SÂMERRÂ DÖNEMİ (221-279/836-892)
Türk Nüfuzu: Mu’tasım (218-227/833-842) halife olunca yerli Arap ve Mevali İran unsuru yerine otoritesini Türklere dayandırmayı tercih etti. Muhafız kıtalarını onlardan kurdu, devletin önemli görevlerini Türklere verdi. Mu’tasım, Fergana, Uşrusana, Semerkant gibi yerlerden Türkler getirtiyordu. Mu’tasım sadece Türk ülkelerinden gelen veya getirilenlerle yetinmeyip Irak’da özellikle de Bağdat’ta bulunan Türkleri de etrafına topluyordu. Meşhur Aşnas, Vasif, Inak gbi komutanlar bunlar arasında idi. Sâmerrâ’nın kuruluşu:
Abbasi tarihinde “Samarra Devri” (221-279/836-892) diye bilinen bu devrede Türkler yalnız askeri alanda değil, siyasi ve idari alanlarda da devlette etkili olmuşlardı. Yeni ordu ve liderleri Mu’tasım döneminde önemli vilayetlerin yöneticisi oldular. Mu’tasım’dan sonra hilafete gelen oğlu Vasık (227-232/842-847), babasının mirasına sadık kalarak Türkleri desteklemiş devlet idaresindeki nüfuzlarının daha da kuvvetlenmesine yardımcı olmuştur.
Vasık bir veliaht bırakmamıştı Vasık bir veliaht bırakmamıştı. İçlerinde Türklerin de bulunduğu bürokratlar kardeşi Cafer’i hilafet için uygun gördüler ve o da Mütevekkil ( 232-247/847- 861) unvanını alarak göreve başladı. Halife Mütevekkil, Türkler tarafından katledildi. Mütevekkil’in katli, İslam tarihinde hassa birlikleri tarafından bir halifeye karşı ilk işlenen cinayet olarak kabul edilmektedir. Bu olay Türklerin, Abbasi İmparatorluğunda tamamen iktidarı ellerine geçirdiklerini ve karşılarında hiç bir kuvvetin bulunmadığını göstermektedir.
Türkler, siyasi iktidarı Muntasır (247-248/861-862), Müstain (248-252/862-866) devrinde de ellerinde tutmuşlardır. Mustain hilafetten çekildi ve Mu’tezz tek başına iktidar oldu. Halife Mu’tezz dönemi Türklerin siyasi nüfuzunun en etkili olduğu buna karşılık onlara karşı güçlerin de toparlandıkları bir dönem kabul edilir. Mu’tezz’den sonra halife olan Mühtedi (255-256/869-870) döneminde de halife Türk kumandanlarının arzularına boyun eğmek zorunda kalıyordu. Mühtedi, Türklerin devlet idaresine müdahelesini önlemek için çalıştı ise de bu yolda hayatını kaybetti. Mühtedi’nin ölümüyle yerine Mu’temid (256-279/870-892) halife oldu. Merkezdeki karışıklıklar sona erdi ancak merkezi otorite de oldukça zayıflamış bu durum da vilayetlerdeki huzursuzluğu artıran bir nedene dönüşmüştü.
Din Politikası: Mu’tasım ve Vasık halku’l-Kur’an fikrinin devamcıları. Halife Mütevekkil ile birlikte Mu’tezili din politikasından bir dönüşüm gerçekleşir. Mütevekkil halife olunca, Me’mun’un başlattığı ve Mu’tasım ile Vasık’ın devam ettirdiği dini politikayı değiştirmiştir. O, hilafeti döneminde, Mutezili siyasete hemen son verdi ve sonradan hiç bir halife bu siyasete dönüş için bir teşebbüste bulunmadı.
İsyanlar: Me’mun döneminde bastırılamayan Babek isyanı ancak, Mu’tasım döneminde bastırılabilmiştir. Afşin’in 223/838’de yakaladığı Babek Samarra’ya getirilir ve halifenin huzurunda idam edilir. Yine bu dönemde Taberistan valisi Mazyar b. Karin’in isyanı dikkat çeker. Samarra döneminde hilafeti zor durumda bırakan önemli bir tehlike Güney Irak’ta zenciler tarafından geldi. Zenc isyanı olarak bilinen bu başkaldırı çoğu Doğu Afrika orijinli olan kölelerden geldi .Arazileri ıslah etmek için getirilen bu köleler çok kötü koşullarda çalışıyorlardı. İsyan Arap asıllı ve Hz. Ali soyundan geldiğini iddia eden Ali b. Muhammed’ın önderliğinde Ramazan 255/Eylül 869 ‘da başladı. Safer 270/Ağustos 883 ‘de Zencilerin lideri Ali b. Muhammed öldürüldü.
Samarra dönemi Halife Mu’temid’in ölümüyle birlikte hilafete gelen Muvaffak’ın oğlu Mu’tazıd (279-289/892-902’ın hilafete gelmesiyle birlikte sona erer. Hilafet merkezinin Türkler için kurulmuş olan Samarra’dan yeniden Bağdad’a nakledilmesi, Abbasi imparatorluğunda siyasi sahada son derece yoğun olan Türk hâkimiyetinin de sona erdiğini göstermektedir. Saffarîler(247-393/861-1003) Tolunoğulları(254-292/868-905)