Doç. Dr. ATİLLA SANDIKLI BİLGESAM Başkanı YUMUŞAK GÜÇ SAVAŞLARI Doç. Dr. ATİLLA SANDIKLI BİLGESAM Başkanı
Giriş Güvenlik, güç ve savaş kavramları tarihsel bir süreç içinde teknolojik, siyasal, sosyal ve hukuksal gelişmelere bağlı olarak bir evrim geçirmiştir Klasik Dönem Savaşları (Ok, Yay, Piyade, Süvari, Savaş Arabaları vs.) Erken Modern Dönem Savaşları (Cephe Savaşları, Yivsiz Tüfek, Top) Modern Dönem Savaşları (Topyekun Savaşlar: Askeri, nüfus ve ekonomik güç) (Manevra Savaşları: Hava Kuvvetleri, füzeler ve Tanklar)
Giriş Soğuk Savaş sonrası dönemde ise post-modern savaş yöntemleri ortaya çıkmış ve bu savaşlarda asimetrik yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Düşük Yoğunluklu Savaşlar (İç çatışmalar, Terör Örgütleri, Mafyalar, Gizli Servisler ve Özel Kuvvetler) İleri Teknoloji Savaşları (Yıldız Savaşları, Siber Savaşlar, Etki Odaklı Savaş) Yumuşak Güç Savaşları (Parçalanmış Yapılar, Eylemler, Halk ayaklanmaları, Sosyal Medya)
Güvenlik Günümüzde Güvenlik; Güvenlik; Sistem Siyasi Devlet Askeri Toplum Birey düzeyinde analiz edilmeye başlanmıştır. Güvenlik; Siyasi Askeri Ekonomik Toplumsal Çevresel beş boyutlu sınıflandırılmaktadır
Güç Kavramı Genellikle realist yaklaşımla özdeşleştirilen güç kavramı, gerçekte farklı şekillerde İdealizm, Marksizm, Feminizm ve Eleştirel yaklaşımlarda da önemli bir yer tutmaktadır. Uluslararası ilişkiler tarihi bir bakıma güçlerin oluşumu, gelişimi, mücadelesi ve ilişkileri tarihidir.
Güç Kavramı Uluslararası İlişkiler literatüründe güç kavramını tanımlayan bir çok yazar bulunmaktadır. Hans Morgenthau: Güç; hem bir ilişki türü, hem uluslararası politikanın en temel amacı, hem de amacın gerçekleştirilmesi için bir araçtır. Kalevi J. Holsti: Güç; bir ülkenin ödül, ikna ve zorlama gibi yöntemlerle karşı tarafın çıkarlarını etkileme ve yönlendirebilme kapasitesidir. Robert Dahl: Güç; bir aktörün bir diğer aktöre normalde yapmayacağı bir şeyi yaptırabilme kapasitesidir.
Güç Kavramı Kenneth N. Waltz: Güç; karşılıklı bağımlılığa dayalı bir uluslararası sistemde diğer aktörlerden bağımsız karar alabilme ve onların kararlarından en az etkilenme kapasitesidir. Robert Keohane ve Nye: Gücü vurgulamada “Kompleks Bağımlılık Teorisi”ni kullanır. Bu teoriye göre güç için; gündem belirleme, uluslar ve hükümetler arası ilişkiler geliştirme ve uluslararası örgütlerde söz söyleme kapasitesine sahip olunması gerekir.
Güç Kavramı Uluslararası örgütlerin yaygınlaşması, sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi, devlet dışı diğer aktörlerin etkinliğini artırması ve küresel medyanın gelişmesi, içinde bulunduğumuz dönemde “sert güç”, “yumuşak güç” ve “akıllı güç” tartışmalarını gündeme getirmiştir. GÜÇ Sert Güç Yumuşak Güç Akıllı Güç Güç yaşanan döneme, var olan aktörlere ve mevcut olaylara göre bu üç kavram arasında geçişkenlik ve değişim gösterebilir
Yumuşak, Sert ve Akıllı Güç Bir ülke, istediği hedeflere ulaşmak için askeri güç ve dayatmayı içeren sert gücü kullanarak müdahale edebileceği gibi; o ülkeyi örnek alan, refah seviyesine ve fırsatlarına özenen ülkelerin kendisini izlemesiyle yumuşak gücü de kullanabilir. Akıllı güç ise sert güç ile birlikte yumuşak gücün etkin biçimde kombine edilmesini esas alır.
Yumuşak Güç Kavramı Yumuşak güç kavramını literatüre kazandıran Nye’ye göre; küresel sistemin çok kutuplu yapısı, uluslararası örgütler ve medyanın artan etkisi sonucu askeri kapasite geri planda kalmıştır. Joseph Nye
Yumuşak Güç Kavramı Nye yumuşak gücü; “Eğer istediğim şeyi istemeni sağlayabilirsem, o zaman yapmak istediğim şeyi yapman için seni zorlamama gerek yoktur” şeklinde tanımlamıştır.
Aktöre İliştirilmiş Güç Aktöre Doğrudan Bağlı Olmayan Güç Yumuşak Güç Yumuşak Güç Aktöre İliştirilmiş Güç Ülke, doğrudan cazibe merkezi haline getiren özellikleri ile kamuoyunu etkiler. Aktöre Doğrudan Bağlı Olmayan Güç Ülke, uluslararası örgüt, kurum ve yapılar üzerinden de kamuoyuna etki eder.
Bir Ülkenin Yumuşak Güç Araçları Ekonomik Kapasitesi Rekabet Kabiliyeti Yaratıcı Düşüncesi İnsan Kalitesi Sosyal Sermayesi Özgürlükleri Demokrasisi ve Refahı Kültürel Zenginlikleri Sanatı, mimarisi ve müziği Bilim ve Teknolojisi …
Yumuşak Güç Joseph Nye, geçmişte devletin medya ile kamuoyunu yönlendirebildiği; ama günümüzde bunun çift taraflı işlerlik kazandığını, kamuoyunun da devleti medya ile etkileyebileceğini belirtmektedir. Medya Kamuoyu Devlet
Yumuşak Güç Devletten Halka Devletlerin yumuşak güç uygulamasında kamuoyuna nüfuz edebilmek için kullandığı kamu diplomasisi; "devletten-halka" ve "halktan-halka" iletişim olmak üzere iki ana çerçevede toplanmaktadır Kamu Diplomasisi Devletten Halka Devletin faaliyetleri, açılımları ve politikalarının kamuoyuna anlatılması esastır. Halktan Halka Araştırma merkezleri, basın, kanaat önderleri, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin kullanılması esastır.
Yumuşak Güç Savaşları Küresel güçlerin ulusal çıkarlarını elde etmek için terörü bir araç olarak kullanma durumu, 11 Eylül 2001’de terörün kendilerini de vurmasından sonra ortadan kalkmıştır.
Yumuşak Güç Savaşları Bu durum, yumuşak güç kullanımını esas alan stratejilerin geliştirilmesine neden olmuştur. Bu stratejilerde yumuşak güç doğrudan ülkeleri yönlendirebilecek şekilde kullanılabileceği gibi; karşı tarafın direnmesi durumunda onun yumuşak gücüne darbe vurulması, yok edilmesi veya zayıflatılması maksadıyla da kullanılabilir. Bu durum Yumuşak Güç Savaşları’nı gündeme getirir.
Yumuşak Güç Savaşları Yumuşak Güç Savaşları, çıkarları çelişen ülkelerin birbirlerinin yumuşak güçlerini yok etmek, zayıflatmak için kendi yumuşak güçlerini kullandıkları bir mücadeledir.
Yumuşak Güç Savaşları Yumuşak gücü hızlı bir şekilde gelişen ülkenin politikaları küresel ve bölgesel güçleri hedef almaya veya yumuşak gücüne zarar vermeye başlarsa Yumuşak Güç Savaşları’nın çıkması kaçınılmaz olur. Bu savaşlarda, karşı tarafın etkili olan yumuşak güç unsurları hedef alınır. (Siyasi liderler, partiler, sivil toplum örgütleri, ideolojiler, ekonomik gelişme, finansal sistem vb.)
Yumuşak Güç Savaşları Yumuşak güç savaşlarında şiddet içermeyen mücadele yöntemi esas alınır. İletişim ve teknoloji ile uluslararası kamuoyu ve hedef kamuoyu şekillendirilmeye çalışılır. Ülke içindeki kutuplaşmadan azami şekilde istifade edilir.
Yumuşak Güç Savaşları Şiddet içermeyen mücadele karmaşık ve şiddetten daha farklı bir mücadele aracıdır. Mücadele toplum ve kurumlar tarafından psikolojik, sosyal, ekonomik ve siyasi araçlarla gerçekleştirilir. mücadele üç geniş kategoride sınıflandırılmaktadır. 1. kategori: Protesto, ikna, direniş 2. kategori: Sivil itaatsizlik yöntemleri 3. kategori: Hızlı ve “barışçıl” işgal, paralel hükümet girişimleri
Yumuşak Güç Savaşları Yumuşak Güç Savaşları’nda; Siyasi liderin hassasiyetleri toplumda istismar edilmeye çalışılır. Bilgi teknolojileri ve medya etkin bir şekilde kullanılarak liderin bir diktatör olarak algılanması için propagandalar yapılır. Özgürlük adına gerçekleştirilen eylemler ve direnişler ile liderin karizması ve otoritesi aşındırılır. Şiddet içermeyen direnişlerle ülke yönetiminin meşruiyetini kabul etmeme ve itaatsizlik propagandası hız kazanır.
Yumuşak Güç Savaşları Farklı hassasiyetlere sahip geniş halk kitlelerinin katılımı ile direnişler yaygınlaştırılır. Eylemler açık isyan, itaatsizlik ve grevler şeklinde de görünür bir hal alabilir. Şiddet içermeyen direnişlerde, ülke yönetiminin meşruiyetini kabul etmeme propagandası ile karşılaşılabilir. Çeşitli grev türlerinin seçici şekilde kullanılması yöntemi ülkeyi ekonomik olarak çöküntüye sürükleyebilir.
Yumuşak Güç Savaşları Yumuşak Güç Savaşları’nda şiddet içermeyen diğer mücadele yöntemleri olarak; Genel Grev İş Yavaşlatma Eylemleri Broşür Dağıtma Gizlice Basın Faaliyetleri Yürütme Açlık Grevleri karşımıza çıkabilir.
Yumuşak Güç Savaşları Bir liderin yumuşak gücü ve cazibesinin, bölgedeki diğer liderleri ve halkları etkileyebilecek duruma gelmesi durumunda da bu lidere karşı Yumuşak Güç Savaşları yürütülebilir. Yumuşak gücü gelişen ülkenin etkinliğini sınırlamak amacıyla bölgedeki gelişmeler yeniden şekillendirilebilir.
Yumuşak Güç Savaşları’nın Özellikleri Yumuşak Güç Savaşları’nda kullanılan araçlardan biri sivil toplum kuruluşlarıdır. Yumuşak Güç Savaşları’nda sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu parçalanmış yapılar da istismar edilebilir. Bu parçalanmış yapılar arasında kutuplaşmalar ve düşmanlıklar oluşturularak çatışma zeminleri oluşturulabilir.
Yumuşak Güç Savaşları’nın Özellikleri Siyasi iktidarların halkın belirli kesimlerinin taleplerini yeterince dikkate almaması, o kesimleri ötekileştirmesi Yumuşak Güç Savaşları için bulunmaz bir fırsat yaratır. Güç kullanımı özgürlüklere vurulmuş bir darbe olarak gösterilir, kutuplaşma, düşmanlık ve çatışma ortamı derinleştirilerek yaygınlaştırılmaya çalışılır.
Yumuşak Güç Savaşları’nın Özellikleri Yumuşak Güç Savaşları’nda; liderler eğer farklı kesimlerin beklentilerini dikkate almazsa ve otoriter yaklaşımı benimserse, diktatör olarak gösterilerek mücadelenin meşruiyeti sağlanır.
Yumuşak Güç Savaşları’nın Özellikleri Oluşturulan siyasi ortamda farklılıklar, kutuplaşmalar ve düşmanlıklar ön plana çıkarılırken, uzlaşma ve işbirliği arayışları dikkate alınmaz. Devletin ve halkın ortak menfaatleri siyasal çatışmalara, kargaşaya ve kaosa feda edilir.
Alınması Gereken Tedbirler Yumuşak güç, olduğundan büyük gösterilmemelidir. Güç, olduğundan büyük gösterildiğinde ülke, rekabet içinde bulunan diğer güçler tarafından hedef haline getirilebilir. Küresel ve bölgesel güçlerle iyi ilişkiler yürütülmelidir. Hayati bir konu olmadıkça; küresel güçlerle çatışma ve gerilim yaratacak eylem ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
Alınması Gereken Tedbirler Yumuşak Güç Savaşları’nda çağcıl demokrasi, demokratik kültür ve olgunluk eksikliği önemli bir hassasiyet oluşturmaktadır. Bir ülkenin çağcıl demokrasi olarak nitelenmesi için demokrasinin hem devlet-toplum, siyaset-toplum, devlet- siyaset ilişkileri içinde, hem de toplum-içi farklı kimlikler arası ilişkilerde ve güncel hayatın örgütlenmesinde “yerleşikleşmesi” ve “derinleşmesi” gereklidir.
Alınması Gereken Tedbirler Çağcıl demokrasinin yerleşikleşmesi ve derinleştirilmesi için de çoğulcu demokrasi ve yönetişim prensiplerine uyulmalıdır. Demokrasinin gelişim sürecinde, çoğunluğun devlet yönetimindeki kararlarının mutlak olması, azınlık haklarını kısıtlayabileceği kaygısı çoğulcu demokrasiyi ortaya çıkarmıştır.
Çoğulcu Demokrasi Çoğulcu demokrasi anlayışında çoğunluğun yönetme hakkı bulunmasına rağmen çoğunluğun sınırsız yetkilere sahip olduğu söylenemez. Temel insan haklarına saygı, İnsan onurunun korunması, azınlıkta veya muhalefette olanların beklentilerinin dikkate alınması, farklı düşüncelerin serbestçe hiçbir baskıyla karşılaşmadan söylenebilmesi, çoğulcu demokrasi için şarttır.
Çoğulcu Demokrasi Çoğulcu demokrasilerde özgürlük herkesin yönetime serbestçe katılımını sağlarken, eşitlik de insanların her türlü farklılığına rağmen, insan onurunun korunması gereğinden dolayı, eşit bir şekilde yönetime katılabilmesi anlamına gelmektedir. Çoğulcu demokrasilerde; korunur ve genişletilir. Bireysel haklar Kültürel haklar Sosyal haklar
Çoğulcu Demokrasi Farklı görüşler ve kültürel kimlikler arasındaki ilişkilerde ötekileşme yerine eleştirel anlama ve diyalog temelli tartışma ortamı oluşturulur. Toplumsal sorunların çözümü ve taleplere karşı şiddet ve baskı yerine demokratik müzakere yöntemi etkin olarak kullanılır.
Yönetişim Yönetişim kavramı ise hükümet otoritesine ve gücüne dayalı yönetim anlayışından, hiyerarşik yapıdaki bir yönetim olgusundan farklı yeni bir süreci ve toplumun yönetimine ilişkin yeni bir modeli anlatmaktadır. Böyle bir model içinde aktörlerin ve birimlerin tek taraflı yönlendirmeleri ve etkileri değil, bir etkileşim süreci içinde gerçekleşen interaktif ilişkiler söz konusudur. Sadece hükümet birimlerinin ve görevlilerinin değil, aynı zamanda hükümet dışı örgütlerin, sivil toplum örgütlerinin, bilim adamlarının, uzmanların ve vatandaşların katılımı söz konusudur.
Yönetişim Yönetişim yaklaşımından hareketle yapılan analizlerde; özellikle hükümet-toplum etkileşimi üzerinde durulmakta; Devlet ile devlet-dışı alan arasında işbirliğinin, Kamu ile sivil toplum örgütleri arasında ilişkilerin geliştirilmesinin, Çok kutuplu karar alma mekanizmalarının yaygınlaştırılmasının önemi belirtilmektedir.
