GÖRGÜ TANIKLARININ HATALI TEŞHİSLERİ KÜBRA İŞERİ AYŞEGÜL ÇOBAN
Hafızamız sanıldığı kadar güvenilir değil…
Birçok adli vakada, görgü tanıklarının ifadeleri olayın tek kanıtıdır. Oysa bir olayın, o olaya tanık olmuş kimsenin hatırladıklarından tamamen farklı fiziksel bir gerçekliği vardır.
Bir olaya tanık olan kimse, kendi gözlem ve değerlendirmelerinden bütünüyle bağımsız olarak olayı belleğine bir video kaydı gibi kaydetmez. Buna karşın tanık ifadeleri, çoğu kez olaya ilişkin gözlemlerin yanı sıra tanıkların kendi psikolojik yorumlarını da içerir. Diğer bir deyişle, bir olaya tanık olan kimse, kendi gözlem ve değerlendirmelerinden bütünüyle bağımsız olarak olayı belleğine bir video kaydı gibi kaydetmez.
"Bu fotoğraf tecavüzcüye çok benziyor" Titus bir restoran müdürüydü. 31 yaşındaydı ve Seattle, Washington'da yaşıyordu. Gretchen'le nişanlıydı, evlilik planları yapıyorlardı, Gretchen, onun hayatının aşkıydı. Bir gece çift, romantik bir akşam yemeği için birlikte dışarı çıktı. Eve dönmek üzere yoldaydılar, bir polis memuru tarafından arabaları kenara çekildi. Titus'un arabası o akşam bayan bir otostopçuya tecavüz eden bir adam tarafından kullanılan bir arabaya benzerdi ve aynı zamanda Titus da tecavüzcüyü andırıyordu. Bunun üzerine polis Titus'un fotoğrafını çekti ve zanlı teşhis odasına koydu. Fotoğrafı tecavüz mağduruna gösterdiler Kadın Titus'un fotoğrafını işaret etti ve "Bu fotoğraf tecavüzcüye çok benziyor" dedi. Polis ve başsavcılık tarafından açıldı ve Steve Titus tecavüzle yargılandı. Tecavüz mağduru kürsüye geçti ve "Tecavüzcünün bu adam olduğundan kesinlikle eminim." dedi. Titus suçlu bulundu. Titus masum olduğunu savundu, ailesi jüriye çıkıştı, nişanlısı ağlayarak olduğu yere yığıldı. Titus cezaevine götürüldü.
«Olmuş olmalı…» Sorgucunun sorularını yanıtlamaya çalışan tanık, genellikle “olmuş olmalı” diye düşündüğü ayrıntıları da hikayesine ekler. Ancak tanığın “olmuş olmalı” diyerek eklediği ayrıntılar, tanığın bağımsız belleğinde bulunmamaktadır (Haber ve Haber, 2000). Bu ve benzeri şekilde bellek içeriğinde ortaya çıkan değişimlerin çoğu, farkında olunmaksızın meydana gelir (Haber ve Haber, 2000; Loftus, 2000; Loftus ve Ketcham, 1991). Tanıklar, bir olayı gözlemlediklerinde ve olaydan bir süre sonra, gördükleriyle bazı açılardan çelişen yeni bir bilgi öğrendiklerinde, gerçekte görmüş oldukları ile onlara daha sonradan söylenenler arasında uzlaşma sağlayabilirler
Laboratuvar araştırmaları belleğin kesinlikle bir kamera gibi olmadığını göstermiştir.Olay yeri araştırmaları da bu düşünceyi destekliyor. Araştırmacılar deneklere olay yeri filmleri yada kurgusuçların filmleri gösterilmiş ve katılımcıları içinde suçluların da bulunduğu bir dizi fotoğraf gösterilmiş ve suçluyu teşhis etmeleri istenmiş. Katılımcılardan %61’i gerçek şuçlu dışındaki bir kişiyi seçmişlerdir.
Olay Yeri ve Sonrası DİKKATE BAĞLI HATALAR Bir suç işlendiği sırada genellikle duygu düzeyi yüksektir ve bu da insanın nereye dikkat verdiğini ve daha sonra hatırladıklarını etkileyebilir. Silaha odaklanma, sıra dışı nesnelerin dikkat çekmesi (silahı taşıyanın kadın yada erkek olması ) görgü tanıklarının dikkatinin daralmasına neden olur ve bu nedenle suçlunun yüzü gibi bilgiler kaçırılabilir. AŞİNALIKTAN KAYNAKLANAN HATALAR Bir kadın tecavüz edilmeden önce televiyondaki bir doktorun programını izlemiştir ve kendisine tecavüz edenin o doktor olduğunu söylemiştir.
TELKİNDEN KAYNAKLANAN HATALAR Polis tanığa ‘’beyaz arabayı gördünüz mü?’’ ‘’Bunlardan hangisi yaptı?’’ şeklinde bir soru sorarsa tanığın vereceği ifadeyi etkileyebilir. Teşhis sonrası geri bildirim ise tanıkların yanlış kararlar verdikten sonra kendilerinden emin olmalarına neden olabilir. OLAY SONRASI SORGULAMANIN ETKİSİ Bir olaya ilişkin görgü tanığının, olay sonrası bilgi ile karşılaşması üç temel biçimde olur. Görgü tanığı; kendisine sorulan yönlendirmeli sorulardan etkilenebilir, olayı tekrar tekrar anlatmak durumunda kalabilir ve olayın detayları hakkında bir başkasından bilgi almış olabilir (Wright, Self ve Justice, 2000).Son zamanlarda elde edilen kanıtlar, yeni bir bilgiye maruz kalmak gibi olay sonrası deneyimlerin, orijinal olayla ilgili belleği etkilediğini göstermektedir (Loftus, 2000;Loftus ve Hoffman, 1998; Wright ve Loftus,1998) Bu kanıtlar, görgü tanıklarına diğer insanlar tarafından bilgi verildiğinde, tanıklarınolayla ilgili ifadelerinde değişikliklerin ortaya çıktığına işaret etmektedir Görgü tanığınıniçinde bulunduğu olayın koşulları ve tanığın bireysel özellikleri olayın doğru ve tam olarak algılanmasında sorunlara yol açabileceğigibi; olay sonrasında olaya ilişkin yeni bilgilerin edinilmesi, tanığın sorgulanması ve bu sorgulama sırasında yapılabilecek hataların görgü tanığının belleğini geri alınamaz biçimde etkilemesi söz konusudur.
Aman beni şahit yazmasınlar ! Yanılabilirim.
Seyirci Etkisi Seyircilerin müdahalesiz kalmasının birçok nedeni olduğu söylenebilir. Fakat araştırmacılar sosyal etki ve sorumluğun yayılması olarak kategorize edilebilecek iki başlığın üzerinde durmuşlardır. Sosyal etki başkalarının acil durumu izlediği bilgisine sahip olması durumunda ortaya çıkar. Seyircinin bireysel olarak müdahale etmemesi ve gruptaki herkesin aynı şekilde düşünmesi müdahalenin gecikmesi, belki de hiç yapılmaması sonucunu doğurmaktadır. Bir diğer başat neden olan sorumluluğun yayılması da seyircilerin gruptaki diğer kişilerce müdahale edilmemesi durumunda sorumluluk hissini bireysel olarak daha aza indirmesi neticesinde oluşur. Bir başka neden de seyircinin müdahale etmeyeye yetkin olup olmadığını sorgulamasıdır. Örnek olarak seyirci duruma göre müdahalenin bir polis memuru veya doktor gibi nosyonlara sahip yetkin kişilerce yapılması gerektiğini düşünebilmektedir.
Başımıza iş almayalım…
Bellek araştırmalarında uzmanlar, bir tanığın gözlemlediği olaydan sonraki ilk bildirimini, bağımsız bellek (independent memory) olarak adlandırırlar. Görgü tanığının belleğindeki en tipik ve genel değişimler, gözlemciye o sırada bakış açısı içinde bulunmayan ya da o anda onun için önemli olmayan ve farkında olmadığı ayrıntılar hakkında sorular sorulduğunda ortaya çıkar.
10 Nisan 2010 ‘da New york Queens’te Hugo Alfredo isimli şahıs sokak ortasında bir hırsız tarafından bıçaklanarak yaralandı. Yaklaşık bir saat yerde yatan adama yanından yaklaşık 25 kişinin geçmesine rağmen hiçbir yardım ya da destek görmedi. Hatta yanından geçen bir kişi adamın fotoğrafını çektikten sonra yoluna devam etti.
13 Ekim 2011’de Çin’in Foshan şehrinde Wang Yue adlı iki yaşındaki küçük kız dar bir sokakta yürürken bi kamyonetin çarpması sonucu yere düştü. Kamyonet sürücüsü durmak yerine yoluna devam etti. 18 kişi kızın yerde yattığını gördüğü halde hiçbir müdahalede bulunmadan yoluna devam etti. Bu sırada yolda yatan kıza sokaktan geçen bir kamyonet tekrar çarptı. Ilk müdehaleyi yapan kişi kızı kaldırıma çıkararak olay yerinden uzaklaştı. Tam yedi dakika sonunda bir kadın küçük çocuğu kucağına alarak hastaneye götürdü. Tüm bu olanlar yakındaki bir işletmenin güvenlik kamerası ile tesadüf eseri kayda alındı
Masumiyet Projesi... İlk defa 1992’de Amerika’da hayata geçirilen ve şimdiye kadar boş yere hapis yattıkları anlaşılan 258 kişinin serbest kalmasını sağlayan projeyi Türkiye’de Prof. Dr. Sevil Atasoy yıllardır sessiz sedasız bir şekilde yürütüyor. Masumiyet Projesi nedir? Türkiye’nin değişik cezaevlerinde büyük ölçüde cinsel saldırı ile bağlantılı cinayet olaylarından hüküm giyen ve hâlâ “Fail ben değilim” diyenlerin suçsuz olup olmadıklarını araştırıyoruz. Öncelikle bir cinsel saldırı vakası ve ona bağlı o tarihten kalan DNA analizi yapılmamış bir biyolojik delil olmalı. DNA analizi ile yeniden yargılanmalarını sağlıyor ve suçsuz oldukları anlaşılırsa serbest kalıyorlar.
Her hangi bir yerdeki adaletsizlik başka yerlerdeki adalet için tehdittir. Martin Luther King Jr.