İŞ EĞİTİMİ AKIMI HAZIRLAYANLAR DENİZ KEÇELİÖZ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İşbirliğine Dayalı Öğrenme
Advertisements

Genel Öğretim İlkeleri
DRAMA 1.HAFTA EĞİTİMDE DRAMA Hazırlayan: Dr. Uğur Altay MEMİŞ.
BİLİMSEL BİLGİNİN ÖZELLİKLERİ VE FEN - TEKNOLOJİ OKURYAZARLIĞI
ÖĞRENME STİLLERİ.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
Yaşam Boyu Öğrenme Prof. Dr. Ali ŞEN.
Eğitim Öğretimde Planlama
HAZIRLAYAN EMEL DOKUR MERMERDAŞ
Öğretim İlkeleri.
Genel Öğretim Yöntemleri [Öğretim Sistemleri]
EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE KÖY ENSTİTÜLERİ ÖRNEĞİNDE TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE 21. YÜZYIL BECERİLERİ.
PROJE TABANLI ÖĞRENME.
PROJE TABANLI ÖĞRENME.
EMPİRİZM.
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
REHBERLİK.
Örnek Olay Öğretim Yöntemi
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
Problem Çözme Becerileri
Yapılandırmacı yaklaşımın dayandığı ilkeler
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS (FİZİK)
Öğrenme Öğretim sürecinde kullanılan stratejiler genel olarak üç grupta toplanabilir: Pasif öğretim (öğretmen merkezli) Etkileşimli öğretim Aktif öğrenme.
YANSITICI DÜŞÜNME.
Çok Kültürlü Bir Bakış Açısına Göre Çocuklar
ÖDEV VERME VE DEĞERLENDİRME Meral KOCABAY
"Çağdaş" eğitimcilerin eğitim öğretim ilkeleri
Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
Evrim Suna ARIKAN Özlem YAŞAR UĞURLU
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME
Hazırlayanlar : Elmas SOFU Müjde BALBAROS
ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM
Genel Öğretim İlkeleri Yasemin ÇELİK Elif ALTINEL
ÖĞRETİMDE STRATEJİ Ali ÇELiK (Biyoloji).
Genel Öğretim Yöntemleri [Problem çözme / Gezi-Gözlem]
İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı
Çağdaş Eğitim Akımları Prof. Dr
İlkokuma Yazma Öğretiminin İlkeleri
Diğer eğitim-öğretim ilkeleri
MATEMATİK YAZILIMLARI.
Professor Kay Livingston İstanbul. İskoçya’daki Dil Politikası Avrupa Birliği’nin 1+2 modeline dayalı olarak okullarda dil öğretimi ile ilgili bir.
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
1. KUŞAK DÜZEN.
Eğitimin ve Toplum.
BİLSEM EĞİTİM PROGRAMLARI
Bilimsel düşünme becerileri
Yapılandırmacı kuramın özelliklerini tanıyabilme, Hayat bilgisi dersinde öğretme-öğrenme sürecinin özelliklerini kavrayabilme, Yapılandırmacı kuramın.
Çayeli Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü
BİLSEM EĞİTİM PROGRAMLARI
Genel Öğretim İlkeleri
BÖLÜM 1 Sosyal Bilgiler Nedir?. BÖLÜM 1 Sosyal Bilgiler Nedir?
BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler. BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler.
Tarih Sosyolojisi-4- Yöntem-1- Tarihsel Materyalizm.
Öğr.Gör.Abdullah ALTUNSARAY
YÖNETİMDE YENİ GELİŞMELER
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri
Yapılandırmacılık (Oluşturmacılık / Constructivism)
SANAT FELSEFESİSANAT FELSEFESİ Sanatçı Sanat Eserinin Özellikleri Ve NitelikleriSanat Eserinin Özellikleri Ve Nitelikleri.
Fen Öğretiminin Genel Amaçları Prof. Dr. Fitnat KAPTAN Arş. Gör. Dr
Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 14. Hafta: Sosyal Hayatı Etkileyen Din
EĞITIME FELSEFI YAKLAŞıMLAR IDEALIZM REALİZM NATÜRALİZM PRAGMATİZM VAROLUŞÇILIK (EGZİSTANSİYALİZM)
ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
Eğitim; bireyin içinde yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve olumlu değerdeki diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamıdır. Bireyin.
Okulöncesinde Fen Kavramlarının Öğretim Yöntemleri ve Teknikleri
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ
ÖĞRENME VE ÖĞRETMENİN KURAMSAL TEMELLERİ
GENEL ÖĞRETİM İLKELERİ
Sunum transkripti:

İŞ EĞİTİMİ AKIMI HAZIRLAYANLAR 060664037 - DENİZ KEÇELİÖZ 060664025 - LEYLA ŞAHİNER 060664049 - HİCRAN BİNİCİ 060664033 - ŞİRİN YENİOĞLU 060664013 - HALİME SELÇİK

İŞ EĞİTİMİ AKIMI İş, insan yaşamının önemli unsurlarıdır. İş, aynı zamanda insanın manevi hayatını, rasyonel düşüncesini ve dahi özünü belirler. Buna rağmen; ‘iş’in bir eğitim ilkesi olarak kabul edilmesi çok sonraları gerçekleşmiştir.

Antik Yunan’da her türlü bedeni iş, kültürle uğraşan ‘hür vatandaşlar’ için ‘‘adi’’ bir şey olarak kabul edilir. Bundan dolayı ‘‘bedeni çalışma’’, kölelerin bir meşguliyeti olarak kabul edilir. Romalılar için tarım çalışmaları yalnız tarım çalışmasının ifadesi olarak kullanılmaz. İnsan gücünün yanı sıra kültürde beşeri varlık şekillendirmesinin ve medeniyetin bir sembolü anlamını da taşır.

Rönesans’ta,YARATICI GÜÇ ve ÇALIŞMA ön plana çıkmıştır. Hıristiyanlığa göre baktığımızda; işin hem ağır bir yük hem de ilk günahın sonucu olarak algılandığını görürüz. Orta çağın loncalarında daha farklı bir anlayışla karşımıza çıkan iş, pozitif bir unsur olarak algılanmaya başlanmış, yüksek bir meslek ahlakı ve zümresel bir anlayışla kabul edilmiştir. Rönesans’ta,YARATICI GÜÇ ve ÇALIŞMA ön plana çıkmıştır. Aydınlanma Çağı’nda ise daha ileri gidilerek iş, insanın pozitif bir yönü olarak kabul edilmiştir.

ENDÜSTRİLEŞMEDEN SONRA… İş, insanın alınyazısını belirleyen bir konuma gelmiş biçimiyle karşımıza çıkmaktadır. İş, bu gün ise halen aynı önemini korumaktadır ve insanların yaşam biçimini, standardını belirlemeye devam etmektedir.

İş’in Eğitimde Uygulanması İş, Rönesans’tan itibaren sosyal ütopyacılar tarafından eğitime uygulanmak istenmiştir. Bunlardan; * Th. Marus (1478-1535) * Campanella (1568-1639) * Saint-Simon (1760-1825) ön sırada yer alırken K.Marx (1818-1883) bu çizgiyi tamamlar.

Yine, liberal düşünürlerde de iş, Rönesans’tan itibaren bir eğitim ilkesi önem kazanmaktadır. Liberal düşünürler, eğitimin üretici iş ile birleştirilmesi yönünde temel bir görüş ortaya atmıştır. Bunlardan; * J. A. Komenski (1592-1670) * J. Locke (1632-1704) * J. H. Pestalozzi (1746-1827) başta gelir.

