ÇOCUK TERBİYESİ Mehmet__basturkæhotmail.com www.mehmetbasturk.com MEHMET BAŞTÜRK HAZIRLAMIŞTIR Mehmet__basturkæhotmail.com www.mehmetbasturk.com Facebook TC Mehmet Baştürk
Arapça asıllı olan terbiye kelimesi bir şeyi büyütmek, yükseltmek anlamına gelmektedir. Bizler çocuk terbiyesinde genellikle terbiye kelimesinin yerine her ne kadar anlamı tam karşılamasa da eğitim kelimesini kullanmaktayız. Eğitim: yetişkin neslin bir plan ve gayeye göre yetişmekte olan nesillerin gelişimini sağlamak için yaptığı çalışmalardır. “Eğitim, ruhu ve karakteri olgunlaştırıyor, ferde ve millete bütün değerleri kazandırıyor .” Eğitimin vazifesi. İnsanda doğuştan gelen ruhi ve bedeni kabiliyetleri geliştirmek, sağlıklı ve ahlaklı bir şekilde kabiliyetler ve temayüller arasında dengeyi korumaktır. İnsanda iyi ve güzele yönelebilecek bütün yetenekleri bularak ortaya çıkarmak, ulaşabileceği en yüksek noktaya kadar uzlaşması için sürekli rehberlikler yapmak eğitim anlayışında esastır.
İslam anlayışına göre eğitimle insanların iyi ve güzel davranışlar kazanması mümkündür. Ancak yaratılışlarından gelen özelliklerin tamamen yok edilmesi ve ortadan kaldırılması veya insanda olmayan bir kabiliyetin kazandırılması mümkün değildir. Yahya Kemal camilerin eğitimdeki önemini şöyle anlatıyor: “Biz ki minareler ve ağaçlar arasında ezan seslerini işiterek büyüdük, o mübarek muhitten çok sonra ayrıldık, biz bir sabah namazında ayni millete tekrar dönebiliriz. Fakat ezansız ve minaresiz semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklardır.” Bir bireyin ve bireylerin oluşturduğu milletin bütün şahsiyeti ve geleceği çocuklarına vereceği öz değerlerine uygun eğitime bağlıdır.” Halis Ayhan, Eğitime Giriş, Sh. 305-319
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَن “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” Tirmizî, Birr, 33
وَاعْلَمُوا اَنَّمَا اَمْوَالُكُمْ وَاَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ وَاَنَّ اللّٰهَ عِنْدَهُ اَجْرٌ عَظٖيمٌ “Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” Enfal, 8/28
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْلٖيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلٰئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللّٰهَ مَا اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” Tahrim, 66/6
« كُلُّكُمْ راعٍ ، وكُلُّكُمْ مسئولٌ عنْ رعِيَّتِهِ ، والأِمَامُ رَاعٍ ، ومسئولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ ، والرَّجُلُ رَاعٍ في أَهْلِهِ ومسئولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ ، والمرْأَةُ راعِيةٌ في بيْتِ زَوْجِهَا ومسئولة عنْ رعِيَّتِهَا ، والخَادِمُ رَاعٍ في مالِ سيِّدِهِ ومسئولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ ، فكُلُّكُمْ راعٍ ومسئولٌ عنْ رعِيتِهِ». “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlunuz.” Riyazü’s-Salihin, Prof.Dr.Y.Kandemir,İ.L.Çakan,R.Küçük,
İsIam Dinine göre Çocuğun bazı hakları vardır İsIam Dinine göre Çocuğun bazı hakları vardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır: 1-Himaye, Bakım ve beslenme: Yaşamak her insanın en tabii hakkıdır. Dünyaya gelen bir çocuğun bu haktan yararlanabilmesi gerekir. 2-Güzel İsim: Çocuğa, büyüdüğü zaman kendisinin de beğenebileceği hem lafızca hem de anlamca güzel bir isim verilmelidir. 3-Güzel terbiye: Çocuğun sağlam kişilikli, bilgili, faziletli, sanat ve hüner sahibi, iyi bir insan, iyi bir Müslüman olarak yetişmesi için her türlü gayretin gösterilmesi gerekir. 4-Eşit Muâmele:Yakup Peygamber’in çocuklarına, özellikle. Hz.Yusuf’a olan sevgisi buna en güzel örnektir. Yani her şeyde (özellikle sevgide de) eşit olmamız gerektiğinin açık bir kanıtıdır.” İslam ve Çocuk, Prof.Dr.Beyza Bilgin
اتَّقُوا اللَّه وَاعْدِلُوا في أَوْلادِكُمْ Peygamber s.a.v. Efendimiz “Allah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız“ buyurarak çocuklar arasında adalet kavramının ne denli önemli olduğuna vurgu yapmıştır.
Çocuklarımız geleceğimizdir Çocuklarımız geleceğimizdir. Onun için çocukların iyi eğitilmeleri, manevi değerlerle donatılmalarının sağlanması, sosyal kişilik kazanmalarının yanı sıra; olumlu bir kişiliğe sahip olup anne babasına, akraba ve komşularına, ülkesine ve milletine, el-hasıl insanlığa yararlı birer birey olması için elden gelen gayret gösterilmelidir. Resûlüllah (s.a.s.) herkesi çocuklarını öpmeye teşvik ederdi: "Çocuklarınızı öpün, zira her öpücük için size, Cennet'te bir derece verilir. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve bunu sizin için yazarlar."Torunlarını öpen Resûlüllah (s.a.s.)'ı Akra b. el-Hâbis yadırgayıp Resûlüllah'a şöyle demişti: "Benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim." Resûlüllah (s.a.s.) "Merhameti olmayana merhamet edilmez." cevabını vermişlerdir..” Buhari, Edep, 18 Çocuklarımıza güzel muamele yapmalı, onları güzelce eğitmeli, geleceğe güzel hazırlamalıdır. Hz. Ali (k.v.) : “Sizler; çocuklarınızı bulunduğunuz zamana göre değil, onların bulunacağı zamana göre yetiştiriniz.” buyurmuştur. Çocuklarla ilgilenip onları geleceğe hazırlamak her ana-babanın arzusudur. Onların inancı, ahlakı, eğitimi gelecek için yapılan en güzel yatırımdır. Çocukların, hayatı ana-babaları ile birlikte, aktif bir şekilde yaşayarak tanımaya ihtiyaçları vardır. Ana-baba güzel örnek olup onları hayata hazırlamalıdır. Ne mutlu O kimselere ki ; arkalarında sâlih ameller işleyen, ana-babalarının derecelerini yükseltecek hayırlı evlatlar bırakanlara .
Çocuk dünyaya geldiği zaman, Peygamber Efendimizden bize intikal eden bazı uygulamalar vardır. Bu uygulamalar şunlardır: 1-Tahnik: Yeni doğan bebeğin damağına, (ana sütü verilmeden) hurma vb. tatlı bir şeyle damağının ovulması işlemidir. 2-Kulağa ezan okuma: Bebeğin sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okunur 3-İsim konulması: Doğumun ilk günü ya da en geç yedinci gününe kadar çocuğa bir isim konulur 4-Akika kurbanı: Bebeğin doğumunun yedinci günü veya daha sonraki günlerde erkek çocuk için iki, kız çocuk için bir koyun olmak üzere kurban kesilir. Her ikisi için bir koyun kesilmesi de mümkündür 5-Sünnet: Doğumunun ilk gününden bulüğ yaşına kadarki herhangi bir zamanda çocuk sünnet ettirilir. Sünnetle birlikte ziyafet ve eğlence merasimi yapılması Hz. Peygamber’den sonra adet halini almıştır . 6-Saçın tıraş edilmesi: Doğumun yedinci günü çocuğun saçı tıraş edilir ve bunun ağırlığınca gümüş ya da altın değerinde bir şey fakirlere sadaka olarak verilir. Bunların yanı sıra, yeni çocuk sahibi olmuş bir müslümanın, bunu Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirerek sevinçle karşılaması ve çevresine bunu hissettirmesi, kız ve erkek çocuk arasında bir fark gözetmemesi de İslami bir edep kuralıdır. İslam’ın çocuğa yaklaşımı, sevgi, şefkat ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü çocuk dünyaya günahsız olarak gelir. Bulûğ çağına kadar da yaptığı davranışlardan dini bakımdan sorumlu değildir.
Sevgili Peygamberimizin hayatını göz önünde alarak ve kendisinden aktarılan hadiseler ışığında çocuk terbiyesinde gözetmemiz gereken hususları şöyle zikredebiliriz. Çocuklar oyun oynayarak gelişirler. Bizlerde onların oyunlarını bozucu değil, güzel oyunlara teşvik edici bir eğitim modeli geliştirmeliyiz. Nitekim Sevgili Peygamberimizde böyle yapmıştır. “Kız çocukların bebeklerle oynamasına müsaade etmiş, erkek çocukların ise atıcılık, binicilik ve yüzme gibi alanlarda oyunlar oynamalarına ve kendilerini geliştirmelerine izin vermiştir.” Müslim, Fezailü’s-sahabe, 81, İnsan terbiyesi çocuk yaşta başlamaktadır. Nitekim “Ağaç yaşken eğilir” atasözümüz bu hususu ne güzelde dile getirmiştir. Bireyin hayat boyu sergileyeceği davranış modellerinin çoğu çocuklukta öğrenilmekte ve ahlaki bir yaşantı haline getirilmektedir. Bu sebeple ilim, iman, irfan ve ahlaki konularda güzel davranış şekillerini çocuklarımıza aktarmamız gerekmektedir. İman konusunda bilinmesi gereken ilk husus her insanın Allah’ı bilmeye meyyal yaratıldığıdır. Ana-baba çocuklarının Allah inancını oluşturmada kendilerine düşen vazifelerini yerine getirmelidir. Sevgili Peygamberimizde bir hadislerinde ana-babanın çocuğun iman noktasındaki etkisinin ne kadar büyük olduğunu şöyle vurgulamaktadır. “Hiç bir doğan çocuk yoktur ki, fıtrat üzere doğmuş olmasın. Sonra onu annesi, babası yahûdileştirir; hıristiyanlaştırır ve mecûsîleştirirler.” Müslim, Kader, 22 İnsanoğlu doğuşta Allah’ın isteklerini yerine getirmeye meyilli yaratıldığı halde ana-babanın sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirmemeleri neticesinde bu husus yaş ilerledikçe zayıflama göstermektedir.