Öğrencinin; Adı:Şeymanur Soyadı:Bayçelebi Sınıfı:6\A No:2 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Öğrencinin; Adı:Şeymanur Soyadı:Bayçelebi Sınıfı:6\A No:2 Öğretmenin; Adı:Yusuf Ziya Soyadı:Kınacı Ders:Bilişim Teknoloji Konu:Slayt Hazırlama
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü: Doğru Su Yönetimi, Doğru Su Yasası ile Gerçekleşir! 2013 yılı Dünya Sulak Alanlar Günü’nün ana konusu “Sulak Alanlar ve Su Yönetimi”, sloganı “Sulak Alanlar Suyu Korur” olarak belirlendi. TEMA Vakfı, Dünya Sulak Alanlar Günü’nde, suya erişimin temel bir insan hakkı olduğuna ve suyu kaynak değil varlık olarak kabul eden bir Su Yasası’nın gerekliliğine dikkat çekti. TEMA’nın 1998 yılında Mera Yasası’nın çıkarılmasına, 2005 yılında da Toprak Yasası’nın yazımına ve çıkarılmasına destek verdiğini hatırlatan Vakıf, hazırladığı Su Yasa Tasarısı Taslağı’nın ekolojik yaşam haklarımızı korumak adına hükümetle ve ilgili kurumlarla paylaşıldığını, doğru su yönetiminin doğru yasası ile gerçekleşeceğini belirtti.
Herkesin Suya Ulaşımını Güvence Altına Almayan Bir Gelecek Kabul Edilemez Sulak alanların sağlıklı bir şekilde varlıklarını sürdürebilmeleri için yer aldıkları havza sistemleri ile birlikte Entegre Havza Yönetimi gibi bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı ve suyun akışa geçtiği en üst noktadan deniz ve göle ulaştığı noktaya kadar geçtiği tüm ekosistemler birlikte yönetilmedir. Bunun için; öncelikle, doğru bir su politikasına sahip olmak gerekir. TEMA Vakfı, doğru bir su politikasının suya ulaşmanın temel bir insan hakkı olduğu ve suyun tüm canlıların yaşamı için vazgeçilmez olduğunun tanınması ile sağlanabileceğini savunmaktadır.
Bizler Yaptık… Herkesin suya ulaşımını güvence altına almayan bir gelecek kabul edilemez. Bu sebeple, bütün düzenlemeler ve politikaları bu ilkenin ışığında hazırlanmalıdır. Sürdürülebilirlik ilkesini temel alan bu yaklaşım, suyun; --En yüksek önem düzeyinde korunmasını, --Bütüncül planlama yöntemleri ile geliştirilmesini, --İyi yönetişim ilkeleriyle ve özellikle suyu yöneten ve kullanan tüm paydaşların aktif katılımıyla yönetimini zorunlu kılar.
EDİTÖRE NOTLAR Derinlikleri en fazla 6 metreye kadar olan sığ göl, lâgün, deltalar, korunaklı kıyılar, su dolaşımına sınırlı olan bölgeler sulak alan olarak nitelendirilir. - Dünya’daki toplam suyun yüzde 97’sini okyanuslar oluşturur. Geri kalan %3’lük (ve büyük miktarı katı halde bulunan) suyun binde dörtlük bölümünü ise sulak alanlar oluşturur. Yeryüzündeki yaşam, varlığını bu binde dörtlük bölüme borçludur. - Bugün yeryüzünde 186.963.216 hektar sulak alan Ramsar Alanı ilan edilerek, korunuyor, içinde yaşayan tüm canlılara, insanlara ve bilime ev sahipliği yapıyor. - Dünya’daki doğal sulak alanların neredeyse % 50’sinin tarım ya da diğer amaçlar için kurutulduğu tahmin edilmektedir.
Editör notlar - Nesli tükenmek üzere olan türlerin %45’i sulak alanlarda yaşar. Sulak alanlar, sulak alan ekosisteminde yaşayan canlılar için ideal üreme ve yaşam ortamı aynı zamanda göçmen türler için birer dinlenme alanıdır. - Günlük yaşantımızda pek farkında olamasak da sulak alanlar hayatta kalmak için korumamız ve yaşatmamız gereken çok önemli ekosistemlerdir. - Dünyanın dört bir yanındaki sulak alanlar hiçbir karşılık beklemeden ekosistem hizmetleri sunar. Sağlıklı bir sulak alanın, iklimsel düzenleme, zehirli maddelerin tutulması, taşkın kontrolü, erozyonun azaltılması, genetik ve biyoçeşitlilik kontrolü, birçok tür için üreme ve yaşam alanı olma; yer altı suyunu dengeleme, başta kentsel alanlar ve tarım alanları olmak üzere suyun arıtılmasını sağlama gibi birçok fonksiyonu vardır. - Bir sulak alanın yok olması sadece o alandaki su kütlesini kaybetmekten öte, tüm ekolojik ve sosyal yaşamın da yok olması anlamına gelir.
Çölleşmeyle Mücadele Projeleri Her yıl 743 milyon ton verimli üst toprağımızı erozyonla kaybediyoruz. Son 50 yılda 4 milyon hektar alan, erozyon ve çölleşmeden kurtarıldı. Ancak mücadeleye bu hızla devam edilirse, erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki toplam 57,6 milyon hektar arazi varlığımızı kurtarmak için yaklaşık 700 yıla ihtiyaç var. Dünya genelinde ise her yıl İsviçre’nin 3 katı büyüklüğünde 12 milyon m2 alan, çölleşmeyle yok oluyor, toprak bozunumundan 1,5 milyar insan etkileniyor.
ÜLKEMİN GELECEĞİ ELLERİMDE Özet Bilgi: Proje ile Karapınar, Karaman ve Ereğli’de çok disiplinli bir yaklaşımla, geleneksel arazi kullanımı yöntemlerinin geliştirilmesiyle çölleşmeyi önlemeye katkı verilmesi, yöre halkına alternatif geçim kaynakları yaratılması amaçlanmıştır.
Kirlilik Nedenleri !!! Toprak, su, bitki örtüsü ve iklim özelliklerinin ölçülmesi ve analizi, Arazi Kullanım Planı ve Çölleşme Duyarlılığı Değerlendirme ve Çölleşmeyi Azaltacak Modelin oluşturulmasıyla, mevcut arazi kullanımının iyileştirilmesi, bu sayede; toprağın verimli kullanımını sağlamak amacıyla doğru tarım ve hayvancılık yöntemlerinin, geleneksel ürün çeşitlerinin belirlenmesi ve bunların yerel halkla paylaşılarak, iyi üretimin sağlanması ve çevreyle uyumlu alternatif geçim kaynaklarının geliştirilmesi olarak özetlenebilir. Bununla birlikte toprak karbon yutaklarının etkinliklerinin/toprak iliğine katkıların arttırılmasıyla karbon emisyonundan kaynaklanan CO2’nin tutularak iklim değişimi etkilerinin azaltılması yöntemleri geliştirilecektir.
SEÇİMİNİ YAP ??? BUNUMU YOKSA ŞUNUMU ŞEÇİMSENİN..