Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Değişiklikleri

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Değişiklikleri"— Sunum transkripti:

1

2 Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Değişiklikleri

3 Marmara depreminden sonra yapıların denetimsiz ve gerçek anlamda mimarlık ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edildiği gerçeğiyle karşı karşıya kalınmış ve bu alanda imar mevzuatında bir takım değişiklikler yapılmıştır. Bunlardan biri de 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde yapılan değişikliktir.

4 1999 yılında; Yönetmeliğin 57 ve 58
1999 yılında; Yönetmeliğin 57 ve 58. maddelerinde yapılan değişiklikle “Proje müellifi mimarlar ve mühendislerin, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca, ilgili meslek odasına kayıtlı olmaları, Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirdiklerini belgelemeleri ve her proje için büro tescil belgesi almaları gerekmektedir. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlere ait projeler ilgili idarelerce onaylanmaz.” ve “Fenni mesuliyet üstlenilebilmesi için; yapının kanuna, plana, mevzuata, fen ve sağlık kurallarına, projelerine uygun yaptırılacağına dair noter taahhütnamesi, noter tasdikli nüfus cüzdanı örneği, her yıl yenilenecek oda kayıt belgesi, fenni mesuliyet üstlenilen her konuda ayrı düzenlenen büro tescil belgesi, noter tasdikli imza sirküleri, diploma sureti, Bağ-Kur veya sigorta kaydı, her yıl yenilenecek vergi kayıt belgesinin ilgili idareye ibraz edilmesi zorunludur.” hükümleri getirilmiştir.

5 2000 yılında 57. ve 58. maddelerde yapılan değişiklikte ise“Proje müellifi mimarlar ve mühendislerin, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca, ilgili meslek odasına kayıtlı olmaları, büro tescillerini yaptırıp her yıl için yenilemeleri gerekmektedir. İdare, Kanuna aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak hakları kısıtlanan proje müelliflerinin bu durumunu denetlemek üzere ilgili meslek odasınca düzenlenen, meslek adamının o andaki sicil durumunu gösterir, işin adı yazılı belgeyi her proje için ister. Haklarında kısıtlama bulunan meslek adamlarına ait projeler onaylanmaz.” ve “İdare; aynı zamanda, Kanuna ve mevzuata aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak faaliyetleri kısıtlanan fenni mesullerin bu durumu hakkında bilgilenmek ve aşağıda belirlenen inşaat alanı sınırlamalarının denetimini sağlamak üzere, ilgili meslek odasınca düzenlenen, sicil durumunu ve fenni mesuliyet üstlenilen işin adı ile fenni mesulün üzerinde bulunan fenni mesuliyete ilişkin inşaat alanını (m2) belirtir belgeyi ister.” hükümleri ile büro tescil belgesinin yanı sıra her proje için sicil durum belgesi alınması zorunluluğu getirilmiştir.

6 Sicil durum belgesi istenmesi yönündeki düzenlemelere 2008 tarihli Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nde de yer verilmişti. Yönetmeliğin 5. maddesinde yapı denetim kuruluşunun görevleri arasında “b) Proje ve uygulama denetçisi mimar ve mühendisler aracılığıyla, proje müelliflerince hazırlanan uygulama projelerinin ve hesaplarının, mühendislik ve mimarlık proje düzenleme esasları, imar planı, ilgili idarenin imar yönetmelikleri ile yürürlükte bulunan diğer yönetmelik, genelge, şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol eder, proje müelliflerinin sicil durum belgesinin olup olmadığını denetler ve sicil durum belgesi olmayan müellifin durumunu ilgili meslek odasına bildirir.” düzenlemesi getirilmişti. Aynı şekilde proje müellifinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen 7. maddesinde  “Proje müellifi, yapı ruhsatına esas olan uygulama projelerini ve zemin etüdü raporları da dahil olmak üzere her türlü etüde dayalı çalışmaları mevzuatına uygun olarak yapmak ya da yaptırmak ve incelenmek üzere sicil durum belgesi ile birlikte yapı denetim kuruluşuna vermek ile görevlidir… İlgili meslek odasına üye olmayan veya sicil durum belgesi bulunmayan proje müellifinin projesi, yapı denetim kuruluşunca incelenmez, durum ilgili meslek odasına bildirilir.” denilmiştir.

7 Söz konusu Yönetmelik düzenlemeleri gerek Mimarlar Odasının ve gerekse diğer meslek kuruluşlarının taraf olduğu pek çok davaya konu olmuştur.

8 Bunlardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, “sicil durum belgesi istenilmesinin amacının proje müellifinin mesleki kısıtlamasının, meslekten men cezasının olup olmadığının belirlenmesi olduğu, Odalarca mesleki denetim yapılmasının amaçlanmadığı, Yapı Denetim Kanununda proje içerik denetimi yapılmasının yasaklandığı” iddialarıyla Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin yukarıda yer verdiğimiz maddelerinin iptali istemiyle, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na karşı açtığı ve Mimarlar Odası olarak davalı Bakanlık yanında müdahil olduğumuz davada Danıştay 6. Dairesi 2008/3361 E. ve 2011/162 K. sayılı kararında;

9 “…6235 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklere göre; yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarlar Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yapabilmeleri için bağlı oldukları meslek odasının mevzuatına, kararlarına ve yönetmeliklerinde bahsedilen kayıt, tescil ve diğer hususlarla ilgili kurallara uymakla yükümlüdürler. Çünkü, ilgili mühendis veya mimarın uzmanlık konusuna uygun meslek mensubu olup olmadığı, mesleğini serbest olarak icra yetkisi bulunup bulunmadığı, meslekten süreli veya süresiz men edilme, disiplin cezası gibi sebeplerle herhangi bir kısıtlılığın olup olmadığı ancak ilgilinin kayıtlı olduğu meslek odasından alınacak bilgi ve belgelerle anlaşılabilir. Bu durumda, yapı denetim kuruluşu ile proje ve uygulama denetçisi mimar ve mühendisler, proje müelliflerinin … odaya kayıtlı olduğunu, meslekten ihraç edilmediğini ya da sanat icrasından geçici olarak men edilmediğini gösteren sicil durum belgesinin olup olmadığını denetleyeceklerdir.” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

10 Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, “sicil durum belgesi düzenlemesi ve mesleki denetim yapılmasının Meslek Odalarının görevlerine aykırılık teşkil ettiği ve proje müellifleri açısından bürokrasiyi arttıran gereksiz külfetler yükleyen bir uygulama olduğunu” iddia ederek, “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin” 57. maddesinin 9. fıkrasının iptali istemiyle, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na karşı açtığı ve davalı Bakanlık yanında müdahil olduğumuz davada, Danıştay 6. Dairesi 2008/11115 E. ve 2010/11400 K. sayılı kararında;

11 “…mimar ve mühendislerin, Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yapabilmeleri için bağlı olduğu meslek odasının kayıt ve tescil şartlarına uymaları gerekmektedir. Bu şartları yerine getirmeyen mühendis ve mimarların mesleği icra yetkisi bulunmamaktadır. Yapı ruhsatı veren idareler de yapı inşasında görev alan mimar ve mühendislerin mesleği icra yetkisi bulunup bulunmadığını ancak meslek odasından alınacak belge ile anlayabileceklerdir. Bu durumda, Meslek kuruluşlarının amaçlarını ve işlevlerini yerine getirebilmeleri için yapı inşasında proje müellifi veya fenni mesul olarak çalışan meslek mensuplarından meslek kuruluşlarınca verilen belgenin istenilmesi yönünde yapılan düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir. Diğer taraftan, belediyelerin veya valiliklerin görevi, ruhsata esas projelerin mevzuata uygun olup olmadığını ve meslek mensubunun meslek odasından aldığı belgeye dayalı olarak bu görevi üstlenip üstlenemeyeceğini denetlemek olup, meslek mensuplarının sicil kayıtlarını tutmaları mümkün bulunmamaktadır.” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

12 Bir mimar tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na karşı açılan ve Mimarlar Odasının da davalı yanında müdahil olduğu, Tip İmar Yönetmeliği’nin yukarıda yer verdiğimiz 57. maddesinin beşinci bendindeki “proje müellifi mimarların her proje için tescil belgesi almaları gerekeceğine” dair hükmünün iptali talebiyle açılan davada ise; Danıştay 6. Dairesi 2003/8223 E., ve 2005/5874 K. sayılı kararında;

13 “Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde olan ülkemizde yapılaşma konusundaki uluslar arası standartlar dikkate alınarak, mimarlar odasına kayıtlı olmayan, büro tescil belgesi almayan mimar ve mühendislerin, bir başka ifadeyle kanunlarda ve bunların uygulanmasına yönelik olarak çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen şartları taşımayan mimar ve mühendislerin, 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında mesleklerini serbest olarak icra edebilmelerini engellemek amaçlandığından, mimar ve mühendislerin mesleklerini serbest olarak icra edebilmeleri için büro tescil belgelerini her yıl yenilemeleri ve yapı ruhsatı içinde bu belgeyi ibraz etmeleri yolunda düzenleme getiren yönetmelik hükmünde mevzuata, hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ve karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onanmıştır.

14 Konuyla ilgili olarak gerek Anayasa Mahkemesi nezdinde görülen ve gerekse diğer meslek örgütlerinin yerel mahkemeler nezdinde açtıkları davalarda meslek odaları tarafından düzenlenmesi gereken üyelik ve sicil belgelerin kaldırılması ya da belgelendirme yetkisinin başka kurumlara verilmesi yönündeki düzenlemelerin Odaların denetim yetkisine müdahale niteliğinde olduğuna ve bu yetkinin kısıtladığına yönelik kararlar verildiği görülmektedir. Örneğin;

15 5661 sayılı Yasa ile Ziraat Odaları tarafından düzenlenen çiftçi belgesini kaldıran ve/veya sınırlayan düzenlemelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda; Anayasa Mahkemesi 2007/66 E. ve 2008/157 K. sayılı kararında meslekle bağlantılı alanlarda meslek kuruluşu tarafından verilen belgenin kullanılması gerekliliğini şöyle açıklamıştır;

