Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ABBASİLER(750-1258).

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ABBASİLER(750-1258)."— Sunum transkripti:

1 ABBASİLER( )

2 Siyasi Tarih İlk Dönem ( ) Samarra Dönemi( ) Emirü’l-ümeralar Dönemi( ) Selçuklu Egemenliği Dönemi( ) Moğol İstilası ve Yıkılış Dış İlişkiler

3 1)Sİyasİ tarİh 1-Abbasi İhtilalinin Oluşum Süreci
Müslümanlar Hz.Muhammed’in ölümünden sonra Hz.Ebu Bekir’e biat etmiş ve onu müslümanların ilk halifesi olarak tayin etmişlerdir. Böylece 4 halife dönemi başlamıştır. Muaviye b.Ebi Süfyan ( )’ın halife olmasıyla birlikte İslam Tarihinde EMEVİLER diye adlandırılan bir dönem başlamış oldu.

4 Emeviler zaman zaman kendilerinden hoşnut olmayan ve iktidarı değiştirme amacıyla başlatılan dini ve siyasi olarak bir takım başkaldırılarla karşı karşıya kalmıştı. Ancak yılı arasında Hz.Muhammedin amcasının torunlarından Muhammed b.Ali’nin liderliğinde gizli olarak başlatılan ihtilal teşebbüsü hedefine ulaşmış ve Emevi saltanatına son verilmiş, yerine Abbasiler iktidarı kurulmuştur. İhtilalin arka planını oluşturan bir takım etmenlere gelince onları şöyle sırayalabiliriz.

5 1) İslamın evrensel bir din olarak ortaya çıkması ve eşitliği vurgulaması fakat Emevilerin bunu ihlal etmesi Arap olmayan müslümanlar(mevali) Araplarca küçümseniyor, gerek vergi konusunda, gerekse idari ve askeri konumda ayrımcılık olması gibi konularda müslüman araplarla aynı haklara sahip olma isteklerini hep dile getirdiler. Onların bu istekleri Ömer b. Abdulaziz( ) döneminde yerine getirilmeye çalışılsa da bu gelenek Emeviler de devam ettirilmedi.

6 2) Kabileler arası çekişme
3) Bazı Emevi halifelerinin zevk ve sefaya düşkün olması Emevi halifelerinin bu tutumu halkı “İslamı ilkerin dışında” yaşam sürdüklerine inandırdı. Halkın zaten hak ve adaletin merkezde olduğu bir hayatın özlemi içindeydi. Bunu fırsat bilen Muhammed b. Ali, iktidarı ele geçirmek için kararını verdi ve örgütsel yapılanmayı gerçekleştirdi.

7 Karar merkezi olarak Muhammed b
Karar merkezi olarak Muhammed b.Alinin yaşadığı yer olan Humeyme seçildi. Horasan, propoganda merkezi Kufe,irtibatı sağlayacak ara merkez olarak seçilmişti. Muhammed b. Ali,ihtilalin ana sloganı olarak”er-rıza min al-i Muhammed”i belirlemişti. Yani çağrı “Muhammed ailesinden razı olunacak kişi” adına yapılacaktı. Dailerin uyması gereken en önemli husus, hareketin liderinin adını gizli tutmak ve propogandayı gizli yürütmek olacaktı.

8 İlk dailer 718-719 yılları dolaylarında Horasan’a gönderildi
İlk dailer yılları dolaylarında Horasan’a gönderildi. Dailer kendilerine tüccar süsü vererek propagandalarını sürdürüyor, güvendikleri kişilere davalarını anlatıyorlardı. 743 yılında Muhammed b. Ali’nin ölümü üzerine vasiyeti gereği oğlu İbrahim, ihtilalin lideri oldu. İbrahim, yıllarında İranlı bir mevla olan Ebu Müslim’i “Muhammed ailesinin vekili olarak” Horasan’a gönderdi.

