidir. Tip 2 diyabetlilerin yakınmaları tip 1 diyabetlilere benzemekle birlikte daha hafiftir. Bu sebeple hastalık gerçek başlangıcından yıllar sonra (ortalama 5 yıl sonra) fark edilir
Tip 2 diyabet genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar ve yaşlanma ile sıklığı artar. Bununla beraber, son yıllarda obezitenin çocukluk çağında da artması ile birlikte çocuk ve ergenlik çağda da tip 2 diyabet görülmeye başlamıştır. Gelişmiş ülkelerde 15 yaş altında görülen diyabet vakalarının yarısına yakınının tip 2 diyabetli olduğu bildirilmektedir. Buradan dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri,bir bireyde tip 2 diyabet ne kadar ilerleyen yaşlarda ortaya çıkarsa o kadar yan etkiler az görülür. Yani tip 2 diyabeti önleyemesek bile, ortaya çıkışını geçiktirmek de yararlıdır.
Diyabetin Ortaya Çıkardığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
• Böbrek bozuklukları • Kalp-damar bozuklukları • Beyin damarı bozuklukları • Göz bozuklukları • Kemik kaybı • Cinsel sorunlar • Sinir hasarı • Diyabetik ayak
Hastalığın tedavisi
- Şeker yüksekliği ve kilo azaltılarak şikayetler hafifletilir ve yaşam kalitesi artırılır. - Risk faktörleri (hipertansiyon, kolesterol, sigara) azaltılarak komplikasyonların gelişimi önlenir. Diyabetik komplikasyonların tedavisi Şeker seviyesini düşürmek amacıyla Tip 1 İnsülinMedikal(yapay insülin enjektesi) tedavilerin yanı sıra kiloya ve yaşa uygun sıkı diyetler ile düzenli egzersizler, tedavinin ayrılmaz parçalarıdır.
Diyabetin Yol Açtığı Sağlık Sorunları Önlenebilir Mi? Kan şekerinin olabildiğince normale yakın seviyelerde tutulması halinde göz, sinir böbrek hasarları, kalp krizi ve İnme gibi sorunlarla karşılaşma riski azalır.
Dikkat Edilmesi Gereken Konular:
Düzenli olarak diş doktoruna kontrole gidilmesi gerekir Düzenli olarak diş doktoruna kontrole gidilmesi gerekir.Çünkü diş etlerinde iltihap şeker hastaları için çok önemlidir
Yılda bir kez göz muayenesi olunması gerekiyor Yılda bir kez göz muayenesi olunması gerekiyor. Doktorunuza şeker hastası olduğunuzu söylemeyi sakın unutmayın
Eylül ayında grip aşısı olun
Ayaklarınızı her gün sabun ile yıkayıp ılık su ile durulayıp kurulayınız
Cildinizdeki kuruma nedeniyle nemlendirici kullanmanız tavsiye edilir
Ayakkabılarınız dar veya bol olmamalı ayaklarınız rahat olmalı
Yazın çıplak ayakla dolaşmayınız çorap giyiniz
Ayak tırnaklarınızı düz olarak kesmeniz gerekir
Sigara içmeyin çünkü sigara kalp bacak ve damarların hızlı bir şekilde tıkanmasına ve sonuçta kangren hastalığı meydana gelmekte
Tansiyonunuzu sürekli kontrol etmelisiniz
Stresten uzak durmalısınız
Şeker ölçüm cihazı satın alarak şekerinizi kendiniz ölçmeli ve kayıt altında tutmalısınız
Diyabetli Psikolojisi
Hastalığın ve tedavisinin yarattığı gerginlik, kişinin uyum kapasitesini tüketerek, psikolojik tepkiler ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak şunu da belirtelim ki, bu tepkileri herkes yaşamak zorunda olmadığı gibi bunların şekli veya şiddeti de kişiden kişiye değişebilir. Yaşam boyu süren bir hastalık olan diyabet tanısı konduktan sonra, yaşam tarzınızda zaman zaman sizi oldukça zorlayacak değişiklikler yapmak zorunda kalırsınız. Bu değişiklikler sadece sizin değil, aynı zamanda ailenizin de yaşamını etkileyen bir boyutta olabilir.
Diyabet tanısı alan bir kişi olarak sizin ve ailenizin, uyum sürecinde yaşayabileceğiniz psikolojik tepkiler şöyle sıralanabilir:
1)İnkar Size doktor tarafından konulan "Diyabetes Mellitus" tanısı almadığınızı ya da bu hastalığın bir süre sonra geçeceğini düşünebilirsiniz. İlaçlarınızı almayı ya da kan şekeri düzeyinizi ölçmeyi bilinçli olarak ihmal edebilir, sağlıksız yiyeceklere yönelebilir. Aile üyeleri de mümkün olduğunca diyabet hastalığı hakkında hiç bir şey düşünmemeye çalışabilir.
2)Öfke "Neden ben?" şeklinde düşünüp ailenize ya da arkadaşlarınıza karşı öfke duyabilirsiniz. Özellikle çocuk ve ergen hastaların aileleri kendilerine, eşlerine ya da doktorlara karşı kızgınlık hissedebilirler. Aslında bu durumda kızgınlık duyulan, diyabetin kendisidir.
3) Depresyon Kendinizi üzgün, yorgun ya da ümitsiz hisedebilir, diyabetin hayatınızı mahvettiğini düşünebilirsiniz. Aynı zamanda, aile üyeleri de depresyon yaşayabilirler. Sık sık ağlayarak, diyabetle ilgili en olumsuz olasılıkların ileri yıllarda kendilerinde de gelişeceği düşüncesinde yoğunlaşabilirler.
4) Korku ve Kaygı Diyabetiniz ve yaşamınızdaki diğer şeyler hakkında endişe duyabilirsiniz. Tip 1 diyabet tanısı almışsanız, insülin iğnelerinden çekinebilirsiniz. Hipoglisemik reaksiyonlar (kan şekerinin ani düşmesi) sırasında yaşananlar sizi korkutabilir. Yaşam boyu sizinle beraber olacak bir hastalığa sahip olma düşüncesi sizde panik duygusu yaratabilir. Ayrıca aileniz de tedavide yanlış ya da eksik birşey yapabilecekleri endişesini taşıyabilirler.
5) Suçluluk Diyabetli olmanızın sizin hatanız olduğunu düşünebilirsiniz. Ailenin geri kalanının yaşamlarını kısıtladığınız ve bir şekilde yaşam tarzlarını değiştirmek zorunda bıraktığınız düşüncesiyle suçluluk hissedebilirsiniz. Çocuk ve ergen diyabetlilerin aileleri ise, hastalığı kendi hatalarıymış gibi hissedebilirler ya da daha erken fark etmedikleri için kendilerini suçlayabilirler. Buraya kadar anlatılanlar, sizi korkutmasın. Hem diyabet tanısı alan kişi, hem de ailesi için kızgınlık, üzüntü, şaşkınlık ya da diğer duyguları hissetmek son derece doğal ve sağlıklıdır. Unutulmamalıdır ki, tüm bu duygusal karışıklık esnasında hem diyabetli bireye, hem de ailesine yardımcı olabilecek çeşitli yöntemler bulunmaktadır.
Psikolojik Tepkilerle Nasıl Baş Edebilirim?
1) İnkar İle Baş Etme Destekleyici aile üyeleri ve arkadaşlarınızla diyabet hakkında konuşun. Hastalık hakkında olabildiğince bilgi edinmenizin ve yakın çevreden bir diyabetik birey ile paylaşımlarda bulunmanızın da hastalığınızı kabul sürecinde size yararı olacaktır.
2) Öfkeyi Yatıştırma Fiziksel bir aktivite, duyguların yazıya dökülmesi, derin nefes alıp 10'a kadar sayma gibi gevşeme egzersizleri, öfkeyi yatıştırmak için kullanılabilecek yöntemlerden bazılarıdır.
3) Depresyon, Korku ve Kaygı ile Baş Etme Duyguların bir aile üyesi ya da bir arkadaş ile paylaşılması, düşünce ve duyguların yazılması, yürüyüş ya da egzersiz yapılması, tüm ailenin birlikte yapabileceği bir aktivite planlanması, bir süreliğine de olsa diyabeti düşünmemenizi sağlayabilir.
4) Suçluluk Duygusundan Kurtulmak Neden bazı insanların diyabeti olduğunu kimse bilmemektedir. Hiç kimse diyabet hastalığının gelişmesine neden olabilecek bir şey yapamaz. Diyabetin kendi yaptığınız bir hatanın sonucunda ortaya çıkmadığı konusunda rahat olun.
Diyabet tanısına verilen duygusal tepkilerle baş etmede öncelik , bilgi ve duyguların paylaşılmasıdır.
Yukarıda anlatılan yöntemlere ve kendi çabalarınıza rağmen hala kendinizi sıkıntıda hissediyorsanız, hastalığa uyum süreci uzamışsa ya da duygularınızın şiddetinde zaman içerisinde bir azalma olmadıysa, hem sizin, hem de ailenizin psikolojik profesyonel yardım almanızda fayda vardır. Doktorunuza bu sıkıntılarınızdan bahsederseniz, sizi uygun bir uzmana yönlendirecektir.
Buraya kadar ilk kez diyabet tanısı almış olan kişilerde hastalığa alışma sürecinde ortaya çıkabilecek psikolojik tepkilerden ve bu tepkilerle nasıl başa çıkabileceğimizden bahsettik. Daha önce de belirttiğimiz gibi, diyabet hayatınız boyunca sizinle birlikte olacak bir durumdur. Dolayısıyla, onunla ilk tanışmamızda verilen psikolojik tepkiler ortadan kalksa bile, zaman içerisinde diyabetin mükemmel tedavisi için lazım olanları (düzenli olarak ilaç kullanmak ve yemek yeme zorunda olmanız, yiyeceklerinize dikkat etmeniz, insülin iğnesi kullanıyorsanız, zamanı geldiğinde her işi bırakıp ya da tatil günü bile erken kalkıp iğnenizi yapmanız gibi) yerine getirmekten dolayı bir bıkkınlık ortaya çıkabilir.
Hastalıkla ilgili herhangi bir sorun moralinizi bozabilir Hastalıkla ilgili herhangi bir sorun moralinizi bozabilir. Ağızdan aldığınız ilacın yerine bundan böyle her gün insülin iğnesi kullanmanız gerektiğinin söylenmesi ya da diyabete bağlı başka bir rahatsızlığın (göz, böbrek veya kalp rahatsızlıkları gibi) ortaya çıkması, sizde çaresizlik, mutsuzluk, korku ya da hüzün gibi duygusal tepkiler oluşmasına neden olabilir. Ayrıca, zaman zaman kan şekerinizin ani düşmesi de sizde korku yaratabilir.
Diyabetik bireylerin bir çoğunun yaşadığı bir başka korku ise, kendilerine diğer insanlardan farklı davranılmasıdır. Bazılarınız diyabetiniz olduğunu açıkça söylerken, bazılarınız ise karşınızdakini iyi tanıyana dek gizlemeyi tercih edebilirsiniz. Bu da, doğal davranamadığınız ve bir şeyleri gizlemeye çalıştığınız için sizde sıkıntı yaratabilir.
Bahsettiklerimiz, diyabetin getirdiği zorluklarla mücadele ederken karşınıza çıkabilecek ve pek çoğunuzun dönem dönem yaşadığı psikolojik sorunlardır. Aslında sağlıklı bir yaşam için her insanın sizin gibi düzenli ve sağlıklı yiyeceklerle beslenmesi, egzersiz yapması ve düzenli yaşaması önerilir. Diğer insanlardan çok farklı bir yaşam sürüyor gibi görünürken aslında siz sağlık için her insanın yapması gerekeni yapıyorsunuz. Dolayısıyla, yapmak zorunda olduklarınızı bir zorunlulukmuş gibi değil de, sağlıklı bir yaşam için yaptığınızı düşünürseniz kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.
Diyabette Beslenme
Diyabet tedavisinin amacı kan şekeri kontrolünü sağlayarak diyabetin seyrinde gelişebilecek bozuklukları (komplikasyonları) önlemek veya geciktirmek; böylece yaşam kalitenizi yükseltmektir. Diyabette bu amaca yönelik olarak tedavi, 1) Sağlıklı beslenme ve egzersiz ile, Sağlıklı beslenme,ağızdan alınacak antidiyabetik (OAD) 2) ilaçlar ve egzersiz ile, 3) Sağlıklı beslenme, insülin tedavisi ve egzersiz ile sağlanabilmektedir
Diyabet, yaşamınızda başta beslenme planınız olmak üzere bazı değişikliklerin oluşmasını gerektirmektedir. Kan şekerini oluşturan asıl kaynak besinler olduğu için sağlıklı beslenme diyabette tedavinin temelidir. Sağlıklı beslenmek için vücudun ihtiyacı olan öğeleri içeren besinleri yeterli miktarlarda ve öğün içinde dengeli bir şekilde tüketmeniz gerekmektedir.
. Sağlıklı beslenmek için ihtiyacımız olan öğeler ve bu besin öğelerini alacağınız temel yiyecek kaynakları şunlardır:
Karbonhidrat (tahıllar, un ve undan yapılmış yiyecekler, kuru baklagiller, patates, sebze ve meyveler, süt, yoğurt)
Protein (et, yumurta, peynir, süt, yoğurt )
Yağ (yağ ve et, yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi yağ içeren yiyecekler)
Vitamin ve Mineral (sebze ve meyveler başta olmak üzere tüm yiyecekler)
Posa (sebze, meyve, kuru baklagiller ve tam taneli tahıllar)
Sağlıklı beslenmek için her gün çeşitli besinler tüketiniz
Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için vücudunuzun gereksinimi olan besin öğelerini ancak yiyecekleri çeşitlendirerek, yeterli bir şekilde sağlayabilirsiniz.
Diyabetinizin olması yaşamınız boyunca sevdiğiniz yiyecekleri yiyemiyecek olmanız anlamına gelmez. Fakat yediğiniz yiyecek çeşidine ve miktarına daha çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Önemli olan kan şekerinin kontrolünü sağlamak için sebze, meyve, tahıl kaynaklarından zengin, ılımlı miktarda protein ve yağ ile kolesterolü sınırlandırılmış bir beslenme planı uygulamanızdır.
Diyabeti olan bir çok kişi beslenme planını uygulamak için aile ile yemek yeme zamanını ve birlikte yedikleri yemek çeşidini değiştirmekte, kendisi için ayrı yemek hazırlamaktadır. Oysa günümüzde diyabeti olan ve diyabeti olmayan bireylere önerilen sağlıklı beslenme önerileri farklı değildir. Diyabet, bireyin temel besin öğelerine olan gereksinim düzeylerini etkilemez. Diyabeti olmayan bir kişinin de rafine şeker tüketimini kısıtlaması, doymuş yağ ve kolesterolden zengin olan et, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi yiyecekleri belirli bir miktarda tüketmesi, az az ve sık sık yemek yemesi gerekmektedir.
Öğünlerden 1,5 saat sonra kan şekerinizi ölçerek farklı yiyeceklerin kan şekerinizi nasıl etkilediğini saptayabilir, farklı yiyecekler ile menü planlaması yapmak için değişim listelerinden faydalanabilirsiniz.
