XX.YÜZYIL OSMANLI SİYASİ GELİŞMELERİ
OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU 20. yüzyılın başında Osmanlı zor günler yaşıyordu. Abdülaziz'in büyük masrafla meydana getirdiği güçlü donanma, Abdülhamit'in emriyle Haliç'e çekilmiş ve çürümeye terk edilmişti.
OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU Kara ordusu ise sınırdan sınıra koşmaktan ve biri bitmeden diğeri başlayan isyanlarla uğraşmaktan halsiz düşmüştü. Ordu yenilikleri takip edememiş, her bakımdan geri kalmıştı. Devletin yönetimi ümit vaat etmiyordu.
OSMANLI DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU I.Meşrutiyet'in kaldırılmasından sonra II.Abdülhamit içte ve dışta meydana gelen olumsuz gelişmelerin de etkisiyle, katı bir yönetim sergilemeye başlamıştı. Meşrutiyet taraftarları da buna karşılık muhalefetlerinin dozunu artırmışlardı.
YENİLİK TARAFTARLARININ DURUMU Osmanlılık fikrinin temsilcisi olan Sadrazam Mithat Paşa 1881'de ölüm cezasına çarptırılmış, sonra affedilerek, Arabistan'a sürgüne gönderilmiş ve 1883'te öldürülmüştü.
YENİLİK TARAFTARLARININ DURUMU Ali Suavi, Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi kişiler de sultan tarafından bertaraf edilmişlerdi. Ancak devletin içinde bulunduğu güç durum onların başlattığı muhalefetin güçlenerek büyümesine zemin hazırlamaktaydı.
DEVLETİN MALİ DURUMU Balkanlardaki çalkantıların yanı sıra Osmanlı Devleti iktisadî açıdan da çok zor durumda idi. Devlet iç ve dış borçlarını kapatabilmek için batılıların elindeki Osmanlı Bankası ile malî bir anlaşma imzalamak zorunda kalmıştı (1879 ve 1881).
DEVLETİN MALİ DURUMU Buna göre banka mali yardımları karşılığında, devletin bazı gelirlerini devralıyordu. İngiliz ve Fransızların kontrolünde bu maksatla kurulan Düyun-ı Umumîye İdaresi Osmanlı ülkesini âdeta bir sömürge hâline getirecektir.
JÖN (GENÇ) TÜRKLER
II.MEŞRUTİYET’E GİDEN SÜREÇ Genç Türkler veya Jön Türkler adı verilen ve yurt dışında ve içinde faaliyet gösteren Meşrutiyet taraftarları, İstanbul'da İttihad-ı Osmani derneğini kurmuşlar ve bu dernek 1894/95'te İttihat ve Terakki Cemiyeti adını almıştı. Selanik'te Enver ve Niyazi Paşalar gibi subayların da katılmasıyla güçlenen İttihatçılar, Osmanlı devletini ancak Kanun-ı Esasî'nin yeniden kabulünün kurtarabileceğini düşünüyorlardı.
II.MEŞRUTİYET’E GİDEN SÜREÇ Kolağası Niyazi Bey ve ona katılan Enver Bey'in Resne'de isyan ederek dağa çıkmaları ve Rumeli'de halk tarafından büyük bir destek bulmaları üzerine II.Abdülhamit anayasayı yürürlüğe koyarak II.Meşrutiyet'i ilân etti (23 Temmuz 1908).
II.MEŞRUTİYET’E GİDEN SÜREÇ Reval buluşmasının 3. Günü, 12 Haziran 1908'de Binbaşı Enver Bey, İhtilali başlatmak üzere Selanik'i terk ederek dağlara çekildi, Kolağası Niyazi Bey ise üç gün sonra 15 Haziran'da 150 kişilik taraftarı ile onu Manastır'dan takip etti. İttihat Terakki'nin Rumeli'de başlayan bu ayaklanması yayılma eğilimi gösteriyordu.
II.MEŞRUTİYET’E GİDEN SÜREÇ Sultan Abdülhamit tarafından İhtilali bastırmak üzere olağanüstü yetkilerle görevlendirilen Arnavut Şemsi Paşa, 24 Haziran'da Selanik'te postane önünde Teğmen Atıf tarafından, herkesin gözü önünde tabanca ile öldürülmüştü.
