Türkiye’de kentleşme
Türkiye’de kentleşme, genel nitelikleri itibariyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kentleşme süreçlerine benzer. Kırsaldan kentlere yönelen nüfus hareketleri, kentleşmenin temel dinamiğini oluşturmakta ve ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısını biçimlendirmektedir. 1950’li yıllardan bu yana ülkemizdeki kentleşme, demografik nedenler, tarımsal yapıdaki değişimler, iletici, çekici, siyasal-hukuksal ve sosyo-psikolojik nedenlerden oluşan “iç etmenler” ile 2. Dünya Savaşı sonrası uluslar arası ekonomik, toplumsal ve siyasal olayların ve küreselleşmenin Türkiye üzerindeki etkilerinden oluşan “dış etmenler”in etkisiyle ortaya çıkmıştır.
Türkiye’deki kentleşmeyi etkileyen iç etmenler içindeki itici nedenler, genel olarak kırsaldaki ekonomik ve sosyal yaşam şartlarının kente göçü zorunlu kılmasıyla ilgilidir.
1950’li yıllarda tarımda makineleşmenin başlaması ve önemli bir işgücü fazlası ile daha sonra tarımda yapısal değişmelerin yaşanması, tarımsal üretimde aile ekonomisi yerine pazar ekonomisine geçiş, küçük ve orta boy işletmelerin zararına gelişen ilişkiler, tarımsal arazilerin parçalanması, verimsizleşmesi, işsizlik, kişi başına düşen gelirin azlığı, eğitim, sağlık ve diğer altyapı olanaklarının yetersizliği, kan davaları ve terör.
İç etmenlerin bir diğer unsuru olan çekici nedenler ise kentsel yaşamın sunduğu ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim ve sağlık olanaklarıyla ilgilidir. Özellikle İstanbul, Kocaeli, İzmir, Bursa gibi kentler daha çok ticaret ve endüstri merkezleri olmaları, Ankara gibi kentler de hizmet üreten kentler olmaları ve Antalya, Mersin gibi kentler ise her iki özelliği birleştirmeleri nedeniyle çekim merkezi durumundadırlar
Özellikle karayollarının artması ve geliştirilmesi ile ulaşım araçlarındaki çeşitlenme ve gelişme, nüfusun yer değiştirme olanağını yükselten en önemli iletici etmenlerdir. Ülkemizde kentliliğin bir statü değişimi olarak görülmesi gibi sosyo-psikolojik faktörler de kentleşmede önemli bir role sahiptir. Öte yandan, Ankara, Karabük, Batman, Kırıkkale, Şırnak gibi illerin kuruluşunda etkili olduğu üzere, siyasi ya da idari kararlar da ülkemizdeki kentleşmeye yol açan etmenlerdir
Dış etmeler konusunda geçmişte Marshall Yardımı’ndan, günümüzde de küreselleşmeden söz edilebilir. Küreselleşme süreci bugün ülkemizde büyük metropolleri, yoğun bir dış kaynaklı sermaye yatırımının merkezine dönüştürmektedir. Bunun istihdam başta olmak üzere çeşitli ekonomik ve sosyal çıktıları, kırsal göçü çekmektedir.
Türkiye’de Kentleşme Süreci Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki şartlar, nüfusun ve özel olarak da kent nüfusunun artışını engellemiştir. Ankara’nın modern ve model kent olarak tasarımı. 1950’lerden sonra kentleşme ivme kazanmış, kentlerde yaşayan nüfus oranı artmıştır. Kentleşmenin 1980’lerde yeni boyutlar kazanmasıyla kentsel nüfus giderek artmış, 2008 yılından sonra kent nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı (% 75), 1927’de kır nüfusunun toplam nüfus içindeki oranını (% 75) yakalamıştır.
Kentleşme Dönemleri 1927-1950 yılları arasını kapsayan I. Dönem, “durgun yıllar” 1950-1985 yılları arasını kapsayan II. Dönem “hareketli dönem” 1985-1997 yıllarını kapsayan III. Dönem ise büyük göç dalgalarının yaşandığı “dramatik ve anomik kentleşme dönemi” .
Çeşitli Yıllara Göre Türkiye’de Kırsal ve Kentsel Nüfus Değişimi Sayım Yılı Ülke Nüfusu Kır Nüfusu Kent Nüfusu Kır/Ülke Nüfus Oranı (%) Kent/Ülke Nüfus Oranı (%) 1927 13.648.270 10.342.391 3.305.879 75.78 24.22 1950 20.947.188 15.702.851 5.244.337 74.96 25.04 1960 27.754.820 18.895.089 8.8859.731 68.08 31.92 1970 35.605.176 21.914.075 13.691.101 61.55 38.45 1980 44.736.957 25.091.950 19.645.007 56.09 43.91 1985 50.664.458 23.798.701 26.865.757 46.97 53.03 1990 56.473.035 23.146.684 33.326.351 40.99 59.01 1997 62.865.574 21.983.217 40.882.357 34.42 65.03 2000 67.803.927 23.797.653 44.000.274 35.10 64.90 2007 70.586.256 20.838.397 49.747.859 29.50 70.50 2008 71.517.100 17.905.377 53.611.723 25.00 75.00 2009 72.561.312 17.754.093 54.807.219 24.5 75.5
Yerleşim Büyüklüğüne Göre Kentsel Yerleşim Sayısı ve Oransal Değişim 1945 1965 2000 Kent Sayısı Nüfus (%) 10.000- 20.000 62 23,2 79 11,6 273 7,0 20.001-50.000 30 30,6 68 22,6 182 10,8 50.001-100.000 6 9,4 16 12,6 83 10,9 100.001-500.000 4 38,5 14 53,2 96 41,3 500.001+ - 10 12,2
Yıllara Göre Ülke ve Kentsel Nüfus Artış Hızları Sayım Yılı Ülke Nüfusu Yıllık Nüfus Artış Hızı (Binde) Kentsel Nüfus Kentsel Nüfus Artış Hızı (Binde) 1927 13.648.270 - 3.305.879 1950 20.947.188 21.73 5.244.337 22.47 1960 27.754.820 28.53 8.8859.731 49.21 1970 35.605.176 25.01 13.691.101 47.33 1980 44.736.957 20.65 19.645.007 30.47 1985 50.664.458 24.88 26.865.757 62.61 1990 56.473.035 21.71 33.326.351 43.10 2000 67.803.927 18.28 44.000.274 26.81 2007 70.586.256 11.80 49.747.859 10.66 2008 71.517.100 13.10 53.611.723 32.48 2009 72.561.312 14.50 54.807.219 9.57
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda şöyle tespit edilmiştir Kentsel alanlarda yoğun nüfus artışı ve büyükşehirlerde yığılmalar vardır. Sırasıyla Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nde kentsel alanlarda yoğun nüfus artışı söz konusudur. Büyükşehir sayısı 16’ya ulaşmıştır ve bu yerlerde yaşayan nüfus, toplam nüfusun yaklaşık % 12’sini oluşturmaktadır. Kırsal nüfus Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nde hızla azalmaktadır.
Türkiye’de kentleşme oranı, Batılı endüstrileşmiş ülkelere göre düşük olmasına rağmen kentleşme hızı son derece yüksektir. 1965’ten sonraki sayımlara göre tespit edilen yıllık ortalama kentleşme hızını sırasıyla % 7.2, % 6.3, % 5.1, %4.3, % 4 ve %3.6’dır. Kentleşme hızında son yıllarda göreceli bir yavaşlama gözlenmektedir
Türkiye’de Kentleşmenin Nitelikleri Göçler, kırdan kente doğru tek yönlüdür.
Türkiye’de Kentleşmenin Nitelikleri “Metropol kentler”
Nüfusu 1 milyonu geçmiş kentler=büyükşehir=anakent=metropoliten kent metropoliten bölge: yörekent ve merkez kent arası gelişme kentleşme ilişkileri=metropolitenleşme(anakentleşme) Sanayi öncesi kent/sanayi kenti/metropoliten kent Metropolitenleşme, kentleşme sürecinde merkezleşme ve merkezden uzaklaşmayı birleştiren dev nüfus birikimleridir.
Batı’da kent merkezinin otura ve sanayi için cazibe merkezi olmaktan çıkması=banliyöleşme Elektrik, hızlı ulaşım araçları, otomobil, iletişim araçlarının gelişmesi, hizmet sektörünün gelişmesi, merkezden uzaklaşmada etkilidir. New York, Londra, Tokyo, Los Angeles, Paris gibi kentlerde merkezden kaçış 20. yüzyıl kentleşmesinin özelliğini teşkil etmiştir. Gelişmiş ülke metropolitenlerinin özelliği; varlıklı sınıfların kent merkezinin olumsuzluklarından kaçma isteği sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sanayi kuruluşları da kent merkezinin nispeten tenha ve geniş çeperlerini tercih etmiştir.
Gelişmekte olan ülkelerde kent sınırlarına yakın ve içiçe yerleşmler (slum, gecekondu)biçimindedir metropolitenleşmenin tipik biçimi. İstanbul, Ankara. Bu ülkelerde metopolitenleşme iki biçimde oluşur: 1. Bir kentin öteki kentler aleyhine ölçüsüz biçimde büyümesi (tek büyük kent-primate city)-en büyük bir ya da birkaç kentle çok sayıda küçük kent ya da kasabadan oluşur ülke. En yaygın olan biçimdir. Irak, Lübnan, Kuveyt, İsrail, Türkiye gibi. Nüfusun yarıdan fazlası 100.000+ nüfuslu kentlerde. Tek büyük kent (yasası) örnekleri:Kahire, İstanbul, Caracas, Dakar,
- 2. Kentlerin büyüklükleri ile büyüklük sıraları arasında belli bir sıranın olduğu yerleşme yapısı. Bir kentin nüfusu, en büyük kent nüfusunun, sıra sayısına bölümü oranında olmasıdır (sıra büyüklük kuralı). İzmir 3. büyük kent. (İstanbul en büyük kent. İstanbul Nüfus: 21.000.000 ise İzmir=21:3=7.000.000 dur.) 1. tip merkezciliğe, 2. tip de yerelliğe önem veren ülkelerde görülür. sıra büyüklük kuralına göre nüfus ve ekonomik etkinliklerin ülke geneline dengeli biçimde yayılması amaçlanır. Bunda başarılı olan ülkeler, İsrail, Hollanda, Çin.
En Uygun Kent Büyüklüğü Kentlerin yüzölçüm ve nüfus büyüklüğü ile kentsel hizmetler arası ilişki/maliyetler. Kent büyümesi, nerden sonra gereksiz ya da yararsızdır? 50, 100, 300, 500 bin ya da 1 milyon. Kent büyüklüğü sorunu “kentsel hizmetler” bağlamında düşünülmekte.Maliyetler ayrıntılı ele alınmakta ama verimlilik yönü unutulmaktadır ”Kentte yaratılan değer” de hesap edilmeli.Bunu gerçekleştirmek????? Kentsel büyümeyi durdurmak olanaklı mı?
Türkiye’de Kentleşmenin Nitelikleri Kentleşme hızının yüksek olması “Sahte”, “sağlıksız” ya da “aşırı” kentleşme Bölgeler arasındaki farklılıklar: Samsun-Adana hattı.
Kentleşme Sorunları Ekonomik Sorunlar: İşsizlik, sektörler arası dengesizlik, bölgeler arası kentleşme dengesizliği, altyapı hizmetlerinde tıkanma, konut sorunu Sosyal Sorunlar: Çevrenin tahribi, fiziki plansızlık ve yerleşme düzensizliği, gelir dağılımındaki eşitsizlik, sosyal tabakalaşma ve sınıflaşmanın artması, kültür değişmesi ve boşluğu, toplumsal yapıda çözülme ve intibaksızlık, yabancılaşma, planlama ve yönetim sorunları.
Türkiye’de Sürdürülebilir Kentleşmenin Önünde Duran Sorunlar Teknik Alanlar Kentsel Yaşam Kalitesinin Yetersizliği Teknik altyapının yetersizliği, Kent içi ulaşılabilirliğin yetersiz olması ve çevre odaklı olmaması Kentlerimizde kalitesiz, sağlıksız ve güvenliksiz mekânların giderek artması Kentleşme alanında bütünleşik ve etkin bir planlama sisteminin ve örgütlenmesinin olmayışı Tarihi ve kültürel mekânların karakterinin kaybolması Doğal varlıkların yitirilmesi ve ekolojik dengenin bozulması Kentlerde afetlerin felaketlere dönüşmesi Ekonomik, Sosyal ve Kurumsal Alanlar Dengesiz Bölgesel Gelişme Kentleşme alanında bütünleşik ve etkin planlama, uygulama, izleme ve denetleme yapılmasına uygun idari yapıların olmayışı Kentsel işsizliğin yüksek olması Kentsel Yaşam Kalitesinin Düşük Olması Halkın kentin sorunlarının çözümüne yönelik karar alma sürecine katılımının ve sorumluluk bilincinin eksikliği Somut ve somut olmayan kültürel mirasta çeşitliliğin korunamaması Fiziksel, sosyal ve kültürel olarak sağlıksız gelişen ve güvenli olmayan kentlerin ve bozulan kentsel alanların oluşması
Türkiye’deki Kentsel Sorunlar Kentsel fiziksel çevrenin bozukluğu, Nüfus yoğunlaşması ve yoksullaşma, Tarihi dokunun yok olması, Düzensiz ve çarpık büyüme, Kentsel hizmetlerin yetersizliği, Aşırı trafik yükü, Ses, hava ve toprak kirliliği, Kentsel yaşamın kalitesizliği,
Satın alınabilir kaliteli konut sıkıntısı, Gecekondu sorunu, Sosyal sorunlar ve sağlık sorunları, Kuşak çatışmaları, Kente ve kent kültürüne uyum sorunu, Sosyal gruplar arası farklılıklar ve hoşgörü eksikliği, Özellikle gençlerin yüksek oranda işsiz olması, Birbirine yabancılaşmış çevreler, İşsizlik, zararlı alışkanlıklar ve barınma sorunlarına bağlı suç ve şiddet içeren ilişkilerin yaygınlaşması. Tarım ve endüstri sektörleri arasındaki dengesizlik, Bölgeler arası kentleşme dengesizliği,