Beyoğlu İlçesi Piyalepaşa Bulvarı ve Yakın Çevresi Cephe Rehabilitasyonu ve Kentsel Tasarım Uygulama Projesi K E N T S L A R I M Ü D G Bu proje, İstanbul metropoliten alanının içinde yer alan önemli merkezlerden biri olan Beyoğlu ilçesinde gerçekleştirilmektedir. İstanbul Boğazı’nın Avrupa Yakası’nda bulunan Beyoğlu İlçesi D-100 karayolu ve TEM Otoyolu ile bağlantı yollarının geçiş güzergahı üzerinde yer almaktadır. Bu projede D-100 karayolu ve Haliç Sahil Yolu arasında sınırlandırılan, Beyoğlu İlçesinin ve İstanbul’un en önemli güzergahlarından biri olan D-100 karayolu bağlantısı Piyale Paşa Bulvarı’nda mevcut durumun tespiti yapılarak, güzergahlar boyunca ulaşım projelerinin üretilmesi, yol peyzajı ver mekan kalitesini yükseltmek amacıyla kentsel tasarım projelerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Kentlerde mekan kalitesini etkileyen önemli göstergelerden birisi görsel estetik yüzeyidir. Görsel estetik yüzeyinin düşüklüğü görüntü kirliliğine yol açar. Bu kirlilik ağırlıklı olarak düşey düzlemde kentlinin karşısına çıkmaktadır. Görüntü kirliliğini oluşturan öğeleri, “yapısal ve sökülüp takılabilir” olarak iki grup halinde inceleyebiliriz. Yapısal olan ve görüntü kirliliği oluşturan ögeler, yapıların tasarlanmış mimari form ve cephelerin mimari anlayış veya yaklaşımların eleştirilmesinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Mimari eleştiri konusu bu kapsam dışındadır. Ancak, yasalara aykırı olarak yapılmış yapılan oluşturduğu görüntü kirliliğinin de kapsam içinde incelenmesi gerekmektedir. Yapısal olarak görüntü kirliliği oluşturan ögeler yapının inşa süreci sonrasında yapısal boyutta yapılan eklemeleridir, (örneğin: kaçak kat veya diğer ilaveler veya açık çıkmaların kapatılarak kapalı alana katılması, vb. uygulamalar), bitmemişlik durumu (örneğin: sıvasız veya boyasız yapı cepheleri veya bırakılmış demir filizleri), iyi çözülmemiş teknik detaylar (örneğin: yağmur olukları, klima vb.), veya özensiz inşaat kalitesi olarak sayılabilir. Yapıların yıpranmışlığı, köhnemişliği ve bakımsızlığı da kapsam içine katılmalıdır. Sökülüp takılabilir veya kaldırılabilir ögelerin oluşturduğu görüntü kirliliği kapsamında en başta reklam ve tanıtıcı panoların sayılması gerekir. Bu panolar tümüyle rastlantısal, kaotik bir biçimde yapı cephelerini kapatıcı ve bozucu bir düzende sergilenmektedir. Bu kontrolsüz çeşitli ebat, renk ve biçimdeki panolar kentlerimizdeki görüntü kirliliğinin ağırlıklı bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca, bu kent mobilyalarının yıpranmışlığı, bakımsızlığı ve vandalizm den kaynaklanan tahribat görüntü kirliliğine yol açmaktadır. Binaların yanlış kullanım biçimleri de bu kapsamda belirtilmelidir. Balkonlara konulan gelişigüzel bina garnitürleri (çiçeklik, çamaşırlık vb.), perdeler, kapatıcılar, çamaşırlar, bina bütünlüğünden farklı olarak yapılan kısmi boyalar, vb. uygulamalar görüntü kirliliğine yol açmaktadır. Yukarıda iki ana tema şeklinde incelenen görüntü kirliliğine yol açan hususların engellenmesi, kuşkusuz, temelde eğitim ve kentli olma ile dolayısıyla aidiyet sahiplenme hissinin, güçlendirilmesi ile ilgilidir. Kentlerde yer alan sorunların (sosyo-ekonomik ve fiziksel) payları da kuşkusuz büyüktür. Görüntü kirliliğinin engellenmesine yönelik olan çalışmalarda ilk yapılacak o yere ait özgün durum ve koşulların saptanarak değerlendirilmesidir. Bu özgün olan durum kimlik kavramının anlamsallığı ile de yakında ilgilidir. Öncelikli olarak o yörenin doğal çevreden kaynaklanan özgün durumun analitik saptamalarla değerlendirilmelidir. Sosyal ve yapılaşmış çevreden kaynaklanan ögeler de benzer şekilde analiz edilmelidir. Ulaşılacak sentez çalışmalarında, proje alanının potansiyeli ve verileri yorumlanarak geleceğe taşınacak olumlu yönler ve çözülmesi gerekli problem nokta veya alanları alarak olumsuz yönler ortaya konulmalıdır. Sentez çalışmasını belirli etaplama ve öncelik sistemleri içeren alternatifli tasarım çalışmaları izler. Tasarım önerileri, kısa, orta ve uzun vadeli farklılaşabilecektir. Binaların yaşı, cephe kaplaması, büyüklüğü, hacmi, içinde yer aldığı parselin boyutları, kullanım biçimi vb. durumları, önerilen mekan, zaman boyutlarını belirleyen faktörler olacaktır. Bina üzerlerinde yer alan takılıp-kaldırılabilir elemanlara yönelik ilkeler getirilmelidir. Bu yapılırken zemin kat ve üst katlar ayrımı, insan ölçeği ile algılanabilirlik açısından dikkate alınmalıdır. Eski durum Mevcut silüet Öneri silüet