İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı ÇOKLU ZEKA TEORİSİ İlköğ.Müf.Nedim GÜRSOY İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı
ÇOKLU ZEKA KURAMI Çoklu Zeka Kuramı, 1983 yılında Harvard Üniversitesi Profesörü Howard Gardner tarafından ortaya atılmıştır ve her insanın en az sekiz farklı zeka alanı olduğunu savunur. Bu zeka alanlarının bir kısmı, bireylerde, gelişim dönemi özelliklerine de bağlı olarak ön plana çıkabilir. Bu doğrultuda tek tip zeka tanımlaması artık geçerliliğini yitirmiştir.
ZEKA NEDİR? Bazı eğitimciler, insanın zihinsel işlevlerini veya performanslarını baz alıp insan zekasını ölçtüğünü varsayan çeşitli IQ (Intelligence Quotient) testleri geliştirerek zekayı kendilerinin hazırladıkları bu “testlerin ölçtüğü nitelik” (yani, zeka düzeyi, zeka seviyesi veya zeka katsayısı) olarak tanımlarken, Diğer bazı eğitimciler de zekayı bir bireyin sahip olduğu “öğrenme gücü” olarak yorumlamışlardır.
Howard Gardner göre ise, insanlarda tek bir zeka yoktur. İnsan zekâsının daha geniş, daha evrensel ve daha zengin bir içeriği olduğu kanısın taşımaktadır. IQ ve zeka testleri sadece sözel ve mantıksal-matematiksel yetenekleri ölçmektedir. Zeka ise bireyin neyi bildiğinin değil neyi nasıl yaptığının göstergesidir. Önemli olan çocuğun öğrenme etkinliği sırasındaki performansıdır. İnsanoğlunda IQ ile tanımlanan tek parçalı bir zekâdan çok, bireylerde birbirinden faklı sekiz yetenek alanı vardır.
Çoklu Zeka Alanları
8. Zekanın Gelişimde Üç Önemli Faktör Biyolojik kalıtımsal veri Kişisel yaşam geçmişi Kültürel ve tarihsel temeli
Çoklu zekâ teorisi iki önemli koşul üzerine kuruludur. İnsanlar tüm zekâ alanlarına sahiptir, Herkes farklıdır, çünkü herkesin farklı bir kişiliği, mizacı ve zekâ profili vardır (İkizlerin, hatta klonların bile profilleri farklıdır)
ÇOKLU ZEKA KURAMININ TEMEL SAVUNULARI İnsanlar çok farklı zeka türlerine sahiptir. Her insan aktif olarak kullandığı zekaları ile özel bir karışıma sahiptir. Her insanın kendine özgü bir zeka profili vardır. Zekaların her biri insanda farklı bir gelişim sürecine sahiptir. Bütün zekalar dinamiktir. İnsandaki zekalar tanımlanabilir ve geliştirilebilir.
Her insan kendi zekasını geliştirmek ve tanımak fırsatına sahiptir. Her bir zekanın gelişimi kendi içinde değerlendirilmelidir. Her bir zeka hafıza, dikkat, algı ve problem çözümü açısından farklı bir sisteme sahiptir. Bir zekanın kullanımı esnasında diğer zekalardan da faydalanılabilir. Kişisel altyapı, kültür, kalıtım ve inançlar zekaların gelişimi üzerinde etkiye sahiptir.
Bütün zekalar, insanın kendini gerçekleştirmesi yolunda farklı ve özel kaynaklardır. İnsan gelişimini değerlendiren tüm bilimsel teoriler çoklu zeka teorisini desteklemektedir. Şu anda bilinen zeka türlerinden daha farklı zekalar da olabilir
Gardner zeka türlerini ve ip uçlarını söyle sıralar: Dil/Sözel Zeka Bir insanın kendi dilini gramer yapısına, sözcük dizimine, vurgusuna ve kavramları da kastettikleri anlamlara uygun olarak büyük bir ustalıkla kullanma yeteneğidir.
Sözel-Dil Zekası Kuvvetli Olan Bireyler: Hikayeler anlatır, espriler yapar, olaylar uydurur. Hafızası iyidir. Kelime oyunlarını sever. Okuma yazmayı sever. Yaşına göre sözcük dağarcığı zengindir. İşiterek, konuşarak, okuyarak, tartışarak ve başkaları ile karşılıklı iletişime ve etkileşime girerek en iyi öğrenirler.
Mantıksal /Matematiksel Zeka Bir bireyin sebep-sonuç ilişkisi kurarak olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir şekilde mantık yürütebilme kapasitesidir.
Mantıksal / Matematiksel Zekası Kuvvetli Olan Bireyler: Herhangi bir şeyin nasıl çalıştığını sorgular. Aklından hesabı çabuk yapar. Matematik etkinliklerini sever. Nesneleri belli kategorilere ayırarak, olaylar arasında mantıksal ilişkiler kurar, Strateji oyunlarını sever. Mantık oyunlarını yap bozları sever. nesnelerin belli özelliklerini niceliksel olarak sayısallaştırır ve hesaplar olaylar arasındaki birtakım soyut ilişkiler üzerinde kafa yorar. Üst düzey düşünce becerilerini kullanır.
