Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır"— Sunum transkripti:

1

2 Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır
Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır. Sanayileşmeye başlayan Avrupa devletleri kalan Osmanlı topraklarını sömürge olarak kullanmak istemişlerdir. Osmanlı Devleti’ndeki küçük işletmeler ve tezgahlar bu fabrikalarla mücadele edebilecek güçte değildi. Bunun için Osmanlı dış borç almaya başladı. Borçlar ödenemeyince de ülkeye Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuştur. Selanik’teki barış ortamının bozulmasının nedeni 1789 Fransız İhtilalidir. Fransız İhtilali nedeniyle yayılan milliyetçilik akımı yüzünden Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olmak için isyanlar çıkarmışlardır. 1789’da Fransız İhtilali’nin çıkmasıyla birlikte milliyetçilik akımı önem kazandı ve Osmanlı topraklarında yüzyıllardır huzur içinde yaşamış, Sırp, Bulgar, Rum ve Ermeni gibi uluslar Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan atmak için ayaklandılar.

3 Babası Ali Rıza Efendi’nin ailesi balkanlarda uygulanan iskan politikasından dolayı Söke’den gelmiştir. Ali Rıza Bey Selanik Evkaf (Vakıflar) Katipliği ve gümrük memurluğu yapmış, daha sonra da kereste ticareti ile uğraşmıştır. Mustafa 7 yaşında iken 1888’de vefat etmiştir. Annesi Zübeyde Hanım’ın ailesi de yine balkanlarda uygulanan iskan politikası sonucu Konya’dan göç etmiştir. Zübeyde Hanım kocasının ölümünden sonra Mustafa’yı da alarak Langaza’daki kardeşinin yanına gitmiş, ancak Mustafa’nın eğitimi için tekrar Selanik’e geri dönmüştür yılında İzmir’de vefat etmiştir. Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Bey’in evliliklerinden altı çocuk dünyaya gelmiştir. Bunlardan sadece Mustafa ve Makbule yaşamda kalabilmiş; Fatma, Ahmet, Ömer ve Naciye isimli diğer kardeşler henüz küçük yaşlarında yaşamlarını yitirmişlerdir. Makbule Hanım, soyadı kanunu çıkarınca “Atadan” soyadını kullanmış, 1956 yılında Ankara’da vefat etmiştir. Mustafa, 1881 yılında Selanik'te dünyaya geldi. Tam doğum günü bilinmemektedir ve daha sonra kendisine sorulduğunda “Ben 19 Mayıs’ta doğdum.” diye cevap verdiği için 19 Mayıs kabul edilir.

4 Selanik, Osmanlı’nın önemli bir Balkan kentiydi ve Ege Denizi kıyısındaydı. Deniz kıyısında olması deniz ticaretinin gelişmesine sebep olmuştu. Nüfusu da, ticarete bağlı olarak gelişmişti. Günümüzde Yunanistan sınırları içerisinde kalan Selanik’te, Osmanlı döneminde, Türk, Bulgar, Sırp, Rum ve Ermeniler 19. yüzyıla kadar kardeşçe yaşamışlardır. Sadece liman kenti değil, aynı zamanda demiryolu ile diğer şehirlere bağlanan bir ticaret merkeziydi. Selanik’te farklı milliyet ve kültürlerin yer alması ve önemli bir ticaret merkezi olması Mustafa’nın farklı açılardan kendisini geliştirmesini sağlamıştır.

5 Osmanlı Devleti’ni Dağılmaktan Kurtarma Akımları
Mustafa’nın çocukluk yıllarında Osmanlı Devleti bir yandan ekonomik zorluklarla mücadele ederken, bir taraftan da kendi topraklarındaki bağımsızlık mücadeleleri ile uğraşmıştır. Devletin içinde bulunduğu bu kötü durumdan kurtulabilmesi için Osmanlı aydınları bazı fikir akımlarını ortaya atmışlardır. Batıcılık Osmanlıcılık Osmanlı Devleti’ni Dağılmaktan Kurtarma Akımları Türkçülük İslamcılık

6 Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından
Osmanlıcılık, Osmanlı’nın çökmemesinin Osmanlı sınırları içinde yaşayanları dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın, kanun önünde eşit görülmesine bağlayan düşünce akımıdır. Bu düşünceyi gerçekleştirmek için atılan ilk adım Tanzimat Fermanı’dır. Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından etkilenerek isyan etmesiyle darbe almış, Yunanistan’ın bağımsız olması ile geçerliliğini kaybetmiştir.

7 Bu düşünce Arapların, I. Dünya Savaşı’nda
Osmanlıcılık düşünce akımının önemini kaybetmesi ve Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından önem kazanan İslamcılık, Osmanlı’nın kurtuluşunu tüm İslam aleminin halife etrafında toplamasına bağlamıştır. Bu düşünce Arapların, I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin yanında olmasıyla önemini yitirmiştir.

8 Türkçülük fikri, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle
Türkçülük ya da diğer adıyla Turancılık, Osmanlı’nın kurtuluşunu Osmanlı’nın asıl milleti olan Türkleri milliyetçilik akımından da yararlanarak tek bir bayrak altında toplamaya bağlayan düşünce akımıdır. Türkçülük fikri, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle önemini yitirmiştir.

9 Batıcılık fikri hiçbir zaman önemini yitirmediği gibi,
Batıcılık fikri, Osmanlı’nın batıya ayak uydurarak kendini toparlayacağını ve eski refah seviyesine ulaşabileceğini savunmaktaydı. Ama bu fikir sahipleri kısa zaman sonra ikiye ayrıldı Bu fikirlerin bir tanesi batının sadece tekniğinin, diğeri teknikle birlikte kültüründe alınmasını savunmaktaydı. Batıcılık fikri hiçbir zaman önemini yitirmediği gibi, bu fikrin bir kolu olan “sadece batı tekniğinin devlete alınması” düşüncesi Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapıtaşlarından birini oluşturmuştur.

10

11


"Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları