HÜKÜMETLER-DIŞI ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER (Sivil Toplum Örgütleri)
Sivil Toplum Örgütlerinin Tanımı ve Özellikleri Modern anlamda sivil toplum özgür iradeli bireylerin somut çıkarları için eşit koşullarda bir araya gelerek örgütlenmelerine dayanır. BM”nin 1968 tarihli 1296 sayılı kararı sivil toplum örgütlerini şu şekilde tanımlamaktadır: “devletlerarası antlaşmayla kurulmamış bütün uluslar arası örgütler hükümet dışı örgüt kabul edilir”. Yukarıdaki tanım aynı zamanda sivil toplum örgütleri açısından tarif edici ve belirleyici nitelik taşımaktadır.
Özellikleri Sivil toplum örgütlerinin ortak yönleri göz önünde bulundurularak bazı ortak genel özelliklerden söz edilebilir: Bu örgütler belli bir konu üzerinde yoğunlaştıkları için kısa sürede uzmanlaşır ve güçlenirler, çok çeşitli sorunlarla çözüm bulmak zorunda olan kamu kuruluşlarına göre bu özellikleri sivil toplum örgütlerine avantaj sağlar,
Bu örgütler gönüllü katılım ve ülkü birliği esasları üzerinde oluştukları için geniş ölçekli kitle desteğine sahiptirler, yüksek motivasyonla çalışırlar, STÖ”ler siyasal yada dinsel farklılıklara bakılmaksızın çok geniş kitlelere ulaşabilirler, partiler üstü bir konuma sahiptirler, STÖ”lerde görüşler ve fikirler değil, ilkeler ve eylem ön plana çıkar, STÖ”ler siyasal iktidarı ele geçirmek gibi bir hedefleri olmamakla birlikte bazen Polonya”daki Dayanışma Sendikası yada Almanya”daki Yeşiller harekatı gibi zamanla bir siyasal partiye de dönüşebilirler, Her bir STÖ ya yeni bir iddiayla ortaya çıkmak yada kendini sürekli yenilemek durumundadırlar. Bu nedenle, siyasal partilere ve kamu kuruluşlarına göre çok daha dinamiktirler, STÖ”ler kamunun yetersiz kaldığı eğitim, sağlık, kültür, bilim,sosyal yardım gibi pek çok alanda destekleyici rol üstlenerek çok önemli bir kamu hizmeti görevini yerine getirirler.
Sivil Toplum Örgütlerinin Küreselleşmesi: Hükümetler-Dışı Uluslar arası Örgütler Özellikle, 1990”lı yılların başında Doğu Bloku”nun çöküşü ve Sovyetler Birliği”nin dağılmasıyla birlikte başlayan etnik ve sınır çatışmalarının en önemli konusu olan insan hakları ve çevre temelli açılımlar ulusal ve uluslar arası sivil toplum kuruluşlarını ciddi olarak uluslar arası toplumun gündemine taşımıştır. Bu çerçevede gerek BM ECOSOS ve gerekse Avrupa Birliği gibi örgütlerin aldığı kararlarla sivil toplum kuruluşlarına yeni roller ve misyonlar verilmiştir.
Hükümetler – dışı örgütlerin sayısının artması BM”nin 1992 yılında Rio de Janeiro”daki Çevre ve Kalkınma Konferansıyla olmuştur. Dikkat edecek olursak, bu durum Soğuk Savaşın hemen sonrasında ortaya çıkmış ve STÖ”ler yeni bağımsız cumhuriyetlere yönelik faaliyetler de gerçekleştirmeye başlamamışlardır. Uluslar arası düzeyde faaliyet gösteren STÖ”lere BM tarafından kabul belgesi verilmekte ve bu örgütler BM güdümünde faaliyet göstermektedirler. 1995”lerde bu tür örgütlerin sayı 1500”leri bulmuştur. Giderek prestiji artan hükümet-dışı uluslar arası örgütler ve sivil toplum kuruluşları yeni bir sektör olarak kabul edilmenin yanı sıra, Üçüncü Dünya Ülkelerinin kalkınmasında yeni bir yaklaşım biçimi olarak da görülmektedir.
Uluslar arası Af Örgütü (Amnesty International –AI) Uluslar arası af örgütünün temel amacı, devletlerin çeşitli sebeplerle imzalamak zorunda kaldıkları ya da imzaladıkları uluslar arası sözleşmeleri uygulamaya zorlamaktır. Bunun yanı sıra, ülkeler arasında ileri düzeyde anlaşmalar oluşmasını sağlamak ve bu anlaşmaların kabul edilmesi yolunda uluslar arası topluma baskı oluşturmaktır. Bunlarla birlikte örgütün çalışma konuları şu başlıklar altında incelenebilir: İşkence ve kötü muameleyi sona erdirme, Tüm siyasi mahkumlar için hukuk devletine yaraşır bir yargılama süreci uygulama, İdam cezasının kaldırılması, Şiddet kullanımı yada şiddet kullanımını teşvik sebepleri dışında etnik köken, cinsiyet, dil, ten rengi, din veya siyasi görüş yüzünden tutuklanmış bulunan herkesin salıverilmesi. 1970 yılında “onur kırıcı muamele, şiddet ve işkenceye karşı insan değerini koruma için yapılan çalışmalar nedeniyle” Nobel Ödülü alan örgüt, çalışmalarını BM ile işbirliği çerçevesinde kurmakta ve 160”da fazla ülkeye yönelik faaliyet göstermektedir.
Yeşil Barış (GreenPeace) GreenPeace kar amacı gütmeyen, 1971 yılında kurulan uluslar arası bir çevre kuruluşudur. Çalışmalarını bağımsız olarak yürütmek için devletlerden, şirketlerden yada siyasi partilerden bağış ve sponsörlük kabul etmemektedir. Yürüttüğü çalışmaların kaynağını sadece bireylerden aldığı maddi ve manevi destek oluşturmaktadır. Uluslar arası ve ulusal hükümet-dışı örgütlerle de işbirliği şeklinde faaliyetini sürdüren GreenPeace dünyada bilimsel verilere dayalı kritik çevre konuları üzerinden çalışmalar yürütmektedir: Okyanuslar ve yaşlı ormanların korunması, İklim değişikliğini durdurabilmek için fosil yakıtlarının kademeli olarak sonlandırılması ve yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi, Nükleer silahlanma ve nükleer kirliliğe son verilmesi, Zehirli kimyasalların ortadan kaldırılması, Genleri ile oynanmış organizmaların doğaya bırakılmasının önlenmesi,
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rigts Watch) İnsan Hakları İzleme Örgütü 1975 Helsinki Nihai Senedi”nin kabul edilmesinden sonra 1978 yılında kurulmuştur. Örgütün temel amacı global düzeyde insan hakları savunuculuğu yapmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için dünyanın çeşitli bölgelerinde izleme komiteleri oluşturulmuştur. Soğuk savaşın bitmesiyle örgüt temel olarak bu dönemde ortaya çıkan yeni ülkelere yönelik faaliyetlerde bulunmaktadır. Özellikle, 1990”lı yılların başından itibaren kadın ve çocuk haklarının ihlal edilmesine ilişkin ciddi uyarılar yapmış ve raporlar hazırlayarak uluslar arası toplumun gündemine bu meseleleri taşımıştır.