Derleyen: Op.Dr. Ergin ETKİN HEKİMLERİN YASAL SORUMLULUKLARI ve 5237 SAYILI YENİ TÜRK CEZA KANUNUNUN HEKİMLERE GETİRDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER Derleyen: Op.Dr. Ergin ETKİN
HEKİMİN YASAL SORUMLUKLARI KANUNLARI BİLMEMEK MAZERET SAYILMAZ !!! (T.C.K. MADDE 44 - Y.T.C.K. MADDE 4) HEKİMLERİN ADLİ İŞLEMLERİNİ DÜZENLEYEN KANUNLAR: Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun (TŞSTİ - 1219 sayılı kanun-1928) Umumi Hıfzı-Sıhha Kanunu (UHK-1593 sayılı kanun) Türk Tabipleri Birliği Kanunu(TTB-6023 sayılı kanun) Askeri Ceza Kanunu(ACK-1632 sayılı kanun) Yeni Türk Ceza Kanunu(YTCK-5237 sayılı kanun-01/06/2005)
HEKİMİN YASAL SORUMLUKLARI Mesleki sorumluluk: TTB’nin uyulmasını şart koştuğu yönetmelik ve tüzükler. Hekim bu kurallar dışına çıkarsa ilgili meslek odası hekimi onur kuruluna sevk eder. İdari sorumluluk: Hekimin çalıştığı kurumun ortaya koyduğu kanun ve yönetmelikler. Kurum tarafından atanacak bir soruşturmacı kusurunun bulunup bulunmadığını araştırır. Hukuki sorumluluk: Hekimlik mesleğini yerine getiren kişi görevi sırasında bir zarar ortaya çıkarırsa hukuki sorumluluk devreye girer. Böyle bir durumda hukuk mahkemesi tarafından “Borçlar Kanununun” ilgili maddeleri uygulanır. Cezai sorumluluk: Bir birey olarak toplumda yaşayan hekimlerin mesleklerini uygularken meydana getirdikleri zarardan dolayı cezai sorumlulukları da bulunmaktadır
MESLEKİ SORUMLULUK Tabip odaları asker olsun olmasın tüm hekimlerin hatalarına karşı soruşturma ve yargılamalarda bulunabilir Mevzuata aykırı eylemi tabip odası tarafından öğrenilen hekim hakkında oda yönetim kurulu tarafından disiplin soruşturması açılır Disiplin soruşturması sivil yada asker, serbest yada kamuda çalışan ayırımı gözetilmeksizin, odaya kayıtlı olsun olmasın bütün hekimler hakkında açılabilir Tabip odalarının soruşturma açma yetkileri bölgeleri ile sınırlıdır Bölgesi içinde bir suç işlendiğini öğrenen tabip odası soruşturma açmakla yükümlüdür İhbar, şikayet vb. şekilde fiil öğrenilmiş olabileceği veya herhangi bir şekilde (gazete haberi) fiilin öğrenilmiş olması da soruşturma başlatılması için yeterlidir
MESLEKİ SORUMLULUK Türk tabipler birliği soruşturma ve yargılama yönetmeliği disiplin cezaları; Uyarma Para cezası Geçici olarak meslekten alıkoyma Oda bölgesinde çalışmanın yasaklanması (TTB 31.06.1996 44. Büyük kongresi)
MESLEKİ SORUMLULUK Uyarama Cezası Resmi hasta ve sevklerde usulsüz uygulamalar Sevk evraklarına el koymak Sevk edilen hastaları zorunlu durumlar dışında kendisine, yakınına veya ortağına ait muayenehanelere yönlendirici davranışlarda bulunmak (Madde 5)
MESLEKİ SORUMLULUK Geçici Olarak Meslekten Alıkoyma Cezası Mesleğin uygulanması sırasında öğrenilen,hastalara ait sırları yasal zorunluluk dışında açıklamak Muayene ve tedavi sırasında hastaları cinsiyet ırk, milliyet, etnik köken, din ve mezhep, siyasi ve ahlaki düşünce, kişilik ve sosyal durumlarına göre ayrıcalıklı uygulamalar yapmak Acil hastaların gerekli tıbbi tedavi veya girişimlerini başlatmamak, yapmamak yada ilgili kuruluşlara sevkini geciktirmek Meslekte bilgi ve beceri yetersizliğinden ötürü eksik yada yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya zarar vermek (Madde 7)
MESLEKİ SORUMLULUK Suç Duyurusu ve İlan Verilen disiplin cezaları kesinleştiği taktirde disiplin cezasına temel oluşturan eylem ayrıca YTCK uyarınca da suç oluşturuyorsa, oda yönetim kurulunca cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması zorunludur Merkez konseyi, kesinleşen cezayı ve gerekçesini verilen cezanın uygulanması için Sağlık Bakanlığına bildirir Kesinleşen her türlü disiplin cezası gerekçeleri ile birlikte oda bültenlerinde yayınlanır
CEZAİ SORUMLULUK İrtikap suçları: Kamu menfaatlerini kullanarak zorla veya ikna yolu ile haksız kazanç elde edilmesi. Eski ve yeni TCK’larda kanun içeriği ve ceza süresi aynı şekilde korunmuştur. Görevi savsama (vazifeyi ihmal): Memur hekimlerin en sık karşılaştığı suçlardandır. Nöbete gitmemek, adli raporlarla ilgili durumlar, çalışma saatinin ihlal edilmesi v.b. Eski ve yeni TCK’da içeriği değiştirilmeden korunmuştur.
CEZAİ SORUMLULUK Görevi kötüye kullanma (görevi suiistimal): Memur hekimlerin karşılaşabilecekleri en ağır suçlamalardan biridir. Görevini kullanarak karşısındaki kişiden haksız kazanç elde etmek olarak genellenebilir. İrtikap suçundan farkı ilkinde karşı tarafın rızası bulunmazken, ikincisinde her iki tarafında rızası vardır. Yeni TCK’da ceza oranlarında artış bulunmakla birlikte içerik değişmemiştir. T.C.K.nda düzenlenmiş memur suçları kapsamında; görevi ihmal ve kötüye kullanma veya rüşvet ya da benzeri iddialar (Yeni T.C.K. 252-257)
CEZAİ SORUMLULUK Hekim mesleği ve uzmanlığı ile ilgili tıpta kabul edilmiş bilgileri bilmek ve buna uymak zorundadır Bilinmesi gerekeni bilmemek sorumluluk getirir Hekimler çalışmalarını “izin verilen risk” kavramı çerçevesinde yerine getirirler İzin verilen risk; tıbbın kabul ettiği normal risk ve sapmalardır ve hekim bu çerçevede gelişen sonuçlardan dolayı kusurlu sayılmaz Hekimler sorumluluk korkusu ile gereken uygulamalardan çekinirlerse bundan hastalar zarar görür. Bir eylemin yapılmamasının da suç olacağı unutulmamalıdır!
CEZAİ SORUMLULUK Hekim sorumluluğu: Hekimin meslek pratiği ve icrası sırasında bilerek veya dikkatsizlikle veya ihmal yoluyla hastalarına verdiği zarardan, hekimlikle ilgili yasalardaki kurallara uymamaktan, teşhis ve tedavideki gerekli en son bilimsel yöntemleri uygulamamaktan, mesleğindeki acemiliğinden dolayı sorumlu tutulmasıdır. Sorumluluk : Uyulması gerekli hukuk (davranış) kurallarına aykırı düşmenin hesabını verme durumudur. Kusur : Olması gereken davranışta gösterilen irade eksikliğidir. Komplikasyon: İzin verilen risk
CEZAİ SORUMLULUK Eski TCK: Taksirli Suç: Kişi eyleminden doğacak sonucu bilmekte, bu sonucu istememekte ama gerekli önlemleri almamakta veya yetersiz almaktadır. Dikkatsizlik: Hastaya alerjisi olduğunu bildiğiniz bir ilacı vermek Tedbirsizlik: Batın içinde Yabancı cisim unutuyorsunuz Meslekte acemilik – yetersizlik Özen eksikliği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik dışında evrensel tıp değerlerini uygulamamak: Hastayı telefonla tedavi etmek. Hipovolemik şoktaki bir hastayı bekletmek Emir ve yönetmeliklere uymamak Kasıtlı Suç: Eylemin sonuçları biliniyor ve buna rağmen bilerek ve planlayarak yapılıyor.
CEZAİ SORUMLULUK Yeni TCK: Taksirli suç: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi Bilinçli Taksir: Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi. Bu suça ait ceza 1/3'den yarısına kadar arttırılır. (Komplikasyon ?) Olası Kasıt: Kişi bu suç tanımındaki unsurun gerçekleşebileceğini öngörmesine, kestirmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kasıt gerçekleşiyor Kasıtlı suç:…
CEZAİ SORUMLULUK YTCK’da, taksir konusunda ceza süreleri belirgin oranda artırılmıştır. Eski kanunumuzda taksirli adam öldürme suçu iki yıldan beş yıla kadar iken, yeni kanunumuzda birer yıl artırılarak üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüştür. Bu durum yeni kanunumuzun hapis cezasını ertelenmesi için sınırı iki yıl olarak belirlemesinden dolayı (TCK Madde 51), taksirle öldürme suçlarında erteleme olanağı ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bilinçli taksir konusunda yeni kanunumuzun getirdiği bir diğer değişiklik de, bilinçli taksir durumunda şikayet geri çekilse dahi kamu davasının devam edeceğidir
CEZAİ SORUMLULUK YTCK'nın 49. maddesi: Kısa süreli hapis cezaları, adli para cezalarına çevrilebilir. 49.maddenin E fıkrasında; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suç işlenmesi durumunda, mahkum olunan cezanın yarısından 1 katına kadar süreyle meslek ve sanatı yasaklama cezası verilebileceği belirtiliyor. Bilinçli taksir durumunda; ceza adli para cezasına çevrilememekte. Eğer kişi, kasten (olası kasıt da olabilir) bir suç işlemiş ise; mesleğini icra etmekten ömür boyu yasaklanabiliyor Meslekten geçici olarak men etme hakkı; Türk Tabipler Birliği'ne aitti, bu kanun ile bu yetki mahkemelere de verilmektedir. Mahkeme; olası kasıtla hekimi bağdaştırması durumunda kişinin diplomasını alıp, ömür boyu meslekten men etme hakkına sahip
CEZAİ SORUMLULUK YTCK'nın 66. maddesi: zaman aşımı süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarılmıştır. YTCK'nın 73. maddesi: fail - hekim suçu kabul ederse ve mağdur olan davalı da 'evet, suçu kabul etti. Bana gerekli tazminatı da verecek' diyorsa; dava ya açılmaz veya açılırsa da düşer“
CEZAİ SORUMLULUK Yeni TCK Madde 83: “Kasden öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında; temel ceza olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 20-25 yıl, müebbet hapis cezası yerine 15-20 yıl, diğer hallerde 10-15 yıl hapis cezasına hükmedilebilir veya cezada indirim yapılmayabilir. Bir sağlık kuruluşunda görev yapan tabibin, durumu acil olan hastaya müdahale etmemesi hali; “ihmali davranışla” ölüme sebebiyet kabul edilmekte, ihmal ile öldürmenin kasten işlenmesi; ölümü öngörmesine rağmen, yükümlülüğü yerine getirmeme olarak tanımlanmaktadır.
CEZAİ SORUMLULUK Yeni T.C.K. 85.madde: Taksirle Öldürme; eski T.C.K. 455’in tam karşılığıdır. Taksirle bir insanın ölüme sebebiyet halinde; 2-6 yıl hapis, taksir; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek-örneğin ölüm-gerçekleştirilmesidir (MD.22/2) Yeni T.C.K. Madde 89: Taksirle Yaralama; taksirle başkasının vücuduna acı veren, sağlığı ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi; 3ay-1 yıl hapis cezası ile cezalandırılır.
CEZAİ SORUMLULUK Yeni T.C.K. Madde 90: İnsan üzerinde deney yasağı ve hukuka uygunluk halleri; hastayı tedavi amaçlı deneme; 4.fıkra; bilinen tıbbi tedavi yöntemlerinin sonuç vermemesi, aydınlatılmış yazılı onam ve uzman hekim tarafından hastane ortamında yapılması halinde ceza sorumluluğu kalkıyor. (yeni suç)
CEZAİ SORUMLULUK Yeni T.C.K. Madde 91: Organ veya doku ticareti, hukuken geçerli rıza (Yazılı Aydınlatılmış Onam) olmadığı halde cezalandırılır: *Organ alma; 5-9 yıl *Doku alma; 2-5 yıl *Ölüden organ-doku alma; 1 yıla kadar hapis *Alan-satan-aracılık eden; 5-9 yıl hapis *Örgütlü faaliyet; 8-15 yıl hapis+ağır para cezası ile cezalandırılır.
CEZAİ SORUMLULUK Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesiMADDE 98: (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
CEZAİ SORUMLULUK Yeni T.C.K. Madde 99: Çocuk Düşürtme Rızası olmaksızın kadının çocuğunu düşürme; 5-10 yıl hapis cezası (Beden ve ruh sağlığı açısından zarar varsa;6-12 yıl, kadın ölürse;15-20 yıl) Tıbbi zorunluluk yoksa, rıza olsa dahi 10 haftadan fazla çocuğu düşürtme;2-4 yıl (beden ve ruh sağlığı zararı;3-6 yıl, kadın ölürse;4-8 yıl) Bu durumda çocuğun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur Suç mağduru kadının suç sonucu gebe kalması halinde, 20 haftaya kadar gebelik rıza ile sonuçlandırılabilir, ancak uzman hekim ve hastane ortamında yapılması koşuldur.
CEZAİ SORUMLULUK Madde 101: Kısırlaştırma: Rıza olmaksızın kadın veya erkeğin kısırlaştırılması 3-6 yıl hapis, Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde 1 ila 3 yıl hapis cezası Madde 135-136: Kişisel veriler (Sağlık verileri) hukuka aykırı olarak verme (1-4 yıl hapis) Madde 137/b-belli bir meslek yada sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanma halinde cezada artırım.(1/2 oranında) Madde 172: Radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
CEZAİ SORUMLULUK Madde 187: Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma (tabip işlerse 1/3 oranında artırım) Madde 188: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti- (8);tabip işlerse ½ artırım Madde 190: Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma-(2)-tabip işlerse ½ oranında artırım.
CEZAİ SORUMLULUK Madde 204-207-276: Gerçeğe aykırı bilirkişilik, rapor düzenleme ve benzeri hekimlik uygulamasında sahtecilik serbest ya da kamu görevlisi tüm hekimler için suçtur. Madde 287: Genital Muayene; Yetkili hakim ve savcı kararı olmadan genital muayene (adli amaçlı cinsel muayene) yapma 3ay-1 yıl hapis
CEZAİ SORUMLULUK Tıbbi Malpraktis Yasa Tasarısı ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Cezai Hükümler Madde: 13- Hasta haklarına uymama : Adli ceza gerektirmez,meslek örgütünün veya idarenin soruşturması kapsamında değerlendirilir. Madde:14 – Hekimin yaptığı tıbbi müdahaleden dolayı kişi bir zarar görmüşse ,sonuçta ölüm meydana gelmiş bile olsa yapılan müdahale "komplikasyon" olarak değerlendirildiği zaman her hangi bir cezai müeyyide uygulanmaz. Madde:15- Hekimin eylemi hatalı hekimlik uygulaması (tıbbi malpraktis) olarak değerlendirilirse , ilgili yasa hükümlerine göre taksirli davranış sonucu yaralama ve ölüme sebebiyetten soruşturma ve yargılanma uygulanır.
CEZAİ SORUMLULUK Tıbbi Malpraktis Yasa Tasarısı DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bilirkişilik Madde:16- Ceza mahkemeleri bilirkişi olarak ATK ve Sağlık Bakanlığı Tıp Hukuku ve Etiği Yüksek Kurulu'na (THEYK) veya özel bilirkişilere başvurur. ATK raporları teknik bilirkişilik, THEYK raporları ise her olayın kendi şartları içinde değerlendirileceği genel bilirkişilik işlevini görür. Halen mevcut olan Yüksek Sağlık Şurasının adli bilirkişilik görevi kaldırılmıştır. Madde:17- THEYK, farklı uzmanlık dallarından olmak üzere Tıp fakültelerinden 5 üye , SB.Eğitim Hastanelerinden 5 üye, TTB (Uzmanlık Derneklerinden) 5 üye ve Üniversite Adli Tıp Anabilim Dallarından seçilen 3 üyeden oluşur. Kurul çalışma esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
CEZAİ SORUMLULUK Tıbbi Malpraktis Yasa Tasarısı TTB (Uzmanlık Dernekleri) üyeleri: İkamet ettikleri ve görev yaptıkları illerde İl Adli Yargı Adalet komisyonları tarafından görevlendirilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, başvuru tarihinde yirmibeş yaşından büyük, bilirkişilik yapacağı alanda en az üç yıllık meslekî deneyime sahip, Affa uğramış ya da ertelenmiş olsa bile devlete karşı işlenen suçlar ile basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs gibi bir suçtan veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık suçlarından biriyle hükümlü bulunmayan, disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamış veya sanat icrasından geçici olarak yasaklanmamış, komisyonun bağlı bulunduğu il çevresinde oturan veya meslekî faaliyeti icra eden, başka bir komisyonun listesinde kayıtlı olmayan
CEZAİ SORUMLULUK Mesleki bilgi sorumluluğu İlaç kullanılmasında hekim sorumluluğu Sır saklama sorumluluğu İhbar sorumluluğu Aydınlatma sorumluluğu ve hasta rızası Acil olgularda hekim sorumluluğu Tazminat sorumluluğu
Mesleki bilgi sorumluluğu: Hekim mesleği ve uzmanlığı ile ilgili tıpta kabul edilmiş bilgileri bilmek ve buna uymak zorundadır Bilinmesi gerekeni bilmemek sorumluluk getirir Hekimler çalışmalarını “izin verilen risk” kavramı çerçevesinde yerine getirirler İzin verilen risk; tıbbın kabul ettiği normal risk ve sapmalardır ve hekim bu çerçevede gelişen sonuçlardan dolayı kusurlu sayılmaz Hekimler sorumluluk korkusu ile gereken uygulamalardan çekinirlerse bundan hastalar zarar görür. Bir eylemin yapılmamasının da suç olabileceği unutulmamalıdır
İlaç Kullanılmasında Hekim Sorumluluğu Hekimin sorumluluğu yapım hatalarında çok ilacın kullanılması ile ilgili özensizliklerde söz konusudur Hekim,ilacın kullanılması ile ilgili tüm bilgileri eksiksiz olarak hastaya anlatmak ve gerektiğinde bunları reçeteye yazmakla yükümlüdür İlacın kullanılması ve yan etkileri hakkında bilgi vermede eksikliklerin doğuracağı zarardan sorumluluk söz konusudur Hastanın ilacın yapımcı firması tarafından verilen tanıtıcı bilgileri okumamış olması hekimi sorumluluktan kurtarmaz
Hekimin Sır Saklama Zorunluluğu Hekimler görevleri esnasında öğrendikleri hasta sırlarını açıklayamazlar Sır saklama, bir meslek ahlak kuralı olmasının yanısıra kanunlarda bir kişinin sırrı kişilik haklarındandır Bu sırrın üçüncü şahıslara açıklanması maddi ve manevi tazminat talebine yol açmaktadırHer yerde söylenebilecek türden bilgiler sır olarak sayılmasa da eğer hasta bu gibi durumları hekimden sır olarak saklamasını isterse sır kapsamına girer Bilimsel yayınlarda hastanın kimliğinin saklı tutulmasına özen gösterilmelidir Hastanın resminin yayınlanması zorunluluğu varsa kimliğini ortaya çıkaracak özellikler gizlenmelidir Meslek sırrının açıklanması kanunen yasaklanmıştır YTCK Madde 135-136-137-Kişisel veriler (Sağlık verileri) hukuka aykırı olarak verme(1-4 yıl hapis)
Sır Saklama Zorunluluğu Bulunmayan Durumlar: Hastanın açık rızasına dayanan açıklamalar Halk sağlığını tehdit eden hastalıklar ve gıda zehirlenmeleri Uzman doktorun stajyere hastayla ilgili bilgi vermesi Hastahane protokol defterine yapılan kayıtlar Yasal bir zorunluluk yoksa hekim mahkemede olayın meslek sırrı oluşturduğunu öne sürerek şahitlikten çekilme hakkına sahiptir Verilen raporun gerçeğe uygun olmadığı ileri sürülürse,gerçeğin kanıtlanması için hekim meslek sırrını açıklayabilir
Adli Vakanın İhbar Edilmesi Zorunluluğu: Eski TCK’nın 530. maddesi hekimlerin ihbar yükümlülüğünün yalnızca “hastaya karşı işlenen bir duruma” rastladıklarında söz konusu olduğunu, kendisine başvuran hasta veya yaralının bir suçun faili olması durumunda ihbar yükümlülüğü olmadığını belirtmekte idi. Bu durum YTCK ile tamamen değişmiştir ve 280. kanun maddesi ile, hekimleri bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmaları durumunda yaralının (mağdur mu? - fail mi? ayrımını yapmadan) ihbar etmesini istemektedir. Durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer Hekim kamu görevlisi ise cezası 279. madde uyarınca ceza iki yıla çıkmaktadır.
Aydınlatma Sorumluluğu Ve Hasta Rızası: Hekim hastayı, o anki sağlık durumu ve konulan tanı Önerilen tedavi yönteminin türü Amaçlanan tedavi yönteminin başarı şansı ve süresi Amaçlanan tedavi yönteminin hastanın sağlığı için arz ettiği riskler Verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri Hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar konusunda aydınlatmalıdır. Hekimin hastaya uygulayacağı tedavi ve ameliyat hakkında bilgi vermesi zorunludur (1219 sayılı "TŞSTİ Dair Kanun"un 70. Maddesi, “Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi"nin 14. maddesi, “Hekimlik Meslek Etiği Kuralları"nın 26. ve 27. maddeleri, 1998 yılında çıkarılan "Hasta Hakları Yönetmeliği"nin 7-15-18-19-20-22-24-25-26-27-28-29-31-32-33-34-35. maddeleri”)
Hekimin Hastasına Bilgi Verme Zorunluluğu: Bu iznin yazılı olması esastır. Ellerini kullanamadığı durumlarda bile hastanın yakınlarının da olduğu bir tutanak tutulmalı eğer hasta reşit değilse hastanın velisi tarafından imzalanmalıdır Hastanelerde her hasta için genel olarak hazırlanmış hasta yada yakınlarının kendisine gerekli görülecek her türlü tedavi ve ameliyata razı olduğunu ifade eden matbu belgelerin doldurularak imzalanması genel muvafakat olarak nitelendirilir Ancak ameliyat esnasında bu belgelerde söz konusu edilmeyen bir zarar yada sekel meydana gelmesi halinde;hastanın uygulanan tedavinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek dava açması söz konusu olabilir
Acil Olgularda Hekim Sorumluluğu: Hekim konumu ve uzmanlığı ne olursa olsun ‘adli ve acil’ hastaya bakmak zorundadır (Tıbbı Deontoloji Tüzüğü 3. madde) Bu durumlarda hastalarda sosyal güvence ve sosyal durum kesinlikle aranmaz Asker sivil ayrımı yapılmaksızın ilk müdahalenin her hastanede yapılması gereklidir Yerel olanakların kısıtlılığından gelişecek durumlardan hekimin yasal sorumluluğu söz konusu değildir. Hekimlik hukukta ‘riskli bir meslek’ kabul edildiğinden hatalı uygulama dışında acil olgularda hekim için cezai ve hukuki sorumluluk yoktur
Acil Olgularda Hekim Sorumluluğu: Acil vakalar için hasta kabul kağıtları poliklinik kayıtları gerekir, bir taraftan öncelikle muayene ve tedavisine başlanır, diğer taraftan muayene ve müşahade kayıtları tamamlanır İlk yardım ve acil tedavi en uygun biçimde yapıldıktan sonra hekim tarafından gerekli görülürse hasta ileri bir merkeze sevk edilir Hasta hayati tehlike geçtikten sonra sevk edilmelidir Hasta yakın takip gerektiriyor ise nakli esnasında yanında hekim bulunmalıdır, çünkü yolda olabilecek ölüm olayında sevk eden kişi sorumlu tutulur
Acil Olgularda Hekim Sorumluluğu: Acil servise ölü duhül olarak gelen vakalar mutlaka tekrar muayene edilerek ölüm teyit edilmelidir Olayın adli bir vaka olduğundan şüphe ediliyorsa olay nöbetçi amirine bildirilmelidir Ölüm tanısı konulduğunda nöbetçi tabip tarafından ölüm raporu hazırlanır
HEKİMİN HUKUKİ (TAZMİNAT) SORUMLULUĞU Hekimler meslekte kusur yapmaları halinde cezadan ayrı özel hukuk – borçlar hukuku yönünden de sorumludur. Özel hukukta bir kimseyi bile bile yada ihmal yoluyla zarara uğratan kişi bu zararı ödemekle yükümlüdür Tedbirsizlik,dikkatsizlik ve meslekte acemilik nedeni ile zarar oluşmasında rıza olsa da sorumluluk vardır. Hasta için de ‘hekimin sorularına doğru cevap verme’,’tedaviyi başarısız kılabilecek davranışlardan kaçınma’ yükümlülüğü mevcuttur Her ne kadar "cezayla - hukuk birbirini bağlamıyor" deniyorsa da, pratikte tazminatlar ceza davalarıyla birebir paralel gider.
ADLİ OLGULAR VE ADLİ RAPORLAR Adli raporlar mahkeme tarafından delil olarak kabul edilen,yargılamanın seyrini ve sonucunu direkt olarak etkileyen belgelerdir Dava dosyasının önemli bir belgesidir Tıbbi delillere dayalı olmalıdır Dürüstlüğü ve tarafsızlığı göstermelidir Tam ve ayrıntılı olmalıdır,problemin dışına çıkmamalıdır Açık, sade ve anlaşılabilir şekilde olmalıdır Çelişkili yorumlara yol açacak sonuçlar içermemelidir
ADLİ OLGULAR VE ADLİ RAPORLAR 1219 sayılı kanunun 13. maddesine göre rapor yazma yetkisi ancak hekimlere aittir. Kamuda ve serbest çalışan her hekim rapor verebilir Adli muayene sadece yetkili resmi makamların isteği üzerine yapılır Rapor verilenin kimliğinden kesin emin olunmalıdır Hekim hastayı bizzat görmeli ve muayene etmelidir Başkasının ifadesine dayanarak rapor düzenlenmemelidir Güvenlik mensuplarının duymayacağı ve görmeyeceği bir yerde tamamen soyularak muayene yapılmalıdır
ADLİ OLGULAR VE ADLİ RAPORLAR Raporda, istek yazısının makamı, tarihi ve sayısı belirtilmeli, kimlik bilgileri ayrıntılı olarak yazılmalı, tarih, saat ve protokol numarası yazılmalıdır Olayın bilinen oluş şekli ve zamanı yazılmalıdır Şuur,genel durum belirtilmeli, lezyonlar ayrıntılı olarak, tıbbi önemi olmayanlar da dahil olmak üzere belirtilmeli, gerekirse fotoğraf çekilmelidir Tıbbi terim kullanılmasından kaçınılmalıdır Şüpheli bulgulara göre kesin kanaat getirilmemeli ancak sonuç kısmında ‘olabilir,olursa,olmazsa vb.’ ifadelerden kaçınılmalıdır Sır niteliğinde bilgiler içeren raporlar gizlilik korunarak doğrudan mahkemeye iletilmelidir
ADLİ OLGULAR VE ADLİ RAPORLAR TCK-765
Adli Olgular Ve Adli Raporlar YTCK-5237 Hayatını tehlikeye maruz kıldığı - Yaşamını tehlikeye soktuğu 1-10 güm MI – BTM ile giderilebilir 10 ve üzeri MI - BTM ile giderilemez Vücuttaki kemik kırıkları, kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre HAFİF (1), ORTA (2-3) ve AĞIR (4-5-6) olarak sınıflandırılmıştır Eklem çıkıkları da iskelet sistemindeki anatomik bozukluklar olduğundan bu sınıflama içinde değerlendirilmiştir. Vücutta birden fazla kemik kırığı bulunması halinde hayat fonksiyonlarındaki etkinin saptanması açısından skorlamaya gidilmiştir
BATIN-PELVİS BÖLGESİ: Pelvis Kemikleri: - İliak kemikte küçük kopma kırığı (1) - İliak kemikte korpusta kırık (2) - İliak kemikte korpusta açık kırık (3) - İliak kanat kırığı (duverney) (2) - İliak kanat açık kırığı (3) - İskion kırığı (2) - Pubis kırığı (2) - İskion pubis müşterek kırığı (3) - Symphysis Pubis ayrılması (Basit; 0-5 cm arası) (3) - Symphysis Pubis ayrılması (Ağır; 5 cm’den fazla) (4) - Asetabulum kenar kırığı (tavan/üst dudak) (2) - Asetabulum kubbe kırığı (taban) (3) - Asetabulum kırıklı çıkığı (santral luksasyon) (4) - Sakroiliak ayrılma (Kırık tek taraflı ise) (3) - Sakroiliak ayrılma (Kırık çift taraflı ise ) (4) - İskion kır. + pubis kır. + sakroiliak ayrılma (Tek taraflı )(4) - İskion kır. + pubis kır. + sakroiliak ayrılma (Çift taraflı ) (5) Vücutta birden fazla kemik kırığı bulunması halinde hayat fonksiyonlarındaki etkinin saptanması için Kırılan her bir kemiğin derecesi bulunacak, bunların kareleri alınarak toplanacak ve çıkan toplamın karekökü alınacaktır. Çıkan sonucun küsuratlı olması halinde; küsurat 0,5’den yüksek ise bir üst derece alınacaktır.
Adli Olgular Ve Adli Raporlar YTCK-5237 Uzuv tatili – devamlı uzuv zaafı: Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması - yitirilmesi Çehrede sabit eser - çehrenin daimi değişikliği: Yüzünde sabit ize - yüzünün sürekli değişikliğine neden olma – değerlendirme ve sınırlar. Farik ve mümeyyiz (11-15y) - suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğu (12-15y)
Adli Olgular Ve Adli Raporlar Rapor yazım hataları sonucu hekim sorumluluğu: Hatır veya menfaat karşılığı rapor verilmesi ve bariz hata içeren raporlar dışında hekimin cezai sorumluluğu yoktur. Hatalı rapor sonucu ortaya çıkan zarar için tazminat hakkı doğabilir. Rapor yazımındaki en önemli aksaklıklardan birisi; tıbbi terimlerin anlaşılamaması ve bundan doğan yanlış anlamalar, ikincisi ise yara niteliklerinin ayrıntılı olarak yazılmamasıdır. Rapordaki eksikliğin giderilmesi için hekimin mahkemeye çağrılması ile gereksiz zaman ve prestij kaybı yaşatılmamalıdır. .
SONUÇ YTCK’da hekimlik uygulamasında cezai sorumluluğu düzenleyen birçok kanun maddesinde içerik değişikliği olmuş ve ceza oranları artmıştır. Kasıt ve ihmal dışında mesleki uygulamanın kaçınılamaz olumsuz sonuçları (komplikasyon) ve öngörülemeyen riskler için de hekimin hem de iki kat cezalandırılması söz konusu olmaktadır. Öte yandan yasanın bu maddesi, hekimlerin savunmacı bir tutum geliştirerek riskli tıbbi işlemlerden kaçınmasına ve dolayısıyla hastaların zarar görmesine yol açabilecektir Bu durum; hekimlerde “defansif hekimliğin” gelişmesine neden olacaktır.
SONUÇ Defansif hekimliğin engellenmesi amacıyla; mutlaka “hekim kötü uygulamalarında cezai sorumluluğu” içeren daha kapsamlı Malpraktis yasası oluşturulmalıdır. Özellikle hekim hatalarında “bilirkişilik müessesesi” için ilgili uzmanlık derneklerinin mahkemeler tarafından değerlendirilmesi ve ilgili uzmanlık derneklerinin de kendi bünyelerinde bu hizmeti verecek yapılanmayı oluşturmaları gereklidir. Hekimler kendilerini ilgilendiren mesleki, idari ve hukuki sorumlulukları konularında eksikliklerini gidermeli ve bu amaçla yeni TCK’daki ilgili kanun maddelerini öğrenmeli ve “kanunu bilmiyordum” mazeretini öne sürmemelidir!
SAYGILARIMLA Op.Dr.Ergin ETKİN