“DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
621- S.T.M.M. HS T.M. HS Satılan malların maliyeti kaydı. 2)Satışlar = (-)Satışların Maliyeti =( ) =Brüt satış karı.
Advertisements

BÖLGESEL TEŞVİK UYGULAMALARI SUNUM : Kaan Duran ÖĞRETİM GÖREVLİSİ : Mustafa İDUĞ.
Cam Vakıf Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. Ve İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma Vakfı Temsilciler Meclisi Olağan Genel Kurul Toplantısı.
KARADENİZ HAVZASINDA SINIR ÖTESİ İŞBİRLİĞİ PROGRAMI Proje Bütçesinin Hazırlanması - -- Proje Bütçesinin Hazırlanması -
Serbest muhasebeci mali müşavir sigortası. Serbest muhasebeci mali müşavir sorumluluk sigortası Bu sigorta ile Sigortacı, Sigortalının vermekte olduğu.
TÜRMOB - TESMER 2014 YILI ŞAHSİ GELİRLERİNİN BEYANI ve veVERGİLENDİRİLMESİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR Bölüm 2 1 A. Murat YILDIZ Yeminli Mali Müşavir.
Bağımsız Denetim ile Vergi Denetimi Arasındaki Geçişler
1 KAMU İHALE KANUNU KİK YAVUZ ATEŞ MALİ HİZMETLER UZMANI.
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
KESİN HESAP KANUN TASARISI
Vergilendirme İşlemleri
DÖNEMSONU UYGULAMALARI
6736 Sayılı Bazı Kamu Alacaklarında Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Sunumu BLOOMBERG HT ÖZET SUNUM.
HAZIRLAYANIN; ADI SOYADI; İLVE ÇEBİ NUMARA:
SMMM / İSTANBUL ÜNİ. ÖĞR. GÖREVLİSİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
VARLIKLARIN İZLENMESİ Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
PARA VE BANKACILIK.
Güncel Teşvik Bilgilendirme Sunumu
VARLIK BARIŞI VERGİ AFFI
Mali Hizmetler Müdürlüğü ARSA RAYİÇ ÇALIŞMALARI
VARLIKLARIN İZLENMESİ Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
VARLIKLARIN İZLENMESİ Menkul Kıymetler
FİNANSAL KARAR TÜRLERİ
BANKALARIN TANIMI, FAALİYETLERİ, TÜRLERİ
MAKRO İKTİSAT EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 2: Faiz Haddi ve Ödemeler Dengesi
YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI
15/Şubat/2017 Platform Çalışması
6745 SAYILI “YATIRIMLARIN PROJE BAZINDA DESTEKLENMESİ İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN”DA YER ALAN ÖNEMLİ.
Hazırlayan : İbrahim Gökhan Uzun
130 Maddeden oluşmaktadır
MALİ İŞLEMLERİN İZLENMESİ
PARANIN ZAMAN DEĞERİ.
FORFAITING Dr. ÇAĞATAY Orçun.
BÖLÜM 3-GELİR VERGİSİ & VERGİ MATRAHININ TESPİTİ
FİNANSAL PLANLAMA.
Ersin GÖKGÜN / Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Oda Sekreteri
12.DERS SERMAYE AZALTIM İŞLEMLERİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
İDARİ YARGIDA DAVA TÜRLERİ
DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN
FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR
PARANIN ZAMAN DEĞERİ.
Bankaların Faaliyet konuları
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
ŞİRKET AKTİFİNDEKİ TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLEMESİ
12 Ticari Alacaklar 12 Ticari Alacaklar 22 Ticari Alacaklar
Türkiye’de Bankacılık Sektörü
2017 Kurumlar Vergisi Beyannamesine İlişkin Önemli Hatırlatmalar
2018 Yılında Uygulanacak Teşvikler ve Yapılacak Diğer Çalışmalar
2016 YILI DÖNEM SONU İŞLEMLERİ
TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ DERNEĞİ
İŞLETME KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ
VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLARLA İLGİLİ DÜZENLEMELER
İşletme Finansı Doç.Dr. G. Cenk AKKAYA.
III.Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar ( ) nolu hesaplar)
Burhan ERAY Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi
19. Diğer Dönen Varlıklar 19. Diğer Dönen Varlıklar 190 Devreden KDV
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
YENİ BAKANLAR KURULU KARARI ÇERÇEVESİNDE İSTİSNA UYGULAMASI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
BÖLÜM – Kurumlar Vergisi
KONKORDATO TALEBİNE EKLENECEK BELGELER İİK
HESAP KAVRAMI VE İŞLEYİŞİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sermaye Maliyeti Sermaye maliyeti; kullanılan veya kullanılması planlanan her çeşit kaynağın, maliyetlerinin ağırlıkları dikkate alınarak ortalamasının.
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
9- BELEDİYELERDE TEŞKİLİ ZORUNLU GECEKONDU FONU İLE İLGİLİ TÜM İŞLEMLER :
Sunum transkripti:

“DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU ” HOŞGELDİNİZ... A. MURAT YILDIZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR 27 ARALIK 2006

“DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU ” BİRİNCİ BÖLÜM : ENVANTER VE DEĞERLEME İŞLEMLERİ A. MURAT YILDIZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR 26 ARALIK 2006

ENVANTER İŞLEMLERİ ( VUK MD.186-192 ) DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ENVANTER İŞLEMLERİ ( VUK MD.186-192 ) İktisadi bir kıymetin varlığının kayıtlar ve belgeler üzerinde yapılacak olan çalışmalarla tespit edilmesine ENVANTER adı verilir. İktisadi bir kıymetin varlığının fiili olarak, yani elle sayılarak tespit edilmesine fiili envanter, kayıt ve belgeler üzerinden tespit edilebilmesine ise ise kaydi envanter adı verilir. *VUK’nun 186’ncı maddesi gereğince, envanter ise; bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir. Şu kadar ki, ticari teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutat olmayan malların değerleri tahminen tespit olunur. Mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade eder. *ENVANTER İŞLEMİ YAPACAK OLANLAR; *Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefler, *Her türlü ticaret şirketleri, *Kurumlar vergisine tabi olup bilanço esasına göre defter tutan diğer tüzel kişiler, *İşletme hesabı esasına göre defter tutanlardan emtia üzerine iş yapan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleridir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ENVANTER İŞLEMLERİ Muhasebe uygulamasında envanter işlemleri genel olarak aşağıdaki sıraya göre yapılır: 1- Dönem sonunda muhasebe kayıtlarına göre genel geçici mizan düzenlenir. 2- Muhasebe dışı envanter işlemleri yapılarak iktisadi kıymetlerin gerçek durumu tespit edilir. 3- Muhasebe dışı envanter sonuçları ile genel geçici mizan karşılaştırılır varsa farklar bulunur. 4- Bulunan farkların sebeplerine göre gerekli düzenleyici muhasebe kayıtları yapılarak muhasebe içi envanter işlemleri yapılır. 5- Muhasebe kayıtları ile envanter sonuçlarının uyumu sağlanarak genel kesin mizan değerlendirilir. 6- Daha sonra mali tablolar düzenlenir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER DEĞERLEME Değerleme;VUK’nun 258. maddesi gereğince, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlardaki değerlerinin takdir ve tespitidir. Tanım uyarınca değerleme; A) Tespit B) Takdir Şeklinde yapılmaktadır. Tespit, mükelleflerce VUK’nunda yer alan değerleme ölçüleri kullanılarak yapılan değerleme işlemi, Takdir ise, mutat değerleme ölçüleri kullanılarak değerleme yapılamadığı takdirde idare tarafından yapılan takdir işlemidir. (VUK Madde 267)

