Büyüklerimiz, sabırlı olmasını istedikleri kişiye niçin "Allah sana Eyüp sabrı versin." derler?
Sabır Örneği: Hz. Eyüp Hz. Eyüp denince akla hemen sabır gelir. Eyüp a.s. çok zengin idi. Sayısız malı-mülkü, bir çok oğlu kızı bulunuyordu. Bu zenginliği onu kibirlendirmiyor, şımartmıyordu. Allah’a daha fazla ibadet ediyor, malını da insanlarla paylaşıyordu.
Hz. Eyüp fakirlere yardım etmek için oğullarını görevlendirir. Şehirde yardıma muhtaç bir kişi bırakma-malarını ister. Devam Ediniz
Yüce Rabbimiz (cc), Hz. Eyüp’ü (as) sabır ve teslimiyette bütün insanlığa örnek göstermek istiyordu. Bu sebeple onu büyük bir imtihana tabi tuttu.
Allah önce Hz. Eyüp’ün bütün malını, mülkünü elinden aldı. Çocukları da bir bir vefat etti. Hz. Eyüp çok zor durumda kalmıştı. Ama bütün bunlara rağmen en ufak bir şikayette bulunmuyor, sabır ve şükür gösteriyordu.
İmtihanlar devam ediyordu. Daha sonra Allah, Hz. Eyüp’e çok ağır bir hastalık verdi.
Eyüp peygamberin hastalığı her geçen gün artıyor, şiddetleniyordu Eyüp peygamberin hastalığı her geçen gün artıyor, şiddetleniyordu. Fakat bu durumda bile o sabrediyor şikâyette bulunmuyordu, Bu sabırla çektiği acılara karşı kendisini daima güçlü hissediyordu,
Hz. Eyüp yakalandığı hastalığın yanı sıra bir de şeytanın olumsuz telkini ile karşı karşıya kalmıştı. Ancak Hz. Eyüp bu sıkıntısını samimi olarak Allah''a açmış ve O'ndan yardım dileyerek dua etmişti:
“Kulumuz Eyüp‘ü da hatırla “Kulumuz Eyüp‘ü da hatırla. Hani o: "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti.” (Sa''d Suresi, 41)
Hz. Eyüp’ün hastalığı artınca, insanlar yanına yaklaşamıyorlardı. Oda insanlardan uzak bir yerde kalmaya karar verdi. Yanında sadece eşi vardı. Devam Ediniz
Cenab-ı Hak, zamanla Hz. Eyüp’ün hastalığını daha da artırdı Cenab-ı Hak, zamanla Hz. Eyüp’ün hastalığını daha da artırdı. Neticede yüce peygamber, dil ve kalbiyle yapabildiği kulluk vazifesini dahi yerine getiremez hale gelmişti.
Kalbi ve dili hariç bütün vücudunda çıbanlar çıkmış, iltihaplı yaralar açılmış, yaralarına kurtlar dolmuş ve vücudu bozulup kokmaya başlamıştı.
- Ya Rabbi. Hastalığım artık bana zarar vermeye başladı - Ya Rabbi! Hastalığım artık bana zarar vermeye başladı. Kalben kulluk vazifemi yapmama, dil ile Seni zikretmeme mani oluyor. İbadetsiz yaşayamam. Halimi Senin merhametine havale ediyorum.
O, bu duayı sıhhat ve rahatı için değil, sırf ibadetinden geri kalmamak için yapıyordu. Allah onun bu samimi duasını kabul etti.
Allah O’ndan ayağını yere vurmasını, oradan çıkacak suyla yıkanmasını ve o suyu içmesini söyledi. Hz. Eyüp denileni yaptı ve eski sağlığına kavuştu.
Aynı zamanda Cenab-ı Hak ona eski zenginliğinden daha büyük bir zenginlik ve çok evlat verdi. Hz. Eyüp şimdi eskisinden daha zengin, daha refah, daha sağlıklı ve huzurlu bir hayata kavuşmuştu.
“Eyyûb da: "Başıma bir bela geldi, (sana sığındım), sen merhametlilerin en merhametlisisin" diye Rabbine nida etti. Biz de onun duasını kabul ettik de başına gelenleri kaldırdık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik .” (Enbiya s. 83-84 A.)
Hz. Eyüp (a.s.) ın gösterdiği sabır ve şükür neticesinde Allah’ın yardımı gelir. Devam Ediniz
Hz. Eyüp’ün, hastalığı karşısında tavrını nasıl buluyorsunuz? Hastalığına bağlı sıkıntılarını nasıl gidermeye çalışmıştır?
3. Hz. Eyüp hastalığının daha da artmasından niçin endişe etmiştir? 4. Hz. Eyüp’ün hastalığı sırasında eşinin tavrını nasıl buldunuz?
Hz. Eyüp’ün kıssasından ne gibi dersler çıkarabiliriz?
Edindiğiniz bilgilerden hareketle aşağıdaki cümleleri tamamlayınız. Hz. Eyüp sabırlıydı. Çünkü………………………………………………………………………………………………………… Ben sabırlıyım. Çünkü…………………………………………………………………………………………………………
Bu Kıssadan çıkarılacak dersler, Hayatımızın her anı değişik imtihanlarla dolu. Bu imtihanlar sabır ve azimle başarıldığı takdirde bizi olgunlaştırır ve Rabbimize yaklaştırır.
Her insanın hayatının değişik karelerinde yaşadığı ve insana sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu öğreten bir imtihanımız da; Hastalık. Hastalık asla istenmez, ancak geldiğinde de sabredilir.