AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE BİYODİZEL
Avrupa Birliği sürecinde Türkiye, 84 kanun ve yönetmelikte değişiklik, 391 yeni kanun ve yönetmelik olmak üzere toplam; 475 adet kanun ve yönetmelik üzerinde 2000 yılından buyana yoğun bir tempoda çalışmaktadır.
AB uyum sürecinde 2003 hedeflerinde Enerji de kısa vadede 3 kanunun çıkarılması gerekmekteydi. *Petrol Piyasası Kanunu (Çıktı) *Yenilenebilir Enerji Kanunu (Yenilenebilir Enerjinin Elektrik Enerjisinde Kullanımı adı ile ve biyodizelsiz eksik çıktı) *Enerjinin Verimliliği Kanunu (Henüz çıkmadı,Biyodizel ek madde)
Bu uyum sürecinde değiştirilecek ve yeni çıkarılacak kanun ve yönetmeliklerin pek çoğu ülkemiz için yeni kanunlar olup adaptasyon sürecinde zorluklar çekilmektedir. Kimi yönetmeliklerin çıkarılmasına karşın uygulamalarına ileriki yıllarda başlanacağı için pek çoğumuzun haberi dahi olmamaktadır.
Mesela AB’nin 1999/94/EC,2003/73/EC tavsiyeleriyle 28 Aralık 2003’de sayılı Sanayi Bakanlığı’nın bir yönetmeliği çıktı. Yönetmeliğin adı; “Yeni Binek Otomobillerin Yakıt Ekonomisi ve CO2 emisyonu Konusunda Tüketicilerin Bilgilendirilmesine İlişkin Yönetmelik” Uygulama tarihi 01/01/2008
Avrupa Birliği Sürecinde Çevre, Tarım,Enerji, Tüketici Bilinci ve hakları gibi pek çok hususta hayatımıza yeni düzenlemeler girecektir, girmektedir.
Yine bu süreçte AB ortak tarım politikası kapsamında Tarımsal ürünler ve Üreticiler için geliştirilen bütün yardım mekanizmalarına yönelik yasal dayanağı oluşturmak üzere ‘Ortak Piyasa Düzeni Çerçeve Kanunu’ çıkarılacak ve idari yapıların bu çerçevede oluşturulmasına başlanacaktır.
Avrupa Birliği sürecinde bir diğer önemli hususta, dolaylı vergiler müzakere sürecinde belirlenecek ve mümkün olduğunca müşterekleştirilecektir.
Avrupa Birliği ile Türkiye Enerji kaynakları ve kullanımı açısından incelendiğinde Petrol kaynakları itibari ile dışa bağımlı olduğu görülmekte,bu nedenle Enerjinin verimliliği ve Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Petrol kaynakları itibarıyla dışa bağımlı, Çevre hassasiyetleri yüksek Avrupa Birliğinin Alternatif Enerji Kaynaklarında ki hedefi Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Geliştirmek, Tarım da ‘ Ortak Piyasa Düzeni Çerçeve Kanunu ‘ kapsamında Enerji Tarımını desteklemek;
Atıl arazileri top yekün Enerji Tarımına yönlendirmek, böylelikle üçüncü binyıl’ın su ile beraber stratejik ürün kabul edilen yağ’a sahip olmak ve temiz enerji kaynaklarının kullanımını standart haline getirerek vergi muafiyetleri ile teşvik etmektir.
Bu tablolar iyi okunduğunda Biyoyakıtlar ve Biyodizel’in AB uyum sürecinde enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, çevre hassasiyetlerinin ve yüklerinin paylaşımı ve ülkelerin tarımsal desteklerini enerji tarımı üzerinden sağlamaları açısından çok önemli bir araç olduğu görülmektedir.
Kyoto Protokolüne imza atan ve Türkiye’ye de bu noktada baskı yapan, iklim değişikliğinde taraf olan AB, fosil yakıtların kullanımı sonucu ortaya çıkan CO2 emisyonları ve kükürt ile ciddi mücadele etmekte ve bizler hala biyodizelin standartlarını tartışırken onlar yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını standart haline getirmektedirler.
%2%2,75%3,5%4,25%5%5,75 AB’de Yıllara Göre Biyodizelin Petrol Dizeline Minimum Karıştırma Oranları
AB hassasiyetlerini ve hakkaniyet ölçülerini vergilerine yansıtmış ve akaryakıttaki vergilerini “ Egzoz Emisyon Vergisi ” “ CO2 Vergisi ” “ Çevre Vergisi ” gibi isimlerle adlandırmıştır. Yani “ Kirleten Öder ” mantığını hâkim kılmıştır. Doğru bir mantıkla adil olanda budur. Esas haksız rekabeti ve adaletsizliği; kirleten ve temizleyene eşit ÖTV uygulamak oluşturur.
AB sürecinde Biyoyakıtlar ve Biyodizele, Petrol yakıtları ile eşit oranda ÖTV, AB uyum sürecinde sürdürdüğümüz politikalarımıza aykırıdır.
Bu noktada Avrupa Birliği sürecinde 15 yıldır 6 Milyon Ton Petrol Kaçağı ile yaşayan bir ülkenin yapması gerekli olanlarda ortaya çıkmaktadır. Kaçak unsurlarla eşit fiyata satılan Biyoyakıtlar, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kaçakçılıkla mücadelede önemli bir unsur olarak kullanılabilir ve kullanılmalıdır.
Bu noktada Türkiye, AB uyum sürecindeki Biyoyakıtlardaki zorunluluklarını, 6 Milyon Ton kaçağın önlenmesi yolunda kazanca döndürmelidir.
Biyodizel Dünyada ve Avrupa Birliği üye ülkelerinde hızla yaygınlaşmaktadır.
Hızla Yaygınlaşmasının Sebepleri; (1) - Fosil yakıtların tükeniyor olması ve bu nedenle petrol fiyatlarının giderek yükselmesi - Fosil yakıtların kullanımından doğan büyük çevre zararları ve bunların telafisi için yapılan büyük harcamalar, - Ülkelerin enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve enerjide dışa bağımlılıktan kurtulabilme strateji ve çabaları, - Savaş ve zorunlu hallerde stratejik yakıt olma özelliği,
Hızla Yaygınlaşmasının Sebepleri; (2) - Tarım ürünlerinin sanayiye entegrasyonunu sağlayarak ülkelerin tarımsal kalkınmasını çarpan etkisiyle hızlandırması, - Motorlar üzerinde sağladığı avantajlar; setan sayısının petrol dizeline göre yüksek oluşu, yağlayıcılık özelliği nedeniyle motorlara yanma ve kullanım açısından sağladığı faydalar, - Küçük (evsel) ve sanayi tipi üretiminin ekonomik uygulanabilirliği, - Taşıma ve depolanması itibarıyla dünya standartlarında “Tehlikeli Madde” kapsamında yer almaması, güvenli yakıt kabul edilmesi.
Biyodizel ülkemizde de hızla yaygınlaşarak Dünya ve AB Trendine uygun bir yapılanma sürecine girmiştir.
TÜRK İ YE’DE B İ YOD İ ZEL Firma Sayısı: 90 Kurulu Kapasite: Ton/Yıl
Kurulu Kapasitenin İllere Dağılımı (Kasım 2005) İLFirma SayısıKurulu Kapasite (Ton/Yıl) İZMİT GAZİANTEP ANKARA MERSİN ADANA BURSA İZMİR
Yatırımcı Firmaların Sektörel Dağılımı Yağ Fabrikaları% 40 Tarım Sektörü% 21 Kimya Sektörü% 18 Akaryakıt Sektörü% 11 Diğerleri% 10
Kurulu Kapasite Kullanım Oranı %10 olup, yaklaşık fiili üretim Ton/Yıl olarak gerçekleşmektedir. Dağılım incelendiğinde Kapasite boşlukları nedeniyle Bitkisel Yağ Sanayimizin ve yeni mevzuatları nedeniyle atıl duruma dönüşen Kimya-Madeni Yağ Sanayi Biyodizele yönelmiş görülmektedir.
Biyodizel Üretimine Tarımsal Üretici Birlikleri de yoğun ilgi göstermektedir. Antbirlik Kapasite raporunu almış, Çukobirlik, Tariş, Fiskobirlik ihale aşamasına gelmişlerdir. Bu konuda Karadeniz Birlik yoğun çabalarda bulunmaktadır. Trakya Birlik ve Marmara Birlik araştırmalarını sürdürmektedir.
AB uyum sürecinde Avrupa Birliğinin uygulamalarından ve 2003 AB direktiflerinden cesaret alarak atılım yapan Türk Biyodizel Sanayinin büyümesinden korkmamak,geliştirmek ve bu potansiyeli Türkiye ve AB ilişkileri açısından kullanmak gerekmektedir.
Tarımda Almanya gibi inanılmazı gerçekleştirebiliriz. Geçtiğimiz sene ülkemizde yaklaşık dönüm Kanola ekilmiş ve tamamı Biyodizel Üreticileri Organizasyonu ile alınmışken bu yıl sadece bir firmamız dönüm arazide sözleşmeli tarım ile Kanola ekimi yapmıştır.
Tarımsal Üretici Birliklerimiz, Tariş, Çukobirlik, Karadeniz Birlik ciddi miktarlarda sözleşmeli ekim yaptırmıştır. Geçen yıla oranla alternatif yağlık ürünlerde artışın %1000 mertebelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
2006 programı için bir üretici grubumuz yazlık ve kışlık olmak üzere Kelkit Ovasından başlayıp ve İçanadoluyu kapsayan bölgede hektarlık bir alanda sözleşmeli tarım yapma kararı almış ve ekimlerini programlamıştır – 2007 hasat sezonunda Türkiye Kanola, Soya, Aspir gibi yağlık tohum üretiminde patlama yaşayacaktır.
Türkiye’nin Kurulu Kapasitesinin en önemli avantajlarından biride Avrupa Birliğinin zorunlu karışım oranlarında alternatif tedarikçilerin içinde jeopolitik konumu ve toprak büyülüğüyle en avantajlı konumda olmasıdır. Şu anda şirketlerimiz AB ülkeleri ile ciddi ihracat bağlantıları yapmaktadır.
Türkiye’deki Biyodizel Kurulu Kapasitesi,AB sürecinde Türkiye’nin değerlendirmesi gereken Çevre Müzakerelerinde elini güçlendirecek çevre yatırımları statüsündedir.
SONUÇ : ABD Başkanı George BUSH, ABD’de bir Biyodizel tesisi açarken “ Her gün bir yenisini açmak isterim, Biyodizel ABD’nin geleceğidir ” derken bir gerçeği ve vizyonu ortaya koymaktadır.
Petrol rezervlerinin 50 yıllık ömrünün kaldığı ifade edilen süreçte Biyodizel, Avrupa Birliğinin ve Türkiye’nin de geleceğidir.
Bugünün ekonomik kaygıları, AB sürecinde Türkiye’nin stratejik geleceğinin önünü kesmemelidir.
Unutulmamalıdır ki; ‘Biyodizel Bir Tarımsal Ürün Türevidir. Ve Biyoyakıtlar birer ‘Yenilenebilir Enerji’ kaynağıdır.
Biyoyakıtların yeri ‘Petrol Piyasası Kanunu’ değil AB sürecinde çağdaş ve Stratejik özellikli bir ‘Yenilenebilir Enerji Kanunu’dur.
AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNDE BİYODİZEL