GİRİŞ Hasta değerlendirilirken; Hastalık öyküsü, hastanın öz ve soy geçmişi ve sistemlerin sorgulanması ile ilgili bilgiler incelenir. Sonra, bu bilgiler,

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIKLARI
Advertisements

Son dönem akciğer kanserli hastaya semptomatik yaklaşım
Akciğer grafisinde patolojik bulgular
İlk grafide muhtemelen pulmoner fibrozise bağlı kaba retiküler patern izleniyor.Bu hastada geçirilmiş kardiak cerrahi ve KOAH öyküsü mevcuttur.Altta.
SOLUNUM YETMEZLİĞİ VE ŞOKUN TANIMLANMASI
SOLUNUM MUAYENESİ Prof. Dr. Birsen Mutlu.
KRUP-EPİGLOTİT-PULMONER ÖDEM
Giriş Organizmanın canlılığını sürdürebilmesi için gerekli en önemli madde oksijendir. Oksijensizliğe en duyarlı organ beyindir. Solunumun asıl fonksiyonu.
Parankimde dansite azalması, kistler, hava yollarına ait anormallikler
SOLUNUM SIKINTILI HASTAYA YAKLAŞIM
Kalp hastalıklarında semptomlar ve tanı yöntemleri
MS 76 yaşında,erkek hasta İş adamı.
GÖĞÜS HASTALIKLARINDA ACİLLER
KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH)
ACİL TORAKS RADYOLOJİSİ
ASTIM Prof. Dr. A.Zafer ÇALIŞKANER.
YAYGIN DANSİTE ARTIŞININ BT İLE AYIRICI TANISI
KOAH TANISI VE TAKİBİ.
Solunum Sistemi Hastalıklarında Anamnez, Fizik Muayene ve Semptomlar
Dispne İle Başvuran Hastalarda Yaklaşım
Doç.Dr. Serhat FINDIK Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
TANIYA ULAŞIM Prof.Dr.Bülent Erbay.
VİTAL BULGULAR SOLUNUM
TORAKS BT’DE EĞİTİCİ OLGULAR
Solunum Sistemi Hastalıklarında Semptom, Anamnez ve Fizik Muayene
Doç.Dr. Yeltekin Demirel
AKUT ATAK TEDAVİSİ Prof. Dr. Ayten P. Uyan İzzet Baysal Tıp Fakültesi
PNÖMONİLER Dr. Oğuz KILINÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
24 yaşında Bayan İzmir Öğretmen
Dolaşım Sistemi Hastalıkları Patolojisi
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
SİSTEMİK HASTALIKLARDA AKCİĞERLER
Solunum Fizyolojisi Uygulamalı Çalışması
İ. Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
Çizgisel Dansiteler Dr. Figen Başaran Demirkazık
Nöromuskuler Epilepsi Apne Antiepileptik Mediastinal LAP
Ayla Yavuz Karamanoğlu
Doç.Dr.Bülent Oran Dr.Barış İlhan Dr.İlhami Sağlam
TORAKSIN RADYOLOJİK ANATOMİSİ
BRONKOSKOPİNİN ENDİKASYON VE KONTRENDİKASYONLARI
YAYGIN DANSİTE ARTIŞININ BT İLE AYIRICI TANISI
FALLOT TETRALOJİSİNDE HEMŞİRELİK BAKIMI Araş.Gör.Sümeyra Topal
Göğüs Ağrısı (+) Yaygın T Negatifliği
AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ DR. ÖZGÜL KESKİN
Göğüs Ağrılı Hastaya Yaklaşım. AMAÇLAR Göğüs ağrılı hastanın tanınması Göğüs ağrısı sonucu oluşan belirti ve bulguların ayırt edici özellikleri Miyokard.
Perküsyon - Oskültasyon
Göğüs Hastalıklarında Semiyoloji
S OLUNUM SISTEMI SEMPTOMLARı PROF.DR. İNCİ GÜLMEZ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI AD, KAYSERİ.
Acil Serviste Geriatrik Hastaya Yaklaşım
ALT SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI
Yrd. Doç. Dr. Tülay KUZLU AYYILDIZ
ÇOCUKLARDA SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
MEME VE AKSİLLA.
Pediatrik kardiyolojide sık görülen sorunlar
KALP ve PERİFERİK VASKÜLER SİSTEM
Solunum Sistemi Muayenesi
Nabız Kalp atımlarının atar damara yaptığı basıncın vücudun belli bölgelerinden el ile hissedilmesidir.
Böbrek Hastalıklarında Anamnez ve Fizik Muyene
Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü
Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü
FİZİKSEL MUAYENE BULGULARININ YORUMLANMASI
SOL KALP YETMEZLİĞİ Stj.Dr.Tayfun Özdemir. Sol kalp yetmezliği (Akut Kalp Yetmezliği) Nedir? Sol ventrikül, arterial kanı kullanılmak üzere vücuda gönderir.
SOLUNUM SIKINTISI İLE GELEN ÇOCUK HASTAYA YAKLAŞIM
Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
BRONŞEKTAZİ.
SOLUNUM ACİLLERİ DR.RAŞİT CEVİZCİ. Sağlık ve Hastalıkla İlgili Temel Kavramlar.
VAKA SUNUMU Arş. Gör. Dr. Kevser AYAR KTÜ Tıp Fakültesi
SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Sunum transkripti:

GİRİŞ

Hasta değerlendirilirken; Hastalık öyküsü, hastanın öz ve soy geçmişi ve sistemlerin sorgulanması ile ilgili bilgiler incelenir. Sonra, bu bilgiler, fizik muayene ile birleştirilir. Göğüs Hastalıklarında böyle bir yaklaşım %60-70 tanı koydurucudur.

ANAMNEZ

Anamnez ya da öykü alma, en önemli tanı yöntemlerinden biridir. Hasta muayenesinin ilk basamağını oluşturur. Doğru bir tanıya varabilmek için mutlaka iyi bir anamnez almak gerekir.

Solunum hastalığı olan ya da kuşkulanılan bir kişide anamnez alınırken öksürük, balgam çıkarma, hemoptizi, nefes darlığı, wheezing, siyanoz ve göğüs ağrısı’ ndan oluşan temel semptomları mutlaka sormak ve kaydetmek gerekir.

İlk semptomun ne zaman ortaya çıktığı belirlenince hastalığın da süresi belirlenmiş olur. Semptomların hastalık süresince azalıp artma, kaybolma, tekrar oluşma gibi özellikleri ve birbirleri ile olan ilişkileri araştırılmalıdır.

Örneğin dispne varsa ani ya da zamanla gelişip gelişmediğini, eforla ilişkisini, günün hangi bölümünde arttığını veya yatar pozisyonda artıp artmadığını öğrenmek gerekir.

Hastanın aile öyküsü veya bir başka deyimle soy geçmişi sorgulanarak özellikle tüberküloz ve astım gibi patolojilerin olup olmadığı yazılmalıdır.

Yakın temastan örneğin aile içi yaşamdan kaynaklanan en önemli akciğer hastalığı tüberkülozdur. O nedenle tüberkülozlu olduğu bilinen bir kişi ile ailenin diğer fertlerinin temas öyküsü belirlenmelidir.

Özgeçmişinde geçirdiği hastalık, kaza ve operasyonlar varsa yazılmalı ve mevcut hastalık ile olan ilişkisi araştırılmalıdır. Solunum hastalıkları açısından çok önemli olan sigara içme alışkanlığı sorulmalıdır.

Meslek öyküsü tıbbi sorgulamanın ayrılmaz bir parçası olup birçok akciğer hastalığı yönünden önemlidir. Ülkemiz bakımından da önemli olan bu hastalıkların başında silikozis, asbestoz ve mesleki astım gelir. Birkaç basit soru ile hastanın semptomları ile mesleği arasında ilişki kurulabilir.

Örneğin mesleksel astımda başlıca yakınma olan hışıltılı solunum (hırıltı), nefes darlığı ve öksürüğün çalışırken olup olmadığı sorulmalıdır. Ayrıca hafta sonları veya seyahat sırasında yani kişi işyeri ortamından uzaklaştığında azalıp azalmadığını ya da çalışırken toz, duman veya kimyasal maddelerle karşılaşıp karşılaşmadığını araştırmak gerekir.

Alınan bu anamnez paragraflara ayrılmış şekilde, lüzumsuz ayrıntılardan ayıklanmış, dilbilgisi kurallarına uygun, açık, düzgün bir dil ile temiz ve okunaklı olarak yazılır.

Tanısal girişimlerin ilk ve en önemli adımı anamnez ve fizik muayenedir. Solunum sistemi hastalıkları tanısında iyi alınmış bir anamnez ve dikkatli yapılan fizik muayenenin önemli yeri vardır.

FİZİK MUAYENE

Toraks muayenesinde göğüs kafesinin inspeksiyonu, palpasyonu, perküsyonu ve oskültasyonu sırasıyla yapılmalıdır. Fizik bulguları aynı anatomik bölge, çizgi ve noktalardan oluşan referanslara göre değerlendirmek ve ortak bir mesleki dil ile ifade edebilmek için topografik anatomik bilgiler kullanılır.

18 epigastrik açı İnfraklavikular çukur Anterior orta Çizgi Suprasternal çukurSupraklavikular çukur Sternal Çizgi Parasternal Çizgi Midklavikular Çizgi Sternal açı Göğüsün önden çizilen hayali çizgileri ve işaretleri

19 Göğüsün Posteriorden çizilen hayali çizgileri ve işaretleri Skapuler Çizgi Posterior orta çizgi İnfraskapuler bölge İnterskapuler bölge Supraskapuler bölge Skapuler bölge

20 İnspeksiyon Göğüs inspeksiyonu için hasta elbiselerini çıkarmış ve oturur pozisyonda olmalıdır. Muayene odası ılık olmalıdır. Hekim ayakta durarak muayene etmelidir.

21 İnspeksiyon Göğüsün inspeksiyonunda; Göğüs duvarı deri ve yumuşak dokuları, göğüsün anatomik yapısı (simetri), solunuma katılımı (ekspansiyon) ve şekil bozuklukları (deformite) ve solunum hızı, derinliği ve periyodik solunum şekilleri değerlendirilir.

22 İnspeksiyon (1) 1.Solunum Tipi Karın tipi solunum: Erişkin erkek ve çocuklarda Toraks tipi solunum: Erişkin kadınlarda

23 İnspeksiyon (2) 2.Solunum Hızı: f / dak. Takipne: >20 f/dak. Bradipne: <12 f/dak.

24 İnspeksiyon (3) Yüzeysel ve hızlı Solunumsal kas paralizisi, artmış intraabdominal basınç, pnömoni, plörezi Derin ve hızlı Ajitasyon, Derin ve hızlı Ağır metabolik asidozis (Kussmaul tipi solunum)

25 İnspeksiyon 3.Solunumsal Ritm Cheyne-Stokes tipi solunum Biot tipi solunum Solunum merkezinin uyarılabilirliğinde azalma İnhibe edilmiş solunum Göğüs ağrısına bağlı solunumun aniden kesilmesi Plörezi, torasik travma İç çekme tarzı solunum Depresyon, Konversiyon

26 İnspeksiyon Apne Biot Cheyne-Stokes Kussmaul Kardiyak arrest, obstrüktif uyku Apne sendromu Kafa içi basınç artışı, İlaçlara bağlı solunumun Baskılanması, Beyin hasarı (örn., medüller seviyede) Merkezi sinir sistemi hastalıkları (beyin hasarı), Konjestif kalp yetmezliği, İlaçlara bağlı solunumun baskılanması,İleri yaş pnömonisi Metabolik asidoz

27 Toraks Deformitesi Kifoz Fıçı Göğüs Pectus excavatum

28 Palpasyon Palpasyon göğüs duvarı altındaki akciğer yapılarının ve fonksiyonlarının göğüs Palpasyon, göğüs duvarı altındaki akciğer yapılarının ve fonksiyonlarının göğüs duvarına elle dokunarak ya da palpe ederek değerlen- dirme sanatıdır.

29 Palpasyon Trakea palpasyonu ve üst mediyastenin değerlendirilmesi Deri ve derialtı dokuların muayenesi Hemitoraksların solunuma katılımının (ekspansiyon) değerlendirilmesi Göğüs duvarı titreşim muayenesi (vibrasyon torasik, taktil fremitus)

30 Palpasyon  Hemitoraksların solunuma katılımının (ekspansiyon) değerlendirilmesi  Göğüs duvarı titreşim muayenesi (vibrasyon torasik, taktil fremitus)

31 Palpasyon Torasik ekspansiyon

32 Palpasyon Torasik ekspansiyon: Pnömotoraks ya da plevra sıvısı varlığında o taraf yarı göğüste genişleme ve solunuma yavaş katılma saptanır. Bu iki patolojide de mediyasten karşı göğüs yarısına itilir.

33 Palpasyon Vokal fremitus: Konuşan bir kişinin göğüs duvarı dinlendiğinde işitilen, vokal kordlardan yayılan titreşimlere denir. Bu titreşimler trakeobronşiyal ağaçtan aşağıya doğru yayılarak alveolleri ve akciğer parankimini geçerek göğüs duvarından işitilir.

34 Palpasyon Taktil fremitus (vibrasyon torasik) ise bu çıkan titreşimlerinin göğüs duvarından palpasyonla hissedilerek değerlendirilmesi muayenesidir. Toraks titreşim muayenesi için göğüs duvarı simetrik olarak palpe edilirken hastadan “on-onbir” veya “araba-araba” gibi net titreşim yaptıran kelimelerden birini tekrarlaması istenir. Muayene yapan hekim parmakların palmar yüzlerini ya da ellerinin ulnar yüzeylerini kullanarak karşılaştırmalı şekilde muayene yapar.

35 Artma Pnömoni, bronş açık kalmak şartıyla akciğer tümörleri ya da kitleleri (kompresif atelektazi), sıvının üst sınırındaki bronşu açık kollabe alan akciğer alanı (rölaksasyon atelektazisi), akciğer enfarktüsü, peribronşiyal fibrozis, Diffüz: diffüz interstisyel fibrozis, asbestozis Göğüs duvarı titreşim (Taktil fremitus : Vibrasyon torasikdeğişiklikleri Göğüs duvarı titreşim (Taktil fremitus : Vibrasyon torasik) değişiklikleri

36 Azalma Mukus tıkacı ya da yabancı cisimlerle tam bronşiyal tıkanma, pnömotoraks, plevral sıvı, plevra kalınlaşması Diffüz: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kaslı ya da obez göğüs duvarı, larenks hastalıkları (ses kaynağında bozulma) Göğüs duvarı titreşim değişiklikleri

37 Palpasyon Plevral sürtünme Plöreziye bağlı plevrada sellüloz/fibrinöz eksudasyon oluştuğunda, Tüberküloz plörezi, üremi, pulmoner embolizm durumlarında,

38 Perküsyon

39 1. Metod Perküte edilen – altta kalan: Sol orta parmağın distal inter-phalangeal eklemi Perküsyon yapan – çekiç konumunda olan: sağ orta parmaktır ve hafif vuruş tarzı ile bu eylemi yapar. Her bir muayene alanına ya da interkostal aralığa 2-3 kez vurulur ve duyulan sesler simetrik, karşı göğüs alanındaki aynı alandaki perküsyon sesleri ile karşılaştırılır.

40 1. Metod Tavsiye edilen Tavsiye edilen Yukarıdan aşağı, önden arkaya, el parmaklarının pulpası ile vurularak yapılır. Özellikle üst lob patolojilerini değerlendirmek için klaviküla ortasına sağ elin orta ya da işaret parmağı ile vurularak yapılır.

41 2. Etkileyen faktörler Toraks duvarının kalınlığı Kostal kartilajların kalsifikasyonu Hidrotoraks Gazlı alveol Alveoler tansiyon Alveoler elastisite

42 3. Klasifikasyon Rezonans= Sonor ses Normal Hiperrezonans=Hipersonor ses Amfizem, Astım atağı Timpanizm Kavite, pnömotoraks Matite (Dullness) Hidrotoraks, atelektazi Submatite (Flatness) Massif Hidrotoraks, massif atelektazi

 Akciğer tabanının-havalı alt sınırının yer değiştirme aralığı 43 Azalmış: emphysema, atelactasis, fibrosis, pulmo. edema, pneumonia Tespit mümkün değilse: pleura adhesion, massive hydrothorax, pneumothorax, diaphragmatic paralysis  Akciğer tabanının yer değiştirme aralığı 6-8 cm Skapuler hat boyunca Akciğerin havalı en alt sınırı perküte edilir, işaretlenir. Hastanın derin bir inspirasyon yapması ve tutması söylenir. Akciğerin havalı en alt sınırı perküte edilir, işaretlenir. Hastanın derin bir ekspirasyon yapması ve tutması söylenir. Akciğerin havalı en alt sınırı perküte edilir, işaretlenir. Üst ve alt sınırlar arasındaki mesafe ölçülür.

45

46

47

48

49

1. Normal solunum sesleri 2. Anormal solunum sesleri 3. Ek sesler 4. Ses titreşimi/Konuşma sesleri 5. Plevral sürtünme sesi 50

51

52

53

 Anormal vesiküler solunum sesi  Anormal bronşial solunum sesi  Anormal bronkovesiküler solunum sesi 54

1) Azalmış yada kaybolmuş  Toraks duvar hareketinde kısıtlanma  Solunum kas güçsüzlüğü  Hava yolu obstruksiyonu  Kompresyon atelektazisi  Hidrotoraks yada pnömotoraks  Abdominal hastalıklar: assit, büyük tümör 2) Artmış  Solunum faaliyetinde artma  Egsersiz, ateş, anemi, metabolik asidozis, kompenzasyon (Tek Akciğer) 55

3)Uzamış ekspirasyon Tam olmayan obstruksiyon ve/veya azalmış alveolar elastisite  Bronşitis  Astma  Amfizem 56

4)Dişliçark çalışma sesine benzer solunum sesi  TB  Pnömoni 5)Kabalaşmış solunum sesi Hava yolunda şişme ya da eksudasyona bağlı olarak hava akımında kısıtlanma  Bronşitis  Pnömoninin erken dönemi 57

 Vesiküler solunum sesinin duyulduğu yerde ses titreşiminin yada ses iletiminin artması sonucu, solunum sesi, kaynağındaki trakeal sese benzer şekilde duyulur. Bu ses bronşial solunum sesi olarak adlandırılır.  Konsolidasyon: lober pnömoni (konsolidasyon dönemi)  Büyük kavite: TB, Akciğer absesi  Kompresyon atelektazisi: hidrotoraks, pnömotoraks nedeniyle oluşmuş, 58

 Vesiküler solunum sesinin duyulması gereken yerde bronkovesiküler solunum sesi duyulabilir. › Lezyon nispeten küçüktür, derindedir yada normal akciğer dokusu ile karışmıştır.  Bronkopnömoni  TB  Lober pnömoninin erken dönemi  Hidrotoraksın üst alanındaki akciğerde, 59

Ek sesler 4 gruptur: 1.Raller : Rales: Krepitasyon: Crackles: Yaş raller 2.Sibilan ronküsler : Wheezes 3.Sonor ronküsler : Sonorous wheezes: Ronchi 4.Plevral sürtünme sesi: Frotman : Pleural friction rub 60

61

Mekanizma İnspirasyon esnasında, hava akımı ince sekresyonlar arasından gaz kabarcıkları şeklinde geçerken yada sekresyon tarafından adezyona uğramış ve kollabe olmuş bronşiolun birden açılmasıyla oluşurlar. 62

1.Ek seslerdir 2.Aralıklıdırlar 3.İnspirasyon döneminde yada ekspirasyon başında duyulurlar 4.Bazen öksürükten sonra azalır yada kaybolurlar 63

