FARKINDA MISIN?
''Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırsınız.. Çünkü Allah’a inanıyorsunuz.” fermanının sahibisin!.. SEN,
S EN, Resulullah’ın Ashabına; ''Orduya yardım ediniz'' dediği zaman, bütün servetini alıp getiren ve Peygamberin ''Çocuklarına ne bıraktın?..'' sorusuna; ''Allah’ı ve Resûlünü bıraktım Ya Resulullah!'' cevabını veren Hz. Ebubekir’in yolundasın!..
''Alemlere rahmet olarak gönderilen'' ve dehşetli mahşer günü herkesin ''Nefsi! Nefsi!'' diye çırpınacağı bir zamanda, secdelere kapanıp; ''Ümmetimi isterim Ya Rab!.. Ümmetimi bağışlamadıkça kalkmam'' diye feryat edecek olan Habib-i Kibriya’nın ümmetisin!.. SEN,
Resûllullah’ın müjdesine nail olup, küfrün doğu kalesini, İstanbul’u fethederek İslam’a teslim eden, yeni bir çağ açan Fatihlerin, dünyayı Müslümanlardan başkasına dar gören Yavuzların, karaların-denizlerin hakanı Kanûnilerin neslisin!.. SEN
SEN, Devlet reisi olduğu halde, içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek halk içinde dolaşan ve oğlunun; ''Babacığım, niçin böyle yapıyorsun?'' sorusuna; ''Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi oldum.. Onu zelil etmek, gururumu kırmak istiyorum'' diyen Koca Ömer’in izindesin!
Misafir kaldığı evde gece sabaha kadar ayakta duran ve; ''Biz Kur’anın bulunduğu odada ayaklarımızı uzatıp yatmaktan hayâ ederiz'' diyen Osman Gazilerin torunusun!.. SEN
40 sene yatsı abdestiyle sabah namazını kılan İmam-ı Âzam’ların, Malazgirt Ovalarında Allah Allah sesleriyle at koşturan ve Anadolu kapılarını Müslüman Türklere açan Alp Arslanların arkasındasın!.. SEN
İstanbul’da okumaya başladığı Ezan-i Muhammediyeyi, Çaldıran ovalarında bitiren; Tuna’da aldığı abdestin namazını, Afrika çöllerinde kılan; Hazar kıyılarında getirdiği tekbir seslerinin yankılarını, Viyana kapılarında duyan kahramanların evladısın!.. SEN,
Sunum: Ahmet Çetin