Yönetişim Devlet, doğrudan doğruya yönetme pozisyonundaki egemen aktör niteliğine sahip olmaksızın, karşılıklı bağımlılık konumunda bulunan aktörler arası etkileşimlerin çoğalması yoluyla, gerek hükümet çerçevesinden, gerekse toplumsal tabandan gelen örgütler arası ilişki ağlarının bir koleksiyonu ya da toplamı olmaya başlamaktadır.
Bu olguyu dile getirmek üzere; gibi deyimler kullanılmaktadır. Yönetişim Bu olguyu dile getirmek üzere; gibi deyimler kullanılmaktadır. Birlikte düzenleme Birlikte Üretme Birlikte yönetim
Yönetişim Çoğulculuk ve yönetişimin temel ilkeleri olan Hukukun üstünlüğü Katılımcılık Şeffaflık Eşitlik Etkinlik Hesap verebilirlik sayesinde önemli güç merkezleri arasında uzlaşma sağlanarak toplumsal gerilimlerin çıkması önlenebilir. Çıkan gerilimler kutuplaşmaya ve karşılıklı düşmanlıklara varmadan yatıştırılabilir.
Çoğulcu Demokrasi ve Yönetişim Prensipleri Çoğulcu demokrasi ve yönetişim prensiplerinin siyasetin, bürokrasinin, ve toplumun her kesimine yerleşmesi ve demokratik kültür ve olgunluğun oluşturulabilmesi için; Bu prensiplerin aileden başlamak üzere eğitimin her kademesinde öğretilmesi ve uygulanması, Siyasal etik kuralların geliştirilmesi ve siyasal hayata hakim olması, Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları,diğer kanunlar ve mevzuatın içine ve ruhuna yerleştirilmesi, Yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki baskın rolünün ortadan kaldırılarak kuvvetler ayrılığı prensibinin tam olarak gerçekleştirilmesi gereklidir.
Çoğulcu Demokrasi ve Yönetişim Prensipleri Bireysel ve toplumsal özgürlük alanları genişletilirken, güvenliğin temel görevinin bu alanları korumak olduğu üzerinde durulmalıdır. Bireyler ve toplumun her kesimi özgürlük alanlarının temel sınırlarının, diğer kişilerin ve toplumun diğer kesimlerinin özgürlük alanlarının sınırları olduğunu algılaması ve bu alanlara müdahaleden kaçınması çok önemlidir.
Çoğulcu Demokrasi ve Yönetişim Prensipleri Olumsuz olayların gelişmesi durumunda, güvenlik güçleri yetkisini hukuktan alarak ve hukukun sınırlamalarına uyarak ihlal edilen özgürlük alanlarını korumalıdır. Sadece çağcıl demokrasi, demokratik kültür ve olgunluğa ulaşmış bir ülkede; barış, istikrar ve güven ortamı yaratılabilir, huzur ve refah içinde insanca bir yaşam hakim olabilir.
Sonuç Nükleer yetenekler Konvansiyonel silahların tahrip güçlerinin aşırı derecede artması İletişim ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler Demokrasideki sosyal değişimler Yumuşak Güç kullanımını ön plana çıkarmıştır.
Sonuç Sert gücün ön plana çıktığı uygulamalardan, yumuşak güç savaş yöntemlerinin ve asimetrik yapıların kullanıldığı post-modern savaşlara bir evrilme söz konusudur.
Sonuç Soğuk Savaş sonrasında yaşanan devrimleri, halk ayaklanmalarını, darbeleri ve eylemleri tanımlayabilmek, anlamlandırabilmek, açıklayabilmek ve muhtemel gelişmeleri öngörerek gerekli güvenlik önlemlerini alabilmek için Yumuşak Güç Savaşlarını, hedeflerini ve yöntemlerini araştırmamız gerekmektedir.
Doç. Dr. ATİLLA SANDIKLI BİLGESAM Başkanı YUMUŞAK GÜÇ SAVAŞLARI Doç. Dr. ATİLLA SANDIKLI BİLGESAM Başkanı