EKONOM İ VE SOSYAL YA Ş AM
TOPRAK ANA Toprak bütün canlılar için hayat kaynağıdır. Yeryüzündeki yaşam toprak sayesinde devam eder. İnsanlar topraktan tarım faaliyetleri ile yararlanır. Toprak hem bizi beslediği hem de bize vatan olduğu kutsal kabul edilerek "Toprak Ana" olarak anılmıştır TÜRK İ YE'DE TARIM Tarım, insanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla toprağı işleyerek ürün elde etmesidir. Bu faaliyet, topraktan çeşitli ürünlerin elde edilmesinin yanı sıra hayvancılık ve ormancılık faaliyetlerini de kapsar. Ülkemizde nüfusun yaklaşık yarısı (% 48,4) geçimini tarımla sağlamaktadır.
Cumhuriyet Dönemi'nde, ülkemizde tarım olanaklarını artırmak amacıyla; Sulama, gübreleme ve tohum ıslahına önem verilmiş, Tarımda makineleşme ile birlikte modern tarım yöntemleri uygulanmaya başlanmış, Ziraat Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi Tarım Kooperatifleri kurulmuş, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesisleri yapılmıştır. » Türkiye'de ekili ve dikili alanlar (tarlalar, sebze ve meyve bahçeleri, zeytinlikler ve nadas alanları topraklarımızın 1/3'ünü oluşturmaktadır. » Türkiye'nin coğrafi bölgelere göre tarım alanlarının oranı değişmektedir. Ekili ve dikili alanların bölge yüz ölçümleri oranına göre en fazla kapladığı bölgemiz Marmara Bölgesi, en az yer bölgemiz ise Doğu Anadolu Bölgesidir
İ KTA S İ STEM İ Osmanlı Devleti'nin; devlet görevindeki hizmetlerine karşılık olmak üzere bir kısım asker ve memurlara, belirlenmiş bölgelerde, kendi adlarına vergileri toplama yetkisiyle birlikte verdiği topraktır. İkta ve dirlik olarak da adlandırılır. Bu sistemde arazi, tımar verilen kimsenin mülkü değildir. Tımar sahibi halkın devlete ödemesi gereken vergileri devletin izni ile toplardı. Kişiye verilen toprakların vergisi, ikta sahibi tarafından toplanırdı. Bu vergilere karşılık devlete asker beslemek, o bölgenin güvenliğini sağlamak zorundaydı. Osmanlı Devleti'nde tımar sahibi, belirlenen hizmetleri yaptığı sürece, devlete ait çeşitli vergileri kendi adına toplama hakkından faydalanabiliyordu. Bu hak, görülen vazifeye bağlı bir maaş olup, tımarın satılması, vakfedilmesi veya miras olarak varislerine bırakılması mümkün değildi.
Tımar Sisteminin Faydaları 1- Devletin maaş yükü azalmıştır 2- Devlet, üretimi denetim altına alarak sürekliliğini sağlamıştır 3- İkta verilen bölgelerin güvenliği sağlanmıştır. Böylece devlet otoritesi korunmuştur. 4- Göçebe yaşayan Türkmenler, yerleşik hayata geçmiştir. 5- Vergiler düzenli bir şekilde toplanmıştır. 6-Eyalet askerlerini bu sistem sayesinde yetiştirmiş, 7- Ülkenin bayındır hâle gelmesini ve araziden daha iyi faydalanılmasını sağlamış
ARAZ İ N İ N GEL İ R İ NE GÖRE TIMAR ÇE Şİ TLER İ MİRİ ARAZİLER: Osmanlı Devleti'nde mülkiyeti devlete ait olan topraklara miri arazi denirdi. Bu topraklar ekilip biçilmesi şartıyla kişilere bırakılırdı. Miri arazinin en önemli bölümü dirlik arazisiydi. Dirlik Arazileri: Mülkiyet hakkı devlete ait, geliri ise savaşta yararlılık gösterenlere ve devlet memurlarına maaş karşılığı verilen arazilerdir. Bu topraklar ekilip biçilmesi şartıyla kişilere bırakılırdı. Mirî arazinin en önemli bölümü dirlik arazisiydi. Dirlik arazisi gelirlerine göre Has, Zeamet ve Tımar olmak üzere üçe ayrılırdı.
1-HAS: Geliri akçeden fazla olan arazilerdir. Bu toprağın geliri padişahtan başka hanedana mensup kişilere, vezirlere, beylerbeylerine, sancakbeylerine, defterdarlara vezir-i azam, nişancı, gibi yüksek rütbeli devlet adamlarına verilirdi. 2-ZEAMET: Geliri akçe ile akçe arası olan arazilerdir. Bu toprağın gelirleri Kadı ve Subaşı gibi devlet görevlilerine verilirdi.. 3-TIMAR: Geliri 3000 akçe ile akçe arası olan topraklardır. Tımar sahipleri senelik gelirin bir kısmının ayrılmasından sonra geriye kalan geliriyle asker beslemek zorundadır.
AH İ L İ K (LONCA TE Ş K İ LATI) Türklerde "Ahilik", Osmanlı'da "Lonca" adını alan bu kurumlarda her esnaf kendi meslek dalıyla ilgili Lonca'ya üye olarak koruma altına girmiştir. Loncaların Yararları Esnaflarla tüketiciler arasındaki ilişkileri düzenlemek. Esnafların ekonomik olarak yetersiz olduğu durumlarda, esnaflara kredi sağlamak. Fiyatları belirleyerek, üretimin kalitesini artırmak. Mesleklerle ilgili eğitim vermek. Meslekler arasında dayanışmayı sağlamaktır.
DEVLETLER NASIL GEL İŞİ R-TAR İ HTEK İ T İ CARET YOLLARI İ PEK YOLU Çin'den başlayıp, Taklamakan Çölü bölgesinden geçerek, Afganistan, İran üzerinden Doğu Akdeniz'e ulaşır. Burada ticaret malları Akdeniz üzerinden Avrupa ülkelerine taşınmıştır. İpek Yolu iki kola ayrılır ; I.Kol: Güneyde İran topraklarından geçerek, Suriye ve Anadolu kıyılarına ulaşır. II Kol: Kuzey'de Hazar Denizi'nin kuzeyinden, Karadeniz'in kuzey bölgelerine ulaşır.
BAHARAT YOLU Hindistan ve Malezya'dan başlayıp Basra Körfezi'ne ve Kızıldeniz yoluyla Doğu Akdeniz kıyılarına ulaşır.. Ticaret mallarından bazıları; ipek, baharat, porselen, kağıt, değerli madenler, bal, deri, kürk, canlı hayvandır. KRAL YOLU KRAL YOLU Batı Anadolu'dan başlayıp, Mezopotamya'ya kadar uzanan yola "Kral Yolu" denir. Lidyalılar tarafından yapılan Kral Yolu, Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları arasında kültürel etkileşimin yaşanmasında etkili olmuştur.
KAS GÜCÜNDEN MAK İ NE GÜCÜNE GEÇ İŞ SANAYİ İNKILÂBI 18.yy'da ilk olarak İngiltere'de başlamış, daha sonra Avrupa ülkelerine yayılmış ve tüm dünyayı etkilemiştir. İnsan ve hayvan gücüne dayalı üretimin yerini sanayi ve makine gücünün almasıdır. Buhar gücüyle makine çarklarının çalıştırılması ile birlikte Sanayi İnkılâbı daha da gelişmiştir. Sanayi İnkılâbı ile birlikte atölyelerin yerine fabrikalar kurulmuştur. İnsan gücünün yerini makineler almış böylece kısa sürede üretim artışı olmuştur.
Sonuçları : 1. Üretimde aletin yerini makine aldı; seri üretime geçildi. 2. Üretim arttı; uluslararası ticaret hızlandı. 3. Büyük şirketler kuruldu: sermaye birikimi daha da yoğunlaştı. 4. Büyük fabrikalar kuruldu; işçi sınıfı ortaya çıktı. 5. Köyden kente göç başladı; kentleşme hızlandı; dünyanın ilk gecekonduları meydana geldi. 6. Ham madde kaynakları ve pazar alanları bulma yarışı sanayileşen ülkeler arasında rekabete yol açtı. 7. İşsizlik bir yandan artarken öte yandan teknoloji alanlarında yeni yenilikler görüldü, işçi sınıfı kendini korumak için sendikalaşmaya başladı. Böylece çalışma hayatında yeni bir dönem başladı.
SANAY İ İ NKILÂBI'NIN OSMANLI DEVLET İ 'NE ETK İ LER İ Sanayi İnkılâbı ile birlikte Avrupa'da makineleşme başladı. Bu konuda öncülük yapan İngiltere hızlı bir üretime geçti. Ancak seri ve ucuz üretim beraberinde ham madde ve pazar sorununu ortaya çıkardı. Fransa ve Rusya gibi güçlü devletler eski gücünü kaybetmiş olan Osmanlı Devleti'ni açık bir pazar olarak gördükleri için daha önceden verilmiş olan kapitülasyonları da değerlendirerek mallarını satmaya başladılar. Bu durumun sonucunda el tezgâhlarıyla üretim yapan Osmanlı esnafı Avrupa'nın bol ve ucuz mallarıyla rekabet edemedi. Osmanlı ekonomisinin dışa bağımlı hâle gelmesiyle birlikte Osmanlı ekonomisi de bağımsızlığını kaybetti