9 Ebu Müslim’in katılmasıyla birlikte Abbasiler propagandayı açıktan başlattılar.
Ebu Müslim dailere sadece Allah’ın düşmanlarıyla savaşmalarını emrediyordu. Ebu Müslim ordudan “Allah’ın kitabına, Resulünün Sünnetine uymak ve Resulüllahın Ehl-i Beyt’ine razı olmak üzere biat ediyorum” Biatın bu sözleri ileride Abbasilerin dini politikasının ana çerçevesini oluşturmuştur.

10 Horasan Abbasiler tarafından ele geçirildi
Horasan Abbasiler tarafından ele geçirildi. Kufe’de Ebu Seleme’ye “al-i Muhammed’in veziri” (Muhammed ailesinin veziri) olarak biat edildi. Ebu’l Abbas 31 Ekim 749 Cuma günü kalabalık halk kitlesi karşısında devlet başkanı olarak konuşmasını yaptı ve halktan biat aldı. Abbasilerin üstünlüğünün sağlanması, son Emevi halifesi Mervan b.Muhammedin yenilgiye uğratılmasına kadar devam etti. İlan edilen devletin resmi ve tek halifesi Ebu’l –Abbas oldu ve hilafeti 5 yıl kadar sürdü

11 2) İlk dönem( ) Halife Ebu’l-Abbas yaptığı ilk konuşmada Abbasilerin temellerini dinsel motiflere dayandırdı. Bu dinsel motifin ana kaynağında yer alan düşünce Allah’ın kendilerini seçkin kıldığı inancı idi. Bu inancı savunmak içinde kurandan bazı ayetleri örnek göstermişlerdir. -Sizden yakınlara sevgiden başka ücret istemem(Şura,214) Yakın akrabalarını uyar(Şuara 23) Biliniz ki ganimet olarak aldığınız şeylerin beşte biri Allah’ın peygamberine verdikleri;Allah, peygamber, yakınlar, yetimlerindir. Ebu’l Abbas Alioğullarını da içeren Ehl-i Beyt kavramını ilginç bir gönderme ile sınırlayarak sadece Abbasoğullarına özgü kıldı. Bu özgü kılmayı ise konuşmasında “yönetim ve hilafete kendileri dışındaki kişilerin daha layık olduğunu iddia eden “Sebeiyye” fırkasının iddalarını çürüterek yaptı.

12 Sebeiyye fırkasının ana özelliği ise “ hilafet hakkının Alioğullarının olduğu” düşüncesine sahip olmaları idi. Konuşmasında Muhammed ailesinden razı olunacak kişinin Abbasioğulları olduğunun altını çizmiş ve Ehl-i beyt’i Abbasioğulları ile sınırlandırmıştı. Konuşmasında kendisini SEFFAH ("Seffah" kendine verilen bir lakap olup Arapça'da "kan dökücü" anlamına gelmektedir.) Bundan sonra da Seffah lakabıyla anılmaya başlandı.

13 Seffah, siyasal iktidarına meşruiyet kazandırmak için Kur’an ayetlerini kendine dayanak olarak almış, onları bağlamdan koparmış ve onlara yeni anlamlar yüklemiştir. En önemlisi de Kur’ana bütünlük içinde bakmamış, parçacı bir yaklaşım sergilemekle Abbasilerin hilafetini adeta Kur’anla onaylatma yoluna girmiştir.

14 Abbasilerin, Muhammed ailesini kendilerine özgü kılmaları ve kendileriyle sınırlamaları sonucunda, iktidara geldikten sonra devletin idari yapılanmasında Alioğullarına görev vermemişler, Alioğulları da böyle bir durum karşısında hayal kırıklığına uğramış ve tepki göstermeye başlamışlardır. Bu bağlam da Alioğullarından en-Nefsu’z-Zekiyye(Saf Ruh ) lakabıyla anılan Muhammed b. Abdullah ikinci Abbasi halifesi Ebu Cafer El Mansur döneminde uzun bir hazırlık safhasından sonra iktidarı ele geçirmek için açıkça isyan başlatmıştır.

15 Yazışmalarda hilafet olgusunu her iki tarafta miras çerçevesinde değerlendirmiştir.
Abbasiler, yönetilenleri, ikidarlarının meşruluğuna inandırmak ve bu meşruluğuna inandırmak ve bunu daha güçlü kılabilmek için daha sonraki dönemlerde Hz. Muhammed’i konuşturma yoluna gitmişler, hilafetlerini ona onaylattırmışlardı. Rivayete göre Hz. Muhammed amcası Abbas’a halifeliğin onun çocuklarına geçeceğine dair müjde bile vermişti.

16 Halife Mehdi(775-785) ile birlikte Abbas b
Halife Mehdi( ) ile birlikte Abbas b. Abdulmuttalip, resmi Abbasi propagandasının eksenini oluşturmuş, Hz. Abbası’ın, Hz. Muhammed’in yakın akrabası olarak imam olduğunu ve imametin ondan çocuklarına geçtiği iddiaları ileriye sürülmeye başlanmıştır. Bu iddialara paralel olarak da, Hz.Abbas’ın imam olduğunu ileri süren itikadi anlamda mezhepler oluşmuştur.

17 Abbasiler iktidara gelişleri ile birlikte siyasal erklerini güçlendirme noktasında tasarımlarını uygulamaya geçirmiş, siyasal egemenliklerini devam ettirme noktasında üstünlüklerini elde tutma, bunu sürekli elde tutmak için kurumsal düzenlemeler yapmış ve egemenliklerini tehdit eden unsurlarına yönelik siyasi tavırları belirlemişlerdir.

18 Abbasiler iktidara gelir gelmez devletin merkezini Suriye den Irak’a nakletti. İlk halife Seffah hükümet merkezi olarak Fırat’ın doğu yakasında yer alan küçük Haşimiye şehrini seçti.Hilafetin gerçek kurucusu olarak kabul edilen Mansur ise başlangıçta Enbar şehrinde oturmuş daha sonra ise tekrar Haşimiye dönmüştür. Ancak Haşimiye fanatik Şiilerin ve sıkça isyan çıkartan Arap kabilelerin yaşadığı Kufe’ye oldukça yakındı. Bu gibi özelliklerin dışında Mansur Ravendilerle yaşadığı tehlikeli durumun ardından buranın güvenli bir yer olmadığına karar verdi. Mansur her yönden elverişli olan İran’ın bir köyü olan Bağdat mevkiini seçti.

19 Seffah kurmuş oldukları devleti güçlendirme ve otoriteyi kendi kontrollerinde bulundurmak için ve iktidarını sağlam temellere oturmak için ağırlıklı olarak ailesinden olan kişileri yönetime getirdi. 4 yıl 9 ay kadar iktidar da kalan Seffah Abbasi hilafetini güçlendirme adına hilafet merkezini Enbar’a taşıması, Emevi gücünü kırması, etkili yönetim stratejileri izlemesi gibi önemli adımlar atmıştı. Böylece Emevilerin kontrolünde bulunan coğrafyada, Afrika ve Endülüs hariç, geniş bir siyasal egemenlik alanı elde etmişti.

20 Ebu Cafer ise hilafete gelmeden önce kişiliği ve becerileri ile Abbasi iktidarını güçlendirme de önemli rol oynamış ve bir çok başarı elde etmişti. Seffah’a yönetimi süresince kendisine yardım etmiş, Seffah ise daha sağlığında onu halife tayin etmişti. Ebu Cafer hilafete geldiğinde kendisine Mansur lakabını uygun gördü. Mansur, kendisine yardım edilen anlamına geliyordu.

21 Muhammed el-Mehdi ise siyasal erklerini güçlendirme adına Mansur’un yürüttüğü Alioğlu politikasını tamamen değiştirerek onları kazanmay hedefledi. Bu yolla o, Alioğullarının ve taraflarının iktidarına karşı bir tehlike olma potansiyellerinin önüne geçmeyi ve belki de iktidarlarının destekleyicisi olmalarını sağlamayı ümit etmişti.

22 Sonuç olarak ilk dönem Abbasi halifeleri siyasal erklerini güçlendirme yolunda oluşturdukları politikaları yaşama geçirmiş ve de bazı isyanlara rağmen halife Harunreşid ( ) dönemi sonuna kadar sarsılmaz bir siyasal birlik oluşturmuşlardır.

23 İranlI unsurlarIn yönetime etkin katIlImI: BErneKİ aİlesİ
İlk Abbasi halifeleri kendilerini iktidara taşımada önemli bir rolü olan İranlı unsurlara son derece önem vermişler ve yönetimde yer vermişlerdir. Bu dönemde İranlı olup yönetimde yer verilen en önemli aile Bernekilerdir.

24 alİoğullarINDAN VELİAHT TAYİNİ
Memun, Alioğullarından Ali b. Musa’yı 817 yılında kendisinden sonra hilafete gelmek üzere veliaht tayin etti. Memun ilk defa hanedan dışından birini veliaht tayin etmiş oldu. Memun Hz. Ali’nin karizmasına olan inancından dolayı iktidarı onun soyuna devretmek istemiş fakat Ali b. Musa’nın ölümüyle bu teşebbüsü başarısız olmuştur. Yeni bir isyana izin vermemek için Alioğullarından başkasını veliaht tayin etmemiş ancak Şia yanlısı politikasından vazgeçmemiştir.

25 yöneTİME KARŞI BAŞKALDIRILAR
Abbasilerin karşı karşıya kaldığı muhalefet, Emeviler’e karşı yürüttükleri yok etme politikası karşısında Suriye ve El-Cezire’deki Araplardan geldi. İlk başkaldırı Sunbaz dan geldi. Başkaldırı nedenleri arasında Ebu Müslim’in intikamını alma, eski İran hükümetini yeniden canlandırma gibi hedeflerinin varlığı söylenir. Ancak Sunbaz Mayıs 755 te bozguna uğramış ve kaçarken yolda ölmüştür.

26 İshak et-Türki Maveraünnehir bölgesinde 755 yılında başlattığı isyan Abbasi devleti tarafından bastırıldı ve İshak öldürüldü. Üstazsis ayaklanmasında Üstazsis yakalanarak Bağdat’a gönderildi ve 768 yılında öldürüldü. Ravendiye mezhebinin çıkarıdığı ayaklanma,

27 Mehdi döneminde meydana gelen Mukanna ( peçeli adam) diye bilinen kendini peygamber ilan eden bir kişi Ebu Müslimden sonra kutsal ruhun en son kendisine geldiğini ve ilahlık idiasında bulunur. Hadi döneminde Hüseyin b.Ali’nin, Harunurreşid’in döneminde ise Muhammed b. İbrahim ve Muhammed b. Ca’fer’in isyanları dikkat çeker.

28 DİN POLİTİKASI Abbasiler Kuran ve Sünnete bağlılığın temel bir esas olduğunu her aşama da dile getirmişlerdir. Hıdaş olayı, Hıdaş Abbasi devletine katılmış ve üst düzeyde görev üstlenmiş birisiydi. Merv de bir süre ihtilal propagandası yapmış, daha sona Kitap ve Sünnete aykırı davranışlarından dolayı dışlanmıştır. Bütün halifeler Sünniliği koruyan bir tavır içinde olmuştur.

29 Memun ise Muteziliği resmen mezhep edindi. (827)
Zındık, İslam toplumu içinde ortaya çıkan, Sasani döneminde ikici bir inanç sistemi geliştiren ve yayan Zerdüşt ve Mani’ye meyleden kişilere verilen isimdir. Zendeka, bu tür görüşlerin temsil edildiği inanç ve fikirlerin adı idi. Zaman içinde Zındık, giderek sapık inançlar taşıdığına inanılan kişilere verilen ada dönüştü.

