FLÖRT NEDİR? Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Değerler eğitimi Adalet sunusu HAZIRLAYAN: Hanne Beyza ÇAVLI.
Advertisements

AHLAK, MANEVİYAT ve MANEVİ HAYAT
Sosyal Bilgiler Öğreniyorum
SİLVAN İMAM LİSESİ FAHRETTİN KAYA
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
KASIM AYI DEĞERİMİZ DOĞRULUK
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
BOŞANMA SEBEBİ.
BAŞARI VE MUTLULUK Ramazan BERKEBAN Psikolojik Danışman
Sabır Örneği: Hz. Eyüp Hz. Eyüp denince akla hemen sabır gelir. Eyüp a.s. çok zengin idi. Sayısız malı-mülkü, birçok oğlu kızı bulunuyordu. Bu zenginliği.
Sabır Örneği: Hz. Eyüp Hz. Eyüp denince akla hemen sabır gelir. Eyüp a.s. çok zengin idi. Sayısız malı-mülkü, bir çok oğlu kızı bulunuyordu. Bu zenginliği.
Hz.muhammed’in ahlakı.
HAMZAKOCAKOĞLU2006 KİM DAVALI KİM DAVACI BİR HİKAYE AMA BELKİ DE GERÇEK.
HZ. MUHAMMED GÜVENİLİR BİR İNSANDI
Bu India’dan gelen TANTRA.
SORUMLULUK VE GÖREV BİLİNCİ
HAZRETİ ALİ’NİN VASİYETNAMESİ (Hazreti Ali’den oğlu Hasan’a)
öğretmen-öğrencİ İletİşİmİ ve etkİn dinleme
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
ETKİN İLETİŞİM BECERİLERİ GELİŞTİRME
HOŞ GELDİNİZ MUTLULUK SEMİNERİNE UZMAN REHBER ÖĞRETMEN
KABUL EDEMEM.
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
Temel Eğitici Nitelikleri
4. SINIF II. ÜNİTE: TEMİZ OLALIM
FLÖRT NEDİR? Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Ağustos 2010.
ÇALIŞMA ARKADAŞI Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Ağustos 2009.
ÇOCUKLARIMIZA DİNİMİZİ NASIL ANLATALIM
Dünya hayatı doğumla başlar ölümle sona erer.
Ömer Hayyam rubailer Ömer Hayyam
KAZA VE KADERE İMAN AHİRET GÜNÜNE İMAN RABİA DOĞAN ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAK. DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİL. EĞİTİMİ ÖĞRT.
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
DİN KÜLTÜRÜ PERFORMANS ÖDEVİ
Cümlede Anlam.
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
BAŞKALARININ İNANÇLARINA HOŞGÖRÜLÜ OLMAK
Okul Rehberlik Servisi
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …
AİLEM VE DİN pedagojiformasyon.com.
Kendimizi Koruma Yolları ve Güvenli Yaşam
İLETİŞİM BECERİLERİ.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
EĞİTİMDE AİLENİN ÖNEMİ
ÇOCUK İSTİSMARINI ÖNLEME
Şeytan bu slayta Çok kızacak
CEYHUN YILDIZ 7/C&955 KONU:VARLIKLAR ALEMİ.
ALKOL ve MADDE KULLANAN ÇOCUĞUN AİLESİNE YAKLAŞIM ALKOL ve MADDE KULLANAN ÇOCUĞUN AİLESİNE YAKLAŞIM ALİAĞA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve.
ERGENLE İLETİŞİM.
3. Sempatik ve Esprili Konuşmak
Sorumluluk Bilinci.
3. Kardeşler Arasındaki İlişkiler
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
1. Anne Babanın Çocuklara Davranışı
İslam’da Bilginin Kaynakları
BOŞANMA SEBEBİ.
İlahi Kitaplara İman -Allah Niçin Vahiy Göndermiştir?
4. Kendimize Karşı Sorumluluklarımız :
İnsan İradesi ve Kader İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellikler, -akıl -irade AKIL, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt.
DÜZENLİ OLMAK.
Hazırlayan: Mustafa KUMCU Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Öğretmeni
ÇOCUKLARDA CİNSEL GELİŞİM
Haydar Akın Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Bu India’dan gelen TANTRA.
Helal ve Haram.
Sunum transkripti:

FLÖRT NEDİR? Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci

TOPLUMUN BAZI KESİMLERİNDE NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ? DİYENLERİN SAYISI ARTMAYA BAŞLADI. Bu anlayışın irdelenmesinde fayda vardır. Çünkü; toplumdaki her ( + / - ) değişim bir şekilde her ferdi (veya çocuklarını) etkiler. ETKİLENECEĞİMİZ HER DAVRANIŞ, BİZİ İLGİLENDİRİR…

NEREDEN BAKARAK CEVAP ARAYACAĞIZ? Konumuza sık karşılaştığım bir olayı ele alarak başlayalım ● Erkek öğrenci oturmuş, kız öğrenci de kucağında… Kız kollarını oğlanın boynuna dolamış, vs. vs.… ● Her ikisi de ortaokul bilemedin lise öğrencisi; bazılarının okul formaları bile üstünde… ● Sorarsanız “flört ediyoruz” derler. Flört, bir "ahlaksızlık mı?"; yoksa, bir "ihtiyaç mı?" NEREDEN BAKARAK CEVAP ARAYACAĞIZ?

   Bir kişi bir eve farklı yönlerden baksa ve gördüklerini anlatsa… CEVAP, NEREDEN BAKILDIĞINA GÖRE DEĞİŞİR. 1. Konumda 2. Konumda 3. Konumda Bir kişi bir eve farklı yönlerden baksa ve gördüklerini anlatsa… BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve sol tarafında bir ağaç var; kapısı yok, penceresi yok, bacası var” der. BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve sağ tarafında bir ağaç var; kapısı yok, penceresi var, bacası yok” der. BÖYLE GÖRÜR “Karşımda bir ev ve arka tarafında bir ağaç var; kapısı var, penceresi yok, bacası var” der.    Bir insanın fikirleri; kabullendiği dinin kurallarına veya beğendiği bir ideolojinin önerilerine veya yaşadığı çevrenin “YAŞAM TARZI”na göre oluşur.

İNSAN İÇİNE GİRDİĞİ SUYLA ISLANIR. Sel suyuna girene, çamur bulaşır. Deniz suyuna girene, tuz bulaşır. Yüzme havuzuna girene, ilaçlı su bulaşır. ● İnsan, etkilenmeye açık olarak yaratılmıştır. ● İnsan mantığı, çevresinden (bilhassa çocukluk döneminde) aldığı bilgilere ve gördüğü davranışlara göre çalışır. “Çevre / şartlar” aynı kaldıkça, mantık “yeni fikirler / kabuller” üretmez; bilakis körelir. ● Kişinin başka fikirlere kapalı kalması, onu “fikri sabit” yapar. Böyle bir kişi, fikirlerinin tek doğru olduğunu kabullendiğinden, daima ön yargılıdır. ● Onun değişmesi çok özel şartların (şok etkilerin) oluşmasına bağlıdır. Bu sebeple; Flört yapanların veya flörtü kabullenenlerin yanında büyüyen birinin FLÖRT YAPMASI gayet doğaldır. DİĞERLERİNİNKİ ÖZENTİDİR

ÖNCE TANIMLARDAN BAŞLAYALIM FRANSIZCA BİR SOZCÜK OLAN FLÖRT (ÇIKMA) NEDİR? SÖZLÜKTE ......... Karşı cinsten biriyle duygusal ilişki kurmak, çıkmak... MECAZDA ........... Tam olarak bağlanmadan karşı cinse yaklaşma... Ucuz erkeklerin ucuz kızları tavlamak için uyguladığı operasyonun "kod adı"... UYGULAMADA .... TÜRKİYE'DE .... "TANIMA BİRLİKTELİĞİ" ve "FLÖRT" Tanıma Birlikteliği: “Sizi beğeniyor ve evlenmek istiyorum. Birbirimizi tanımak için kalabalık ortamlarda (haram olan ten teması yapmadan) sadece yüz yüze görüşelim” demektir. Flört (Bazı bekar erkekler için): “Birlikte olalım; ilişkimizden (cinsellik dahil) ikimiz de memnun kalırsak sürdürelim; ilerde evlilikte söz konusu olabilir” demektir. Flört (Bazı bekar kızlar için): “Herkes flört yapıyor; bu zamanda koca bulmanın başka yolu da yok; evlenme teklifinde belki de ciddidir; denemeden bilinmez” demektir.

HANGİ ZEMİNDE KARAR VERİLMELİ? FLÖRT YAPABİLİR MİYİM? HANGİSİNE UYMALIYIM? Nefis ……. Yasakları boş ver, istediğini yapmalısın. Şeytan ..... Neyin eksik, bu fırsatı kaçırma. Kanun ..... İstediğinizi yapın, tek şikayet gelmesin. Muhafazakar... Terbiyesizlik yapmış olursun. Genel Örf … Bizde böyle şeyler yok, dışlanırsın. İslam ….... Günahtır, yapmamalısın. HANGİ ZEMİNDE KARAR VERİLMELİ?

İNSANIN TEMEL İHTİYAÇLARI Manevi besinini alamayan insan hayvanlaşır… İnsan, inanmaya muhtaçtır; dine inanmazsa, dinsizliğe inanır… Fizyolojik besinini alamayan insan ölür… FLÖRT BİR İHTİYAÇ MIDIR? İnsan için; yemek, su, hava hayati değer taşır… Ekonomik tatmin olmayan insan köleleşir… İnsan, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmaya muhtaçtır… Seksolojik tatmin olmayan insan sapıklaşır… İnsan, karşı cinse muhtaçtır… ● İnsan organizmasına; “üremesi” ve “imtihanı” için cinsellik yerleştirilmiştir. Bu cinsellik; (ortamına bağlı olarak) kişiyi (az veya çok) BASKI ALTINDA tutar. ● İnsan; yemek, içmek gibi (doğal) ihtiyacı olan cinselliğini “tatmin etmelidir”. Aksi durum; (gizli – açık) “cinsel sapmayı” doğurur. CİNSELLİĞİ TATMİN BİR İHTİYAÇTIR; MEŞRU YOLU FLÖRT DEĞİLDİR.

DEMİŞTİK CİNSELLİĞİN BASKISI, AKLIN ÖNÜNE GEÇERSE İNSAN, "CİNSELLİĞİNİN BASKISI" ALTINDA YAŞAR ........... DEMİŞTİK CİNSELLİĞİN BASKISI, AKLIN ÖNÜNE GEÇERSE İnsan, cinselliğinin dürtüsünü “serbest bırakır”. Erkek; flört, metres, fahişe vb. yollarla... Kadın; flört, jigolo, koca yokken kaçamağı, çapkın arkadaş vb. yollarla "cinsel isteğini" giderir. Not: Cinsel dürtüleri (ruh hastalığı haline gelip) tamamen kontrol dışında kalanlar; tatmin için karşı cins yerine (hayvanla ilişki, alet kullanmak, porno seyretmek, homoluk, lezbiyenlik gibi) başka yollar arar. Bu sapkınlıklar, bir hastalığın sonucu olup, tedavi gerektirir. AKIL, CİNSELLİĞİN BASKISININ ÖNÜNE GEÇERSE İnsan, cinselliğin dürtüsünü “kontrol altına" alır. "Her ne şekilde olursa olsun" tatmin, AMAÇ olmaktan çıkar. Yuva kurmak, anne/baba olmak, çocuk yetiştirmek, meşru tatmin vb. AMAÇ haline gelir. Tatmin için seçilen yol, insan psikoloji üzerinde (olumlu / olumsuz) etki bırakır. Bu etki, zamanla insanın davranışlarını kalıcı hale getirir.

FLÖRT YAPANLAR BİRLİKTELİĞİN SEBEBİNİ; “KARŞISINDAKİNİ DAHA İYİ TANIMAK” OLARAK AÇIKLAR. ● İnsanı tanımak ve anlamak, flört gibi işin içine cinselliğin girdiği durumlarda, çok daha zorlaşır. ● Flört dönemi, tarafların gerçek yüzlerini gizleyerek karşısındakinin hoşlanacağını sandığı bir kişilik sergilediği dönemlerdir. Bir diğer ifade ile “maske taktıkları”, en fazla “yalan söyledikleri” dönemdir. FLÖRT ve İKİYÜZLÜLÜK FLÖRT, TARAFLAR ARASINDA GERÇEK MANADA BİR TANIŞIKLIK SAĞLAMAZ. Hedefte karşı cinsle gezmek, tozmak hatta daha ilerisine gitmek varsa, hedefe ulaşmak için her şey denenir; farklı görünmek ve yalan meşrulaşır… Kişi; kendi kusurlarını gizlemeye çalışırken, karşısındakinin kusurlarını da göremez; gördüklerini de (çeşitli sebeplerle) görmemezlikten gelir. Flört yaparak evlenenlerde zamanla bu maskeler düşer ve gerçek kişilikler sergilenir. Gerçek kişiliklerden doğan dayanılmaz tavır ve davranışlar ise tarafları boşanmaya kadar götürür.

● Artık ahlaksız teklif (ilişkiye davet) yapılabilir. Flört olayında kız “nasılsa evleneceğiz” üzerine mantık kurar. Bu mantık, “erkeğin zorlamasına direnci azaltır” ve erkeğin bir süre sonra “tenhada buluşma teklifini kabullenmeye” kadar götürür. Artık bir sürü yanlışın kapısı aralanmıştır. FLÖRT ve İSTİSMAR ● Flört sürecinin sonuna gelen erkekler için “tavlama (kandırma) işlemi” tamam olmuş olur. ● Artık ahlaksız teklif (ilişkiye davet) yapılabilir. ● Sonrası mı?... Bazısı evlilikle bitse de çoğunluğu ayrılıktır. Erkek biraz “hovarda”, kız ise aldatılıp ortada bırakılmış “mal” olur. BIRAKTIM OROSPUYU VİCDANINI RAHATLATMAK İÇİN, HOVARDA MANTIĞI BÖYLE ÇALIŞIR. NAMUSLU BİR KIZ İÇİN BUNDAN BÜYÜK FELAKET OLAMAZ. Maalesef toplumumuz, “evleneceğiz” vaadiyle kandırılıp terk edilmiş sayısız genç kızla dolu…

FLÖRT MİKROBU BİZE NEREDEN BULAŞTI? FLÖRTÜN MUCİDİ BATI TOPLUMLARI Batıda tarihi süreç içinde oluşan ekonomik ve sosyal şartlar, (kadın erkek ayırımı yapmadan) insanı çalışmak zorunda bıraktı... Bugün batıda kadın “dişi değil” üretim makinesinin bir parçasıdır. FLÖRT MİKROBU BİZE NEREDEN BULAŞTI? SEKÜLARİZM: (Hayatın dünyevileştirilmesi) Dinin, hayatın (özel hayat dahil) bütün alanlarından dışlanması. Hayatının büyük bölümünü iş yerinde erkeklerle birlikte geçiren kadın, ister istemez yeni samimiyetler kurar. Bu aşamadan sonra cinselliğin öne çıkmaması için hiçbir engel kalmaz. Önce niyet, sonra bakışlar, daha sonra da davranışlar değişir… Çoğunluğu ateist olan batı toplumunda kişiyi bağlayan hiçbir dini inanış yoktur. Onun hayatı “seküler”dir… O, tüm hayatını (yemek, içmek, giyinmek, barınmak gibi) bedeninin maddi ihtiyaçları üzerine inşa eder ve en iyisini elde etmek için de ölesiye çalışır. “Cinsel arzuları” ise onu “avlanmaya” zorlar. İş yeri avlanmak için ona pek çok fırsatlar sağlar. Çünkü avlanmayı bekleyenlerin bir kısmı oradadır… Batı toplumunda kadın ve erkeğin her ikisin de beklentileri aynı olduğundan; kimin av - kimin avcı olduğu, çoğu zaman birbirine karışır.

İNSAN İÇİNDE BULUNDUĞU TOPLULUĞUN ÜRÜNÜDÜR. .... (Mustafa İslamoğlu) Batı toplumunda kendini Hıristiyan kabul edenlerin durumu, ateistlerden çok farklı değildir. Çünkü; “bugünkü Hıristiyanlık anlayışı”nın vahiyle gelen “Allah’ın dini Hıristiyanlık”la hiçbir ilgisi yoktur… Kurallarını insanların koyduğu (semavi din değil, dünyevi bir din haline gelen ) Hıristiyanlık adlı inanç, evliliği kutsasa da, nikahsız birlikteliği önleyememektedir. BUGÜNKÜ HIRİSTİYANLIK ANLAYIŞI MENSUPLARINI KORUYAMIYOR Batı toplumlarında evlenenlerin (kadın erkek fark etmiyor) bekârlardan pek farkı yok. Çünkü; evlilik anlayışlarında “bir yastıkta kocamak” anlayışı yerine “evliyiz; ancak, cinsel özgürlüğümüz devam ediyor” anlayışı hakim. Batıda “eşlerin birbirlerini aldatma oranının yüksekliği” bu görüşün delilidir. BATIDAKİ AİLE YAPISI EŞLERİ KORUYAMIYOR Batıda ateistlerin çoğalması, Hıristiyanlığın yetersiz kalması zaman içinde flörtün yaygınlaşmasına sebep oldu. Evet, batı toplumlarında “cinsel ahlak” ve “aile” çökmüştür… Bu kokuşmuşluğun içinde büyüyen sıradan insanların flörtü doğal karşılaması ve yapması son derece normaldir. SEBEP - SONUÇ İLİŞKİSİ İNSAN İÇİNDE BULUNDUĞU TOPLULUĞUN ÜRÜNÜDÜR. .... (Mustafa İslamoğlu)

"batının içinde boğulduğu pislikleri" sahiplenmeyi Batı toplumu içinde (azınlıkta olsalar da) “insan fıtratına (yaradılışına) uygun” davrananların olması gayet normaldir. Bugün batının “akıllı adamları” ahlak dışı davranışların toplumda yaptığı ağır hasarları görmekte ve kendilerince çözüm yolları aramaktadır. BATI TOPLUMU İÇİNDE İSTİSNALAR OLAMAZ MI? Batıda İslam dinini seçip Müslüman olanların sayısının hızla artması, belki de bu sebepledir. Bizde ise bazıları; "batının içinde boğulduğu pislikleri" sahiplenmeyi meziyet sanıyor.

SEKÜLARİZM FEMİNİZM FLÖRT ÇIPLAKLIK ATEİZM LAİSİZM

BİR YORUM Batı toplumlarında gittikçe çözülen sosyal doku; insanı yalnızlaştırmakta, yalnızlaşan insan da varlığını "cinselliğe" indirgemektedir. Cinsellikte özgürlük isteyenler, evlilik dışı cinsel ilişkiyi peşinen kabul etmiş sayılır. Böyleleri flörtü, eşi olmayanlarla gireceği "cinsel ilişkinin kamuflajı" olarak kullanır. BİR YORUM Ve maalesef batının sefil hayatı “kültür emperyalizmi” olarak dünyayı sarmaktadır. Batı cinselliği sokağa döker de bizim coğrafyamızda bundan etkilenenler olmaz mı? Elbette olacaktı ve oldu da... Vahyin ve örfün çizdiği "ahlak sınırını" geçenler için başka hiçbir sınır yoktur...

BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ PROBLEMLER; Bazılarının “batılılaşma, modernleşme” BİZDE DURUM NE? Bazılarının “İslam düşmanlığı” Bazılarının “seküler hayat tarzı” ADINA YILLARDIR YAPIP ETTİKLERİNİN BİR SONUCUDUR… ÇOK GERİLERE GİTMEYE GEREK YOK 1 Cumhuriyetle birlikte mevcudun atılıp, yerine yenisinin konulamamasının oluşturduğu büyük boşluk; bu boşluktan yararlananların milli ve manevi değerleri dışlanması; ahlaksızlığın her fırsatta günlük hayata sokulması; kadının çıplaklaştırılması ve gözlerin buna alıştırılması… EN ÖNEMLİSİ BUNLARIN YILLARDIR DEVAM ETTİRİLMESİ VE BEYİNLERE KAZINMASI…

BİZDE DURUM NE? 2 S O N U Ç T A Bir diğer ifade ile… AİLELER, ÇOCUKLARI ÜZERİNDEKİ YOĞUN BASKILARI (ahlak dışı telkinleri) ÖNLEYECEK ÇÖZÜMLER ÜRETEMEYİNCE, BİZZAT ÇOCUKLARI TARAFINDAN SAHA DIŞINA İTİLDİLER. BİZDE DURUM NE? Son yıllarda şahısların ve/veya grupların “alternatif medya” oluşturmaları; zararı azaltmak açısından çok önemlidir ve desteklenmelidir. Sahada tek başına kalan medya; öncelikle, büyük şehir ve sahil yerleşim birimlerinde; daha sonra da tüm Anadolu'da (tek kale oynayarak) etkili olmayı başardı. 2 S O N U Ç T A Medya, KENDİ KÜLTÜRÜNÜ ve KENDİ SINIFINI Bir diğer ifade ile… AHLAKSIZLIK AHLAKI'NI ve DÜNYACI'LARI oluşturdu...

YASAKLANMIŞ DAVRANIŞLAR BÖLGESİ Çünkü insan; nefsinin ve şeytanın esiri olduğunun farkında değildir. (İçinde bulunduğu çevre itibariyle kendisini uyaranda yoktur) Mantığı ona yaptıklarının doğru olduğunu söyler. Bu sebeple hatalarını “hata” olarak algılamaz. "AHLAKSIZ YAŞAM TARZI" NASIL OLUŞUR? Yüce Allah, vahiy yoluyla insana seslenerek; “sınırlarını Kur’an’ın çizdiği alan içinde kalınmasını” (ahlaklı olunmasını) istemektedir. İnsan; içerden nefsinin, dışardan şeytanın telkini ile zaman zaman bu sınırı ihlal eder. YARADILIŞA UYGUN DAVRANIŞ BÖLGESİ Yasaklanmış bölgenin “ahlaksız yaşam tarzı”, insanın “tüm davranışlarını” yavaş yavaş işgal eder. İhlallerin sayısı zamanla artar ve alışkanlık haline dönüşür. Sınır direnci zayıflar, dış baskıya açık hale gelir. YASAKLANMIŞ DAVRANIŞLAR BÖLGESİ Doğru ve güzelden geriye sadece “kırıntılar” kalır.

Yaşam tarzını “YASAKLARI ÇİĞNEMEK” (günah işlemek) üzerine kuran biri için; öyle bir an gelir ki, yapıp ettiği tüm yanlışlıklar onun doğal hali; yani, "YENİ AHLAKI" olur. "Ahlaksızlık ahlakı"nın mensuplarının yaşantıları gizli kalsa “özel hayatları” bize ne diyebiliriz. ● Bu kişinin mantığı, özdeşleştiği kitle içinde olup bitenleri normal karşılar. Çünkü kişinin mantığı, bu çevrenin ahlakının ürettiği verilere göre çalışır. Ve davranışları ona normal gelir… ● Davranışları başkalarınca yadırganırsa, kabahati kendisinde aramaz. Böyle bir mantık; sorunun ta kendisidir… ● Ahlaksızlığı ahlak haline getiren “dünyacı”lar, başkaları için “kötü örnek” olduklarını kabul etmezler… Sorunda buradadır… Nefsin aklın önüne geçtiği bu süreçte; beyin, bu yeni ahlakın (AHLAKSIZLIĞIN) ilkeleri üzerinden mantık yürütür ve sahibini yönetir. KÖTÜLÜK VİRÜS GİBİDİR, YAYILIR.

“Para için her şey yapılır, parayla her şey alınır” mantığıyla kaynağına aldırmadan zengin olmanın peşine düştüler… “Geleni, harama harcadılar”. “Erkek adam içer” dediler, eşleri ve çocukları da alkol içer oldu. Yetmedi, sonraki adım uyuşturucuya geçtiler… BU SINIFIN KRİTERLERİ - PARA - ALKOL - ÇIPLAKLIK - SEKS Başkalarının başörtülerine bile tahammül edemeyecek kadar “çıplaklığa iman” ettiler; çıplaklığı putlaştırdılar… Önce babalar sadakatsizliğe başladı. Onu gören çocuklar flört adı altında birileriyle oynaşırken, bazı eşlerde “sen yaparsın da ben yapamam mı” psikolojisine girdi…

BUGÜN Sokaklarda, parklarda vb. yerlerde birbirine sarılan / öpüşen çok sayıda gencin görülmesi; evli olmadıkları halde aynı evi paylaşan üniversiteli gençlerin sayısının hızla artması; kısacası, flörtün / zinanın hızla yayılması ve toplum tarafından hoş görülmesi; beyinlerin “ahlaksızlığı kabullenme”sinin bir sonucudur. “Şu kadar kişiyle flört ettim” diyenlerin… “Gezdik, tozduk ve beraber olduk; sonra ayrıldık” diyen pişkinlerin… “Kızıma asılan yoksa, onun bir eksikliği var demektir” diyenlerin… ÇOĞALDIĞI BİR TOPLUM HALİNE GELDİK

DÜNYACILARIN ZARARLARI SADECE KENDİLERİNE DEĞİL Bu sınıfa mensup kişilerin; medyayı, sokağı ve toplantı yerlerini kullanarak kendilerini (yaşam biçimlerini) teşhir ettiklerini ve bundan zevk aldıklarını sayısız örnekleriyle görüyoruz. Bu kesimin “yaldızlanmış yaşam tarzı” kişiliği oturmamış olanların “hevesini” kabartabilmekte ve onlar gibi olmanın özlemini doğurmaktadır. Oysa bu kişiler, isteseler de onlar gibi olamazlar. Olsa olsa ikinci, üçüncü sınıf taklitçi olurlar. Bu da onları daha da yozlaştırır… Bulundukları noktadan daha da aşağılara sürükler… SORUNDA BURADADIR…

AHLAKSIZLIK VİRÜS GİBİDİR YAYILIR

Fransız kadın şairlerden Madam Lara Mardirous diyor ki: Kadınlarınıza söyleyiniz! Sahip oldukları aile hayatının kıymetini bilsinler! .. Yaşadıkları İslami hayat ne büyük nimet, ne büyük saadet. Bu yaşayış onları öyle sıkıntılardan korur ki... Ah, şu omzumda hıçkırarak ağlamış kızların adedini bilseler. Kulaklarım, böyle kızların çok feci ve kalpleri yakan şikâyetleri ile dolu. Evet, ışıklar ve çiçeklerle süslü balolar, konserler çok tatlı gibi görünür. Aslında buralar, kadınların sömürüldüğü, erkeklere sunulduğu, şehvetlerin tatmin edildiği yerler... Buralar, bir azap hücresi, bir cehennemdir… Türk erkeklerine sesleniyorum: Kadınlarınıza, kızlarınıza bunları iyice anlatın. Sakın bu yapılanların kadınlara iyilik olarak yapıldığını zannetmesinler. Bunların sadece ve sadece kadını istismar için yapıldığını bilsinler, sakın bunlara özenmesinler. BİR ALINTI

Unutulmasın! TALEP VARSA, ARZ DA VARDIR… METRES TUTMALIYIM TOPLUMUN HER KATMANINDA (bilhassa erkeklerde görülen) ORTAK HEVES; "ZİNA YAPMAK". ● Karşı cinsle nikahsız cinsel birliktelikte bulunmak (zina yapmak); sadece sosyete dediğimiz çevrelerin hevesi değil, toplumun genelinin hevesi olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz. ● Genelevlerin, telekızların, Nataşa’ların, sevgililerin, metreslerin, jigoloların, koca aldatanların varlığı; bu görüşümüzün delilidir. Unutulmasın! TALEP VARSA, ARZ DA VARDIR… HOVARDALIK YAPMALIYIM ÇOK YAKIŞIKLI

“ZİNA YAPMA” HEVESİ ANLADIK SEKÜLERSİNİZ… EN AZINDAN İMZANIZI Hanım! Bakkala uğrayacağım. Geç gelebilirim. Sizinle tanışmak İstiyordum. Kocacığım Geliyor musun? “ZİNA YAPMA” HEVESİ Hanım! Geç kaldım. Bakkal beni lafa tuttu da. Sıkılmadın ya? Geç geleceğini bildiğimden, sıkılmadım. ANLADIK SEKÜLERSİNİZ… EN AZINDAN İMZANIZI SAHİPLENİNİZ.

ÇÜNKÜ ONUN HİÇBİR AHLAKİ DEĞERİ YOKTUR. HOVARDA MANTIĞI ● Allah korkusu ve insanlık terbiyesi olmayan biri için karşı cins; duyguları ve değerleri olan bir insan değil, “seks yapmaya yarayan bir araç”tır. Yani; temin edilir, kullanılır ve atılır. ● Böyle bir mantığa sahip kişide hormonların baskısı, aklı bastırır ve cinsellik gündeminin ilk sırasına oturur. Gözü daima karşı cinstedir; birini bulmalı ve ihtiyacını gidermelidir; tıpkı, (hiçbir sorumluluk taşımayan) hayvan gibi… ● O, hangi çevrede dolaşacağını, avını nasıl yakalayacağını bilir. Kimi önceden kullanılmış (kaşarlanmış), kimi de kur yapılmasından zevk alır hale gelmişler varken, boş kalmaz… ● O, satılanı satın alır; eşini aldatacak olanı hisseder, ona yanaşır ve onunla çıkar; gözü açılmamış olana rastlarsa, flört taktikleriyle kaçırmaz… VAR MI BENİM GİBİSİ? ÇÜNKÜ ONUN HİÇBİR AHLAKİ DEĞERİ YOKTUR.

ERKEK ADAM BİRAZ HOVARDA MI OLMALI? Anadolu'da yaygın bir söz vardır: “Erkek zina yaparsa hovarda olur, kadın zina yaparsa orospu olur." Bu sözün dayandığı mantık; aynı fiili yapan iki ayrı cinsten birini (erkeği) masum gösterme çabasından başka bir şey değildir. Niçin birlikte aynı fiili işleyen iki cinsten biri (erkek) masum, diğeri (kadın) suçlu olsun ki? HER İKİSİ DE DİNEN SUÇLUDUR. Not: Kanunlar belirli bir yaşın üstündeki erkek ve kadının (gönüllü veya bir menfaat karşılığı) nikahsız cinsel birlikteliğini (zinayı) suç kabul etmeyebilir. KANUNLARIN ZİNAYI SUÇ KABUL ETMEMESİ ZİNAYI MEŞRULAŞTIRMAZ. HAYIR... ADAM GİBİ ADAM OLMALI.

Onun anlattıklarından aklımda kalanları sizlerle paylaşmak istiyorum. KONUYLA İLGİLİ BİR ANI Yıllar önceydi; yeni tanıştığım biri ile sohbet yaparken, konu bir şekilde “evlilik ve aldatma” ya geldi. Onun anlattıklarından aklımda kalanları sizlerle paylaşmak istiyorum.

KEŞKE BU NOKTAYA DAHA ÖNCE GELEBİLSEYDİ. ● Bizim gençlik dönemlerimizde bir erkeğin hovardalık yapması yadırganmaz ve hatta bir başarı olarak algılanırdı. Ben ve arkadaş grubum pek çok kaçamaklar yaptık. Diyebilirim ki içlerinde en hızlısı da bendim. Öyle ki, hovardalık yapabilmek için başka şehirlere bile gittiğim olurdu. ● Paralı - parasız, şucu - bucu, şuralı - buralı çok kadınla birlikte oldum. Görsem çoğunu tanıyamam... Şimdiki aklımla diyorum ki; onca emek, onca masraf, onca risk boşaymış… BİR HOVARDANIN ANLATTIKLARI (Dünü - Bugünü) ● Şimdi geçmişte yaptıklarımı daha iyi yorumluyorum. Maalesef çok yanlışlıklar yapmışım… Telafisi de yok… “Ben bir aptalım.” ● Benim kaçamaklarımı eşimin bilmemesi, hissetmemesi mümkün değildi; ama, hiçbir gün yüzüme vurmadı; beni terk etmedi; beni aldatmadı; benim ıslah olmamı sabırla bekledi. ● Onun kıymetini şimdi daha iyi anlıyorum… “Esas adam oymuş.” ● Geldiğim noktayı sana özetleyeyim mi? Dünyanın en güzel, en cilveli nikahsız kadını, (daha az güzel olsa bile) seni seven nikahlı hanımının eline su dahi dökemez. YORUM KEŞKE BU NOKTAYA DAHA ÖNCE GELEBİLSEYDİ.

Konumuz: FLÖRT

“CİNSELLİK” BİR PARÇAMIZ OLDUĞUNA GÖRE; DİĞER PARÇALARIMIZLA ONU AKILLI İNSAN KONUYA NASIL BAKAR? “CİNSELLİK” BİR PARÇAMIZ OLDUĞUNA GÖRE; Birilerini ayartmak (kullanmak) sonra onları bırakıp bir başkasının peşine düşmek, nefse hoş gelse de sorumsuz bir davranıştır. İnsan, diğer insanlara karşı sorumluluk taşıdığı oranda insandır. O, bir hayvan gibi davranamaz. İNSAN OLMANIN GEREĞİ BUDUR. İNSANLIK PENCERESİ DİĞER PARÇALARIMIZLA ONU “KONTROL ALTINDA” TUTABİLİR MİYİZ? İnsanı hayvandan ayıran özelliklerden biri de “insanın ahlaki değerleri” olmasıdır. (Her gün iğrenç örneklerini gördüğümüz flörtün, toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilmemesi bu sebepledir.) Bir insanın toplum içindeki statüsü, sahip olduğu veya olmadığı ahlaki değerlere göre belirlenir. Bu açıdan namuslu bir insanın “namusu” onun en önemli özelliğidir ve onunla oynanamaz. AHLAKLI OLMANIN GEREĞİ BUDUR. AHLAK PENCERESİ

MÜSLÜMAN OLMANIN GEREĞİ BUDUR. ● Yüce Allah(cc), biz kullarına “niçin yaratıldığımızı, neleri yapmamız, neleri yapmamamız” gerektiğini vahiy yoluyla bildirmiş ve rehber (yol gösterici) olarak da Hz. Muhammed’i (sav) Peygamber olarak görevlendirmiştir. ● Kur’an, insanın dünya hayatında izlemesi gereken yolun bir tür “yol haritası”dır. Bu haritaya uyarak yol almak, insanı doğru hedefe götürecektir. Kur’an’ı yok sayan bir hayat, insanın yanlış yollarda kaybolması, günahlar içinde boğulmasıdır. ● İnsan; ruhu, nefsi ve bedeni ile bir bütündür. İnsan (ruh), sonunda hesap vereceğine göre, bedenin ve nefsin isteklerini (meşru yoldan) nasıl karşılasın ki, hata en aza insin? Cevap; Kur’an’ı rehber ve Peygamberi örnek alarak. ● Aksi tutum, ruha “kısa devre” yaptırır. Yani; ruh, nefsin ve şeytanın emrine girerek bedeni yanlış işlerde kullanır. Böyle biri şeklen insandır; ancak, hayatı bir hayvandan farklı değildir. Çünkü, her ikisi de kuralsız yaşar. ● Bir Müslüman (İslam’ı kabullenmekle), sorumluluk taşımayı (davranışlarını kontrol etmeyi) kabullenmiş kişidir. MÜSLÜMAN OLMANIN GEREĞİ BUDUR. İSLAM PENCERESİ

insanın dünya ve ahiret hayatında mutlu olmasını isteyen Yüce Allah'ın Zina: “Aralarında nikâh bağı olmayan, karşı cinslerin cinsel ilişkide bulunması”. YÜCE ALLAH BİR ŞEYİ YASAKLIYORSA ONDA ELBETTE İNSANLIK İÇİN FAYDALAR VARDIR. Bir Müslüman; insanın dünya ve ahiret hayatında mutlu olmasını isteyen Yüce Allah'ın "insanda maddi ve manevi hasarlar meydana getiren" ZİNAYI ve ZİNAYA GÖTÜREN YOLLARI yasakladığını bilir. Zinaya Götüren Yollar: “Aralarında nikâh bağı olmayan karşı cinslerin; dokunma, öpüşme, kucaklama, okşama, sevişme vb.” şeklindeki temasları. ÖZDE MÜSLÜMAN Adı; flörtü, arkadaşı, sevgilisi, nişanlısı ne olursa olsun nikâhlı olmadığı biriyle cinsi temas yapmadığı gibi (öpüşmek, okşamak, tutmak gibi) ten teması da yapmaz. VAHYİN YASAKLARINA UYAR. “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur." (Kur'an 17/32)

Şeytanın tuzağına bir örnek: Komşu kızı çok güzel değil mi; sevgilin olsun istemez misin? Bak gidiyor, ona yaklaş, konuş… Görenler ne mi der?.. Boş ver o beceriksizleri. Kızı ikna ettiğin gün yaşadın… El ele gezmek, öpüşmek, onu okşamak hayali bile güzel değil mi?… Haydi utanma! Hem sen olmazsan başkası olacak… Yöneticisi nefis olan bir insanın cinselliğine yönelik bu sesleniş, nefisce olumlu karşılanır ve eyleme geçilir. Bu da şeytanın zaferi demektir. Allah korkusu olan, bu seslenişe “hayır” der. Bu da imanın zaferidir. ŞEYTAN ve CİNSELLİK ● Şeytan, cennetten kovulma sebebini Hz. Adem’e (as) bağladığından; (onun soyu) insanlık alemini kendine açıkça düşman ilan etmiştir. ● Şeytan, kendisine yasaklanan cennete Adem’in soyunun da girmemesi; kendisinin ebedi kalacağı cehenneme Adem’in soyunun da dolması için (insanın günah işlemesi gerektiğini bildiğinden) her yolu ve yöntemi kullanarak insana yaklaşmakta; (yasakları cazip hale getirerek) hata yapması için telkinlerde bulunmaktadır. ● Cinsellik, şeytanın yollarından “otoban” olanıdır. Çünkü, şeytan insanı en kolay karşı cinsle kandırır. ● Şeytan, (yapısı gereği) insan vücuduna girebilir; ancak, ona tesir edip edememesi, insanın “iman derecesi”ne bağlıdır. İman sahipleri, Yüce Allah’ın emirlerine uydukları oranda korunurlar. (Bir benzetme: Bir virüs, antivirüs programı olan bilgisayara zarar veremez.) İNSANIN VİRÜSÜ ŞEYTAN İSE , ANTİVİRÜSÜ İMANIDIR.

.... Şeytanın izinden yürümeyin. “Ey insanlar! .... Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. O, size ancak kötülüğü, hayasızlığı ..... emreder." (Kur'an 2/168-169)

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Kur'an 16/128) “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona ihanet etmez, yalan söylemez, onu sıkıntıda bırakmaz. Her Müslümanın diğerine namusu, malı ve kanı haramdır." (Hadis)

İSLAM; ZİNAYI YASAKLARKEN, EVLİLİĞİ TEŞVİK EDER. ● Evlilik (meşru birliktelik); yuva kurarak dayanışma içine girmek, cinselliğin meşru yoldan tatmini ve çocuk sahibi olmak gibi dünyevi yönleri yanında; haramlardan korunarak cenneti ummak gibi ahirete yönelik bir niyet üzerine yapılırsa; insanı zinadan korur. ● İslam, eş adaylarının birbirine yakın özellikte ve güzel ahlak sahibi olmasını ararken, zinanın da önünü kesmeyi hedefler. ● Hedefinde; güzel kız, yakışıklı erkek, zengin aile gibi sebepler bulunan (yani, et ve para üzerine yapılan) evlilikler, sadece evcilik oyunudur ve insanı zinadan koruyamaz . ● Son zamanda bir moda başladı. Taraflar “hele bir evlenelim, sürerse ne âla; olmazsa, boşanırız” mantığı üzerine evlilik yapıyor… Evlilik oyuncak değildir… ZİNANIN İLACI: EVLİLİK... Not: Evliliği, "müstakil bir konu" olarak ele almayı düşündüğümden burada kesiyorum.

ZİNANIN PANZEHİRİ: EĞİTİM... İnsanlar analarından iyi doğarlar, "aktif iyi" olamazlarsa, önce “kötü”, sonra "aktif kötü" olurlar. İşte o zaman bir tek o kaybetmez, bütün insanlık kaybeder......... (Mustafa İslamoğlu) ● İnsan dünyaya geldiğinde beyaz bir sayfa gibidir. Beyni, çocukluk döneminde çevresinden aldıkları ile programlanır. (Küçükken öğrenilenler taş üstüne yazmak gibidir, kalıcıdır.) ● İnsanın aklı doğru olarak beslenmezse; bilgice cahil kalır. Ruhu doğru olarak beslenmezse (değerleri olmayacağından) “içgüdüleriyle hareket eden bir hayvan”a dönüşür. ● Toplumun geneline baktığımızda çok şeyin yanlış gittiğini görürüz. Bu yanlışın temeline inildiğinde, insanın ailede eğitilmediği gerçeğiyle karşılaşılır. Bu sebeple davranışları hoşumuza gitmeyen birine “aile terbiyesi almamış” deriz. Deriz de, aile terbiyesinin ne olduğunu çoğu zaman bilmeyiz. ● Aile var, aile var. Hepsinin ahlaki değerleri birbirinden farklı. Birinin ak dediğine diğeri kara diyor; kim haklı? ZİNANIN PANZEHİRİ: EĞİTİM... Geniş bilgi için; konular bölümünden EĞİTİMDE İMBİK SİSTEMİ’ne bakınız.

Aile eğitiminin önemini güncel bir olayla örnekleyelim SONUÇLARI, SEBEPLER DOĞURUR. SEBEPLER; AİLENİN ÇOCUĞUNA VERDİĞİ Veya VERMEDİĞİ İLE İLGİLİDİR. Aile eğitiminin önemini güncel bir olayla örnekleyelim Bu konu hazırlanırken ülke gündemine; “on yedi yaşlarında olduğu söylenen ve yaklaşık 200 gün saklanıp sonra teslim olan bir cinayet zanlısı" gelip oturdu. Olayı hatırlayalım: Bir genç kız cesedi çöpte bulunmuş ve (kimliği belli) katil zanlısı aranıyordu… Aranan genç teslim olunca, medya günlerce yayın yaptı… ● Yapılan yayınların hemen hemen hepsinde; “Nerede saklandı? Arkasında kim vardı? Nasıl teslim oldu? Niçin 200 gün yakalanamadı?” gibi “olayın polisiye tarafı” ve kızla oğlanın birlikte samimi resimlerinin gösterildiği “olayın magazin tarafı” ele alındı. Ağzı olan konuştu… ● (Basından alıntı) Katil zanlısı genç, cinayet günü annesini arayıp “kız arkadaşımla geleceğim, evi boşalt” demiş ve anne evi boşaltmış. ● Bu nasıl anne ki; “oğlum boş evde kızla ne yapacaksın ki, yalnız gel konuşalım” demeden; oğlunun (….) işi için evi boşaltıyor... ● Bu nasıl aile ki; ekran ekran gezip zanlının peşine düşüyor da, kızının zanlıyla arkadaşlığının nasıl oluştuğu ve sürdüğü (kendi ihmalleri) üzerinde durmuyor? “Bizim hatalarımıza sizler düşmeyin” demiyor.

SON SÖZLER HAYATIMIZI NE ŞEKİLLENDİRECEK? ● İnsan fiziki yapısıyla pek çok hayvandan daha güçsüz ve doğaya karşı daha donanımsızdır. (Örnek: İnsan fil kadar güçlü ve derisi hayvan derisi kadar soğuğa dayanıklı değildir.) ● İnsan fiziki yapısının eksikliklerini (aklını kullanarak) ürettikleriyle giderebilir. (Örnek: İnsan kamyon yaparak filden daha çok yük taşır; elbise ve ısıtıcı yaparak soğuğa karşı koyabilir.) ● İnsan, doğanın ve hayvanların olumsuzluklarına çözüm üretebilirken; insan - insan ilişkilerinde aynı başarıyı gösteremez. Çünkü; ikisinin de aklı vardır ve farklı şekilde çalışabilir. (Örnek; birinin silahı varsa, diğeri de bir başkasını üretebilir.) ● İnsan ilişkilerinin bireylere ve topluma (insanlığa) zarar vermemesi için “kurallara dayandırılması” gerekir. ● Kurallar, insanın mutluluğu için konulacağına göre; kuralların, fıtrata (yaradılışına) uygun olması gerekir. Aksi halde; kuralların kendisi çatışma sebebi olur. SON SÖZLER İnsanı (onun hayat tarzını) ne şekillendirmeli? Nefis mi?... Felsefi görüşler mi?... Din mi?...

Felsefi görüşlerin insana yöneticilik yapmasına izin verilmemelidir. İNSANI NEFSİ Mİ YÖNETMELİ? İNSANI FELSEFİ GÖRÜŞLER Mİ YÖNETMELİ? İNSANI DİN (vahiy) Mİ YÖNETMELİ? Her nefis, doğrularla beslenmiş bir aklın / kalbin kontrolünde değildir. Bu durumdaki nefsi, hormonlar ve şeytan yönlendirir. Hormonlar tetikler, nefis ister, beyin bedenin uzuvlarını çalıştırır ve hiçbir kural gözetmeksizin ihtiyaç giderilir. Şeytan ise, insanın ebedi düşmanı olduğundan onu yanıltmaya çalışır. Nefis, şeytanın telkinlerini çoğu zaman benimser ve sonuçlarını önemsemeden uygular… Nefsi insana yönetici yapmak, devamlı hata yapmak demektir. Felsefi görüşler, sadece mantığın değil, nefsin de etkisiyle oluşur. Nefsin insanı nasıl yönlendirdiğini biliyoruz. Mantığa gelince; insan aklı sınırlıdır ve çevreden etkilenir. Etki altında kalan akıl, zamana ve zemine göre karar değiştirir. Bu sebeple temel konularda akıl “kural koymamalıdır”. Felsefi görüşlerin insana yöneticilik yapmasına izin verilmemelidir. İnsan “kural” koyarsa (işine gelmediği anlarda) önce kendisi uymaz; ilk fırsatta değiştirir… İnsanlığın içine düştüğü sorunların (tarih boyunca) ana kaynağı; insanın haddini aşarak kendini “kural koyan ilâh” ilan etmesidir… İnsanı yaratan; insan için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu en iyi bilendir. Yaratıcının yerini almak istemek; insanlık için yeni problemler üretmek demektir. İnsan, yaratıcı Yüce Allah’ın “kural koymaya tek yetkili” makam olduğunu kabul etmelidir. İnsan “yöneticisini” kendi seçer; kazanımları (kâr/zarar) tercihinin bir sonucudur.

İNSANI NEFSİ YÖNETİRSE Nefis, cinselliğin tatmininde hiçbir kural tanımaz. Onun için “kiminle - nasıl olmasına bakılmaksızın” hormonların baskısının giderilmesi önemlidir. Tatmin için flört (ten teması/sevişme veya cinsel temas) yapılması gerekiyorsa (kurallar önemsenmeden) yapılmalıdır. KONUMUZ FLÖRTÜ; - Nefis - Felsefi Görüşler - Vahiy AÇISINDAN ELE ALALIM İNSANI FELSEFİ GÖRÜŞLER YÖNETİRSE Felsefi görüşlerin (Ateizm, Laisizm, Marksizm vb.) hiç biri cinsellik konusunda “insanı koruyucu kural” koymaz. Bu sebeple; felsefi görüş mensupları, flört yapmakta sakınca görmezler. Bazıları daha da ileri giderek “ahlaki değerleri yıkmak” adına teşvik de eder. İNSANI DİN (vahiy) YÖNETİRSE Vahiy (İslam dini), insanı bir bütün olarak ele alır ve onun dünya hayatında “kural boşluğu” bırakmaz. Bıraksa idi; vahyin bıraktığı boşluğu insan doldurur ve kurallar arasında çelişki doğardı. Kısacası insan (güzellik/doğruluk adına da olsa) nasıl davranacağını şaşırır ve saptırırdı. (Vahyin kurallarına aykırı yaşayanlar buna örnektir.) Vahiy; bireyi, karşı cinsi ve toplumu korumak adına; evliliği teşvik ederken, nikahsız birlikteliği (flörtü, zinayı vb.) yasaklar.

KARAR ZAMANI MÜSLÜMAN’IM DEMEK, “İSLAM’IN HÜKÜMLERİNİ KABUL EDİYORUM” DEMEKTİR. BUNUN BİR DİĞER İFADESİ, "HAYATIMI VAHYİN (İSLAM'IN) ESASLARINA GÖRE TANZİM EDECEĞİM" DEMEKTİR. TERCİHİNİZ BU İSE.......

O, CENNETİ HEDEFLERKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLMAZ. O, yabancı erkeklerin ilgisini çekmek için süslenmez, ilgi çekici kokular sürünmez, vücudunu teşhir etmez. O, vakur davranışıyla, aklıyla, fikirleriyle, başarılarıyla, namuslu yaşantısıyla ilgi çeker. O, günah işlemekten korkmayan, kendisiyle sadece cinselliği için ilgilenen kimselerle bir arada bulunmaz, kendini kullandırmaz. MÜSLÜMAN KADIN O, toplum hoş görse de flörte sıcak bakmaz, namusunu lekeleyecek ilişkilere girmez, kişilik haklarını harcatmaz. O, kuracağı yuvanın işleyişinde ve çocuğunun eğitiminde çok önemli görevler yükleneceğini bilir; bu bilinçle kendini eğiterek evliliğe hazırlanır. O, CENNETİ HEDEFLERKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLMAZ.

O, CENNETİ HEDEFLERKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLMAZ. O, “sevgili olunmadan, evlilik olmaz” (flört) anlayışını reddeder. Eş adayını bulduğunda "evleneceklerin birbirini görmesi sünnettir" hakkını kullanırken ileri gidip günah işlemez. O, çevresinde yanlışlık yapan kadın – kız varsa onlara (nefsinin çağrısına uyup) “tavlanacak piliç" gözüyle bakmaz; aksine, onları uygun bir şekilde ahlaklı olmaya davet eder. MÜSLÜMAN ERKEK O, cinselliğin meşru yoldan giderilmesinin yolunun “nikahlı birliktelik” olduğunu bilir ve evliliğe sıcak bakar. O, aile içi fedakârlığı, hoşgörüyü, empatiyi, kıymet bilmeyi, hayatın zorluklarını omuzlamayı bilir... Eşini aldatmaz... Adam gibi "koca" olur. O, CENNETİ HEDEFLERKEN GEÇİCİ DÜNYA ZEVKLERİNE TESLİM OLMAZ.

Bir Müslüman, dünya hayatının geçici olduğunu; (eninde sonunda) öleceğini; dünyadaki yaşantısının hesabını vereceğini; sonrasında cennette veya cehennemde ebedi yaşatılacağını, bilir. FLÖRTÜN EŞİĞİNDE CENNET CEHENNEM Flört (ten teması veya zina) yapma fırsatı olmasına rağmen (Allah’ın emirlerine karşı gelmemek için) bu fiili işlemeyen kişi; günah işlememiş (bu açıdan cehennemin kapısını kapatmış) olur. Cenneti istemek ne demektir? Yasaklanmış fiilleri terk etmek (yapmamak); “içinde sonsuz sayıda nimetler bulunan” ebedi cenneti talep etmek demektir. Hangi “terkler” bu nimete değmez? İman zayıflığı, insanı nefsinin ve şeytanın esiri yapar. Böyle biri için “flört-zina” yapmak normal bir fiil haline gelir. Bu fiilin (yasaklandığı bilindiği halde) yapılması bir tür isyandır ve günahtır. Cehennemi istemek ne demektir? Yasaklanmış fiilleri yapmak (günah işlemek); “ayak altındaki en hafif ateşin beyni patlattığı” ebedi cehennemi talep etmek demektir. Hangi “hazlar” bu eziyete değer?

LÜTFEN BİTİRİRKEN Bu seminerin asıl muhatabı; Birileri; "hangi devirde yaşıyoruz, bulduğumu kaçırmam” diyebilir… Bize düşen (şayet dinlerlerse) "senin yolun yanlış" demek. BİTİRİRKEN Bu seminerin asıl muhatabı; kendini Müslüman olarak tanımlayanlardır. HAYATINIZI VAHYE GÖRE DÜZENLEYİNİZ. Çünkü; bundan siz ve biz (insanlık) faydalanacağız. LÜTFEN ANNELER / BABALAR; ÇOCUKLARINIZLA YETERİNCE İLGİLENİNİZ. Çünkü; onlar ümmetin geleceğidir. OLUP BİTENLERE DUYARSIZ KALMAYINIZ. Çünkü; yılan bir gün sizi ve çocuklarınızı ısırabilir.

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Herşeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci