BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME(NÖROFİZYOLOJİK) KURAMI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMİMİZ
Advertisements

SINAV KAYGISI ve BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Öğrenme İle İlgili Kavramlar ABDÜLKADİR UÇAR
Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme S
BEBEKLER Giriş.
Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S
İNSANDA SİNİR SİSTEMİ.
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Sinir Sistemi -.
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ BEYİN/Nöro-Psiko-Anatomi
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
ÖĞRENME STİLLERİ.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRETİM YAKLAŞIMI. İşbirliğine dayalı öğrenme; öğrencilerin sınıf ortamında küçük karma guruplar oluşturarak (cinsiyet, başarı durumu,
HAZIRLAYAN EMEL DOKUR MERMERDAŞ
ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM
ÇOKLU ZEKA.
Beyin Temelli Öğrenme.
Yapılandırmacı yaklaşımın dayandığı ilkeler
DERS:Fen ve Teknoloji KONU:Denetleyici ve Düzenleyici Sistem
DENETLEYİCİ ve DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
7.SINIF 1. ÜNİTE: DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
Öğrenme Öğretim sürecinde kullanılan stratejiler genel olarak üç grupta toplanabilir: Pasif öğretim (öğretmen merkezli) Etkileşimli öğretim Aktif öğrenme.
YANSITICI DÜŞÜNME.
ARAÇ GEREÇLERİN EĞİTİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
ÖĞRENMENİN BEYİNDE OLUŞUMU
Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
MASLOW- ROGERS, COMBS VE KOHLBERG
FİZYOLOJİ BİLİMİNE GİRİŞ
STRES VE STRES TEPKİLERİ
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
Ψ Bölüm 2- Devam.
(Nörofizyolojik) Öğrenme
ÖĞRENME KURAMLARI Bilindiği gibi öğrenme , yaşam boyu devam eden ve davranışta kalıcı değişiklikler oluşturan bir süreçtir. Sağlıkla ilgili eğitim etkinlikleri.
BİREYİN GELİŞMESİ Yrd. Doç. Dr. İhsan SARI
KISIM 1 Bilgi İşleme Teorisi BÖLÜM 2 Duyusal, Kısa Süreli ve İşleyen Bellek.
Probleme Dayalı Öğrenme
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ Zamanı iyi kullanamama Kötü çalışma alışkanlıkları Beklenti düzeyi Görev ve sorumlulukları erteleme Başarısız olma ve değerlendirilme.
BRUNER’İN BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ
DAVRANIŞ VE DAVRANIŞIN BİYOLOJİK TEMELLERİ
BÖLÜM 5 ARAÇ-GEREÇLERİN ÖĞRETİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ.
Özel Gereksinimli Öğrenciler ve Fen Öğretimi
BİLİŞSEL GELİŞİM: İYİ SEYİRLER .
STRES YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN.
EĞİTİMDE YARATICI DRAMA
YANSITICI DÜŞÜNME Dewey yansıtıcı düşünmeyi herhangi bir düşünce ya da bilgiyi ve onun amaçladığı sonuçlara ulaşmayı destekleyen bir bilgi yapısını etkin,
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
Erken Çocukluk Dönemi Fen ve Matematik Eğitimine Kuramsal Bakış
Erken çocukluk döneminde fen eğitimi
Erken çocukluk dönemi fen ve matematik eğitimi için ortam hazırlama
Erken çocukluk döneminde fen ve matematiğin önemi
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM
BEYNİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ
ARAÇ GEREÇLERİN EĞİTİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Sınav Kaygısı.
SOSYAL ETKİNLİKLERE FARKLI BİR BAKIŞ Hazırlayanlar: Nurten SAYDAM
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM
Ψ Bölüm 2- Devam.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
ARAÇ GEREÇLERİN EĞİTİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
FİZYOLOJİ BİLİMİNE GİRİŞ
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Güdülenme ve Bireysel Farklılıklar
Genetik Ve Davranışın Biyolojik Temelleri, Kalıtım Ve Çevre Dr
Sağlık Bilimleri Fakültesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
1 EĞİTİMDE YARATICI DRAMA EĞİTİMDE YARATICI DRAMA.
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Sinir Sistemi -. Sinir sistemi vücudun her köşesinde, her organında olup bitenleri başlatan, devam ettiren ve sonlandıran.
Sunum transkripti:

BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME(NÖROFİZYOLOJİK) KURAMI

Çocukların etkili öğrenme alışkanlığını kazandığı 6–12 yaşlarında, çocuklara düz anlatım ve ezber tekniğine dayalı bir çalışma tekniği öğretilirse bundan sonraki yıllarda yeni tekniklerle öğrenme alışkanlığını kazanması zor olacaktır

BEYİN Yetişkin bir insan beyninin ağırlığı yaklaşık 1300-1400 gram dolayındadır. Beynin %78’i sudan, %10’u yağdan ve %8’i proteinden oluşmaktadır. Beyin, vücudun toplam ağırlığının %2’si kadar olduğu halde, alınan tüm oksijenin %25’ini, kalorinin %20’sini, ve vücutta dolasan kanın %15’ini kullanır. Beynimizdeki nöronların sayısı yaklaşık olarak 100 milyar kadardır Bunların yaklaşık 10-15 milyarı sinir hücresi, geriye kalanlar öğrenmede kullanılan glialardır.

Yasamın sürdürülmesi, kalp atışları, nefes alıp verme ve YAŞAMSAL BEYİN(sürüngen sistemi): Yasamın sürdürülmesi, kalp atışları, nefes alıp verme ve vücudumuzun kontrolü sürüngen beynin temel görevidir.

Beyin sapını çevreleyen bölgedir. amigdala’yı içermektedir. LİMBİK SİSTEM(duygusal beyin) Beyin sapını çevreleyen bölgedir. hipokampüs, korpus kallosum, talamus, hipotalamus amigdala’yı içermektedir.

hipokampüs “hafızanın merkezi” durumundadır. Hipokampus hipokampüs “hafızanın merkezi” durumundadır. Bu bölgenin bilgilerin kalıcılığını sağlamaktan sorumlu olduğu düşünülmektedir. 

Korpus Kallosum Korpus Kallosum’u sağ ve sol beyin yarımkürelerini birbirine bağlayan sinirlerin oluşturduğu kalın banttır ve beyin yarımkürelerinin, bilgileri, birlikte değerlendirmelerine olanak sağlar

Talamus Bu bölgenin görevi, duyu organlarından gelen bilgileri beyin kabuğunun görsel ve işitsel bölgesine iletmektir.

Hipotalamus Hypothalamus sindirimi, dolaşımı, hormon salgılanmasını, cinselliği, beslenmeyi, uykuyu ve duyguları kontrol eder. Ayrıca kan basıncında yükselme, nabızda hızlanma, terleme, ağız kuruluğu, sindirim sistemi bozuklukları gibi tepkileri düzenleyen bir merkezdir .

Amigdala beynin bütün bölümleriyle, özellikle duyu organlarından gelen bilgilerin işlendiği merkezlerle yoğun bir şekilde etkileşim halindedir. Amigdalanın asıl görevi beyne gelen bilgileri, yaşamsal işlevler ve duygusal gereksinimler açısından süzgeçten geçirerek, duruma uygun tepkileri tetiklemektir.

NEOKORTEKS(düşünen beyin) Neokorteks beynin altıda beşini oluşturan neokorteks, ilkel beyin ve limbik sistemden gelen verilerin anlamlandırıldığı bölgedir. Neokorteks , beynin insanı diğer canlılardan üstün yapan kısmıdır. Düşüncenin merkezidir. Duyusal olarak algıladıklarımızı birleştirerek “anlam” ürettiğimiz bir merkezdir

Neokorteks bölgede, konuşma, işitme, görme, dokunma duyularının saklandığı loblar vardır ve algıladıklarımız ayrı ayrı bu loblara kaydedilir.

Bu loblar bilim adamları tarafından ön lob (frontal lob), yan kafa (pariental), ense lobu (occipital lob) ve şakak lobu (temporal lob) olmak üzere dört bölüme ayrılmışlardır.

ÖN LOB yaratıcılık, problem çözme, karar verme ve planlama adından da anlaşılacağı gibi kafanın ön bölgesinde olup yaratıcılık, problem çözme, karar verme ve planlama bu bölgenin işlevi içinde yer almaktadır.

YAN KAFA LOBU kafamızın üst arka bölgesinde olup yüksek algılama ve dil işlevlerini yerine getirir.

beynin arkasında yer alır ve temel işlevi görmeyi sağlamaktır. ENSE LOBU beynin arkasında yer alır ve temel işlevi görmeyi sağlamaktır.

ŞAKAK LOBU Şakak lobu (sağ ve sol kısım) kulakların çevresinde ve üst kısmında yer alır. Bu bölge temel olarak duyma, hafıza, anlama ve dil işlevlerinden sorumludur.

SAĞ VE SOL BEYİN YARIMKÜRELERİ Beynimiz sağ ve sol olmak üzere iki yarı küreden oluşmaktadır. Sağ ve sol beyin yarı küreleri arasında yoğun bir sinir ağıdan oluşan korpus kallosum bulunur.

Bilimsel birçok araştırma iki yarı kürenin farklı bilgileri işlediğini ortaya koymuştur.

her iki yarımkürenin kullanımını sağlayacak çalışmalar önemlidir.

ÖĞRENMENİN BEYİNDE OLUŞUMU

Duyu organlarımıza gelen her şeyi algılayamayız. Ancak dikkatimizi çekenleri algılarız. Bu algılamada bireyin beklentileri, geçmiş yaşantıları, ön öğrenmeleri, güdülenmişliği gibi birçok içsel faktör etkilidir..

öncelikle duyu organları bilgiye odaklanmakta (duyusal bellek); Öğrenmede, öncelikle duyu organları bilgiye odaklanmakta (duyusal bellek); sonra talamus ve hipotalamus bilginin çok önemli olup olmadığına, karar vermekte, Sonrasında ise talamus yeni bilgiyi amigdalaya ve kortekse gönderir.

Bu bilgi işleme sürecinde algılanan verilerin bir bölümden diğerine gitmesi işin kilit noktalardan biridir. Bu işlemi nöron ve glia adı verilen sinir hücreleri gerçekleştirmektedir. Bilgi, nöronlar arasında elektrik atmaları (pulsları) şeklinde dolaşır .

DUYGULAR VE ÖĞRENME Geleneksel eğitim sisteminde, "duyguların seni yönetmesin, sen duygularını yönet" yaklaşımı kabul görmektedir. Fakat nörolog ve eğitimcilerin son araştırmaları, akıl ve duygular arasında çok güçlü bir ilişkinin olduğunu göstermektedir.

Duygular organizmamız için yaşamsaldır. Uygun koşullar içinde, duygularımız karar almamızı oldukça hızlandırır.

Tehlikeli durumları atlatamadığımızda böbrek üstü bezlerinden stresli bir etki yaratan kortizol salgılanır. Stresli bir okul ortamı okuldaki başarının azalmasına neden olur. endorfin ise ağrı-zevk duygularını düzenler. Bunlar ağrıyı azaltır ve zevk duygusunu artırır. Endorfin seviyesi kendimiz ve sosyal çevremiz hakkında olumlu düşünme ile arttırılabilir.

Tehdit iç veya dış bilgi kaynaklarından gelebilir. Kızgın bir öğretmen, baskıcı bir öğrenme çevresi ya da kabadayılık yapan akranlar dış kaynaklı strese örnek olabilir. Not, sınav veya aile baskısından kaynaklanan negatif duygular ise iç stres kaynaklarına örnek olarak verilebilir.

Müzik kullanmak. Öğrencinin kafasında canlandırabileceği imajlar yaratmak için mecaz ve analoji kullanmak. Duyguları uyandırmak için kısa hikâye ve şiirleri içeren yazıları kullanılabilir. Film, video vb. araçların kullanılması öğrenmenin heyecanla ilişkisine yardım eder.

ÇEVRE VE BEYİN

Yapılan araştırmalar renklerin farklı etkileri olduğunu savunmaktadır. Bilim adamları renklerin beynin bazı bölgelerinin uyarılmasında, olgunlaşmasında ve stresin azaltılmasında kilit rol oynadığını vurgulamaktadırlar. Yapılan araştırmalar renklerin farklı etkileri olduğunu savunmaktadır. Örneğin, mavi renk derin düşünme ve konsantrasyona yardımcı olan rahatlatıcı bir etki yaparken, kırmızı renk yaratıcı düşünme ve kısa süreli yüksek enerji için yardımcıdır.

Öğrenme ortamında gürültü seviyesinin 45 desibeli aşmaması önerilmektedir

Hareketin öğrenme üzerindeki yedi etkisi şöyle sıralanabilir HAREKET VE ÖĞRENME. Çok sayıda beyin araştırması, fiziksel aktivitelerin (hareket, eğilme, gerilme, yürüme gibi) öğrenmeyi arttıracağını ortaya koymaktadır. Hareketin öğrenme üzerindeki yedi etkisi şöyle sıralanabilir

2.Episodik kodlama: Beyin, hem görünümü hem de görünümün vücutla ilişkisini kullanarak haritalar oluşturur. Çok yer, çok eşsiz öğrenme fırsatları demektir. Öğrencilerin sınıftaki pozisyonlarını değiştirerek bu sağlanabilir. 1. Kan dolaşımı: Hareket ile, kalp atışları ve kan dolaşımı hızlanır. Böylelikle daha çok oksijen kilit beyin bölgelerine ulaşır.

3. Öğrenme araları vermek: Hafızanın oluşması ve oturması için zamana ihtiyaç duyarız. Hareket öğrencilere ihtiyaç duydukları arayı sağlayabilir. 4. Sistemin olgunlaşması: İnsanlar büyürken, beynin gelişir ve değişir. Bazı durumlarda beynin bir bölgesindeki sinir dokuları iki katına çıkarken, diğer bölgeler daralabilir.

5. Yararlı kimyasallar: Noradrenalin ve dopamin 6. Çok fazla oturmak: Noradrenalinin salgılanması, öğrenciler riskli durumlarda bulunduklarında tetiklenebilir. Dopamin ise, olumlu sosyal etkileşimlerde, kutlamalarda, maddesel olmayan ödül durumlarında tetiklenebilir. Bu salgılar öğrencileri uyarır, onların enerji düzeylerini arttırır,bilgi depolarını geliştirir ve iyi hissetmeleri için onlara yardım eder. 6. Çok fazla oturmak: Yetersiz nefes alma, bel kemiğinin kuyruk sokumu kısmında ve alt arka sinirlerde gerilme, görme gücünde zayıflama ve tüm vücutta aşırı yorgunluk ve bitkinlik. Belli bir süreden fazla (yaklaşık 10 dakika) sabit bir duruşla sandalye üzerinde oturmak fiziksel durumumuzu, bundan dolayı da zihinsel durumumuzu olumsuz etkileyebilir.

MÜZİK VE ÖĞRENME Müziğin duygusal doğası, hiperaktif veya sınirli bir öğrenciyi sakinleştirmeye, ya da yorgun veya uyuşuk öğrencileri çalıştırmaya yardımcı olabilir. Hoşlandığınız bir müziği dinlerken ya da bir şarkıyı söylerken beyniniz bu sinir ileticilerini salgılayacaktır.

Uyku ile öğrenilenler sindirilir ve düzenlenir. UYKU ve BEYİN Uyku ile öğrenilenler sindirilir ve düzenlenir. Uyku ile bazı gereksiz görülen bilgiler, anılar vb silinerek sinir ağı daha verimli hale gelmekte ve bu da beynimizin daha verimli çalışmasını sağlamaktadır

Çocuklar 11 yaşına kadar doğal olarak erken yatıp erken uyanmaktadırlar. sabah saat 07.30’da okula başlamak için hazır olurlar. Ancak 12 ile 17 yaş arasında çocukların vücutları, hormonsal değişimlerden dolayı, daha geç yatıp geç kalkmaya programlanmaktadır. Bu yaşlardaki çocuklar okul için erken kalktıklarında uyku döngülerini aksatmakta ve bir önceki günde beyinlerinde daha az bilgiyi muhafaza edebilmektedir Yeteri kadar uyuyamayan ve dinlenemeyen öğrenciler derslere tüm dikkatlerini veremeyeceklerdir.

BESLENME, SU VE BEYİN Beyin için en önemli üç gereksinim; oksijen, glikoz ve sudur. Proteinlerin içindeki maddeler (özellikle tirozin ve triptofan) beyin için kritiktir. Bunlar düşünmeyi arttırır ve sakinlik verir. Beyin tirozini, sinir ileticilerinin dopamin ve norepinefrin yapımında kullanır. Bu iki kimyasal, atiklik, hızlı düşünme ve hızlı reaksiyon verme için önemlidir.

yeşil yapraklı sebzeler, somon balığı, fındık, ceviz, yağsız et ve taze meyveler beyin için önemlidir

SU Kandaki su oranı düştüğünde, susuzluk hissederiz. Bu anda kandaki tuz konsantrasyonu yükselir. Tuz seviyesindeki yükseklik hücrelerden kan dolaşımına daha çok sıvı bırakılmasına neden olur. Böylece kan basıncı ve stres artar.

Bu öğrenme yaklaşımı, şu kavramları içerir • Yüksek öğrenme, • Öğrenme stilleri, • Çoklu zeka, • İşbirliği ile öğrenme, • benzetişimler, • Deneysel öğrenme, • Probleme dayalı öğrenme, • Hareket eğitimi

BEYİN TEMELLİ ÖĞRENMENİN İLKELERİ 1- Beyin paralel bir işlemcidir. İnsan beyni birçok fonksiyonu eş zamanlı olarak gerçekleştirebilir. Düşünce, duygu, imgeleme ve yönelimler aynı zamanda işleme sokulur. Eğitim açısından çıkarımlar: İyi bir öğretim, beynin tüm yönleriyle işleyişini sağlayan öğrenci tecrübelerinin, bir orkestra gibi yönlendirildiği öğretimdir.

2- Öğrenme tüm fizyolojiyle ilgilidir. Kalp, akciğer veya böbrek gibi beyin de fizyolojik kurallara göre çalışan bir organdır. Eğitim açısından çıkarımlar: Fizyolojik fonksiyonlarımızı etkileyen her şey öğrenme yeteneğimiz üzerinde de etkilidir. Stres yönetimi, beslenme, egzersiz ve rahatlık. Alışkanlık ve inançlar da fizyolojik açıdan etkilidir

3- Anlam arayışı içseldir. Beyin yeni uyancıları belirleyip cevaplarken, belirlediklerini aynı anda otomatik olarak hafızaya kaydeder. Anlamlandırma önlenemez, ancak yönlendirilebilir. Eğitim açısından çıkarımlar: ortamın; merakımızı, yenilik ihtiyacımızı, keşfetme ve tartışma/zorlanma isteklerimizi tatmin etmesi açılarından gözden geçirilmesi gerekir. Öğrenmeler, yaşamı yansıttığı oranda anlamlı olacaktır.

4- Anlam arayışı, örüntüleme (pattering) yoluyla olur. Örüntüleme bilginin anlamlı organizasyonu ve sınıflandırılmasını ifade etmektedir. Eğitim acısından çıkarımlar: Hayal kurma; eleştirel düşünme ve problem çözme gibi bir örüntüleme yoludur. Öğrencinin neyi öğrenmek zorunda olduğunu seçmemize karşın, istenen süreç bilgiyi öğrenciye zorla kabul ettirmekten çok, beynin herhangi bir yolla örüntüleri özetlemesine izin vermelidir.

5- Örüntülemede duygular önemli bir yer tutar. Duygular ve biliş birbirinden ayrılamaz.Duygular bilginin depolanıp hatırlanmasını kolaylaştırdığından, bellek için çok önemlidir. Eğitim açısından çıkarımlar: okul ve sınıftaki duyuşsal iklim, uygun şekilde yönlendirilmeli ve işlenmelidir.

6- Beyin parçaları ve bütünü aynı anda algılar. İkili beyin kuramına göre beyin parçalarından birisi bilgiyi parçalara ayırırken, diğeri de bilgiyi bir bütün veya bütünün serisi olarak algılayıp değerlendirir. Eğitim açısından çıkarımlar: Bilginin gerek parçaları gerekse bütünü ihmal edildiğinde, birey öğrenmede aşırı güçlükle karşılaşmaktadır. Birbirinden anlam çıkarır ve paylaşırlar.

7- Öğrenme, hem odaklanmış dikkati hem de çevresel algıyı içerir. çevresel uyarıcılar öğrenmeyi desteklemek için amaçlı olarak organize edilebilir. Eğitim açısından çıkarımlar: Bunlar arasında; gürültü, sıcaklık durumu gibi çevresel uyaranlar ile tablo, çizelge, resim. desen setleri gibi görsel uyarıcıları da sayabiliriz.

8- Öğrenme her zaman bilinçli ve bilinçsiz süreçleri içerir. Bir öğrenme ortamında bilinçli olarak farkına vardığımız şeylerden çok daha fazlasını öğreniriz. Eğitim açısından çıkarımlar: Öğrenme ortamındaki tüm uyarıcılar öğrenme amacına hizmet edecek şekilde düzenlenmelidir.

9- İki farklı tür belleğimiz vardır: Uzamsal bellek sistemi ve mekanik öğrenme için bir sistemler dizisi. Eğitim açısından çıkarımlar: Ezbere dayandırılan öğretim, öğrenmede transferi kolaylaştırmaz ve anlamanın gelişimini engelleyebilir. Eğitimciler, öğrencilerin kendi dünyalarını hesaba katmamakla gerçekten beynin duyuşsal fonksiyonlarını engellemiş olurlar.

10- Olgu ve beceriler doğal uzamsal bellekte yapılandırıldığı zaman beyin daha iyi anlar ve hatırlar. Eğitim açısından çıkarımlar: Sınıf gösterimleri, projeler, ziyaretler, gerçek yaşantılar ve oyunların görsel tasvirleri, hikayeler, drama/tiyatro ve farklı konuların bütünleştirilmesi gibi pek çok gerçek yaşam deneyiminin öğretmenlerce kullanılması gerekir..

11- Öğrenme zihni zorlayan (challenging) etkinliklerle artar, tehditle engellenir. Bir korku karşısında beynin performansı düşer, uygun bir düzeyde zorlandığında ise üst düzey öğrenir Eğitim açısından çıkarımlar: Öğretmen ve yöneticilerin öğrencide rahat bir uyanıklık durumu yaratmaları gerekmektedir.

12- Her beyin kendine özgüdür. Öğrenme, fiilen beynin yapısını değiştirdiğinden, daha çok kendine özgü olmalıdır. Eğitim açısından çıkarımlar: Öğretim, tüm öğrencilerin görsel, işitsel dokunsal ve duyuşsal tercihlerini sergilemelerine olanak vermek için çok yönlü olmak zorundadır.. Bireysel ilgiyi çekmek için öğrenme ortamına yeterince çok değişken sunma ve hayatın karmaşıklığını yansıtması yönlerinden okulların yeniden biçimlendirilmesi gerekebilir.

BEYİN TEMELLİ ÖĞRENMENİN AMACI BTÖ’nin amacı bilgiyi ezberlemek değil anlamlı öğrenmeye geçmektir. 1. Rahatlatılmış uyanıklık (Relaxed Alertness) 2. Derinlemesine daldırma (İmmersion) 3. Aktif süreçleme (Active Processing)

Rahatlatılmış Uyanıklık (Relaxed Alertness): Rahatça almaya hazır olmanın iki üstün karakteristiği, 1- Genel rahatlık, 2- İçsel güdülenmişliktir

Derinlemesine Daldırma (immersion): Daldırma, öğrencilerin karşı karşıya bırakıldığı içeriğe yoğunlaşmasıdır. Bütünlük ve birbirine bağlantılılık kaçınılmaz hale geldiğinde, öğrenciler içeriği keşfetmek için yerel bellek sistemlerini kullanmak zorunda kalacaklardır.

Aktif Süreçleme: Aktif süreçlemede öğretmenlerin, bilginin öğrenci tarafından hem kişisel olarak anlamlı, hem de kavramsal olarak uyumlu bir biçimde birleştirilmesi ve içselleştirilmesi için öğrencilerle birlikte kasıtlı ve bilinçli bir çalışma yapmaları gerekir

BEYİN TEMELLİ OĞRENMEDE ÖĞRETMENLERİN YAPMASI GEREKENLER Farklı öğretim yöntemlerini bilme ve uygulamalı Çok çeşitli materyal kullanılmalı beynin genel yapısı ve işlevleri hakkında genel bilgi sahibi olmalı

Öğretmenler öğrencileri istemedikleri bir durum ile karşı karşıya getirerek stres kaynağı oluşturmamalıdırlar.

Gerekli süre verilmeden bir ödevin teslim edilmesinin istenmesi, öğrencilerin benimsemediği bir öğretim tekniğinin ısrarla kullanılması gibi öğrencilerde stres oluşturabilen durumlardan öğretmen kaçınmalıdır

Beyin, bir dersin başında ve sonunda verilenleri en iyi şekilde hatırlamaktadır.