Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

FATİHA SURESİ MEAL VE TEFSİRİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "FATİHA SURESİ MEAL VE TEFSİRİ."— Sunum transkripti:

1 FATİHA SURESİ MEAL VE TEFSİRİ

2

3 Tam olarak inen ilk suredir.
SUREYİ TANIYALIM 7 ayettir. Mekkîdir. Tam olarak inen ilk suredir. Resmi sıralamada birinci, nüzul sırası itibarıyla beşinci sûredir.

4 Fatiha kelimesinin anlamı
Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan, başlangıç manasına "Fâtiha" denilmiştir.

5 Fatiha suresinin diğer isimleri
Halk arasında yaygın olarak "El- Hamdülillah" suresi olarak da bilinir. Bu sureye "ana kitap" manasında "Ümmü'l-Kitâp", "dinin esaslarını ihtiva eden" manasında "el-Esâs" isimleri verildiği gibi, ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "es-Seb'u'l- Mesânî", birçok sırrı taşıdığı için "el- Kenz" gibi isimler de verilmiştir.

6 Fatiha suresi fazileti çok ve değeri yüksek mübarek bir suredir.
SURENİN FAZİLETLERİ Fatiha suresi fazileti çok ve değeri yüksek mübarek bir suredir. Bu surede Kuran’da anlatılan bütün konuların özeti bulunmaktadır.

7 Fatiha suresi aynı zamanda
bir duadır.

8 “And olsun, biz sana ikişer ikişer tekrarlanan yediyi (Seb’ul-Mesani) ve bu büyük Kur’an’ı verdik.” 
(HİCR SURESİ – 87. AYET) buyruğu ile Allah Teala Fatiha suresini kastetmiştir. Çünkü bu yedi ayetlik sure yüce Allah'a övgü ifade etmekte ve namazların her rekâtında tekrarlanmaktadır

9 Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur.
Bundan dolayı beş vakit namazın her rek'atında bu sûreyi okumak vâciptir. Namaz kılan her Müslüman, bu sureyi günde kırk kere okumaktadır.

10 Ebu Said b. el-Mualla diyor ki:
Rasulullah bana "Sen, mescitten çıkmadan önce ben sana öyle bir sure öğreteceğim ki o, Kur´an’ın en yüce suresidir." buyurdu. Sonra Rasulullah elimden tuttu ve mescitten çıkmak istedi. Ben de "Ey Allah´ın Resulü, sen bana "Sana öyle bir sure öğreteceğim ki o, Kur´an’ın en yüce suresidir." demedin mi?" diye sordum. Rasulullah da şu cevabı verdi: "O sure, Elhamdülillahi Rabbil âlemin´dir. O, bana verilen Seb´ul Mesani ve Kur´an-i Azimdir. (Buharî)

11 İmam «Amin» dediği zaman siz de "Âmin" deyin
İmam «Amin» dediği zaman siz de "Âmin" deyin. Kim böyle der de söylediği bu söz, Meleklerinkine rast gelirse, onun geçmiş bütün günahları bağışlanır» (Buharî)

12 "Hayatım, kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki, Allah, ne Tevrat’ta, ne İncil’de ne Zebur’da ne de Furkan´da (Kur´an’da) bu Fatiha’nın bir benzerini indirmiştir. O, bana verilen "Seb´ul Mesani ve Kur´an-ı Azim’dir.« (Tirmizî)

13 Abdullah b. Abbas diyor ki: «Bir gün Rasulullah, Cebrail ile birlikte otururken yukarıdan bir gıcırtı işitti. Cebrail başını yukarı doğru kaldırdı ve şöyle dedi: "Bu, bugün gökte açılan bir kapıdır. Bu kapı bugüne kadar hiç açılmamıştı. O kapıdan bir melek indi. Bu melek yeryüzüne inen bir melektir. Bugüne kadar hiç inmemişti. Melek selam verdi ve şöyle dedi: "Senden önce hiçbir Peygambere verilmeyen ve sadece sana verilen şu iki nurdan dolayı sana müjdeler olsun. Bunlar, Fatihatü’l-Kitap ve Bakara suresinin sonudur. Bunlardan okuduğun her harfin karşılığı mutlaka sana verilecektir.» (Müslim)

14 Surenin meal ve tefsiri

15 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allahın adı ile

16 Okumaya ve herhangi bir işe yüce Allah’ın adıyla başlamak,
Allah tarafından Hz. Peygamber (SAV)’e vahyedilmiş bir edep ve saygı kuralıdır.

17 Besmelenin, her surenin bağımsız bir ayeti mi, yoksa bütün surelere başlarken okunan tek bir Kur’an ayeti mi olduğu konusu tartışmalı bir mesele olmakla birlikte, geçerli görüşe göre o, Fatiha suresinin ayetlerinden biridir ve bu surenin sayısı besmeleyle yediye tamamlanmaktadır.

18 الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

19 HAMD, birini iyilik ve güzelliklerinden dolayı dil ile övmektir.
Hamd, şükürden daha kapsamlıdır. Şükür nimete kavuşunca, hamd ise her zaman yapılır.

20 Abdullah bin Ömer (RA)’a dayanarak kaydedildiğine göre Peygamber efendimiz (SAV) şöyle buyuruyor:
“Allah’ın kullarından biri “Ya Rabbi, sana zatının ululuğuna, saltanatının yüceliğine yaraşır biçimde hamd ederim.” dedi. Bu sözün değerini ölçemeyen kulun amellerini yazmakla görevli melekler ne yazacaklarını bilemediler.