30 Abbasiler zındıklarla savaşmayı dini bir gerekçe olarak görmüşlerdir
Abbasiler zındıklarla savaşmayı dini bir gerekçe olarak görmüşlerdir. Mansur zamanında Divanu’z-zenedıka adlı bir kurum kurulmuş ve kurumun başına bir yönetici tayin edilmiştir. Kurumun görevi, zındıkların tespit edilmesi,kovuşturulması ve faaliyetlerini engellemeye çalışmaktı. Bu mücadele Hadi,Harunurreşid( ) ve Memuın tarafından da devam etmiştir.

31 Samarra DÖNEMİ( ) Mu’tasım( ) halife olunca otoritesini Türklere dayandırmayı tercih etti. Muhafız kıtalarını onlardan kurdu ve devletin önemli görevlerini Türklere verdi. Abbasi tarihininde “Samarra Devri ( ) diye bilinen bu devirde Türkler yalnız askeri alanda değil, siyasi ve askeri alanlarda da devlette etkili olmuşlardı.

32 Türk nüfuzu Babasından sonra hilafete gelen Vasık ( ) da Türkleri desteklemiştir. Vasık öldükten sonra içlerinde Türklerinde bulunduğu bürokratlar kardeşi Caferi hilafet için uygun gördüler ve o da Mütevekkil ( unvanını alarak göreve başladı. Fakat Mütevekkil Türkleri etkisiz hala getirmek için faaliyetlere başlamıştır. Mütevekkil ile Türkler arasında başlayan çekişme sonucu Mütevekkil,Türkler tarafından katledildi. Bu olay Türklerin Abbasi İmparatorluğunda iktidarı tamamen ele geçirildiğinin göstergesidir.

33 Din polİTİKASI Samarra Döneminde Mutasım ve Vasık Mutezile yanlısı bir dini politika gütmüştür. Mütevekkil döneminde ise Kuran ve sünnetin desteklenmesi ve dini konularda hadis rivayetlerine önem verilmiştir.

34 İSYANLAR Taberistan valisi Mazyar b.Karin 839 da isyan eden Mazyar halife Mutasım tarafından da desteklenen Tahiri kuvvetler karşısında yenik düşer ve Samarra ya getirilerek sorgulanır ve öldürülür. (8 Eylül 840) Zenc isyanı, zor durumda çalışan zenciler Ali b. Muhammedin önderliğinde isyan ettiler. Samarra dönemi halife Mutemidin birlikte gelen mutazıd ile biter. Hilafet merkezinin Bağdat’a nakledilmesi Türk hamiyetinin bir süreliğine sona erdiğini gösterir.

35 ABBASİ HİLAFETİ VE KARMATİLER
Mutazıd döneminde en tehlikeli isyan Karmatiler den gelir. Şii-İsmaili öğretiyi savunurlar. İsyanlarının etkili olmasının sebebi Zenc isyanın bölgede iktidarsızlıga sebep olmasıydı. Karmatilerin Bahreynde kurdukları egemenlik uzun yıllar sonra 1076 da sor erdirildi.

36 EMİRUL- ÜMERALAR DÖNEMİ(936-1055)
Bu kurum vezirlik, haciplik valilik gibi bir kurumdu. Halife Razı, Türk asıllı Muhammed b. Raik e l Hazarı’yı Emirul Ümera tayin etti.Emirul Umera protokolde halifeden sonra geliyordu, para bastırma hakkına dasahipti. Bu görevin ortaya çıkmasıyla vezirin nüfuzu kayboldu. Muhammed b. Raik askeri gücü Türk birliklerine dayıyordu. Bu grubun en önemli liderleri Beckem ve Tüzün idi.

37 Emirul Ümralar dönemi devlet adamlarının rekabetine yol açmış ve buna bağlı iç karışıklıklar meydana gelmiştir. Büveyhi Ahmed’in Bağdat’a girmesiyle Irak Büveyhi ailesinin egemenlik alanına girdi. Böylece Bağdatta Emirul Ümeralar döneminn bir devamı niteliğinde Büveyhiler dönemi başladı. Büveyhoğulları daha sonrada halife'nin gözlerine mil çektirerek yerine başka bir halife getirmiştir. Artık Abbasi Halifeleri, Büveyhoğullarının kuklası olmuştur.

38 Selçuklu egemenlİğİ dönemİ(1055-1194)
Tuğrul Bey’in Şii-Büveyhiler üzerindeki kesin hakimiyeti Abbasi halifesini gururlandırmış ve Tuğrul Bey’e hilat(Padişahların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaş veya kürkten yapılmış kaftan.) giydirerek ‘Rükneddin’ünvanını verdi. Tuğrul bey’in siyasi ve askeri otoriteyi veren Abbasilerde halifelik sadece dini bir lider olarak kalmıştı.

39 MOĞOL İSTİLASI VE YIKILIŞ
Moğollar göçebe bir kavimdir. Kabileler halinde yaşayan Moğolların tarihi, 1165 yılı dolaylarında doğan Temuçin Moğolların en yüce kişisi olarak kabul edildi ve kendisine “dünya hakanı” ve ya “kuvvetli ve güçlü hakan” anlamına gelen “Cengiz Han” ünvanı verildi. Moğollar egemenlik alanını genişletmek amacıyla komşu ülkelerden başlayarak akınlar düzenlemeye başladı. Moğollar 1218yılından itibaren de Batı’ya İslam dünyasına yöneldi.

40 Moğollar Semerkant, Buhara, Taşkent,Harezm, Belh gibi şehirleri yerle bir ederek batıya doğru ilerledi. Cengiz Han’dan sonra da Moğol istilası devam etti. Onun torunlarından Hülagu, Haşhaşileri ve Bağdat hilafetlerini yok etmek üzere Moğolistan dan yılında yola çıktı. Hülagü ,Haşhaşilere karşı başlattığı mücadelede Abbası halifesi Muta’sım ( ) ‘dan gönderdiği elçi aracılığıyla ordu desteği istemişti. Halife Hülagu ya ordu desteği yerine elçisiyle birlikte hediyeler ve dostluk mesajı göndermeyi tercih etmişti.

41 Hülagu ve orduları 1256 yılından itibaren Haşhaşiler’in ana kalesi Alamut Kalesi’ni ve daha bir çok kalelerini ele geçirdiler. Hülagü böylece ilk hedefini gerçekleştirmiş, Irak topraklarına doğru yönelmeye başlamıştı. Hülagü halifeye gönderdiği mektubunda; Haşhaşileri yok etmek için istediği ordu desteğini göndermediğini, bu olumsuz yaklaşımını ancak emirlerine itaat etmesi durumunda hoş görebileceğini söylüyordu.

42 Halife olumsuz cevap verdi.
Moğollar Ocak 1258 de şehri kuşattı. Bunun üzerine Halifenin barış yapmak için elçi olarak Hülaguya gönderdiği vezir İbnü’l-Alkami ile Hıristiyanların dini lideri Caslık’ı Hülagu huzuruna kabul etmedi. Şehir 10 Şubat 1258’de tamamen Moğolların eline geçti. Askerler şehirde saldırılara başlamış, şehri ateşe vererek yağmaladılar. Halife mutasım bürokratları ile birlikte teslim olmak zorunda kaldılar. Hülagü teslim olanları hepsini idam ettirdi. Böylece yılları arasında hüküm sürmüş olan Abbasi Devleti sona ermiş oldu.

43 Dış İLİŞKİLER Abbasilerin hüküm sürdüğü dönemde dünya da doğuda Abbasiler ve Bizanslılar, Avrupa da ise Franklar ve Endülüs Emevileri. Abbasiler için en önemli iş, rejimi sağlam temellere oturtturmak, halka kendilerini benimsetmek ve kabul ettirmekti. Bahsi geçen amaçları gerçekleştirmeyi ön plana alan özellikle ilk iki halife, dış politika ile ilgilenmeyi öncelikli bir iş olarak görmemişti.