Mekanizma Törbülan hava akımının, trakeada, bronşta ve bronşiolde, hava yolunun daralması yada inkomplet tıkanması sırasında oluşturduğu müzikal bir sestir. Nedenleri › Konjesyon › Sekresyon › Spazm › Tümör › Yabancı cisim › Kompresyon (lenf nodu, mediastinal tümör) 64

1. Ek sestir 2. Yüksek perdelidir 3. Ekspirasyon fazında daha belirgindir 4. Değişik şiddet, karakter, konum yada yayılımdadır 5. Wheezing (ana bronşta duyulan) 65

1. Plörezide selülöz/fibrinöz bir eksudasyon (pürüzlü plevra) 2. Oskültasyon alanı › inferolateral toraks duvarı (akciğerin maksimal kayma hareketi yaptığı alan) 3. Soluk tutulduğunda sürtünme sesi kaybolur 4. Solunum ve kalp atışında sürtünme sesi duyulur : mediastinal plörezi 5. Nedenleri › Tüberküloz plörezi › Pulmo. embolizm › Üremi › Plevral mezotelyoma 66

67 SOLUNUM SİSTEMİ SEMPTOMLARI

68 NEFES DARLIĞI

69 Nefes darlığı (dispne), hasta tarafından algılanan subjektif bir semptomdur. Kişinin solunumunu yetersiz bulması durumudur. Hastalar tarafından soluk alıp vermede zorluk, nefessiz kalmak, göğüste sıkışma hissi gibi ifadelerle belirlenir. NEFES DARLIĞI

70 Nefes darlığının en önemli nedeni kronik obstrüktif akciğer hastalığı, konjestif kalp yetmezliği ve psikolojik hiperventilasyondur. NEFES DARLIĞI

71 Ayrıca nefes darlığının pozisyonla olan ilişkisi bazı hastalıklara özgün ipuçları verebilir. Nefes darlığı yatınca ortaya çıkıyor, oturunca azalıyorsa buna ortopne denir ve tipik olarak konjestif kalp yetmezliği, ağır KOAH ve diafragma kas zayıflığında görülür. NEFES DARLIĞI

72 Gece sabaha karşı nefes darlığı astımda görülür. Bu hastalarda öksürük ve “wheezing”, dispneyle birliktedir. NEFES DARLIĞI

73 Ayakta dururken nefes darlığı oluyor, yatınca geçiyorsa buna platipne denir ve pulmoner arteriovenöz malformasyonlar, ağır karaciğer hastalıkları veya abdominal kas zayıflığında görülür. NEFES DARLIĞI

74 Kronik nefes darlığı pulmoner nedenlerle astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, interstisyel akciğer hastalığı, plevra fibrozisi, plevral effüzyon, göğüs deformiteleri, nöromüsküler hastalıklar, pulmoner hipertansiyon, endobronşial lezyonlar NEFES DARLIĞI

75 ekstrapulmoner nedenler dolaşım yetmezliği, anemi, obesite

76 ÖKSÜRÜK

77 Öksürük aspirasyona karşı akciğerleri koruyan ve aşırı miktarda yapılan sekresyonun atılmasını sağlayan bir reflekstir. ÖKSÜRÜK

78 İnhalasyon ile alınan partiküller, aşırı müküs sekresyonu, inflamatuar eksuda, yabancı cisim, endobronşial lezyon ve bronş basıları öksürük doğuran nedenlerdir. Hemen her türlü akciğer ve kalp hastalıklarında öksürük görülebilir. ÖKSÜRÜK

79 Ayrıca rinit, özefageal reflu, orta kulak patolojileri, diafragma, plevra ve perikard irritasyonu da öksürüğe neden olur. ÖKSÜRÜK

80 BALGAM

81 Solunum yolları mukus glandlarında yapılan ve mukosiliyer savunma mekanizmasında önemli roller üstlenen, ekspektorasyonla atılan sekresyona balgam denir. BALGAM

82 Pas rengi pürülan balgam pnömokok pnömonisinde, kötü kokulu balgam anaerobik enfeksiyonlarda, ançuez ezmesi gibi balgam amip absesinde, yeşil-sarı safra içeren balgam bronkobilier fistülde, soğan zarına benzer membran içeren kaya suyu gibi bol miktarda berrak balgam kist hidatik perforasyonunda, bol miktarda su gibi balgam (bronkore) bronkoalveoler hücreli kanserde, pembe köpüklü balgam sol kalp yetmezliğinde siyah balgam (melenoptizi) Kömür partikülleri içeren kömür işçilerinde, küçük kumsu partiküller içeren balgam bronkolitiazis için tipiktir. BALGAM

83 HEMOPTİZİ

84 Hemoptizi alt solunum yollarından kaynaklanan, genellikle öksürük ve balgam ile birlikte olan kanamadır. Çok az miktarda, balgama bulaşık çizgi şeklinde olabileceği gibi, yaşamı tehdit eden massif kanamalar da olabilir. HEMOPTİZİ

85 Hemoptizinin en sık nedenleri: tüberküloz, bronşektazi, akciğer absesi, kronik bronşit, pnömoni, akciğer kanseri pulmoner tromboembolidir. HEMOPTİZİ

86 Ekstrapulmoner nedenler Sol kalp yetmezliği, Mitral darlığı Pıhtılaşma bozuklukları

87 Massif hemoptizi 24 saatte 200 ml den fazla olan kanamalara denir. Ancak kanama miktarından çok asfiksiye neden olması ve sistemik kan kaybı bulguları vermesi önemlidir. HEMOPTİZİ

88 GÖĞÜS AĞRISI

89 GÖĞÜS AĞRISI Göğüs ağrısı göğüs duvarı, paryetal plevra, perikard, myokard, mediastinal yapılar ve abdominal organlardan kaynaklanır. Visseral plevra ve akciğer parankiminde duyu sinirleri yoktur, dolayısıyla pnömoni, akciğer kanseri gibi parankimal hastalıklar ancak paryetal plevrayı tutarlarsa ağrıya neden olurlar.

90 GÖĞÜS AĞRISI Retrosternal ağrı: Myokard, perikard, aort, özefagus ve trakea hastalıkları retrosternal ağrıya neden olur.

91 GÖĞÜS AĞRISI Kas-iskelet ağrıları: En sık nedeni göğüs travmalarıdır. Kesici ve künt travmaların yanısıra şiddetli öksürük, kusma, ağır kaldırma ve ani dönme hareketleri de kot kırıklarına, kostokondral sublüksasyonlara neden olabilir. Ağrının yeri hasta tarafından kolayca lokalize edilir, genellikle derin inspiryumla ve palpasyonla ağrının şiddeti artar.

92 GÖĞÜS AĞRISI Diğer nedenler: Gastrit, kolesistit, pankreatit ve subdiafragmatik abseler de göğüs ağrısı yapabilir. Mitral kapak prolapsusunda, sarkoidoziste gelip geçici, hastanın tam tanımlayamadığı atipik göğüs ağrıları olabilir.

93 GÖĞÜS AĞRISI Akut başlayan göğüs ağrısı myokard infarktüsü, pulmoner emboli, pnömotoraks, perikardit, aort disseksiyonu gibi çok ciddi hastalıkların belirtisi olabileceğinden hastanın kısa sürede değerlendirilmesi gerekir.

94 SİYANOZ

95 SİYANOZ Redükte hemoglobinin (oksijensiz hemoglobin) 5 gr/dl nin üzerine çıkması sonucu deri ve mukozalarda oluşan morumsu renk değişikliğine siyanoz denir.

96 SİYANOZ Hemoglobin düzeyi normal sınırlarda olan bir kişide, siyanozun oluşması için arteriyel oksijen saturasyonunun (SaO2) %80 nin, PaO2 nin de 45 mmHg nın altına düşmesi gerekir. Ciddi anemisi olan hastada belirgin hipoksemiye rağmen siyanoz görülmeyebilir.

 Lunge yoğun bakım.ICU book.türk torax derneği 97