Sosyalist ve liberallerin oluşturduğu ‘iş eğitimi’ görüşüne paralel günümüz iş eğitimini oluşturur ve 2 ana modelde karşımıza çıkar: LİBERALLER »»» İŞ OKULU SOSYALİSTLER »»» ÜRETİM OKULU

Bu ortak görüş dışında 2 ana görüş önemli farklılıklar göstermektedir: Bu iki görüşün ORTAK noktası; iş eğitimini, geleneksel ‘kitap okulu’na karşı birer alternatif olarak ileri sürmeleridir. Bu ortak görüş dışında 2 ana görüş önemli farklılıklar göstermektedir: LİBERALLER »»» ARAÇ SOSYALİSTLER »»» AMAÇ

İŞ OKULU AKIMI ve GENEL KAREKTERİSTİĞİ İş okulu akımı, 20. yüzyıldaki eğitim reformları akımları içerisinde en merkezde, en yaygın ve en verimli olanıdır. Öyle ki, 1900-1933 yıllarında ilkokullar için ideal olarak iş okulları modeli kabul edilir. ‘‘İş okulu’’kavramında, ‘‘okuma okulu’’ya da ‘‘kitap okulu’’diye nitelendirilen geleneksel okullara alternatif olarak çıkarılan yeni okul taslakları anlaşılır.

• Çocuğun kendi kendine aktif olmasını gerçekleştirmek Bu okul taslakları kendi aralarında büyük farklılıklar göstermekle birlikte 2 ana noktada önemli görüşe sahiptir: • Çocuğun kendi kendine aktif olmasını gerçekleştirmek • Okullarda verilecek bilgi içeriklerinin hayatın sosyal, politik ve mesleki gereklerinden hareket edilerek belirlenmesi 1919’lardan itibaren okul programlarına ‘‘iş dersi’’nin konması, iş okulu akımının taleplerinin bir sonucudur.

HUGO GAUDIG (1860-1923) H.Gaudig kendine özgü bir iş okulu modeli geliştirir. Milli kültür temellerine dayalı bu iş okulunda o , ‘‘serbest zihni faaliyet’’ yoluyla kişi eğitiminin gerçekleştirilmesini düşünür.

G.Kerschensteiner’e karşıt olarak eğitimin merkezi noktasında her türlü mesleğe hazırlayıcı olmak üzere ‘‘devlet vatandaşlığı eğitimi’’ değil, şahsiyet eğitimi yer alır. Gaudig göre; el işçiliğine dayalı bir yetiştirme çağımıza uygun düşmemektedir. Okul, bir ‘‘işleme’’ ve ‘‘yaşama’’ yuvası olmalıdır. Milli hayat ve kültür, okulu çevirmelidir.

GEORG KERSCHENSTEINER 1854-1932

GÖRÜŞLERİ Almanya’nın çağın başlarındaki eğitim reformu hareketlerine yön veren kişilerden biridir. J.Dewey ile J.H.Pestalozzi’den etkilenmiştir. Hareket noktasını çağımızda insanların çoğunluğunun bir el işi faaliyetinde bulunması faaliyetinden alır.

Bu yüzden mesleğe hazırlama işini kamu okullarının gerçek bir görevi olarak görür. Bu amaca yönelik okullarda sadece el işi faaliyetlerine yönelik hazırlayıcı bir iş dersini uygulamaya başlamıştır. Serbest zihni faaliyeti yaparak öğrenme ile bağıntılı olarak gerçekleştirmeye çalışmıştır.

Çocuktan hareket ilkesinden yola çıkarak iş okulu üzerinden “Devlet Vatandaşlığı Eğitimi”ne ulaşır. Ona göre devlete bağlı bir zihniyet kazandırmak okulların merkezi meselesini teşkil etmektedir.