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ 1.Maliyet bedeli (VUK. MADDE 262) (1-Gayrimenkuller, 2-Demirbaş Eşya, 3-Özel maliyet bedeli, 4-Zirai mahsuller, 5-Hayvanlar,) 2.Borsa rayici (VUK. MADDE 263) (Yabancı paralar,devlet tahvili ve hazine bon) 3.Tasarruf değeri (VUK. MADDE 264) 4.Mukayyet değer (VUK. MADDE 265) (1-Senetsiz alacak ve borçlar, reeskont uygulaması yapılmayan senetli alacak ve borçlar,2-İlk tesis ve taazzuv giderleri ile peştemallıklar,3-Aktif ve geçici hesaplara ilişkin kıymetler, 4-Karşılıklar.) 5.İtibari değer (VUK. MADDE 266) (Kasa) 6.Vergi değeri (VUK. MADDE 268) (Bina ve araziler ) 7.Rayiç bedel (VUK. MÜK. MADDE 266) (1-Veraset Ve İntikal V.K’nun 10/c maddesinde yer alan menkul kıymetler, 2-Gemiler) 8.Emsal bedeli ve ücreti (VUK. MADDE 267) 1-Ortalama Fiyat Esası, 2-Maliyet Bedeli Esası, 3-Takdir Esası) 9.Alış Bedeli (Hisse senetleri, kapsama dahil yatırım fonları katılma belgeleri )

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER KASA HESABI Kasa hesabı, daima borç bakiyesi verir veya sıfır olur. Hiçbir şekilde alacak bakiyesi vermemesi gerekir. Kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi; muhasebe işlemlerinde hata olduğunu gösterir. Muhasebe işlemlerinin doğru olduğu iddia edildiğinde ise bu durum ya gelirlerin gizlendiği ya da gerçek dışı ödemelerin sanki yapılmış gibi kayıtlara intikal ettirildiği anlamına gelir ki bu da V.U.K.’nun 30/4. maddesine göre re’sen takdir nedeni olup, cezalı tarhiyata yol açabilir. Kasa sayımı sonucu kasa fazlası çıkması halinde, bu fark vergi uygulaması açısından matraha ilave edilmekte, kasa sayım noksanlığının çıkması halinde ise, bu farklılık mali kârın tespiti açısından gider kabul edilmemektedir. Bu nedenle kasa sayım farklılığının nedeni bulunana kadar ilgili cari hesapta bekletilmesi, ancak dönem sonuna kadar farklılığın nedeni bulunmazsa olağandışı gelir ve gider olarak kayıtlara alınması gerekir. Dönem sonu kasa bakiyesinin çok büyük meblağlarda olması halinde bu paranın kasada olamayacağı ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyata muhatap olunabilir. Bu nedenle dönem sonu kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne iş hacmine ve kasa işlemlerinin yoğunluğuna uygun bir rakam olması gerekir. Kasada mevcut yabancı paralar efektif alış kuru ile değerlenir. Döviz cinsinden değerleme farkları olumlu ise, kambiyo karı olarak, olumsuz farklar ise kambiyo zararı olarak dönem matrahının tespitinde dikkate alınır.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER BANKALAR *Bu hesap, işletmece yurtiçi ve yurtdışı banka ve benzeri finans kurumlarına yatırılan ve çekilen paraların izlenmesini kapsar. Bankalara para olarak veya hesaben yatırılan değerler borç, çekilen tutarlar ile üçüncü kişilerce tahsil edildiği anlaşılan çek ve ödeme emirleri alacak kaydedilir. *Banka hesabında TL ve döviz cinsinden paralar tutulduğu için TL cinsinden kıymetler mukayyet değerle, döviz cinsinden değerler ise, Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan ilgili döviz alış kuru ile değerlenirler. *Bankalar hesabının envanteri yapılırken öncelikle bankalar hesabı ile ilgili yanlış ve eksik kayıtların düzeltilmesi yapılarak muhasebe kayıtlarının banka ekstreleri ile uyumu sağlanır. *Bankalarda bulunan yabancı para mevcutlarının dönem sonunda mutlaka değerleme işlemi yapılarak oluşan kur farklarının ilgili hesaplara alınması gerekir.

VADELİ MEVDUAT HESAPLARININ DEĞERLEMESİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER VADELİ MEVDUAT HESAPLARININ DEĞERLEMESİ 5228 Sayılı Kanun ile VUK’nun 281 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir.” ibaresi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.” Bundan böyle ticari işletmelerinin aktifine kayıtlı mevduat hesapları bulunan mükellefler, bu hesapları dolayısıyla vadesinde elde edecekleri faiz gelirinden değerleme gününe kadar oluşan kıst döneme ait kısmı ilgili oldukları dönemde gelir yazmak suretiyle kurum kazançlarına dahil edeceklerdir. Ticari işletmeler aktifine kayıtlı repo hesapları için de aynı şekilde işlem yapacaklardır. Örneğin; ( X ) Limited Şirketi’nin, 01.08.2006 tarihinde açtırmış olduğu 1 yıl vadeli mevduat hesabı dolayısıyla vade tarihi olan 01.08.2007 tarihinde 60.000 YTL faiz geliri elde ettiği bir durumda söz konusu kazancın tamamı eskiden olduğu gibi 2007 yılı kurum kazancının tespitinde değil, toplam faiz gelirinin 01.08.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında kalan altı aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 25.000 YTL 2006 yılı kurum kazancının hesabında, 01.01.2007 – 31.07.2007 tarihleri arasında kalan altı aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 35.000 YTL ise 2007 yılı kurum kazancının hesabında gelir olarak dikkate alınacaktır.

VADELİ MEVDUATLARIN İŞLEMİŞ FAİZLERİNE İSABET EDEN STOPAJLARIN MAHSUBU Vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar tevkif edilmiş olan verginin, beyannameye ithal edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Buna göre; vadesi değerleme gününden ( 31 Aralık 2006 ) sonra, ancak beyanname verme tarihinden önce dolan mevduat hesaplarında kıst olarak hesaplanıp gelir yazılan işlemiş faizlere isabet eden gelir vergisi stopajı mahsuba konu edilebilecektir. Vadesi beyanname verme süresinden sonra ( Gelir Vergisinde izleyen yıl 15 Mart, Kurumlar Vergisinde izleyen yıl 25 Nisan ) dolan mevduat hesaplarında ise stopajın tamamı faiz ödemesinin yapıldığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergilerden yapılacaktır.

VADELİ MEVDUATLARIN İŞLEMİŞ FAİZLERİNE AİT STOPAJLARIN MAHSUBU Örneğin; Liman Limited Şirketi vadesi 31.03.2007 tarihinde dolan 6 ay vadeli mevduat hesabından 200.000 YTL brüt faiz geliri elde etmiş, bankaca faiz ödemesi sırasında 30.000 YTL gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Söz konusu faiz gelirinin 01.10.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 100.000 YTL 2006 yılı kurum kazancının hesabında, 01.01.2007 – 31.03.2007 tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 100.000 YTL ise 2006 yılı kurum kazancının hesabında gelir olarak dikkate alınacaktır. Aynı şekilde bankaca faiz ödemesi sırasında yapılan 30.000 YTL gelir vergisi tevkifatının 01.10.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 15.000 YTL 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde, 01.01.2007 – 31.03.2007 tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 15.000 YTL ise 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir. Aynı örnekte mevduat hesabının vadesinin 25 Nisan 2007 tarihinden sonraki bir tarihte dolacağı, dolayısıyla gelir vergisi stopajının da bu tarihten sonra yapıldığı bir durumda ise yapılan stopajın tamamı 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek, 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ise bu gerekçe ile herhangi bir mahsup yapılmayacaktır.

BANKA KREDİLERİNİN YIL SONU DEĞERLEMESİNDE DÖNEM SONUNA KADAR İŞLEMİŞ OLAN FAİZLER GİDER OLARAK DİKKATE ALINABİLECEKTİR. 5228 Sayılı Kanun ile VUK’nun 285 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir.” ibaresi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.” Bundan böyle finansman ihtiyaçlarını banka kredisi kullanmak suretiyle karşılayan mükellefler, banka kredisi borçları nedeniyle değerleme gününe kadar oluşan kıst döneme ait tahakkuk etmiş ancak ödememiş bulundukları faizleri de gider olarak kurum kazancından indirebileceklerdir. Örneğin; Kilim Limited Şirketi’nin, 01.07.2006 tarihinde almış olduğu 1 yıl vadeli banka kredisi dolayısıyla vade tarihi olan 01.07.2007 tarihinde defaten 120.000 YTL faiz ödemesinde bulunacağı bir durumda, söz konusu faiz giderinin tamamı 2007 yılı kurum kazancının tespitinde değil, toplam faiz giderinin 01.07.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında kalan altı aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 60.000 YTL 2006 yılı kurum kazancının hesabında, 01.01.2007 – 30.06.2007 tarihleri arasında kalan altı aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan 60.000 YTL 2007 yılı kurum kazancının hesabında gider olarak dikkate alınacaktır.

MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ * Menkul kıymetler ; Faiz geliri veya kâr payı sağlamak veya fiyat değişmelerinden yararlanarak kâr elde etmek amacı ile geçici bir süre elde tutulmak üzere alınan hisse senedi, tahvil, hazine bonosu, finansman bonosu, yatırım fonu katılma belgesi, kâr-zarar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı senedi gibi finansal araçlardır. * VUK’nun 279’uncu maddesi gereğince, bir kısım menkul kıymetler borsa rayici, bir kısım menkul kıymetler alış bedeli ile bir kısmı ise kar ilaveli alış bedeliyle (kıst getiri ölçütü) değerlenmektedir. A) Alış Bedeli Ölçütü, Hisse Senetleri Portföyünün % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senedinden oluşan Yatırım Fonları Katılma Belgeleri B) Borsa Rayici Ölçütü, Varlığa Dayalı Menkul Kıymet, Finansman Bonoları Devlet Tahvili Hazine Bonosu Gelir Ortaklığı Senedi ,Özel Sektör Tahvili C) Kıst Getiri Ölçütü, Yatırım Fonu Katılma Belgeleri,(Alış Bedeli ile Değerlenemeyenler)

ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ VUK’un 281’inci maddesine göre alacaklar mukayyet değer ile değerlenmektedir. Mukayyet değer ölçüsü uygulanmadan önce, bu alacaklar içinde şüpheli ve değersiz alacaklar varsa saptanır ve bunlar muhasebe kayıtlarıyla düşüldükten sonra geriye kalan alacaklara mukayyet değer ölçüsü uygulanır. İsteyen mükellefler, işletme aktifinde veya pasifinde yer alan alacak ve borç senetlerini değerleme günündeki gerçek değerine indirgenmesi amacıyla reeskont işlemi yapabilirler. Döviz cinsinden alacak ve borçlarında Maliye Bakanlığı’nca açıklanan kurlar esas alınarak TL’ye çevrilerek doğan kur farklarının gelir ya da gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir.

İHRACAT İŞLEMLERİNDEN DOĞAN ALACAKLAR Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararın 8’inci maddesi gereğince, İhracat işlemlerinden doğan yurt dışı döviz alacaklarının fiili ihracattan itibaren 180 gün yurda getirilmesi gerekmektedir. Kambiyo mevzuatına göre de, esas olarak fiili ihracat tarihinden itibaren 180 gün içinde ihracat bedelinin tamamının yurda getirilmelidir. Ancak, dövizin yurda erken getirilmesini teşvik ve bu şekilde çalışan firmalarında yurt dışında döviz bulundurmalarının sağlanarak, ihracat yapmalarını teşvik etmek amacıyla 90 gün içinde döviz bedelinin %70’ini getiren firmalara %30’luk kısmı yurt dışında serbestçe kullanabilme hakkı verilmiştir. Dolayısıyla fiili ihracat tarihinden itibaren 90 gün içinde ihraç bedellerinin %70’i yurda getirilmezse ihracat tarihinden itibaren 180 gün içinde ihracat bedellerinin tamamının getirilmesi gerekmektedir. Bu süreler içinde yurda getirilmeyen ihracat alacaklarından doğan kur farkları ise mükellefe ait olmayıp DFİF’e devredilmekteydi. Yani dönem sonunda fiili ihraç tarihinden itibaren 180 gün geçmesine karşın yurda getirilmemiş ihraç bedelinin yalnız 180 günlük kur farkı hesaplanmaktaydı. Bu nedenle de söz konusu alacaklar, M.B.’nca yayımlanacak dönem sonu kuru ile değerlenmeyip, 180. gün T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru ile değerlenmekteydi. Ancak DFİF uygulamasına 27.08.2004 tarihinden itibaren son verilmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla mevcut durumda 31.12.2006 tarihinde yapılacak olan değerleme işlemlerinde; 180 gün geçmesine karşın yurda getirilmemiş ihraç bedelleri içinde kur farkı hesaplanacaktır.

ŞÜPHELİ ALACAKLAR ( VUK Md.323 ) DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ŞÜPHELİ ALACAKLAR ( VUK Md.323 ) Şüpheli Alacak Karşılığı Ayırmanın Koşulları ; * Bilanço usulüne göre defter tutulmalıdır. * Alacak, ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve devamı ile ilgili olmalıdır. * Alacak değerleme günü itibariyle şüpheli hale gelmiş olmalıdır. - Alacak, dava ve icra safhasında bulunmalı ve takibat ciddiyetle devam ettirilmelidir. Sadece müracaat yeterli değildir. - Alacağın dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak olması halinde ise; yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olmalıdır. * Alacak tahakkuk etmiş olmalıdır. (Daha önce hasılat olarak defterlere kaydedilmiş olmalı ) * Alacak değerleme günü itibariyle teminatsız olmalıdır. Bu kapsamda kamu kuruluşlarından olan alacaklar için karşılık ayrılmaz.

ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR * Kampanyalı (ön ödemeli) satışlardan doğan alacaklar ve avans mahiyetindeki alacaklar için karşılık ayrılamaz. * 334 sayılı VUK Genel Tebliği’ne göre alacağın ilgili dönem kayıtlarına girmiş olması ve KDV beyannamelerinde beyan edilmiş olması şartıyla, KDV içeren şüpheli alacaklarda katma değer vergisi için de karşılık ayrılabilecektir. *Aciz vesikasına bağlanan alacaklarda alacağın tamamı için değil bu vesikada yer alan tutar kadar karşılık ayrılabilir. * Yurt dışından olan alacaklar içinde dava açıldığının dış temsilciliklere onaylatılması şartıyla karşılık ayrılabilir. * Dövize endeksli veya döviz cinsinden olan şüpheli alacaklar için karşılık ayrılmasına karar verilmesi halinde, bu alacağa bağlı olarak ortaya çıkan kur farkları da şüpheli alacak kabul edilerek karşılık ayrılır. * İştiraklerden olan alacaklar için karşılık ayrılabilir. * İflas halindeki kişilerden olan alacaklar için karşılık ayrılabilir.

ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASINDA ÖZELLİKLİ DURUMLAR * Ferdi işletme ve şahıs şirketlerinde şirketin ortaklarından olan alacakları için karşılık ayrılamaz.         * Şahıs şirketlerinden ( Kollektif ve Adi Ortaklıklar ) olan alacaklarda TTK hükümlerine göre tüm ortaklar bütün mal varlıklarıyla müteselsilen sorumlu olduklarından şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için şirket tüzel kişiliği ve ortakların hepsi için takibata geçilmiş olması gerekmektedir. * Ciro edilmek suretiyle gelen senet bedelinin ödenmemiş olması durumunda, şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için bu senedi ciro eden kişi hakkında takibat yapılmış olması gerekir. * Kefalete bağlı olan alacaklarda asıl borçlunun yanı sıra kefil nezdinde de takibata geçilmiş olması gerekir. *Hatır senetleri için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz. * TMSF’ ye devredilen bankalarda bulunan mevduat ve repo hesapları için karşılık ayrılamaz.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER DEĞERSİZ ALACAKLAR Yargı Kararına veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan olmayan alacaklardır. Değersiz Alacağın Şartları *Alacak, Bilanço veya İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Ticari veya Zirai Kazançla İştigal Eden İşletmelere Ait Olmalıdır. *Alacak ticari işle veya işletmeyle ilgili olmalıdır *Alacağın tahsili, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre imkansız hale gelmelidir. *Alacak ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili olmalıdır. Kanaat Verici Vesikalar; Konkordato anlaşması, Borçlunun Miras Bırakmadan Ölümü ve Mirasçıların mirası reddettiğini gösteren belge, Borçlunun yurt dışına kaçması ve haciz edilebilecek malı olmadığını gösterir belge, Alacaktan vazgeçildiğini gösteren mahkeme tutanakları Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını gösteren icra memurluğu yazısı,

DEĞERSİZ ALACAKLARDA ÖZELLİKLİ KONULAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER DEĞERSİZ ALACAKLARDA ÖZELLİKLİ KONULAR * Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için tüm hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir. * Borçlunun iflas etmiş olması tek başına değersiz alacak yazmak için yeterli değildir. * Alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına gider (zarar) yazılması gerekir. Aksi takdirde izleyen yıllarda dikkate alınamaz. * Değersiz alacaklar daha sonra tahsil edilirse tahsil edildiği yıl gelir yazılır. * Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler değersiz hale gelen alacaklarını değersiz hale geldikleri yıl mukayyet değerleri ile zarara geçirerek, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise defterlerine gider kaydederek yok ederler. * KDV içeren değersiz alacaklarda KDV de değersiz alacak olarak kabul edilecektir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER VAZGEÇİLEN ALACAKLAR VUK’ nun 324’üncü maddesine göre; “Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği taktirde kar hesabına naklonulur.” Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, alacaklı yönünden değersiz alacaktır. Borçlu yönünden ise gerçek pasifte bir azalma olmuş, öz sermaye artmıştır. Bu nedenle vazgeçilen alacak borçlu yönünden hasılat (Kâr) hükmündedir. Ancak borcu bağışlanan bir kimsenin mali durumunun esasen bozuk olduğu göz önünde tutularak bu karın alacaktan vazgeçildiği yılda değil, daha ileriki yıllarda vergilendirilmesi öngörülmüştür. Vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterinde açılan özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesaba alınan alacak üç yıl içinde zararla kapatılamadığı takdirde dördüncü yıl kâra aktarılır. Normal bekleme süresi üç yıl olmakla beraber daha önce işin bırakılması, ölüm ve kurumlarda tasfiye halinde kâra aktarılır. Geçmiş yıl zararları kaynağı ne olursa olsun, bekleme süresi için vazgeçilen alacaktan mahsup edilemez.

ALACAK VE BORÇ SENETLERİ REESKONTU DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ALACAK VE BORÇ SENETLERİ REESKONTU İktisadi işlemlere dahil senetli borç ve alacakların reeskonta tabi tutulma işlemleri, Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Reeskont, işletme aktifinde veya pasifinde yer alan alacak ve borç senetlerinin değerleme günündeki gerçek değerine indirgenmesidir. Şartları Alacak veya borç senede bağlı olmalıdır. Senet, vade içermelidir. Senedin vadesi değerleme günü itibariyle gelmemiş olmalıdır. Senet bilançoda yer almalıdır. Senet kazancın elde edilmesine yönelik olmalıdır. 20.12.2005 tarih ve 26029 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan TCMB’nın İskonto ve Avans Oranları Hakkındaki Tebliğine göre; 31.12.2006 tarihinde yapılacak olan reeskont işlemlerinde % 25 oranı uygulanacaktır.

Nominal Değer x Faiz Oranı x Gün sayısı DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRNEK : (X) A.Ş’nin 31.12.2006 tarihi itibariyle bilançosunun aktifine kayıtlı 90 gün vadeli nominal bedeli 100.000 YTL olan bir adet alacak senedi bulunmakta ve senetl üzerinde faiz oranını yer almamaktadır. Bu verilere göre şirketin 31.12.2006 tarihi itibariyle reeskont tutarı şu şekilde hesaplanacaktır. Senetlerin üzerinde faiz oranı belirtilmediği için reeskont hesaplamasında, T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlemleri için belirlediği % 25 oranı esas alınacaktır. Reeskont Tutarı = Nominal Değer x Faiz Oranı x Gün sayısı 36.000 + (Faiz Oranı x Gün Sayısı) 100.000x 30 x 90 36.000 + (30 x 90) 6.977 YTL Peşin Değer = Nominal Değer x 36.000 36.000 + (Faiz Oranı x Gün Sayısı) Reeskont Tutarı = Nominal Değer – Peşin Değer Peşin Değer 100.000x 30 x 90 36.000 + (30 x 90) 93.023 YTL Reeskont Tutarı = 100.00,00 – 93.023 = 6.977 YTL

REESKONTTA ÖZELLİKLİ DURUMLAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER REESKONTTA ÖZELLİKLİ DURUMLAR * Bankalar, bankerler ve sigorta şirketleri dışında kalan ve bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için reeskont işlemi ihtiyaridir. * Ancak alacak senetlerini reeskonta tabi tutan kuruluşlar, borç senetlerini de reeskonta tabi tutmak zorundadır. Kısmi reeskont işlemi yapılamaz. Örneğin; alacak senetlerinin bir kısmını reeskonta tabi tutup, diğer kısmını tutmamak olmaz. * Bankalara Teminata ve tahsilata verilen senetler için reeskont hesaplanabilir. *Kampanyalı ( ön ödemeli ) satışlarla ilgili olarak alınan senetler için reeskont hesaplanamaz. * Hatır senetleri için reeskont hesaplanamaz. * Vadeli çekler için reeskont hesaplanamaz. * Yıllara sari inşaat dolayısı ile alınan senetler için reeskont hesaplanamaz. * Vadesi belli olan senetsiz alacak ve borçlar için reeskont hesaplanamaz. * Müflisten olan alacaklar için reeskont hesaplanamaz. * Yabancı para cinsinden olan senetli alacak ve borçlar reeskonta tabi tutulabilir.  Senet tutarı KDV’de içeriyorsa, KDV hasılat unsuru olmadığından, reeskont işlemi yapılırken bu kısım senet bedelinden düşülüp düşülmeyeceği tartışmalıdır.

DURAN VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER DURAN VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ VUK.’nun 269. maddesine göre iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedeli ile değerlenir. Satın Alma Bedeline Eklenmesi Zorunlu Giderler;   1. Makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri 2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsanın tesviyesinden doğan giderler Satın Alma Bedeline Eklenmesi İhtiyari Olan Giderler; 1- Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri,   2- Emlak vergisi, özel tüketim vergileri ve 8 yıllık eğitime katkı payları, * K.D.V. Kanunun 30 ve 58. maddeleri hükümleri bir arada değerlendirildiğinde binek otomobil alımında ödenen K.D.V.’nin indirimi mümkün olmayıp gider veya maliyet yazılması gerekmektedir.

163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER SABİT KIYMET ALIMI VE YATIRIMLAR DOLAYISIYLA DOĞAN KREDİ FAİZLERİNİN VE KUR FARKLARININ DURUMU 163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; Yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış bulunmaktadır. 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre ise; Kurlarda meydana gelen düşüş nedeniyle Lehe oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle kalan tutar üzerinden amortismana tabi tutulması gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER AMORTİSMAN AYIRMA İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269'uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder. Şartları ; İşletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması, Yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması, Değerleme gününde envantere dahil ve kullanıma hazır olması, İktisadi kıymetin değerinin 520 YTL’yi aşması. 01.01.2004 tarihinde itibaren satın alınan ATİK’ler için 333 ve 339 no’lu VUK Genel tebliğlerinde yer alan faydalı ömür süreleri ve amortisman oranları esas alınarak amortisman ayrılabilecektir. Bu listelerde yer alan oranlardan daha az oranda amortisman ayırmak suretiyle amortisman süresinin uzatılması mümkün bulunmamaktadır. VUK Md.320; Amortismanın herhangi bir yıl ayrılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir şekilde yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER AZALAN BAKİYELER USULÜNDE AYRILABİLECEK AZAMİ AMORTİSMAN ORANI % 50’ Yİ GEÇEMEYECEKTİR. 5228 Sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin 1/d bendi hükmü ile VUK’nun mükerrer 315 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "amortisman oranı normal amortisman oranının iki katıdır." ibaresi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır.” Maliye Bakanlığı tarafından 333 Seri Numaralı VUK Genel Tebliği ile tespit edilen faydalı ömrü 2 yıl, bir başka deyişle ilk yıl ayrılacak olan amortisman oranı % 50 ve üzeri olarak tespit edilen amortismana tabi iktisadi kıymetler için, mükelleflerin azalan bakiyeler usulüne göre amortisman ayırma yöntemini seçmeleri durumunda, ilk yıl ayrılması gereken amortisman tutarının ne olması gerektiği yönündeki tereddütler giderilmiş olmuştur.

Yenileme Fonu Ayırma Koşulları: DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YENİLEME FONU Yenileme Fonu; işletmeye dahil ATİK’lerin gerektiğinde yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satış kar veya sigorta tazminatlarından ayrılan karşılığın bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile muhafaza edilmesidir. Yenileme Fonu Ayırma Koşulları: Bilanço esasına göre defter tutulmalıdır. Elden çıkarılan kıymetin ATİK olması gerekir. Elden çıkarılan kıymetin yenilenmesi zorunlu olması veya yenilenmesi konusunda karar verilmiş olmalıdır. Yeni iktisadi kıymet, elden çıkan iktisadi kıymetle aynı nitelikte olmalıdır. Ayrılan Fon, yeni alınan ATİK’in amortismanlarında kullanılır. Yenileme fonu 3 yıl içinde kullanılmalıdır.

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİNİN UNSURLARI DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİNİN UNSURLARI Vergi Usul Kanunu’nda yapılan düzenlemeye göre kiralama ister leasing şirketi tarafından ister diğer ticari işletmeler tarafından yapılsın şu dört kriterden herhangi birisine uyulması halinde, kiralama finansal kiralama işlemi kabul edilerek değerlendirilecektir. - Kiralanan iktisadi kıymetin mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi, - Kiracıya kira süresi sonunda iktisadi kıymeti rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması, - Kiralama süresinin, iktisadi kıymetin ekonomik ömrünün % 80’inden daha büyük bir bölümünü kapsaması, - Kira ödemelerinin bugünkü değerinin toplamının iktisadi kıymetin rayiç bedelinin % 90’ından daha büyük bir değer oluşturması.

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİNİNDE ÖZELLİK GÖSTEREN HUSUSLAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİNİNDE ÖZELLİK GÖSTEREN HUSUSLAR Kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenecektir. Kanun hükmüne göre, kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemeleri ana para ve faiz gideri olarak ayrıştırılacak, ayrıştırma işlemi, her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılacak, aktifleştirilecek kullanma hakkı amortismana tabi tutulacaktır. Kanun’un açık hükmüne göre kiracı tarafından mal sahibine (kiralayana) yapılan ödemelerin tamamı esas itibariyle kira ödemesi olup, faiz oranı dikkate alınarak hesaplanan ana paraya isabet eden kısım amortisman yoluyla faiz kısmı ise dönemsel olarak giderleştirilecektir. Finansal kiralamada uygulanacak amortisman oranı, kiralanan iktisadi kıymetin genel esaslara göre tabi olduğu oran üzerinden amortismana tabi tutulacağı, amortisman uygulamasında 333 no.lu VUK Genel Tebliği’ndeki “gayri maddi haklar” için belirlenen 15 yıllık faydalı ömrün dikkate alınmayacaktır.

YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİ Bir İşin Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşi Sayılabilmesi İçin Aranan Şartlar: İşin konusu inşaat. onarım veya dekapaj işi olmalıdır. İşin, başkaları hesabına ve taahhüde bağlı olarak yapılması gerekmektedir.Bilindiği üzere, taahhüt, sözleşmeli veya sözleşmesiz olarak bir işin yapılması veya bir malın tesliminin üstlenilmesi olup, uygulamada inşat taahhüt işleri genelde sözleşmeye dayandırılarak yapılmaktadır. Elbette ki, bir kimsenin kendi nam ve hesabına yapmış olduğu özel inşaat, GVK’nun 42’nci maddesi gereğince inşaat işi sayılmamakta ve bu tür işler, imalat faaliyeti kapsamında mütalaa edilerek vergilendirilmektedir. İşin, birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir. Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, o yıl beyannamesinde gösterilir. İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir. Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır.

MÜŞTEREK GENEL GİDERLER VE AMORTİSMANLARIN DAĞITILMASI DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER MÜŞTEREK GENEL GİDERLER VE AMORTİSMANLARIN DAĞITILMASI GVK’nun 5024 sayılı Kanunla değişik 43. maddesine göre birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler ve amortismanlar aşağıdaki esaslara göre dağıtılır; ( 1.1.2004 ‘ten itibaren ) 1. Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcamaların (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde düzeltilmiş tutarlarının) enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde; 2. Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının) birbirine olan nispeti dahilinde; 3. Birden fazla inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerle sair işlerde müştereken kullanılan tesisat, makina ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları, bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİNDE HAKEDİŞLERDEN KESİLEN VE MAHSUP EDİLEMEYEN FON PAYLARININ DURUMU 5228 Sayılı Kanun ile 9.4.2003 tarih ve 4842 Sayılı Kanuna eklenen Geçici 4 üncü madde hükmü aşağıdaki gibidir. “Bu Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca mahsup ve iadeye konu olmayan fon paylarının 2003 yılı vergilendirme dönemlerine ilişkin 1.1.2004 tarihinden sonra verilen ve 31.12.2004 tarihinden önce sona eren özel hesap dönemlerine ilişkin olarak verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergisi tutarlarının % 10'unu aşan kısmı beyannamenin verildiği döneme ilişkin kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır. Ancak, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinden, kâr veya zararı yukarıda belirtilen vergilendirme dönemlerinden sonra tespit edilerek beyan edileceklerle ilgili fon paylarının, bu işlere ilişkin kâr veya zararın beyan edildiği yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinin % 10'unu aşan kısmı, beyannamenin verildiği dönemin kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır.”

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİNDE HAKEDİŞLERDEN KESİLEN VE MAHSUP EDİLEMEYEN FON PAYLARININ DURUMU Bu hüküm çerçevesinde 2003 yılı ve önceki yıllarda başlamış olmakla birlikte 2006 yılı içinde tamamlanmış bulunan yıllara yaygın inşaat işlerinde bu işlere ilişkin kazancın beyan edildiği 2007 yılında gerekli hesaplamalar yapılarak, hesaplanan gelir ve kurumlar vergisi tutarlarının % 10'unu aşan kısmının 2007 yılına ilişkin kanuni defterlere gider kaydı yapılabilecektir.

“DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU ” İKİNCİ BÖLÜM : DÖNEM SONU İŞLEMLERİNDE GİDERLERE İLİŞKİN ÖZELLİKLİ KONULAR A. MURAT YILDIZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR 27 ARALIK 2006

GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI GVK’nun 40-1 maddesinin bendinin parantez içi hükmüne göre; İhracat, Uluslar arası taşımacılık ve Yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve faaliyetlerinde bulunanlar, Bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde 5’ini aşmamak şartıyla; Götürü gider indirimi hakkından yararlanabilirler. Götürü Gider İndiriminde; Yurt dışında döviz cinsinden elde edilen hasılatın kambiyo mevzuatı gereğince yurda getirilme şartı aranmamaktadır. Dar mükellefiyete tabi yabancı ulaştırma kurumları bu uygulamadan yararlanamaz. İhraç kaydıyla mal tesliminde bulunanlar, götürü gider uygulamasından yararlanamaz. Bu indiriminden yararlanabilmek için bent kapsamındaki belgesiz giderlerin dönem içinde kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, doğrudan beyanname üzerinde indirim doğru değildir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, HABERLEŞME BEDELLERİNİN GİDER YAZILMASINDA VE KDV İNDİRİMİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR 2005 yılında tüketilen elektrik, su, doğalgaz ve haberleşme hizmetlerine ilişkin bedeller, 31.12.2005 tarihi itibariyle tahakkuk etmiş olduğundan, bu giderlere ilişkin faturalar daha sonraki bir tarihte ( 2006 yılında ) düzenlenmiş olsa dahi, 2005 yılına ilişkin olarak beyan edilecek ticari kazancın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, gider tutarının mükellefçe bilinememesi ve faturaların ilgili yıl hesaplarının kapatılmasından sonra düzenlenmesi halinde, ilgili yılda indirim konusu yapılamayan söz konusu giderler faturaların düzenlendiği döneme ilişkin ticari kazancın tespitinde dikkate alınabilecektir. Diğer yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1. maddesinde mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplamam katma değer vergisinden, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmış, maddenin 3. fıkrasında da indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hüküm altına alınmıştır.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ELEKTRİK, SU, DOĞALGAZ, HABERLEŞME BEDELLERİNİN GİDER YAZILMASINDA VE KDV İNDİRİMİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR Elektrik, su, telefon ve doğalgaz bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zamları bir sözleşmeye dayandıklarından bunların takip ve tahsili 6183 sayılı Yasa’ya değil özel hukuk hükümlerine tabi olacaktır. Bu durumda bedelin geç ödenmesi nedeniyle ödenen gecikme zamları Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinin beşinci bendinin parantez hükmü kapsamında değerlendirilerek sözleşmeye dayanan tazminat olarak kabul edilecek ve safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır. Aynı kapsamda gecikme zamlarına ilişkin ödenen katma değer vergileri de indirim konusu yapılacaktır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun üçüncü maddesi uyarınca vergilemede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu durumda elektrik, su, telefon ve doğalgaz harcamalarına ait faturaların işletme adına düzenlenmemiş olması bu harcamaların işletme için yapıldığı gerçeğini değiştirmez. Böylesi bir durumda olayın gerçek mahiyeti araştırılmalı iş, işletme ile ilgili olduğu tevsik edilen bu tür harcamaları gider olarak kabul etmek gerekir. Keza bu durumda bulunan harcamalar için ödenen katma değer vergilerinin de indirimini kabul etmek gerekir.

BAĞIŞ VE YARDIMLARIN İNDİRİMİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER BAĞIŞ VE YARDIMLARIN İNDİRİMİ Mükellefler yapmış oldukları bağış ve yardımları aşağıdaki şartlar dahilinde indirim konusu yapabilirler. a. Bağış ve yardım, kanunda belirtilen kuruluşlara yapılmış olmalıdır. (Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, İl özel idareleri ve belediyeler, Köyler, Kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar.) b. Bağış ve yardım, makbuz karşılığında yapılmış olmalıdır. c. Bağış ve yardım, karşılıksız olarak yapılmış bir ödemeyi ifade eder. Bir karşılık bulunduğunda, ödeme bağış veya yardım olmaktan çıkar. d. Bağış ve yardım, nakden veya aynen yapılabilir. e. Genel olarak bağış ve yardımın matrahtan indirimi, o yıla ait kurum kazancının yüzde beşi ile sınırlandırılmıştır.

7- Bakım ve rehabilitasyon merkezi DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER BEYAN EDİLEN GELİRİN % 5’İ İLE SINIRLI OLMAKSIZIN İNDİRİLEBİLECEK BAĞIŞ VE YARDIMLAR. Genel kural olarak yapılan bağış ve yardımın matrahtan indirimi, o yıla ait kurum kazancının yüzde beşi ile sınırlandırılmış olmakla birlikte, yine genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmış olması koşuluyla aşağıda sayılan yerlere yapılan bağış ve yardımların tamamı ( beyan edilen gelir tutarının tamamına kadar olan kısmı ) indirim konusu yapılabilecektir. 1- Okul, 2- Sağlık tesisi 3- Yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu 4- Çocuk yuvası 5- Yetiştirme yurdu 6- Huzurevi, 7- Bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı. Son olarak fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı ile Kültürel mirasımızın korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi maksadıyla yapılacak olan bağış ve yardımlarında tamamı beyan edilen gelirden indirilebilecektir.

KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER Kurum kazancının tespitinde aşağıda yazılı indirimlerin yapılması kabul edilmez: 1. Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler. 2. Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler. 3. Sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançlar. 4. Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan ihtiyat akçeleri 5. Bu kanuna göre hesaplanan Kurumlar Vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler. 6. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri. 7. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları. 8. Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ SERMAYE Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16.maddesine göre kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden yaptıkları borçlanmalar teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bu borçlanmalarla kurumun öz sermayesi arasındaki nispet emsali kurumlarınkine nazaran bariz fazlalık gösterirse mezkur istikrazlar örtülü sermaye sayılır. İşte Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15/2.maddesi ile örtülü sermaye niteliğindeki borçlara yürütülen faizlerin gider olarak kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Vasıtalı şirket ilişkisi, şirketin ortakları ile kredi veren kişiler arasındaki ortaklığı ifade eder. Kredi verenin sermaye şirketi olması zorunlu değildir. Vasıtasız şirket ilişkisi, uygulamada ortaklık ilişkisi olarak anlaşılmaktadır. Devamlı ve sıkı iktisadi ilişki ise; borç verenin aslında gizli ortak olduğu ve gizli ortaklık halinin, kurum üzerinde hakimiyet kurulduğunu gösterir nitelikteki alışverişlerle teşhis edilebildiği durumlardır. Bu duruma örnek olarak ana bayi- bayi ilişkisini verebiliriz. “Süreklilik” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği kanun metninde yer almamıştır. Ancak yargıya intikal eden ihtilaflarda verilen çeşitli kararlarda, süreklilikten dolayısıyla örtülü sermayeden bahsedebilmek borcun kurumda için en az bir hesap dönemi kullanılması gerektiğine hükmolunmuştur.

ÖRTÜLÜ SERMAYEDE SÜREGELEN TARTIŞMALAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ SERMAYEDE SÜREGELEN TARTIŞMALAR Örtülü sermayenin tanımı bir çok belirsizlik içerdiğinden, yıllardır vergi idaresi ile mükellefler arasında vergi yargısına intikal eden uyuşmazlık konularının başında yer aldı. Örneğin ; Faiz kavramının kur farklarını içerip içermediği, Borcun öz sermayeye oranının emsaline nazaran bariz farklılığın neyi ifade ettiği, Kurumda borcun devamlı olarak kullanılmasından ne anlaşılması gerektiği,

YENİ ÖRTÜLÜ SERMAYE TANIMI ( YENİ KVK MADDE 12) DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YENİ ÖRTÜLÜ SERMAYE TANIMI ( YENİ KVK MADDE 12) “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır. Yukarıda belirtilen karşılaştırma sırasında, ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan ve ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınır. ” Yapılan değişiklikle ; Örtülü sermaye uygulamasında borç/öz sermaye oranı, ortakla ilişkili kişi ve öz sermaye tanımlarına açıklık getirilerek objektif kıstaslar konulmuş ve örtülü sermaye kapsamına girmeyecek borçlanmalar sayılmıştır.

ÖRTÜLÜ SERMAYE TANIMINDA GEÇEN KAVRAMLAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ SERMAYE TANIMINDA GEÇEN KAVRAMLAR ORTAKLA İLİŞKİLİ 0LAN KİŞİLER : Ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı olduğu veya en az %10 oranında oy veya kar payı hakkına ya da hisselerine sahip olduğu bir kurum veya, Doğrudan ya da dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bir kurumun sermayesinin, oy veya kar payı hakkına sahip hisselerinin en az %10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurum şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisselerinin edinilmesi durumunda, söz konusu hisse senetleri nedeniyle ortak veya ortakla ilşkili kişi sayılanlardan temin edilen borçlanmalarda en az %10 ortaklık payının aranacağı belirtilmiştir.

ÖZSERMAYE; Kurumun dönem başındaki özsermayesidir. DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖZSERMAYE; Kurumun dönem başındaki özsermayesidir. Özsermaye özkaynaklar toplamını ifade etmektedir. Örtülü sermaye ile ilgili oranlar, borç veren ortaklar veya ortakların ilişkili olduğu kişiler için topluca dikkate alınacaktır.  Örtülü sermaye uygulamasında kapsama giren borcun tümünün değil, sadece öz sermayenin üç katını aşan kısmının örtülü sermaye sayılması ve bu kısma ilişkin faizlerin gider olarak kabul edilmemesi hüküm altına alınmıştır. Maddede ayrıca borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye olarak kabul edildiğinden, bu limiti aşan kısma isabet eden faizin geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere vergi matrahından indirilmesi mümkün olmayacaktır.

ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR Ortakların veya ortakların ilişkili bulunduğu kişilerin sağladığı gayrinakdi teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden yapılan borçlanmalar, 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar. Kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya %10 veya daha fazla payı bulunan ortaklarla ilişkili olan kişilerin banka veya finans kurumlarından veya sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla, yani kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırılma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmalar, Böylece, grup şirketlerinde kredi temin etmek için kredibilitesi olan grup şirketinin, anılan kaynaklardan kredi temin ederek ihtiyacı olan diğer grup şirketlerine aynı şartlarla kısmen veya tamamen aktarabilmesine olanak sağlanmaktadır.

ÖRTÜLÜ SERMAYE KAPSAMINDA BORÇ VERENLERİN DURUMU DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ SERMAYE KAPSAMINDA BORÇ VERENLERİN DURUMU Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında borçlu kurum açısından dağıtılan, alacaklı olan ilişkili kişi açısından elde edilen veya dar mükellefiyette ana merkeze aktarılan kar payı olarak yeniden tasnif edilmiştir. Mükerrer vergilemeyi (ekonomik çifte vergilendirme) önlemek için faiz veya kur farkı geliri elde eden ilişkili kişi nezdinde daha önce yapılan vergilendirme işlemi buna göre düzeltilecektir. Örtülü sermaye dağıttığı tespit edilen kurumda hem kapsama giren faiz ve kur farkları için hem de kar dağıtım stopajı için cezalı tarhiyat yapılacaktır. Borç veren ilişkili şirkette düzeltme yapılabilmesi için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin ( resen temettü stopajı tarhiyatı ) kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartı aranmaktadır.

Örneğin, - Ortak (A)’nın borç verdiği tutar 200. DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER Örneğin, -  Ortak (A)’nın borç verdiği tutar 200. -  Ortak (B)’nin borç verdiği tutar 400. -  Ortak (C) Bankasının borç verdiği tutar ise 1100 ve - İşletme öz sermayesinin 250 birim olduğu varsayımı ile, toplam borcun 750 birimi aşan kısmı örtülü sermaye sayılacak; bu hesaplamada ortak (C)’nin banka olması nedeniyle verdiği borç tutarının % 50’si olan (1100/2=) 550 birim dikkate alınacaktır. Buna göre. örtülü sermaye sayılacak olan tutar [(200+400+550) - (3 x 250) =] 400 birim olup bu tutarın dağılımı aşağıdaki gibidir: Ortaklara isabet eden örtülü sermaye tutarı = (Ortağın borç verdiği tutar/Örtülü sermayenin hesabında dikkate alınacak toplam borç tutarı) x Örtülü sermaye tutarı -  Ortak (A) için (200/1150) x 400= 69,56 -  Ortak (B) için (400/1150) x 400= 139,13 -  Ortak (C) için (550/1150) x 400= 191,31 birime isabet eden tutarlar, ortaklara isabet eden kısım olarak dikkate alınacaktır.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER Örtülü sermaye açısından borcun devamlı veya uzun süreli kullanımı şartı kaldırılmıştır. Bu nedenle; Grup şirketleri arasında ticari teamüllere uygun olarak yapılan vadeli mal ve hizmet alım ve satımlarında sorun çıkmaması için Maliye Bakanlığı’nın çıkaracağı bir tebliğ ile konuyu açıklığa kavuşturması ve bu tür işlemlerde örtülü sermaye hükümlerinin uygulanmayacağını açıklamasının yararlı olacaktır. Aksi takdirde, özellikle ayrı bir pazarlama ve satış şirketi olan gruplarda pazarlama şirketlerine yapılacak yüksek tutardaki vadeli satışlarda denetim elemanları tarafından vade farklarının, örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz benzeri bir gider olarak değerlendirmesi riski olabileceğini ve bunun da ticari hayatı olumsuz etkileyebileceğini belirtmek isteriz.

ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI TRANSFER FİYATLANDIRMASI DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI & TRANSFER FİYATLANDIRMASI

ÖRTÜLÜ KAZANÇ & TRANSFER FİYATLANDIRMASI Kurumlar Vergisi Kanunu'nun eski 17. maddesi hükmü uyarınca aşağıdaki hallerde, kazanç tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılır: Şirket kendi ortakları, ortakların ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı ya da vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde; a- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa; b- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük bedeller üzerinden kiralama veya kiraya verme muamelelerinde bulunursa; c- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz ve komisyonlarla ödünç para alır veya verirse; d- Şirket ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve füruundan ve 3.dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımlarından şirketin idare meclisi başkan ve üyesi, müdürü veya yüksek memuru durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık, ikramiye, ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa. Örtülü kazanç dağıtımı kavramı, yalnızca kurumlar vergisi mükellefleri ve özellikle sermaye şirketleri bakımından geçerlidir.

UYGULAMADA YAŞANILAN GÜÇLÜKLER NELERDİ ? Enflasyonun fiyatları karşılaştırılabilir olmaktan çıkarması İspat yükümlülüğünün vergi idaresinde olması Emsal bulmakta yaşanan zorluklar. Zararlı vergi rekabetine yol açtığı kabul edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemleri kapsamaması. Örtülü kazanç dağıtımından pay aldığı kabul edilenlerin ne şekilde vergilendirilip vergilendirilemeyeceği tartışması. Örtülü kazancın varlığı için hazine zararının aranıp aranmayacağı tartışması.

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI ( 5520 KVK MADDE 13) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. Kanun metninde ilişkili kişi; - Kurumların kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek veya tüzel kişiler ve, - Kurumun idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir. Kanun metninde ayrıca ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil kan ve sıhri hısımları da ilişkili kişi sayılmaktadır. Bakanlar Kurulu tarafından zararlı vergi rekabetine yol açtığı kabul edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişiler ile yapılan tüm işlemler ilişkili kişilerle yapılmış sayılmaktadır.

ÖRTÜLÜ KAZANÇ ( TRANSFER FİYATLANDIRMASI ) UYGULAMASINDA YENİ KVK İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Örtülü kazanç başlıklı 17. Madde, transfer fiyatlandırılması adı altında özüne sadık olarak yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile zararlı vergi rekabetine yol açtığı kabul edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemlerde kapsama dahil edilmiştir. Transfer fiyatlaması yoluyla dağıtılan kazanç gelir ve kurumlar vergisi açısından maddedeki koşulların gerçekleştiği dönemin son gününde elde edilmiş sermaye kazancı ( kar payı ) sayılacaktır. Bu hükmün getirilmesindeki temel amaç. Transfer fiyatlandırması nedeniyle örtülü kazanç dağıtımı yapan mükellef nezdinde bir eleştiri getirildiği zaman, örtülü kazanç dağıtılan mükellef nezdinde de bir düzeltmenin yapılmasını sağlamaktır. Transfer Fiyatlandırması “Örtülü Kazanç Dağıtımı” müessesesinin yeniden düzenlendiği bu hükmün yürürlük tarihi 01.01.2007’dir.

EMSAL BEDEL VEYA FİYATIN TESPİTİ Kurumlar vergisi mükellefleri ilişkili kişilerle yapmış oldukları işlemlerde uygulayacakları fiyat veya bedelleri işlemin mahiyetine uygun olarak aşağıdaki yöntemlerden biri ile tespit edebilirler;   - Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, - Maliyet artı yöntemi, - Yeniden satış fiyatı yöntemi, Bununla birlikte sayılan yöntemlerden hiç birisi emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak vermiyorsa, mükellefler kendi belirleyecekleri bir yöntem ile anılan fiyat ya da bedeli belirleyebileceklerdir. Ancak, kurumlar vergisi mükelleflerinin bu şekilde bir belirleme yapabilmeleri için maddede öngörülen üç yönteme de başvurabilme olanağının olmaması gerekmektedir. Mükellefler, emsallere uygunluk ilkesi gereği uygulamaya karar verecekleri transfer fiyatlandırması yöntemlerinin seçim esnasında: •İlişkili kişilerle gerçekleştirdikleri ticari işlemleri analiz etmeleri, •İlişkili kişilerle gerçekleştirdikleri işlemlerle mukayese edilebilecek mahiyette bağımsız kişiler arasında gerçekleştirilen işlemleri bulmaları, •Emsallere uygunluk ilkesi gereği tespit edecekleri yöntem dahilinde fiyatlandırma yapmaları gerekecektir.  

EMSAL BEDEL VEYA FİYATIN TESPİTİ A. KARŞILAŞTIRABİLİR FİYAT YÖNTEMİ ;   Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım veya satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek ya da tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir. B. MALİYET ARTI YÖNTEMİ ; Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal ya da hizmet maliyet bedelinin uygun bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade etmektedir. Buradaki uygun brüt kâr oranı, söz konusu mal veya hizmet alım veya satım anında ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kâr oranını ifade etmektedir. Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin işlemlerde uygulama alanı bulmaktadır. C. YENİDEN SATIŞ FİYATI YÖNTEMİ ; Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir bağlantı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan uygun bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade etmektedir. www.yildizymm.com

Maddenin beşinci fıkrası ile mükellefin ilişkili taraflarla yaptığı işlemlere ilişkin olarak belirleyeceği yöntem konusunda Maliye Bakanlığı’na başvurarak anlaşma yapma olanağı getirilmiştir. Uygulayacağı yöntem konusunda tereddüdü bulunan mükellef, Maliye Bakanlığı’na başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti isteğinde bulunabilecektir. Yöntem üzerinde anlaşma sağlanması halinde, bu yöntem üç yılı aşmamak üzere belirlenen süre ve koşullar altında kesinlik taşıyacaktır. Bu şekilde tespit edilen yöntem, belirlenen koşullar altında eleştiri konusu yapılamayacaktır. Bu sistemin en büyük avantajı, mükellefler açısından belli bir süre için uygulanacak yöntemin kesinlik taşıması ve herhangi bir eleştiri, ceza riski olmadan plan yapabilme, önünü görebilme olanağı vermesidir. İdare açısından en büyük avantaj ise konunun başlangıçta belli bir anlaşma ile belirlenmesi ve eleştiri sürecinden başlayarak yargı sürecine kadar taşınabilecek bir işlemin getirdiği zaman ve iş yükünden tasarruf sağlanmasıdır.

Kanunun Getirdiği Yükümlülükler Transfer fiyatlandırması olarak adlandırdığımız bu yeni düzenlemenin mükellefler açısından getireceği yükümlülükleri 3 temel başlık altında sıralamak mümkündür. Mükellefler, ilişkili kişilerle gerçekleştirecekleri ticari münasebetlerinde, kanunda yer verilen yöntemlerden kendi işlemleri bakımından en uygun olanını seçip tercih edilen yöntemin gerektirdiği şekilde mal ve hizmetlerini fiyatlandırması gerekecektir. Mükellefler, emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit etmiş oldukları yöntemlere ilişkin hesaplamalarına esas teşkil edecek dokümanları hazırlamak ve bunları muhafaza etmeleri gerekecektir. Mükellefler (hazırladıkları ve muhafaza ettikleri dokümanları),vergi idaresinin talebi üzerine incelenmesi maksadıyla ibraz edilmeye hazır tutacaklardır.

TESPİT OLUNANLARIN DURUMU TRANSFER FİYATLANDIRMASI NETİCESİNDE KAZANÇ ELDE ETTİĞİ TESPİT OLUNANLARIN DURUMU Maddenin altıncı fıkrasında yapılan düzenleme ile “ Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacaktır”. Bu hükmün getirilmesindeki temel amaç. transfer fiyatlandırması nedeniyle örtülü kazanç dağıtımı yapan mükellef nezdinde bir eleştiri getirildiği zaman, örtülü kazanç dağıtılan mükellef nezdinde de bir düzeltmenin yapılmasını sağlamaktır. Örtülü olarak dağıtılan kazancın kâr payı sayılması ile mükellefler bu kâr payına ilişkin olarak istisna hükümlerinden yararlanacağından, “karşı taraf düzeltmesi” bu şekilde, işleme taraf olanlar arasında gerçekleşmiş olacaktır. Böylece, aynı işlem üzerinden mükerrer vergilemenin önüne de geçilmektedir. Bu şekilde dağıtılmış kâr payının net kâr payı tutarı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapılacaktır.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER ÖRTÜLÜ KAZANÇLAR Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesi hükmü uyarınca aşağıdaki hallerde, kazanç tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılır: Şirket kendi ortakları, ortakların ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı ya da vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde; a- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa; b- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük bedeller üzerinden kiralama veya kiraya verme muamelelerinde bulunursa; c- Emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz ve komisyonlarla ödünç para alır veya verirse; d- Şirket ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve füruundan ve 3.dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımlarından şirketin idare meclisi başkan ve üyesi, müdürü veya yüksek memuru durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık, ikramiye, ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa. Örtülü kazanç dağıtımı kavramı, yalnızca kurumlar vergisi mükellefleri ve özellikle sermaye şirketleri bakımından geçerlidir. Çünkü yalnız sermaye şirketlerinde kar dağıtımından söz edilebilir. İş ortaklıkları hukuki yapıları itibariyle sermaye şirketi olmayıp, adi şirkettirler ve adi şirketlerde örtülü kazanç uygulaması söz konusu değildir.Örtülü kazancın dağıtılacağı kişiler asıl olarak şirketin ortaklarıdır. Kar payını vergisiz olarak kurum dışına çıkarmak için, ortaklar şirketle örtülü kazanç diye adlandırılan ilişkilere girmektedirler.

İNDİRİMİ MÜMKÜN OLMAYAN GİDERLERE İLİŞKİN HATIRLATMALAR DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER İNDİRİMİ MÜMKÜN OLMAYAN GİDERLERE İLİŞKİN HATIRLATMALAR SSK’nun 80’nci maddesi gereğince, fiilen ödenmeyen SSK primleri GV ve KV’de gider olarak yazılamamaktadır. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun “Gider Kaydedilmeme Hali” Başlığını taşıyan 14’üncü maddesi gereğince; Bu Kanuna bağlı (I), (III) ve (IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Kıdem tazminatları için ayrılan karşılıklar gider yazılamayacaktır. Kıdem tazminatı için karşılık ayrılması durumunda da bu tutar dönem matrahına ilave edilecek, sadece dönem içinde fiilen ödenen kıdem tazminatları gider yazılabilecektir. 1.1.2004 tarihinden itibaren 5035 Sayılı Kanunla 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesinde düzenlenen ve 5228 Sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle kimi değişikliklere uğrayan “Özel İletişim Vergisi” aynı maddenin son fıkrası hükmüne göre, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez. 19 no’lu Kurumlar Vergisi Sirkülerinin 4. bölümünde de aynı hususa yer verilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnaları düzenleyen 8. maddesinin son fıkrasında yer alan “Kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin ödemelerin kurum kazancından gider olarak indirilmesi kabul edilemez” hükmüne göre aynı maddenin 12. bendinden yararlanarak gayrimenkullerini satan kurumlar satış sırasında ödedikleri tapu harçlarını gider yazamayacaklar, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaklardır.

AR-GE HARCAMALARINDA %40’LIK İNDİRİM DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER AR-GE HARCAMALARINDA %40’LIK İNDİRİM 5228 Sayılı Kanunla AR-GE Vergi ertelemesi uygulamasına son verilmiş olup, 31.07.2004 tarihinden sonra gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, işletmeleri bünyesinde yaptıkları yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40’ını yıllık beyan ettikleri gelirden ayrıca indirebileceklerdir.

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER 1.1.2006’DAN İTİBAREN YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI UYGULAMASINA SON VERİLDİ.... Ancak geçici madde ile yapılan düzenleme ile kazanılmış haklar kısmen korundu. Kanuna eklenen Geçici 69. Madde kapsamında : "GEÇİCİ MADDE 69 - Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; 31/12/2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile; a) 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri çerçevesinde başlanılmış yatırımları için belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapacakları yatırımları, b) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga 19 uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra yapılan yatırımları, nedeniyle, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) çerçevesinde sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlarından indirebilirler. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

GELİR VERGİSİ KANUNUNDA DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU & TESMER YENİ VERGİ PAKETİ İLE GELİR VERGİSİ KANUNUNDA NELER DEĞİŞİYOR ???

“DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN VERGİSEL BOYUTU ” SEMİNERİMİZ SONA ERDİ. A. MURAT YILDIZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR 27 ARALIK 2006

TEŞEKKÜRLER... İLETİŞİM BİLGİLERİ.... A. MURAT YILDIZ – YMM TEL : 0. 312. 441 66 41- 42 FAX : 0.312. 441 35 00 WEB : yildizymm.com E-MAİL : amuratyildiz@yahoo.com