Diyabette Egzersiz
Egzersiz fiziksel aktivite olarak ta bilinir ve sizi harekete sevk eden her türlü aktiviteyi içine alır, örneğin yürümek, dans etmek, bahçenizde çalışmak gibi. Spor ve fitnes merkezine gitmeden, spor oyunları oynamadan yada herhangi bir ekipmana gerek kalmadan da fiziksel olarak aktif olabilirsiniz.
Eğer fiziksel olarak fitseniz günlük olan aktiviteleriniz için kuvvet, esneklik ve dayanaklılığa sahipsiniz demektir. Fiziksel olarak aktif olmak kendinizi fiziksel ve psikolojik olarak daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır. Fiziksel olarak aktif olmak kandaki glikoz seviyesini, kan basıncını ve kolesterolü düşürebilir; ayni zamanda kalp hastalığı ve kalp krizi riskini azaltır, stresle başacikmaya yardım eder, kalbi, kasları ve kemikleri güçlendirir. Bunlara ek olarak, düzenli aktivite insülinin daha iyi çalışmasına yârdim eder, kan dolanımını artırır ve daha esnek kalmanızı sağlar. Eğer kilo vermeye çalışıyorsanız, fiziksel aktivite ve akıllıca yiyecekler seçerek istediğiniz kiloya erişebilir ve o kiloyu koruyabilirsiniz.
Egzersiz Çeşitleri Diyabet tedavisi zorunlu ve düzenli fiziksel aktiviteleri de içerir Egzersiz öncesi ve sonrası en az 5-10 dak. Isınma ve soğuma egzersizleri yapılmalıdır Kapsamlı bir fiziksel aktivite üççeşit temel hareket tarzını içerir Aerobik egzersiz Kuvvet çalışması Esneklik egzersizleri Gün boyu aktif kalmak için ipuçları
Aerobik Egzersiz Aerobik egzersiz, kalp atim hızını artırır, kaslarınızı çalıştırır ve nefes alıp verme sayısını artırır. Genelde toplamda 20 – 60 dakika ve haftada 5 gün olan aktiviteler planlanmalıdır. Son zamanlarda genellikle aktif bir yasam sürmüyorsanız, günlük 5-10 dakikalık egzersiz programlarıyla başlayıp ilerleyen haftalar boyunca zamanı artırabilirsiniz; yada gün içinde yapacağınız aktiviteleri bir kaç seans halinde yapabilirsiniz, örneğin her yemekten sonra 10 dakika hafif tempolu yürüyüş yapabilirsiniz. Eğer kilo vermek istiyorsanız, bu tip egzersizler en uygun egzersizlerdir. Bu tip egzersizlerin süresi ve şiddeti kontrol edilmelidir. Antrenmanın şiddeti % 50 – 80 Hedef Kalp Atım Sayısında ( HKAS) olmalı.kalp atışlarına dikkat etmelisiniz
Aşağıda Bazı Aerobik Egzersiz Örnekleri Verilmiştir. Hafif tempolu yürüyüş, dışarıda yada içeride koşu bandı üzerinde Dans edin Hafif şiddetli aerobik egzersiz programlarına katilin Yüzün yada suda aerobik egzersizler yapın Buz pateni yada tekerlekli paten yapın Tenis oynayın Evde egzersiz bisikletini binin
Kuvvet Çalışması İçin Ağırlık, elastik bantlar ve plastik tüplerle kuvvet artırma egzersizi içeren programlara katılmak Evde hafif ağırlıklar kaldırmak gibi aktiviteler yapılabilir.
Şeker Hastası olmasanız bile Sağlığınıza,Yiyip-içtiklerinize,Yaşantısnıza dikkat etmezseniz diyabet(Şeker Hastalığı)sizin de kapınızı çalabilir.
SEDAT DEGER FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