MİDE VE DUODENUMUN CERRAHİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI Midenin cerrahi girişimi gerektiren hastalıkları peptik ülser ve tümörlerdir. Kanama, delinme ve darlık gibi komplikasyonlarda cerrahi müdahale gerekir Mideye uygulanan cerrahi girişiminin amaçları: *Gastrik asit salgısını baskılayarak ülserin iyileşmesini sağlamak. *Midede bulunan benign ya da malign tümörleri çıkarmak * Peptik ülser komplikasyonları olan kanama, obstrüksiyon ve perforasyonu tedavi etmektir.
1-Peptik Ülser Asit salgısının aşırı olması, helikobakter pilori bakterisi, aspirin,nonsteroid ya da antienflamatuar ilaçlar, sigara peptik ülsere sebep olan faktörlerdir. Kesin olmamakla birlikte: stres, alkol, asitli içecekler de peptik ülsere neden olduğu söylenmektedir.
Belirti ve Bulgular Hastada, özellikle duodenum ülserinde midede veya epigastrik bölgede açlıkta yanma hissi, yemekten birkaç saat sonra ve gece uyandıran ağrı, yanma, ekşime olduğu görülür. Bazı hastalarda sindirim güçlüğü, hazımsızlık ve midede bir huzursuzluktan şikayet ettikleri görülür. Tanı Hastanın öyküsü Radyolojik inceleme Endoskopik inceleme Gastrik analiz BT
Vagotomi, asit salgılayan vagus sinirinin kesilmesidir. Tedavi ve Bakım Peptik ülser tedavisinde, ilaç tedavisine cevap vermediği durumlarda, kanama gelişmişse, ülserde delinme olmuşsa, zorunlu olarak cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi girişim olarak Vagotomi, Gastroje- junostomi ve Subtotal gastrektomi yapılır. Vagotomi, asit salgılayan vagus sinirinin kesilmesidir.
Gastroenterostomi, yaşlı, genel durumu iyi olmayan hastalara uygulanmaktadır. Mide jejunumla ağızlaştırılmaktadır. Subtotal gastrektomi midenin ve duodenumun bir bölümü çıkartılmakta ve duodenumun açık kalan ağzı dikilerek, kapatılmaktadır. Midenin açık kalan kesik ağzı ise jejunumla ağızlaştırılmaktadır
Mide Tümörleri Mide tümörleri, midenin yapısından dolayı erken evrelerde belirti vermeyebilir tanısı ancak ileri evrelerde konulabilir. Mide kanserinin oluşumunda genetik, çevre ve beslenme faktörleri rol oynar. Tuzlu yemek alışkanlığı ve tütsülenmiş gıdalarla beslenenlerde daha sık rastlanmaktadır.
Belirti ve Bulgular Erken evrede genellikle belirti yoktur. Bazen epigastrik dolgunluk, bulantı, kusma, ağrı olabilir, bunların hiçbiri kanser için tek başına belirti değildir. Semptomlar bazen lezyonun yerleştiği yere göre erken ortaya çıkabilir. Fizik muayenesinde, kitle ele gelebilir. Kanama, tıkanma bulguları olabilir. Laboratuvar bulgularında belirgin bir özellik yoktur. Anemi, demir eksikliği görülebilir. Tanı Tanı endoskopi (gastroskopi) ve işlem esnasında alınacak biyopsilerle konulur. Özellikle prekan- seröz lezyonların iyi yada kötü huylu olup olmadıkları endoskopi vebiyopsi yöntemiyle araştırılır. Kan tetkikinde, CEA, pepsingen gibi değerlerden yararlanılır. Bilgisayarlı tomografi (BT)
Tedavi ve Bakım Tedavi, cerrahi ve kemoterapi olarak yapılır. Midenin bir kısmı yada tamamı çıkartılır. Bu durumda hastanın şişkinlik ve hazımsızlık gibi şikayetleri olabilir. Az, sık yemek yemesi ve ilaçların düzenli kullanması gerektiği anlatılmalıdır. Cerrahi tedaviden önce kemoterapi ile tümör boyutunu küçültmeye çalışılmalıdır. Sonra cerrahi girişime karar verilmelidir.
Hemşirelik Bakımı Acil durumlarda hasta ve yakınlarına yapılacak işlemler hakkında anlayacakları şekilde bilgi verilerek psikolojik destek sağlanmalıdır. Hastanın sözel ifade edemediği fakat davranışlarıyla belli ettiği bulgularda dikkate alınmalıdır. Planlanmış cerrahi girişim yapılacaksa ameliyat öncesi; gerekli tetkikler yapılmalı ve yapılacak cerrahi işlem hakkında bilgi verilerek hasta ameliyata hazırlanmalıdır. Ameliyattan sonra nazogastrik sonda, idrar sondası yada dren olabileceği anlatılmalıdır. Oluşabilecek solunum komplikasyonlarını önlemek amacıyla solunum egzersizleri anlatılmalı ve uygulattırılmalıdır. Ameliyattan sonra iyileşme sürecinin uzun ve yavaş olacağı anlatılmalıdır.
Ameliyattan sonra yaşam bulguları, aldığı -çıkardığı takibi, pansumanları gibi rutin hasta takipleri yapılmalı. Özellikle mide ve duodenumun cerrahi girişimlerinden sonra dikkat edilecek hususlar şunlardır; NG yönünden, hastanın semifowler pozisyonda olmasına dikkat edilmeli, NG tüpten gelen drenajı, çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir. Beslenme konusunda, hastaya önce ağızdan az az su verilmelidir, tolere edebildiği takdirde NG tüp çıkartılmalıdır. Öncelikle az ve sık yumuşak gıda ile diyet başlanmalı. Hastaya çok çiğnemesi gerektiğinin önemi anlatılmalıdır. Sonraki zamanlarda proteinden zengin, az karbonhidratlı, normal yağlı diyete geçebilir.
Ayrıca, postop dönemde gelişebilecek komplikasyonlar ve enfeksiyon yönünden takip edilmelidir. hemogram kontrolleri yapılmalıdır. Ameliyat yerinde sekresyonun, kanamanın olup olmadığı kontrol edilmeli kanama görülürse doktora haber verilmelidir. Ameliyattan sonra doktor istemine göre İV sıvı, analjezikler uygulanmalıdır. Hasta ve yakınlarına bilgiler verilerek destek olunmalıdır.