Kur’ân Buluşmaları: 43 Bakara Sûresi: 113-115 ÜMİT ŞİMŞEK
Bakara: 113 وَقَالَتِ الْيَهُودُ لَيْسَتِ النَّصَارٰى عَلٰى شَيْءٍۖ وَقَالَتِ النَّصَارٰى لَيْسَتِ الْيَهُودُ عَلٰى شَيْءٍۙ وَهُمْ يَتْلُونَ الْكِتَابَۜ كَذٰلِكَ قَالَ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ مِثْلَ قَوْلِهِمْۚ فَاللّٰهُ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ Yahudiler dedi ki: “Hıristiyanların dayandığı birşey yok.” Hıristiyanlar da dedi ki: “Yahudilerin dayandığı birşey yok.” Oysa ikisi de kitabı okuyup duruyor. Cahiller de onların sözlerine benzer şeyler söylediler. Onların ihtilâf ettikleri şey hakkında hükmü kıyamet gününde Allah verecektir.
Bakara: 113 Hıristiyan ve Yahudilerin İslâm’a karşı tavırları onların birlik oluşundan değil: Sen onları birlik içinde sanırsın; halbuki kalpleri darmadağınıktır. Çünkü onlar akılları ermeyen bir topluluktur. Haşir, 59:14
Bakara: 113 وَهُمْ يَتْلُونَ الْكِتَابَۜ Her ikisinin de okuduğu kitap Tevrat Semâvî kitap Bütün kitaplar birbirini ve diğer peygamberleri tasdik eder
Bakara: 113 كَذٰلِكَ قَالَ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ مِثْلَ قَوْلِهِمْۚ Bilmeyenler Kitap Ehli olmayanlar Kitap Ehli içinde bilginlerine tâbi olanlar İlim ehli oldukları halde cahillerden farkları yok Cahiller de bilginlerini taklit ederler Onlar hiç şüphesiz kendi yüklerini taşıyacaklar; kendi yükleriyle beraber başka yükler de taşıyacaklardır. Uydurmakta oldukları şeyler hakkında da kıyamet gününde sorguya çekileceklerdir. Ankebut, 29:13
Bakara: 113 Âyetin Müslümanlara hitabı: Siz de Kitabı okuyup durduğunuz halde ihtilâfa düşenler gibi olmayın Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra anlaşmazlığa düşüp de parçalananlar gibi olmayın. Onlar için büyük bir azap vardır. Âl-i İmrân, 3:105
Bakara: 113 İhtilâflarınızın çözümü: Senden önce gönderdiklerimiz de kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başka birşey değildi. Bilmiyorsanız ilim ehline sorun. Onları apaçık deliller ve kitaplarla gönderdik. Sana da, kendilerine indirilmiş olanı insanlara açıklaman için Kur’ân’ı indirdik — tâ ki iyice düşünsünler. Nahl, 16:43-44
Bakara: 113 Allah’a and olsun, senden önceki ümmetlere de Biz peygamberler gönderdik; şeytan ise yaptıklarını kendilerine hoş gösterdi. Artık o gün onların dostu şeytandır; onlar için acı bir azap vardır. Biz sana Kitabı onların anlaşmazlığa düştükleri şeyi kendilerine açıklaman için ve iman eden bir topluluğa hidayet ve rahmet olarak indirdik. Nahl, 16:63-64
Bakara: 113 Kitabı ve Hikmeti öğretmek üzere gönderilen peygamber: Bakara, 2:129, 151, 231; Âl-i İmrân, 3:148, 164; Nisâ, 4:54, 113; Mâide, 5:110; Cum’a, 62:2 Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere ve sizden olan yöneticilere de itaat edin. Birşeyde anlaşmazlığa düştüğünüz zaman onu Allah’a ve Peygambere havale edin — eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız. Bu daha hayırlıdır; neticesi de daha güzeldir. Nisâ, 4:59
Bakara: 113 Aralarında hüküm vermek için Allah’a ve Resulüne çağırıldıkları zaman, mü’minlerin sözü, ancak “İşittik ve itaat ettik” demekten ibarettir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir. Nur, 24:51 Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar aralarında başgösteren meseleler için senin hükmüne başvurup, sonra da senin vermiş olduğun hükme, gönüllerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar Nisâ, 4:65
Bakara: 113 Hz. Ömer: Size Kur’ân’ın müteşabihatıyla karşı tartışacak olan insanlar gelecek. Onları sünnetle köşeye sıkıştırın; çünkü sünnet ehli olanlar, Allah’ın kitabını en iyi bilen kimselerdir. Dârimî, Mukaddime: 17
Bakara: 113 Onlar sizi gözetleyip dururlar. Size Allah’tan bir zafer erişirse, “Biz sizinle beraber değil miydik?” derler. Kâfirlerin payına birşey düşecek olsa, bu defa da “Bizim taraf size üstün iken size karşı mü’minlere engel olmadık mı?” derler. Aranızdaki hükmü kıyamet gününde Allah verecektir. Allah, o kâfirlere mü’minler aleyhinde fırsat vermez. Nisâ, 4:141
Bakara: 113 Cumartesi yasağı, onda anlaşmazlığa düşenler için konmuştu. Rabbin ise, anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir. Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütlerle çağır; onlarla en güzel şekilde mücadele et. Çünkü Rabbin, kendi yolundan sapanları iyi bilir; doğru yolda olanları en iyi bilen de Odur. Nahl, 16:124-125
Bakara: 113 Biz her ümmet için bir şeriat belirledik ki, onu izlerlerdi. Onun için din konusunda seninle çekişmesinler. Sen de insanları Rabbine çağır. Hiç şüphesiz sen dosdoğru hidayet üzeresin. Yine de seninle tartışacak olurlarsa, “Sizin ne yaptığınızı en iyi Allah bilir” de. Anlaşmazlığa düştüğünüz şey hakkında, kıyamet günü Allah hükmünü verecektir. Hac, 22:67-69
Bakara: 113 Bilin ki halis din, yalnız Allah için olandır. Ondan başka veliler edinenler ise, “Allah katında yakınlığa vesile olsun diye onlara tapıyoruz” derler. Anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve nankör olana Allah yol göstermez. Zümer, 39:3 De ki: Ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, görünür ve görünmez herşeyi bilen Allahım! Anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında, kulların arasında hükmü Sen verirsin. Zümer, 39:46
Bakara: 113 Şüphesiz ki sen pek büyük bir ahlâk üzeresin. Sen de göreceksin, onlar da görecekler: Deliren hanginizmiş? Yolundan sapanları Rabbin çok iyi bilir; doğru yolda olanları en iyi bilen de Odur. Kalem, 68:4-7
Bakara: 114 وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللّٰهِ اَنْ يُذْكَرَ ف۪يهَا اسْمُهُ وَسَعٰى ف۪ي خَرَابِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ اَنْ يَدْخُلُوهَٓا اِلَّا خَٓائِف۪ينَۜ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ Allah’ın mescidlerinde Onun adının anılmasına engel olan ve mescidlerin harap olması için çalışan kimseden daha zalim kim vardır? Böylelerinin, oralara korku içinde girmekten başka bir hakkı olmaz. Onlar için dünyada bir rezillik, âhirette ise büyük bir azap vardır.
Bakara: 114 Müşriklerin, kendi inkârlarına kendileri şahit iken, Allah’ın mescidlerini imar veya ziyaret etmeleri olacak iş değildir. Onların yaptıkları boşa çıkmıştır. Onlar ateşte sürekli kalacaklardır. Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ve ziyaret eder. Doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır. Tevbe, 9:17-18
Bakara: 114 Her kim Allah için bir mescid bina ederse, Allah da o kimse için Cennette onun benzerini bina eder. Müslim, Zühd: 44 Allah, namaz ve zikir için mescidleri yurt edinmiş Müslüman bir kimseyi, tıpkı gurbetten dönen kişiyi ailesinin karşılaması gibi sevinçle karşılar. İbni Mâce, Mesâcid: 19
Bakara: 114 Mescidlere devam etmeyi alışkanlık edinmiş bir adam gördüğünüzde, onun imanına şahitlik ediniz. (Resulullah [s.a.v.] daha sonra yukarıdaki Tevbe Sûresi âyetini okumuştur.) Tirmizî, Tefsir 9:9; İbni Mâce, Mesacid: 19; Dârimî, Salât: 23; Müsned, 3:68
Bakara: 114 Mescidler Allah içindir; sakın Allah ile beraber başka birisine dua etmeyin. Cin, 72:18 Mescidde mal alıp satan kimseyi gördüğünüz zaman «Allah kazandırmasın» deyiniz. Mescidde yitik soruşturanı gördüğünüzde de «Allah onu sana buldurmasın» deyiniz. Tirmizî, Büyû’: 75
Bakara: 114 Ey Âdem oğulları! Her mescidde ziynetinizi takının. Yiyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü O israf edenleri sevmez. A’râf, 7:31 Hz. Aişe: Allah’ın Resulü mahallelerde mescidler inşa edilmesini, bunların temiz tutulmasını ve güzel kokularla kokulandırılmasını emretti. Ebû Dâvud, Salât: 13; Tirmizî, Cum’a: 64
Bakara: 114 [Allah’ın nuru] öyle evlerde ışık verir ki, Allah onların yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Oralarda sabah akşam Onu tesbih ederler. O evlerde öyle adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, onları Allah’ın zikrinden, dosdoğru namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkmaktadırlar. Allah onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüllendirecek ve lütuf ve ihsanıyla bundan daha fazlasını da onlara verecektir. Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır. Nur, 24:36-38
Bakara: 114 İbni Abbas: Allah’ın nurunu kendilerine misal olarak verdiği bu kimseler, halk içinde en çok ticaretle uğraşan, en fazla alışveriş yapanlar da olabilir; ancak bu meşgaleler, Allah’ı anmaktan onları alıkoymaz. Müstedrek (Hakim), 2:432, no. 3506 İbni Abbas: “Mescidler Allah’ın yeryüzündeki evleridir; yeryüzü ahalisi için gökte parlayan yıldızlar gibi, onlar da gökyüzü ahalisi için ışık saçarlar.” Tefsir-i Kebir
Bakara: 114 Onlar, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden başka hiçbir sebep yok iken, haksız yere yurtlarından çıkarılmışlardır. Eğer Allah insanların kötülüğünü birbirinin eliyle savuşturmasaydı, manastırlar, havralar, kiliseler ve mescidler — ki buralarda Allah’ın adı çok anılır — yıkılıp giderdi. Allah’a yardım edene Allah elbette yardım eder. Çünkü Allah karşı konulmaz kuvvet sahibi ve herşeyin mutlak galibidir. O kimseler ki, kendilerini yeryüzünde iktidara getirdiğimizde namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emredip kötülükten sakındırırlar. Sonunda bütün işlerin dönüşü Allah’adır. Hac, 22:40-41
Bakara: 114 «Böylelerinin, oralara korku içinde girmekten başka bir hakkı olmaz» Ancak korku sebebiyle sığındıkları zaman mescidlere girebilirler Onları ibadetlere mani olamayacak hale getirin (Onların gönüllerinde sizin korkunuz, Allah korkusundan daha şiddetlidir. Çünkü onlar anlayıştan yoksun bir topluluktur. – Haşir, 59:13.)
Bakara: 115 وَلِلّٰهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَاَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ Doğu da, batı da Allah’ındır. Nereye dönseniz Allah’ın yönü orasıdır. Şüphesiz, Allah Vâsi’dir, Alîmdir.
Bakara: 115 Doğu + Batı = Yeryüzü Yeryüzü benim için temiz kılındı ve mescid yapıldı. Ümmetimden kim nerede bir namaz vaktine erişecek olsa, hemen orada namazını kılabilir. Buharî, Salât: 56; Nesâî, Mesâcid: 42
Bakara: 115 Peygamberimiz (s.a.v.) binek üzerinde iken, bineği hangi yöne dönerse dönsün, (nafile) namazını kılardı. Buharî, Taksîru’s-salât: 7, 12; Müslim, Müsafirîn: 31-41 İbni Ömer: Resulullahı binek üzerinde Hayber’e doğru namaz kılarken gördüm. Müslim, Müsafirîn: 35 Yürüyüş halinde veya binekli olarak kılınan korku namazında da kıble aranmaz Buharî, Tefsir: 44
Bakara: 115 Vâsi’ İlimde, malda, dinde, mağfirette, zamanda, mekânda, ilh. bütün genişlikler Allah’tan 7 âyette Alîm ismiyle beraber: Bakara, 2:115, 247, 261, 268; Âl-i İmrân, 3:73; Mâide, 5:54; Nur, 24:32 Peygamberleri onlara “Allah size Tâlût’u hükümdar tayin etti” dedi. Onlar ise, “O bize nasıl hükümdar olabilir ki?” dediler. “Biz hükümdarlığa ondan daha lâyıkız; çünkü onun servetten fazla bir nasibi yok.” Peygamber dedi ki: “Allah onu size üstün kıldı, ilmini ve gücünü arttırdı. Allah egemenliği dilediğine verir. Ve Allah Vâsi’dir, Alîmdir. Bakara, 2:247
Bakara: 115 Şeytan sizi fakirlikle korkutur da cimriliğe çağırır. Allah ise size kendi katından bolluk ve bağışlanma vaad ediyor. Çünkü Allah Vâsi’dir, Alîmdir. Bakara, 2:268 “Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın” derler. Sen, “Doğru yol Allah’ın gösterdiği yoldur” de. Onlar yine birbirlerine der ki: “Size verilenin benzerinin başka birisine de verileceğine veya Rabbinizin huzurunda onların size karşı delil getireceklerine sakın inanmayın.” De ki: Lütuf Allah’ın elindedir; onu dilediğine bağışlar. Allah Vâsi’dir, Alîmdir. Âl-i İmrân, 3:73
Bakara: 115 Karı koca ayrılacak olursa, Allah lütfu sayesinde onları birbirine muhtaç etmez. Zira Allah Vâsi’dir, Hakîmdir. Nisâ, 4:130 Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar Allah’ı sever. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetlidirler; Allah yolunda cihad ederler; dil uzatanın kınamasından da korkmazlar. Bu Allah’ın lütfudur ki, dilediğine verir. Allah ise Vâsi’dir, Alîmdir. Mâide, 5:54
Bakara: 115 Onlar seni yalanlayacak olurlarsa, sen de ki: Rabbiniz geniş rahmet sahibidir; ama azabı da mücrimlerden geri çevrilmez. En’âm, 6:147 Bekâr olanlarınız ile köle ve cariyelerinizden evlenebilecek durumda olanları evlendirin. Onlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Çünkü Allah Vâsi’dir, Alîmdir. Nur, 24:32
Bakara: 115 Ey iman eden kullarım! Benim arzım geniştir; ancak Bana kulluk edin. Ankebut, 29:56 Tarafımdan şunu söyle: Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için bir güzellik vardır. Allah’ın arzı da geniştir. Sabredenlere ise mükâfatları hesapsız şekilde verilecektir. Zümer, 39:10
Bakara: 115 Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, kötülük işleyenleri yaptıkları yüzünden cezalandıracak, iyilik yapanları ise daha da güzeliyle ödüllendirecektir. Onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçınırlar. Rabbinin bağışlaması ise pek geniştir. Sizi topraktan yarattığında da, annelerinizin karınlarında siz birer cenin halinde iken de sizi en iyi bilen Odur. Siz kendinizi temize çıkarmayın; kimin takvâ sahibi olduğunu en iyi O bilir. Necm, 53:31-32
Bakara: 115 Allah buyurdu ki: Ben azabı dilediğime veririm. Rahmetim ise herşeyi kaplamıştır; onu da sakınanlara, zekâtı veren ve âyetlerimize iman edenlere yazacağım. A’râf, 7:156 Sizin tanrınız ancak o Allah’tır ki, Ondan başka hiçbir tanrı yoktur. O herşeyi ilmiyle kuşatmıştır. Tâhâ, 20:98
Bakara: 115 Arş’ı taşıyan ve onun etrafında bulunan melekler Rablerini hamd ile tesbih eder, Ona iman eder ve mü’minlerin bağışlanmaları için dua ederler. “Rabbimiz, Senin rahmetin de, ilmin de herşeyi kuşatmıştır. Tevbe edip Senin yolunu izleyenleri bağışla ve Cehennem azabından koru. “Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden salih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn Cennetlerine yerleştir. Şüphe yok ki Sen üstün kudret ve sonsuz hikmet sahibisin. “Onları kötülüklerden koru. O gün Sen kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmişsindir. Asıl büyük bahtiyarlık da işte budur.” Mü’min, 40:7-9
İnternet adresleri iman_ilmihali@googlegroups.com utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek