SEYYİD KUTB(1906-1966) 1906’da doğdu. Geleneksel eğitim aldı. On yaşında hafız oldu. 1921 başlarında Kahire’ye giderek eğitimine devam etti. 1926’da Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. 1928 yılında Kulliyetu Dârü’l-ulûm’a kaydoldu. Öğrencilik yılları sırasında Abbas Mahmûd el-Akkād ile tanıştı ve görüşlerinden etkilendi.
SEYYİD KUTB(1906-1966) Üniversitedeki öğrenci hareketlerine katıldı. Edebiyatla ilgilendi. 1933’te üniversiteden mezun oldu ve ardından altı yıl kadar ilkokul öğretmenliği yaptı. Seyyid Kutub’un Akkād’a olan yakınlığı edebiyat dünyasında hızla yükselmesinde büyük rol oynadı. Önceleri iki siyasi partiye üye oldu. 1945 yılından sonra siyasi partilerle ilişkisini kesti.
SEYYİD KUTB(1906-1966) II. Dünya Savaşı sonrasında edebî konulara ilgisi devam etse de yazılarında siyasî ve içtimaî meseleler ağırlık kazanmaya başladı. 1947’den itibaren aylık el-Âlemu’l-Arabî dergisini çıkardı. Kısa bir süre sonra el-Fikru’l-cedîd dergisini yayımlamaya başladı. 1948’de New York’a gitti. 1950’de Batı sisteminin en keskin karşıtlarından biri olarak Amerika Birleşik Devletlerinden döndü.
SEYYİD KUTB(1906-1966) 1952’de milli eğitim bakanlığındaki görevinden istifa etti. 1952’deki askerî darbe öncesinde ve sonraki aylarda Seyyid Kutub ile darbeyi yapan Hür Subaylar arasında yakın ilişki mevcuttu. 1952’de verdiği İslâm’da ruhî ve fikrî hürriyet konulu konferans Hür Subaylar’ın takdirini kazandı.
SEYYİD KUTB(1906-1966) 1953’te İhvân-ı Müslimîn teşkilâtına üye oldu. 1954’te teşkilâtın kapatılması üzerine tutuklandı. 26 Ekim 1954’te Cemal Abdünnâsır’a karşı girişilen başarısız suikasttan sorumlu tutulan İhvân-ı Müslimîn örgütü yöneticileriyle birlikte Seyyid Kutub da tutuklandı ve on beş yıl hapse mahkûm edildi.
SEYYİD KUTB(1906-1966) Kahire’de hapiste bulunduğu süre içerisinde Fî Žılâli’l-Ķur’ân üzerinde çalışmaya devam etti. 1964 yılında tahliye edildi. 1965’te Meâlim fi’t-Tarîk(Yoldaki İşaretler) adlı kitabı sebebiyle tekrar tutuklandı. Uzun süren yargılama sonunda idam cezasına çarptırıldı ve 29 Ağustos 1966’da cezası infaz edildi.
KUR’AN ANLAYIŞI Kur’an evrenseldir. İnsanın ihtiyaç duyduğu her konuda kılavuzdur. Kur’an pratik karakterli bir kitaptır. Açıklanması(Tefsir) gereken bir kitap değil; aksine yaşanması gereken bir kitaptır. Kur’an sosyal adaleti gerçekleştiren kitaptır. Örneğin Kadın haklarını 1400 yıl önce vermiştir.
GÖRÜŞLERİ Akılcılığa eleştiri (M.Abduh). Akıl kullanılırsa kişi kendine itaat eder ve Allah’ın hakimiyetine baş kaldırır. Batının özgürlük anlayışına karşı. Şeriat, her zaman ve zeminde geçerli olup, evrenseldir. Tıpkı yerçekimi kanunu gibi. Cihadın evrensel boyutta olması gerekir. Çünkü her bir insan özgürlüğü hak eder.
GÖRÜŞLERİ Kur’an’daki hukukî cezalar(hudûd) tavizsiz uygulanmalıdır. Kadınla ilgili eşitsizliği çağrıştıran Kur’an verileri gerçekte eşitsizlik değildir. Onlar, kadının doğasıyla ilgili farklılıklardır. Dini sosyal düzenden ayırmak şizofrenidir.
İSLAM ALGISI İslam sosyal, ekonomik ve siyasî bir düzendir. İslam bir ideolojidir. İslam devleti İslam’ın vazgeçilmez amacıdır. İslam, devlet olmadan yaşanamaz. Çünkü Allah’ın egemenliği kurulmamıştır. İslam, cahilî düzenlerin antitezidir. Cahilî, beşerî sistemlerle mücadele en öncelikli görevdir.
KUR’AN’LA İLETİŞİM YÖNTEMİ Kur’an’ın atmosferinde yaşayarak iletişime geçilir. Sahabenin duygu dünyası tahayyül edilerek okunmalı. Her türlü ön yargıdan uzaklaşarak okunmalı. Çağdaş bir okuma yöntemini tercih eder. Çünkü geleneksel Tefsir yöntemine karşıdır. Kur’an’ı Kur’an’la yorumlama yolunu izler.