MODERNİZM Modernizmin ilk öncüleri ve mimariyi burjuvaziden ayıran 1897’de aralarında Otto Wagner ve Josef Olbrich’in de bulunduğu bir grup mimar ve.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Felsefenin Neliği Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık.
Advertisements

Otomasyonlu imalat, büyük miktarlardaki konut ihtiyacına cevap verir.
SANAT KURAMLARI.
TÜMEVARIM YÖNTEMİ.
HAT SANATI Mustafa Süreyya SEZGİN.
Içmimarlık nedir?.
AVRUPA MİMARİSİ İL GESU KİLİSESİ AUGSBOURG BELEDİYE BİNASI
Drama Lİderİnİn Yetİştİrİlmesİnde Çağdaş Sanat Akımlarının Yerİ
İŞLEVSEL VE MEKANSAL ANALİZLER
SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI.
FRANK LLOYD WRIGHT KİMDİR? ABD’li ünlü mimar. 8 Haziran 1867’de Wisconsin’de doğdu. 9 Nisan 1959’da Arizona’da öldü. 20.yy’nin başında modern mimarlık.
GİRİŞ Mimarlıkta biçimbilimsel çalışmalar dersinin amacı:
Endüstri Ürünleri Tasarımı
PROJE TABANLI ÖĞRENME Konu Adı: Dünyamızın İklim Zenginliği.
ROMANESK ÇAĞ MİMARLIĞI (ROMANESQUE)
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
Biçimin elemanları ve ilişkileri
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
COĞRAFYADA AKIMLAR.
SOYUT SANAT Kandisky,Mondrian ve Maleviç gibi sanatçıların doğadan yola çıkarak, görsel anlatıma varmaları çağın sanat değerleri üzerinde etkileyici olmuştur.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Geometri'nin Kullanım Alanları
Tempietto Kilisesi, Roma
Hazırlayan: Yasin Tunç
CUMHURİYET DEVRİ TÜRK SANATI
Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü
Mim 384 mimarlıkta biçimbilimsel çalışmalar
ROBERT VENTURI MELİH KURNALI
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
İSLAMİYET  ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI (GEÇİŞ DÖNEMİ EDEBİYATI ) ( yy)
Muhammed kahraman İçt-3
Tümevarım, gözlenen tek tek olgulardan yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır. Başa bir deyişle tümevarım özelden genele giden bir akıl yürütme türüdür.
Konsruktivizm Sevara Rakhimova
Frank Lloyd WRIGHT Ulas YILDIRIM (TOBB ETU-Sanat ve tasarım)
PETER BEHRENS 1868 yılında Hamburg'da doğan Peter Behrens Karlsruhe ve Düsseldorf Sanat Akademisi'nde (Kunstschule) okumaya başlamadan önce, Hamburg
? ? ? ? ? ? FRANK GEHRY FRANK GEHRY FRANK GEHRY
Dorothea Lange ‘Göçmen Annesi’
DE STIJL ’de aynı isimli dergi etrafında toplanan bir sanatçı grubu tarafından kurulmuş bir topluluktur. Kurucusu Theo Van Doesburg’dir.
Zeynep Fatma Niğdeli İçt-2
MINIMALIZM.
KISIM 4 Sınıfta Biliş. KISIM 4 Sınıfta Biliş BÖLÜM 12 Öğrenmek İçin Okuma.
KISIM II Matematiksel Kavram ve Prosedürlerin Gelişimi
DİL-DÜŞÜNCE-DUYGU İLİŞKİSİ
KARŞILAŞTIRMALI EĞİTİM
Almanlar’ın Jugendstil, Fransızlar’ın Art Nouveau, İngilizler’in Modern Style dedikleri gençlik üslubu 20.yüzyılın başlangıcında NewYork’tan Türkiye’ye.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
Gıda Endüstrisinde Kullanılan Ambalajların Sınıflandırılması
MODERN YÖNETİM TEORİSİ
DİN EĞİTİMİ BİLİMİNİN ARAŞTIRMA METODLARI ve DİLİ
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
Resimle İlgili Meslekler
Öğretim Programı (1-4) Kazanımları Sunusu
- Coğrafi konum (yeryüzü şekli, iklim…) Dinsel inanışlar
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İŞLETME YÖNETİMİNİN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
KÜLTÜR Kitle Kültürü ve Dijital Çağda Kültür
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK ETİĞİ.
Çağdaş Gelişmeler Işığında Ana Dili Öğretimi
KOMPOZİSYON Resimde kompozisyonun manası asrın ikinci çeyreği içinde daha genişlemiştir. Eskiden, kompozisyon kelimesi, içinde figür bulunan resimlere.
Sunum transkripti:

MODERNİZM Modernizmin ilk öncüleri ve mimariyi burjuvaziden ayıran 1897’de aralarında Otto Wagner ve Josef Olbrich’in de bulunduğu bir grup mimar ve sanatçı Viyana’da, Viyana Ayrımcıları adını verdikleri bir grup oluşturdular. Modernizim kavramı geç V. Yüzyılda ortaya çıkmış Latince’de “bugüne özgü” anlamına gelen ‘Modermus’ dan gelmektedir.

“biz sanat ve mimarlığın tarihsel gücünü (Academi, National İnstitü V “biz sanat ve mimarlığın tarihsel gücünü (Academi, National İnstitü V.b.) resmi kurumların elinden aldık, bu güç şimdi bizimledir, bizim birliğimizde bulunmaktadır. Bundan böyle artık ne tüccar ne de devlet ne de bizim dışımızdaki güçlerin desteğine ihtiyacımız vardır. Artık sanatın kutsal ışığında yıkanmak isteyenler birliğimize katılıp bizim normlarımızı kabul etmelidir. Müşterinin değişiklik önerileri, özel siparişleri, direktifleri kabul edilemez. Her şeyin en iyisini biz biliriz . mimarinin gelecekteki gerçek yolunu biz görüyoruz.”

İşte modern dönem geçmişin bu normatif değerlerinin yıkılması ile başlamaktadır. Bu dönemde artık pozitif bilimlere olan inanç, dini, siyaseti, devleti sorgulamakta ve sınamaktadır. Toplumsal yaşamda, ahlaki değerler, toplumsal kurallar hepsi sorgulanmaktadır. Her şeyin neden ve sonuçları sorgulanmaya başlamıştır.

Buna paralel olarak mimaride ise “biçim işlevi izler” anlayışı etkili olmaya başlamıştır. Bu anlamda fonksiyon “neden” e karşılık , gelirken, formda “sonuç” olmaktadır. 20. Yüzyılın ilk yarısında dünyadaki mimari alışkanlıklar tümüyle değişmiştir. Bu dönemde, değişim sürecinin merkezinde bugün genellikle “modern hareket” olarak adlandırdığımız tarihsel olguyu görürüz.

Söz konusu hareketin başlangıcı 1914’den önceki 10 yıla dayanır; yaratıcı gücünün en yüksek noktasına 20’li yıların sonlarında ulaşmış, I.Dünya savaşının ardından ise savaş yıllarının getirdiği büyük boşluğu doldurmak istercesine gecikmiş bir patlama ile yeniden ortaya çıkmıştır.

Modern hareketin etkileri, hızla yayılarak bu güne gelmiştir; endüstrileşmiş dünyanın her köşesine ince yüksek ve parlak bloklarla, beton taşıyıcıların verdiği görüntülerle ve pencere açıklıklarının yarattığı noktalı dokuyla taşınmıştır

Yüzyılın mimari devrimi işte böyle ortaya çıkmıştır Yüzyılın mimari devrimi işte böyle ortaya çıkmıştır. Bu dünya tarihindeki en köklü ve evrensel dönüşümdür. Bu büyük süreçte mimari biçim sorunları aslnda arka plandadır; teknoloji ve endüstrileşme, büyük ölçekli planlama ve toplumsal ihtiyaçlara yönelik kitlesel üretim gibi sorunlar mimarlıktan çok inşaat alanın ilgilendiren konulardır.

Artık geçmişin süslü binalarının karşısında son derece pür bir anlayışla inşa edilmiş binalar yükselmeye başlamıştır. Bu da Pürist anlayışın doğmasına neden olmuştur. Ancak Pürist yaklaşımın ustaları olan Mies, Corbusier ve Alto gibi sanatçılar bir tek akımın Modernizmin savunucuları oldukları halde her birinin kişisel üslupları olmuştur.

-Le Corbusier: (1887-1965) Sanatçı özellikle Behrens’le birlikte I -Le Corbusier: (1887-1965) Sanatçı özellikle Behrens’le birlikte I. Dünya Savaşı yıllarında inşa edilen ilk konut tasarımlarında etkili olmuştur. Savaş sonrasında Amédéé Ozenfant’la birlikte yakında doğacağını his ettikleri Kübizme matematiksel bir içerik kazandırmak üzere Pürizm hareketini başlatmışlardır.

1920’de mimarlık üzerine yazılar yazmaya başlamış, makaleleri 1923’de basılan “Bir Mimarlığa Doğru” adlı kitapta bir araya getirilmiştir. Le Corbusier’in mimari başarısının özetlemek gerekirse Modern mimarlığı tümüyle tersine döndürmüş ve baş aşağı etmiştir. Kendinden öncekiler deneysel mühendislikten ve endüstriyel İnşaatdan kaynaklanan kaousu denetim altına almışlar ve bunu klasik ilkeler göre tasarlmış ve bir çerçeveye oturtmuşlardır. Le Corbusier ise bu çerçeveyi kırmış ve endüstriyel biçimlerin özgün hatta yadırgatıcı diline konuşma olanağı tanımıştır

Bunu de yeni düzenleme çizgileri adını verdiği bir yöntem uygulamıştır Bunu de yeni düzenleme çizgileri adını verdiği bir yöntem uygulamıştır. Le Corbusier bu yolla Alberti ve Palladio’nun yapıtlarına temel oluşturan Rönesans’a özgü bir denetim anlayışını tekrar tasarıma getirmiştir. Buna göre; mimarlıkta uyumlu ilişkiler ancak mekan biçimleri, duvar açıklıkları ve yapıdaki diğer tüm öğeler belli oranlar gözetilerek tasarlandığında kurulabilir, bu oranlar ayrıca yapıda kullanılan diğer oranlarla da ilişki içinde olmalıdır.

Sanatçı için uyumlu olanın sergilenmesi her zaman önem taşımıştır. II. Dünya savaşının ilk yılarında “Modulor” adını verdiği bir sistem kurmuştur. “Modulor” modül (ölçü birimi) ve section d’or (altın kesim) sözcüklerinden oluşmaktadır.

Modulor; mutlak bir geometriye dayanan ve bir boyutlar bütünü oluşturan mekan ölçü sistemidir.

1920’lerde yeni bir çağın başladığnı bildiren Le Corbusier , Endüstri çağının gerektirdiği yeni estetik değerlerin oluşmasına çaba harcamıştır. Bu estetik değerleri Pürizmin saf, yalın birincil geometrik formlarda bulmuştur. Le Corbusier’nin güzelik anlayışı Platon’unkiyle bağdaşır; bu açıdan kökleri Antikiteye kadar gider: bu anlayış, klasik olarak adlandırılabilir. Esas olarak üzerinde durulan konu yalınlıktır.

Buna göre Pürizm; her türlü karışıklıktan, dekorasyondan uzak, saflık, arınmışlık ve yalınlık gibi özellikleri içermektedir ve mimarlıkta esas olarak birincil soyut gometrik formlarla ifade edilirler (küp, küre, silndir v.b.). Bu formlar evrensel formlardır dolayısıyla bu formarla yapılan tasarımlar da evrensel olacaktır. Böylece Pürizm, Rasyonalizme yol açıyor ve giderek “Uluslararası Mimarlık” akımını doğuruyordu.

Citrohan Evi (1920)

Villa Savoye (1929-1931)

Marsilya Toplu konut Binası (1945-1952) (Brütalis bir anlayışla inşaa edilmiştir)

Ronchamp Katedrali (1950-1953) (Dışavurumcu bir anlayışla inşa edilmiş)

-Mies Van Der Rohe Le Corbusier’in savunduğu Pürist-Rasyonel anlayışı, tasarımcı daha da ileri götürmüştür. Mekanı, total bir mekan olarak ele almış ve binayı tek bir dikdörtgen prizmadan oluşan mekan şeklinde ifade edecek şekile getirmiştir. Tasarımcı kendi mimarlığını “Az Çoktur (les is more) ile açıklamaktadır. Ona göre mimari kompozisyonlar, mümkün mertebe yalın, az, saf elemanlarla yaratılmalıdır.

Tasarımcı eserlerinde dikdörtgen prizmatik formları gayet yalın, saf bir biçimde kullanmış ve bu konudaki fikrini şöyle açıklamıştır; “ Biz formal problemlerle uğraşmayı red ediyor, fakat sadece binanın problemleriye uğraşmayı kabul ediyoruz” Tasarımcı bu söylemi iel tümdengelim metodunu uyguladığını vurgulamaktadır.Tamamen saf yalın cam kutular tasarımcının mimari dilini oluşturmaktadır.

Barselona-Alman Pavyonu(1929)

Tugendhat Evi (1930)

Sagram Büro Binası (1958)

Lake Shor Dreiv Ap

Berlin National Galeri

-Frank Lloyd Wright: “İç ve dış mekan diye iki ayrı mekan yoktur.... içinde yaşadığmız mekan dışarıya çıkabilmeli, dış mekanla serbestçe birleşebilmelidir....” Tasarımcı, iç mekanı kapalı bir kutu olarak tanımlamakta ve bundan kurtulunması gerektiğini savunmaktadır. Bu kapalılık ortadan kalkmadığı sürece, hakiki mekanı doğa ile bütünleştirmeye imkan yoktur demektedir.

Kutudaki bu kapalılığın en çok dikey elemanların birleşme yeri olan köşelerde olduğunu savundu ve ilk olarak KÖŞELERİ açmıştır Diğer bir dış mekan –iç mekan ilişkisini kurma eylemi ise ilişkiyi güçlendirmek için dikey elemanları iç çekmek olmuştur.

Tasarımcıya göre çatının ayırıcı değil birleştirici bir özelliği vardır. Bunun için diğer elemanlardan kurtulup serbestce uzanabilmeli ve mekanı dışarıya taşıya bilmelidir. Tasarımcı mekanı bu şekilde parçalayarak organik mimariyi savunmuştur ve organik mimariyi şu şekilde tanımlar; “Bütünün parçasıyla ilişkisi neyse, parçanın bütünle ilişkisi odur. Dolayısıyla organiğin esas anlamı bütüncül olarak var olan şeydir”

Şelale Evi (1936)

Robie Evi (1908-1909)

Guggenheim Müzesi (1943-1959) (Dışavurumcu bir anlayışla inşa edilmiş)