Görsel Uzaysal Zeka Bir insanın görsel ve uzaysal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya dış dünyadan edindiği izlenimler üzerine değişik şekiller uygulama kapasitesidir.
Görsel / Alansal-Uzaysal Zekası Kuvvetli Olan Kişiler: Net zihinsel imaj gördüğünü söyler. Harita, çizelge, şemaları rahatlıkla okur. Yaşıtlarından daha hayalcidir. Sanat etkinliklerinden zevk alır. Görsel gösterimleri sever. Boz yap oyunlarını ve bul oyunlarını sever. Okurken kelimelerden çok resimlerden öğrenir. Sayfaları farkında olmadan resimler. varlıkları ve olguları görselleştirerek ya da resim, çizgi ve renklerle çalışarak en iyi öğrenirler.
Müzikal/Ritmik Zeka Bir bireyin müziksel olarak düşünmesi ve belli bir olayın oluş biçimini, seyrini veya düzenini müziksel olarak algılaması, yorumlaması ve iletişimde bulunması olarak tanımlanabilir.
Müzikal/ Ritmik Zekası Kuvvetli Olan Bireyler: Detone müziği tanır. Melodileri hatırlar. Koroda söyler veya bir enstrüman çalar. Ritmik şekilde konuşur veya hareket eder. Çalışırken ritmik tempo tutar. Çevre seslerine duyarlıdır. Müziğe olumlu tepkiler verir. Sadece müziksel eserleri kolaylıkla hatırlamazlar, aynı zamanda olayların oluşumunu ve işleyişini müziksel bir dille düşünmeye, yorumlamaya ve ifade etmeye çabalarlar.
Bedensel-Kinestik Zeka Bir bireyin bir problemi çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün meydana getirmek için bütün vücudunu veya vücudunun belli organlarını kullanabilme kapasitesidir.
Bedensel / Kinestetik Zekası Kuvvetli Olan Kişiler: Bir veya birden fazla sporda başarılıdır. Uzun süre oturunca kıpırdanır, elini ayağını sallar vs. Bir şeyleri parçalayıp tekrar birleştirmeyi sever. Yeni şeyleri eller. Kendini dramatik şekilde ifade etmeyi sever. En iyi yaparak-yaşayarak ve hareket ederek edinerek öğrenirler.
Sosyal Zeka/Kişiler Arası Zeka Çevresindeki insanların duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesidir.
Sosyal/Kişiler Arası Zekası Kuvvetli Olan Kişiler: Yaşıtları ile konuşmaktan zevk alır. Doğal bir lider olarak davranır. Sorunları olan arkadaşlarına önerilerde bulunur. Klüplere, komitelere ve diğer organizasyonlara katılır. Başka çocuklarla oynamayı sever. Bir veya birden fazla yakın arkadaşı vardır. Başkalarına ilgi gösterir. Pratik yaşam tecrübesi vardır. Genellikle başka insanların ilgilerini ve ihtiyaçlarını çok iyi algılarlar ve denilebilir ki onların duygularını, düşüncelerini ve karakterlerini adeta yüzlerinden okurlar.
Kişiye Dönük/İçsel Zeka Bireyin kendisini tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresinde uyumlu davranışlar sergileme yeteneğidir.
Kişiye Dönük/İçsel Zekası Kuvvetli Olan Kişiler: Bağımsızlık gösterir. Kuvvetli yönlerini gerçekçi olarak bilir. Kendini yönlendirebilir. Grup ile çalışmaktansa yalnız çalışmayı tercih eder. Özgüveni ve öz tanımı yüksektir. Kişinin kendisini objektif olarak (yani, kendisini güçlü ve zayıf olduğu yanları ile birlikte) değerlendirir. Sahip olduğu duyguların, ihtiyaçların veya amaçların farkındadır. Kendisini iyi bir şekilde disipline eder.
Doğacı/Natüralist Zeka Bir bireyin hayvanlar ve bitkiler gibi yaşayan canlıları tanıma, onları belli karakteristik özelliklerine bağlı olarak sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme kabiliyeti veya doğanın çeşitli karakteristiklerine karşı aşırı ilgili ve duyarlı olma özelliğidir.
Doğal çevreyi gözlemler. Doğacı/Natüralist Zekası Kuvvetli Olan Bireyler: Doğal çevreyi gözlemler. Doğayı, anlama ve organize etme becerisine sahiptir. Bitkileri ve hayvanları tanıma ve sınıflandırmada uzmanlık gösterir. Doğadaki önemli ayırımı yapabilme yeteneğini üretici bir şekilde avcılık, çiftçilik, biyolojik bilimler alanında kullanabilme yeteneklerini içermektedir.
Bu Zeka Alanlarının Anahtar (Ortak) Noktaları Her insan bu 8 zekayı kendinde barındırır. Fakat bunların bazılarında bu alanlar gelişmiş, orta, gelişmemiş düzeyde olabilir. Birçok insan bu alanları yeterince işlevsel bir beceriye ulaştırabilir. Bunun için gerekli olan uygun teşvik, zengin bir ortam ve eğitimdir.
Günümüzde eğitim; farklı olan dünyamızın daha iyi anlaşılması için bir temel sağlamalıdır. Bu çeşitlilik ilk başta öğretmenin rolünü zorlaştırsa da aslında etkili öğretimde bir yöntem olabilir. Eğer öğretmen farklı pedagojik yaklaşımları kullanabiliyorsa, daha çok öğrenciye, daha etkili yöntemlerle ulaşma olanağı bulabilir.
SÜREÇ I- Giriş Noktaları SÜREÇ III- Öze Yaklaşmak Gardner'ın önerdiği modelde çoklu zeka açısından baktığımızda, öğrenmede artan ölçüde odaklanan üç aşamalı sürecin yer aldığını görürüz. Bu süreçler: SÜREÇ I- Giriş Noktaları SÜREÇ II- Benzeşimler Yoluyla Anlatmak SÜREÇ III- Öze Yaklaşmak
ÖRNEK ETKİNLİK (DUYGULAR) I- GİRİŞ Sınıfta Vivaldi’nin Dört Mevsim’i çocuklarla birlikte dinlenir. Çocuklar bedenlerini serbest bırakarak müziğin ritmine uygun hareket etmeye başlarlar. Çocuklardan değişen ritm ve melodiye uygun hareket etmeleri istenir. Bunun arkasından çocukların birlikte değişen ritm ve melodiye uygun olarak neler hissettiklerini ve bunu davranışlarına nasıl yansıttıklarını anlatmaları istenir (Müzikal Zeka, Bedensel-Kinestetik Zeka-Dil Zekası)
2- ÖZDEŞİM Öğretmen çocuklara üzerlerinde ilginç olayların yer aldığı kartları dağıtır (parkta bir atla karşılaşan bebek, ağlayan bir çocuk vb.). Sırayla her çocuk elindeki kartı inceleyerek, hiç konuşmadan kartta neler olduğunu arkadaşlarına anlatmaya çalışır. Diğerleri resimde ne anlattığını bulduktan sonra bunun hangi duyguyu yaşattığını söyler ve yüz ifadelerinin resmedildiği kartlarla eşleştirirler (Görsel Zeka, Kişilerarası Zeka, Mantıksal-Matematiksel Zeka-Dilsel Zeka)
3- ÖZE YAKLAŞMA Öğretmen “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” masalının yarısını çocuklara okur; masalı çocukların kendilerinin sonlandırmasını ve bununla ilgili bir resim yapmasını ister. Her çocuk çalışmanın sonunda yaptığı resmi arkadaşlarına anlatır (Kişiye Dönük Zeka, Dilsel Zeka)
Yapılan her etkinlikte mutlaka 8 zeka alanını kullanmak gerekmez Yapılan her etkinlikte mutlaka 8 zeka alanını kullanmak gerekmez. Önemli olan planlanan etkinliğin birden fazla zeka alanına yönelik olmasıdır.
Etkinlik adı: Denizdeki Dalga Uygulama: “Gözlerini kapat ve bir denizde dalga olduğunu düşün.Denizdeki dalgalardan birisin. Aşağı, yukarı hareket ediyorsun. Bir aşağı, bir yukarı inip çıkan bir dalgasın... Tıpkı bir dalga gibi yavaşça aşağı inip sonra yukarı çıkıyorsun... Aşağı, yukarı, aşağı, yukarı... Şimdi denizin içinde eriyip yok olduğunu düşün. Deniz sakinleşti. Dümdüz ve hareketsiz oldu. Sen de bu denizin bir parçasısın. Ooh rahatladığını hisset. Sakin ve dümdüz, kıpırtısız bir denizsin... Denizle senin aranda hiçbir fark kalmadı... Şimdi yavaş yavaş deniz tekrar dalgalanmaya başladı. Sen tekrar bir dalga oldun. Aşağı yukarı hareket ettiğini düşün... Dalga olarak bir kumsala yaklaştığını düşün. Kumsala doğru diğer dalgalarla birlikte gidiyorsun. Kumsal yaklaştı... Yaklaştı... Yaklaştı ve yaklaştı. Nihayet kumsala vardın. Yavaşça kumların üzerine yayıldın, kumların içine işlediğini düşün. Kumların içinde yavaşça aşağılara doğru indin... İndin...Kumlarla bütün oldun. Öylece kal. Birden ona kadar sayacağım. On deyince gözlerini aç.”