21 Bunun üzerine Allah’ın huzuruna çıkarak: “Ya Rabbi
Bunun üzerine Allah’ın huzuruna çıkarak: “Ya Rabbi! Senin kullarından biri öyle bir söz söyledi ki, onu nasıl değerlendirip yazacağımızı bilemiyoruz.” dediler. Yüce Allah, -kulunun ne dediğini daha iyi bildiği halde-meleklere: “Kulum ne dedi?” diye sordu. Melekler: “Ya Rabbi! O, “Ey Rabbim! Sana zatının ululuğuna ve saltanatının yüceliğine yaraşır biçimde hamd ederim.” dedi.” diye cevap verdiler.

22 Bunun üzerine Allah o meleklere:
“Kulumun o sözünü ağzından çıktığı gibi yazın. O sözün karşılığını, kulum kıyamet günü huzuruma geldiğinde bizzat ben kararlaştırıp veririm..” buyurdu... (İbni Mace)

23 RABB: Yaratan Yarattıklarını besleyen, büyüten, olgunlaştıran Terbiye edici, Tasarruf sahibi, Malik ÂLEM: Görülen ve görülmeyen tüm yaratılmışlar

24 Rabbil âlemin (tüm âlemlerin Rabbi)” tamlaması, İslâm düşünce sisteminin temel dayanağını temsil eder.

25 الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
(O) Rahman, Rahimdir.

26 RAHMAN: Herkese, her canlıya merhamet eden RAHİM: Koruyan, acıyan, merhamet eden Yüce Allah’ın, “Rahman” ve “Rahim” sıfatları ile nitelenmesi, rahmetin bütün anlamlarını ve tüm değişik hallerini kapsar.

27 Allah Teala, bütün yarattıklarına Rahman sıfatıyla muamele eder.
Bu nedenle hem müminlere hem kafirlere dünyada iken rızık verir. Ahirette ise Rahim sıfatıyla sadece müminlere merhamet eder. Çünkü O, kıyamet günü hakîm, yüce ve adildir.

28 مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Din günü (kıyamet günü)nün sahibidir.

29 DİN: Herkesin boyun eğerek yaptıklarının karşılığını göreceği hesap.
Bundan dolayı kulların hesaba çekileceği kıyamet gününe din günü denmiştir. Allah’ın din gününün sahibi olması demek, onun adaleti gözettiği ve insanın yapıp ettiklerinden sorumlu tutulacağı anlamına gelir.

30 إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım isteriz.

31 Kişinin yaratıcısından yardım talep etmesi
İBADET: Bilinçli olarak Allah’a saygı ve sevgi gösterip, itaat ederek ona kulluk etmek İSTİÂNE: Kişinin yaratıcısından yardım talep etmesi Kulluk yalnız Allah’a yöneltilir ve yalnız O'ndan yardım dilenir.

32 اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
Bizi doğru yola ilet.

33 HİDAYET: Yol göstermek, doğru yola ulaştırmak, Allah’ın indirdiği kitaplar ile gönderdiği peygamberler aracılığıyla insanlara doğru yolu göstermesi ve onları bu yola ulaştırması SIRAT-I MÜSTAKİM: Doğru yol, Allah’ın yolu, İslam

34 “Bizleri, hedefe ulaştırıcı doğru yolu tanımaya ve bu yolu tanıdıktan sonra onun sebatlı izleyicisi olmaya, ondan hiç ayrılmamaya muvaffak eyle.”

35 doğru yola iletilmiş olmak, bu yolu bulmak,
Mümin kulun, hakkında Allah’tan yardım dileyeceği ilk ve en önemli şey budur. Sebebine gelince, doğru yola iletilmiş olmak, bu yolu bulmak, kesinlikle hem dünya ve hem de Ahiret mutluluğunun garantisidir.

36 صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna. Gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.

37 Kendilerine nimet verilenler:
Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler, Salihler

38 «Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştırlar.» (NİSA SURESİ/ 69. AYET)

39 GAZAB: Öfke, kızgınlık DALALET: Doğru yoldan sapmak ya da çıkmak. «Ey Rabbimiz, yaptıklarıyla öfkeni üzerlerine çeken Yahudilerin, yolunu kaybetmiş Hristiyanların ve bütün bozguncuların yolundan bizi uzaklaştır»

40 “Yüce Allah şöyle buyurur: “Ben namazı kendim ile kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı bana ve öbür yarısı kuluma aittir. Kulum istediğine kavuşacaktır.”       

41 Kul, “Elhamdü lillâhi Rabbil âlemin” dediği zaman, Allah, “Kulum bana hamd etti.” der. Kul, “Errahmanirrahim” dediği zaman, Allah: “Kulum, bana övgü sundu.” der. Namaz kılan kul, “Maliki yevmiddin” dediği zaman, Allah: “Kulum benim şanımın yüceliğini ifade etti.” der.

42 Namaz kılan kul, “İyyake na'budu veiyyake nesteın” dediği zaman, Allah: “Bu söz hem bana ve hem de kuluma aittir. Kuluma istediği verilecektir.” der. Kul, “İhdines sıratal müstakim, sıratallezine en’amte aleyhim, gayril mağdubi aleyhim veled dallin” dediği zaman, Allah: “Bu söz tamamen kulumla ilgilidir, ona istediği verilecektir.” der.” (Müslim)

43 Sırat-ı Müstekimde olmak duasıyla…


"FATİHA SURESİ MEAL VE TEFSİRİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları