SAYED SEMPOZYUMU 2013 KEMAL YAZ
SAYED SEMPOZYUMU Sn. Sağlık Bakanım, Sağlık Bakanlığının değerli temsilcileri, sektör paydaşları ve meslektaşlarımızla birlikte Sağlık Bakanlığının yeni vizyonu hakkında görüş alışverişinde bulunmak için bir araya geldiğimiz bu toplantıdan duyduğum heyecanı ve umudu sizlerle paylaşmak isterim. Tıbbi Cihaz Sektörünün temsilcileri olarak bizlere de görüşlerimizi iletme fırsatı verdiğiniz için şahsım ve meslektaşlarım adına düzenleme komitesindeki tüm emeği geçenlere de şükranlarımı sunuyorum.
SAYED SEMPOZYUMU Öncelikle Yeni Sağlık Bakanımıza başarılarının devam etmesi dileğiyle hoş geldiniz dileklerimi iletiyor ve yeni sürecin hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Çıkmış olduğu bu zorlu ve kutsal yolda TÜMDEF olarak yanında bulunmayı bir görev olarak biliyor ve ihtiyaç duyulan her türlü yardımı sunmaktan memnuniyet duyacağımızı belirtmek istiyorum
SAYED SEMPOZYUMU Ayrıca Sağlıkta Dönüşüm Programını hayata geçirerek Tüm bireyler için ulaşılabilir ve kaliteli sağlık hizmeti sağlanması yönünde büyük emeği olan ve Ülkemizde devrim niteliğinde gelişmelere imza atan Sn. Eski Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’a ve emeği geçen herkese de bu vesile ile teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
663 SAYILI TEŞKİLAT YASASI 2 Kasım 2011’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararname ile sağlık sisteminin işleyişi köklü bir değişikliğe gitmiştir. O günden bugüne dek değişimin sektörümüz üzerine etkileri de her geçen gün artarak devam etmektedir. Muhakkak ki her doğum sancılı olacaktır. Ancak bizlerde sektör temsilcileri olarak bu değişikliğin hem ülke menfaatine hem de sektörümüze artı değer katmak adına alınması gereken önlemleri bildirmekle kendimizi sorumlu görmekteyiz.
663 SAYILI TEŞKİLAT YASASI Kararnamenin 30. maddesinin ilk giriş cümlesinde belirtildiği üzere “Kurum tarafından kaynakların etkili ve verimli kullanılması amacıyla Kuruma bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları, il düzeyinde Kamu Hastane Birlikleri kurularak işletilir.” Denmektedir. Burada kaynakların verimli kullanılması finansal yükün azaltılmasında gizlidir. Bizlerde kamu alımlarını işimiz gereği çok yakından takip etmekle beraber, genel olarak tüm Türkiye deki illerin davranış şekillerini incelediğimizde kesin bir paralellik görememekteyiz. Haklı olarak her ilin veya bölgenin kendine özel koşulları olacaktır ve bu da farklı alım tiplerini beraberinde getirecektir. Ancak kimi illerde blok ihalelerle büyük alımlara yönlenilmesi kimilerinde ise eski işleyişe yakın bir yöntem izlenmesi bizlerin de önümüzü görmemizi engellemekte, üreticilerimizin kapasite belirlemelerini, ithalatçılarımızın yatırım yapmalarını imkânsız kılmaktadır.
MERKEZİ ALIMLARIN FAYDALARI NELERDİR VE NASIL BAŞARILI OLUR? Merkezi alımların doğru işletildiği takdirde hem mali tasarruf hem de bir kalite standardı sağlayacağı bir gerçektir. Ancak bunun olabilmesi için her şeyden önce merkezi alımı yürüten satınalma işlemlerinin her kademesinde görev alan personelin, iyi niyetli, mevzuata hakim gerek şeffaflık gerekse gizlilik ilkesi dengesini iyi koruyabilen ve uygulayan, tarafsız ve nitelikli olması gerekmektedir. Aksi takdirde süreç tam tersine bir şekilde tezahür edebilir.
MERKEZİ ALIMLARDA SEKTÖRÜMÜZÜN ENDİŞELERİ Sektör olarak merkezi alımlarda kafamızda en fazla soru işaretine neden olan unsur, alımların uygun ölçülerde gruplara ayrılarak kalemler halinde ayrı ayrı veya kısmi teklife açık şekilde alınmasına olanak sağlanması gerekliliğidir. Ülkemizin üretim kapasiteleri değerlendirildiğinde bildiğiniz gibi %85 oranında hala yurtdışına bağımlıyız. Blok ihalelere çıkılması halinde belli kalemlere fiyat verebilecek üretici firmalarımız devre dışı kalacak ve bu da arka planda ülkemiz için çok ciddi bir kaynak israfına neden olacaktır.
YERLİ ÜRETİCİ VE YERLİ FİRMALARI KORUMAK İÇİN MEVZUTTA BELİRTİLEN HÜKÜMLER YETERLİ MİDİR?
YERLİ ÜRETİM? Kararnamenin 50. maddesi Tıbbi ürün ve hizmetlerin üretiminin teşvik edilmesi başlığı altında; 1) Bakanlık ileri teknoloji gerektirenler başta olmak üzere, ülkenin sağlık sektöründeki tıbbi cihaz, ürün, hizmet, ve ilaç sanayisinin geliştirilmesine ve desteklenmesine yönelik politikaları belirler ve uygular,
YERLİ ÜRETİM? 2) Bakanlık ve bağlı kuruluşları, sağlık hizmeti sunumunda ihtiyaç duyulan tıbbi cihaz , ilaç ve diğer ürün ve hizmetlerin alımında mümkün olduğunca yurtiçi sanayi imkanlarından faydalanır , bu amaçla yurtiçi firmalara araştırma, geliştirme, prototip ve seri üretim faaliyetlerini yaptırır. 3) Sağlık hizmeti sunumunda ihtiyaç duyulan tıbbi cihaz, ilaç ve diğer ürün ve hizmetlerin yurtdışından alınması ya da bu yönde yurtdışı kaynaklı yatırım yapılması durumunda, karşılığında satıcı firmadan yerli sanayi katılımı, AR-GE teknolojik işbirliği ve off-set yükümlülüğü istenmesine ilişkin hususlar Bakanlıkça düzenlenir.
YERLİ ÜRETİM? Denmektedir. Bakanlığımızın yerli üreticimizi korumak ve geliştirmek için ortaya koymuş olduğu iyi niyet net olarak görülmektedir ancak merkezi alımlarda da amaç sadece belirlenen standartlarda en ucuzu almak değil, global düşünerek tüm ülke kaynaklarını verimli kullanmak olmadır. Bu nedenle alımların bölgede faaliyet gösteren firmaları da kapsayacak şekilde organize edilmesi önemlidir.
YERLİ ÜRETİM? Ayrıca rakamların büyüklüğü düşünüldüğünde bilhassa satış sonrası teknik destek gerektirmeyen ürünler için yurtdışı firmalarının aradaki bayi ve ithalatçı firmaları by-pass ederek ihaleye girme olasılıkları çok yüksektir. Sektör olarak hem üretimin desteklenmesi hem de üretimin artması için 3. madde de belirtilen esaslara uygun, yerli firmaların katılımını destekleyecek düzenlemelerin kesin surette uygulanması gerekmektedir. Sektör olarak bu konuda gerekli hassasiyeti göstermenizi bekliyoruz.
FİNANSAL YAPI Ayrıca merkezi ihalelerde çıkan rakamların büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda firmalarımızın gerek üretici olsun gerekse, ithalatçı bu finansal yükü kaldırmakta çok zorlanacaklardır. Bu nedenle ödeme sürelerinin şartnamelerde net olarak belirtilmesi ve kati surette buna uyulması çok önemlidir. Ayrıca şartnamelerde talep edilen ürünlere ilişkin detaylar açık bir şekilde belirtilmiş olmalı ve ihale sonrası firmalar sürpriz masraflarla karşılaşmamalıdır.
MERKEZİ ALIMLARI FİNANSE EDEBİLECEK PİYASA GÜCÜMÜZ VE SEKTÖRÜMÜZÜ BEKLEYEN RİSKLER?
KAVRAMLAR Yeri gelmişken çok karşılaştığımız bir kavramı burada açmak ve netleştirmemiz gerekmektedir. Toplu alımlardan bizim anladığımız ya da öyle olmasını arzu ettiğimiz yöntem il bazında ve içeriğine göre gruplandırılmış toplu alımlardır. Bu alımlar işin nev’ine göre Hizmet alımları olabileceği gibi, Mal alımları da olabilir. Ancak bilhassa mal alımlarında tek elden toplu alımlar yerine kısmi tekliflere açık merkezi alımlar katılımı arttıracak ve her firmanın güçlü olduğu noktada başarılı olmasını sağlayacaktır.Aksi takdirde işin büyüklüğü yerel firmalarımızın karşılayamayacağı bir yapıya döndüğü takdirde hem katılım azalacak hem de kepenk kapatan firmalarımızın ekonomiye verdiği katkı sonlanacaktır.
TOPLU ALIM MI? HİZMET ALIMI MI? KISMİ MAL ALIMLARI MI?
TOPLU ALIMLAR Toplu alımlar konusunda yerel firmalarımızda çalışan kişilerin işsiz kalması halinde ortaya çıkabilecek sosyal sorunlar da öngörülmeli ve buna uygun davranılmalıdır. Gerek üretici gerekse ithalatçı veya bayi firmalarımızda çalışanların işsiz kalması halinde ortaya çıkacak olan vergi ve prim kayıpları maliyet hesaplanırken tali bir faktör olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu amaçla A,B,CD,E kategorisindeki hastanelerin ihtiyaçları ayrı, ayrı ihale edilebilir ve küçük, orta, büyük ölçekli firmaların kendi kapasitelerine uygun kalemler teklif verebileceği bir ihale yapısı sağlanabilir.
ŞEHİR HASTANELERİ ENTEGRE ŞEHİR HASTANELERİ PİYASADA FAALİYET GÖSTEREN FİRMALARIMIZIN İŞLEYİŞİNİ NASIL ETKİLEYECEKTİR.
ŞEHİR HASTANELERİ Entegre şehir hastaneleri oluşumu ise sektörümüz açısından değerlendirildiğinde daha da büyük bir soru işareti taşımaktadır. Buna göre inşa ve kuruluşu gerçekleştiren firma aynı zamanda cihazları da getirecektir. Bu işlemler büyüklüğü nedeni ile zaten iştigal alanı sadece tıbbi cihazlar olan firmalarımızın istekli olamayacakları projelerdir. Sıfır cihaz şartı nedeni ile direkt olarak yurtdışı firmaları aracılığı ile sistemler kurulacak, şu ana kadar sektörde faaliyet gösteren firmalarımız by-pass olacağı gibi, daha önce kullanılmakta olan cihazlar devre dışı kalacağından ülkemiz atıl tıbbi cihaz ardiyesine dönecektir. Şu anda bile bu firmalar KDV muafiyetinden faydalandıkları için avantajlı noktadadırlar.
ŞEHİR HASTANELERİ Entegre şehir hastaneleri bizim baktığımız açıdan değerlendirildiğinde, firmalarımızın kapanması, bu firmalarda çalışanların işsiz kalması, üretimin azalması, uzun vadede kartelleşme anlamına gelmektedir. Sektör olarak bu değerlendirmemize ilişkin ciddi ve somut çözüm önerileri üzerinde karşılıklı düşünmemiz gerekmektedir.
YENİ YAPIDA ÜRETİCİNİN DURUMU VE ÜRETİMİ ARTTIRMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER NELERDİR?
FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Sağlıkta dönüşüm programının başarısı anacak finansal sürdürülebilirlik ile mümkündür. Yerli üretime dayanmayan bir sürdürülebilirlik politikasına inanmıyoruz. Bu bağlamda tüm sağlık politikalarının üretimi arttırma merkezinde şekillendirilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken diğer yandan ise ürün kalitesini hem hasta hem de çalışan sağlığını riske etmeyecek şekilde arttırmak için ise Piyasa denetimi ve gözetimi kurumuna büyük görev düşmektedir.
