AİLE TANIMLARI.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÜNİVERSİTEYE UYUM SÜRECİ
Advertisements

Şİddet Muhammet GÜLER.
Öğrenci davranışlarını etkileyen etmenler
SINIF YÖNETİMİNİ ETKİLEYEN ETKENLER.
Toplumsal Yapı ve Toplumsal İlişkiler
ANA BABA VE ERGENLİK.
Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları Eser ÇEKER (M.Sc.)
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
AİLE Bir toplumda hukuki temele dayalı evlilik ve akraba bağlılığı (anne, baba, çocuklar, büyükanne ve baba ile yakın akrabalar) oluşmuş, aynı mekanda.
REHBERLİK.
İSTEK ÖZEL ACIBADEM OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ
Öğrenme Öğretim sürecinde kullanılan stratejiler genel olarak üç grupta toplanabilir: Pasif öğretim (öğretmen merkezli) Etkileşimli öğretim Aktif öğrenme.
TAHSİN YENTUR İLKOKULU
TALAS LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ
AİLE bilgidagi.com.
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE ARKADAŞ ETKİSİ
Y.Doç.Dr. Ayhan URAL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu / TÜRKİYE
Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından.
Sevgili Öğrencilerimiz ;
KENDİMİ TANIYORUM Kazanım: Kendini tanımanın ders seçimindeki önemini fark eder. 9. Sınıf 74 nolu kazanım etkinliği.
Sapkınlık, Aile ve Arkadaşlar
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
ANNE-BABA TUTUMLARI İLKNUR NURKAN
ÇOCUĞUN OKULA UYUM BAŞARISINI ARTTIRMAK İÇİN VELİYE DÜŞEN GÖREVLER
ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE SORUNLARI
7-19 YAŞ AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
Eğitimin ve Toplum.
BÖLÜM 5 CİNSİYET. BÖLÜM 5 CİNSİYET CİNSİYET Cinsiyet Üzerindeki Biyolojik, Sosyal ve Bilişsel Etkiler Cinsiyet Kalıp Yargıları, Benzerlikler ve Farklılıklar.
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
6. BÖLÜM EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
KENDİNİ TANIMA Ses tonumuzun ve davranışlarımızın, yani iletişimde mesajlarımızın % 90'ının kontrolünü elimizde tutabilmemiz ancak kendimizi tanımamızla.
TOPLUM VE SOSYAL KURUMLAR
BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI. BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI.
ARKADAŞ İLİŞKİLERİ.
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
GELİŞİME ETKİ EDEN FAKTÖRLER
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ Hazırlayan = Büşra Kocaman
Eğitim Kademelerine Göre Rehberlik Hizmetleri
AİLEDE KİŞİLERARASI İLİŞKİLER
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE GELİŞİM
AİLENİN TANIMI, ÖNEMİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ
Okul Öncesi Eğitim Dr. Burcu Çabuk.
İLKOKUMA YAZMA ÖĞRETİMİNDE AİLE ETKİSİ
Aile Katılımı Nedir? Çocuğun gelişimi hakkında anne babaları bilgilendirme. Anne babalara duygusal destek sağlama. Çocuklarına öğretmenlik ve rehberlik.
Davranış Bilimlerine Giriş
SOSYAL BİLGİLER DEĞER ÖĞRETİMİ.
ANA BABA VE ERGENLİK.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ROGRAMLARI-I
EVİN OKULA YAKINLAŞMASI PROJESİ
Alıştırma Hocası: Mr.Muhittin KAHVECİ.  Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
ŞİDDET.
REHBERLİK PSİKOLOJİKDANIŞMANLIK VE İLGİLİ BİLİMLER
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ. TOPLUMSAL CİNSİYET-1 Toplumsal cinsiyet, bireyin belirli bir cinsten olduğuna ilişkin bilgiye, bu bilgi dahilinde olmak üzere.
AİLE Bir toplumda hukuki temele dayalı evlilik ve akraba bağlılığı (anne, baba, çocuklar, büyükanne ve baba ile yakın akrabalar) oluşmuş, aynı mekanda.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
ETKİLİ İLETİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET
İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN AHLAK ALGILARI
GRUP İLETİŞİMİ.
AİLEDE İLETİŞİM.
Spor hareketleri dönemi
9. HAFTA AİLE.
TÜRKİYE'DE ERGEN PROFİLİ
Sunum transkripti:

AİLE TANIMLARI

Aile toplumun en küçük, birincil derecede iletişim ve etkileşimin olduğu en temel birimidir. Bu birim anne baba çocuklardan oluşmaktadır. Ancak aile, birimindeki üye sayısı ne olursa olsun ülkeden ülkeye, kültürden kültüre çeşitli farklılıklar gösteren çok çeşitli bileşimleri olan bir kurumdur. Bu nedenle aile tanımları kesinlik göstermez ve çeşitli tanımlarla karşılaşılabilir. Farklı aile tanımlarının bazıları şu şekildedir: Ailenin bilinen en basit tanımı; birbirine kan bağı ile bağlı bireylerin oluşturdukları bir grup olarak yapılabilir. Türkçe sözlüklerdeki aile tanımı; kadın ve erkeğin çocuklarıyla oluşturdukları işbölümüne dayalı, küçük ve büyük ya da dar ve geniş aile gibi türleri olan toplumsal ve ekonomik birlik şeklindedir.

Türk Aile Yapısı Özel İhtisas Komisyonu’nun aile tanımına göre aile; kan bağlılığı, evlilik ve diğer yasal yollardan, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan; bireylerin cinsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı, topluma uyum ve katılımların sağlandığı ve düzenlendiği temel bir birimdir. Ailenin sosyolojik tanımı; biyolojik ilişkiler sonucu insan türünün devamını sağlayan, toplumsallaşma sürecinin ilk ortaya çıktığı, karşılıklı ilişkilerin belirli kurallara bağlandığı o güne dek toplumda oluşturulmuş maddi ve manevi zenginlikleri kuşaktan kuşağa aktaran, biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, hukuksal ve benzeri yönleri bulunan toplumsal bir kurumdur.

Ozankaya’nın tanımına göre aile, ‘içinde insan türünün belli bir biçimde üretildiği, topluma hazırlanma sürecinin belli bir ölçüde ilk ve etkili bir biçimde gerçekleştiği, cinsel rollerin belli bir biçimde düzenlendiği, eşler, anne-baba, çocuk ve diğer yakınlar arasında belli bir ölçüde içten, samimi ve güven verici ilişkilerin kurulduğu, içinde bulunulan toplumsal düzene göre ekonomik etkinliklerin yer aldığı toplumsal bir kurumdur. Ludlow ve Howard aileyi, ‘davranış kalıplarından oluşmuş sosyal bir sistem’ olarak tanımlamışlardır.

Larousse aileyi; “aynı çatı altında yaşayan anne, baba ve çocuklardır Larousse aileyi; “aynı çatı altında yaşayan anne, baba ve çocuklardır.” şeklinde tanımlamıştır.

Bell ailenin dört ayrı tanımı üzerinde durmaktadır: Birinci tanımlamada aile üyelerinden birinin fikrine dayanarak, onun duyguları ve fantesileri aracılığıyla aileyi tanıma söz konusudur. Psikiyatrik ortamlarda en çok kullanılan tanım budur. İkinci tanım aileyi nükleer ve geniş yönüyle bir kurum olarak ele alan kültürel yaklaşımı içerir. Bu tanım sosyoloji ve sosyal psikoloji tarafından kullanılır. Üçüncü tanıma göre aile sosyal bir birimdir ve çeşitli parçaların oluşturduğu bir sistemdir. Dördüncü tanım ise aileyi toplumun değerleri ile sınırlı bir grup olarak kabul eder.

Sistem perspektifine göre aile; bir geçmişi paylaşan, duygusal bağı olan, bireysel aile üyelerinin ve ailenin bütününün ihtiyaçlarını karşılamak için stratejiler planlayan bireylerden oluşmuş kompleks bir yapıdır.

Aile, fonksiyonlarını yerine getirip getirmemelerine göre sağlıklı ve sağlıksız aile olmak üzere ikiye ayrılır: Sağlıklı Aile Sağlıklı aileler fonksiyonlarını çok iyi yerine getirirler. Aile iletişiminden memnundurlar. Çok az çatışma yaşarlar. Az yaşana çatışmalarla da kolayca baş edebilirler. Sağlıklı ailelerde yetişkinler kendi özelliklerini beğenirler. Üyeler yaşamlarını değer ve amaçları doğrultusunda yönlendirirler. Olgun aile üyeleri kendilerine saygılıdır ve olumlu benlik algıları vardır. Üyeler birbirleriyle göz teması kurarlar, açık kararlı kesin ses tonu ve yeterli jestler kullanırlar. Birbirleriyle açık, tamamlayıcı, uygun iletişim kurarlar. Diğer bireylerin anlatacaklarını dinlerler. Aile üyeleri birbirine karşı dürüst içten ve güvenilirdirler. Aile üyelerine olanları görme ve söyleme, hissettiklerini ve düşündüklerini söyleme, istediğini hissetme, istediklerini söyleme ve risk alma konusunda özgürlük tanınmalıdır.

Sağlıklı ailelerde roller açık, belirgin ve birbirini tamamlar. Sağlıklı ailelerde roller aile üyelerinin yaşına, cinsiyetine ve kültürel değerlere, beklentilere uygundur. Eşler birbirlerinin ihtiyaçlarını doyuma ulaştırırlar. Sağlıklı ailenin fonksiyonları şunlardır: Duyguları paylaşma Duyguları anlama Bireysel farklılıkları kabullenme İlgi ve sevgi duygularının gelişimi İşbirliği Mizah duygusu Yaşamı sürdürmek ve güvenlik için gerekli olan ihtiyaçların karşılanması Problem çözme Geniş bir felsefi düşünce Taahhüt Takdir duygularını ifade etme İletişim Birlikte zaman geçirme Maneviyat Başa çıkma becerileri

Sağlıksız Aile Fonksiyonelsiz ailelerin birden fazla biçimi olabilir, bu nedenle sağlıksız aile kavramı yalnızca bir aile tipini betimlemez. Optimal aile fonksiyonlarının birkaç farklı bölümün yeterince yerine getirilmemesi nedeniyle sağlıksız aileler oluşabilir. Sağlıklı aileler dengede durmayı başarırken, sağlıksız aileler bunu başaramazlar. Anna Karenina’ya göre “mutlu aileler birbirine benzerler, ama her bir mutsuz aile kendi yolunda mutsuzdur.” Yine de, bütün fonksiyonelsiz aileler, bazı hususlarda sınırdadırlar. Rutin, sıradan işlerle uğraşırken başarılı olmayabilirler, ailedeki genel atmosfer çatışmalı, düzensiz ve ya aile etkileşimde fiziksel ve ya psikolojik semptomlar olabilir.

Ailenin fonksiyonelsizliği ya aşırı biçimde aile üyelerinin birbirine fazlaca iç içeliği ya da bir birinden kopukluğuyla sonuçlanabilir. Kopuk ailelerde üyelerin bağımsız ve özerk fonksiyonları vardır, aile üyeleri bir birine az bağlıdır. Normal bir ailede aile üyeleri bir sıkıntı ile karşılaşırsa aile hemen onun sıkıntısını gidermeye çalışır. Kopuk ailede ise böyle bir olayda tepkisiz kalırlar, çünkü sistemdeki aile üyeleri izole olmuşlardır. Bu tür ailelerde sınırlar çok katıdır, sadece bir aile üyesi çok yoğun sterse girerse ancak o zaman diğer üyeler ona yardım eder. Aile üyeleri ne kendi sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını aile içinde karşılayabilirler ne de diğer aile üyelerinin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde karşılamayı öğrenirler. Aile üyeleri bir birine faydaları olmadan birlikte yaşarlar ve daha iyi bir alternatif olmadığı için bu aileyi devam ettirirler. Kopuk ailelerde yetersiz ve sağlıksız bir iletişim vardır. Çünkü üyeler aile içinde nasıl bir iletişim kuracağını öğrenmemişlerdir. Yine bu tip ailelerde üyeler, birçok problemli davranış gösterme riski altındadırlar.

Ailenin rolleri çok zayıf ve ya belirsiz olduğu için sağlıksız olabilir. Bazı üyeler çok az rollerini ve görevlerini yerine getirirler ki bu da ailede sorunlara neden olur. Bazı ailelerde de, roller arasındaki koordinasyon az olabilir ve ya üyelerin kendilerinden beklenen rollerini yerine getirirken çatışma yaşayabilirler. Yapılan araştırmalar depresyon, madde bağımlılığı, uyum bozukluğu ve psikolojik rahatsızlığı olan ailelerin fonksiyonlarının sağlıksız olduğunu göstermektedir. Sağlıksız ailelerde; çocuklar ebeveynlerine göre aile fonksiyonlarını daha sağlıksız algılayıp, ebeveynlerini yetersiz olarak değerlendirmişlerdir. Ebeveynler ise, çocuklarının problemli davranışları karşısında daha fazla sıkıntı yaşadıkları ve bu gibi durumlarda kendilerini yetersiz olarak algılamışlardır.

AİLENİN İŞLEVLERİ

Toplumun en küçük birimi olan aile, sadece onu oluşturan bireylerin bir arada olması değil aynı zamanda bireyleri bir arada tutabilecek toplumsal güçleri olan sosyal bir kurumdur. Aile, başka kurumların yerine getirdiği işlevlerin de bir kaynağıdır. Örneğin çocuğun eğitimi, ekonomik etkinlikler, serbest zaman değerlendirme gibi. Aile, etkileşim üzerine kurulu bir sistem olduğundan sistemin yönleri ve boyutları bu işlevi etkilemektedir. Aile kurumunun, toplum için gerekli olan diğer kurumlar gibi bazı işlevleri vardır.

Geleneksel ailenin işlevleri şunlardır: 1) EKONOMİK İŞLEV Ailenin kendi gereksinimlerini karşılayacak üretim birimi oluşu bu işlevi ifade etmektedir. Sanayi toplumlarında aile, bu işlevinden giderek uzaklaşmaktadır. Artık çekirdek aile ekonomik tüketim birimidir. Ev dışımdaki kurumlar bu işlevi üzerine almaktadırlar. Giyecek ve yiyeceklerin aile dışında yapılması gibi. Ekonomik eylemlerle ilgili iş, aile çevresinden ayrılmıştır. Çocuklar artık babalarını yaptığı işi evde somut olarak görmemektedirler. Oysaki sanayi öncesi toplumlarda çocuk, babanın yaptığı işi evde görerek öğreniyordu. Aynı biçimde bugün kadında ev içi üretim dışında kalarak dışarıda çalışmaktadır. Böylece aile bütçesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Kadının dışarıda çalışması ona özgürlük elde etmek yönünden de yardımcı olmuştur. Sanayi toplumlarında böylece ailesinden ayrı yaşam süren genç kadınların oranı artmıştır.

Ekonomik işlevle ilgili bir başka husus da, bireyin yaşamını kazanması için gerekli temel becerilerin öğretimini eğitim sisteminin üzerine almasıdır. Okuma yazma, mesleki ve teknik eğitim böyle beceriler arasındadır ve bu becerileri okullar üzerine almışlardır. Aynı biçimde okullar, mesleksel rehberliğin çoğunu üzerine alabilirler. Sanayileşmiş toplumlarda okullar mesleksel rehberlik, çocuğa en uygun mesleği seçmek bakımından temel bir gereklilik durumuna gelmiştir. BİYOLOJİK İŞLEV: toplumda nüfusun kaynağını oluşturması açısından aile, temel bir kurumdur. Bu işlev çiftlerin cinsel gereksinimini karşıladığı gibi, kuşakların sürekliliğini de sağlamaktadır. 2) BİYOLOJİK İŞLEV Toplumda nüfusun kaynağını oluşturması açısından aile, temel bir kurumdur. Bu işlev çiftlerin cinsel gereksinimini karşıladığı gibi, kuşakların sürekliliğini de sağlamaktadır.

3) SEVGİ İŞLEVİ Aile çevresinin değeri, sevgi ve güvenliğin doğal kaynağı oluşunda ileri gelmektedir. Sevgi duymak, şefkat görmek, çocuğun gereksinimleri arasındadır. Ailenin diğer işlevlerindeki değişmeye oranla bu işlevi çok az değişmektedir. İşte ailenin bu kalıcı işlevi onun değerini giderek artırmaktadır. Sevgi ile çocuk sağlıklı bir kişilik geliştirir. Sevgi duymamış kişi, karşısındakine de sevgi göstermez. Örneğin sevgi gören çocuklar sıcak ve uyumlu bir arkadaşlık geliştirirken, sevgisiz büyüyenler ilişkilerinde düşmanlık yolunu tutmaktadırlar. Evde sevgi ve ilgi görmeyen çocuk, ilgi çekmekten hoşlanır ve ilgi çekmek için akla gelmeyen yollara başvurur. Böyle çocuklar örneğin öğretmenin ilgisini çekebilmek için hırsızlığa bile başvururlar. Özellikle kimsesiz çocuklar, yetiştirme yurtlarındaki çocuklar ve anaokullarındaki çocukların yakınmaları, bulundukları yerde sevgi yoksunluğu içinde oluşları etrafında toplanmaktadır. Nitekim aile sevgisinden yoksun oluş, buralarda kalan çocuklarda psikolojik bunalımlara ve sorunlara yol açmaktadır. Bu çocuklar yaşama uyum sağlayamamaktadırlar.

Günümüz çekirdek ailesinde anne ve babanın dışarıda çalışmasıyla çocuk onlarla uzun süre birlikte olamamaktadır. Bu nedenle, onların sevgisinden sürekli yoksun kalmaktadır. Çağdaş kentlerin yarattığı baskılar, gerginlikler, bunalımlar ve sorunlar anne baba sevgisine duyulan isteği daha da artırmaktadır. Ayrıca boşanma oranının artışı ile çocuğun anne baba sevgisinden yoksunluğu da bir sorun doğurmaktadır. Boşanma ile çocuğun anne ya da babası ile ilişkileri değişmektedir.

5)Toplumsallaştırma İşlevi 4) Koruyucu İşlev Aile, birim içi ve dışı üyelerini korumakla görevlidir. Gelebilecek veya oluşabilecek her türlü maddi ve manevi zararlara karşı aile üyelerinin güvenliğini sağlamak bu işlevin özünü oluşturur. 5)Toplumsallaştırma İşlevi Ailede toplumsallaşma, çocuğa öğretimde bulunma, rehberlik, çocuğun eylemlerine yanıt vermek ve kendi eylemlerine çocuğu katmak yollarıyla olur. Çocuk da uygun örnekleri ve değerleri seçer. Bu seçimi, gözlem, başkalarına katılma, rol oynama ve kendi düşünce ve davranışını yargılama yollarıyla gerçekleştirir.

7)Ailenin Serbest Zamanları Değerlendirme İşlevi 6)Eğitim İşlevi Ailenin önemli işlevlerinden biri de çocuklarını topluma uygun bir birey olarak yetiştirmektir. Eğitim yolu ile kültürlenme, ailenin en önemli işlevleri arasındadır. Bu süreçte aileler çocuklarını eğitim kurumlarına hazırlar. 7)Ailenin Serbest Zamanları Değerlendirme İşlevi Serbest zamanın değerli olarak kullanılması evde başlar. Bir ailenin, bireylerine öğretimde bulunacağı serbest zaman değerlendirme etkinlikleri, genellikle o ailenin ekonomik düzeyine bağlıdır. Ülkemizde çocuğun hangi etkinliği seçeceği, genellikle aileyi oluşturan kişilerin ortak dileklerine bağlı olmakla birlikte, kısmen de anne ya da babanın yetkili olarak karışması biçiminde oluşmaktadır.