16 “Bir meslek örgütüne üyelik, işlevsiz olur ve biçimsel üyelikten öteye geçemezse, demokratik bir örgütlenmeden de söz edilemez. Bu tür işlevsiz örgütlenmeler, kuramsal ve somut olarak var olmalarına karşın, gerçek anlamda varlıkları tartışmalı ve etkisiz hale gelir. Kamu hukuku kurallarına göre yönetilmesi anayasal güvence altında bulunan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının işlev ve etkileri de hukukun korunması altındadır. Meslek kuruluşlarının etkinliği, sorumluluğu ve yükümlülüğü, belirli bir düzen ve disiplin içinde faaliyette bulunması, görevlerinin boyut ve kapsamına bağlıdır. İşlevsizliği ve biçimsel örgütlenmeyi aşmanın yolu, mesleğin tüm alanlarında ve meslekle ilgili işlemlerde, ilgili meslek kuruluşuyla organik bağlantının, meslek kuruluşunun kimlik ya da belgesinin esas alınması, diğer bir deyişle, meslekle ilgili faaliyetlerle meslek kuruluşu arasındaki olgusal bağın koparılmamasıdır.”

17 Bir başka dava ise, TMMOB’nin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nden “Sicil Durum Belgesi İstenmesi” başlıklı maddenin çıkarılması nedeniyle açtığı davada, Ankara 9. İdare Mahkemesi 2006/1426 E. ve 2007/1068 K. sayılı kararında;

18 “…İstenilen bu belgenin anılan değişiklikle ortadan kaldırılması halinde, 6235 sayılı Kanun çerçevesinde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından ilgili mimar ve mühendisler üzerindeki denetim yetkisinin ve kanuna aykırı hareket eden meslek erbabı hakkında tesis etmiş olduğu yaptırımların uygulanabilirliğinin pratik bir yararı kalmayacaktır. Bu durum da ilgili meslek odasının denetim yetkisi açısından kısıtlayıcı bir nitelik arz edeceği açıktır… Kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile ilgili meslek odalarının sahip olduğu yetkilere de müdahale edilmemesi gerekir… sicil durum belgesi istenmesine yönelik düzenlemeyi ortadan kaldıran Yönetmelik değişikliğinde, 6235 sayılı Kanunla kurulan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin sahip olduğu denetim yetkisine müdahale edici bir nitelik taşıması ve değişikliği haklı gösterecek nitelikte somut bir gerekçenin ortaya konulamaması nedeniyle kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçesiyle söz konusu yönetmelik değişikliğinin iptaline karar vermiştir.

19 Elektrik Mühendisleri Odası’nın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine açtığı bir başka davada, Ankara 3. İdare Mahkemesi; “…elektrik proje onayı için başvuran mühendislerin serbest çalıştığını kanıtlar nitelikte belgenin, elektrik mühendislerinin kayıtlı bulunduğu elektrik mühendisleri odasından alınan ve anılan yönetmelik hükümlerinde yer alan belge olması gerektiği açık olup davalı idare tarafından yapılan işlemin yönetmelikle aranan belgeyi dolayısıyla bu belgeyi tanzim eden kurumu değiştiren ve mevzuatta yer almayan bir belgeyle gerçekleştirilen müracaatlarında kabul edileceği yönünde düzenlemenin davacı meslek odasının faaliyet alanına ilişkin değişiklik getiren ve davacı meslek odasının üyeleri üzerindeki denetim ve gözetim yetkisini kısıtlar nitelikte olduğu görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.” işlemin iptaline karar vermiş ve karar Danıştay tarafından onanmıştır.

20 YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ VE PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİ’NDE YAPILAN 3 NİSAN ve 14 NİSAN TARİHLİ SON DEĞİŞİKLİKLER 3 Nisan 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de Bürokrasinin Azaltılması ve İşlemlerin Basitleştirilmesine Yönelik Başbakanlık, Bakanlıklar, Bazı Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ve Üniversitelere Ait 84 Adet Yönetmelik’in arasında Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliklere de yer verilmiştir. Ardından 14 Nisan 2012 tarihinde yayınlanan yönetmeliklerle Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin değiştirilen maddeleri bir kez daha değiştirilmiştir.

21 3 Nisan 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yönetmeliklerle Yapı Denetimi ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde Yapılan Değişiklikler Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te yapılan en esaslı değişiklik; Yapı Denetim Kuruluşu’nun proje denetimi safhasında istemesi gereken “proje müellifi sicil durum belgesi”nin istenmeyecek olmasıdır. Bunun yerine proje müelliflerinin kayıtlı olduğu odaya üyeliklerinin devam edip etmediği ve mesleki kısıtlılıklarının olmadığına dair beyanlarının olup olmadığının yapı denetim kuruluşunca kontrol edilmesi ve üyeliği devam etmeyen müellifin durumunun ilgili meslek odasına bildirilmesi şartı getirilmiştir.

