KARDAK KRİZİ
Yunanistan ve Türkiye arasında büyük bir soruna neden olan Kardak Krizi, 25 Aralık 1995 tarihinde “Figen Akat” isimli Türk bandıralı yük gemisinin Kardak kayalıklarına vurmasıyla patlak vermiştir. Kardak Krizi’nin ortaya çıkardığı durum, Ege deniziyle ilgili olarak Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan problemlerin bir noktada kontrolden çıkması olarak değerlendirilebilir.
TÜRK GEMİSİ FİGEN akat’ın KARDAK KIYILARI’NA OTURMASI
Kardak Kayalığına oturduktan sonraki hali;
Kurtarma çabaları ve tansiyonun yükselişi
Figen Akat isimli yük gemisinin karaya vurmasının ardından, Yunan birlikleri gemiye yaklaşarak, bulundukları bölgenin Yunan kara suları olduğunu belirtmiş ve yardım teklifinde bulunmuşlardır. Bunun üzerine, karaya vuran geminin kaptanı bölgenin Türk kara sularına ait olduğunu söyleyip, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yardım talebinde bulunduklarını belirterek bu teklifi geri çevirmiştir. Bu sırada iki ülke birbirlerine karşı notalar çekerek bölgenin kendilerine ait olduklarını belirtmişler, ve ilk gerilim bu sıralarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Ardından, Yunan kurtarma ekiplerinin karaya vuran Türk gemisini kurtarma çalışmalarının başarısız olmasıyla Türk gemisi, Türk karasularına dahil olmuş ve gemiyi özel bir Türk sigorta şirketi kurtarmış ve Güllük limanına çekmiştir.
Yunan ve Türk Kamuoyunda Olayın Yankılanması
İki ülkenin de medya organları sorunu ele alıp, karşı ülke vatandaşları için tahrik yaratacak haberler yapmışlardır. Bunun bir örneği Yunan “Grama” gazetesinin yapmış olduğu, “Türkiye’den Aşırı Tahrik” isimli haberdir. Bu gibi haberler, ortaya çıkan bu krizi daha da büyüterek iki ülkenin arasındaki bütün iplerin kopması durumunu ortaya çıkarmıştır. Ardından “Kalimnos” adası belediye başkanı, adanın papazı, aileler ve bir Yunan televizyonu bölgeye gidip Yunan bayrağını dikmişlerdir. Bu olayın televizyonda yayınlanmasının ardından, Hürriyet gazetesinin iki muhabiri helikopter ile adaya gidip Yunan bayrağını indirerek, Türk bayrağını asmışlardır.
YUNAN KUVVETLERİNİN DOĞU KARDAK’A AYAK BASMASI
Bundan sonra, Yunan birlikleri adaya çıkarma yaparak Türk bayrağını indirerek bölgeye konuşlanmışlardır. Sonrasında Türk birlikleriyle Yunan birlikleri sık sık bu bölgede karşılaşmaya başlamışlardır. Bu gerginliklerin boy göstermesiyle birlikte, her iki ülkenin de üst düzey yetkilileri toplantılar yapmışlar ve her iki ülke başbakanı da adanın kendi ülkelerine ait olduğunu belirtmişlerdir. Örneğin dönemin başbakanı Tansu Çiller “O bayrak iner, o asker gider!” şeklinde tavrını ortaya koymuştur.
TANSU ÇİLLER: ‘O BAYRAK İNER, O ASKER GİDER!’
TÜRK DONANMASININ BATI KARDAK’A ÇIKARMA OPERASYONU
Bütün bu olayların sonuç vermemesinin ardından, Türk SAT ve SAS komandolarından oluşan 18 kişilik bir grup, 3 hücum botuyla 30 Ocak’ı 31 Ocak’a bağlayan gece bölgeye bir operasyon düzenleyerek Batı Kardak adasına Yunan askerlerini yanıltıp içlerinden geçerek giriş yapmışlar ve Türk bayrağını dikmişlerdir. Garip bir şekilde Yunanlılar bu olayı, operasyon gerçekleştikten 4 saat sonra Amerika tarafından uyarılarak öğrenmişlerdir ve büyük bir şaşkınlıkla karşılamışlardır. Türk ve Yunan birliklerinin bu şekilde karşı karşıya gelmesiyle birlikte kriz bir savaş boyutuna yaklaşmıştır.
AMERİKA’NIN OLAYA MÜDAHALESİ
Krizin dünya kamuoyu tarafından netlikle ele alınmasının ardından, ABD Başkanı Bill Clinton’ın dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i arayarak Yunanistan Başbakanı ile temasa geçeceğini belirtmiş ve Türk kuvvetlerinin acilen bölgeden çekilmesini talep etmiştir. Fakat Süleyman Demirel, kayalıkların daha önce Yunanistan’ın elinde olmadığını ve sorunun iki ülke arasındaki iletişimin kopmasından dolayı bu duruma geldiğini söylemiş ve Yunanistan kayalıklardan askerini ve bayrağını çekerse görüşmelere başlanabileceğini ve sorunun bundan sonra çözülebileceğini bildirmiştir.
İKİ DEVLETİN BİRLİKLERİNİN GERİ ÇEKİLMESİ
Nihayet, Türk kuvvetlerinin Batı Kardak kayalıklarına çıkmasından saatler sonra 31 Ocak 1996 günü sabahı Yunan deniz kuvvetlerine bağlı askerler Yunanistan bayrağı ile birlikte Doğu Kardak kayalıklarından çekilmişlerdir. Bununla birlikte, Türk SAT Komandoları da çıkmış oldukları Batı Kardak kayalıklarından ayrılmış ve kriz sona ermiştir. Türk SAT Komandolarının bu başarılı operasyonunun ancak 4 saat sonra Yunanistan tarafından öğrenilmesinin yankısı Yunan devletinde büyük bir yankı uyandırmıştır. Olaydan sonra dönemin Yunanistan Genel Kurmay Başkanı görevden alınmıştır ve bu zafiyetin nasıl meydana geldiği araştırılmaya başlanmıştır.
YUNANLILARIN OPERASYONDAN HABERLERİNİN OLMAYIŞI Bu konu ile ilgili değişik görüşler ortaya atılmıştır. Görüşlerden birine göre, teknolojik açıdan gelişmiş Türk gemilerinin, Yunan deniz kuvvetleri iletişim teçhizatını devre dışı bırakması sonucu operasyonun gerçekleştirildiği belirtilir. Bir diğer görüşe göre, acil bir şekilde Doğu Kardak kayalıklarına çıkarma yapan Yunan kuvvetlerinin gece görüş dürbünlerinin yeterli pile sahip olmayışı ve bu sebeple Türk hücum botlarını fark edemeyişi yüzünden operasyon Türkiye lehine başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.
YILLAR SONRA GELEN TEPKİLER
Olayın üzerinden yıllar geçmesinin ardından 2013 yılının Ocak ayında Altın Şafak Partisi milletvekilinin Yunan parlamentosundaki konuşmasında Yunan hükümetinin Kardak’a bayrak dikmesini yoksa bunu kendilerinin yapacağını söylemiştir. Partinin lideri ise, Türk komandolarının kayalıklara çıktığı 30 Ocak gecesi bir “utanç gecesi” olduğunu söylemiştir. Yine 2013 yılının Şubat ayında, SYRIZA isimli partinin İnsan Hakları Komitesi üyesi avukatı tarafından Kardak Kayalıklarının Kilimli adasına kıyasla Türkiye’ye daha yakın olduğu belirtilmiş ve bu söylemin ardından görevden alınmıştır ve Yunan medyası tarafından vatan haini ilan edilmiştir.
İKİ TARAFIN KRİZ ESNASINDAKİ KAYIPLARI
Bir çok kaynağa göre, bu kriz esnasında iki taraf açısından da hiçbir kayıp olmadığı belirtilmektedir. Fakat örneğin, dönemin SAT Grup Komutanı Emekli Deniz Yarbay İz Metin; olayda bir helikopterin elim bir kaza sonucu düştüğü ve iki pilotun şehit olduğunu belirtmiş fakat hiçbir kaynakta bu kayıplardan bahsedilmemiştir. Zaten herhangi bir kayıp olmuş olsa dahi, ülkelerin askeri stratejilerinden dolayı bunları genelde çok fazla gün yüzüne çıkarmadıklarına da defalarca şahit olunmuştur. Bu yüzden bu kayıplar, olayı yaşayan askerler tarafından anlatılmadıkça hiçbir zaman kesin bir şekilde belli olamayacaktır.
KITA SAHANLIĞI PROBLEMLERİ
Bu tip kıta sahanlığı problemleri, yıllarca iki devlet arasında krizlere yol açmış, özellikle yıllarca “it dalaşları” duymaya alışık olduğumuz bir kelime haline gelmiştir. Fakat son yıllardaki Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik kriz ve Türkiye’de artan terör olayları iki ülkeyi de meşgul etmiş ve eskisi gibi krizlerin olmasına engel olmuştur. Ancak bu sorunlar yıllarca sürmüş ve yapılacak anlaşmalar ile kesin hükümler getirilene kadar sürmeye devam edecektir.
BATIKAN ÇETİN KARAOĞLU HASAN HAKAN TIRAŞ
KAYNAKÇA Kardak Krizi - Unutulmaz SAT Operasyonu Videosu https://www.youtube.com/watch?v=VlWnU4IlchY Unutulan Bir Krizin Anatomisi ve Perde Arkası: Kardak Krizi Kayalıkları https://www.21yyte.org/tr/arastirma/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari- merkezi/2014/01/30/7402/unutulan-bir-krizin-anatomisi-ve-perde-arkasi-kardak-kayaliklari-krizi Altın Şafak’tan Kardak Tehdidi http://www.hurriyet.com.tr/altin-safak-tan-kardak-tehdidi-22503360 “Kardak Türk” dedi, Atina Karıştı http://www.hurriyet.com.tr/kardak-turk-dedi-atina-karisti-22547394