Sen Özürlü Olsaydın Kader sana ansızın indirseydi tokadı Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın Bir anda uçup gitse dizlerinin takatı Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi Masmavi gökyüzünü gözlerin görmeseydi Dünyada olanlara aklın hiç ermeseydi Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın Candan sevdiğin biri bu hale düşse idi Belki sana bir ibret belki bir hisse idi Felek sana müebbet bir ceza kesse idi Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
ENGELLİLER HAFTASI (10–16 Mayıs) 10–16 Mayıs arası Engelliler Haftasıdır. Sakatlık insanlığın ortak sorunudur. Bu yüzden Engelliler Haftası yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı zamanda değerlendirilir. Engelliler Haftası boyunca; sakatlık sorunu, sakatlığın önlenmesi ve Engellilerin eğitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonda konu ile ilgili programlar yayınlanır. Okullarda her gün ayrı bir sakatlık konusu işlenir. Engellileri Koruma Millî Koordinasyonu Kurulu haftanın değerlendirilmesi için aşağıdaki programın uygulanmasını kararlaştırmıştır. 10 Mayıs Engelliler Haftasının açılışı 11 Mayıs Görmeyenler günü 12 Mayıs işitme ve Konuşma Kusurluları günü 13 Mayıs Ortopedik Engelliler günü 14 Mayıs Zekâ ve Ruhsal Özürlüler günü 15 Mayıs Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar günü 16 Mayıs Engelliler Haftasına genel bakış. SAKATLIĞIN BELLİBAŞLI NEDENLERİ Engellilerle, sakatlıklarla ilgili çeşitli sorunlar vardır. Sakatlığı doğuran nedenler, Engellilerin eğitimi bunların başlıcalarıdır. Sakatlığın Nedenleri: Sakatlıklar akraba evliliği, gebelik öncesi tedbirsizlik, aşıların zamanında yapılmaması, kazalar gibi nedenlerden
a- Akraba evliliği: Doğuştan sakatlıkların önemli bir bölümü akraba evliliklerinden ortaya çıkar. Yakın akrabaların teyze, hala, amca, dayı çocuklarının evliliği sonunda çok sayıda kör, sağır, dilsiz ve geri zekâlı çocuk doğmaktadır. Ankara ilinde yapılan bir araştırma sonucunda 100 sakat çocuktan 30'unun yakın akraba evliliğinden doğan çocuklar olduğu görülmüştür. b- Gebelik öncesi tedbirsizlikler: Bebek bekleyen annelerin sık sık röntgen filmi çektirmesi, doktora gitmeden ilaç alması çok sık sigara ve alkollü içki içmesi doğan çocuğun sakat olmasına neden olur. c- Aşıların zamanında yapılmaması: Doğumdan sonraki ilk yılda verem, çocuk felci aşılarının zamanında yaptırılması gerekir. Aşılar zamanında yaptırılmazsa türlü sakatlıklar ortaya çıkar. Trahom, çocuk felci, romatizma, kalp ve damar hastalıklarının koruyucu, iyileştirici ilaç ve aşıları vardır. Bu aşı ve ilaçların doktor denetiminde verilmesine özen gösterilmelidir. d- Kazalar: İş kazaları, tarım kazaları, trafik kazaları, yangınlar, ateşli silahlar belli başlı sakatlık nedenleridir. Trafik kurallarına uyulmama sonucu her yıl ülkemizde çok sayıda trafik kazaları oluyor. Bu kazalarda çok sayıda yurttaşımız ölüyor. Yukarda sayılan her tür kazadan korunmak ve sakat kalmamak için dikkatli olalım. Kurallara uyalım. Uymayanları uyaralım. ENGELLİLERIN İYİLEŞTİRİLMESİ VE EĞİTİMİ Engellilerin iyileştirilmesi: Sakatlık yapan hastalık ve kazalardan sonra hemen önlem alınmalıdır. Özellikle trafik kazalarında ilk yardım çok önemlidir. Kazalardaki ölümlerin yarıdan çoğu ilk yarım saat içinde olur. Kaza sonrası hiç zaman geçirmeden yaralıyı en yakın hastaneye ya da doktora ulaştırmalıdır. Hastanelerde Acil Yardım Servisleri vardır. Bu bölümde günün her saatinde doktor bulunur. Kazaya uğrayanlara ilk tedavileri burada yapılır. Engellilerin Eğitimi: Engellilerin eğitimi denilince daha çok özürlü (sakat) çocuklar akla gelir. Yurdumuzda; görmeyen, işitmeyen, hareket edemeyen, zihinsel, ruhsal dengesi bozuk yurttaşımız var. Bu sayının kadarı çocuktur. Sakat çocuklarımızdan; görmeyenler için 7, işitmeyenler için 21, ortopedik özürlüler için l okul açılmıştır. Zihinsel ve ruhsal özürlüler ise belirli okullarda özel dershanelerde öğrenim görmektedir. Engelliler da yaşamlarını sürdürmek için çalışmak ve gelir sağlamak zorundadır. Çalışmak, severek çalışmak yaşamı güzelleştirir, insanı mutlu eder.
ENGELLİLER HAFTASI KONUŞMA METNİ* SEVGİLİ ARKADAŞLAR! 10 ile 16 Mayıs günleri arası Engelliler Haftası’dır. Bu hafta boyunca Engellilerin sorunları tartışılır. Sakatlığa sebep olan etkenler açıklanır ve bu sebeplerin ortadan kalkması için çareler araştırılır. Engellilerin eğitilebilmeleri ve iş sahibi olabilmeleri için gerekli şartlar oluşturulmaya çalışılır. Sakatla Haftası boyunca, her gün ayrı bir sakatlık konusu işlenir. 10 Mayıs günü Engelliler Haftası’nın açılışı yapılır. 11 Mayıs görmeyenler günü, 12 Mayıs işitme ve konuşma engellileri günü, 13 Mayıs ortopedik özürlüler günü, 14 Mayıs zekâ ve ruhsal özürlüler günü, 15 Mayıs güçsüz yaşlılar ve korunmaya muhtaç çocuklar günü olarak değerlendirilir. 16 Mayıs günü ise Engelliler haftasının genel değerlendirmesi yapılır. Akraba evliliği, gebelik öncesi tedbirsizlikler, aşıların zamanında yapılmaması ve kazalar sakatlığın en önemli sebepleridir. Engellilerinde hayatlarını sürdürebilmek için çalışmaları ve gelir sağlamaları gerekir. Engellilere acıyarak ya da onlara bakıp duygulanarak sorunlarını çözemeyiz. Onların da yapabileceği işler vardır. Engellilerin iş sahibi olmalarına yardımcı olmak zorundayız. Kanunlarımız işlerinde çalışan her 100 işçiden 2 sinin sakat işçi olmasını zorunlu kılmıştır. Gördüğümüz Engellilerle alay etmeyelim ve gülmeyelim. Bir gün bizim de sakat kalabileceğimizi aklımızdan çıkarmadan onlara yardımcı olalım. Hepinize kazasız ve sağlıklı günler, mutlu bir ömür diliyorum!
ÖZLÜ SÖZLER: - SaKatlar bir toplumun aynasıdır. - Özürlü insanlar da bizim insanımızdır. - Özel eğitim olmadan çağdaş eğitim olmaz. - Engelliler sadaka değil, ilgi ve iş beklemektedirler. - Ne oldum değil, ne olacağım demeli.
HAYAT HERKESE GÜZEL Gücünüz yerindeyse, Sağlıklıysa başınız. Bir sakat görürseniz, Sevgiyle yaklaşınız. İnan kimse istemez, Eksik olsun bir yeri. Sağlamsan yavru m şükret, Değerlendir günleri. Özürlü kardeşlerim, Asla üzülmeyiniz, Hayat herkese güzel. Bizlerse sizinleyiz.
RÜYAM Görüyorum her gece, Gerçekleşir mi bilmem. Rüyamdaki umutlar. Annem hayırdır dedi. Yürüyordum ben de. Beyaz çiçekler arasında. Çiçeklerin beyazlığı, Adeta beni büyüledi. Koşup oynamakistedim. Hayatımdaki eksiklikleri, Rüyamda yapmak istedim. Engeli aştım sandım. Feryatla uyandım. Anne, baba koşun! Ben yürüyorum dedim. Babam kucaklayınca beni, Rüyamda kaldı hayallerim. Ne güzel rüya idi. Keşke umutlarımız, Rüyalarımızla birlikte, Gerçekleşebilse. Umutlar hemen olabilse..
ÖZÜRSÜZ(!) ÖZÜRLÜLER… Dilimizde sıkça tekrar edilen ama her defasında yanlış yerde kullanılan pek çok kelimelerimiz mevcut. Bazı kelimelerimiz sesteş olduklarından doğru yerde kullanılsa bile seslendirilirken vurgu hatası yüzünden başka manalara gelebilmektedir. Misal vermek gerekirse; yar ile yâr, hala ile hâlâ, kar ile kâr gibi birçok kelime yazabiliriz. Birde sesteş olmadıkları halde sıkça kullanılan; kullanılırken de yanlış kullanılan kelimelerimiz var ki bunların başında “Özürlü” ve “Engelli” kelimeleri gelmekte. Şimdi kendi kendimize bu iki kelimeyi soralım bakalım ne cevap alacağız? İlk denemeyi özürlü kelimesi ile yaptım. Aldığım cevap “Özrü olan, kusuru olan, defolu, hatalı…” İkinci olarak da engelli kelimesini sorduğumda; “Engeli olan, vücudunda eksiklik ya da kusuru olan” diye cevapladı. Niçin bu kadar detaya girmek istiyorum? Çok basit… Bir kelimeyi nerede, ne için kullandığımız önemlidir. Bakar mısınız? Özürlünün bir anlamı da defolu demek. Yani alınıp satılması için üretilen ticari bir maldaki kusura defolu denildiği gibi.
Engelliler haftası kompozisyon Özürlü insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. İnsanların özürlü olmaları çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuç olmakla birlikte, özürlülerin normal bir hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılığın oluşturulmasıyla mümkündür. Bu anlamda, özürlü vatandaşlara acıma duyguları ile yaklaşmak yerine, kurumsal hizmetlerin geliştirilmesi esas alınmalıdır. Bu nedenle özürlülere hizmet götüren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem verilmelidir. Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere bir çok belge özürlülük sorununu temelde bir insan hakları sorunu olarak ele almaktadır. Bizim anayasamız ve yasalarımız da özürlülere ilişkin olarak evrensel değerlerle paralel düzenlemeleri ön görmüş, devleti özürlülerin sorununa yönelik yükümlü kılmıştır. Devletimizin evrensel ölçülerde özürlülerini sahiplenme çabası, toplumsal bilinçlenme ve kamuoyu desteği ile anlamlı ve gerçek bir boyuta ulaşacaktır.