22 Bu değişikliğe bağlı olarak yapı denetim kuruluşlarındaki denetçilerin görev ve sorumluluklarının belirlendiği 6. madde değişikliğinde; proje müellifinin sicil durum belgesinin bulunup bulunmadığının kontrolü çıkarılarak yerine “mesleki kısıtlılığı olmadıklarına dair beyanı” nın kontrol edileceği getirilmişti. (m.6/1) Proje müelliflerinin görev ve sorumlulukları arasından da yapı denetim kuruluşlarına sicil durum belgesini verme yükümlülükleri çıkarılarak, yerine “ilgili meslek odasına kayıt belgesi ve mesleki kısıtlılığı olmadığına dair beyanının” isteneceği düzenlenmişti. (m.7/1-3)

23 Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde ise, Yapı Ruhsatı İşleri başlıklı 57. madde ile Fenni Mesuliyet Hizmetleri ve Sicil başlıklı 58. maddede yapılan değişiklikle proje müellifliği ve fenni mesuliyet üstlenen mimar ve mühendisler için Odalarca düzenlenen sicil durum belgesi kaldırılmıştır. 57. maddedeki “İdare her proje için, proje müelliflerinin, fenni mesullerin, şantiye şeflerinin mevzuata aykırı uygulama sebebiyle, süreli veya süresiz olarak mesleki faaliyet haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığını belirlemek üzere, ilgili meslek odasınca elektronik ortamda ve maktu bir bedel karşılığında düzenlenen, işin adının da yazılı olduğu sicil durum belgesini ister. Haklarında kısıtlama bulunan meslek adamlarına ait projeler onaylanmaz, fenni mesuliyet üstlenilmesine izin verilemez, yapı ruhsatı düzenlenemez.” şeklindeki önleyici düzenleme yerine;

24 “İlgili meslek odaları, hakkında süreli veya süresiz kısıtlılığı bulunan veya üyeliği sona eren üyelerini derhal elektronik ortamda merkez yapı denetim komisyonu ile bütün ilgili yerlere ve kuruluşlara bildirir. İdare yapı ruhsatı düzenleme aşamasında her proje için, proje müelliflerinden, fenni mesullerden ve şantiye şeflerinden mevzuata aykırı uygulama sebebiyle süreli veya süresiz olarak meslekî faaliyet haklarının kısıtlı olmadığına ilişkin ek-1’de yer alan sicil durum taahhütnamesini ister. İdareler sorumluluk alan mimar ve mühendislerin yaptıkları işlemlere ilişkin bilgileri her ayın ilk haftası içinde ilgili meslek odalarına bildirir. Gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilen mimar ve mühendislerin işlemleri tazmin ve hukuki sorumluluğu kendilerine ait olmak üzere iptal edilir ve bu kişiler hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri gereği suç duyurusunda bulunulur. Gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemler oda sicil durum taahhütnamelerinde, idare tarafından yazılı olarak belirtilir.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır.

25 58. madde değişikliğinde de benzer bir düzenleme yer almakta.
İdare, fenni mesullerden sicil durum belgesi yerine, hem kısıtlılığın denetimi hem de inşaat alanı sınırlamalarının denetimi için taahhütname alacak. Ayrıca fenni mesulün yönetmelik ekinde örneği bulunan oda kayıt belgesini idareye vermesi isteniyor. Bu belgede fenni mesulün m² durumuna dair bilgiye de yer verildiğine göre her iş için ayrı bir belge alınması gerektiği anlaşılıyor. Daha önce yapı ruhsatlarının Odalara gönderilmesi kuralı bulunmakta iken, bu kaldırılıp yerine mimar ve mühendislerin bir önceki ayda yaptıkları işlemlere ilişkin bilgilerin meslek odalarına her ay bildirilmesi düzenlenmiş.

26 Yani, ilgilinin taahhütnamesiyle yapı ruhsatı verilecek, idareler her ay mimar ve mühendislerin yaptıkları işlerin listesini Odalara gönderecek, bu süreçten sonra gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin işlemleri iptal edilecek, suç duyurusunda bulunulacak. Ayrıca bundan dolayı zarara yol açılmış ise bunu gidermek ilgilinin sorumluluğuna bırakılmakta. Meslek odası ile üyesi arasındaki bağı koparan bu düzenleme bürokrasiyi azaltan değil tam aksine artıran, usulsüz ve sahte belgelerle yapılacak işlemlerin hukuki ve cezai takibatı için zaman kaybına yol açacak olan düzenlemelerdir. Mevcut kontrol mekanizmasını ortadan kaldırıp, yerine hem sağlıklı bir kontrol sitemi getirmeyip hem de bürokrasiyi artıran bir işlemler silsilesi öngörmenin amacı bellidir.

27 Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde;
14 Nisan 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de Yayınlanan Yönetmeliklerle Yapı Denetimi ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde Yapılan Değişiklikler Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde; 14 Nisan 2012 tarihli değişiklikle önceki değişiklikle getirilen odaya kayıtlı oldukları ve mesleki kısıtlılıklarının olmadığına dair beyandan da vazgeçilerek proje müellifinin  ilgili meslek odasına üyeliğinin devam ettiğine dair taahhütnamesi ile mesleki kısıtlılığının olmadığına dair taahhütnamesinin olup olmadığı yapı denetim kuruluşunca kontrol edilecek ve verdikleri bilgilerin doğru olup olmadığının kontrolü her ayın ilk haftası Odaya yapılacak bildirimlerle sağlanmaya çalışılacaktır. Ancak uygulamada bunun düzgün ve sağlıklı olarak yürütülemeyeceği de bir gerçektir.

28 Bunun yanı sıra mesleki kısıtlılığın olup olmadığının kontrolünde 3 Nisan tarihli düzenlemede proje müellifinin beyanı esas alınmaktaydı; 14 Nisan tarihli düzenlemede de benzer şekilde sadece proje müellifinin taahhüdü aranmaktadır. 3 Nisan 2012 tarihinde getirilen üyeliği devam etmeyen müellifin durumunun yapı denetim kuruluşu tarafından meslek odasına bildirilecek olması yönündeki değişiklik 14 Nisan tarihli değişiklik ile tamamen kaldırılmıştır.

29 Yeni değişiklik ile proje müelliflerinin görev ve sorumlulukları arasından yapı denetim kuruluşlarına sicil durum belgesini verme yükümlülükleri çıkarılarak meslek odasına kayıt belgesi artık aranmadığı gibi beyan yerine de “proje müellifinden  ilgili meslek odasına üyeliğinin devam ettiğine dair taahhütnamesi ile mesleki kısıtlılığı olmadığına dair taahhütname” istenmektedir. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde ise, 58. madde de tekrar bir değişiklik yapılarak; 3 Nisan 2012 değişikliği ile getirilen fenni mesulün yönetmelik ekinde örneği bulunan oda kayıt belgesini idareye vermesi yönündeki düzenleme 14 Nisan 2012 tarihli değişiklikle tamamen kaldırılmıştır.

30 Bu değişikliklere karşı açılacak olan davada hukuka aykırılık ve iptal sebeplerimizin ana başlıkları
Anayasal ve yasal dayanaklarla yapılan değişikliklerin hukuka aykırılığı Bütün bu değişikliklerin sununun başında gerekçeleriyle açıklanan yargı kararlarına aykırı olduğu Meslek mensuplarının sicil denetiminin önemi Amacı bakımından hukuka uygun olmadığı, yapılan değişikliklerin hiçbir şekilde kamu yararına olmadığı – ki arka arkaya yapılan değişikliklerin bile bunun tek başına kanıtı olduğu. Ruhsat verilmesinden bir ay sonra (yani inşaata başlandıktan sonra) yapılacak kontrolle gerçek bir denetimin sağlanamayacağı, hem tüketiciler hem kamu yönünden zarara yol açılacağı Zararın sonradan ilgililer tarafından telafi edilebileceği gibi bir yaklaşımın denetimin amacına hizmet etmediği Odalara üyelik konusunda yasal düzenlemelerin bulunması karşısında ilgililerden taahhütname alınmasının hukuka uygun olmadığı

31 Can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğu yapım sürecinde, görev alan mimar ve mühendislerin taahhüdüyle yetinilerek ruhsat verilmesinin başta kamu güvenliği ve esenliği yönünden sakıncalı olduğu İdareler tarafından iş üstlenen mimar ve mühendislerin Odalara bildirilmemesi halinde hiçbir şekilde denetimin yapılamayacağı, geçmişte ruhsat örneklerini Odalara göndermesi gereken idarelerin bu yükümlülüklerine uymadıkları dolayısıyla idarelerin tasarrufuna bırakılmasının doğru olmadığı Bu düzenlemelerin çeşitli sahtecilik olaylarının önüne geçemeyeceği, daha önce bunun örneklerinin olduğu Geçtiğimiz aylarda Bakanlıkça Odalara gönderilmiş olan yapı denetim sisteminde kayıtlı olanların listelerinin Odalarca kontrolünde tespit edilen gerçeğe aykırılıklar (Odaya kayıtlı olmayan ve hatta oda kayıtlarına göre vefat etmiş olanların dahi denetçi ve diğer sıfatlarla sistemde yer aldığı, bir çoğunun yasak olmasına rağmen serbest meslek icrasında bulunduğu) belirtilerek sicil denetiminin neden gerekli olduğu açıklanacaktır. Oda tarafından bu kapsamda açılacak davaların yanı sıra üyelerin de somut işlemlerle bu düzenlemeyi dava konusu etmeleri, bu düzenlemelerin hukuka aykırılığının ortaya konulması bakımından etkili olabilecektir.

32 SİCİL DURUM BELGESİ İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERDE YAPILAN BU DEĞİŞİKLİKLER ODALARIN ANAYASAL VE SAYILI KANUNUN TANIDIĞI YETKİLERLE HAZIRLADIĞI YÖNETMELİKLERE BAĞLI OLARAK YÜRÜTTÜĞÜ “MESLEKİ DENETİM” UYGULAMASININ SÜRDÜRÜLMESİNE ENGEL TEŞKİL ETMEMEKTEDİR.

33 MESLEKİ DENETİMİN YASAL DAYANAKLARI İLE BU DÜZENLEMELERE AÇILAN DAVALARA İLİŞKİN YARGI KARARLARI

34 TMMOB Mimarlar Odası T. C. Anayasası’nın 135
TMMOB Mimarlar Odası T.C. Anayasası’nın 135.maddesine dayanılarak kurulmuş Kamu Kurumu Niteliğindeki Bir Meslek Kuruluşu olup, kamu tüzel kişiliğini haizdir. Anayasa’nın 135.maddesi Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarını şöyle tanımlamaktadır: “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında,gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.”

35 Anayasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları mesleki dayanışma dernekleri gibi yalnızca üyelerinin menfaatlerini korumak amacıyla kurulmayıp, mesleğin genel menfaatler doğrultusunda gelişimi, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin sağlanması ve meslek disiplini ve ahlakının korunması amacıyla Kanun’la kurulmaktadırlar. Bir başka ifadeyle Anayasa’nın 135.maddesi; bir meslek ve bu mesleğin mensuplarına ilişkin kamu yararı doğrultusunda her türlü etkinlikte bulunma konusunda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını işaret etmektedir. Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının, Anayasa’da temel norm olarak düzenlenmiş olması bu kuruluşların öneminin ve bu kuruluşların faaliyet alanlarının yalnızca üyelerinin çıkarlarını korumaya yönelik olmadığının açık bir göstergesidir.

36 Anayasa hükmü doğrultusunda çıkarılan 6235 sayılı TMMOB Kanunu’nda Birliğin ve Odaların amaçları konusunda hükümler yer almaktadır. Anayasa’nın 135.maddesine dayanılarak çıkarılan 6235 sayılı TMMOB Kanunun 2.maddesinde; “ Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün girişimlerde ve faaliyetlerde bulunmak…” gibi hususlar, TMMOB ve bağlı Odalarının amaçları arasında sayılmıştır. Gerek Anayasa’nın 135.maddesi, gerekse sayılı TMMOB Kanunu’nda; “Mesleğin ve meslek mensuplarının kamu yararı doğrultusunda gelişimi, birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin hakim kılınması v.b…” amaçlar doğrultusunda; “mesleğin doğru uygulanmasının sağlanması, mimarlık/mühendislik meslek alanlarındaki hizmetlerde, kamunun can ve mal güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik denetim ve gözetimlerde bulunulması, hizmetin mimar/mühendis tarafından yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, haksız rekabetin önlenmesi….” gibi konularda TMMOB ve bağlı Odalarına görev ve yetki verilmektedir.

37 6235 sayılı Kanunun 33. maddesinde ise; Türkiye’de mimarlık ve mühendislik meslekleri mensuplarının, mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri için ihtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetinde oldukları hükmüne yer verilerek, serbest meslek icra etmek isteyen mimar ve mühendislerin zorunlu olarak üyesi oldukları meslek kuruluşları tarafından denetiminin sağlanması amacı pekiştirilmiştir. Anayasa’nın 135. maddesi ile 6235 sayılı Kanunun yukarıda anılan düzenlemelerindeki amaçlara dayalı olarak ve yine Anayasa’nın maddesi hükmü uyarınca yönetmelik düzenleme yetkisi çerçevesinde Odamız yönetmelik düzenlemeleri yapmaktadır.

38 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu 2
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu 2. maddesinde “meslek mensuplarının, mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fennî şartnameleri incelemek ve bunlar hakkında görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek” Odaların kuruluş amaçları arasında sayılmıştır. Kanunda yer alan bu amaçları gerçekleştirmek üzere mesleğin uygulaması ile ilgili kuralları belirlemek üzere Oda Genel Kurullarında alınan kararlarla Yönetmelik düzenlemeleri yapılmıştır. Oda Yönetim Kurullarının en başta gelen görevi ise, Oda Genel Kurulunda alınan kararları uygulamaktır. Bu husus sayılı Yasanın 24. maddesinin “Oda İdare Heyetinin vazifeleri : Umumî Heyetçe .alınan kararlan tatbik etmek ve bu kanunla tanınan hak ve salâhiyetleri iyi bir şekilde kullanmak ….” şeklindeki düzenlemesi ile yer alır.

39 18 Aralık 2004 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği’nin 26. maddesinin (h) bendinde “Oda işlerinin yürütülmesi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun Odalara verdiği yetkilerin kullanılması ya da görevlerin yerine getirilmesi amacıyla Oda Yönetim  Kurulu tarafından önerilecek yönetmelik ve değişikliklerini incelemek, değiştirmek ve onaylamak,” Oda Genel Kurulu’nun görev ve yetkileri arasında yer almaktadır. Aynı Yönetmeliğin 64. maddesinde “Şube Yönetim Kurullarının Görev ve Yetkileri” düzenlenmiş ve (a) bendinde Şube Yönetim Kurulunun “Şube işlerini Genel Kurul kararlarına uygun olarak yürütmek” görevi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

40 6235 sayılı Yasanın 13. ve 39. maddelerine dayalı olarak hazırlanıp, Oda Genel Kurulu kararı ile kabul edilen ve 2 Haziran 2005 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği “serbest mimarlık hizmetleri üreten mimarlara tescil belgesi verilmesi, tescil belgesi verilen mimarların görev ve sorumlulukları ile mesleki etkinliklerinin denetim kurallarını, serbest mimarlık hizmetlerinin yapılmasında uyulacak kuralları ve uygulamaların tarifini” göstermek üzere düzenlenmiş olan bir yönetmeliktir. gün ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “TMMOB Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği” de diğer yönetmelikler gibi Anayasa’nın 135.maddesi ve sayılı TMMOB Kanunu’nda tanımlanan amaçların gerçekleştirilmesine yönelik olarak çıkarılan Yönetmeliklerden biridir.

