4. İYİLİĞİ EMREDİP KÖTÜLÜĞE ENGEL OLMALIYIZ
İslam dininde Allah’ın vahyettiği hükümler emir ve yasaklardan oluşur İslam dininde Allah’ın vahyettiği hükümler emir ve yasaklardan oluşur. Allah, temeli iyiliğe dayalı olan iş ve davranışların yapılmasını emretmiş, kötü diye nitelenen işleri yasaklamıştır.
Müslüman olan kişilerden bu kurala uymaları beklenir Müslüman olan kişilerden bu kurala uymaları beklenir. İslam’a göre Allah’ın yapmamızı emrettiği iyi işler “Maruf”, kaçınılması gereken kötülükler “Münker” diye isimlendirilir.
Bizler çevremizde meydana gelen olaylar karşısında duyarsız kalmamalıyız. İyi işlere destek olmalı, kötülükler karşısında tepki göstermeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de iyiliği desteklemek anlamında “Emr-i bi’l maruf”, kötülüğe engel olmaya çalışmak anlamında ise “Nehyi ani’lmünker” kavramları kullanılmıştır
. Allah bizden iyiliği emreden, kötülüğe engel olan insanlar olmamızı ister. Rabbimiz bu isteğini şu ayette ifade etmiştir:
: “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” Ali İmran, 104
Peygamberimizde "Sizden biri bir kötülük gördüğünde, gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir." (Tirmizi, Fiten, 11) buyurmuştur.
Bu hadise göre karşılaşılan bir kötülük karşısında üç türlü davranış şekli bulunur. Bunlar sırasıyla şöyledir:
•Eliyle düzeltmek: Kişinin bir kötülüğü bizzat kendisinin düzeltmeye çalışmasıdır. Bu işi yaparken kendine ait her türlü imkânını kullanması ve imkânının yeterli gelmesidir.
Sınıfta sırasını çizen bir arkadaşınızı gördüğünüzde bunun yanlış olduğunu anlatarak onu vazgeçirmeye çalışmanız buna örnek olabilir.
• Diliyle düzeltmek: Kişinin karşılaştığı bir kötülüğü engellemeye gücü olmadığı zaman bunu yapabilecek olan kişi ve kurumlara haber vermesidir.
Örneğin mahallemizde kış aylarında yakacak ihtiyacı olan ancak geliri olmayan aileler var ve bizim onlara yardım etmeye gücümüz yetmiyorsa bunu yapabilecek maddi gücü olan kişi veya kurumlara haber vermeliyiz.
• Kalbiyle dua (Buğz) etmek: Bazı kötülükler karşısında hiçbir düzeltme imkânımız olmayabilir.
Örneğin çok uzak bir beldede meydana gelmiş bir kötülüğü televizyondan izlemişsek ve düzeltmek için elimizden hiçbir iş gelmiyorsa o zaman kalbimizle o kötülükten nefret ederiz.Islahı için Allaha dua ederiz.
Hiç olmazsa o kötülüğe karşı umursamaz bir tavrımızın olmadığını kalbimizle göstermiş oluruz. Önleme gücü varsa yapılan kötülükler mutlaka önlenmelidir.
Fırsat varken kötülüğü durdurmak gerekir Fırsat varken kötülüğü durdurmak gerekir. Eğer böyle bir konuda hiçbir şey yapılmıyorsa toplumun göreceği zararlar, düzeltmeye çabalamayan insanların kendi suçları sayılır.
Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Bir topluluk, içlerinde günah işleyen insanlar bulunup da, onu önleyebilecekken önlemezse, bu yüzden Allah onları, mutlaka bir sıkıntı ile imtihan eder.”