Antik Yunan Kentleri (Polis) Batı dünyasında gerçek anlamıyla kentin gelişmesi ise Antik Yunan kentleri ile başlamıştır. Atina, Korent, Isparta, Siraküza ve Miletos gibi kentler, hem askeri ve ticari bir merkez, hem de politik ve idari birimler olarak Yunan Uygarlığı’nın itici gücü olmuşlardır. Antik Yunan kenti, demokrasi-kent ilişkisinin anlamak bakımından önemlidir.
Yunan Kentlerinin Ort. Çıkışı Fenike kolonizasyonu ve deniz hegemonyası= Anadolu’da Ege kıyılarında yaşayan Etrüskler’in İÖ 8.yy. Kuzeybatı İtalya’ya göçü ve burada şehirler kurmaları. Onların terkettikleri yerlerde (Anadolu ve Yunanistan’ın Ege kıyıları) hızlı şehirleşme, İÖ 6000 Marsilya Batı Anad. Milet ve Efes
Fenikeliler ve Etrüskler ticarette denizin avantajlarını kull. Yunanistan= Dağlık coğrafya ve verimsiz toprak nedeniyle denize yönelme. Yunan sitelerinin çok önceden Mısır ve Mezopotamya med. İle ilişkileri. Lakonia’nın (Mora) Sparta tarafından işgali. Buradan kaçan topraksız köylülerin Küçük Asya kıyılarına, Karadeniz kıyıları, Trakya, İtalya ve hatta Kuzey Afrika’ya yerleşmesi. Fenikelilerle ilişkiler ve eski Minos zenaatçılık geleneği.
Yunan ticaretinin önce çömlekçilikle, sonra Attika çevresinde bağcılık ve zeytinyağı ile gelişmesi. Kırsalın kenti besleyememesinin yol açtığı kriz, İÖ 7.yy’da Yunanlıların Doğu Akdeniz’de Fenikelilerin yerini almalarını doğurdu.
Bu dönemde kent devletleri ve kent siyasal yaşamı yükseldi. Topografik engeller nedeniyle siyasi teşk. tipi siteden imparatorluğa geçilemedi. Koloniler, hiç bir zaman ana kentlere gerçek anlamda bağlı olmadılar.
Atina 1.500-1.000’li yıllarda Sümerler, Babiller, Etiler ve İbraniler gibi çok eski kavimlerde de görülen “site rejimi (kent devleti)”, özellikle Atina’da demokrasi düşüncesinin gelişmesi bakımından önem taşımaktadır. Bir kent olarak Atina, üyelerinin düzenli ve ortak yaşadıkları “vatandaşlar”ın eşit olduğu ve yönetime katıldığı bir topluluk olarak dönemin en politik kentidir.
Antik Yunan kentleri dini düşünüşten laik düşünüşe geçişin somut örneğidir (İlyada: Kahramanlık, Odysseia: akıl). İÖ 6.-5. yy. Zeytinyağı+şarap ticareti= yeni kentsel sınıf
Yeni yasal düzenleme talepleri Kutuplaşma:Tüccarlar+yoksul köylüler+kentte düşük gelirliler X aristokratik yöneticiler Yeni yasal düzenleme talepleri Sert Drakon Yasaları Solon Reformları
Solon Reformları: Sınıf çatışmalarını yumuşatmak. Vatandaşlıkı sınıfı, soylu oluşa değil, zenginliğe göre= Burjuvazinin iktidarı, Aristokrasiden demokrasiye geçiş.
Atina’nın göreli üstünlüğü (Pers Saldırıları, Attik-Delos Birliği’nin merkezi olması). Ekonomik gelişme, kültür ve sanat merkezi olma. Sanat anlayışında soyutluktan toplumculuğa yönelme. Siyasi anl. Demokrasinin doğuşu.
Attik-Delos Birliği Attik Delos Birliği, MÖ 477-404 arasında varolan, Sayıları 150 – 173 arasında olan Grek kent devletleri arasında oluşturulan askeri-politik bir birlik. Birliğin oluşturulması Atina'ın girişimleriyle sağlandı ve liderliği Atina’dadır. Atina, Sparta'ın ve Yunanistan'daki bazı kent devletlerinin desteğiyle Akamenid imparatorluğu'nun (Pers İmparatorluğu) istila girişimine karşı Ege Denizi ve Batı Anadolu Bölgesi'ndeki Pers direnek noktalarına yönelik saldırılara girişmişti. Bu saldırılarla, Ege Adaları'nın ve Batı Anadolu'nun Grek kent devletlerinin Pers hakimiyetinden kurtulması sağlanmış ve böylelikle bir güç birliği oluşturulmuştu.
Kent-Demokrasi Atina, sınırlılıklar harici, demokratik yön. Biçiminin ilk örneği. Atina demokrasisinin sınırlı katılımı öngören yapısı, ticaretin gelişmesi ile değişmiştir. Zenginleşen orta sınıfın yönetimde söz sahibi olması. Atina’da kentsel yükselişi sağlayan unsur, geleneksel değerlere dayalı aristokrasi ile liberal eğilimli zengin orta sınıfın dengeli karşıtlığıdır. Bu karşıtlık, tragedyada çatışan güçlerle sembolize edilmiştir.
Tiyatro Tiyatro ilk kez İÖ 6. yüzyılda Yunan toplumunda dinsel törenden özerkleşerek bir sanat türü haline geldi. Yunan toplumunda tiyatronun öncülü, şarap, bereket ve bitkiler tanrısı Dionysos'u kutsamak için yapılan Bacchanolia şenliklerinde bir koronun söylediği dithyramboy şarkılarıydı.
Eski Yunan tiyatrosunun en önemli özelliği kamusallığıdır Eski Yunan tiyatrosunun en önemli özelliği kamusallığıdır. Oyunları ortalama 10 bin ile 20 bin seyirci aynı anda izleyebiliyordu. Eski Yunan oyunları, Sofokles'in trajedileriyle teknik yetkinliğe ulaşmıştır. Eski Yunan komedisinin tanınmış yazarlarından Aristofanes, oyunlarında dönemin siyaset adamlarının ve düşünürlerinin yanlış tutumlarını alaya almıştır.
Yeni eşitlikçi talepler, kent mekanına da yansımıştır. Önceden Akropol kentin birincil önemde yapıları iken artık Agora merkezi öneme sahip olmuştur. Eşitli düşüncenin konutlara yanısıması, konutların agora, tiyatro gibi yerlerin etrafına yerleşmesi. Kentlerde altyapı çok iyi değil. Çünkü «kenti kent yapan taşlar değil, yurttaşlar»dır. Kent, bir plana göre değil, organik olarak doğar.
Akropol
Agora
Kent-Düşünce İlişkisi Kuvvetli bir ilişki var. Kentler dışa açık mekanlardır çünkü=bilgi akışı=değişim (Atina). Sparta=dışa kapalı. Düşünce üretimi kısıtlı. Ticaretin gelişmesi, sınıfsal farklılığı ve düşünce üretimine yol açmıştır. Antik Yunana’da kentin krizi ve onu kurtarma çabaları= Düşünce üretiminde patlama (Platon, Aristo). Onlara göre kent, uygarlık ile eş anlamlı.
Antik Yunan Kentleri-Doğu Uygarlığı Kentleri Doğu uyg. da da kentler var. Antik Yunan’da kentin sahibi yurttaşlar, Doğu uyg. Kentlerinde Tanrı/yarı-tanrı. Antik Yunan’da kent bir yaşam tarzı, Doğu Uyg. Kent bir «mülk». Kentlerdeki (aristokrasi-tüccar sınıfı arası) toplumsal ilişkiler düşüncenin zenginleşmesine yol açtı. Pek çok düşünce okulu ve düşünürün ortaya çıkması. Kentler, düşüncenin mekanı haline gelmiştir.
Antik Yunana Kentlerinin Çelişkisi Bugünün pencerinden bakınca: Eşitlikçi talepler, aristokrasi ile eşit olma temelinde yükseliyor 8evrensel bir eşitlik fikri değil), Kadın, çocuk, köle, yabancılar gibi sınıflar eşitlikçi düşünce içinde yok.