Sunumu izlemek için bir tuşa tıklayarak ilerleyiniz. Sunum seslidir. GDO GERÇEĞİ
Önce planlı olarak Türk çiftçisi ucuz fiyata GDO’ lu (GENETİĞİ İLE OYANANARAK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR ) tohumlarla tanıştırıldı, yüksek verim sağlıyor denildi.
Bu tohumların DOĞAL BİR SÜRECİN ürünü olmadığı, laboratuvar ortamında, biyoteknolojik müdahalelerle üretilmiş, ikinci sene mahsul vermeyen kısır tohumlar oldukları ve çiftçinin her sene tohum almak sureti ile ULUSLAR ARASI TOHUM ŞİRKETLERİNE bağımlı olacağı ANLATILMADI…
Bu kısır ve genetiği ile oynanmış tohumların kaçınılmaz olarak rüzgâr ve diğer etmenler aracılığı ile çevredeki doğal tohumlara bulaşarak verimli Anadolu topraklarında doğal tohum bırakmayacağı da anlatılmadı,
NE TESADÜFTÜR Kİ, genetiği laboratuvar ortamında değiştirilmiş tohumlardan üretilen mahsul ve bu mahsullerden üretilen gıda ve gıda katkı maddelerinin insan sağlığına yönelik ÖN GÖRÜLEMEZ ciddi riskler taşıdığı da ANLATILMIYOR! !!!
Sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkarılmak isteniyoruz. AKREP, DOMUZ, BALIK geni içeren transgenik sebzelere mahkûm edilmek isteniyoruz. Sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkarılmak isteniyoruz.
Derler ki, “Biz ne yiyorsak O’yuz”,
Peki BİZ NE YİYORUZ?
NE YEDİĞİMİZİ BİLMİYORUZ Gerçek şu ki, NE YEDİĞİMİZİ BİLMİYORUZ
Hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur eden, çiftçiyi bağımlılığa, tüketiciyi ön görülemeyen ve birkaç nesile kadar etkileri yayılabilecek sağlık risklerine, topraklarımızı kirliliğe ve ölüme, bitki çeşitliliğimizi yok olmaya, yabani tohumlarımızı genetik yapılarının bozulmasına ve kısırlaşmaya mahkum eden ve bu topraklardan nasibini alan tüm diğer canlı türlerinin yaşamını ve tüm ekosistemi yok etmeye programlı bu SISTEME; laboratuvar ürünü genetiği değiştirilmiş tohumlarla bir ülkenin tüm geleceğinin topyekun YOK EDILMESINE, BAGIMLI KILINMASINA devam mı edilmeli?
BAŞIMIZDAKİ BELA büyüktür BAŞIMIZDAKİ BELA büyüktür. Bu, ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERİN, GENETİK ZENGİNLİĞE VE KENDİNE YETME POTANSİYELİNE SAHİP OLAN ÜLKELERİN CAN DAMARINI; TOHUMUNU KURUTMAK ESASINA DAYALI -GELMİŞ GEÇMİŞ EN BUYUK SÖMÜRGELEŞTİRME- PLANIDIR.
PROGRAMLI OLARAK HAYATA GEÇİRİLEN VE DAYATILAN GDO PLANI, BİZE AİT OLANI DEĞİŞTİRMEK, ÖNCE TOHUMUMUZU, SONRA BEDENİMİZİ VE NİHAYET RUHUMUZU BAŞKALAŞTIRMA VE BAĞIMLI KILMA PLANIDIR. UYANALIM !!!
BİR ANDA GDO’ LAR TÜRKİYE’ DE SERBEST ! Hükümet 26 Eylül 2009’ da apar topar GIDA VE YEM AMAÇLI GDO VE ÜRÜNLERİNİN İTHALATI, İŞLENMESİ, İHRACATI, KONTROL VE DENETİMİNE DAİR YÖNETMELİK ‘ ini çıkarttı. Ve sürpriz: BİR ANDA GDO’ LAR TÜRKİYE’ DE SERBEST !
TÜRK HALKI GDO’ YU İSTİYOR MU ? International Journal of Natural and Engineering Sciences Dergisinde yer alan Attitudes of Turkish Consumers Towards Genetically Modified Foods başlıklı bilimsel makalede araştırmacılar, Türk Tüketicisinin Genetiği Değiştirilmiş Gıdalara Karşı Tavrını Sorgulamış. Sonuç: Ankete katılanların, % 67’ si GDO’ ları kesinlikle reddediyor. % 79'u yasal düzenleme istiyor. % 90'ı etiketleme talep ediyor.
Tüketicimizin ve çiftçimizin her gün artan şikâyet, endişe ve istekleri doğrultusunda, ülkemizde sadece doğal tohumlar ve geleneksel yöntemlerle ıslah edilmiş tohumlar kullanılmak suretiyle üretim yapan tarımsal üreticinin desteklenmesini istiyor ve tohumumuzun laboratuvara girmesini şiddetle reddediyoruz.
Kendi nesillerimizin sağlığı ve geleceği için tabiat ananın doğal tohumlarına sahip çıkmaya zorunluyuz
Gökyüzünü, toprağı, kayaların ısısını, nasıl olur da alıp satabilirsiniz? Kızılderili Şefi Seattle - 1854
Yeşiller Partisi www.yesiller.org http://yesillertarim.blogspot.com