II.MEŞRUTİYET’E GİDEN SÜREÇ Bundan kısa bir süre sonra da, Manastır'daki Ordu Komutanı Müşir (Mareşal) Osman Paşa, yine İttihatçılar tarafından dağa kaldırıldı.
II.MEŞRUTİYET’İN İLANI(1908) Abdülhamit, gittikçe büyüyen ve önlenemeyen bu silahlı ayaklanma karşısında 40 gün kadar dayandı. Fakat 24 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanını kabul etmek zorunda kaldı.
II.MEŞRUTİYET’İN İLANI(1908) II. Meşrutiyet, Makedonya'da coşku ile karşılandı. Sırp, Bulgar ve Rum çeteleri, dağlardan indiler. Genel af yasası çıkarılarak, eski kavgaların üzerine sünger çekildi. "Adalet, müsavat (eşitlik), uhuvvet (kardeşlik)" türkü gibi herkesin dilindeydi.
II.MEŞRUTİYET DÖNEMİ GELİŞMELER II. Abdülhamit iktidarını korumakla birlikte;Anayasa yeniden yürürlüğe girmiş, yeniden milletvekili seçimlerine başlanmıştı. Hangi din veya ırka mensup olursa olsun herkese milletvekili seçilme yolu açılmıştı.
II.MEŞRUTİYET DÖNEMİ GELİŞMELER Meşrutiyetten beş ay sonra 17 Aralık 1908'de İstanbul'da açılan Mecliste seçimle gelen 260 milletvekilinin dağılım şöyleydi: 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 1 Ulah toplam 133 kişi. Meclis'te 127 tane de Türk milletvekili vardı.
II.MEŞRUTİYET DÖNEMİ GELİŞMELER Osmanlı halkını oluşturan her milletten milletvekili seçilmiş ve memleketin yönetimini ellerine almışlardı. Ancak Türkler Meclis'te 133'e karşı 127 ile azınlıktaydılar. Memleketteki azınlıklar gibi Avrupalılar da Meşrutiyeti olumlu karşılamışlar ve bu havaya uygun olarak Makedonya'daki sivil ve asker görevlilerini çekmeye başlamışlardı. Ülkede yeni bir ümit, yeni bir heyecan rüzgarı esmekteydi.
DIŞ SİYASİ GELİŞMELER Osmanlı’ya demokrasinin gelmesi çok da ucuz olmamıştır. 17 Aralık 1908'de meclis yeniden açıldı. Yapılan seçimlerde İttihat ve Terakki Fırkası büyük bir başarı sağlamıştı. Ancak bu gelişmeler esnasında Bulgaristan bağımsızlığını elde etmiş Girit meclisi Yunanistan'a ilhak kararı almıştı. İşgal altındaki Bosna Hersek ise Avusturya tarafından fiilen ilhak edilmişti (5 Ekim 1908)
İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ Millî bir politika izlemeyi amaçlayan İttihatçılar, olumsuz gelişmelerin de etkisiyle gittikçe otoriter bir idare oluşturmaya başlamışlardı. Bundan faydalanmak isteyen Meşrutiyet aleyhtarları, bazı Avrupa devletlerinin de kışkırtmasıyla isyan ettiler.
İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ İstanbul'daki Avcı Taburları'nın 13 Nisan 1909'da başlattıkları isyan sırasında pek çok İttihatçı öldürüldü. II.Abdülhamit olayları önleyemedi.
31 MART VAK’ASI VE HAREKET ORDUSU Bunun üzerine Mahmut Şevket Paşa komutasındaki ordu Selanik'ten yola çıktı. Harekat Ordusu adı verilen bu ordunun kurmay başkanı Mustafa Kemal idi. Harekat Ordusu, kısa sürede duruma hâkim olarak isyanı bastırdı.
31 MART VAK’ASI VE HAREKET ORDUSU İsyandan sorumlu tutulan II.Abdülhamit, şeyhülislâmdan alınan fetva ile meclis tarafından tahttan indirildi (27 Nisan 1909) ve kardeşi V. Mehmet Reşat yerine getirildi. V.Mehmed (1909-1918) devlet idaresinde inisiyatifi İttihatçı hükümete bırakmıştı.
31 MART VAK’ASI VE HAREKET ORDUSU Yeni iktidar zamanında da felâketler birbirini takip etti. Osmanlı Devleti hızla dağılma devrine girmekteydi.
TRABLUSGARP SAVAŞI(1911-1912)
İTALYA’NIN HEDEFLERİ Avrupa’da 19. yüzyılın ikinci yarısında siyasî birliğini kurarak tarih sahnesine yeni isimlerle çıkan iki devlet bulunuyordu. Bunlardan birisi Almanya, diğeri ise İtalya’ydı. Her iki devlet de siyasî birliklerini kurduktan sonra, dış politikalarında sömürgeciliği temel almışlardı. Almanya’nın yayılmacı politikası daha sonraki yıllarda bir dünya savaşına yol açacaktı.
İTALYA’NIN HEDEFLERİ İtalya ise, 20. yüzyılın hemen başında yani 1911’de Osmanlı Devleti ile bir savaşa girecekti. İtalya’da bir çok Avrupa devleti gibi, hem gelişen sanayisine yeni hammadde kaynakları yaratmak, hem de artan üretimine yeni pazarlar bulmak istemekteydi.
İTALYA’NIN HEDEFLERİ Ayrıca İtalya, giderek çoğalan nüfusuna yeni yerleşim yerleri istiyordu. Nitekim bu amaçla “İtalya İrredenta” yani (Büyük İtalya) hedefi takip edilmeye başlanmıştı.
İTALYA’NIN SİYASİ MANEVRALARI Büyük İtalya projesinin öncelikli hedefi Akdeniz, Kuzey Afrika ve Anadolu’nun batı ve güney kıyılarıydı. Yirminci yüzyılın başında İtalya, öncelikle Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprakları olan Trablusgarp vilayeti ile Bingazi müstakil (bağımsız) sancağına göz dikmişti. Buraları ele geçirmek için elverişli bir ortam bekliyordu..
İTALYA’NIN SİYASİ MANEVRALARI Zaten Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki diğer toprakları Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal edilmişti. İtalya, emeline ulaşmak için ilk etapta büyük Avrupa devletleriyle, kendisine Trablusgarp’ta hareket serbestliği tanıyacak olan gizli antlaşmalar yaptı.
İTALYA’NIN SİYASİ MANEVRALARI Bu antlaşmalarla; İngiltere’nin Mısır’daki ve Avusturya’nın Bosna- Hersek’te ki varlığını tanıyor, Almanya’nın Akdeniz’deki çıkarlarını gözeteceğini kabul ediyordu.
İTALYA’NIN TRABLUSGARP TAARUZU Ayrıca Fransa’nın Tunus’u ele geçirmesini kabullenebileceğini, Rusya’nın ise Boğazlar’daki çıkarlarını tanıdığını ve Rusya’nın Balkanlardaki politikalarını destekleyeceğini açıklıyordu. Bütün bu devletler de İtalya’nın Trablusgarp vilayeti ile Bingazi sancağına yönelik yayılmacı politikalarını kabulleniyorlardı.
İTALYA’NIN TRABLUSGARP TAARUZU İşgal için bütün hazırlıklarını zaten aylarca önceden yapan İtalya, 23 Eylül’de ilk defa 28 Eylül 1911’de de Bâb-ı Âli’ye (Osmanlı Hükümeti) ikinci bir nota verdi. Oldukça ağır hükümler taşıyan bu notadaki maddeler şunlardır;
İTALYA’NIN TRABLUSGARP TAARUZU Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp ve Bingazi’nin ilerlemesi için bir şey yapmadığı, bölgenin medenileşmesinin İtalya için büyük önem taşıdığı belirtilerek, burada bulunan askerî kuvvetimizin derhal çekilmesini, gümrüklerin İtalya’ya teslim edilmesini, bölgeye atanacak vali konusunda İtalya Hükümeti’nin görüşünün alınmasını istiyor ve bütün bunlar için yirmi dört saat süre veriyordu.
SAVAŞIN BAŞLANGICI Notaya bir cevap verilmediği takdirde, İtalya Hükümeti’nin işgali başlatacağı bildiriliyordu. Osmanlı Hükümeti, büyük devletlere başvurarak İtalya ile olan anlaşmazlığın çözümünde yardımcı olmalarını istedi. Ancak, büyük devletlerden beklediği yakınlığı ve desteği bulamadı.
SAVAŞIN BAŞLANGICI 29 Eylül 1911’de İtalya Hükümeti’ne cevabı nota verildi. Bu notada İtalya’nın taleplerinin haksız olduğu belirtiliyor ve isteklerin büyük bir kısmı reddediliyordu. Bunun üzerine, aynı gün yani 29 Eylül günü İtalya’nın savaş ilânı notası Osmanlı Hükümeti’ne verildi.
SAVAŞIN BAŞLANGICI O yıllarda dünyanın en büyük donanmalarından birine sahip olan İtalya, iyi donatılmış çok kalabalık bir orduya da sahipti. İtalyan donanması, Trablusgarp sahillerini önce topa tutmuş ve ciddî bir karşılık görmeden de şehri işgale başlamıştı. İtalyan ordusu birkaç hafta içinde bütün sahilleri işgal etmişti.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞ STRATEJİSİ Savaşın kaçınılmaz olduğunu gören Osmanlı Hükümeti, öncelikle bu işgali şiddetle protesto etti. Ancak, Trablusgarp’a kısa sürede yardım göndermek imkanına sahip değildi. Çünkü merkez topraklarından çok uzak olan bu bölgeye, İtalyan Donanması’nın Akdeniz’de bulunması nedeniyle deniz yoluyla yardım gönderemezdi.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞ STRATEJİSİ Karadan yapılacak bir yardım ise;Mısır’da bulunan İngiltere ve Tunus’ta bulunan Fransa’nın , bu topraklar üzerinden bir yardım yapılmasını kabul etmeyeceklerini açıklamalarından dolayı mümkün görülmüyordu.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞ STRATEJİSİ Osmanlı Hükümeti, bu toprakların Akdeniz’deki stratejik öneminden dolayı İtalya tarafından bir oldu bitti ile işgaline razı olmayacaktı. Bunun için bölgeye gizli yollarla Türk subayları göndererek, İtalyanlara karşı burada mücadele edilmesi esasına dayanan aslında resmi mahiyetteki bir plânı devreye soktu.
OSMANLI SUBAYLARI TRABLUSGARP’DA Trablusgarp’a vatan savunmasına koşan vatansever subaylar arasında; Binbaşı Enver Bey, Kolağası Mustafa Kemal, Nuri Bey (Conker), Eşref Bey (Kuşcubaşı), Ali Fethi Bey (Okyar) Halil Bey (Enver Bey’in amcası), Albay Neşet Bey gibi sonraki yıllarda Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlenecek isimler bulunuyordu.
OSMANLI SUBAYLARI TRABLUSGARP’DA Bu vatansever Türk subayları, Trablusgarp halkının kısa zamanda güven ve sevgilerini kazanmışlar ve onları yanlarına çekmişlerdi. Böylece yerli halk Türk subaylarının emrinde İtalyan işgaline karşı direnmeye ve mücadeleye başlamıştı
OSMANLI SUBAYLARI TRABLUSGARP’DA Trablus’ta Albay Neşet Bey, Bingazi ’de Kurmay Binbaşı Enver Bey ve Derne’ de Binbaşı Mustafa Kemal kumandasındaki kuvvetler aylarca İtalyanlar ’ı iç kısımlara sokmamışlardı.
SAVAŞIN GİDİŞATI Bu büyük direnme karşısında İtalyanlar, kolaylıkla işgal edebileceklerini düşündükleri bu toprakların iç kısımlarına girememişler ve büyük kayıplar vermeye başlamışlardı. Bunun üzerine, İtalyanlar Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için donanmalarını Ege Denizi’ne göndermişlerdir. Niyetleri; Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’u tehdit etmek ve Osmanlı Hükümetini barışa razı etmekti.
SAVAŞIN GİDİŞATI Ancak, Çanakkale Boğazı’nda alınan savunma önlemleri sayesinde İtalyanlar Boğazları zorlamaktan vazgeçmişlerdi. Ancak, bu arada Ege Denizi’nde bulunan “On iki Ada”ları işgal etmişlerdi. İtalyanlarla yapılan savaş, özellikle Trablusgarp’ta her geçen gün Osmanlı Devleti’nin lehine dönmeye başlamıştı.