O ilkokulların görevini şu üç noktada toplar -meslek seçimine yardım etmek -mesleki çalışmayı ahlakileştirmek -sosyal düzeni ahlakileştirmek O bunların hepsine birden “Karakter Eğitimi” olarak kabul eder. Her okul için işlikler, mutfaklar, dikiş odaları, vb şeyler istemektedir. Ancak bu suretle zihni yetiler el işi becerileriyle sıkı bir faaliyet içinde gelişmiş olacaktır.

Fakat genel öğretim okullarının bir meslek okulu şekline dönüşmesine karşıdır. Çağının diğer eğitim reformu akımlarıyla birçok noktada hem fikir değildir. Mesela çocuktan hareket etmekle beraber, ”çocuğu yetiştirmeye terketmek” görüşünü kabul etmemektedir.

İş okulu akımının öncüsüdür. İş okulu’nun merkezi kavramını teşkil eden iş, birinci planda el işi olmakla beraber, el maharetlerine dayalı saf uygulamalardan ibaret olarak anlaşılmayıp bununla ilgili zihni işlemleri de kapsamaktadır. İkinci sırada da zihni iş anlamında, saf zihni esasta faal olma anlamını taşımaktadır. El işi ile zihni zihni işin birleşmeleri Kerschensteiner’in iş okulu modelini canlandırmaktadır.

Ona göre geleneksel okulların en büyük eksikliğini sadece zihni yeteneklerin geliştirilmesine yönelmiş olmasındaki tek yanlılık teşkil eder. Ona göre okul bir değişim geçirmelidir. Küçük çocukluk devresindeki “tabi” güçlerin şekillendirilmesine aynı şekilde hizmet edebilmesi için okulun bir iş okulu olmasını ister.

Bu iş okulu bir eğitici okul olmalıdır Bu iş okulu bir eğitici okul olmalıdır. Her şeyden önce gençlerin karakterini şekillendirmelidir O eski okulda gençlerin birtakım özellikler kazandığını inkar etmemektedir fakat bunların geliştirilmesine gençlerde bulunan aktif karakter çizgilerinin gelişemediğini söyler. İş okulu ona göre karakter eğitimini destekleyen bir okuldur.

İşin eğitici fonksiyonları: 1) KENDİLİĞİNDEN FAALİYET İşin eğitici yönde başta gelen fonksiyonu,çocukların kendiliğinden faal ve yapıcı olmasıdır. Böylece insan duyguları, tasarımları, düşüncesi, iç tepkileri bir bütün olarak faaliyete geçirilir.

2) YAŞANTI BİLGİSİ Kendiliğinden faal olmanın gerçekleşmesi halinde çocuğa kazandırılan bilgiler dışında belirli tarzdan kavrayış,görüş ve bilgi kazandırdığını belirtir. John Dewey’e bağlı olarak “yaşantı bilgisi” olarak tanımlar.

3) İŞ ERDEMLERİ Ona göre iş okulu ahlaki yönden şekillendirir İyi bir iş belirli iş erdemlerini talep eder. Bunlar iyi bir işin ön şartlarıdır aynı zamanda iyi bir iş okuluyla desteklenmelidir. “Karakter Kavramı ve Karakter Eğitimi” adlı eserinde karakterin dört ana gücü vardır: İrade gücü Hüküm verme gücü İnce duygululuk Araştırıcılık yetileri

4) GÜÇLÜKLERİ AŞMA Yeteneklerin açılıp geliştirilmesinde işin önemini ve gerçek işin insanı zorlasında görür Güçlüklerin aşılması yoluyla da yetenekler açılıp gelişir

5) OBJEKTİFLİK Kerschensteiner, işin bir diğer eğitici motifini, “ben”in geri plana çekilerek her şeyin objeye göre düzenlenmesinde görür. Ona göre objektiflik aynı zamanda ahlaklılıktır

6) GRUP İÇİNDE ÇALIŞMA İş demek daima bir grup içinde çalışmak demektir Sosyal erdemler ancak grup içinde gelişir Grup içinde çalışma “devlet vatandaşlığı eğitimine“ ulaştırır

JOHN DEWEY 1859-1952

GÖRÜŞLERİ J.Dewey, ABD’nin ünlü filozofu ve eğitim reformcusudur. Pragmatizm akımına bağlıdır. Bu felsefi akım düşüncenin ön şartı ve amacı olarak “faaliyet”i esas alır. Dewey, düşünceyi aslında somut hayat alanlarına bağlı olarak görmekte ve böylece de onu, hayatın vazifeleri ve problemlerinin üstesinden gelebilecek bir vasıta olarak kabul etmektedir.

Dewey’e göre eğitim, hayatta kullanılabilecek şekle uygun düşmek üzere, düşüncenin geliştirilmesidir. Ona göre düşünce faaliyeti beraberinde getiren “yaşantı”dan meydana gelir. Düşünceler soyut anlama yoluyla kavranılmaz aksine faal haldeyken öğrenilir.

Bu nedenle gençler ancak faal haldeyken öğrenebilir. Dewey bundan “yaparak öğrenme” ilkesini çıkarır. Ancak gençler “eski okul”da pasif kalmaya mecbur edilmişlerdir. Çocuk henüz mükemmelleşmemiş bir yetişkin olarak kabul edilmiştir

Dewey, çocuğun kendi değerinin verilmesini talep eder. Dewey’e göre okul, sosyal hayatı devamını sağlamaya yönelmiş bulunan bir organdır. Okul’un her türlü eşyası öğrencilerin yalnızca dinlemesi, yani pasif olarak öğrenmesi esasına göre düzenlenmiştir.

Hazır bir program okul işletmesinin merkezini tekil etmektedir. Halbuki “yeni okul”da çocuk eğitimle ilgili her türlü teferruatın merkezinde olmalıdır. Bu aynı zamanda öğretimin laboratuarlar, atölyelere hatta mutfaklara ayrılması demektir.

Fakat Dewey’in tasarladığı bu aktif okul bir meslek okulu olarak algılanmamalıdır. Bu okulda amaç bilginin aktif olarak kazanılmasıdır. Öğrenmek ancak “iş” ile yani “yaparak” mümkünse çocuğun canlı yaşantısı olarak buna katılması gerekir.

Yani Dewey, “geleceğin okulları”nı bir “iş cemaati” olarak tasarlamaktadır. Bütün öğrencilerin aynı vazifeleri öğrenmek zorunda kaldıkları pasif okulda cemaat hayatı engellenmektedir. Pasif okulda her öğrenci kendi başına ferdi esasta öğrenmek zorundaydı. Ancak aktif okul’da ortak bir vazife çözmek ve herkesin buna katılması söz konusudur.

Dewey’in sosyal görüşleri demokrasi idealinde kök salmıştır. Dewey’in tasarımına göre okul “küçük boyutlar içinde bir cemiyet” halini almaktadır. Böylece eğitim sosyal bir nitelik kazanmaktadır. Dewey’in sosyal görüşleri demokrasi idealinde kök salmıştır. Onun tüm felsefesi ve “iş okulu”da bir demokrasi idealine dayanmaktadır.

Dewey, okulların küçük bir azınlığa hizmet etmek yerine çoğunluğa hizmet edecek bir yapıya dönüştürülmesini ister. Onun içindir ki Dewey’in eğitim politikası, eğitimde “kalite”yi değil “kantiye”yi esas alan bir “kütle okulu” modeline uygun düşmektedir.

WILLIAM HEARD KILPATRICK 1871-1965

PROJE METODU Proje Metodunun temelinde, John Dewey‘nin öğrencilerin kendi kendilerine problem çözmeyi öğrenmeleri fikri yatmaktadır. Proje, bir hayat probleminin araştırılıp öğrenilmesi için bir plândır.

Problemin çözümü için gerekirse bütün bilimler bir araya getirilir; pratik sonuçlara ulaşılır. Hayattaki çeşitli problemleri projeler geliştirerek çözen öğrenci, bilgi işlemeyi, kendi kendine çalışma ve düşünme metodlarını geliştirir.

GÖRÜŞLERİ Ona göre çocuk, hayatı projeler içinde çalışarak öğrenir. W.H.Kilpatrick’in geliştirdiği ‘‘Proje-Metodu’’, çağımızdaki eğitim reformcuları ve özellikle de ‘‘İş okulu’’ akımı üzerinde önemli bir etkide bulunmuştur. Ona göre çocuk, hayatı projeler içinde çalışarak öğrenir.

Projeleri genellikle öğrenciler yapar; ama bazen öğretmenlerin verdiği projeler de olabilir. Bazı projeler küçüktür, bir günde biter; bazıları ise büyüktür ve haftalar boyu sürebilir. Bazı projeleri öğrenciler tek başlarına bireysel olarak yapar, bazılarını da gruplar halinde yaparlar. Bütün okulun üzerinde çalıştığı büyük projeler de olabilir.

Çocuk, projeleri hem seçip hazırlarken hem de yaparken öğretmeninden yardım alır. Hattâ proje seçim ve işlenmesinde ailelerden de kontrollü olarak yardım alınmalıdır. Her projenin genel değerlendirmesinin yapıldığı büyük toplantılar da yapılır.

Kilpatrick, içinde daha çok öğretmenin aktif olduğu ‘‘öğrenme okulu’’ ya da ‘‘kitap okulu’’na karşı çıkmakta ve derslerin öğrenciler tarafından planlanıp ve organize edildiği, ‘‘projeler’’ yoluyla yapılacak bir öğretim sistemini savunmaktadır.

Ona göre, ancak bu yolladır ki, öğrencilerin ilgileri, aktiflikleri, sorumluluk şuurları ve müstakil hareket etme yetenekleri geliştirebilmiş olur. Bu, geleneksel branş sınıflandırması ile ders konuları sınıflandırmalarını aşmakta, hem öğrencilerin kendi hayat alanlarında ve hem de daha sonraki meslekî ve toplumsal hayatın isteklerine cevap verebilecek öğretim birimleri yaratmak amacını gütmektedir.

‘‘Proje metodu’’nda, gençlerin kendi eğilimlerine uygun düşecek tarzda büyük bir teşebbüsü planlaması ve buna aktif olarak katılması, onların yeteneklerinin geliştirilmesinin en iyi vasıtasını teşkil eder.

Bunda herkes için ayrı ayrı uygun düşen görevler tespit edilir, bir amaç belirlenir ve bütün güç ve yetenekler ortaklaşa olarak seferber edilir. Bu yolla, esas problem çözülür ve amaca ulaşılır. Bu şekilde sağlanan öğrenme, ferdî esasta yapılan öğretimden daha fazla bir gayret ve başarı sağlar.

Projeler geniş kapsamlı olmalı, önemli ve enteresan olmalıdır ki, bu sayede bir ilgi ve merak doğurmuş olsun. Meselâ ‘‘Bir kayık yapma’’, ‘‘Blok ev yapma’’, ‘‘Okul gazetesi çıkarma’’… v.b. gibi projeler işlenir. Ayni şekilde ‘‘Tifüs’e karşı savaş’’, ‘‘Neden kırağı yağar?’’…v.b. gibi ilmî konuları işleyen projeler de olabilir.

Böyle bir aktif öğretim metodu, çocukların yalnızca ferdî ilgi ve kabiliyetlerine cevap vermekle kalmaz, aynı zamanda da onların ahlâkî güçlerini geliştirir ve ortak teşebbüslere girişmek sonucunda, da onlarda özellikle içtimaî erdemleri geliştirir.

OVIDE DECROLY 1871-1932

GÖRÜŞLERİ Bir tabip olan O. Decroly, eğitim anlayışında tıbbî verilerden hareket ederek sonunda bir iş okulu görüşüne ulaşır. O.Decroly, 1901 yılında, çalışma arkadaşlarıyla birlikte geri zekalı çocuklar için Brüksel’de bir özel eğitim kurumu kurdu.

Geri zekalı çocuklarla uğraşılarından, eğitim ve öğretimin ferdileştirilmesi ve “ilgi merkezleri” konusundaki teorisini geliştirdi. Buradaki deneylerinden çıkardığı esaslara bağlı olarak da 1907 yılında normal çocuklar için dünyaca tanınan reform okulunu kurdu. Geliştirdiği yeni eğitim metodunu burada uyguladı.(“Decroly-Metodu”)

Decroly’nin okulunda “hayata gerçek yakınlık” birinci temel ilkeyi teşkil eder. Öğretim, çocuğun şu dört temel ‘ilgi merkezi”nden ve bunların gelişmesinden hareket etmelidir: Beslenme ihtiyacı, Soğuktan korunma ihtiyacı, Cemiyet içinde çalışma, yükselme ve dinlenme ihtiyacı. Düşmandan korunma ihtiyacı

Dört yıllık“Decroly-Okulu”nun her bir yılındaki öğretim, bu temel ihtiyaçların bilgisini işlemeyi esas almıştır. Decroly-Metodu’nun dayandığı ilkeler, şu noktalarda toplanabilir:

Okul hayat yoluyla, hayata hazırlamalıdır Okul hayat yoluyla, hayata hazırlamalıdır. Okul, okuma, tarih, coğrafya ve cansız tabiat bilgileri vermek dışında, çocuğu küçük yaşlardan itibaren kendi çevresinin bilgisini kazanmaya yöneltmelidir. Okullarda kitabî yoldan bilgi kazanmak değil, çocuğun kendi tecrübesi yoluyla gerçek dünyanın eşyalarıyla temasa geçmesi desteklenmelidir.

Bu sisteme göre, öğretimde yapay dersler kaldırılmalı, çocuklar doğanın içinde yaşayarak, gözleyerek, yaparak öğrenmelidir. Sistemin bir ders programı yoktur; çocukların ilgisine göre bir takım konular seçilir. Burada önce gözlem yapılır, sonra kaynak kitaplardan bilgiler toplanır, deneyler yapılır.

Toplanan bilgi ve tecrübeler yazı, söz veya resimlerle anlatılır Toplanan bilgi ve tecrübeler yazı, söz veya resimlerle anlatılır. Burada sınav ve not yoktur. Bu sistemde ders kitabı ve öğretmenin anlatması da yoktur. Çocuklar kendi gözlem, araştırma ve tecrübelerini resim, yazı, model gibi şeylerle kayda geçirerek, âdeta "kendi ders kitabını kendi yazar".

Konular, ders plan ve programları çocuğun ilgisinden hareket etmelidir. Derslerin geleneksel düzeni, okullardaki mükafat verme ve sınav şekilleri değiştirilmelidir.

Decroly’nin tasarladığı reform okulu geleneksel okul binalarından farklı olarak bir çiftlik binasını andıran yapıya sahip olacaktır. Bir psikolog ve tabib olarak Decroly okulda hem teorik hem de pratik zekanın geliştirilmesinin önemini belirtir.

Yeni okulda“hareket halinde öğrenme’’ merkezi bir yer tutar. Dershaneler geleneksel sınıflardan çok, birer iş yerine benzer, çeşitli el işi faaliyetleri yapılır. Öğleden sonraki saatler tamamen el işlerine ayrılmıştır.

Decroly, bilgi ve becerilerinin geliştirilmesinde ve uygulanmasında ‘‘öğretici oyunların’’ kullanılmasını öne sürer. Decroly, öğretim metodu konusunda ise belirli dallara bölünmemiş olan‘‘toplu öğretim’’ tekniğini daha eğitici bulur.