41 Yönetmeliğin amacı ; “mesleki uygulamalarda kamu yararını, meslek haklarını ve etiğini korumak, müelliflik haklarını gözetmek , haksız rekabeti önlemek, mesleki sorumlulukları tanımlamak ve mesleki değerlendirmeye esas sicilleri tutmaktır.” Yönetmeliğin kapsamı ise, “Bu yönetmelik, serbest mimarlık hizmeti üreten mimarlara tescil belgesi verilmesi, tescil belgesi verilen mimarların görev ve sorumlulukları ile mesleki etkinliklerinin denetim kurallarını, serbest mimarlık hizmetlerinin yapılmasında uyulacak kuralları ve uygulamaları kapsar” şekline 2. maddede tanımlanmıştır. Yönetmelik, mimarların mesleki faaliyetlerinde uymakla yükümlü olduğu kuralları içermekle birlikte aynı zamanda yönetim kurullarının da üyelerinin faaliyetlerini denetlerken uygulamakla yükümlü olduğu kuralları içeren bir düzenlemedir.

42 Mimarlar Odası bu yönetmelik hükümlerine göre “Mimarlık hizmetlerinin; kamu yararını gözetmek, haksız rekabeti engellemek, meslek etiğini ve eser sahibi mimarın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan gelen haklarını korumak” amaçlarıyla “mesleki denetim uygulamasını” yürütür. Bu kapsamda Yönetmeliğin 4. maddesi; “Mesleki denetim: Mimarlık hizmetlerinin; kamu yararını gözetmek, haksız rekabeti engellemek, meslek etiğini ve eser sahibi mimarın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan gelen haklarını korumak amaçlarıyla, Mimarlar Odası tarafından yürürlükteki standart ve normlara göre incelenerek, mimarın kayıt ve sicillerinin tutulmasını ifade eder.” şeklinde düzenlenmiştir.

43 Yönetmeliğin 16. maddesinde; “Mimarlar Odasının görev, yetki ve sorumlulukları” tanımlanmıştır.
Bu maddede Mimarlar Odası’nın; mimarların hizmetlerini denetleme, işverenle ilişkilerini düzenleyici tedbirleri alma ve bu yönde çalışmalar yapma, üyelerin eser sayılan ürünlerinin korunması için gerekli düzenlemeleri yapma, asgari ücret tarifesi belirleme ve mesleki denetim hizmeti karşılığında alınacak ücreti belirleyip yayımlama görev ve yetkisi olduğu düzenlenmiştir.

44 Yönetmeliğin 15. maddesinde mimarların görev, hak ve sorumlulukları belirtilirken;
Mimarların, Yönetmelik kapsamına giren tüm serbest mimarlık hizmetlerini Mimarlar Odasının mesleki denetimine sunmakla yükümlü oldukları Mimarın bu yükümlülüğünün iş sahibinin, ilgili idarenin, inşaat ve kullanma izni veren mercilerin Mimarlar Odası mesleki denetimini istememesi durumunda da ortadan kalkmayacağı; Mimarın kendisine tanınmış görev, hak ve sorumluluklarının Mimarlar Odası dışında başka bir kuruluş tarafından sınırlanamayacağı ve kısıtlanamayacağı İfade edilmiştir.

45 “Mesleki denetimin yapılmasında uyulacak esaslar” Yönetmeliğin 18
“Mesleki denetimin yapılmasında uyulacak esaslar” Yönetmeliğin 18. maddesinde düzenlenmiştir. Mimarlar Odasının mesleki denetim yapmaya yetkili birimleri, mesleki denetimi bir kamu kurumu niteliğinde olan Mimarlar Odasının tüzel kişiliği adına yaparlar. Mimar, bu Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde tanımlanan serbest mimarlık hizmetlerinin ilgili şartnamelerinde belirlenen zorunlu iş aşamalarını mesleki denetime sunmakla yükümlüdür. … Mesleki denetim ve onay hizmeti için Mimarlar Odası tarafından yayımlanan Mesleki Denetim Bedeli tablosunda yer alan maktu bedel ödenir. Mesleki denetim işlemi, mimarlık hizmetinin yapıldığı bölgenin bağlı olduğu Mimarlar Odası birimi tarafından gerçekleştirilir. Maddenin devamında ise, mesleki denetim yapılırken istenecek belgeler düzenlenmiştir.

46 Oda yöneticilerinin,üyelerin mesleki hizmetlerinin mesleki denetimini yapması, mimarla iş sahibi arasındaki sözleşmeyi, inşaat ruhsatını ve önceki mimari proje müellifinden muvafakatname alınmasını istemesi ve mesleki denetim karşılığında ücret alınmasının yönetmeliklerde yer alan kuralların uygulaması olduğu, bu kurallar dışında bir uygulama yapılmadığı, Oda yöneticilerinin yasa ve yönetmeliklerle verilen görevleri yerine getirmek üzere üyelerden bu belgeleri istediği ve mesleki denetim ücreti aldığı, Oda yönetim kurullarının Genel Kurullarda alınan kararlarla kabul edilen yönetmelik hükümlerine uygun işlem yapmak zorunda olduğu; anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri karşısında açıkça ortadadır ve tüm üyelerin de bu düzenlemelere uymaları zorunludur.

47 İdare hukukunun temel ilkelerinden biri, hukuka uygunluk karinesidir
İdare hukukunun temel ilkelerinden biri, hukuka uygunluk karinesidir. Yani idarenin gerek bireysel işlemleri gerekse düzenleyici işlemlerinin bir mahkeme kararıyla iptal edilinceye kadar hukuka uygun olduğu kabul edilir ve uygulamasına devam edilir. Bu çerçevede kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşunun ilgili yasaların verdiği yetki ile amaçlar çerçevesinde hazırlayıp Resmi Gazete’de yayımlamak suretiyle yürürlüğe girmiş olan yönetmeliklerinde yer alan kurallar hukuka uygun ve icrai nitelikte hukuk kurallarıdır. Dolayısıyla bu kuralların kamu görevlileri tarafından uygulanmasının kendilerine yüklenen görevin yerine getirilmesi olarak kabul edilmesi gerektiği tartışmasızdır.

48 mesleki denetime yönelik işlemlerin dayandığı yukarıda anılan Yönetmelik hükümleri daha önce dava konusu edilmiş yani yargısal denetimden geçmiş olup hukuka uygun bulunarak açılan davalar reddedilmiştir. Mesleki denetim yapılması ve bu çerçevede üyeden sözleşme, muvafakat, ruhsat gibi belgeler istenmesi ve mesleki denetim ücreti alınmasının dayandığı Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği’nin başta 18. maddesi olmak üzere mesleki denetime ilişkin kuralları içeren pek çok maddesinin iptali istemiyle açılmış olan davalarda iptal istemlerinin reddi kararlarının gerekçesi de yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu açıkça göstermektedir.

49 Danıştay 8. Dairesi’nin 2005/3879 E., 2007/4213 K. sayılı kararında;
Odaların; mesleğin ve kamu yararının gerçekleşmesini teminen kendi görev alanları ile ilgili konularda yönetmelik çıkarma yetkisi olduğu, dava konusu yönetmelik düzenlemelerinde meslek mensubu olanların uyması gereken ve etkin bir şekilde mesleki denetimi içeren kuralların yer aldığı, mimarlık hizmetinin önemi ve özelliği gereği belli bir disiplin içinde yürütülmesinin kaçınılmaz olduğu, hizmetin niteliği, sunumu ve bu hizmetten yararlananlar açısından yönetmelik maddelerinin getirdiği kuralların Anayasaya ve yasalara aykırılık taşımadığı yönünde gerekçeyle davanın reddine karar vermiştir.

50 Danıştay 8. Dairesi 2007/4011 E. ve 2008/3518 K. sayılı kararı ile;
“Mimarlık hizmetlerinin bilimsel ve teknik yönünün ağırlığı nedeniyle, hizmetin kalitesi ya da yeterliği gibi hususların, hizmetten yararlananlarca ölçülmesi, eleştirilmesi, yaptırıma bağlanması mümkün olamayacağından, söz konusu hizmetlerin yönetmelik hükümleriyle çerçevelendirilip, teknik kriterlerle mesleki faaliyetin denetiminin yapılmasını gerektireceğinden, davaya konu edilen yönetmeliklerden, TMMOB Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliğinin 18.maddesinin 3.ve 4.fıkrası dışındaki uyuşmazlık konusu edilen diğer hükümlerinde ve dava konusu edilen diğer yönetmelik kurallarında üst hukuk normlarına aykırı bir yön görülmemektedir” gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.

51 Oda tarafından yapılan mesleki denetimin sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’a göre yapı denetim kuruluşlarına ait olduğu hususunda çokça itirazlar yapılmaktadır. Meslek odasının ilgili Yasa ve Yönetmeliklerine dayalı olarak uygulamakta olduğu mesleki denetim, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’la kurularak faaliyet gösteren Yapı Denetim Kuruluşlarının yürütmekte olduğu denetimin dışında, hizmeti sunan üyesine yönelik mesleki bir denetimdir. Danıştay 8. Dairesi’nin 2007/4011 E. ve 2008/3518 K. kararında da bu husus “4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde yer alan ‘ ilgili kurumlar dışında başka bir kurum ve kuruluşun vize ve onayının gerekmediği’ yolundaki düzenlemeye, bu hüküm ile getirilen denetimin haricinde nitelikleri farklı bir mesleki iç denetim getirildiğinden, aykırılık teşkil etmemektedir” şeklinde açıklanmıştır.

52 İDARİ YARGIDA HUKUKA UYGUN BULUNARAK İPTALİ İSTEMİ REDDEDİLMİŞ OLAN YÖNETMELİK HÜKÜMLERİ; MESLEKİ DENETİM İŞLEMLERİ AÇISINDAN ÜYELER VE ODA YÖNETİCİLERİ TARAFINDAN UYULMASI ZORUNLU OLAN DÜZENLEYİCİ KURALLARDIR. Mesleki Denetim yapılamayacağı yahut karşılığında bedel alınamayacağı gibi kimi Bakanlık yazılarının kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşunun yasayla kendisine verilen yetkiyle düzenlediği yönetmeliklerin üzerinde olamayacağı, Bakanlığın meslek kuruluşlarının düzenlemeleri ve faaliyetleri yönünden idari vesayet yetkisini aşan kararlar alamayacağı dikkate alındığında bu tür itirazların da hukuken kabul görebilmesi olanaksızdır.

53 Teşekkürler… TMMOB MİMARLAR ODASI
A: Konur Sokak No:4/2 Yenişehir ANKARA T: F: E:


"Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Değişiklikleri" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları