GÖNÜL KÖPRÜSÜ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Iletişimde üç filtre
Advertisements

Bu mesajı okumak için vakit ayır, çok önemli!
MUSTAFA YEŞİLADA
BİR KELEBEĞİN DERSİ Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi;
Atatürk’ün Çocukluk Anıları
DÜNYA’ MIZ NASIL OLUŞTU? HAZIRLAYAN: İrem İSLAMOĞLU
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
Lütfen Bu iletiyi okuyun.
 Günde üç ö ğ ün ve e ş it miktarlarda yemek yemelisiniz.Bir ö ğ ün de fazla yemeyin, yava ş yiyin, acele etmeyin.  Sizi üzen, sinirlendiren, kızdıran.
- Buraların yabancısıyım demiş.
ARKADAŞ VE DOST KAVRAMI
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
SESLİ GAZİ ÇİFTLİĞİNDE DOLAŞIP HAVA ALIRKEN OLDUKCA YAŞLI BİR KADINA RASTLADIK. ATATÜRK ATTAN İNEREK BU İHTİYAR K K K KADININ YANINA SOKULDU. MERHABA.
Sunu: akie
PAMUK PRENSES YEDİ CÜCELER
Adam, bütün bir haftanın yorgunlu ğ undan sonra pazar sabahı eline gazetesini alıp okumaya ba ş ladı ve "Bütün gün miskinlik yapaca ğ ım, beni bundan kimse.
Gözlerini severim en çok, Gökteki yıldızlardan parlak; Bir parça da ba ş tan çıkarak. Dans edelim gel! Ne halleri vardı, sahiden, Bedbaht a ş ı ğ ı berbat.
ZAMİRLER.
Ünite Ürün Dosyası Sunumu Bülent ÖZTÜRK
Hazırlayan: Zeynep Adsoy Türkçe Öğretmenliği/2 No:
ZAMİRLER.
EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN, ZEKİ VE ÇEKİCİ BİR GENÇ ADAM OLMANIN GURURUNU TAŞIYORDU. EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN,
SERBEST OKUMA METİNLERİ
SES İ M REH İ N denizin durgunlu ğ u öyle bir vuruyordu ki. suskunlu ğ umu yüzüme.
SLAYT GEÇİŞLERİ İÇİN… LÜTFEN TIKLAYINIZ… SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER… Sesli İzleyiniz.
Göl’ün Hikayesi.
YAPI(PLAN).
ÖLÇÜLER.
NERDESİN İSHAK SAKA.
Master in Advanced European and International Studies.
Yaşlanmanın ayrıcalıkları …
YAPIM VE ÇEKİM EKLERİ.
6-7 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 1.sınıf velilerine tavsiyeler
Büyük kurbağa, küçük kurbağaya diğer hayvanları tanıtmak istiyordu.
SORULAR.
Demek ki geceler bensiz de güzel Yoklu ğ um canına tesir etmemi ş Ha benim ellerim ha ba ş ka bir el Gariplikler garibine gitmemi ş Demek ki.
Aklımıza esti ş u «Rodos'u» bir görelim dedik. Kalktık Marmaris'ten bir saatlik dalgalı bir deniz otobüsü yolculu ğ u sonunda, oraya vardık.. Bizi orada,
 Yoklu ğ un varl ığı n ate ş ten g ö mlek yoklu ğ un ondanda k ö t ü m ü mk ü n de ğ il senle g ü lmek yoklu ğ un ondan da k ö t ü. bu belay ı a ş k.
DRAMA.
DAYANIŞMA VE YARDIMSEVERLİK
ZARFLAR Fiillerin, sıfatların ya da kendi türünden olan sözcüklerin (zarfların) anlamını “zaman, durum, yer yön, miktar ve soru” bakımından etkileyen sözcüklere.
Rüyamda yaratıcı ile bir konuşma geçti aramızda
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞINDA GEL...
CÜMLEDE ANLAM 1.SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçümseme anlamı vardır? A.Bütün gün uğraştım ,ödevlerimi hala bitiremedim B.İnsanlara zor zamanlarında.
AİLE VE İLETİŞİM AİLE VE İLETİŞİM.
CİN ALİ FACEBOOK İLE TANIŞIYOR
4 bütün ekmek 6 yarım ekmek 5 muz eder. 6 soru 12= basamak
 Tayyareci Fethi BEY ilk Osmanlı pilotlarındandır.  istanbul'da do ğ mu ş, 1907 yılında Bahriye Mektebi'ni bitirmi ş tir. Mesle ğ inde ilerlemek için.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
GENÇ RESSAM.
TAVŞAN KUZU VE SERÇE Çalı dibinde bir tavşan. Kulaklarını dikmiş bakıyor. Çimen üstünde bir kuzu. Başını eğmiş,ot yiyor.
YALAN (2).
ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI. Anlatımda Anlatıcının Tavrı : Bir olay, bir durum kar ş ısında ki ş inin takındı ğ ı davranı ş a tavır denir. Anlatıcı, konuyu.
Lütfen Bu iletiyi okuyun. Bir zamanlar oldukça kırıcı karaktere sahip bir çocuk vardı. Bir gün babası çocuğa bir çuval dolusu çivi vererek, her sinirlendiğinde.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Uzman Sosyal Çalışmacı
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki.
ÜZEYİR GARİH DOSTLUK İLKÖĞRETİM OKULU 1-A SINIFI SAKARYA/ ARİFİYE
HIRISTIYANLIK. Hristiyanlık, 1.YY da Hz. İ sa’nın tebli ğ iyle ba ş lamı ş tır. Hz. İ sa’nın do ğ du ğ u yıllarda Filistin, Roma’nın hâkimiyeti altında.
BEYAZ BULUT YAĞMUR OLMAK İSTEDİ
GÖNÜL KÖPRÜSÜ.
PAYAS KALESİ (CİN KULESİ). Hatay'ın En Önemli Kıyı Üssü "Cin (Payas) Kulesi" Payas Kalesi de denilen Cin Kulesi Hatay (Antakya) ilinin Payas ilçesinde.
Dürüst, “do ğ ru” kimse anlamına gelir Dürüstlük içtenlik, do ğ ruluk, açıklık, do ğ rudanlık gibi ki ş ilik özelliklerine sahip olmaya i ş aret eder.
ALFRED ADLER VAKA İ NCELEMELER İ. VAKA 1: SORUN: Evli, 32 ya ş ında bir kadın sol gözu ̈ nu ̈ n etrafındaki ş iddetli a ğ rıdan ve çift görmeden ş ikâyetçidir.
ARŞIMET. ARŞIMET KIMDIR ? Arşimet MÖ 287 yılında Sicilya’da dünyaya gelmiştir. Antik dünyanın ilk ve en büyük bilim adamı olarak bilinir. Arşimet dedi.
HZ.ADEM İ N HAYATI Hz. Adem;ilk Peygamber ve ilk insandır. Allah O’nu topraktan yaratmı ş, sonra ruhundan üfleyerek can vermi ş tir.
ÇARŞAMBAYI SEL ALDI. HİKAYE Çar ş amba Ovasında, Ye ş il Irma ğ a kadar uzanan Abdal deresinin kıyısındaki köylerden birinde, yoksul bir ailenin o ğ.
Boş ver be yaşı başı! Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
HAZIRLAYAN : HEL İ NNAZ ÜLGE N DERS Ö Ğ RETMEN İ : NECM İ YE GÜNGÖR.
Sunum transkripti:

GÖNÜL KÖPRÜSÜ

Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu.

İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık, giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı.

Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçici bir iş istedi: -Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size yardımcı olmak isterim, dedi. -Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım, işi bitiririm. Büyük kardeşin aklına o an bir iş geldi. -Evet, sana göre bir işim var, dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti.

-Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur -Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayran bir dere var. İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra sordu: -Benden ne yapmamı istiyorsunuz? dedi.

Büyük kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı: -Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir,dedi. -Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım. Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi: -Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum, dedi. -Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın.

İş arayan usta, başını salladı: -Sanırım durumu anladım, efendim, dedi İş arayan usta, başını salladı: -Sanırım durumu anladım, efendim, dedi. -Şimdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime başlayayım.

Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı.

Karşısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu

Büyük kardeş, hala geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu.

-Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin, dedi ağabeyine. -Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel...

Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü. -Gitme, dur, bekle, diye seslendi, ona. -Sana yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde...

Usta gülümsedi; -Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek, dedi ve ekledi: -Yapmam gereken daha çok köprü var. Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini ziyaret edin.