Trombositler ve kanın pıhtılaşma mekanizması

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Ç. GÖVDE: Gövde bitkinin kök ye yaprakları arasında kalan dal ve sürgünlerden oluşan kısımdır. Gövdenin üzerinde yaprak, çiçek, meyve ve tomurcuk gibi.
Advertisements

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Prof. Dr. Alpaslan GÖKÇİMEN
HÜCRE.
Canlının en küçük yapı birimine ne ad verilir
Kan ve Bağışıklık Sistemi
HÜCRE EĞİTİMCİLER Kasım-2009.
İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ
VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM
VENÖZ BASINCIN VENÖZ HASTALIĞIN GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ
EGZERSİZ VE KAN.
KAN DOKU.
ANATOMİ VE FİZYOLOJİ Dolaşım Sistemi 10 – 17 Mart 2014.
Prof. Dr. Alpaslan GÖKÇİMEN
HEMATOPOEZ Kan Hücrelerinin Yapımı
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Kan ve Bağışıklık Sistemi -
Trombositler Prof. Dr. Asuman Gölgeli.
TROMBOSİTLER µ çapında 5-7 µ 3 hacminde disk şeklinde küçük kan hücreleridir. Hemostazda ve damar endotel bütünlüğünün sağlanmasında önemli rol.
Hemostaz Dr. Metin Akbulut.
Fibrinolizis Prof. Dr. Asuman Gölgeli.
HÜCRE Hücre;Canlının en küçük yapı taşıdır.Bütün canlılar hücreden yapılmıştır.Hücre,gözle görülemeyecek kadar küçüktür.Mikroskop ile görülebilir. Hücre,insan.
HÜCRE VE ORGANELLERİ.
2 3 Kılcal damarlarda çıkan kan sıvısının tamamı tekrar damarlara geri döne- mez.Bir miktar sıvı,dokular arasındaki boşlukta birikir.
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
Hücre Organelleri.
KONU:SİNDİRİM SİSTEMİ ALİ DAĞDEVİREN
KOAGÜLASYON BOZUKLUKLARI
Pıhtılaşma faktörleri, kanın pıhtılaşması ve fibrinoliz
KANIN BİLEŞİMİ VE İŞLEVLERİ
  YARA İYİLEŞMESİ.
Kan Fizyolojisine Giriş
KONU:SİNDİRİM SİSTEMİ
HÜCRE Bitki hücresi Hayvan hücresi Doku Organ Sistem Temel kısımları
Hemostaz Prof. Dr. Asuman Gölgeli.
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XIII
HÜCRE Hücre;Canlının en küçük yapı taşıdır.Bütün canlılar hücreden yapılmıştır.Hücre,gözle görülemeyecek kadar küçüktür.Mikroskop ile görülebilir. Hücre,insan.
Fen ve teknoloji dersi 5. Ünite MERVE YALIN 6/F 722.
CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER
6.SINIF: VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER DOLAŞIM SİSTEMİ
CANLILARDA ÜREME,BÜYÜME VE GELİŞME
Ders: Fen ve Teknoloji (4
HAZIRLAYAN ADI:HACI YUSUF SOYADI:KARAYİGİT
Fen Ve Teknoloji Hücre Ve Organeller.
HÜCRE.
Kan ve Kalp Yrd. Doç. Dr. Bahadır Namdar
HÜCRE BÖLÜNSİ Hücre Döngüsü:
BİYOLOJİ ADI: SOYADI: NO: SINIF: KONU:YAĞLAR,YAĞ ASİTLERİ
HAZIRLAYAN: VOLKAN ŞENYÜZ HACI AHMET ARISOY ANADOLU LİSESİ
HÜCRE.
HÜCRE ZARLARINDAN MADDE TAŞINMASI
HÜCRE NEDİR?.
Dolaşım sistemi.
ORGANELLER HÜCRE İSKELETİ ÇEKİRDEK HÜCRELERİN KARŞILAŞTIRILMASI
HAYVAN HÜCRESİNİ TANIYALIM….
Hücre ile ilgili temel bilgiler
KILCAL DAMARLARLA DOKU HÜCRELERİ ARASINDA MADDE ALIŞVERİŞİ
Canlıların ortak özellikleri
CANLILIK HÜCRE İLE BAŞLAR
KLOROPLASTLAR VE HAREKETLERİ
Endositoz ve Ekzositoz Prof. Dr
A- Hücre Zarı:  Hücreyi Dış Etkilere Karşı Korur. Esnek Bir Yapısı Vardır, Üzerinde Geçitler (Por) Bulunur. Porlar Aracılığı İle Madde Alışverişi Yapar,
CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME
KONU:SİNDİRİM SİSTEMİ
  →Sentrozom ve ribozom organellerinde zar bulunmaz.  →Endoplazmik retikulum, golgi, lizozom, peroksizom ve koful organelleri tek bir zar ile sarılıdır.
HÜCRE VE YAPISI Lizozom Mitokondri Endoplazmik Retikulum Çekirdek
 Hücre canlının en küçük yapı birimidir.  Bitkilerde bulunan hücredir.Bu hücrelerde hücre duvarı bulunduğundan hayvan hücresinden ayrılır.
Prof.Dr.Asuman Sunguroğlu
DOLAŞIM SİSTEMİ.
Emir Şaşmaz 6/B 431. Canlılık için gerekli besin ve oksijenin tüm hücrelere taşınmasını, metabolik faaliyetler sonucu ortaya çıkan zararlı maddelerin.
Sunum transkripti:

Trombositler ve kanın pıhtılaşma mekanizması

Kanın bu grup şekilli elemanlarını sadece aşağı sınıf omurgalılarda (sürüngenler,balıklar,kuşlar) tipik birer hücre olarak nitelendirmek mümkündür.Sözü edilen hayvanlarda trombositler,çekirdek içeren gerçek birer hücredir. Memelilerde ise bu oluşumlar çekirdek taşımazlar,sitoplazma parçacıklarından ibarettirler.Bu nedenle daha çok kan pulcukları(platelet’ler) diye adlandırılırlar. Kan pulcukları küçük ve genelde bikonveks diskler biçiminde oluşumlardır.Trombositler ise daha büyük ve yine bikonveks olan hücrelerdir.Çekirdekleri yuvarlağımsı-ovaldir. Kan boyaları ile boyanan frotilerde kan pulcukları,periferleri soluk mavi,orta kısımları ise koyu mor renkli yapılar olarak kendilerini belli ederler.Perifer kısımlarına hiyalomer,orta kısımlarına da granulomer denir. Trombositlerde orta kısmı çekirdek işgal etmiştir;soluk maviye boyanan sitoplazmada,pulcuklardakine benzer bir bölge ayrımı yoktur.

Kan pulcuklarının milimetre küp kandaki miktarları insanda 150.000-400.000,diğer memelilerde 200.000-500.000,kanatlılarda ise 10.000-75.000 arasında değişir. Kan içinde homojen bir dağılım gösteren kan pulcukları ve trombositler,damarlardan dışarı alınan kanda bir araya toplanırlar.Bundan ötürü de preperatlarda gruplar yapmış olarak gözlenirler. Kan pulcukları ve trombositler aynı yapıya sahiptirler ve aynı işlevi(kanamayı durdurma=hemostaz) yaparlar.

Her iki oluşum da organellerden fakirdir;granüllü retikulum hemen hiç bulunmaz;bağımsız ribozomlar ve mitokondriyonlar orta miktardadır.Golgi aygıtının ise sadece vezikülleri bulunur. Bunların yanında plazmalem ile bağlantıda olan bir kanalcıklar sistemiyle yine plazmalemden köken alan fagositoz vakülleri ve pinositoz vezikülleri de bu oluşumlarda rastlanan organeller arasındadır. Bu organellerin aralarına dağılmış olarak,iki ayrı türde granül,glikojen toplulukları ve yağ damlacıkları da bulunur.Kan pulcuklarında organallerle bu inkluzyonlar orta kısımda toplanarak granulomeri oluştururlar.

Kan pulcuklarında ve trombositlerde,plazmalemin altında,ona paralel seyreden ve oluşumları,uzun eksenleri yönünde bir kuşak gibi saran mikrotubulus demetleri vardır. Bu demetlerin aralarında ve demetlerle plazmelem arasında ayrıca aktin filamanları yer alırlar.Mikrotubulus demetleri ile bunların aralarındaki filamanlar,pulcuklara ve trombositlere bir iskelet oluştururlar.Onlara dolaşım halindekişekillerini(bikonveks durum) kazandırırlar.

Kan pulcuklarının ve trombositlerin başlıca görevi damarların yaralanmalarında bir tıkaç(trombus) oluşturup kanamayı durdurmaktır. Bunu gerçekleştirmek üzere,bu oluşumlar gayet uzun yalancı ayaklar çıkarırlar ve bunlarla hem zedeli yerdeki kollagen ipliklere bağlanırlar hem de birbirlerinin etrafına sarmaş dolaş olarak bir kütle oluştururlar. Sözü edilen bu yalancı ayakların şekillenmelerini ve biçimlerinin korunmasını sağlayan yapılar,plazmalemin altında yerleşmiş olan aktin filamanlarıdır. Pulcukların yada trombositlerin tıkaç oluşturmak üzere bir araya toplanmalarında,bunların yüzeyinde çok iyi gelişmiş bir hücre örtüsünün bulunmasının da önemli katkısı vardır(bilindiği gibi,hücre örtüsünün,hücreleri birbirine yapıştırma özelliği vardır).

Damar zedelenmelerinde bir taraftan tıkaç şekillenirken,diğer taraftan da tıkacı oluşturan yapılar(pulcuklar ve trombositler) serotonin salgılarlar.Bu madde,damar duvarlarındaki düz kas tellerini etkileyerek damarları daraltır ve böylece kan kaybını azaltır. Kan pulcukları ve trombositlerde bulunan granüllerin yoğun görünüşlü olan bir grubu,trombostenin,serotonin,ADP ve ATP gibi maddeler içeriler.Alfa granülleri diye isimlendirilen diğer grup granüller ise lizozom karakterindedirler;ayrıca,trombosit faktör 3 ile platet kaynaklı büyüme faktörü(PDGF) denilen maddeleri de taşırlar.

Zede yerinde şekillenen tıkaç yumuşaktır,bu haliyle kan basıncına ve dış etkilere fazla dayanamaz.Onun için dayanıklı duruma getirilmesigerekir. Bu şöyle olur:Alfa granüllerinde bulunan trombosit faktör 3 plazmaya geçerek bazı maddelerle etkileşir ve tromboplastin denen bir enzim şekillenir. Plazmada,karaciğer tarafından yapılıp kana verilen ve eriyik halinde olan protrombin ve fibrinojen maddeleri bulunur. Tıkaç şekillenmesi ile ortaya çıkan tromboplastin adlı enzim,protrombini trombin haline dönüştürür. Bu da,Ca iyonları eşliğinde fibrinojeni polimerize ederek bunun,iplikler halini almasını sağlar. Şekillenen iplikler tıkacın içine keçe örgüsü biçiminde yerleşerek bunun dayanıklı duruma gelmesine neden olur.

Yoğun granüllerde bulunan trombostenin maddesi kontraktil bir proteindir.Açığa çıkan bu madde tıkacı büzerek iyice sağlamlaştırır. Alfa granüllerinde bulunan büyüme faktörü de endotel hücrelerinin,damarların düz kas hücrelerinin ve fibroblastların çoğalması ve büyümesini sağlayarak,damar duvarının tamirine yardımcı olur. Kan pulcukları ve trombositlerde bulunan kanalcıklar sistemi,yukarda bahsettiğimiz kan pıhtılaştırıcı maddelerin dışarıya hızla verilmeleriyle görevlidir. Bu oluşumlarda fagositoz ve pinositoz ile karşılaşılması,bunların çok aktif olduklarını gösterir;ömürleri 5-10 gün arasındadır.Yaşlananlar karaciğer ve dalakta parçalanırlar.

Yaralanan yerlerde şekillenen tıkacın görevi sona erince,kan pulcukları yada trombositler yıkılmaya başlarlar;alfa granüllerinden çıkan lizozomal enzimler ile plazmadaki plazminojenin aktifleşmesiyle şekillenen ve proteolitik bir enzim olan plazmin,yıkıntıları eritip zedeli yerleri bunlardan arındırırlar. Damarlardan dışarı alınan kanın pıhtılaşması da,fibrin şekillenmesiyle gerçekleşir. Kan pulcukları,kırmızı kemikiliğinde bulunan ve gayet büyük olan megakaryositler’in sitoplazmalarının parçalara ayrılması sonucu meydana gelirler. Aşağı sınıf omurgalılarda(balıklar,sürüngenler,kuşlar) megakaryosit bulunmaz.Bu hayvanların trombositleri direkt olarak kanın köken hücrelerinden(hemositoblastlar’dan) farklılaşırlar.

LENF Lenf de kan gibi,plazma ile şekilli elemanlardan oluşur. Hücre olarak lenfde,bol miktarda lenfosit ile,lenfositlere oranla daha az miktarda monosit ve tek tük de granulosit bulunur. Lenfin plazma kısmı,lenf kapilarlarına geçen doku sıvısından başka bir şey değildir.Hücreler lenfe,lenf damarlarının lenf düğümlerinden geçişleri sırasında katılırlar. Lenf de pıhtılaşabilir,fakat bunun koagulasyonu,kanınkine kıyasla çok daha yavaş gelişir ve şekillenen pıhtı daha yumuşaktır.

İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER… ÖZGE GÜL