Sefa Şahin Konu: Yönetişim Ders: Yont 221 Sefa Şahin Konu: Yönetişim
Yönetişim nedir? Katılımcı ve paylaşımcı bir anlayışa sahip olan ve geleceğe yönelik bir bakışa sahip yönetim anlayışını ifade eder. Sonuç ve hedef odaklı olaylara yönelmiş, vatandaşa hizmeti esas alan, katılımcı, şeffaf, hesap verebilir çağdaş bir yönetim biçimine imkan veren yaklaşımdır. Mevzuatta; “saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, çalışma uyumu, yerli yerindelik ve etkenlik gibi kriterlere dayanan çok aktörlü ve toplumsal ortaklara dayalı yönetim anlayışı” olarak tanımlanmaktadır.
Yönetişimin temel özellikleri Ekonomik, sosyal ve politik öncelikler: Kamu hizmetleri kalite ve miktar açısından politik kararlara göre değil de piyasa taleplerine göre belirlemek istenmiştir. Bu sayede tüketiciler seçtikleri kişilere danışmadan hizmeti etkilemeye başvurmuşlardır. Seçilmiş görevlilerin değişen rolleri: Yönetişim seçilmiş görevlilerin fonksiyonlarını mevcut olandan daha az önemli göstermektedir. Bu sayede ağsal ilişkilerin kamu kaynakları ile özel kaynakların bir araya getirilmesi önem kazanmaktadır. Katılımcılık: Yönetişimin öncelikler arasında yer alan saydam bir politika belirlemek, uygulamak ve uygulama sonuçlarını ilan etmek, ilgili prosedürler ile beslenmek zorunda olan bir hedef olarak göstermektedir.
Yönetişimin kapsamı ve sınırları. Yönetişim başta devlet olmak üzere, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını kapsamaktadır. Devlet: Siyasi ve kamu kuruluşlarını içermekte ve bu süreçte vatandaşlarına daha etkin bir hizmet vermeyi hedeflemektedir. Özel sektör: Gelir kaynağı oluşturarak üretimi, ticareti ve insan kaynaklarını geliştirerek hizmet sağlama ve ekonomik kalkınmayı artırmayı hedefler. Sivil toplum: Kar amacı gütmeyen birey ile devlet arasında yer alarak toplulukları organize eder.
Yönetişim; kapsadığı devlet, özel sektör ve kar amacı gütmeyen üçüncü sektör kuruluşlarının hepsinin arasında eşitlik ilişkisinin bulunduğunu öngörmektedir.
Yönetişimin stratejileri Yönetişim, kurumları, kurumlarının aktörlerini, ancak kurumlardan çıkan ve onlarında ötesine giden aktörler olarak göstermektedir. Burada resmi yönetim sistemine bir meydan okuma söz konusudur. Yönetişim kurumlar arasındaki ilişkilerde mevcut güç bağımlılıklarını açıklığa kavuşturmaktadır. Güç bağımlılığı; toplu harekete yönelik örgütlerle diğer diğer örgütlere bağlı kabul edilmektedir.
Yönetişim, aktörlerin otonom ve kendi kendilerini yönettiklerini ağlar sistemi olarak değerlendirmektedir. Bundan dolayı yönetişim, aktörlerin otonom özerklikleri ile ilgilenmekte, nihai ortaklığı, ulaşmak istenen kendi kendini yöneten yapılanmalar olarak görmektedir.