OSMANLI’YI SAVAŞI BİTİRMEYE İTEN SEBEPLER Ancak, bu kez Osmanlı Devleti Balkanlarda yeni bir savaşın eşiğine gelmiş ve bir müddet sonra da Balkanlarda dört Balkan Devleti ile (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ) savaşa başlamıştı.
OSMANLI’YI SAVAŞI BİTİRMEYE İTEN SEBEPLER Bu gelişme üzerine Osmanlı yöneticileri, devlet maliyesinin ve ordunun her iki savaşı sürdürecek durumda olmadığı ve Trablusgarp’ta savaşan subaylarımıza acilen Balkan Cephesi’nde ihtiyaç duyulacağı gibi gerekçelerle, devam etmekte olan Türk-İtalyan Savaşı’nı sona erdirmeyi istiyorlardı.
OUCHY(UŞİ) ANTLAŞMASI (1912) Osmanlı Hükümeti’nin müracaatı üzerine, İtalyan Hükümeti ile İsviçre’nin Lozan şehrinde 18 Ekim 1912’de Ouchy (Uşi) antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Osmanlı Devleti;
OUCHY(UŞİ) ANTLAŞMASI (1912) Trablusgarp vilayeti ve Bingazi müstakil sancağı üzerindeki egemenlik haklarından İtalya’nın lehine vazgeçiyordu. Buna karşılık olarak da İtalya, savaş yıllarında işgal ettiği On İki Ada’yı Osmanlı Devleti’ne terk edecekti. Trablusgarp halkı dini açıdan Osmanlı halifesine bağlı kalacaktı.
UŞİ ANTLAŞMASI Osmanlı Devleti, İtalyanların vermeyi kabul ettikleri bu On İki Ada’yı Yunanlılara karşı koruyacak güçte olmadığı için, Balkan Savaşı’nın sonuna kadar geçici kaydıyla İtalya’ya bıraktı.
UŞİ ANTLAŞMASI Ancak bu adalar bir daha ele geçmedi. Çünkü Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı’nı kaybedince Ege Denizi’ndeki bir çok adayı Yunanistan ele geçirmişti. Bunun üzerine İtalya, On İki Adaları topraklarına kattığını ilân etmişti.
UŞİ ANTLAŞMASI Osmanlı Devleti’nin ;I.Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkması sebebiyle, adalar üzerinde hak iddia edememiştir. On İki Ada’lar, II. Dünya Savaşı sonunda savaşın galip devletleri tarafında savaşan Yunanistan’a verilecektir.
TRABLUSGARP SAVAŞININ SONUÇLARI Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi’yi kaybetmekle Kuzey Afrikada’ki varlığını sona erdiriyordu. 2. İngiltere ve Fransa gibi büyük devletler, bu savaşla birlikte Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikalarını terk etmişlerdi. Böylece Osmanlı Devleti Avrupa diplomasisinde siyasal yalnızlığa itiliyordu.
TRABLUSGARP SAVAŞININ SONUÇLARI 3. Bu savaş esnasındaki askerî, malî ve ekonomik sıkıntılar, ordunun büyük noksanlarının oluşu Balkanlı devletlere ümit ve cesaret vermiş, Osmanlı Devleti’ne karşı savaş açmışlardır. 4. Ege Denizi’ndeki stratejik öneme sahip Oniki Ada’lar bu savaşla elden çıkmış ve bilahare Yunanistan’ın eline geçmiştir.
BALKAN SAVAŞLARI(1912-1913)
I.BALKAN SAVAŞI’NIN NEDENLERİ Balkan devletlerinin kendi arasında Osmanlı’ya karşı ittifak yapması ve Osmanlı Devleti topraklarını ele geçirmek istemeleri. Rusya’nın Balkanlar’da takip ettiği politika. Rusya’nın Boğazlar’a yerleşme planı. Rusya ve İngiltere arasında yapılan Reval Görüşmeleri (1908). Trablus garp Savaşı’nın çıkması (1911).
I.BALKAN SAVAŞI (1912) Karadağ'ın Osmanlı'ya savaş açmasıyla başlamıştır. Karadağ'dan sonra Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştır. Bulgar ordusu, Edirne’yi kuşatmış, Kırklareli ve Lüleburgaz’ı da alıp Çatalca’ya kadar ilerlemiştir.