44 Mansur ile Bizans imparatoru V
Mansur ile Bizans imparatoru V. Konstantin ( ) arasında 756 yılında Bizansların müslüman topraklarına saldırısı sırasında alınan esirlerin fidye karşılığında serbest bırakılmasını içeren bir antlaşma yapılmıştır. Halife olduğunda Mehdi’yi kutlamak için gelenlerin arasında IV. Leon’un( ) gönderdiği Tarasius adlı bir elçi de bulunmaktaydı.

45 Mehdi döneminde Bizanslara karşı yapılan savaşlarda yoğunluk dikkat çeker.
Harunürreşid halife olunca, devletin en büyük rakibi olan Bizans İmparatorluğu’na karşı devam etmekte olan seferlere büyük önem verir. 797 yılında Harunürreşid bizzat sefere çıkarak Orta Anadolu’da bulunan Safsaf Kalesi’ni ele geçirir. Bu dönemlerde her iki taraf arasında esir değişimini amaçlayan diplomatik girişimlerde bulunulmuş ve esir değişimleri yapılmıştır.

46 Memun 23 Mart 830’da Bizans’a karşı savaşmak üzere harekete geçer
Memun 23 Mart 830’da Bizans’a karşı savaşmak üzere harekete geçer. Kurre Kalesi’ni fethederek kalenin yıkılmasını emreden Memun, daha sonra Macide Kalesi’ni halkına eman vererek alır. Bizans’a sefer hazırlığı yapan Memun, 832’de hedef olarak seçtiği Lü’lü’e Kalesine yönelmiştir. Bu mücadeleden bıkan Bizans İmparatoru Teoplios, Memun’un başarılarından korkmuş olacak ki , barış isteğinde bulundu.

47 Bizans İmparatorunun barış isteğini reddeden Memun yazdığı mektupta, onu İslam’ı seçme, cizye ödeme veya savaş alternatiflerinden birini tercih etmeye çağırarak bir anlamda ona meydan okudu. Halife Memun döneminde Bizans ile ilişkilerde dikkati en çok çeken nokta, bilimsel alanda olan girişimdir. Memun kendi döneminde faaliyeti zirveye ulaşan bir tercüme ve araştırma enstitüsü olan, aynı zamanda bir kütüphane fonksiyonu icra eden Betyül Hikme’ye yerleştirilmesi ve tercüme edilmesi amacıyla felsefe, hendese(Nokta, çizgi, açı, yüzey ve cisimlerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı,),musiki ve tıp alanında yazılmış değerli eserleri getirmeleri için İstanbul’a heyetler gönderdi.

48 Vasık döneminde de Bizanslılarla bilimsel ve esir değişimini içeren diplomatik ilişkiler yürütülmüş ve olumlu sonuçlar elde edilmişti. Özellikle halife Mütevekkilden itibaren halifelerin konumunun güçlü olmaması nedeniyle Bizans’a yönelik ciddi bir sefer yapılmamıştır. Abbasilerin döneminin önemli diğer güçleri Franklar ve Bizanslılar arasında sürekli bir rekaber bulunuyordu.

49 Abbasiler ile hakimiyetleri altına almak istedikleri Endülüs Emevileri arasıdaki ilişkiler baştan beri hiç dostça olmamıştı. Abbasilerin iktidara gelişleriyle birlikte Emevileri yok etme teşebbüsünden kaçarak kurtulan Abdurrahman b. Muaviye, Endülüs’e gelerek Endülüs Emevi Devleti’ni kurmuştu. Abbasiler kendi dönemlerinin önde gelen güçlü devletleri ile diplomatik bir ilişki kurma gayreti içinde olmuşlardır. Zaman zaman siyasal çıkarları Abbasileri savaşın içine sürüklemiş,bu savaşların bir kısmı zaferle sonuçlanırken bir kısmı da yenilgiyle son bulmuştur. Hazırlayan:AYFER KOÇ (Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)


"ABBASİLER(750-1258)." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları