AB ÇALIŞMA VE SOSYAL POLİTİKASI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Deflasyonist ve Enflasyonist Açık
Advertisements

MİLLİ GELİR VE İSTİHDAM TEORİSİ
Fiyat İstikrarı ve Büyüme
Sporda; İstihdam, İşsizlik, İş Alanı
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 05 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK VE GÖSTERGELERİ
Türkiye’nin Rekabet Gücü Üzerine Gözlemler
Büyümenin Bileşenleri Yada Belirleyicileri
Makroekonomi.
MAKROEKONOMİ”YE GİRİŞ
GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER VE 2008 OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 10 Temmuz 2008 T.C. MALİYE.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 5 Eylül 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
İKT-102 İktisata Giriş II Makro İktisatın Temelleri
1 Bilişim ve İletişim Sektörü Neden Stratejiktir ? Bilişim ve İletişim iş yapış şekillerini ve sosyal hayatı doğrudan etkileyen ana-yapıtaşı konumundadır.
Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü
AVRUPA BİRLİĞİNİN ORTAK POLİTİKALARI
Ülkemizde Uygulanan Ekonomik Politikaların Temel Amacı -Doğal ve beşeri kaynakları en iyi şekilde değerlendirebilmek.
HAVZA ÖLÇEĞİNDE STRATEJİK PLANLAMA VE KALKINMA ‘Kelkit Havzası Örneği’
Yüksek ve İstikrarlı Büyüme Perspektifinde Türkiye Ekonomisi
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2008 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 3 Ocak 2008 – İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
KAMU İSTİHDAM POLİTİKALARI-4 Prof. Dr. Doğan Nadi Leblebici Bu Slaytta Esen Çağlar’ın 2007 yılında tepav’da yaptığı.
Kopenhag Kriterleri Ümit Boynukalın.
Türkiye Bankalar Birliği 49. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
7. büyük tekstil ve hammaddeleri 6. büyük hazır giyim ve konfeksiyon
SEZGİN ÖZTEK ŞEREF AYAN
Bankacılık sektörü Nisan-Haziran 2011 dönemindeki gelişmeler 27 Temmuz 2011.
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
Ders 8 Temel Analiz Hüseyin İlker Erçen
MİLLİ GELİRİN HESABI.
MAKROİKTİSAT I İŞSİZLİK ve ENFLASYON.
BÖLÜM 3 EKONOMİLERDE TEMEL SORUNLAR
Emek Arzı; reel ücretin yanı sıra, gelecekteki kazançlar, alternatif işin fırsat ücreti, sosyal yardımlar ile zevk ve tercihlerin bir fonksiyonudur. Diğer.
TÜRKİYE’DE İSTİHDAM POLİTİKALARI
Soru; Türkiye’nin üyeliğinin muhtemel etkileri neler olabilir?
Soru 7 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
TÜRKİYE’DE DUAL İSTİHDAM YAPISI
İSTİHDAM VE İSTİHDAMLA İLGİLİ KAVRAMLAR
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
KIRSAL KALKINMA ve ÖRNEK PROJELER
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
MAKRO EKONOMİ 5. HAFTA.
©McGraw-Hill Education, 2014
YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE SUNUŞ KONUŞMASI (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu) MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 26 Ekim 2010.
2010 YILI BÜTÇE SUNUŞ KONUŞMASI (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu) Mehmet ŞİMŞEK Maliye Bakanı 26 Ekim 2009.
MAKRO EKONOMİ 4. HAFTA.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Tarıma verilen destek 90'lı yıllara kadar o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun yıllık bütçesinin %60'ı kadardır. Tarım desteği bugünkü Avrupa Birliği'nin.
Küresel Ticaretin Üç Elemanı
YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI
TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA POLİTİKALARI VE UYGULAMALAR
KIRSAL ALANDA YENİLİKÇİ HİZMET SUNUMU
Türkiye Emek Piyasaları ve İstihdam Politikaları
KONU BAŞLIKLARI BİLGİ EKONOMİSİ GELİŞİMİ BİLGİ EKONOMİSİ ÖZELLİKLERİ
MAKRO EKONOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR
MAKRO İKTİSAT EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 1: HASILANIN ÖLÇÜLMESİ
plan modelinin ana öğeleri
PLANLI KALKINMANIN DEĞİŞME DÖNEMİ (1980 Sonrası)
Emek Arzı; reel ücretin yanı sıra, gelecekteki kazançlar, alternatif işin fırsat ücreti, sosyal yardımlar ile zevk ve tercihlerin bir fonksiyonudur. Diğer.
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ( ):
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
Uluslararası İşletme Yönetimi
1. TAM İSTİHDAM 2. ÜRETİM FAKTÖRLERİ EMEK SERMAYE DOĞAL KAYNAK
Bu Sunu En İyi Ofis 2010 Yüklü Bilgisayarlarda Görüntülenir
Ekonomi Biliminin Doğuş Gerekçesi ; Kıtlık Kanunu Kaynakların;
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
PLANLI KALKINMANIN DEĞİŞME DÖNEMİ (1980 Sonrası)
Tarım sektörünün önemi
Sunum transkripti:

AB ÇALIŞMA VE SOSYAL POLİTİKASI KISIM 10

İSTİHDAMIN SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI (hazine müsteşarlığı, 2015)

(hazine müsteşarlığı, 2015)

(hazine müsteşarlığı, 2015)

(hazine müsteşarlığı, 2015)

KAYIT DIŞI İSTİHDAM (hazine müsteşarlığı, 2015)

(hazine müsteşarlığı, 2015)

İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI (hazine müsteşarlığı, 2015)

AVRUPA İSTİHDAM STRATEJİSİ AB’de istihdam ve işsizlik konusu 1990’lı yıllarda önem kazanmıştır. Çünkü bu dönemde Birlik düzeyinde düşük istihdam ve yüksek işsizlik oranları ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda AB düzeyinde en önemli sorunların başında işsizlik sorunu gelmekteydi. İstihdam oranları oldukça düşüktü.

AVRUPA İSTİHDAM STRATEJİSİ ABD ve Japonya’nın 1990’lı yıllardaki istihdama ilişkin oranları AB’ye göre çok daha iyi durumdaydı. Bu yıllarda, AB içinde bulunduğu ekonomik konjonktürü ve özellikle küresel rekabette ABD ve Japonya’dan kaynaklanan sert rekabet ortamını değerlendirerek, sosyal modelini daha verimli ve sürdürülebilir kılmak ve etkin bir istihdam politikası oluşturmak amacıyla Avrupa İstihdam Stratejisi oluşturma çabası içine girmiştir. 1993 yılında Büyüme, Rekabet ve İstihdam konulu Delors Belgesi bu anlamda Avrupa İstihdam Stratejisinin ilk çıkış noktası olarak değerlendirilmektedir.

AVRUPA İSTİHDAM STRATEJİSİ AVRUPA 2020 STRATEJİSİ Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı için öngördüğü başlıca eğilimlere yönelik hazırladığı raporda, Asya Bölgesi’nin güçlenerek dünyanın birinci üretici ve ihracatçısı konumuna geleceği belirtilmiştir. Çin, Hindistan, G. Kore ve Japonya’nın yükselişinin, AB’nin küresel ekonomik gücünü zayıflatacağı düşünülmektedir. (iktisadi kalkınma vakfı, 2014) (hazine müsteşarlığı, 2015)

TÜRKİYE’DE UYGULANAN İSTİHDAM POLİTİKALARI PLAN ÖNCESİ DÖNEM 1933’te uygulanmaya konulan birinci beş yıllık Sanayi Plânı ile başlayan sanayileşme hareketi ile iktisadî faaliyetlerde görülen hareketlilik de bu dönemde işsizliğin yaygın bir hal alıp iktisadî ve sosyal bir mesele olmasını önlemiştir. İkinci dünya harbi döneminde Türkiye'nin de seferberlik halinde bulunması, ordu mevcudunun arttırılması ve silâh altında kalma süresinin uzatılması gibi sebepler bir işsizlik problemine engel olmuştur.

PLAN ÖNCESİ DÖNEM Planlı döneme girilmeden önce, Türkiye'de ilk defa, istihdam probleminin çözümlenmesi ve bunun devlet politikası haline getirilmesi 1961 Anayasası ile olmuştur. 1961 Anayasası, istihdam probleminin çözümlenmesini devlete bir görev olarak vermiş ve bununla ilgili olarak 42. maddesi ile ‘Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet çalışanların insanca yaşamasını ve çalışma hayatının kararlılık içinde geçmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirlerle çalışanları korur ve çalışmayı destekler; işsizliği önleyici tedbirler alır’ hükmünü getirmiştir. Bir taraftan Anayasanın getirdiği bu hüküm, diğer taraftan da işsizliğin bir problem olarak ortaya çıkmasından dolayıdır ki, plânlı dönemde istihdam politikası önem kazanmış ve uygulamaya koyduğumuz plânlarda işsizliği azaltıcı tedbirlere yer verilmiş ve belli istihdam politikaları uygulanmıştır.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1963-1967 yıllarını kapsayan, GSMH ile çeşitli ekonomik büyüklükler arasındaki ilişkileri gösteren tek kesimli bir sürekli büyüme modeliydi. BBYKP’nin temel amacı, milli gelirde yılda ortalama %7 artış sağlanarak kalkınmanın sağlanmasıydı. Milli gelirdeki artışların mümkün olan büyük kısmı yatırıma ayrılacaktı. Yatırım faaliyetleri hızlandırılarak tüketim harcamaları belli sınırlar içinde tutulacaktı. Mamul maddeler ihracının artmasını sağlayacak yatırımlara öncelik verilecek ve mal çeşitlemesine gidilecekti. Tarım ve sanayi arasında dengeli bir gelişme sağlanacaktı.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1967-1972 yıllarını kapsayan bu planın birinci plandan farkı, çok kesimli olmasıydı. Bunlar tarım, madencilik, imalat sanayi, inşaat, hizmetler ve kamu kesimiydi. Planda, ulusal ve uluslararası kesim olmak üzere, ikinci bir ayırıma gidilmişti. İBYKP’nin amacı Türkiye Ekonomisinde hızlı bir gelişme sağlamak ve bunu devam ettirmekti.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Planda yer alan başlıca ekonomik hedefler şöyleydi: Milli gelir her yıl %7 artacak, artış oranı plan dönemi sonunda %40’a ulaşacaktı. Yatırımlar yılda %14 oranında artırılacaktı. Ekonominin genel yapısında tarımdan sanayiye doğru yapısal bir değişme sağlanarak sanayi sektörünün GSMH içindeki payı %16.3’ten %20.5’e çıkarılacaktı. Kişi başına gelir 2 600 liradan 3 200 liraya yükseltilecekti.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1973-1977 yıllarını kapsamakta ve on beş yıllık uzun dönemli bir süreç üçüncü planını oluşturmaktaydı. Geçen on yıllık dönem içinde ulaşılan sonuçlar ve karşılaşılan sorunlar, özellikle sanayileşmede hedeflenen artış hızının gerçekleştirilememesi ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmamız, ekonomide belirli bir yapısal değişikliği zorunlu kılmıştı. Ortaya çıkan bu yeni gelişme ve zorunluluklar ÜBYKP’nin on beş yıllık süreç ve strateji doğrultusunda olmayacağını göstermişti. Bu nedenle ÜBYKP 1973-1995 yıllarını kapsayan ekonomik ve sosyal bir yapı değişikliği öneren 22 yıllık yeni bir stratejinin ilk dilimi olarak hazırlandı.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1995’e kadar uzanan dönemde ulaşılmak istenen başlıca hedefler şunlardı: Sanayinin milli gelir içindeki payının %23’ten %40’a çıkarılması, buna karşılık tarım kesiminin payının %28’den %10’a indirilmesi, Toplam çalışanlar içinde sanayi kesiminin payının %11’den %22’ye yükseltilmesi, tarım kesiminin payının ise %60’tan %20’ye düşürülmesi öngörülmüştü. GSMH’nin yılda ortalama %9 dolayında artırılması,

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Türkiye 1979-1983 yıllarını kapsayan bu plan dönemine büyüme hızının düşmesinin yanı sıra, dış ödemeler açığının büyümesi, işsizlik, hızlı enflasyon, enerji bunalımı ve sanayi üretiminde kapasite durgunluğu gibi önemli sorunlarla girdi. Dünya ve Türkiye koşullarında ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirerek, Türkiye Ekonomisinin içinde bulunduğu bu darboğazlardan kurtarmayı amaçlayan politikalar izlendi.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Öngörülen hedefler şunlardı: Tarım kesiminin GSYİH artışına katkısı %13.5, sanayi kesiminin ise %36.5’ti. İleri bir sanayileşme düzeyine ulaşmanın hedef alındığı DBYKP döneminde, toplam sanayi üretiminin yılda ortalama %11.7 oranında artarak toplam üretim içindeki payının %41.2’den %45.9’a yükselmesi öngörülmüştü. Sanayileşme hızını, ulusal sanayinin ara malları ve yatırım malları üretme oranının ve dışsatıma yöneltme gücünü artırmak, Tarımsal gelişmeyle birlikte hızlı sanayileşmeyi ve sağlıklı bir kentleşmeyi tüm yurda yaygınlaştırmak öngörülenler arasındaydı.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Hazırlık çalışmalarındaki aksama nedeniyle bir yıl geciken ve 1985-1989 yıllarını kapsayan bu planın belirlediği temel amaçlar sanayi üretimin payının yükseltilmesi, istihdamın artırılması, gelir dağılımının düzeltilmesi, kalkınmada öncelikli yörelerde gelişimin hızlandırılması, ekonomik ve sosyal altyapının geliştirilmesiydi.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Bu doğrultuda ortaya konan başlıca hedefler şunlardı: İthalatta koruma oranlarını kademeli olarak azaltma ve ihracatı teşvik etme BBYKP döneminde piyasa fiyatlarıyla yıllık katma değer artışlarının tarımda %3.6, sanayide %7.5, hizmet sektöründe %6.5 olması öngörülmekteydi. BBYKP hedeflerine göre cari dolar fiyatlarıyla ithalat ortalama %13.4’lük artışla 1989’da 18.29 milyar dolara, ihracat da %15.7’lik artışla 1989’da 14.49 milyar dolara ulaşacaktı.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı Esas özellikleriyle BBYKP’yi örnek alan ve 1990-1994 yıllarını kapsayan bu planda belirtilen başlıca amaçlar hızlı, dengeli ve istikrarlı bir kalkınma süreci içinde gelir dağılımını iyileştirmek, işsizliği, bölgesel ve yöresel gelişmişlik farklarını azaltmaktı.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı Planın amaçları doğrultusunda benimsediği temel politikalar şunlardı: Tarımda üretim yöntemlerini modernleştirme öngörüldü. Cari fiyatlarla toplam ithalat için öngörülen yıllık ortalama artış oranı %12.4’tü. Böylece toplam ithalat büyüklüğü 15.65 milyar dolardan dönem sonunda 28.07 milyar dolara yükselecekti.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı Cari fiyatlarla yıllık ortalama %13.2 oranında artması hedef alınan ihracat 1994 yılında 22.48 milyar dolara ulaşacaktı. İmalat sanayi ürünleri ihracatının sabit fiyatlarla yıllık ortalama %11.7 oranında artması öngörülmüştü.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1996 – 2000 yıllarını kapsayan bu planda GSYİH yılda ortalama % 5.0-6.6, GSMH ise yılda ortalama %5.5-7.1 arasında artacaktı. Sabit fiyatlarla üretimin tarım sektöründe %2.9-3.7, sanayi sektöründe %6.0 – 7.8, hizmetler sektöründe %4.9-6.8 oranında artması ve toplam üretim artışının ise %5.2-6.9 olarak gerçekleşmesi beklenmekteydi. İhracatın yılda ortalama %15.9-17.5 oranında artarak 2000 yılında cari fiyatlarla 69.0-73.9 milyar dolara, ithalatın ise yılda ortalama %17.5-19.0 oranında artarak 2000 yılında cari fiyatlarla 79.4-84.4 milyar dolara ulaşması beklenmekteydi. Kişi başına GSMH artışının da yılda ortalama %3.8-5.3 arasında gerçekleşmesi ve 1995 yılında 65.5 milyon TL olan kişi başına GSMH’nın 2000 yılında 79.1-85.0 milyon TL düzeyine ulaşması beklenmekteydi.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005 yıllarını kapsamaktaydı. Diğer yandan, SBYKP’nda, ÜBYKP’nda başlatılan ‘köy’ ile ilgili teşvikler devam etmişti, ayrıca köylerin sorunlarına ve bu yörelerde izlenecek politikanın ilke ve amaçlarına geniş olarak yer verilmişti. Kesintisiz bir büyüme süreci gerçekleştirebilmek için, kamu kesimi dengesi kurularak ve uygun gelirler politikası izlenerek enflasyonun kalıcı biçimde tek haneli düzeye indirilmesi çabaları kararlılıkla sürdürülecek, İnsanımızın hak ettiği yaşam düzeyinin sağlanması amacıyla, gelir dağılımının düzeltilmesine ve yoksullukla mücadeleye, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına önem verilecekti.

Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı 2007-2013 dönemine ilişkin uluslararası gelişmeler ve temel eğilimler doğrultusunda, Türkiye ekonomisine ilişkin geçmiş dönemdeki gelişmeler ile mevcut ekonomik ve sosyal gelişmeler dikkate alınarak hazırlanmıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planının vizyonu, “istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” olarak belirlenmiştir. İşgücü piyasasında gerçekleştirilen reformların gerekse yürütülen aktif işgücü politikalarının etkisiyle, büyümenin istihdama yansıması ve Plan döneminde yıllık ortalama %2.7 oranında istihdam artışı sağlanması beklenmekteydi. Plan döneminde sanayi ve hizmetler sektörlerinde yıllık ortalama 835 bin kişi gibi dikkate değer oranda yüksek bir istihdam artışı öngörülmekte ve bu istihdam artışının, nüfustaki artış ve tarımdaki çözülmeye rağmen, işsizlik oranını dönem sonunda %7.7’ye düşürmesi beklenmekteydi.

Onuncu Kalkınma Planı Bu dönem 2014 – 2018 yıllarını kapsamaktadır. Onuncu Kalkınma Planı; istikrarlı ve kapsayıcı ekonomik büyümenin yanı sıra hukukun üstünlüğü, bilgi toplumu, uluslararası rekabet gücü, insani gelişmişlik, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi unsurları kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Planda, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma süreci bütüncül ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmış, insan odaklı kalkınma anlayışı çerçevesinde katılımcı bir yaklaşım benimsenmiştir.

TÜRKİYE’DE İSTİHDAM YAPISI ve İŞSİZLİK Hızlı nüfus artışı ve kırdan kente göç ile birlikte kentlerde işgücü potansiyeli sürekli büyümekte ancak büyüyen bu işgücünü karşılayacak istihdam artışı tarım dışındaki diğer sektörlerde oluşturulamamaktadır. İşgücüne katılım oranı bahsi geçen bu nedenden dolayı sürekli düşmektedir.

İŞSİZLİK NEDİR? İşsizlik; Çalışabilecek durumda olan işgücünün, özellikle çalışmak isteyen kişilerin, cari ücret (o anda piyasada var olan ücret) düzeyinden, iş arama isteği olmasına rağmen iş bulamaması durumudur.

2015 YILINA GÖRE İŞSİZLİK VERİLERİ(%) ÜLKELER 2015 YILINA GÖRE İŞSİZLİK VERİLERİ(%) ABD 5.00 İSPANYA 21.18 İSVİÇRE 3.30 FRANSA 10.60 İNGİLTERE 5.30 ALMANYA 4.50 TÜRKİYE 10.10 tradingeconomics.com

(hazine müsteşarlığı, 2015)

(hazine müsteşarlığı, 2015)

Konjonktürel İşsizlik İŞSİZLİK TÜRLERİ Konjonktürel İşsizlik Piyasa ekonomilerinde ekonomik etkinlikler zaman içinde dalgalanır. Bu dalgalanmanın duraklama ve bunalım dönemlerinde ortaya çıkan işsizliğe konjonktürel işsizlik denir. Friksiyonel İşsizlik İş bulmanın zaman almasından veya emek piyasasının iş arayanları uygun boş işlere anında yerleştirecek biçimde (sürtünmesiz olarak) işlememesinden kaynaklanan bu tür işsizliğe geçici/arızi işsizlik denir. Yapısal İşsizlik İşgücünün coğrafi ve niteliksel bileşiminin sırasıyla talepteki ve teknolojideki değişmelere anında uyum sağlayamaması sonucu, çalışanların bir kısmımın işlerini kaybetmelerinden kaynaklanan işsizliğe, yapısal işsizlik denir.

İŞSİZLİK TÜRLERİ Teknolojik İşsizlik Teknolojik aletlerin insan gücünün yerini alması sonucu ortaya çıkan işsizlik türüdür. Mevsimsel işsizlik Ekonominin bazı sektörlerinde işgücü talebinin yılın mevsimlerine yığılması nedeniyle işgücü talebinin düşük olduğu veya hiç olmadığı mevsimlerde ortaya çıkan işsizlik türüdür. Gizli İşsizlik Herhangi bir ekonomik (üretim sahası) etkinlik alanından, bir kısım emeğin çekilmesiyle toplam üretim miktarında hiçbir değişme olmaması durumunda ortaya çıkan işsizlik türüdür.

İŞSİZLİK TÜRLERİ Gayri İradi İşsizlik Çalışabilir işgücünün; geçerli ücret ve çalışma koşulları altında çalışmak istediği halde geçici veya sürekli olarak çalışabileceği iş bulamaması durumunda ortaya çıkan işsizlik türüdür. İradi İşsizlik Liberal ekonomilere özgü olan bu işsizlik türü; geçerli ücret ve koşullarda çalışmak istemeyen kişilerin neden olduğu işsizlik türüdür.

TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK SORUNU Mevcut işsizlik sorunu giderilmeden işgücü piyasasına gün geçtikçe yeni işsizlerin katılması bu sorunun daha uzun süre devam edeceğinin bir göstergesidir. Ekonominin yeterince güçlü olmadığı ülkemizde istihdam ve işsizlik sorununun önemini ve özelliklerini belirleyen başlıca nedenler arasında; hızlı nüfus artışını, iç ve dış göçleri, yetersiz geliri, teknolojik gelişmeleri, bölgeler arası gelişme farklılıklarını, yatırım politikalarındaki olumsuzlukları ve eğitim politikasındaki sorunları sıralamak mümkündür.

TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK SORUNU Bunların yanında; İstikrara kavuşamayan kentleşme, Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, Kamu ve özel sektörde yatırım yetersizliği, İşgücü niteliğinin sanayinin ihtiyaçlarına cevap verememesi, İşgücünün vasıf seviyesi, Faiz ve dış ticaret hadleri, hızlı teknolojik değişmeler ve artan rekabet ortamında nitelikli işgücü gerekliliği, Kapasite kullanım oranlarındaki yetersizlik, girişimcilere sağlanması gereken eğitim, Kredi ve örgütlenme yetersizlikleri gibi çok sayıda faktör ülkemizde işsizliğin boyutunu artırmakta ve işsizlik sorununu karmaşıklaştırmaktadır.

SONUÇ VE ÖNERİLER Öncelikle yatırımların, özellikle de kamu altyapı yatırımlarının artırılarak istihdamın artırılması gerekir. Çünkü kamu yatırımlarının artırılması ekonomik aktiviteyi canlandıracaktır. Özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi gerekmektedir ki bu yılın başlarında açıklanan teşvik paketi ile de bu alanda önemli adımlar atılmıştır. Cumhuriyet tarihinin bu en kapsamlı teşvik paketinin ekonomik sonuçları bir süre sonra kendisini göstermeye başlayacaktır. İstihdam üzerinden alınan vergi, prim ve işveren payı gibi mali yükler düşürülmelidir. Bu yolla kayıt dışı işsizliğin en az yarısı kayıt altına alınır. Bu durum da kuşkusuz ki yeni istihdam oluşturacak yatırımları teşvik edecektir. Tarımdan tarım dışı alana yönelecek olan kesime daha kolay iş bulabilmek amacıyla mesleki eğitime daha fazla önem verilmelidir.