YERLİ ÜRETİM Her ne kadar konu başlığımız bu olmasa bile üretimin arttırılması için sektörümüzün taleplerini burada bir kez daha dile getirmeyi boynumun borcu olarak biliyorum. Üretimin arttırılması için hammadde ve aramalarda %18 KDV öderken satarken %8 oranına düşen KDV oranı üreticimizin sırtında bir yüktür. Maliye bakanlığından bu konuda bir düzenleme beklemekteyiz. Ayrıca KKDF ( kaynak kullanımı destekleme fonu ) kesinti oranı % o olmalı ve KKDF fonuna kesinti yapılmayacak krediler kapsamına alınmalıdır. Yerli tıbbi cihaz kullanımını özendirmek amacıyla; bu cihazları kullanan özel sağlık kuruluşlarının KDV istisnası, vergi istisnası gibi ayrıcalıklardan yararlandırılması, global bütçe uygulamasının devamı halinde toplam tıbbi cihaz tüketimi içinde belirlenecek belli bir oranda yerli cihaz kullanan kamu hastanelerine aktarılacak global bütçe ödenek dağıtımına yüzde oranında avantaj sağlanması hiç olmazsa bir nebze üreticimizi teşvik edecektir.
SEKTÖR OLARAK TALEPLERİMİZ? Sayın bakanlığımızın iç piyasada hem ithalatçı, hem de yerli üretici açısından olumsuz etki yaratacak toplu alım uygulamaları ile Kamu-Özel ortaklığı yoluyla gerçekleştirilecek yapım ve hizmet sağlama şartnamelerindeki düzenlemeleri gözden geçirmesini ve gerek yerli üretim yapan, gerekse ithalat yaparak sağlık hizmetine destek veren firmalarımızın ticari faaliyetlerini sürdürmelerine imkân sağlamasını talep etmekteyiz.
TOPLU ALIMLAR Bir diğer husus ise mevcut durumlarda hastanelerde çalışan ve firmaların mülkiyetinde bulunan cihazların toplu alımlarda tek bir firmadan temin edileceği düşünüldüğünde açığa çıkan sistemlerin ekonomiye getireceği zarardır. Başta da vurguladığımız gibi mali tasarruf tüm detayları ile birlikte değerlendirilmeli, firmanın mülkiyetinde dahi olsa ülkemizde üretilen veya ithal edilen her tıbbi cihazın bir ekonomik değer olduğu unutulmamalıdır. Kategorilere göre alımlar sınıflandırıldığında bu zarar bir nebze engellenmiş olabilecektir.
RİSKLER Bu uygulamaların devamı halinde, ortaya çıkaracağı sosyal maliyetlerin genel ekonomik politikalar ve iç kaynak yaratmaya yapacağı olumsuz etkilerde göz ardı edilmemelidir. Sağlık bakanlığının tasarruf hesabı yaparken sosyal maliyetlerin oluşturacağı olumsuzlukları da değerlendirmeye alması gerekmektedir. Kısaca kapanacak her iş yeri nedeniyle ortaya çıkacak işsiz sayısının oluşturacağı vergi ve prim kayıpları da maliyettir.
RİSKLER Sağlık hizmetinden yararlanmakta karşılaşacakları sıkıntılar veya işsiz kalanların işsizlik maaşları ve tedavi giderlerinin de devlet tarafından karşılanacağı ve ortaya çıkabilecek diğer sosyal sorunlarda göz önüne alınarak toplu alım kararlarının yeniden gözden geçirilmesinin kamu yararına olacağını bu toplantı vesile ile bir kez daha dile getirmek istiyorum. Birlikler ihalelere çıkarken birbirlerine göre değil, hizmet verecekleri bölgenin gerçeklerine göre davranmalı ve kaliteyi yükseltirken maliyeti arttıracak, firmaları ise hizmetin bir parçası olarak işletecek şekilde davranmalıdırlar.
RİSKLER Firmalarımızın sağlık sunumunun bir parçası olduğunu, kısa dönemde kazanıldığı düşünülen tasarrufun uzun vadede kartelleşmelere yol açarak averaj fiyatları yükseltebileceğini tekrar hatırlatmak istiyorum.
SAYED SEMPOZYUM Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, yeni dönemin hem devletimize hem de sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum.