Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
Yayınlayanİbrahi̇m Öktem Değiştirilmiş 7 yıl önce
1
1 B İ L İ M İ N DO Ğ ASI B İ L İ M İ N ÖNCÜLER İ B İ L İ MSEL YÖNTEM B İ L İ MSEL SÜREÇ BECER İ LER İ 18.06.20161
2
2 2 ÖDEMİŞ BELEDİYESİ DENEME ve BİLİM MERKEZİNE’NE HOŞGELDİNİZ
3
3 BİLİMBİLİMBİLİMBİLİM Bilim, gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla önce dünyaya ilişkin olguları, sonra da bu olguları birbirine ba ğ layan yasaları bulma çabasıdır. 18.06.20163
4
4 Yüzyıllardır insano ğ lunun yeryüzündeki yaşama ortamına duydu ğ u merak, yaşama standartlarını yükseltecek bir etkinli ğ e bürünmeye başladı. Ola ğ an gibi görünen olayları anlama çabası, aslında dünyanın gizemlerle dolu bir yer oldu ğ unu ve bunları çözümlemek gerekti ğ i gerçe ğ ini do ğ urmuştur. Geleneksel bilim sadece anlamaya ve çözmeye gereksinim hissetse de, ileri safhalara bölünen bilim türleri sadece çözmeyi de ğ il çözümden öte ilerlemeyi de kapsar. 18.06.20164 MERAKLI
5
5 Ebers PapirüsüEbers Papirüsü (yaklaşık MÖ 1550) Antik Mısır'daki tıbbî uygulamalar ve bilgileri içeren bir papirüstür. Papirüste tümörlerin ve apselerin cerrahi tedavisinden, depresyon ve deri hastalıklarına kadar çok çeşitli tıbbî konulara de ğ inilmiştir. Antik Mısır tümörlerinapselerindepresyonderi Ebers PapirüsüAntik Mısır tümörlerinapselerindepresyonderi ANT İ K ÇA Ğ DA B İ L İ M 18.06.20165
6
6 17. yüzyıldan17. yüzyıldan kalma bir Pers el yazmasından bir betimleme. Pers 17. yüzyıldanPers 18.06.20166
7
7 GözünGözün anatomisi üzerine, 1200 yılı tarihli bir Arapça el yazması. anatomisi Gözünanatomisi 18.06.20167
8
8 GÜNÜMÜZE DO Ğ RU B İ L İ M 20. yüzyılın başlarından itibaren bilimdeki ilerlemeler büyük hız kazanmış ve akademik çevrenin, daha elverişli bir araştırma ortamına kavuşması bu ilerlemeyi tetiklemiştir. Bilimle u ğ raşmak bir prestij haline gelmeye başlamış ve etkilerini göstermeye başlamıştır. 20. yüzyılın Alfred Nobel'in vasiyeti üzerine 1901'den itibaren verilen Nobel Ödülleri bilimin prestij yönünü sergiler. Bu tip ödüllerle, bilime olan teşvik arttırılmakta ve araştırmalar için gerekli paralar sa ğ lanmaya çalışılmaktadır. Alfred NobelNobel Ödülleri 18.06.20168
9
9 9 ÖDEMİŞ BELEDİYESİ DENEME ve BİLİM MERKEZİ BİLİM EVİ’ndeki TÜBİTAK Popüler Bilim kitaplarını incelediniz mi?
10
10 B İ L İ M İ N MODERNLEŞMES İ NDE KATKIDA BULUNANLAR Radyolojinin kurucusu olan Marie Curie'nin bilime yaptı ğ ı katkılar kimya alanında büyük yankı uyandırmıştır. Radyoaktivite alanındaki çalışmaları ona, 1903 yılında fizik alanında ve 1911 yılında kimya alanında Nobel kazandırmıştır. RadyolojininMarie CurieRadyoaktivite19031911 Albert Einstein'in Alman Annalen der Pysik dergisinde yayınlanan Işı ğ ın oluşum ve dönüşümü üzerine bir görüş, Albert EinsteinAlman Molekül boyutlarının yeni bir belirlemesi [ ve Hareketli Cisimlerin Elektrodinami ğ i İ başlıkları altındaki makaleleri fizik bilimi için yeni bir sayfanın açılmasına sebep oluyordu. Genel görecelik ve Özel görecelik, Einstein tarafından fizi ğ e sunulan en karışık ve en gizemli teorilerden sayılır. Halen tartışmalara sebep olsa da yüzyılın en önemli bilim adamlarından sayılan Einstein, 1921 de Fotoelektrik etki olayına getirdi ğ i açıklama ile Nobel Ödülü'ne layık görülmüştür. [ Genel görecelikÖzel görecelikFotoelektrik etki 18.06.201610
11
11 1953 yılında DNA'nın yapısını bulan bilim adamları Francis Crick, James Dewey Watson ve Maurice Wilkins, genetik alanındaki gelişmelere büyük katkıda bulunmuşlardır. 1953DNA Francis CrickJames Dewey WatsonMaurice Wilkins Genetik bilgiyi taşıyan DNA nın çözümü, yüzyılın en önemli bilimsel çalışmalarından birisidir. Geneti ğ in yeni teknolojik şartlarda ilerleme kaydetmesiyle hastalıkların daha oluşmadan tespiti mümkün olabilecektir. 18.06.201611
12
12 Roma Engizisyonu'nun karşısında Galileo. Galileo 18.06.201612
13
13 Gregor Mendel 18.06.201613
14
14 Louis Pasteur 18.06.201614
15
15 Charles Darwin 18.06.201615
16
16 Wilhelm Conrad Röntgen 18.06.201616
17
17 AL İ KUŞÇU 18.06.201617
18
18 MARIE CURIE 18.06.201618
19
19 Ülkemiz Bilim Kadınları Ülkemizde kadınlar ilk kez Cumhuriyet döneminde Atatürk sayesinde bilim dünyasına adım atabildiler. Çünkü daha önce kadınların üniversiteye gitme şansları yoktu. İ lk bilim kadınlarımızın birço ğ u da cumhuriyetten önce e ğ itimlerini yurtdışında sürdürmüşlerdir. İ lk kadın kimyageri Remziye Hisar, Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde Marie Curie’nin ders verdi ğ i dönemlerde okudu ve kendi alanında Türkçe ve Fransızca kitaplar yayımladı. İ lk Türk kadın doktor Safiye Ali ise e ğ itimini 1921 yılında Almanya’da tamamlamıştır. Güzide Lütfü 1928 yılında İ stanbul Barosu’na 1127 sicil numarasıyla kayıt olan ilk kadın avukat idi. Ve hepinizin bildi ğ i gibi Sabiha Gökçen hem Türkiye’nin hem de dünyanın ilk kadın savaş pilotuydu. Gökçen kendi iste ğ i ve Atatürk’ün izniyle Dersim harekatına savaş pilotu olarak katılarak büyük başarı elde etmişti. 18.06.201619
20
20 İLK KADIN DOKTORUMUZ Safiye Ali- Kurtuluş, Balkan ve 2. Dünya Savaşı’nda hastalara şifa da ğ ıttı. 18.06.201620
21
21 Sabiha Gökçen 18.06.201621
22
2218.06.201622
23
23 20. yüzyılın en önemli araştırma alanlarından kuantum mekani ğ i konulu Solvay Konferansı'ndan bir foto ğ raf. Foto ğ raftaki şahıslar dönemin önemli bilim adamlarıdır ve büyük bir kısmı Nobel ödülü de almış isimlerdir. Soldan sa ğ a: 1. sıra: A. Piccard, E. Henriot, P. Ehrenfest, E. Herzen, Th. De Donder, E. Schrödinger, E. Verschaffelt, W. Pauli, W. Heisenberg, R.H. Fowler, L. Brillouin, 2. sıra: P. Debye, M. Knudsen, W.L. Bragg, H.A. Kramers, P.A.M. Dirac, A.H. Compton, L. de Broglie, M. Born, N. Bohr, 3. sıra: I. Langmuir, M. Planck, M. Curie, H.A. Lorentz, A. Einstein, P. Langevin, Ch. E. Guye, C.T.R. Wilson, O.W. Richardson kuantum mekani ğ iA. PiccardE. HenriotP. EhrenfestE. HerzenTh. De DonderE. SchrödingerE. VerschaffeltW. PauliW. HeisenbergR.H. FowlerL. BrillouinP. DebyeM. Knudsen W.L. BraggH.A. KramersP.A.M. DiracA.H. ComptonL. de BroglieM. BornN. BohrI. LangmuirM. PlanckM. CurieH.A. LorentzA. EinsteinP. LangevinCh. E. Guye C.T.R. WilsonO.W. Richardsonkuantum mekani ğ iA. PiccardE. HenriotP. EhrenfestE. HerzenTh. De DonderE. SchrödingerE. VerschaffeltW. PauliW. HeisenbergR.H. FowlerL. BrillouinP. DebyeM. Knudsen W.L. BraggH.A. KramersP.A.M. DiracA.H. ComptonL. de BroglieM. BornN. BohrI. LangmuirM. PlanckM. CurieH.A. LorentzA. EinsteinP. LangevinCh. E. Guye C.T.R. WilsonO.W. Richardson 18.06.201623
24
2418.06.201624
25
25 Ödemiş’ten de geleceğin BİLİM İNSANLARI olarak kimler yetişecek acaba?
26
26 BİLİM GÖZLEM LE BAŞLAR İ nsanın en ilginç özelliklerinden biri merak duygusudur. Merak, soru sormayı, araştırma yapmayı sa ğ lar. Bir şeyi merak ettikten sonra, ço ğ unlukla o konuda gözlem yapmaya başlarız. Gözlemlerimiz yeterince biriktikten sonra araştırmalarımızı daha da ilerletebiliriz. Bilim insanları, araştırmalarına gözlem yaparak başlarlar. Elbette gözlem yapmak yalnızca bilim insanlarının yaptı ğ ı bir iş de ğ ildir. Düşünen, merak eden, sorgulayan her insan gözlem yapabilir. 18.06.201626
27
27 Örnek Bir Etkinlik 18.06.201627 Ayın şeklini bir ay boyunca gözlemleyerek, gözlem sonuçlarını size da ğ ıtılan ka ğ ıda çizip not ediniz. Bu gözlem sonuçlarınıza göre de aşa ğ ıdaki soruları cevaplayınız… *Ay’ı her akşam gördünüz mü? *Hangi akşamlar göremediniz? Sizce görememenizin nedeni nedir? *Ay’ın şekli bir ay boyunca aynı mıydı? *Bir ay boyunca Ay kaç şekilde görülmüştür? *Ay’ın her bir şeklini kaç gün gözlediniz? Ay kaç günde bir şekil de ğ iştirmektedir?
28
2818.06.201628
29
2918.06.201629
30
30 H İ ÇB İ R ŞEY GÖRÜNDÜ Ğ Ü G İ B İ DE Ğİ L Gizli Kalmış Güzellikler… 18.06.201630
31
3118.06.201631
32
32 Embriyolanmış balık yumurtası 18.06.201632
33
3318.06.201633
34
34 Meyve sine ğ i 18.06.201634
35
3518.06.201635
36
36 Civciv embriyosu 18.06.201636
37
3718.06.201637
38
38 Yuvarlak solucan 18.06.201638
39
3918.06.201639
40
40 Kar tanesi 18.06.201640
41
4118.06.201641
42
42 Gliserin yüzeyindeki sıvı nematik kristal film 18.06.201642
43
4318.06.201643
44
44 Tuz tanesi 18.06.201644
45
4518.06.201645
46
46 Karbolik asit 18.06.201646
47
4718.06.201647
48
48 Fare embriyosundaki sinir a ğ larının kabuk yapısı 18.06.201648
49
4918.06.201649
50
50 Kelebek kanadındaki pullar 18.06.201650
51
5118.06.201651
52
52 Polyester filmin üzerindeki su damlaları 18.06.201652
53
5318.06.201653
54
54 Kırmızı alg’in üreme kolları 18.06.201654
55
5518.06.201655
56
56 Petri kabındaki sabun balonları 18.06.201656
57
57 NASIL OLUYOR? 18.06.201657
58
58 Hangisi önce düşer? Elinize iki tane pinpon topu alın. Bu toplardan bir tanesini ortadan dikkatli bir şekilde ikiye bölün. İ çine kum koyup, topun iki yarım küresini bantla veya uhuyla dikkatlice yapıştırın. Artık elimizdeki iki top aynı büyüklükte fakat a ğ ılıkları farklı. Bu iki topu aynı yükseklikten bırakırsak hangisi önce düşer ? diye arkadaşlarınıza sorun. Zamanında bu sorunun do ğ ru cevabı bir çok insanın aklını meşgul etmiş, hatta en son bu deneyin ispatı,aya inen astronotlar tarafından yapılmıştı. E ğ er net bir cevap almak istiyorsanız daha yüksekten aynı anda bırakın. Hadi kolay gelsin. 18.06.201658
59
59 Isırgan Otu Nasıl Yakar? Bazı ısırgan otları, ellenince, bunların üzerinde bulunan keskin kılları bırakırlar. Deriye yapışan bu kıllarda bulunan ve formik asit dedi ğ imiz bir tür yakıcı sıvı, elimizin yanmasına yol açar. Bu sistem, bitkiyi yenmekten korumayı amaçlar. 18.06.201659
60
60 Gökkuşa ğ ı Neden Yuvarlak Olur? Gökkuşa ğ ı dedi ğ imiz o do ğ a harikası alet, güneş ışınlarının bir ya ğ mur bulutunun içindeki damlalarda kırılması ile oluşur. Aslında sadece burada de ğ il aynı şekilde bir şelaleden veya bir fıskiyeden akan sudan bile gökkuşa ğ ı oluşabilir. Gökkuşa ğ ı her zaman bir çember şeklindedir. Bunun nedeni sanılanın aksine dünyanın yuvarlak olması falan de ğ ildir. (Ki öyle olsa idi bir fıskiyede oluşan gök kuşa ğ ının düz olması gerekirdi!!) Bunun tek sebebi ışıkların damlalarda teker teker kırılmasıdır. Şekilde gördü ğ ünüz gibi herhangi bir damlaya gelen güneş ışı ğ ı mordan kırmızıya kadar sırası ile kırılır. Fakat bu kırılan ışınlardan sadece bir tanesi gözümüze ulaşabilir. Di ğ erleri ise -şu günlerde çok moda bir tabirle!- gözümüzün kapsama alanı dışındadır. Üstlerdeki damlalardan gözümüze kırmızı alttakilerden ise mor ışık ulaşır. Gözümüze ulaşan kırılmış ışınlar bir çember üstündeki ışınlardır. Bunun dışındakiler gözümüzün görüş alanı dışında kalır. Böylece biz gökkuşa ğ ını bir çember şeklinde görürüz... 18.06.201660
61
61 Gökyüzü neden mavi ? Gökyüzünün mavi görünmesinin (dikkat! olmasının de ğ il görünmesinin! çünkü normalde atmosferimiz daha do ğ rusu hava renksiz bir gazdır!) tek sebebi daha önce gökkuşa ğ ını açıklarken belirtti ğ imiz kırılma hadisesidir. Güneş ışınları atmosfere girdi ğ inde atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz parçacıklarına çarparak saçılır. Gün ışı ğ ı daha önce de on yüz bin milyon defa duydu ğ unuz gibi de ğ işik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu mavi ışınlar atmosferin üst tabakalarındaki küçük parçacılar tarafından hemen saçılırlar. Fakat kırmız ışık (ki en büyük dalga boylu ışıktır!) saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır. Gökyüzü açık oldu ğ unda, mavi ışık di ğ er ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır. Bu yüzden de gökyüzü mavi görünür. Mesela gökyüzü yo ğ un bulutlarla veya dumanla dolu oldu ğ unda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep olur. Gün batımında veya do ğ umunda ise güneş ışınları atmosfere e ğ ik girdikleri için daha fazla yol kat etmek zorunda kalırlar. Bu yüzden daha çok ışın ve renk saçılır ve o posterlere konu olan, şahane gün do ğ umu ve batımını gözlemleyebiliriz. Çok az saçılmış olan kırmızı ışık ise güneşe ve ufu ğ a kızıl veya portakal görüntü verir. 18.06.201661
62
62 B İ L İ MSEL YÖNTEM NED İ R? 18.06.201662 SORU SOR GÖZLEM YAP TAHM İ NLERDE BULUN H İ POTEZ KUR ARAŞTIRMAYI TASARLA H İ POTEZ İ TEST ET VER İ LER İ KAYDET SONUÇ
63
63 B İ L İ MSEL YÖNTEM SÜREÇ BECER İ LER İ İ nsanların bilim ve teknolojideki hızlı gelişmelere ayak uydurup teknolojik gelişmeleri kendi yararına kullanmaları, toplumların gelece ğ i için önem taşımaktadır. Bu durum, günümüzde fen ö ğ retimine büyük görevler yüklemektedir. Bu nedenle Fen ve Teknoloji Dersi Ö ğ retim Programı sadece günümüzün bilgi birikimini ö ğ rencilere aktarmayı de ğ il; araştıran, sorgulayan, inceleyen, günlük hayatıyla fen konuları arasında ba ğ lantı kurabilen, hayatın her alanında karşılaştı ğ ı problemleri çözmede bilimsel metodu kullanabilen, dünyaya bir bilim adamının bakış açısıyla bakabilen bireyler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Programda ö ğ rencilere bilimsel araştırmanın yol ve yöntemlerini ö ğ retmek amacıyla bilimsel süreç becerileri olarak adlandırılan becerileri kazandırmak esas alınmıştır. 18.06.201663
64
64 İ lkö ğ retim 4 ve 5. sınıfta ö ğ rencilere kazandırılacak bilimsel süreç becerileri 18.06.201664
65
6518.06.201665
66
66 GÖZLEM Gözlem, nesneleri ya da olayları duyu organlarımızı ya da de ğ işik ölçüm aletlerini kullanarak yaptı ğ ımız incelemelerdir. Arthur (1993) tarafından gözlem, duyu organları ya da duyu organları yardımıyla kullanılan ve duyu organlarının daha do ğ ru ölçümler yapmasını sa ğ layan araç ve gereçlerle olaylar ve nesnelerin incelenmesi olarak tanımlanmıştır. 18.06.201666
67
67 Nitel ve nicel olarak iki çeşit gözlem vardır. Nitel gözlemler çocu ğ un boyunun uzamasının gözlenmesi, havanın so ğ umasının gözlenmesi gibi ölçüm gerektirmeyen gözlemlerdir. Nicel gözlemler ise ölçüm araçları kullanılarak sonuca ulaşılmasını sa ğ layan gözlemlerdir. Örne ğ in: Bebe ğ in boyu bir ay içerisinde uzadı nitel gözlem ile ulaşılan bir sonuç; bebe ğ in boyu bir ay içerisinde 2cm uzadı ise nicel gözlem ile ulaşılan bir sonuçtur. Ö ğ rencilerin fen derslerinde cetvel, termometre, büyüteç, basit mikroskop, teleskop vb. araçları kullanarak çevrelerindeki nesne ve olayları gözlemeleri sa ğ lanmalıdır. Ö ğ rencilerin etkinliklerdeki nesne ve olayları incelerken ne gördükleri sorgulanmalı ve gözlemleri sonucu veri toplamaları desteklenmelidir. Ö ğ rencilerin gözlem becerisinin gelişimi için ö ğ retmen uygun araç-gereç ve sınıf ortamı hazırlamalı, ö ğ rencilere tartışmaları için zaman ve fırsat tanımalıdır. Ayrıca konuya ve ö ğ rencilerin gelişim durumlarına uygun ö ğ retim yöntemler belirlemelidir (Monhardt ve Monhardt, 2006: Ostlund, 1998: Ba ğ cı, 2003). 18.06.201667
68
68 SINIFLANDIRMA YAPMA Arthur’a (1993) göre sınıflandırma gözlem yoluyla toplanan verilerin belirli kurallar do ğ rultusunda benzerlik ve farklılıklarına göre düzenlenmesidir (Aktaran: 23, Tatar, 2006). Ö ğ renciler topladıkları verileri sıralar, aralarındaki ilişkilere göre düzenlerlerse bu beceriyi daha kolay kazanırlar. Ö ğ rencilerin uygulamalarını do ğ rulamaları ve gruplandırmaları bilimsel planlarını kopyalamalarından çok daha önemlidir. Sınıflandırma becerisi ile ö ğ renciler yeni ö ğ rendikleri kavramlar ile önceki bilgileri arasında ilişki kurabilirler. Sınıflandırma ile karmaşık olan kavram ve bilgiler daha düzenli bir hal alır. Sa ğ lıklı bir sınıflandırma yapabilmek için çok dikkatli ve iyi gözlem yapılmalıdır (Monhardt ve Monhardt, 2006: Ba ğ cı, 2003). 18.06.201668
69
69 ÇIKARIM YAPMA Genellikle tahmin ile karıştırılan çıkarım bir olayın veya gözlemin nedenleri konusunda yaptı ğ ımız tahminlerdir. Tahmin ise bir olayın sonucunu önceden kestirmektir. Çıkarım yapmak gözlemlenmiş ya da olmuş olaylara açıklamalar öne süren kanıt kullanma yöntemini de içerir. Çıkarımların do ğ ru olabilmesi için iyi gözlem yapılmalı ve veriler toplanmalıdır. Ancak bu verilere dayanarak çıkarımda bulunulabilir. Örnek kardaki her hangi bir hayvana ait ayak izlerinin şekli, büyüklü ğ ü vb. özellikleri ayrıntılı olarak gözlem yoluyla incelendikten sonra ayak izlerinin sahibi hakkında çıkarımlarda bulunulabilir (Monhardt ve Monhardt, 2006: Ba ğ cı,M2003: Tan ve Temiz, 2003). 18.06.201669
70
70 TAHM İ N ETME Bir olayın sonucunu elimizdeki verilere ya da geçmişteki deneyimlerimize dayanarak önceden kestirmeye tahmin denir. Tahminler do ğ ru ya da yanlış çıkabilir, fakat tahmin ö ğ rencilerde gelişmesi gereken bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek için ö ğ rencilere deney veya etkinlik yapmadan önce sonuçta ne olaca ğ ı sorularak, tahmin etmeleri sa ğ lanabilir. Örne ğ in, yaprakları solmuş bir bitkiye su verildi ğ inde ne ile karşılaşacakları sorularak, ö ğ rencilerin tahminleri ile sonucun örtüşüp örtüşmedi ğ ine bakılabilir. Ö ğ renciler tahminde bulunurken gözlemlerini ve önceki bilgilerini kullanırlar. Tahmin öngörüler ve mevcut bilgi üzerine yapıldı ğ ı için ö ğ renciler ne kadar çok bilgi sahibi olurlarsa tahminleri de o kadar isabetli olur. 18.06.201670
71
71 BSB DÖNGÜSÜ 18.06.201671 Bilimsel araştırmanın anlamı nedir? Sorular sormak Yeni bir araştırmaya başlamak Sonuca ulaşmak Sonuçları yorumlamak Bulguları kaydetmek Araştırmayı tasarlamak ve uygulamak- Hipotezleri test etmek Bir hipotez kurmak Gözlemler yapmak B İ L İ MSEL ARAŞTIRMA
72
7218.06.201672
73
73 AL İ CAN B İ L İ MSEL YÖNTEM İ UYGULUYOR! 18.06.201673
74
74 AL İ CAN B İ L İ MSEL YÖNTEM İ UYGULUYOR! Okuldaki dergilerde ilkö ğ retim ö ğ rencilerinin de bilimsel araştırma yapabileceklerini okudu ğ um zaman gözlerime inanamadım! Hemen ö ğ retmenime koştum. Ö ğ retmenim bunun bir yöntemi oldu ğ unu, bunu uygularsam çalışmamın bir bilimsel araştırma olabilece ğ ini söyledi. Kolları sıvayıp hemen çalışmaya başladım. Önce kafamı çoktandır kurcalayan merak etti ğ im bir soruyu hatırladım: Çevre nasıl kirlenir?. Bilimsel araştırmam bu konuda olacaktı. Ö ğ retmenimin önerdi ğ i yöntemi bu soruya yanıt bulabilmek için kullanınca ortaya aşa ğ ıdaki bilimsel araştırma çıktı. ”B İ L İ MSEL ÇALIŞMA YÖNTEM BASAMAKLARI' DIR. 18.06.201674
75
75 1. SORULAR SORMAK: Bazen annemin bana her suyu içmemem gerekti ğ i, suların kirli olabilece ğ i konusunda uyarıda bulundu ğ unu hatırladım Acaba su nasıl kirleniyor? Suyu kirleten maddeler nelerdir? Suyu en çök hangi maddeler kirletiyor? Su kirlili ğ inin canlıların yaşamı üzerindeki etkisi nedir? 2. KEST İ R İ MLERDE BULUNMAK: Kimyasal maddelerin suyu kirletti ğ ini ve bu suların bitkilerin büyümesini engelledi ğ ini ve dolayısıyla insan yaşamını olumsuz yönde etkiledi ğ ini duymuştum. Tahminim: Kimyasal maddelerin miktarı arttıkça su daha çok kirlenir ve bitkilerin büyümesini ve gelişmesini engeller. 18.06.201675
76
76 3. B İ R H İ POTEZ KURMAK: Tahminimi daha bilimsel bir hâle getirmek için bir yargı cümlesi kullanmalıyım.... İ şte buldum! Suları kirleten kimyasal madde miktarı arttıkça bitkilerin büyümesi güçleşir. 4. ARAŞTIRMAYI TASARLAMAK VE UYGULAMAK: Bitkilerin büyümesini engelleyen nedenin kimyasal maddeler oldu ğ unu nasıl gösterebilirim? Bunu bir kaç gün düşünüp konuyu bir kaç arkadaşımla da tartıştıktan sonra şöyle bir yöntem buldum: 18.06.201676
77
77 Annemden bana çiçekçiden aynı toprak ve saksıya dikebilece ğ im üç tane menekşe almasını istedim. Menekşelerimi aynı gün üç farklı saksıya diktim. Saksıların boyu, genişli ğ i, topra ğ ın cinsinin aynı olmasına dikkat ettim. Saksıların hepsine farklı numaralar verdim.(1,2,3). Hepsine farklı miktarlarda annemin çamaşırları için kullandı ğ ı çamaşır suyundan kimyasal madde olarak karıştırdı ğ ım çeşme suyu döktüm. 1. saksıya : 1 çay kaşı ğ ı çamaşır suyu karıştırılmış bir fincan su. 2. saksıya : 5 çay kaşı ğ ı çamaşır suyu karıştırılmış bir fincan su 3. saksıya : Hiçbir katkı maddesi karıştırılmamış bir fincan su. 1.saksıyı, 2.saksıyı ve S.saksıyı her gün gözlemleyip bitkilerin büyüme hızını kaydetmeye karar verdim. Peki bunu nasıl anlayacaktım? Bitkilerin büyümesini gün gün gözleyerek bitkiye her gün belirledi ğ im oranda çamaşır suyu verecektim. 5. BULGULARI KAYDETMEK: 1., 2., ve 3. saksıyı her gün gözleyerek bitkilerde meydana gelen de ğ işmeleri resmettim ve bulgularımı hazırladı ğ ım tabloya kaydettim. Tabloya, de ğ işme olmamışsa (-), olmuşsa(+) işaretlerini koydum. 18.06.201677
78
78 SAKSI NO BAŞLANGIÇ2.GÜN4.GÜN6.GÜN8.GÜN10.GÜN12.GÜN 1 2 3 18.06.201678
79
79 Bulgularımı kaydetmeye her üç saksıdaki bitkinin şeklin de gözle görülür bir de ğ işme oluncaya kadar devam ettim. 6. SONUÇLARI YORUMLAMAK: Tablomdaki (+) ve (-) işaretlerine bakarak neredeki bitkinin en çabuk, hangisinin en geç gelişiminin bozuldu ğ una karar verdim. 7. SONUCA ULAŞMAK: Deneyim, 3.Basamakta kurdu ğ um yargı cümlesinin do ğ ru veya yanlış oldu ğ unu gösterdi. Acaba hangisi? Cevabı ö ğ renmek istiyorsanız, bu bilimsel araştırmayı aynı basamaklardan geçerek bir kere de siz yapın ve ulaştı ğ ınız sonucu kocaman bir kartona renkli boyalarla yazarak sınıfınıza asın 18.06.201679
80
80 HERKES BULUŞ YAPAB İ L İ R Nasıl buluş yaparım? Nereden yeni düşünce bulurum? Neler buluş sayılır? Buluşçuluk dünyasına yeni adım atmış birinin aklına bunlar gibi pek çok soru gelebilir. İ şte, buluş yapmak isteyenler için bir rehber... 18.06.201680
81
8118.06.201681
82
82 Buluş Nedir? Buluş, yeni bir düşünce, yöntem ya da aygıt üretmektir. Yeni bir düşünceyle bir probleme çözüm bulunabilir ya da eskisi geliştirilebilir. Her buluş düşünmekle başlar. Herkesin bir düşüncesi vardır. Bunun anlamı, sizin de bir buluşçu olabilece ğ iniz. Her insan biraz buluşçudur gerçekte. Bir buluş yapmanın ilk adımı bir problem bulmak. Buluş yapmak için bir düşünceye gereksinimimiz var. Yeni bir düşünceye! Ama düşünceler gökten elma gibi düşmez. O zaman bir düşünce geliştirmek için belirli bir yöntem izlemek gerekir. Buluş yapmanın ikinci adımıysa, probleme çözüm yolları bulmaktır. Buluş yapmak için işe koyuldu ğ unuzda bir problem bulmak zordur. Bir düşünce yakalamak... Ancak, yakaladıktan sonra bu düşünceyi geliştirmek daha kolaydır. 18.06.201682
83
8318.06.201683 Bir problem düşünün. Çözümü, yaşamınızı kolaylaştıracak ve sizin buluşunuz olacak! Problemi ararken çevrenize bakının, dinleyin, beyin fırtınası yapın.
84
8418.06.201684
85
85 Buluşçular İ çin Önemli İ puçları Başarısızlıktan Korkmayın! Nobel Ödülü kazanan fizikçi Richard Feynman, başarısızlıkla sonuçlanan deneylerinin bir gün onu başarıya götürece ğ ini bildi ğ ini söyler. Bell laboratuarlarında da başarısızlık, yeni bir bilim dalının do ğ masıyla sonuçlanır. Burada çalışan bilim adamları bir transistor yapmak isterler. Transistor, elektronik tüplerin elektrik titreşimlerini genişletmekte kullanılan bir aygıttır. Ancak bu işle u ğ raşırken, yapmayı istedikleri transistorun yerine daha de ğ işik bir transistor yaparlar. Bu buluşun sonucunda “yarı iletken fizi ğ i” bir bilim dalı olarak ortaya çıkar. Gelişmeler, yeni transistorun elektrik devreleriyle birleştirilip kullanılmasıyla devam eder. Sonuçta, yarıiletken fizi ğ i sayesinde bilgisayarlar ve elektronik aygıtlarda çok önemli buluşlar yapılır. 18.06.201685
86
8618.06.201686 B İ L İ M ÇOCUK DERG İ S İ N İ N BU YILK İ BULUŞ ŞENL İĞİ NE KATILMAYA NE DERS İ N İ Z? O HALDE KONUMUZU VE İ ŞLEM BASAMAKLARINI Ş İ MD İ DEN HAZIRLAYALIM ETK İ NL İ K
87
87 KAYNAKLAR Kaptan, F. (1998). Fen Bilgisi Ö ğ retimi, Ankara, MEB Yayınları. Korkmaz, H. (2004). Fen ve Teknoloji E ğ itiminde Alternatif De ğ erlendirme Yaklaşımları, Yeryüzü Yayınevi, Ankara, 2004. Kaptan, F. ve Korkmaz, H.MEB İ lkö ğ retimde Fen Bilgisi Ö ğ retimi, Modül 7. Topsakal, S. (2005). Fen ve Teknoloji Ö ğ retimi, Nobel Yayınları, Ankara. Bilimin Öncüleri, TÜB İ TAK Yayınları, Ankara. 18.06.201687
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.