6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU Şengül COŞAR İSG Uzmanı
İş sağlığı ve güvenliği ilk kez müstakil bir kanunda ele alındı. İş Kanunu: 3008 sayılı, 1936 931 sayılı, 1967 1475 sayılı, 1971 4857 sayılı, 2003 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” 30 Haziran 2012 MADDE 1 (1) Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir. 1) Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerle sınırlı kalmaktaydı. Bu nedenle ülkemizdeki çalışanların önemli bir kısmı İş Kanunu kapsamı dışında kalmakta ve dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatın da kapsamına girmemekteydiler. Oysa ki, günümüzde iş sağlığı ve güvenliği konusun sadece üretim tesislerinde çalışanların sorunu olmadığı ofis çalışanlarının dahi yaptıkları işe özgü birtakım risklerle maruz kaldığı (ekranlı araçlarla çalışmalar, işe bağlı stres gibi), tarım ve hayvancılığın kanserojen maddeler ve biyolojik riskler bakımından oldukça riskli sektörler olduğu keza sağlık sektörü çalışanlarının birçok riskle karşı karşıya bulunduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle son yıllarda iş sağlığı ve güvenliği konusunun sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir öncelik olduğu görüşü öne çıkmıştır. 2) Sanayi devrimi ile birlikte başlayan üretim odaklı anlayış bir yandan çalışma hayatını yakından etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal koşulların değişime uğraması, diğer yandan artan iş kazaları ve meslek hastalıkları ile birlikte yerini insan odaklı anlayışa bırakmış ve ülkeler bu değişime paralel olarak mevzuat alt yapılarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalmışlardır. Ülkemizde ise iş hukuku alanında yaklaşık seksen yıllık bir birikimimiz olmasına rağmen iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından devam eden sorunlar ve tüm çalışanlarımızın iş sağlığı ve güvenliği açısından yüksek standartlara sahip işyerlerinde çalışma hakkına sahip oldukları yönündeki inancımız çağdaş normlara sahip bu Kanunun hazırlanmasında ve çıkarılmasında itici güç olmuştur. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun hayata geçirilmesi ihtiyacını ortaya çıkaran diğer husus ise ülkemizin taraf olduğu Avrupa Birliği, Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Sosyal Şartı gibi uluslararası sözleşmelerden ve taahhütlerimizden ortaya çıkan gerekliliktir. Eski mevzuatın kısaca; sadece İş Kanunu kapsamındaki işçilerle sınırlı, önleyici yaklaşımdan ziyade tespit bazlı düzeltici yaklaşımı esas alan, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine sınırlı çalışan katılımının sağlanabildiği ve işçi sayısı sınırlaması nedeni ile profesyonel İSG hizmetlerinden mikro ve küçük işletmelerin tam olarak yararlandırılamadığı düzenlemeleri içerdiğini söyleyebiliriz. 3) Çalışma hayatını yakından etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar, Türkiye Cumhuriyetinin iş hukuku alanındaki seksen yıllık birikimi, uygulamada karşılaşılan sorunlar, koruyucu ve önleyici hizmetlerden bütün çalışanların yararlanmasını sağlamak, uygulamaların kalite yönetim sistemi benzeri sürekli iyileştirme felsefesinin yerleştirilmesi ve Avrupa Birliği ile Uluslararası Çalışma Örgütü normlarına uyum sağlama zorunluluğu ve nihai sonuç olarak İSG standartlarımızın yükseltilmesi amacıyla, mevcut İş Kanunundan bağımsız, çalışanların tümünü kapsayan, önleyici ve koruyucu tedbirleri içeren ve gelişmiş ülke örneklerindeki mevzuat metinleriyle uyumlu bir düzenlemenin hayata geçirilmesi ülkemiz açısından çok önemli bir gelişme olmuştur. 4) Size göre yeni Kanun’un en önemli özelliği nedir? Bir önceki sorunuzda Kanunun getirdiği yenilikleri sıralamıştım ve bütün bu özellikleri ile Kanun ülkemiz çalışma hayatı için bir dönüm noktasıdır. Ancak bunlar arasından bir öncelik yapacak olursam; memur, işçi gibi statü ayrımı olmadan tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlerden faydalanacak olmasını, risk değerlendirmesine dayalı önleyici yaklaşımın esas alınmasını ve İSG hizmetlerinin sayı sınırı olmaksızın tüm çalışanlara sağlanmasını sayabilirim. 5) Yeni uyarlanan mevzuat ne olabiliri belirlemeye çalışan, risk yönetimini içeren, önleyici yaklaşımları ön plana çıkaran bir yapıdadır. 30/06/2012: 6331 sayılı ve tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
İSG Kanununa Genel Bakış 1) İşveren ve Çalışan Yükümlülükleri 2) Denetim 3) Eğitim, Bilgilendirme, Danışma ve Katılım 4) İSG Organizasyonu ve Koordinasyon 5) İdari ve Mali Yaptırımlar 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
Kamu ve özel sektör gözetmeksizin tüm çalışanlar kanun kapsamına alındı. Sayı sınırı olmaksızın, Memur, işçi, işveren, çırak, stajyer tüm çalışanlar, Kamu ve özel sektöre ait bütün işler ve işyerleri, Tarım vb. dahil tüm işkolları İstisna: TSK, emniyet, afet müdahale ekipleri, ev hizmetleri, kendi nam ve hesabına tek başına çalışanlar Kapsam ve istisnalar MADDE 2 (1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. (2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz: a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri. b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri. c) Ev hizmetleri. ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar. d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri. KTK: Kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin tüm çalışanlar kanun kapsamına alındı. Kişinin bulunduğu işyerindeki çalışan sayısı ve işyeri türü kanundan yararlanmasına engel olmayacak. Kanun aynı zamanda çırak ve stajyerler için de geçerli olacak. Her çalışan, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili uygulamalardan faydalanacak. Bütün işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları oluşturulacak. Avrupa Birliği’ndeki uygulamalara paralel olarak; TSK, Emniyet ve afet müdahale ekipleri gibi kendine özgü faaliyetleri olan kurum ve kuruluşlar, kanunun istisnaları arasında yer alıyor. Ev hizmetleri ile çalışan istihdam etmeden kendi nam ve hesabına çalışanlar da kanunun kapsamı dışında bırakıldı. Bağımsız bir iş sağlığı ve güvenliği kanunun yasalaşması ile ülkemizi Avrupa ülkeleri ile eş değer bir duruma getirerek tüm çalışanların bu yasa çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmasında insan hayatını en küçük bireyden ebeveyne kadar güvence altına alınmış oldu. 2) Yasa ile tüm çalışanlar ve işyerleri iş sağlığı ve güvenliği kapsamına alınmıştır. Kapsam :Kamu ve özel bütün işyerleri, (Memur, işçi, gazeteci, gemi adamı Vb.)= çalışan ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar. 3) Çalışan” kavramı getirilerek bütün çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği şemsiyesi altına alınmaktadır. Halihazırda 4857 sayılı Kanun ile sadece işçiler kapsam dahilindedir. Bu Kanun ile istisnalar dışında kalan tüm çalışanlar kapsama alınmıştır. İstisnalar; Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve genel kolluk kuvvetlerinin eğitim, operasyon, tatbikat ve benzeri kendine özgü faaliyetleri, Afet ve acil durum birimlerinin eğitim, tatbikat, hazırlık ve müdahale gibi faaliyetleri, Ev hizmetleri, Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar olarak belirlenmiştir. 4) Ev hizmetlerinin yasa kapsamı dışında tutulmasında hangi ev hizmetleri dikkate alınmıştır. Gündelikçiler ve temizlik şirketlerinin bu hizmetleri kapsam dışında mıdır? Kendi nam ve hesabına ev hizmetini yerine getirenler yani ev sahibi ile aracı bir kişi veya kurum olmadan karşılık anlaşarak ev hizmetini gören ve halk arasında gündelikçi, temizlikçi gibi tabirlerle isimlendirilen kişiler İSG kanununun istisnaları arasında tutulmuştur. Bununla birlikte bir şirkete bağlı çalışanların ev hizmeti vazifesini yerine getirmesi durumunda İSG Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.
Testi kırılmadan önce… Kuralcı bir yaklaşım yerine önleyici yaklaşım esas alındı. Kanun, iş kazası veya meslek hastalığı yaşanmadan önce önlem almaya yöneliktir. 1) İSG uygulamalarına kalite yönetim sistemi benzeri mevcut durumun sürekli iyileştirme şartı getirilmektedir. İSG’ni durağan bir yapıdan çıkararak güncel gelişmelerin de takip edildiği, günü yakalayan ve daha iyiyi arayan bir İSG yaklaşımı getirilmiştir. Testi kırılmadan önce…
İşyerleri, yapılan işin niteliğine göre tehlike sınıflarına ayrılıyor. Tehlike sınıfı tespitinde; işyerinin yaptığı asıl iş esas alınır. A Sınıfı Uzman Çok tehlikeli B Sınıfı Uzman Tehlikeli KTK: Kanun, iş sağlığı ve güvenliğinde en iyi koşulları hedefleyerek, işyerlerinin mevcut durumunun sürekli iyileştirilmesini amaçlıyor. İş kazası veya meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra neler yapılacağı değil, iş kazası ve meslek hastalığının önlenmesi için atılacak adımlar esas olacak. Bu kapsamda işveren; çalışanları ile birlikte işin her aşamasında işten kaynaklı tehlikeleri sürekli olarak tespit ederek, muhtemel risklere karşı tedbir alacak. Tehlike sınıfları; işyerlerinin yaptığı asıl iş dikkate alınarak, sosyal tarafların dâhil olduğu bir komisyonun görüşleri doğrultusunda Bakanlıkça tespit edilecek. Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olanlar görev yapabilecek. Tehlike sınıfının belirlenmesi MADDE 9 (1) İşyeri tehlike sınıfları; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün Başkanlığında ilgili taraflarca oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edilir. (2) İşyeri tehlike sınıflarının tespitinde, o işyerinde yapılan asıl iş dikkate alınır. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin hizmet süreleri tehlike sınıfları esas alınarak düzenlenmiştir. Çok tehlikeli: İnşaat, Tehlikeli: İplik dokuma, Çağrı Merkezi, Az tehlikeli: Bakkal, Avukat bürosu C Sınıfı Uzman Az tehlikeli İşyeri hekimi, her tehlike sınıfında çalışabilir.
Bütün işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi gibi profesyoneller görev yapacak. Diğer Sağlık Personeli ç) Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi, MADDE 3 Tanımlar ş) İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu, ı) İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi, f) İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanı, (1) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür. MADDE 8 İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları (4) Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır. (3) Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. (2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir. (5) İş güvenliği uzmanlarının görev alabilmeleri için; çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmaları şartı aranır. Bakanlık, iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin görevlendirilmesi konusunda sektörel alanda özel düzenleme yapabilir. (6) Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurar. Bu durumda, çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır. (7) Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz. (8) Kamu sağlık hizmetlerinde tam süreli çalışmaya ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personelinin işyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmelerinde ve hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmelerinde, diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz. Bu Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır. GEÇİCİ MADDE 4 İş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü (1) Kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerde gerçekleştirilmiş olan işyeri hekimliği ücreti ödemeleri nedeniyle kamu görevlileri hakkında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır, bu ödemeler geriye tahsil ve tazmin konusu edilemez. GEÇİCİ MADDE 6 İşyeri hekimliği yapan kurum tabiplerine yapılan ücret ödemeleri (1) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hemşiresi sertifikası veya belgesi ile Türk Tabipleri Birliği tarafından verilen işyeri hekimliği sertifikası sahiplerinden belgeleri geçersiz sayılanlar, mevcut belge veya sertifikalarını bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde Bakanlıkça düzenlenecek belge ile değiştirmeleri şartıyla bu Kanunla verilen bütün hak ve yetkileri kullanabilirler. Aynı tarihten önce eğitim kurumlarınca verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ilgili mevzuata göre sınava girmeye hak kazanırlar. Hak sahipliğinin tespitinde Bakanlık kayıtları esas alınır. GEÇİCİ MADDE 5 Mevcut sertifika ve belgeler ile ihtar puanları İSG profesyonelleri, özel eğitim gören ve mesleki yeterliliğini sınavla ispatlayan kişiler arasından Bakanlıkça yetkilendirilecek. Gerekli şartları taşıması durumunda, işverenin kendisi de iş sağlığı ve güvenliği hizmetini üstlenebilecek. Bu profesyoneller, yetkileri kapsamında işverene karşı sorumlu KTK: Çalışanların sayısına ve işyeri türüne bakılmaksızın her işyerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ile diğer sağlık personeli görev yapacak. olacak. Bu sorumluluk kapsamında İSG profesyonelleri, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hususları işverene iletecek. İSG profesyonelleri, işverenin tedbir almadığı hayati tehlike arz eden riskler bulunması durumunda ise doğrudan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuracak. İş kazasının meydana gelmesi durumunda ihmali tespit edilen iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekiminin yetki belgesi askıya alınacak. 1) Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması amacıyla yapılacak çalışmaları kapsayan iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin alınması için işverenin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmesi gerekmektedir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilecektir. Kanunun sekizinci maddesinin altıncı fıkrasına göre işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda; işverenin, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurması gerekmektedir. Bununla birlikte altıncı maddenin üçüncü fıkrası tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktadır. Fakat böyle bir zorunluluğun olmaması, ihtiyaç olması halinde diğer sağlık personelinin görevlendirilmesine engel teşkil etmemektedir, işveren bu durumda ihtiyacı sayısında diğer sağlık personelinin görevlendirmekte serbest bırakılmaktadır. 2) Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilmesini gerektiren sayıda çalışanı olan bir işyerinde işyeri sağlık ve güvenlik hizmet birimi kurulması gerekmesi halinde burada diğer sağlık personeline ihtiyaç duyulmayacak mıdır? 3) İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işverenlere temel desteği sağlayacak iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin görevlendirilmesini 6331 sayılı Kanun ile tüm işyerleri için yasal bir yükümlülük olarak getirmektedir. İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli olarak sınıflandırabileceğimiz bu profesyoneller, işyerlerinin yer aldığı tehlike sınıfı ve çalışan sayılarına göre belirlenen süreler ile görev yapacaklardır. Bu profesyonellerin işyerlerinde çalışma süreleri göz önüne alındığında 15.000’i geçen iş güvenliği uzmanı ile 8.000’den fazlası aktif olmak üzere 30.000’den fazla işyeri hekimi ile hizmet sunumu konusunda bir sıkıntı yaşanmayacaktır. 6331 sayılı Kanunun geçici 4. Maddesinde yapılan düzenleme ile iş güvenliği uzmanlarına belirli sürelerle bir üst tehlike sınıfı işyerlerinde çalışma hakkı verilerek, tehlike sınıflarına göre görevlendirmelerinden doğabilecek problemler en aza indirilmiştir. İşyerinde belirtilen vasıfta personel bulunmaması halinde ise bu amaç için kurulmuş ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alınan hizmet ile bu yükümlülük yerine getirilecektir. 4) Bir üst sınıfta hizmet vermesi öngörülen B ve C sınıfı iş güvenliği uzmanları için bu uygulama kanunun yayım tarihinden öncekileri mi, yoksa bunlarla birlikte kanun yayımından sonraki alınan ve alınacak olan belgelerin tamamını mı kapsamaktadır? Bu Kanunun yayımı tarihinden önce alınan geçerli iş güvenliği uzmanlığı sertifikaları ile geçici beşinci maddeye göre geçerlilik kazanacak sertifikalara sahip iş güvenliği uzmanları ve Kanunun yayımından sonra iş güvenliği uzmanlığı sertifikası alacak olanlar geçici dördüncü madde hükümlerine göre bir üst sınıftan hizmet verebilecektir. Kanunun sekizinci maddesi ile Bakanlığa iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin görevlendirilmesi konusunda sektörel alanda özel düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Söz konusu düzenleme ile işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin uygulanması bakımından önemli bir yapı taşı olan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin gelecekte yaşanabilecek ihtiyaçlara daha hızlı ve etkili cevap verebilmesi için Bakanlığa gerekli düzenleme yapabilme esnekliği sağlanmaktadır. 5) İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirilmesinde Bakanlıkça sektörel anlamda yapılacak düzenlemeden hedeflenen amaç nedir. Hangi sektörler için bu düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır? 6) Diğer sağlık personeli sıkça yapılan bir hatanın aksine sadece işyeri hemşiresinden oluşmamakta, yürürlükte olan mevzuatta da belirtildiği üzere hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni veya çevre sağlık teknisyenini gibi farklı özellikteki personelce yerine getirilecek bir yükümlülük olarak karşımıza çıkmaktadır. 7) İşyeri Hekimi sayısı: 8965 İşyerleri ile sözleşme yapan İş güvenliği uzmanı sayısı: 2110 İşyerleri ile sözleşme yapan işyeri hekimi sayısı : 11215 İş güvenliği uzmanı sayısı (A, B, ve C Sınıfı toplamı) : 15519 2009 yılından itibaren verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi sayısı: 1241 7
İşverenler ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alabilecek. İSG HİZMET MODELLERİ Kısmi süreli işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamı Tam süreli işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamı Niteliklere sahip işveren Ortak Sağlık ve Güvenlik Biriminden hizmet alımı MADDE 3 Tanımlar i) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birimi, m) Ortak sağlık ve güvenlik birimi: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi, İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri MADDE 6 (1) Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren; a) Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. b) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar. c) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlar. ç) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir. d) Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir. (2) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli kuruluşlardan doğrudan alabileceği gibi 4734 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde de alabilir. (3) Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir. Mevcut sertifika ve belgeler ile ihtar puanları GEÇİCİ MADDE 5 (2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan eğitim kurumu ve ortak sağlık ve güvenlik birimlerine uygulanan ihtar puanları, kayıtlarda yer alan haliyle yeni yapılacak düzenlemeye aktarılır. KTK:Kanun iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin belirlenen sürelerle işyeri bünyesindeki personel tarafından verilmesini esas alıyor. Ancak işyerinde uygun vasıflara sahip personel bulunmaması halinde bu hizmet işyeri dışındaki ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alınabilecek. Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile özel şirketler tarafından kurulacak ortak sağlık ve güvenlik birimleri; gerekli donanım ve personele sahip olmaları şartıyla Bakanlıkça yetkilendirilecek. Ortak sağlık ve güvenlik birimleri, yetkileri kapsamında hizmet sundukları işverene karşı sorumlu olacak. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin tam süreli görevlendirilmesi gereken işyerlerinde, işveren, gerekli donanım ve personeli sağlayarak işyeri sağlık ve güvenlik birimi kuracak. 1) Bütün çalışanlar, sayı sınırlaması ve işyeri türüne bakılmaksızın İSG hizmetlerinden yararlanma hakkını kazanmaktadır, Mevcut durumda, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işyeri hekimi, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran ve sanayiden sayılan işyerlerinde de iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır. Niteliklere sahip çalışanı olmayan işyerleri osgblerden hizmet alabilirler. 2) Kurum ve kuruluşların İSG hizmetlerini kendi bünyelerinde kuracakları işyeri sağlık ve güvenlik birimi veya dışarıda kurulmuş profesyonel ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri temini mümkün. Bunlardan hangisi daha uygundur? Neden? Kurum ve kuruluşların İSG hizmetlerini kendi bünyelerinde personel görevlendirerek veya dışarıda kurulmuş profesyonel ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirmelerinde temel anlamda çok büyük bir fark olmamakla birlikte Kanunda da üzerinde durulan ve tavsiye edilen işyeri bünyesinden personel görevlendirilmesidir. Dışarıdan hizmet alımına ise işyerinde uygun nitelikte personelin bulunmaması durumunda yönelinmesi daha makul olacaktır. 3) Kanuna göre, işyerleri tehlike derecesine göre üç gruba ayrılacak. İşverenler en tehlikeli işyerlerinde A sınıfı, tehlikeli işyerlerinde B sınıfı ve az tehlikeli işyerlerinde ise C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimlerini görevlendirmekle yükümlü. Bu görevleri yerine getireceklerin çalışma süreleri, çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Eğer bu kişiler, işyerinde tam gün süre ile istihdam edilecek olurlarsa, işveren ayrıca "işyeri sağlık ve güvenlik birimi" kurmak zorunda. Sizce bu süreç nasıl işleyecek? Evet. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin tam süreli görevlendirilmesi gereken işyerlerinde, işveren işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmakla yükümlü kılınmıştır. Bilindiği üzere tam süreli görevlendirme işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu birim, tehlike sınıfı yüksek ve/veya çalışan sayısı fazla olan işyerlerinde; sağlık ve güvenlik hizmetlerinin bir çatı altında yönetilmesi, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı arasında gerekli işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, ortak izleme ve değerlendirmenin yapılabilmesi, daha özet bir ifade ile sürecin sistemli bir şekilde işletilmesi açısından büyük katkı ve kolaylık sağlayacaktır. 4)İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının belirlenen süre nedeni ile tam süreli çalışmak zorunda olmadığı hallerde işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurulması zorunlu mudur? Zorunlu olmadığı ve işverenin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimini kendi bünyesinde bulundurması halinde ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmeti almaya gerek olmayacağından işe yeni başlayan veya yasal zorunluluk olan sağlık raporları hangi hekimden alınmalıdır? Ağır ve tehlikeli işler sınıfında olup elliden az çalışanı bulunan işyerlerinde yükümlülük kanunun yayım tarihinden bir yıl sonra geçerli olacağından altı ay sonra bu işyerlerinde sağlık raporları nasıl alınmalıdır? (ilgili 15. Madde altı ay sora yürürlüğe girecektir) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli çalışmak zorunda olmadığı hallerde işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurulması zorunlu değildir. Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri için görevlendirilen işyeri hekimleri tarafından verilebilecektir. Ayrıca; hizmet almaları kaydı ile ortak sağlık ve güvenlik biriminden yararlanmaları mümkündür. Detayların yayımlanacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir. Tam süreli işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam etmesi gereken işyerlerinde, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurulur.
Devlet, 10’dan az çalışanı olan işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin giderlerini destekleyecek. Kamu hariç, 10’dan az çalışanı olan Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri desteklenecektir. 10’dan az çalışanı bulunan, az tehlikeli sınıftaki işyerleri Bakanlar Kurulu karar ı ile desteklenecektir. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi MADDE 7 (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için, Bakanlıkça aşağıdaki şartlarla destek sağlanabilir: a) Kamu kurum ve kuruluşları hariç ondan az çalışanı bulunanlardan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri faydalanabilir. Ancak, Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin de faydalanmasına karar verebilir. b) Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilir. c) Uygulamada, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınır. ç) Bu Kanun ve diğer mevzuat gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde; istihdam ettiği kişilerin sigortalılık bildiriminde bulunmadığı tespit edilen işverenlerden, tespit tarihine kadar yapılan ödemeler yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunca tahsil edilir ve bu durumdaki işverenler, sağlanan destekten üç yıl süreyle faydalanamaz. d) Uygulamaya ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, uygulamayı yönlendirmeye ve doğabilecek sorunları çözmeye Bakanlık yetkilidir. (2) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir: a) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için sağlanacak desteğin uygulanması. b) Destek sağlanacak ondan az çalışanı bulunan işyerlerinin özellikleri göz önünde bulundurularak; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenecek iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedellerinin tespiti, destek olunacak kısmı ve ödenme şekli. c) Destekten faydalanabilecek işyerlerinin taşıması gereken şartlar. ç) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti verecek kuruluşların özellikleri. (3) Etkinlik ve sürekliliğin sağlanması amacıyla; Bakanlık tarafından Sağlık Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ilgili meslek kuruluşlarıyla iş birliği yapılabilir. KTK: Kamu hariç 10’dan az çalışanı olan çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesinde, Bakanlık maddi destekte bulunacak. 10’dan az çalışanı bulunan, az tehlikeli sınıftaki işyerlerinin bu destekten yararlanmasına ise Bakanlar Kurulu karar verebilecek. Desteğin uygulamasında Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınacak. Sigortasız personel çalıştırdığı tespit edilen işyerlerinden, yapılan destek yasal faizi ile birlikte geri alınacak. Bu işyerleri destekten üç yıl süreyle men edilecek. 1) ÇALIŞAN SAYISI 10-49 ARASINDA OLAN FİRMALARIN, İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNDEN YARARLANMALARI KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR NELERDİR? BU FİRMALAR HANGİ YÖNTEMLERLE KANUNUN BELİRLEDİĞİ GÖREVİ İCRA ETMİŞ OLACAKLARDIR? 10’dan az çalışanı bulunan işyerleri ile 10-49 arası çalışanı bulunan işyerleri arasında iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması açısından temelde bir farklılık yoktur. Sadece iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri olarak tanımladığımız iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli görevlendirilme yükümlülüğünde mikro işletmeler olarak da tanımlanan 10’dan az çalışanı bulunan işyerlerine devlet tarafından bir destek verilmektedir. Ayrıca belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini işveren kendisi de üstlenebilir. %85 : 1-9 “Yeryüzünde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”
İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleme adına önceden risk değerlendirmesi yapılacak. Bütün işyerlerine risk değerlendirmesi zorunluluğu getirilmektedir. İşveren, işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyecek tehlikelerin belirlenerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacaktır. Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma MADDE 10 (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır: Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu. b) Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi. c) İşyerinin tertip ve düzeni. ç) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu. (2) İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler. (3) İşyerinde uygulanacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri, çalışma şekilleri ve üretim yöntemleri; çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltecek ve işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir nitelikte olmalıdır. (4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlar. KTK: Kanunla işyerlerine, risk değerlendirmesinde tespit edilen hususları da göz önünde bulundurarak, genel bir önleme yaklaşımı getirildi. Tüm sorumluluk işverene ait olmakla birlikte; iş sağlığı ve güvenliğinin işyerinin bütününde benimsenmesi ve uygulanması sağlanacak. Risk değerlendirmeleri sürekli olarak gözden geçirilecek. Kanun, iş sağlığı ve güvenliğinde en iyi koşulları hedefleyerek, işyerlerinin mevcut durumunun sürekli iyileştirilmesini amaçlıyor. İş kazası veya meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra neler yapılacağı değil, iş kazası ve meslek hastalığının önlenmesi için atılacak adımlar esas olacak. Bu kapsamda işveren; çalışanları ile birlikte işin her aşamasında işten kaynaklı tehlikeleri sürekli olarak tespit ederek, muhtemel risklere karşı tedbir alacak. 1) Proaktif bir yaklaşım benimsenmekte ve risk değerlendirmesi zorunlu hale getirilmektedir, Mevcut durum tedbir bazlı bir yaklaşımı barındırırken, yeni uygulama ile risk bazlı yaklaşım getirilerek; muhtemel olayların yaratacağı etkiler göz önünde bulundurularak önleme yoluna gidilmektedir.
Risk Değerlendirmesi İlkeleri Risklerden kaçınmak, Riskleri analiz etmek, Risklerle kaynağında mücadele etmek, Riskleri önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek, Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek, Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. Risklerden korunma ilkeleri MADDE 5 (1) İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur: a) Risklerden kaçınmak. b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek. c) Risklerle kaynağında mücadele etmek. ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek. d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak. e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek. g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek. KTK: İşverenler, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi ve bertaraf edilmesi için risk değerlendirmesi yaptıracak. Bu çalışmalara işveren ve iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin yanı sıra çalışanların da katılımı sağlanacak. İşyerlerinde sürekli iyileştirmenin sağlanması amacıyla risk değerlendirmesi çalışması güncel halde tutulacak. Risk değerlendirmesi çalışması, işyerlerinin tehlike sınıfına göre periyodik olarak yenilenecek. Yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu da risk değerlendirmesinde özellikle dikkate alınacak. Maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan sektörler ve büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmamışsa iş durdurulacak. 1) Kanunun getirdiği önemli yeniliklerden birisi de, işverenlerin "risk değerlendirmesi" yapma zorunluluğunda olmaları. Bu konu daha önce hiç gündeme gelmemiş, yönetmeliklerle de düzenlenmemişti. Yeni getirilen bu düzenlemeyle, işverenler bir anlamda risk bazlı proaktif bir çalışmanın içinde olacaklar. Bu durum sizce işverenlere nasıl bir yükümlülük getiriyor? Kanunun getirdiği en önemli hususlardan biridir. İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi ve bu tehlikelerden kaynaklanacak olumsuz etkilerin gerekli tedbirleri önceden alarak bertaraf edilmesine imkan sağlanmıştır. Nitekim proaktif yaklaşımı benimseyerek önleme politikasına yönelen işletmelerde, iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için yapılacak her türlü harcama ve yatırım maliyetinin, iş kazası veya meslek hastalığı meydana geldikten sonra ortaya çıkacak olan (dolaylı, dolaysız ve diğer) tüm maliyetlerden daha az olacağı bilimsel olarak da açıklanmaktadır. Ayrıca bu kapsamda genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumunun da risk değerlendirmesinde özellikle dikkate alınması sağlanarak alınan önlemlerin çalışanlara uygunluğu ön plana çıkarılmıştır. Konunun önemine binaen çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan sektörler veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmaması işi durdurma sebebi sayılacaktır.
Çalışanlar belli aralıklarla sağlık gözetiminden geçirilecek. Bütün çalışanlar için sağlık taraması; İşe giriş, İş değişikliği, İş kazası, meslek hastalığı ve tekrarlanan işten uzaklaşma durumlarında talep etmesi halinde, İş, çalışan niteliği ve tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli periyotlar Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta işe başlamadan önce sağlık raporu zorunluluğu Sağlık gözetimi MADDE 15 (1) İşveren; a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar. b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır: 1) İşe girişlerinde. 2) İş değişikliğinde. 3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde. 4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla. (2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz. (3) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir. (4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz. (5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur. KTK: Çalışanların hassasiyetlerin saptanması ve riskli durumların belirlenebilmesi amacıyla tüm çalışanlar sağlık taramasına tabi tutulacak. Çalışanların sağlık muayeneleri; işe girişlerinde, iş değişikliğinde, iş kazası ve meslek hastalığı ile sağlık nedeniyle verilen aralardan sonra tekrarlanacak. Bu durumlar dışında ise periyodik olarak sağlık muayeneleri yapılacak. Muayene periyotlarını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı belirleyecek. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacak olanlar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamayacak.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının kayıtları daha etkin ve güncel hale getirilecek. SGK İşveren Sağlık hizmeti sunucusu (Aile hekimi, Poliklinik, Tıp merkezi, Özel hastane) İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi MADDE 14 (1) İşveren; a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler. b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler. (2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur: a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde. b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde. (3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder. (4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirir. (5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. KTK: Yeni dönemde iş kazaları ve meslek hastalıklarının kayıtları daha etkin ve güncel hale getirilecek. İş kazaları kazadan sonraki, meslek hastalıkları ise öğrenildikten sonraki üç işgünü içinde işveren tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilecek. İşyeri hekimi ve sağlık görevlileri tarafından meslek hastalığı ön tanısı konulan vakalar, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk edilecek. Sağlık kuruluşları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise tanı koydukları meslek hastalıklarını en geç 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirecek. Ayrıca işyerinde meydana gelen ramak kala olaylar da, işveren tarafından kayıt altına alınacak. 1) Daha önce kamu veya özel hastaneler tarafından bildirilmeyen iş kazaları ve meslek hastalıkları bu bildirimle kayıt altına alınacaktır. Bu da tek bildirime paralel olarak SGK’ ya bildirilecektir. Bu şekilde kayıt dışı istihdam ile değişik bir yoldan da mücadele sağlanacaktır. 2) İşverene, çalışanının üç günden fazla işgünü kaybına sebep olan iş kazalarını ve meslek hastalıklarını, üç işgünü içinde ve tek bildirim esası ile bildirme ve iş kazaları için rapor hazırlama zorunluluğu getirilmektedir. Daha önce iki gün içinde yapılması beklenen bildirim SGK ile uyumlu hale getirilmiştir. İşveren 5510 sayılı Kanuna ve 4857 sayılı Kanunlara göre iki kuruma ayrı ayrı iş kazalarının bildirilmesi gerekmektedir. Bu düzenleme ile tek bildirim (SGK’ya) esas alınmaktadır. 3) Sağlık kuruluşlarına intikal eden iş kazası ve meslek hastalığı vakalarını bildirim yükümlülüğü getirilmektedir, İSG açısından oldukça önemli veri kaynağı olan iş kazası ve meslek hastalıklarının veri sitemine dahil edilmesine güç katılmıştır. Daha önce böyle bir bildirim söz konusu değildir. Yetkili sağlık hizmeti sunucusu (Hastane) İşyeri hekimi Diğer sağlık personeli
Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu altı aydan fazla süren işlerin yapıldığı tüm işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulacak. İşverenin yükümlülükleri: Kurul kararlarının uygulanması, Aynı çalışma alanındaki diğer işverenlerin bilgilendirilmesi, Alt işverenin katılacağı kurulun koordine edilmesi. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Konsey, Kurul ve Koordinasyon İş sağlığı ve güvenliği kurulu MADDE 22 (1) Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular. (2) Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde; a) Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır. b) Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. c) İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. ç) Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur. (3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir. KTK: Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren işlerin yapıldığı tüm işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulacak. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunacak kurulun, mevzuata uygun kararlarını uygulamakla yükümlü olacak. Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması hâlinde, işverenler birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirecek. İş yerinde alt işverene bağlı çalışanlar da varsa asıl işverenin koordinasyonunda alt işverenin de katılımı ile bir kurul Oluşturulacak. 1) Alt işveren ilişkisi nedeni ile oluşturulan iş güvenliği kurullarına asıl işverenin temsilci ile katılması ve koordinasyonu üstlenmesi nedeni ile üstlendiği sorumluluk, alınan kararları uygulamayan alt işverene nasıl bir yaptırımla geri dönmelidir? İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması bakımından asıl işveren ve alt işveren birlikte sorumludurlar. Ayrıca asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu sürece alt işverenin uygulaması gereken hususları yerine getirmemesi durumunda asıl işverene karşı hukuki sorumluluğu devam etmektedir. 2) 50 ve + çalışanın bulunduğu, Altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde İSG kurulu oluşturulur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular. Asıl İşv. 50+ , Alt İşv. 50+ ise = Koordinasyonu Asıl işveren sağlar Asıl İşv. 50 +, Alt İşv. 49 – ise = Alt İşv. Temsilci atar Asıl İşv. 49 -, Alt İşv. 50+ ise =Asıl İşv. Temsilci atar Asıl İşv. 49- , Alt.İşv. 49- ise = Koordinasyon Asıl İşv. Sağlanır
Birden fazla işverenin olduğu yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda koordinasyon sağlanacak. Aynı çalışma alanını paylaşan işyerlerinde işverenler tarafından, İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu MADDE 23 (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenler; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapar, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapar, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirir. (2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir. KTK: Aynı işyerinde birden fazla işveren olması durumunda işverenler, mesleki riskler ve önlenmesi konularında birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bilgilendirecek. İş merkezleri, iş hanları, alışveriş merkezi ve sanayi bölgeleri gibi yerlerde ise işyerleri arasında iş sağlığı ve güvenliği konusunda koordinasyon yönetim tarafından sağlanacak. Yönetim, işyerlerinin birbirlerini etkileyebileceği tehlikeler konusunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyaracak. Uyarılara uymayan işyerleri ise yönetim tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirecek. 1) Birden fazla işverenin aynı işyerinde faaliyet göstermesi halinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden koordinasyon zorunluluğu getirilmektedir. Sıklıkla sorun yaşanan ve birden fazla işveren bulunması nedeniyle sorumluluk sıkıntısı yaşanan alanlarda İSG konusunda kordinasyon sağlanarak yaşanan sorunların önüne geçilmesi hedeflenmiştir. 2) Aynı çalışma alanını paylaşan birden fazla işyeri ifadesinden ne anlaşılmalıdır? (birden fazla alt işveren, bir üretim bandında birden fazla işverenin hizmet vermesini mi “kesim yapan işveren, kaynak yapan işveren, montaj yapan işveren, boya yapan işveren, elektronik devreleri bağlayan işveren…”) Temel olarak aynı çalışma alanını paylaşan birden fazla işyeri ifadesine aynı alan dahilinde yapılan çalışmaların birden fazla işveren tarafından gerçekleştiriliyor olması durumu anlaşılmalıdır. Bu işverenler arasındaki ilişkilerden bağımsız olarak fiili durum göz önüne alınmalı, söz konusu çalışma alanındaki genel önlemlerin tüm işverenlerin ortak çalışması ile gerçekleştirilmesinin sağlanması gerekliliğine dikkat edilmelidir. 3) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenler; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapar. Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapar, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirir. Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir. Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, yönetim tarafından sağlanır.
İşyerlerinde acil durum planları hazırlanacak. Acil Durum Planlarının hazırlanması, Acil durumlarla ilgili eğitimli yeterli sayıda kişinin görevlendirilmesi. Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım MADDE 11 (1) İşveren; Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır. b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar. c) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar. ç) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar. KTK: Tüm işverenler; ilkyardım, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlikeyle karşılaşılması gibi durumlar için önceden acil durum planı hazırlayacak. Acil durumlara hazırlık amacıyla tüm çalışanların katılacağı eğitim ve tatbikatlar yapılacak. İşverenler; ilkyardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında işyeri dışındaki kuruluşlarla da irtibatı sağlayacak. Ciddi ve yakın tehlike bulunan yerlere, sadece gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler girebilecek. Bunların dışındaki çalışanlardan işlerine devam etmeleri istenemeyecek. Ciddi ve yakın tehlikenin önlemez hale gelmesi durumunda, çalışanlar işlerini derhal bırakarak tahliye edilecek. 1) İşverenlerin yine bu kanun kapsamında zorunlu olarak yapacakları bir başka şey de, acil durum planlarının hazırlanması. Bu konuda neler söylemek istersiniz? İşyerlerinde ilkyardım, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlikeyle karşılaşılması gibi durumlar için önceden planlama ve hazırlık yapılması şartı getirilmiştir. Bu sayede oluşabilecek istenmeyen durumlara karşı işyerlerinin hazırlıklı olmaları güvence altına alınmıştır. Aynı zamanda hayati ve özel tehlike bulunan yerlere yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların girmemesi için gerekli tedbirlerin alınması sağlanmış ve oluşabilecek kayıpların önüne geçilmiştir. Esasen bu gün işyerlerinde yangınla mücadele, tahliye ve acil durumlarla ilgili bir kısım mevzuat bulunmaktadır. Kanununla getirilen daha önce var olanların bir bütün olarak ele alınması ve bütün işyerlerine yaygınlaştırılmasıdır. Kanunun 11 ve 12 nci maddelerini esas alan bir yönetmelik çalışması yapılmaktadır. Bu maddelerin uygulanmasını gösterecek yönetmelik yayımlandıktan sonra konu daha netlik kazanacaktır. Özellikle vurgulamak istediğim şey yazılı ve görsel basın aracılığı ile sıkça karşılaştığımız işyerlerine yönelik yangın haberleri ve çalışanların can kayıpları bizleri çok üzmektedir. Ayrıca milli servetin heba edilmesi de yangınların doğal sonucudur. Bunların önüne geçmek, yani dur demek gerekir. Bu maddeleri şahsım adına çok önemli buluyorum. Şöyle ki çalışana rağmen çalışanı, işverene rağmen işverenin malını korumaya yönelik bir düzenleme olduğunu da ayrıca vurgulamak isterim. 2) İlkyardım, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlike gibi acil durumlar için önceden planlama ve hazırlık yapma şartı getirilmektedir. Mevcut durumda sınırlı konularda yapılması beklenen planlama, tüm işyerlerine yaygınlaştırılarak, olumsuz etkilerin artması ve istenmeyen durumun daha kötüye gitmesinin engellenmesi hedeflenmiştir.
Büyük endüstriyel kaza riski taşıyan işyerleri, güvenlik raporu veya kaza önleme politika belgesi olmadan işe başlayamayacak. Güvenlik raporu veya büyük kaza önleme politika belgesi MADDE 29 İşletmeye başlanmadan önce, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu işveren tarafından hazırlanır. (2) Güvenlik raporu hazırlama yükümlülüğü bulunan işveren, hazırladıkları güvenlik raporlarının içerik ve yeterlilikleri Bakanlıkça incelenmesini müteakip işyerlerini işletmeye açabilir. KTK: Büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerlerinde, kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu, işyeri çalışmaya başlamadan önce istenecek. Güvenlik raporu hazırlama yükümlülüğü bulunan işveren, hazırladığı güvenlik raporlarının içerik ve yeterliliğinin Bakanlıkça incelenmesinden sonra işyerlerini işletmeye açabilecek. Böylece muhtemel endüstriyel kazaların engellenmesine yönelik önleyici çalışmaların yapılması ve muhtemel kazalarda meydana gelebilecek büyük ölçekli kayıplardan korunması sağlanacak. İşyerleri işletmelerini güvenlik raporlarının içerik ve yeterliliği Bakanlıkça incelendikten sonra açabilecek...
İşveren tüm çalışanlarını, iş sağlığı ve güvenliği ile çalışma hayatına dair hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirecek. Riskler Tedbirler Hak ve sorumluluklar İSG kayıtlarına erişim Çalışanların bilgilendirilmesi MADDE 16 (1) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir: a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler. b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumluluklar. c) İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler. (2) İşveren; a) 12 nci maddede belirtilen ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanları, tehlikeler ile bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak tedbirler hakkında derhal bilgilendirir. b) Başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanların birinci fıkrada belirtilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri verir. c) Risk değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin ulaşmasını sağlar. KTK: İşveren, tüm çalışanlarını iş sağlığı ve güvenliği ile çalışma hayatına dair hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirecek. Çalışanlar iş ve işyeri değişikliği, uzun süreli işten uzak kalma ve kullanılan donanımın değişikliğinin ardından, yeni çalışma koşullarına yönelik olarak eğitim alacak. Bu eğitimler düzenli aralıklarla tekrarlanacak. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacak olanlardan, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgelemeleri istenecek. Bu belgeye sahip olmayanlar bu işlerde çalıştırılmayacak. Eğitimlerin maliyetleri çalışana yansıtılmayacak ve bu eğitimlerin süresi çalışma süresinden sayılacak. 1) Geçici iş ilişkisi ile işyerine gelen çalışanlara da, iş sağlığı ve güvenliği konusunda işveren tarafından bilgilendirilme yükümlülüğü getirilmektedir. Çalışanlara eğitimin yanında bilgilendirme hakkını geçici iş ilişkisi ile işyerine gelen çalışanlara da verilerek, İSG ile ilgili riskler konusunda daha fazla fikir sahibi olmaları sağlanmıştır. 2) İşveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir: Sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler. Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumluluklar. İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler. Diğer çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri verir.
Çalışanlar işyerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine aktif katılım sağlayacak. Eğitim Görüşlerin alınması Katılımlarının sağlanması Temsil edilme Tanımlar MADDE 3 b) Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi, c) Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı, Çalışanların eğitimi MADDE 17 (1) İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. (2) Çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir. (3) Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz. (4) İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Ayrıca, herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir. (5) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamaz. (6) Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlar. (7) Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir. Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması MADDE 18 (1) İşveren, görüş alma ve katılımın sağlanması konusunda, çalışanlara veya iki ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine aşağıdaki imkânları sağlar: a) İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda görüşlerinin alınması, teklif getirme hakkının tanınması ve bu konulardaki görüşmelerde yer alma ve katılımlarının sağlanması. b) Yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konularında görüşlerinin alınması. (2) İşveren, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin aşağıdaki konularda önceden görüşlerinin alınmasını sağlar: a) İşyerinden görevlendirilecek veya işyeri dışından hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi. b) Risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken koruyucu ve önleyici tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu donanım ve ekipmanın belirlenmesi. c) Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesi. ç) Çalışanların bilgilendirilmesi. d) Çalışanlara verilecek eğitimin planlanması. (3) Çalışanların veya çalışan temsilcilerinin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği için alınan önlemlerin yetersiz olduğu durumlarda veya teftiş sırasında, yetkili makama başvurmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz. Çalışan temsilcisi MADDE 20 (1) İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan temsilcisini görevlendirir: a) İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir. b) Ellibir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki. c) Yüzbir ile beşyüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç. ç) Beşyüzbir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört. d) Binbir ile ikibin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş. e) İkibinbir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı. (2) Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak seçimle belirlenir. (3) Çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir. (4) Görevlerini yürütmeleri nedeniyle, çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının hakları kısıtlanamaz ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkânlar sağlanır. (5) İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar. KTK: İş sağlığı ve güvenliğinde daha etkili bir sonuç alabilmek amacıyla yapılacak faaliyetlere çalışanların aktif katılımı sağlanacak. İşyerlerinde; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda çalışanlarla işveren arasındaki iletişimi sağlayacak çalışan temsilcisi görevlendirilecek. Seçimle ya da atama yoluyla görevlendirilen çalışan temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda işverene teklif getirebilecek. İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapabilecek. Çalışan temsilcileri getirdikleri öneriler nedeniyle işveren tarafından hak mahrumiyetine uğratılamayacak. 1) İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi kavramı getirilmektedir, Mevcut mevzuatımızda olmayan bir uygulama olarak işçiler İSG konusunda kendilerini temsil edecek İSG temsilcisi seçerek çalışanların İSG konularında daha fazla söz sahibi olması ve bu konudaki faaliyetlere daha fazla katılmalarının önü açılmıştır. 2) Çalışanların eğitimi, bilgilendirilmesi ve görüşlerinin alınması konusu kanunda sistematik hale getirildiği gibi, en az 10 çalışanın olduğu yerlerde İş Sağlığı Güvenliği Çalışan Temsilcisi zorunluluğu da yine kanunun yenilikleri arasında. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bilindiği üzere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ve bilgilendirme yükümlülüğü İş Kanunun 77 nci maddesine göre özel sektör işverenleri bakımından yeni bir yükümlülük değildir. Ancak bir kısım nüanslarla eğitim ve bilgilendirme yeniden ele alınmıştır. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile ilgili mevcut Yönetmelik revize edilerek Kanunun kapsamına uyarlama çalışmalarımız devam etmektedir. Uygulamada esas alınması gereken Yönetmelik çalışmalarının bitirilerek bir an evvel yürürlüğe konulması önceliklerimiz arasındadır. Çalışan temsilciği ise yeni bir düzenlemedir. 89/391 sayılı Direktif bunu zorunlu tutmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi çalışanlarla çalıştıranlar arasında bir köprü görevi üslenecek dilek ve şikâyetleri yönetime iletilebilecektir. Bu sayede AB ülkelerinde üzerinde çokça durulan çalışanların yönetime katılımı sağlanmış olacaktır. Kanunun 20 nci maddesinde düzenlenen çalışan temsilcilerinin seçimi veya atanması önem kazanmaktadır. Seçim veya atamada temsilcilerin dengeli dağılımına özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu maddeyi çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanmasını düzenleyen 18 inci madde ile birlikte düşünürsek işyerindeki çalışma barışına katkı sağlayacağını düşünüyorum. 3) İşverenlerin, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamak için eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbiri alma yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülüğünü yerine getirirken; gerekli organizasyonu yapması, uygun araç ve gereçleri sağlaması, alınan tedbirlerine uyulup uyulmadığını izlemesi, denetlemesi ve uygunsuzlukları gidermesi, risk değerlendirmesi yapması veya yaptırması gerekmektedir. 4) İşveren: 2 ila 50= 1 51 ila 100=2 101 İla 500= 3 501 ila 1000= 4 1001 ila 2000= 5 2000+= 6 kişiyi çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan temsilcisi olarak görevlendirir. Çal.Tem.,tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir. İşyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar. 5) İş sağlığı ve güvenliği konularında, işyerinde çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması düzenlenmektedir, Mevcut mevzuatımızda bulunmayan ve çerçeve direktif yaklaşımına paralel getirilen çalışan görüşlerinin alınması ile çalışanların yönetime katılımı güçlendirilmiştir. 6) İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir. Gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz. 7) Varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine işveren aşağıdaki imkânları sağlar: İSG konularda görüşlerinin alınması, Teklif getirme hakkının tanınması Görüşmelerde yer alma ve katılımlarının sağlanması. Yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının etkisi konularında görüşlerinin alınması. Destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin aşağıdaki konularda işveren önceden görüşlerinin alınmasını sağlar: Görevlendirilecek veya işyeri dışından hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi. Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesi.
Çalışan, ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kaldığında çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilecek. Çalışmaktan kaçınma hakkı MADDE 13 (1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir. (2) Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. (3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz. (4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır. (5) Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz. Tahliye MADDE 12 (1) Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işveren; a) Çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları verir. b) Durumun devam etmesi hâlinde, zorunluluk olmadıkça, gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler dışındaki çalışanlardan işlerine devam etmelerini isteyemez. (2) İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve amirine hemen haber veremedikleri durumlarda; istenmeyen sonuçların önlenmesi için, bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal veya dikkatsiz davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamaz. KTK: Çalışan, ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kaldığında iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı yerlerde ise işverene bu durumun giderilmesi için başvuracak. Çalışanın talebi doğrultusunda karar verildiği takdirde gerekli tedbirler alınıncaya kadar, çalışmaktan kaçınma hakkına sahip olacak. Talep ettiği halde gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda çalışanlar iş sözleşmelerini feshedebilecek. Çalışan; gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakkını kullandığı dönemde ücretini alacak. Çalışan, bu dönemde iş sözleşmesinden doğan ve kanunlardan gelen haklarını da kullanabilecek. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. İSG Kurulu acilen veya işveren derhâl kararını verir. Talep yönünde karar verilmesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Bu dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider.
Hayati tehlike durumunda işyerlerinin tamamında veya bir bölümünde iş durdurulabilecek. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Teftiş ve İdari Yaptırımlar Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu MADDE 24 (1) Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanır. (2) Bakanlık, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında ölçüm, inceleme ve araştırma yapmaya, bu amaçla numune almaya ve eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde kontrol ve denetim yapmaya yetkilidir. Bu konularda yetkilendirilenler mümkün olduğu kadar işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmakla yükümlüdür. Kontrol ve denetimin usul ve esasları Bakanlıkça düzenlenir. (3) Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür. İşin durdurulması MADDE 25 (1) İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur. (2) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi hâlinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durdurur. (3) İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. İşin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından yirmidört saat içinde yerine getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir. (4) İşveren, yerine getirildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde, yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına itiraz edebilir. İtiraz, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir. (5) İşverenin işin durdurulmasını gerektiren hususların giderildiğini Bakanlığa yazılı olarak bildirmesi hâlinde, en geç yedi gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin talebi sonuçlandırılır. (6) İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür. KTK: Hayati tehlike tespitinde bu tehlike giderilinceye kadar, işyerinin tamamı değil sadece bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alanda iş durdurulacak. Böylece işyerinin tamamen kapatılmasıyla yaşanabilecek mağduriyetler önlenmiş olacak. İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara, ücretlerini ödemeye devam edecek. Çalışanlar, ücretlerinde bir düşüş olmaması kaydı ile meslek veya durumlarına göre başka bir işe yönlendirilebilecek. 1) BU NOTU KONTROL ET!! Mevcut düzenlemede hayati tehlike olan durumlarda işyerinin kapatılması nedeniyle problem olan bölüm ile birlikte diğer faaliyetler de yapılamamaktadır. Yasa ise tehlike olan bölgede durdurma hükmü getirerek diğer faaliyetlerin devam etmesine imkan tanımaktadır. 2) Mevcut mevzuatımızda hayati tehlike tespitinde işyerinin tamamı veya bir kısmına işi durdurma ve kapatma cezası uygulanmakta iken bunun yerine sadece işin durdurulması şeklinde bir düzenlemeye gidilmektedir. İşyerinin tamamının kapatılması durumunda üretilmiş malların satışı ve işçi ücretlerini ödeyecek personelinde çalışamaz duruma gelmesinin de önüne geçilmesi için kapatma cezası kaldırılarak sadece işin tamamen veya kısmen durdurulması olarak yeni bir düzenlemeye gidilmektedir. 3) İşin Durdurulması:Çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar; İşyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Bazı sektörlerde « maden, metal, yapı işleri, Teh.kimyasallar ve Büy,End.Kaz.olabileceği yerler» risk değerlendirmesi yapılmaması işin durdurulma sebebi sayılması). Kararın yerine getirildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde, yetkili iş mahkemesinde itiraz edebilir. Mahkeme altı iş günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir. İşsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür. Maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan sektörler veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmamış ise iş durdurulabilecek.
Caydırıcı idari para cezaları !!! Kanunun uygulanmasını kolaylaştırmak için etkin idari yaptırım uygulanacak. Caydırıcı idari para cezaları !!! 1.000 TL Acil durum eylem planları, yangınla mücadele, ilk yardım ve tahliye (Her yükümlülük için ve her ay) (Madde 11 ve 12) Çalışanların bilgilendirilmesi ve mesleki eğitimleri gibi konulardaki eksiklikler (Her çalışan için) (Madde 16, Madde 17/1,7) 1.500 TL İşyeri hekiminin ve iş güvenliği uzmanının mesleki bağımsızlıklarını engellemek (Her ihlal için ayrı ayrı) (Madde 8/1,6) 2.000 TL İş kazası veya meslek hastalığını bildirmemek (Madde 14/2) İşverenin genel yükümlülüğü – Mevcut durumun iyileştirilmesi ve uygunsuzlukların giderilmesi konularındaki ihmaller (Her yükümlülük için ayrı ayrı) (Madde 4/1/a-b) İş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturmamak (Her aykırılık için ayrı ayrı) (Madde 22) 2.500 TL İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri - Diğer sağlık personeli çalıştırmamak (Her ay) (Madde 6/1/a) 3.000 TL Risk değerlendirmesi yapmamak/yaptırmamak (Devamında her ay 4.500 TL) (Madde 10/1) 5.000 TL İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri - İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmamak (Her biri için ve her ay) (Madde 6/1/a) Toplu işyerlerinde yönetimin koordinasyonu sağlamaması (Madde 23/2) 10.000 TL İşin durdurulmasından sonra durdurma şartlarını düzeltmeden işe devam etmek (Madde 25) 50.000 TL Büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu hazırlamamak (Madde 29) 80.000 TL Güvenlik raporunun Bakanlıktan onayını almadan işyerini faaliyete geçirmek, işletilmesine izin verilmeyen işyerini açmak ve durdurulan işyerinde faaliyete devam etmek (Madde 29) İdari para cezaları ve uygulanması MADDE 26 (1) Bu Kanunun; a) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası, b) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince belirlenen nitelikte iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmeyen işverene görevlendirmediği her bir kişi için beşbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, diğer sağlık personeli görevlendirmeyen işverene ikibinbeşyüz Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, aynı fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir ihlal için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, (ç) bendine aykırı hareket eden işverene yerine getirilmeyen her bir tedbir için ayrı ayrı bin Türk Lirası, c) 8 inci maddesinin birinci ve altıncı fıkralarına aykırı hareket eden işverene her bir ihlal için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ç) 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene üçbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için dörtbinbeşyüz Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene binbeşyüz Türk Lirası, d) 11 ve 12 nci maddeleri hükümlerine aykırı hareket eden işverene, uyulmayan her bir yükümlülük için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, e) 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ikibin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası, f) 15 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, sağlık gözetimine tabi tutulmayan veya sağlık raporu alınmayan her çalışan için bin Türk Lirası, g) 16 ncı maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, bilgilendirilmeyen her bir çalışan için bin Türk Lirası, ğ) 17 nci maddesinin bir ila yedinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir çalışan için bin Türk Lirası, h) 18 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, her bir aykırılık için ayrı ayrı bin Türk Lirası, ı) 20 nci maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene bin Türk Lirası, üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene binbeşyüz Türk Lirası, i) 22 nci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir aykırılık için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası, j) 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen yönetimlere beşbin Türk Lirası, k) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olan işverene beşbin Türk Lirası, l) 25 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere göre işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işverene fiil başka bir suç oluştursa dahi onbin Türk Lirası, altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, m) 29 uncu maddesinde belirtilen; büyük kaza önleme politika belgesi hazırlamayan işverene ellibin Türk Lirası, güvenlik raporunu hazırlayıp Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işverene seksenbin Türk Lirası, n) 30 uncu maddesinde öngörülen yönetmeliklerde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, uyulmayan her hüküm için tespit edildiği tarihten itibaren aylık olarak bin Türk Lirası, idari para cezası verilir. (2) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir. KTK: İşyerlerindeki çalışma hayatının teftişinde, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesi için iş müfettişleri görev alacak. Kanuna aykırılığın tespiti durumunda, idari para cezaları daha caydırıcı halde uygulanacak. İşveren, iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmediğinde her bir kişi için 5.000 lira ceza ödeyecek. Aykırılığın devam ettiği her ay için de aynı miktar uygulanacak. Risk değerlendirmesi yapmayan işverene 3.000 lira, aykırılığın devam ettiği her ay için 4.500 lira idari para cezası uygulanacak. İşverenin iş kazası veya meslek hastalığını SGK’ya bildirmemesinin cezası da 2.000 lira olacak. Büyük kaza önleme politika belgesi hazırlamayan işverene 50.000 lira idari para cezası verilecek. 1) Kanunda belirlenen şartların yerine getirilmemesi (yani İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Uzmanı ve Sağlık Elemanı istihdam edilmemesi) durumunda aylık en az aylık 12.500 TL (yani yıllık 150.000 TL) cezai müeyyideler konulmuş durumda. Kanunun bu kadar cezai müeyyide ile iş hayatına yaklaşımı ile beklenen nedir? Kanunda belirlenen cezaların uygulanması nasıl mümkün olacaktır? Daha önce de bahsedildiği gibi Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre her yıl, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucunda ülkelerin GSMH’larının yaklaşık yüzde 1 – 4’ü arasında değişen maddi kayıplar oluşturduğu hesaplanmaktadır. Yapılan akademik çalışmalara göre iş sağlığı ve güvenliğine yapılan her yatırımın 4 ila 25 kat fayda getirebileceği hesaplanmıştır. Bunlarla beraber unutulmamalıdır ki önlemenin tazmin etmekten her zaman daha ucuz olduğu aşikardır. Yeni Kanunda yer alan idari para cezaları, alınması gereken önlemlere uygun olarak belirlenmiş ve daha önceki durumda önlem almak yerine ceza ödemeyi tercih eden çevrelerin bu yanlış tutumu ortadan kaldırılmış ve işvereni önlem alma konusunda teşvik edici bir yapı getirilmiştir. Bunun yanında İSG konusunda ödevlerini tam yerine getiren işverenlerin de ekonomik rekabet edebilirlik açısından korunması sağlanmıştır.
Kanunun bazı hükümleri aşamalı olarak hayat geçirilerek yeni durumlara uyum kolaylaşacak. 30 Haziran 2012 Yayım 1 ocak 2013 Yürürlük Temmuz 2013 İSG Profesyonelleri (6,7,8. maddeler) 50’den az çalışanı olan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri Temmuz 2014 İSG Profesyonelleri (6,7,8. maddeler) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri Yürürlük MADDE 38 (1) Bu Kanunun; a) 6, 7 ve 8 inci maddeleri; 1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra, 2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, 3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, b) 9, 31, 33, 34, 35, 36 ve 38 inci maddeleri ile geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7 ve geçici 8 inci maddeleri yayımı tarihinde, c) Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, yürürlüğe girer. Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 37 4857 sayılı Kanunun aşağıdaki hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır: a) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası. b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası. c) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları. ç) 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105 ve geçici 2 nci maddeler. KTK: Kanunun; işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirilmesi gibi bazı hükümleri aşamalı olarak hayata geçirilecek. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri, Temmuz 2014’ten itibaren göreve başlayacak. 50’den az çalışanı olan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri Temmuz 2013’ten itibaren görev alacak. Kanunun iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili maddeleri; Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra, 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, diğer işyerleri için ise yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girecektir. Bu süreler, işverenlerin gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlamaları, Bakanlığımızın konu ile ilgili bilgilendirme ve toplumsal bir iş sağlığı güvenliği bilinci oluşması faaliyetlerini yürütmesi için uygun görülen sürelerdir. 2) Kanunun kademeli olarak yürürlüğe girmesi işyerlerinin Kanunun yükümlülüklerine hazır hale gelmeleri için onlara süre tanımış ve gerekli düzenlemeleri yapmalarına imkan sağlamıştır.
Kanunun İşverene Getirdikleri İş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirmek ve sürekliliğini sağlamak. Çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu dikkate almak. Risk değerlendirme raporlarını da göz önünde bulundurarak genel bir önleme politikası geliştirmek. Mesleki risklerin önlenmesi için eğitim ve bilgilendirme dahil her türlü tedbiri almak. İKİNCİ BÖLÜM İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükleri İşverenin genel yükümlülüğü MADDE 4 (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. (2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. (3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez. (4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. 1) Anladığımız kadarıyla kanunlaşmasıyla, işverenlerin yükümlülüklerinde artış oldu. Dolayısıyla bu durum işverenlere ek maliyet oluşturacak. Acaba bu uygulamada ne tür sıkıntıları beraberinde getirecek? Esasen bu düşüncenize kısmen katılamıyorum. Neden? Çünkü bundan önce yürürlükte olan 3008, 1475 ve 4857 sayılı Kanunların belirli bir bölümü iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin kuralları düzenlemekte idi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunda bu kuralları müstakil bir Kanun olarak düzenlemektedir. Kapsam farklılığı bunların başında gelmektedir. Diğer yandan yeni bir bakış açısı, yani iş sağlığı ve güvenliğinde yeni yaklaşım dediğimiz genel maksatlı düzenlemeler daha ağırlık taşımaktadır. Yeni uyarlanan mevzuat ne olabiliri belirlemeye çalışan, risk yönetimini içeren, önleyici yaklaşımları ön plana çıkaran bir yapıdadır. Örnek verecek olursak her ne kadar yeni teknik gelişmelere uyum sağlama, risk değerlendirmesini zorunlu kılan, çalışanların katılımını önceleyen hükümler içirmektedir. Özetle bundan önceki mevzuata göre işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak zorunluluğu mevcuttur. Hakeza özel kanunların dışında genel kanunlardan Borçlar Kanununda da benzer bir düzenleme bulunmaktadır. Yani iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması işverenlerin devredilemeyen borçlarındandır. Maliyete gelince biz şunu iddia ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili harcamaların kıyaslandığında 1 birim giderin 5 birim getirisi olduğu bilinmektedir. Esasen bir önceki sorunuzla bağlantılı cevap verecek olursam; işyerinde meydana gelecek yangın sebebiyle oluşacak zarar, daha önceden alınacak tedbirler için yapılan harcamalarla kıyaslanabilir mi? Bu konu ile ilgili son olarak şunu söylemekte fayda var. İş sağlığı ve güvenliğinde işçi, memur ayrımı kalkmıştır. Burada bilgi ve deneyim açısından daha zayıf olan taraf kamu kurumlarıdır. 2) Kanunu işveren açısından kısaca yorumlayabilir misiniz? Bu kanun ile işyerlerinde, risk değerlendirmesinde tespit edilen hususları da göz önünde bulundurarak genel bir önleme politikası geliştirilmesi yaklaşımı getirilmektedir. Tüm sorumluluk işverene ait olmakla birlikte; iş sağlığı ve güvenliğinin işyerinin bütününde benimsenmesi, yönetilip, uygulamaya konulması ve sürekli gözden geçirilmesiyle sağlanacak bir yönetim sistemi yaklaşımı oluşturulmuştur. Bu yaklaşım, işverenlere; işyerlerinde iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleme, iş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirme ve bunun sürekliliğini sağlama imkanı verecektir. Sonuç olarak işyerinde çalışanların motivasyonunu, kalite ve verimlilik artacaktır. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
İzleme, denetleme ve uygunsuzlukları gidermek. Çalışma ortamında gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yaptırmak. İzleme, denetleme ve uygunsuzlukları gidermek. Çalışanın hayati tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri almak. Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda koordinasyonu sağlamak. Çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Mesleki risklerin önlenmesi, Eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi denetleme ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlama. 2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
Kanunun Çalışana Getirdikleri Sayı sınırı olmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanmak. İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ile ilgili görüş vermek ve aktif katılım sağlayabilmek. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalması durumunda, gerekli tedbir alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınmak. İş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim alıp, bilgi edinmek. Çalışanların yükümlülükleri MADDE 19 (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. (2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır: İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNU ÇALIŞANLARA GETİRDİĞİ HAKLAR NELERDİR? Ülke genelinde işyerlerinde çalışan bütün kişiler kamu kurumlarında çalışan memurlarda dâhil iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlerden faydalanacaklardır. Bu Kanun ile tüm işyerlerindeki çalışanlarımız herhangi bir sayı sınırı olmaksızın İSG hizmetlerinden yararlanacak, işyerlerindeki İSG çalışmalarına aktif katılım sağlayabileceklerdir. 2) Kanunu çalışanlar açısından kısaca yorumlayabilir misiniz? Ülke genelinde işyerlerinde çalışan bütün kişiler kamu kurumlarında çalışan memurlarda dâhil iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlerden faydalanacaklardır. Bu Kanun ile tüm işyerlerindeki çalışanlarımız herhangi bir sayı sınırı olmaksızın İSG hizmetlerinden yararlanacak, işyerlerindeki İSG çalışmalarına aktif katılım sağlayabileceklerdir. Önleyici yaklaşımın benimsenmesi ve tam olarak uygulanmasının Avrupa’da ki gelişmiş ülkelerde iş kazası ve meslek hastalığı kaynaklı ölümleri büyük oranda azalttığı Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından yayınlanan istatistiklerden açıkça görülmektedir. Bu yaklaşımın Kanunumuza yansıtılmış olması, çalışanlarımızın hayatlarını kazanmaya çalışırken sağlıklarını ve hayatlarını kaybetmemeleri için bir fırsat olduğuna inanıyorum.
Kanunun Çalışana Getirdikleri İş sağlığı ve güvenliği konularında temsil edilmek. Kendisinin ve çalışma arkadaşlarının sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemek. Kendilerine verilen üretim ve korunmayla ilgili tüm araç ve donanımları doğru kullanmak. Sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak Kanunda belirtilen hallerde (işe giriş ve iş değişikliği vb.) sağlık muayenesinin yapılması. 1) Çalışanlar, Kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle, Üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmakla, Güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemekle KKD doğru kullanmak ve korumakla. Ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermekle, Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmakla Yükümlüdürler.
Kanunun Getirdiği «YENİ»likler Tüm çalışanlar Kanun kapsamında Çalışan temsilcisi İSG Profesyonellerine hayati tehlikeleri Bakanlığa bildirme yetkisi Bakanlıktan mikro işletmelere İSG hizmetlerinde destek Toplu işyerlerine koordinasyon yükümlülüğü Önleyici yaklaşım gereği risk değerlendirmesi zorunluluğu Çalışanların İSG faaliyetlerine aktif katılımı 1) 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU HANGİ YENİLİKLERİ GETİRMİŞTİR? Kanunun getirdiği önemli yenilikleri şöyle sıralayabiliriz; Memurlar da dahil olmak üzere bütün çalışanların Kanun kapsamına alınmıştır. •İSG konularında çalışanları temsil etmeye yetkili çalışan temsilcisi getirilmiştir. •Çalışanların İSG faaliyetlerine katılmaları sağlanmaktadır. •İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin hayati tehlike arz edenleri Bakanlığa bildirme yetkisi getirilmiştir. •Bakanlık, mikro işletmelere iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri konusunda destek sağlayacaktır. •Önleyici bir yaklaşım benimsenerek risk değerlendirmesinin yapılması zorunlu hale getirilmektedir. •İşyerlerinin toplu halde bulunulan yerlerde koordinasyon yükümlülüğü getirilmiştir.
Önlemek, ödemekten daha ucuz ve insanidir. Önlemenin tazmin etmekten her zaman daha ucuz olduğu dünya çapında kabul görmüş bir görüştür. İş kazası ve meslek hastalığı sebebiyle ortaya çıkan maddi zarar hiçte azımsanmayacak kadar büyüktür. İş sağlığı ve güvenliğine yapılan yatırımın karşılığının kat kat alındığı yapılan akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilimsel bir gerçektir.
TEŞEKKÜRLER… www.guvenlebuyuturkiye.com www.isggm.gov.tr 1) Gerek Bakanlığımızca yapılan bilinçlendirme çalışmaları ve gerekse de kamuoyunda oluşan farkındalık ile ülke genelinde güvenlik kültürünün yerleşmesi beklenmektedir. Ama bu süreç bugünden yarına hemen gerçekleşecek kadar basit bir konu değildir. Yeni Kanun ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda oldukça kapsamlı teknik düzenlemeler getirilmiş ve yapılması gerekenler belirlenmiştir. Bu düzenlemelerin istenen sonuçları doğurması için gerekli olan temel konu, ilgili tarafların iş sağlığı ve güvenliğine önem vermesi ve bu konunun gerekliliğini kabul etmesidir. Bakanlık olarak Kanunun layığı ile uygulanması için ilgili tarafların bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaları derhal başlatmış bulunuyoruz ve daha önce de değindiğim gibi bu çalışmalar artan bir ivme ile devam edecektir. 2) Kanunun iş hayatına yapabileceği olumlu katkılar; başta ölümlü iş kazalarının azalmasını sağlamak, meslek hastalığının tespit edilebilmesinde gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşılarak meslek hastalıklarının önlenebilmesi için gerekli çalışmaların yapılabilmesine imkan sağlamak olarak değerlendirilebilir. Kanun muhtemel sıkıntıları da göz önünde bulundurarak hem ana maddede hem de geçici maddeler ile Türkiye’de işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin temini için güçlü bir yapı oluşturmakta ve kurgulanan yapının sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Detaylı Bilgi: www.guvenlebuyuturkiye.com www.isggm.gov.tr isggm@csgb.gov.tr