I.BALKAN SAVAŞI (1912) Yunanlar Ege adalarına asker çıkarmıştır. Osmanlı Devleti, Osmanlı ordusu içindeki siyasi çekişmeler yüzünden savaşı kaybetmiştir. Osmanlı Devleti Londra Barış Antlaşması’nı imzalamıştır.
LONDRA ANTLAŞMASI (1913) Osmanlı’nın Batı sınırı Midye-Enez hattı olacak. Yunanistan; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i alacak. Bulgaristan; Kavala, Dede ağaç ve bütün Trakya’yı alacak. Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya’yı alacak. Arnavutluk ve Ege adalarının geleceği büyük devletlere bırakılacak.
I.BALKAN SAVAŞI’NIN SONUÇLARI Arnavutluk savaş sırasında bağımsızlığını ilan etmiştir. Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılan son devlet olmuştur. Londra Görüşmeleri devam ederken Bâb-ı Âlî Baskını gerçekleşmiştir (1913). Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır. Osmanlı Devleti’nin batıda yalnızca Bulgaristan’la sınırı kalmıştır.
I.BALKAN SAVAŞI’NIN SONUÇLARI Osmanlıcılık fikri sona ermiştir. Balkanlar’dan kaçan Türkler Anadolu’ya göç etmiştir. M.Kemal’in; “Ordu siyasete karışmamalıdır” sözünün doğruluğu anlaşılmıştır. Not : Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olan son devlettir
II.BALKAN SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ(1913) Bulgaristan’ın çok güçlenmesi. Osmanlı Devleti’nden alınan Balkan topraklarının paylaşılamaması. Balkanlar’daki tüm devletler Bulgaristan’a saldırmıştır. Daha sonra cephe değişmiş, Bulgaristan ile Romanya, Yunanistan ile Sırbistan arasında savaş olmuştur.
II.BALKAN SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ(1913) Osmanlı Devleti Edirne ve Kırklareli’yi geri almıştır. Bulgaristan mağlup olmuştur. 5.Balkan devleti, aralarında Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaşa son vermiştir (10 Ağustos 1913). NOT: Antlaşmaya göre Bulgaristan; Yunanistan, Sırbistan ve Romanya’ya toprak vermiştir.
OSMANLI DEVLETİ’NİN II.BALKAN SAVAŞI SONUCUNDA İMZALADIĞI ANTLAŞMALAR 1-) İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913 - Bulgaristan ile imzalanmıştır ) Kırklareli, Dimetoka ve Edirne Osmanlı’da kalacak. Meriç Nehri batı ile sınır olacak. Bulgaristan’daki Türkler dört yıl içinde göç edebilecek.
OSMANLI DEVLETİ’NİN II.BALKAN SAVAŞI SONUCUNDA İMZALADIĞI ANTLAŞMALAR Bulgaristan’da kalan Türkler din ve mezhep hürriyetinden yararlanabilecek. Türkler’in okuduğu ilk ve orta dereceli okullarda eğitim dili Türkçe olacak. Türkler’in mülkiyet hakkına saygılı olunacak.
OSMANLI DEVLETİ’NİN II.BALKAN SAVAŞI SONUCUNDA İMZALADIĞI ANTLAŞMALAR 2-) Atina Antlaşması (14 Kasım 1913 Yunanistan ile imzalanmıştır) Girit; Yunanistan’a bırakılacak. Yunanistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına alınacak. Ege adalarının geleceğini büyük devletler belirleyecek.
OSMANLI DEVLETİ’NİN II.BALKAN SAVAŞI SONUCUNDA İMZALADIĞI ANTLAŞMALAR 3-) İstanbul Antlaşması (13 Mart 1914 Sırbistan ile imzalanmıştır) Sırbistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına alınacaktır. Not 1: Osmanlı Devleti’nin Sırbistan ile sınırı olmadığından antlaşmada sınır problemi yaşanmamıştır. Not 2: İmroz, Bozcaada, Meis ve Kaş adaları dışındaki tüm adalar Yunanistan’a verilmiştir
HAZIRLAYAN: Maşuk YOĞURTÇUOĞLU